18 Aralık 2008
Yasama Yolculuk.!
*Bir yolculuk arifesindeyim. Her seyimi hazirladim sadece kapiyi vurup cikmak kaldi geriye.. Cok güzelim ben bugün.. Cok baskayim, cok umut doluyum ve her seyden öte cok keyifliyim.. Divina'nin muhtesem 16 sarkisini da yanima alip buradan kilometrelelerce uzaga gitmek üzere valizimi toplamis beklesiyorum blogun önünde.. Ufak bir veda ufak bir tesekkür ama bir yerden baslarsam cikamam yolculuguma diye korkum da var..
*Bu fotografi bana ich gönderdi. Gönderdigi günden beri bakip bakip huzur doluyorum resmen. Subatta Arjantine gitme planlari bile yapiyorum, suraya gidip bir kahve icme derdine düstüm.
*Derbiye yetisir miyim bilmiyorum ama bir derbi yazisi icin bir sekilde burada olmaya gayret edecegim kesinlikle.
*Olmaz ya olur da aksilikler olursa eger hepinizin yeni yilini simdiden kutluyorum..
*Hepinize en icten Danke.!
17 Aralık 2008
Daum vs Hoeness.!
Arkadaslar cok baska bir duellodur bu ikisinin arasindaki.. Tarihi vardir, öncesi ve sonrasi vardir iki aykiri kisiligin bulustugu televizyon ekranlari ve o muhtesem görüntüleri vardir.. Sonrasinda olagelen kokain davasi aslinda devam filmi niteliginde idi.. Her sey 1989 yilinda Daum'un o müthis cikisi ile basladi aslinda..
Köln inanilmazi basardi o sene.. Sampiyonluk yarisina ortak oldu ve Bayern ile Köln'ün cok önemli maci öncesi atismalar basladi.. Bayern'in antrenörü o dönem Jupp Heynckes.. Daum giydiriyor da giydiriyor.. Inter Milan zaferi sonrasi dahi Daum durmamis devam etmis.. O diyor uyku tabletlerinin reklamini yapsin.. ya da daha neler neler.. Havadurumu izlemek onunla konusmaktan daha ilginc gibi..
Uli Hoeness bu saldirilar karsisinda sessiz kalamiyor ve bu tepkiselligi belirtmek icin ZDF'in davetini kabul ediyor.. Iste bu program almanyada efsanedir.. Sampiyonlugu kaybetmesine ragmen aslinda Daum'un Hoeness karsisinda ezilmedigi icin gercek Sampiyon oldugunu iddia edenler cogunluktaydi.. Hoeness elindeki rapor ile Daum'un yanindaki teknik adam Heynckes icin söylediklerini bir bir tekrar ederken Daum araya giriyor güzel hazirlik yapmissin derken kavga tutusuyor biden.. Daum Hoeness'e yükleniyor.. "Sen kendine bunu ilke bellemissin beni gittigim yoldan alikoymaya calisiyorsun ama sana garanti veriyorum ki bunu sen de basaramayacaksin" diyor.. Hoeness cevap veriyor "Böyle bir caba sarfetmeyecegim
cunku Persembe günü senin yolun sona eriyor" diyor oynanilacak olan Sampiyonluk maci olan Bayern Munih- FC Köln maci öncesi.. Ki o mac sampiyonu belirliyor..
Hoeness yillar sonra Tutku, Hirs olarak nitelendiriyor o gün olanlari.. Ve mac sonucunda agladigini ve o golleri hicbir zaman unutamayacagini söylüyor.. Daum cok keyif aldigini söylüyor.. Littbarski Daum'in motivatör gücünün yani sira o sert antrenmanlari her gün oyuncularin keyif alacagi sekilde düzenledigini, müthis bir teknik adam oldugunu ve doksan yilinda Kölnden kovulusunu bugün dahi kimsenin anlamadigini söylüyor...
