6 Nisan 2012
Arkadan destek şart..
Mame Diouf
Mesut-Nuri
5 Nisan 2012
Van Gaal vs Magath
Van Gaal saha içerisinde Magath saha dışında yüzde yüz otoritedir.
Van Gaal sahayı santimetrekarelere bölüp her bölgeyi „kendisi“ yönetmek ister, Magath „teknik direktör oyuncu“ modelinden en az üç tanesine ihtiyaç duyup sazı bunların eline vermekten çekinmez.
Van Gaal taktisyen hocaların babasıdır, Magath’ın antrenmanlarında taktik antrenmanı dahi yoktur.
Van Gaal gençleri yetiştirir, imzasını "parasız" bir şekilde atar, Magath milyon tane kelepir oyuncu alır, ikisi tutsa hepsinin parasını kurtaracak şekilde verim alır.
Van Gaal sabır ister Magath para..
Van Gaal insiyatif alacak yıldız oyuncu düşmanıdır(Quaresma ya gider ya da akıllanır ama bence gider), Magath saha içi teknik direktör olacak yıldıza ihtiyaç duyar.(Quaresma iki sınıf birden atlar)
Van Gaal yıldız istemez,oyuncuları sıklıkla kendisi yetiştirir, Magath yetişltirilmiş olanların düşüşe geçmişlerini kendisine alır, bunlardan bir kaçına ikinci baharını yaşatır.
Van Gaal yönetimle „transfer istemediği için“ kapışır, Magath bir sezonda 32 oyuncu aldığı için kapışır.
Van Gaal’ın aylığı pahalıdır, eylemleri ucuzdur, Magath her türlü pahalıdır.
Van Gaal bir milli takım çalıştırmak istediğinden bahseder, kulüp takım çalıştırma ihtimali az iken Magath "Wolfsburg Bundesligadaki son kulubüm" der yurt dışına gideceğini sıklıkla belirtir, dolayısla bize gelme şansı bir hayli fazladır.
Özellikle orta sınıf, parası fazla olmayan bir takımın başında olsam Mourinho sonrası ilk başvuracağım hoca Van Gaal’dir Türkiye’de bir kulubün başında olsam direkt Magath’a tüm yetkiyi vererek takımın başına onu getiririm.
Magath kibirlidir Van Gaal Magath’ın en az yirmi beş katı kibir sahibi bir hocadır.
Magath insan yönetimi konusunda ustadır Van Gaal futbolun yönetimi ve içeriği konusunda bilirkişidir.
Magath bizim Kalli’nin iki büyük boy büyüğüdür Van Gaal ise Mourinho’nun biraz daha keskin çizgilerle donatılmışıdır.Bazen bu keskinliği onu iki adım geriye götürür, Mourinho’da hamle çeşitliliği daha fazladır.
Magath eski yıldız futbolcudur Van Gaal eski yıldız olamamış futbolcudur.
Magath futbolcu olarak finalinde bizzat onun attığı gol sonrası şampiyon kulupler kupasını kaldırmıştır Van Gaal bunu teknik direktör olarak başarmıştır.
Birileri Magath'dan şikayet eder iken Van Gaal da genelde birilerinden şikayet eder.Her ikisi de üzerinde bir adam olmadan en üst düzeyde yetkiyle ancak sorunsuz çalışabilir.
Van Gaal topu koşturur, Magath oyuncuları..
Van Gaal beyazsa Magath siyahtır, ya da tersi. Renkler önemsiz, birbirlerinin zıttı iki hocadır.Uygunluk konusunda belki şu son kıyas biraz daha aydılatıcı olabilir;
Van Gaal kırmızı şarap sever Magath siyah çay..
Yetkiyi verin, işine karışmayın Van Gaal gelsin derim Magath yetkiyi almadan gelmez, işine de başbakan olsan karışamazsın.
4 Nisan 2012
Saygıyla önünde eğilelim:Christian Streich!
Klopp & Reus
Kagawa uzatmıyor..
Ah şu penaltılar..
3 Nisan 2012
Tanburacı ve İnadı!
Kuzey Güney
Burada acınacak durumda olan mikforonu elinde tutandır, karıştırmayalım. "patlatın bir şarkı bakalım" mış.. Bunlara mikrofonu yaklaştırıp siz doğuştan mı böyle gerzeksiniz yoksa iş ortamı mı sizi bu hale getiriyor diye sorup patlatın bakalım bir şirinlik, bir acıma duygusu diyeceksiniz.. Ve hemen o da mimiklerini ortaya çıkarıp "orta ikiye mi gidiyorsun ayyy" diyecek..
Cisse!
2 Nisan 2012
Carvalhal da gitti..
Başbakan 5 yıl yorum yapmasın..
