15 Kasım 2013
14 Kasım 2013
Almanya'nın Kabusu
Almanya ile İtalya arasındaki ezeli rekabeti simgeleyen en iyi fotoğraf karesi bu olsa gerek! Almanlar'ı dize getiren bir millet varsa bu kesinlike İtalya!
Bugüne kadar oynadıkları 31 maçta sadece 7 kez Almanlar kazandı ki önemli maçların hemen hepsinde İtalya tabelada üstündü. 18 yıldır(6 maç 4 yenilgi 2 beraberlik) Almanya'nın İtalya'ya karşı galibiyeti yok. Son galibiyeti de 1995 yılında bir hazırlık karşılaşmasında aldı. 2006 ve 2012'de Dünya ve Avrupa Şampiyonalarından elenmesi yine İtalya yenilgileriyle oldu. Dolayısıyla yarın oynanacak olan hazırlık karşılaşması Löw'ün 100. milli maçı olmasının dışında bu kötü seriyi sonlandırmak adına da oldukça önemli!
Bence bu kez kazanacak..
Arsenal Evinden Ettirdi
Uganda Observer'in belirttiği habere göre Ugadanda'dan iki arkadaş Man U-Arsenal maçına iddiaya girmiş. Henry Dhabasani Arsenal'in ve Rashid Yiga ise Manchester'in yeneceğini iddia etmiş.
Manchester United kazanırsa eğer Dhabasani evini arkadaşına verecek ve fakat olur da Arsenal kazanırsa arkadaşı arabasıToyota Premio ve EŞİNİ verecek!
Kazanan Manchester olunca adam arkadaşının evine konmuş. Dhabasani ise üç eşi ve 5 çocuğu ile evsiz barksız kalmış!
Hali hazırda 3 eşi olan adam 4.cüsünün peşinde. Lan olm nasıl baş ediyorsunuz lan hepsiyle?
Bu arada beş-altı yıl sonra gelip "ne var lan bunda ilginç olan bizim arkadaşın da üçüncü eşi.." fian diye gelmeyesiniz diye tarih attım içeriye.
13 Kasım 2013
Şeytan, Melek ve Komünist-Nedim Gürsel
1951 doğumlu Nedim Gürsel ile benzerliklerimiz bir hayli
fazla. Antep’te doğmuş olsa da benim memleketim olan Balıkesir 6 Eylül İlkokul’unda okudu. Bu yüzden romanlarında hep bir
Balıkesir ayrıntısı olur; Şeytan, Melek ve Komünist’de de olduğu gibi.
Galatasaray Lisesi mezunu ve bu da yatılı okul geçmişi konusunda yine
benzeşmemizi sağlıyor. Balıkesir gibi yurt odaları ayrıntıları da romanlarına bir
yerden mutlaka sızıyor. Teoloji konusunda agnostisizmi benimsemiş, yine benim
gibi. Bundan sonra memleketi terk etme
ortak paydasında yine buluşuyoruz ama o Fransa’ya gidiyor ben Almanya’ya. Ben doğduğumda o yeniden ülkeye geri dönüyor
ama onu 12 Eylül karşılayınca tekrardan Fransa’ya gidiyor bana günden güne
otoriter tutumunu arttıran AKP güzelliği “merhaba” deyince ben kalıyorum ya da
kim bilir, belki ben de geri döneceğim Almanya’ya?
Kahn & Valdes
Birbirlerine zıt karakterde iki kaleci aslında. Yine de sonuçta birisi Titan.. Tek başına takım deyimini Drogba gibi hak eden nadir iki üç oyuncudan birisi. Başka bir şey o..
DK Forması
İnternette sürüyle aha şöyle olacak, böyle olacak diye forma tanıtımları çıktı. Birisini de bloğa almıştım. İşte Almanya'nın DK'sında giyeceği gerçek forma bu. Bence güzel..
Öyle Olsaydı Bile..
Nürnberg'in İsveçli oyuncusu Per Nilsson İbra hakkında konuştu: "Aslında o İsveçli bile değil. İsveç için biraz fazla iyi bir futbolcu, belki de şu an dünyanın en iyi futbolcusu. Bir daha O'nun gibisi gelmez.".
Egoist ve takım içi ayrıcalıkları hakkında da ilginç şeyler söylemiş.
"O Kaptan. Oliver Kahn ya da Mark van Bommel gibi sözleriyle değil saha içi aksiyonlarıyla takımı yönetiyor, bir yere taşıyor. İbra dışarıdan yansıtıldığı gibi ayrıcalıklara sahip değil takım içerisinde. Ne bileyim yemeği ilk ona vermiyorlar ya da herkesin dışında farklı bir tedavi ona uygulanmıyor. Ama öyle olsaydı bile takım içerisinde tek bir insanın bile buna itiraz edeceğini düşünmüyorum çünkü yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda ben dünyanın en iyi futbolcusu ile yan yana oynadım diyerek hatırlayacağız onu."