Daum yetenekli ve kendisine güvenen bir teknik adamdir. Basarilari ortadadir. Onun kariyerine sahip cok az teknik adam Alman ikinci Bundesliga gibi bir lige gidebilir.. Cok cekismeli ve denk takimlarin mücadele ettigi yerdir.. Ben sahsen böyle bi risk almazdim sonuc itibari ile ikinci Ligde bir takimi cikaramamak gibi bir basarisizlik hemen size yapisabilirdi ama o kabul etti neden kabul ettigi nasil bir yapisi olup sampiyonluklari nasil kazandigi aslinda yukaridaki videoda cok net görülebiliyor..
Hoeness ise.. Bayernin baskani Rummenige ya da teknik adamlari ya da calisanlari.. Hepsini bosverin. O Bayern efsanesini yaratan adamdir. 30 yildir teknik adamlarin yaninda ve onlardan daha cok sevinir atilan gollere.. vari yogu Bayerndir ve bu yüzden cokca zaman sevilmeyebiliyor ama Daum dahi onu takdir etmekten cekinmiyor.. Iki hirs küpü adamin muhtesem görüntüleridir yukaridaki ve o mac izleyenler icin cok daha baska oluyordu haliyle..
Asamoah ve Hannah.!
Hannah Mensah.. 6 yasinda ve dogustan kalbi hatali.. Accra'dan Hannover'e geliyor ameliyat olmak icin.. Ganali bu cocuga yardimi eden insan ayni rahatsizliktan muzdarip olmus baska bir insanoglu.. Gerald Asamoah..
Asamoah alman milli takiminin ilk siyahi oyuncusu. Bu yüzden bu memlekette pek cok irkci saldiri ile karsi karsiya kaldi.. Asiri Sag Milliyetci cephenin her daim hedefi olan ve dönem dönem saldiriya ugrayan Asamoah inatla gülmeye ve güldürmeye devam ediyor.. O yasadigi tüm bu olumsuzluklara ragmen bir vakif kurup cocuklara yardim elini uzatmaya cabaliyor..
"Hayir Gerald, sen ALMANYA degilsin.!"
Sadece tribünler tarafindan degil.. Ki orasi da oldukca uzun bir konu aslinda özellikle gecen sene oynanilan Dortmund-Schalke macini hatirliyoruz hala.. Ve fakat su an yasaklanmis olan asiri sag örgüt "Schutzbund-Deutschland" uzunca bir süre afislerinde yer verdi ona.. Brandeburg icisleri bakaninin elindeki cok sey ifade ediyor olsa gerek..
Sonuc: Hannah sagligina kavusuyor.. Herkesin tatile gittigi yerde Asamoah su zamanda bir baskasinin noel tatilini garanti altina aliyor.. Ben bir sekilde aldiklarimi geri ödemek istiyorum diyor Asamoah.. Kurdugu vakif ile daha baska hastalara da yardim etme yolunu ariyor.. bir cocugun gülüsü cok seye bedel diye ekliyor sonunda..
Bundesliga: Devre Arasi Kamplari.!
18 1. Bundesliga klubunden 17'si devre arasi almanyadan ayriliyor. Sicaga dogru kosturuyorlar.. Sadece ve sadece lig sonuncusu Gladbach türkiye rezervasyonunu iptal edip almanyada kalmaya karar veriyor cok daha siki ve sakin bir calisma kosullari altinda.. Geride kalan 17 klubun tercihleri ise söyledir:
Ispanya: (8):
1899 Hoffenheim: La Manga (9.-18.1.)
Hertha BSC: Marbella (12.-21.1.)
Hamburger SV: La Manga (11.-18.1.)
Borussia Dortmund: Marbella (9.-17.1.)
FC Schalke 04: Valencia (10.-16.1.)
VfL Wolfsburg: Jerez de la Frontera (8.-17.1.)
Arminia Bielefeld: Chiclana (8.1.-16.1.)
VfL Bochum: Lomas de Campoamor (9.-18.1.)
Türkiye (4):
Bayer Leverkusen: Belek (8.-18.1.)
Werder Bremen: Belek (8.-16.1.)