Başbakan Erdoğan'ın spora ilişkin meselede bulduğu çözüm yoluna, meselelere bakış açısına bakarak ülkeyi de nasıl yönettiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Suç işlediğine "devletçe“ inandığı şahısların o suçu aslında yöneticisi olarak bir kulübe ait başarı getirmek adına işlediği çok net ortada olsa da bunları cezasız bırakmak için tüm gücünle kendisini ortaya koyuyor.
Başbakan sorunu çözüyor ama kendi yöntemleriyle. Suç işlediği varsayılan 8 kulübün bir alt lige düşürülmesindense 18 kulübün Avrupa Kupalarına katılım hakkını elinden almanın doğru olacağından bahsediyor. Adalet anlayışı budymuş. Suçun şahsiliğinden bahsedip kişileri yargılayıp yöneticisi ya da başkanı olduğu kulüpleri bu cezadan muaf tutma çabası içerisinde. Uğur Meleke, Hıncal Uluç gibi spor yazarları bu tavrın içerisindeki çelişkiyi gündeme getirdi. İngiltere örneğini verirken cezayı üç beş insan ya da taraftarı olduğu kulüp değil İngiliz futbolu ödemiştir.Holiganizmin toplumsal bir boyutu vardır belki ama şike operasyonu konusunda örnek alınacak tutum İtalya'da sergilenmiştir. Kurumların yöneticileri ile herhangi bir şirketin yöneticisinin yasal olmayan işler yaptığıında ceza ödeme şeklini kıyaslaranız doğruyu hızlı bir şekilde elde edebilirsiniz.
Devlet'e ve onun başındaki iktidara göre 8 takım suç işlemiştir. Yasa ortadadır ama bu uygulanamaz. Neden? Çoğunluğun çıkarı adına bu takımlar küme düşemez. Oysa bırakın bir 2 büyüğü 4 büyük düşse ne değişir? Devletin yasal sorumluluların göz göre göre suçun cezasını çıkar ilişkilerine göre belirlemesini kabul etmek mümkün mü? Kitlesi milyonları bulmuyor diye a'ya başka b'ye başka tavır takınmak devletçe yasallaşıtırılıyor. Cezalar kurumların gücüne göre mi belirlenecektir artık? Devletin buradaki bakış açısı diğer meselelerde olmayacak mıdır? Misal..
..zorunlu din dersini düşünelim. Köyümde cami yok, namaz kılmadım hayatım boyunca ve izmir'de üstelik dinle ilişkisi çok da fazla olmayan özel bir kolejde sıranın üzerine çıkıp bilmediğim namazı tüm sınıfın içerisinde kılmak zorunda kaldım. Diğer okullardaki durumu düşünemiyorum bile.Bunu sadece ben değil ülkede köyünün dışında eğitim gören alevi vatandaşlarının hemen hepsi yaşamak durumunda. Diğer açıdan Din Dersi'nin kaldırılması dindar insanlar için toplumsal huzur adına önemli bir eksiklik. Bu zorlamayla çoğunluğun çıkarını en azından kendi bakış açısı içerisinde korur iken biz arada ruhsal açıdan tecavüze uğrasak da bu çok büyük sorun değil.Bir kaç milyon alevi vatandaşımız için 70 milyonun din eğitiminden mi vazgeçeyim denilmiyor mudur?
UEFA bizim ülkeyi bilmez, tanımaz. Başkanı ve yöneticisi aylardır içeride olan bir kulubün hiçbir şey olmamışçasına sportif yaşamına devam ediyor oluşunu algılayabilmesi mümkün değildir. Sonuna kadar da haklıdır burada. Biraz olsun dışarıdan bakabilmeliyiz kendimize. Onun için ortada çok net bir suç vardır zira başka türlüsü düşünülemez ama biz ve sanırım Başbakan dahil öyle düşünmüyoruz. Bazen biz deriz oradaki şahıslarla devletin problemi vardı belki diye.. Bazen sorarız mesele gerçekten işlenilen suçlar ve onlara verilecek cezalardan bağımsız şahıslarla mı ilgili acaba diye.. Mehmet Yıldız'ın itiraf ettiği teşvik gündeme fazla gelmez iken sadece Aziz Yıldırım üzerinden bütün bu davanın dönmesinin başka bir nedeni var mıdır diye sorarız.. Devlet ortadaki suçlardan hedefine uygun olanını seçip kendi içerisinde bir operasyon mu yapıyor diye içimizden geçiririz. Birisi basılmayan kitaptan aylarca içeride tutuklu kalır iken diğeri tecavüze yakın suçtan beraat ettiğinin farkında olarak biz tutuklu kalmaya başka bakarız da Platini ne bilsin bunları.. O yüzden anlamaz şahısların cezalandırılsın talebini, şaşırır.. Biz de Başbakan'da şaşırmayız, hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ederiz. Bir şekilde "orta yol" için İngiltere'ye kadar gideriz..