12 Kasım 2013
11 Kasım 2013
Daha 19 Yaşında Düşlerinde Özgür Dünya
Her gün aklıma bir şekilde düşüyor. Gülen gözleri mi yoksa 19 yaşındaki gençliği mi bilmiyorum ama son aylarda beni bu kadar çok etkileyen bir başka insan olmadı sanırım. Belki biraz da senin, benim gibi olması. Üniversite hayatı, idealist tutumlar, cesurca öteki için savaşmak.. Yani Ali İsmail aslında Gezi'de 80 ilde ortaya çıkan polise karşı direnen binlerce insandan birisi, o kadar sen.. o kadar ben. Pink Floyd manyağı, son tivitinden anladığımız kadarıyla da PES hastası.
Dün olmuşçasına belki bu yüzden üzülmeye devam ediyorum.
Babası diyor ki: 'Ben oğlumdan çok şey öğrendim. Daha da öğrenecektim. müsade etmediler..' Sonra devam ediyor acılı Baba: Oğlum, öğretmen olmak istiyordu. Dayanışma içindeydi, paylaşımcı ve haksızlıklara karşı tavizsiz tutumu vardı. 2007 yılında kalp ameliyatı geçirdi. Dirençliydi. Oğlum, saldırıda bir dar sokağa sıkıştırılarak, sivil faşistler ve polis tarafından öldürüldü."
Abisi şiir yazmış arkasından..
içim içime sığmıyor,kabullenmek zor geliyor.
abi şu filmi izle diyecektin,
daha çok kitap tavsiye edecektin bana.
çektiğin fotoğrafları kritik edecektik,
belki de ışık ters olmuş diyecektim sana.
şimdi hangi filmi izleyeyim söyle,
tavsiye ettiğin son filmi de izlemiştim oysa,
bira içecektik oturup karşılıklı,
oğlum göbek yapıyor rakı içelim diye söylenecektim sana.
yeğeninizin kavgasını yapacaktınız Fırat'la;
amcasını mı daha çok seviyor, dayısını mı diye.
söylenecekti babam sana,
böyle saç traşımı olur,kes şu sakalı diye.
biliyor musun artık ben gidiyorum bakkala,
Ali süt almaya git diyor bazen annem bana,
sonra duraksıyor ve “ahıtkada ali” diyor göz yaşlarıyla.
içim içime sığmıyor,kabullenmek zor geliyor.
sen gittin ya, dünya bize dar geliyor.
20 Kasım Sabahı Kayseri'de (Eskişehir'den kaydırıldı) saat 9'da duruşması var. Yalnız kalmasın..
10 Kasım 2013
Hakem'e Hakaret Davası
Peter Gagelmann geçtiğimiz hafta sonu Bayern München-Augsburg maçını yönetti. Maçın son saniyesinde penaltı çalarak kuponumu yaktı ama asıl sorun verdiği kararlar değildi. Maç içerisinde verilen kararlar da tartışıldı gerçi. Bayern'in ilk golünden önce Mandzukic'in faul yaptığı dile getiriliyor. Keza hakem kararlarına isyan eden teknik adam Markus Weinzierl'i tribüne gönderdi v.s..
Lakin Augsburg hakemi mahkemeye "hakaret" nedeniyle veriyor. Gagelmann'ın Bayernli ve Augsburglu oyunculara farklı şekilde davrandığı söyleniyor. Bayernlilere karşı oldukça kibar olan hakemin Augsburglu oyunculara maç içerisinde "siktir git"(verpiss dich) dediği iddia ediliyor. Bu yüzden mahkemeye de veriliyor.
Ulan yıllardır binlerce insan hakemlere demediğini bırakmıyor, adamın biri.. ahaha şaka lan şaka. Hakem öyle şeyler demesin elbette.
Fenerbahçe-Galatasaray 2-0
Pozisyonu yok denecek kadar az keyifsiz bir derbiyi favori
çıkan Fenerbahçe attığı iki gol sonucu oldukça kolay kazandı.
Derbi Öncesi
İlk devrenin en ateşli geçmesi beklenen maçı birbirlerine zıt karakterlerden oluşan iki takımın mücadelesine sahne olacak. Kadıköy’de favori çıkan Fenerbahçe1999 yılından bu yana o sahnede galibiyeti olmayan Galatasaray bir ilk peşinde koşacak. Bu maçın bana göre anahtar sözcüğü “pres”. Pres başarılı olduğu ölçüde Fenerbahçe kazanmaya yakın durur ama presi kıran Galatasaray'ın ise şansı sanılandan çok daha fazla!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)