1. FC Köln: Belek (11.-21.1.)
Karlsruher SC: Belek (13.-21.1.)
Portekiz (3):
VfB Stuttgart: Penina (9.-17.1.)
Eintracht Frankfurt: Vale de Lobo (7.-14.1.)
Hannover 96: Vila Nova de Cacela (13.-20.1.)
Dubai (2):
FC Bayern München: Dubai (2.-12.1.)
Hamburger SV: Dubai (3.-7.1.)
Kibris (1):
Energie Cottbus: Larnaca (8.-18.1.)
Bremen klubu dokuzuncu kez Antalyaya geliyor.. Zira burasinin kosullarinin ve ortamin cok iyi oldugunu dile getiren sportif direktör Allofs ayni zamanda hazirlik maclari icin ciddi ve güzel takimlarin oldugu ayrintisini da ekliyor.. Daum'un Türkiye aski zaten bir baska ve Leverkusen de gecen sene memnun olmus olacak ki bir daha geliyor.. Karlsruhe'ye de selam.. Bi de biz gelebilsek fena olmayacak..
Hoffenheim Yengeleri.!
Helal oLsun ya.. Ilk defa ortalamasi fena olmayan bir yengeler grubu gördüm.. Almanyada güzel yenge kisirligi vardir.. Elalemin ingilizleri, ispanyollari mankenlerle onlarla bunlarla gezer tozarlar bizimkiler ev hanimi nuriyeleri bulur.. Saygin sonsuz ama biraz da güzel nuriyeler olsa fena olmayacak.. Efendim Selim Teber bes yildir evli Bosnali Dzenata ile.. Savas zamani gelmis almanyaya.. Bir de kizlari var 2,5 yasinda ki benim yegenime koydugum isim ile ayni isme sahip: Melodi..
Yüzü pek de gülemeyecek olan kalecileri Daniel Haas ve bir bucuk yildir evli oldugu Corina'si. Haas Hoffenheim da issiz kalmaz hic nedeni de sevgilisinin SAP baskaninin sekreteri olarak ise baslayacak olmasi. Bi nevi genel sekreter diyelim. Diger yandan her iki cift de motorsiklet ehliyeti yapmakla mesguller..
Cok sevdigim sag bek Beck. Bazen düsünüyorum ben futbolculari sever iken Galatasaraya yakistirip da mi ayriyetten deger biciyorum. Söyle bir sag bekimiz olsa kesin sakatlanirdi anasini satim. Ugur Ucar vardi mis gibi ne oldu ?Neyse henüz 21 yasinda olan adamin ögrenci sevgilisi olur haliyle.. Manuela'dir ismi.
gelelim en güzeline.. Tobias Weis ve güzel sevgilisi Rehana.. Burdan oldukca güzel duruyor. Babasi hintliymis hatunun. Bakin derim ki nerde güzel bir kadin var hepsi bu sekilde bir karisimin eseri. Angelina Jolie de yedi baska irk var.. Türlü türlü memleketten kadin gördüm, aha bu güzel dedigimin babasi irakli anasi izlandali cikiyor.. Hangi karisim muhtesem bir sonuc veriyor henüz calisma asamasindayim ve fakat kesinlikle farkli ve zit kutuplu karisimlar cok güzel sonuclar veriyor hatunlar üzerinde..
Borges'in Evi.!
bir dogum günü hediyesi diyelim biz buna.. Arjantin'de Borges'in Müzeye cevirilmis evi. Bakip bakip duruyorum yakinlastikca tuhaflasiyor cok sey.. Bunu bana Arjantinden bizzat gidip cekip getiren insanoglu Eksi Sözlük yazari ich.. Cok cok güzel sürprizlerin yasandigi bu güzel günde cok baska ve güzel bir sürpriz.. Bir gün elbet Istanbulda ya da bakarsin Arjantinde diyoruz kendisine..
Ribery ve Etik.!
Bir seyler, bir seyler söylemis ama dikkati ceken ufak bir nokta var.
Klinsmann ile Hitzfeld karsilastirmasi yapmis ki motivator hocanin motive edici özelliklerini öne cikarmis. Sorun yok. Akabinde takimin daha güclü olmasi gerektigi konusunda yorum yapmis. Sorun yok. Toni'nin ille de italyan isterim diye tutturmasi gibi fransiz bir iki oyuncu gelse demis yine sorun yok. Ama istedigi oyunculardan birisi aslinda ilginc. Vatandasi Sebastian Frey..
Ribery'ye uyup bu transfer gerceklesse olmasi gereken nedir ? Rensing'in yedek kalmasi. Yani Ribery kaleciden memnun degil.. Bunu basinin önünde dolayli yönden belirtmekten de cekinmiyor.. Bu davranis sekli dogru mudur bilemedim..
16 Aralık 2008
Hesaplasma.!
Cocuktum, sürekli aci cekiyordum ve bunlar aslinda biraz da haketmedigim acilardi..
Almanyaya giden halamin bize miras kalan köpegi Pamuk'u her gördügümde icim gidiyordu. Öyle bir bakisi vardi ki evde ekmek, kiyma,et ne varsa önüne veriyordum biraz baska baksin diye. Balkonda kalirdi soguk kis gecelerinde. Mümkün degil uyuyamazdim, cevresindeki cuvallarla her yerini sarar, taslarla tutustururdum ki bir kalkista yarim saatlik emegimi cöpe atardi rahmetli Pamuk.. Ve ben kivranirdim.. bugün hic acimadigim kadar acirdim..Sorun o veya bakisi degil bu sekilde yaratilis cok canimi yakiyordu cok fazla kiziyordum beni bu sekilde yarattigi icin ona.. Her seyi bilendi, her seyi o sekilde yapan oydu ve ben bu herseyibilenligine son vermek icin kendi icimde nedensizce abuk subuk seyler yapma gayretine girerdim, bilemesin bir seyi diye.. Kimsenin beklemedigi anda kendimin dahi önceden dusunup tasarlayamayacagim ölcüde cok baska bir eyleme girisiyordum.. Artik her seyi, en azindan bunu bilmiyorsun diye kendi capimda intikam aliyordum.. Cocuk aklimla alt etmeye ya da bir cesit tepki vermeye calisiyordum dogdugum gün üzerime giydirilmis bu aci gömlegine karsilik..
Ama ne care, bu onuda düsünmüstür diyerek uzaklasiyorduk bir baska aciya..
Yasli yüzlerin, yasliligin verdigi caresizlikle cocuk aklima muhtac kalislarindaki ricaci bakislari indirirdi en narin yerime bicagi.. Öyle acitirdi ki o ifadeler.. Oglum surada ne yaziyor diye kapiya gelen amcalarin olagan caresizliklerine olagandisi tepkim kemirdi en cok cocuklugumu. Basit bir yüz ifadesi bu kadar yaralar mi insani ? Durduk yere ters döndüm, zipladim, kendime bir tokat attim, bu sefer bunu tahmin edemedin, her seyi bilemedin, tahmin ettigin gibi olmadi cok sey diye cikistim yukariya dogru..
Iki dakika sonra yine bunu da tahmin etmistir diye egdik basimizi önümüze..
Digerine empati yoluyla yaklasim Pamukla basladi Norvecin köyünde dogup da cehenneme atilacak olan hristiyan arkadasla devam etti. Ben neden dogrunun kapsama alani icerisinde dünyaya geliyordum da o olmasi gerekene cok uzak bir kasabadan buraya kosmak durumunda kaliyordu ? O kadar uzun yolu kosamadigi icin cezalandiriliyordu haksiz yere ? On yasindayken dahi insanin dogustan hicbir sekilde secmedigi ama bir sekilde sahip oldugu kosullarindan dolayi yargilanamayacagini görebilirken on yillarca okuyup okuyup bunu göremeyecek derecede anlamsizliklarla dolu sürüyle denyoyu gördükten sonra vazgectim zaten cok seyden.. En basta sirdasimdan, en yakin arkadasimdan..
**
- varoldugunu biliyodum ama yokmussun gibi yaptim..
- neden?
- once sen baslattin..
- hmm..
**
Sonra bir gün Oguz Atayla tanistim..
insanin kendisiyle hesaplasma sanatini kelime kelime gösterdi, cümle cümle ögretti. Önce her eylemimin arkasina koydugum kabul edilebilir iyi niyet maskemi cikardim.Akabinde "Deger" diye sayikladiklarimin toplumun baskisiyla edinilmis sahte nitelikler oldugunu kavradiktan sonra yol acildi.. Dostoyevskiden ögrendigim insanin kendisini asagilamasindan duydugu tarifsiz hazzi da arkama alarak üzerine bastigim her parcama nesteri vurdum.. Kana buladim her yerimi, bir bir ortaya serdim tüm kötülüklerimi.. Elle tutulur bir yanim kalmayasiya kadar böldüm, parcaladim ne varsa ve merak etmeyin kendime de haksizlik yapmadim hic.. Cikan sonuc aslinda ilk golü yiyesiye kadar gayet iyi bir insan oldugum olsa da biz macin ilk dakikasi bitmeden yemisiz golü..
Kabullenmek oldukca güc olsa da aslinda daha zoru bir baskasinin sizi bu sekilde kabul etmesiydi. Kendimi oldugumdan cok baska göstererekten ilerledigim yolda birden tikandik.. Bu zamanda kabugundan disari cikip kendisini tüm saydamligiyla sergileyen insanin yasamda tutunmasi olanaksiz.. Mutlu sonlara, muhtesem kisiliklere alistirilmis bünyelerin hayallerine oturmuyor ve artik ortaya sermekten cekinmedigim kendimle basbasa kaldik.. Ancak bir baskasi olmayi göze aldigimiz zaman karisabiliyoruz kalabaliklara.. Parca parca güzellikleri bütünleyip baska baska borgesler yaratir iken aslimizi kaybettik.. Aslimizin en az Oblomov kadar farkindaydik ve o nasil ki uyusuklugunun farkinda olarak sevdigine kendisini vermekten itina ettiyse biz de onun sahip oldugu mutsuzluk bilinci ile hareket etmekten cekinmedik.. Sonu bastan görüp kabullendik..
29 yil önce bugün dogdum. Sinir-kural tanimaz bir hesaplasma/intikam dürtüsüyle yasadim bu geride kalan yirmidokuz yili. Kim oldugunun önemi yok, adalet duygusu olmayan tanri dahi olsa hesaplasilabiliyordu benim dünyamda.. Ne ona ne de kendime aciyorum bugün ve sadece aklima ihanet etmeden insan olmanin caresizliginde cizilmis yolun bir sagina bir soluna gecerekten ilerlemeye calisiyorum sadece..
** Mak100 efendiye saygilarla..
15 Aralık 2008
Diego ve Brezilyalilar..!
Daha önceden omuz koydu dört maclik ceza aldi ama bu sefer sanki biraz bilincliymis gibi.. Diyorlar ki sevgilisi Brezilyada ve her seyden cok firsat ariyormus onunla orada bulusmak icin.. BIr de üzerine Noel girince ceza da kacinilmaz oldu gibi.. Ülkemizde de su sekilde vuku buluyor.. Bu sekilde kabullendik onlari biz.. Ama toplamda cok buyuk bir bosluk doguyor..
Velhasil Brezilya dönüslerinden gec kalmalarina, yaptigi partilere kadar.. Aldigi kartlardan oynamadigi maclara... Mesut'a yaradi biraz bu.
Alianz Arena.!
Pe cok futbol otoritesine göre son yillar oynanilmis en iyi Bundesliga maci olan Bayern Munih-Hoffenheim maci sonrasi 69.000 seyircili Arena-Show..
22 Mac 14 Gol: Mladen Petric.!
Her sey aslinda su teknik adam aciklamasinda yeterince iyi ifade ediliyor.
Martin Jol "Eger ki Petric bugün transfer edilmemis olsaydi ben de sanirim bugün burada takimin basinda bulunmazdim".
Dortmund klubu maasinin iki katini isteyen Petric'e kapiyi gösterdi. 1.4 milyon Euro aliyordu yillik.. O iki katini istedi. Akabinde takim ici huzursuzluk cikarttigini söylüyordu Klopp.. Frei ile kavga etmis ve inatla fazla para..
1.4 milyon euroyu biraz parlamis her oyuncu aliyor, Petric gibi dökülen dortmundun ayakta kalan önemli oyuncusu icin azdir. 2.8 milyon Euro'yu Hamburg basmis.. Ve belki de klup adina en önemli karari vermisler..
bu adam inanilmaz güzel kafa golleri atiyor, hic beklenmedik sekilde.. Ben ondan bundesligada bol bol frikik golü beklerken o bol bol kafa golü atiyor ki güzel goller hepsi. En son yine uc puani getirecek gol onun kafasindan cikiyor.. Birinci yari Bundesliganin en parlayan yildizlari arasindaydi.. Avrupada Tur atlamasinin, ligde cok daha fazla puaninin almasinin en önemli nedeni oldu takimda.. Belki de olasi bir teknik adam degisikliginin dahi önüne gecti, Olic ile beraber muthesemdi Hamburg takiminda..
Frikik Üstadi: Salihovic #2
Muhtesem bir frikik idi ama Neuer de ayni güzellikte kurtardi.. akabinde ters taraftan Selim Teber ayni güzellikte atti ama Neuer ayni güzellikte kurtaramadi ve beraberlik.. Cok güzel frikik atiyor bu adam..
Özil & Schaaf.!
Özil geride biraktigimiz Bundesliganin ilk yarisinin parlayan en önemli genc yeteneklerinden birisi oldu. Bremene transfer oldugunda cok sevinmistik.. Bekledigimiz gibi gelisti cok sey..
Inter ve Wolfsburg macinda atilan toplam dört bremen golünde imzasi var Mesut'un. Iki galibiyet ve Mesut Özil. Baska acidan milli takim secimi de iyice bulaniklasti, hicbir seyin kesin olmadigini ve o an spontan bir sekilde karar verecegini acikliyor Mesut Özil.. Terim biraz inatci olursa milli takima alir Mesut Özil'i.. Ama Terim'in oyun sistemine uyar mi orasi biraz düsündürücü.. Ben daha cok kaybedilen Serdar Tasci icin üzülüyorum, ne Alman milli takiminda oynayabilecek ne de Türk.. Oysa yüzlerce kez belirttigimiz gibi tam da Türk milli takiminin aradigi defans idi.. (pek cok okurun yorumuna göre postu burada bitirmeliyim aslinda.. post dedigin kisa olur, su bu.. Ama su haberi en az milyon yerde görüyorsunuz zaten..)
Özellikle Mesut Özil'in gelisim yolunda katettigi mesafe önemlidir. Genc yeteneklerin baskiyi kaldirabilecek ölcüde üst düzey sakin kluplere ihtiyaci var. Türkiyede Arda Turan'in yasadigi sikintilari görüyoruz.. Belki bunu kaldirabilen ve bununla yasamayi ögrenenler olacaktir ama su kesindir ki buyuk bir cogunlugu da piyasaya cikaramayan gercegin adi bu olumsuz kosullardir.
Bayern munih genc yetenek cikaramaz durumda. Misal yetenek oldugu asikar olan Kroos silinip gidiyor, Marin ve Özil parlarken.. Türkiyenin üc buyuk klubu gibi en ufak bir basarisizliga kesinlikle tahammülü olmayan bir klup. Dolayisla kendisini kanitlamis oyunculara yönelirler.. Makaay, Toni gibi 29 yasini geckin isimleri transfer ederler.. Hemen basari isteyen bir kluptur.. Digerleri de bu baskiyi, en ufak bir sorunda gelen elestirileri kaldiramaz.. Bu yüzden yetenekler diger bölgelerde yetisir.. Ibrahim Üzülmez belki gelecegi biraz parlak genc bir yetenekten cok daha fazlasini vermiyor takima ama üzerine gelen baskiyi, o kosullarin getirisini kotarabilecek yasa sahip, bu yüzden o oynuyor, yerine kimse oynayamiyor.. Fiziksel degil ruhsal acidan kaldirilamiyor daha cok.. Bir Hakan Sükür yetisti ve fakat elinizi vicdaniniza koyun siz olsaydiniz o kacan goller sonrasi elestirileri karsilayabilir miydiniz ? Ben, dayanamazdim sahsen o yaslarda.. Ki bu konuyu bir baska sekilde ele alacagiz zaten..
Bremen klubu ise..
sakin, ne yaptigini bilen bir adam var basinda ve sportif direktör Allofs da Hoeness'in biraktigi zaman yerine düsünülen isim olacak kadar iyi isler cikarmistir. bir bir yetenekler fiskiriyor bünyesinden.. Charestias denilen adam ne yapmistir ömrü boyunca ? Ailton baska nerde basarili olmustur, Klose iyi olsa da bremen formunu yakalayabilmis mi herhangi bir yerde ? Diego portoda sönük kalmis.. Frings Bayerne gidip geri gelmis bir yilda.. Baska yer yok aslinda.. Özil'in ilk maclari aslinda bekledigimden bile kötüydü. Mücadele gücü sifira yakin idi. Sportbild'in Özil-Kroos-Marin degerlendirmesinde mercek altina almislar bugüne kadar yaptigi her seyi.. Orada da yüzde 86 pas orani ile oynamasi takdire sayan iken ikili mücadelelerde kazanma oraninin düsüklügü( yüzde 39) de aslinda baska acidan Bremenin bu sene neden cok gol yediginin cok baska ayrintisini olusturuyor muhtemelen.. velhasil burada basliklara tasinmadi, formsuzlugu abartilmadi verilen para da kimsenin gözüne sokulmadi. Sonuc itibari ile Lincoln parasina alinmistir Mesut.. Ilk haftalarda da dökülmüstür, gik diyen olmadi.. Burada Lincoln'ün en basarili döneminde dahi mehmet demirkolum altan alta calisiyor baska yerde oynamaz o parayi ona kimse vermez.. Wolfsburg'un, Bayernin oyunculara verdigi paradan bihaber kendisi. Ivica Olic'e Bayern yedek kalacagini bile bile yillik 4,5 milyon euro veriyor ki Lincoln'ün ismi ondan daha buyuktur burada.. Magath'in Lincoln aski da baska. Kimsenin bilmedigi capon oyuncuya bes alti milyon dolari basiyor yine Wolfsburg.. velhasil tam da yerine geldi ve haliyle birinci Bundesliganin ilk devresinin parlayan yildizlari arasinda girdi Özil..
14 Aralık 2008
Ilk devre Bundesliga: Top 11.!
Birinci devrenin en iyi onbiri.
Adler, tartismasiz kalede olmasi gerekir..
Defansa gelince.. Compper milli olarak varolan cikisi bir baska sekilde gösterdi zaten. Lucio daha önceden de söyledim toplamda en istikrarli ve iyi defans oyuncusudur.. Westermann keza Müller'in "ahanda dostlar benim iyi yaptigim isler de var" diyebilecegi tek transferidir ve gercekten iyiydi, Bordon'dan da bile daha degerliydi bu devre..
Orta Dörtlüde itirazim yok.. Eduardo'nun degeri bugün cok daha iyi anlasilmistir sanirim. Cok cok cok önemli bir oyuncudur Hoffenheim icin.. Böyle gider gelir adam gibi tek pozisyon gelistiremeden beraberliklere razi olursunuz onun yoklugunda... Artik hani 10 numara devri, teknik ve güzel vurus acisindan belki sona erdi ama oyunu akliyla oynayan, yöneten bir orta sahanin devri hicbir zaman bitmeyecektir. Bu minvalde degere binen artik süper teknik, ara paslardan ziyade ince düsünülmüs oyun kurma yetenegi.. Ribery bu performansi ile dünya capinda Bundesliganin tek oyuncusu.. brezilyali olmadigi icin abuk subuk kartlari, sacmaliklari, partileri filan da yok. Iste bu yüzden Diego orada ve dünya capinda degil.. Bayernliler yalvariyor resmen Ze Roberto'ya bir yil daha kalmasi icin.. Düsünün ki bir orta saha, türkiyedeki on numalarin hemen hepsinden daha teknik, en az Mehmet Topal kadar mücadeleci, inatci ve gerektiginde kanat da oynayabilen bir oyuncu.. Keske yirmi yasinda olsa dediklerimizden.. Misimovic nedendir bilmem renksiz buldugum Wolfsburg'un tek rengi. Wolfsburg cok garip transferler yapiyor, yine bir garip transfer daha geliyor uzak dogudan.. Magath sadece teknik direktörlük yapmali aslinda.. O parayi bana verecen ? huh..
Forvette pek tabii beklenilen Helmes ve Ibisevic... Her ikisinin de bencilligi delirtiyor adami ki bu hafta Kiessling de delirdi. Nazarimda Ibisevic +Helmes bir kiessling etmez.. hepsini topla Obasi. Ama gel gör ki savasci kimlik obasi sürekli tekme yemesinden, tasin altina elini koymasindan dolayi sakat.. Bugünkü macta biraz yokoldum geldigimde Obasiyi tasiyorlardi, ne oldu anlamadim... Velhasil bir siralama yapacak olsak.. Deger acisindan Grafite,Helmes.... bir süre sonra Ibisevic.
Bundesliga: Seyirci Rekoru.!
Bu sezon oynanilan 152 macta statlara gelen seyirci sayisi 6.228.476. Bu da ortalama mac basina 40.977 seyirci demektir ki 1963 yilinda kurulan yeni Bundesliganin rekorudur. Önceki rekor 2005/6 sezonunda yakalanilan 40.004 mac basina canli seyirci ortalamasidir.. o dönem ilk devre sonucu gelen seyirci sayisi da 6.120.662. En az seyirci ise 71'deki Skandaldan dolayi ortalama 16.856 insanin mac basina mac seyrettigi 1972/73 sezonudur ki o bile Türkiye Süper Ligi icin ulasilmaz bir rakamdir..
Klup bazinda hemen herkesin tahmin ettigi gibi Dortmund rekorun her daim sahibi. Bu sene evinde oynadiklari 9 macta 650.000 seyircinin üzerine ciktilar.. Mac basina 72. 934 seyirci ile oynadilar evde.. Bayern 552.00 seyirci ki 69.000 ortalama.. yani bir kisi dahi fire vermeden her mac Arena'yi doldurmuslar..
Ülkemin liginin örnek almasi gereken politikalara sahip bir ligdir Bundesliga. Galatasaray,Fenerbahce,Besiktas ya da Trabzonspor'un biraz daha iyi olmasi cok seyi degistirmeyecektir amma velakin diger kluplere, ikinci liglere dogru yayilan bir gelisim ile ancak ciddi anlamda ülke ligi ortalamasi degisebilir.. inatla ve israrla basinin tamami üc buyuklere ayrilmis durumda.. Bu varolan acigi daha da buyutmekten baska hicbir ise yaramaz. Gerelu kurumlarin dikkate aldiklari ligin daha iyi olmasi degil varolan kosullar altinda üc buyuklere bölünmüs seyirci ortalamasini memnun etme üzerine kurulmustur. Özel yayinlari, sirketleri anlayabilir iken devlet kanallarinin da bu duruma ortak olmasi daha 40 yil Galatasarayin, Besiktasin,Fenerbahcenin Sampiyonluk yarisinda oldugu ve en buyuk Sürprizin de bunlardan geri kalmayan Trabzonspor'un sampiyon olmasi olarak yasayacagiz..
Toplamda her bakimdan kisir bir lig..