6 Mart 2012
Ah Şakira..Vah Şakira..
Şu kesin ki Barça'nın Pique'si bu senenin her bakımdan hayal kırıklığı oldu. Önce klasik spor yorumcusu olalım: Ulan Shaqira.. Şakira..
Klişeden bıkmıyoruz. Hep aynı geyikleri çeviriyoruz ve bundan halk hoşlanıyor. Beşiktaş kaybetsin misal hemen aynı geyik.. Yabancılar.. Galatasaray'daki Melo,Eboue filan yabancı değil çünkü. Keza Muslera ya da Riera ya da Ujfalusi Elmander de yabancı değil. 6 tane "yeni" yabancı oyuncu alıp üstelik hepsini aynı anda onbire koyup en yakın takipçine 9 puan farkı "nasıl" attın sen? Mesele yerli-yabancı ayrımı mı ki? Melo ile Quaresma arasında çok sağlam farklar yok.. Her ikisi de uçuk kaçık tipler ve Serie A'nın "bidon adayları" idi.. Hepsini boşver, Necip de mi yabancı?
Ah Şakira vah Şakira.. bütün problemleri iki dakikada çözdün!
Şuna ne dersiniz? Trabzonspor o "çok" kötü Beşiktaş'ı daha puan olarak yeni yakaladı. Dahası şu.. Üç günde bir lig maçının olduğu yerde Avrupa Kupası maçları çıkaran iki takımın bugün puanı aynı, öyle değil mi? her ikisi de mi aynı yanlışları yaptılar yoksa bu absürd fikstürün Avrupa tarafını da çekmek durumunda kalan iki takım bunların getirdiği sorunlarla mı boğuştu?
Yok yok.. Şakira ile beraber oldu ondan bunların hepsi. O onla beraber olunca o da sakatlandı tabi.. C.Ronaldo misal o güzeller güzeli hanımefendimiz ile pastanelerde buluşuyor, şakira gibi değil.
Hayır, doğru bu dahi olsa kahvedeki adam da söylüyor bunu tekrar etmenin gereği nedir ki?
Son günlerde yazı performansı tavan yapan Uğur Meleke çok güzel bir şekilde " Yabancı Farkı" demiş. Ben de yabancıları ve hatta yerlileri yönetme farkı, mühendislik harikası ve maalasef bir yerde Fatih Terim var iken diğer tarafta dünyanın en çok tanınan takım olduk ve devam ediyoruz diyen Yıldırım Demirören farkı var ki kıyas dahi kabul etmez. Bu önemli bir farktır.
Ulan Pique.. O şakira geldi bak ne oldu form durumun gitti, sakatlıklardan kendine gelemedin hep o şakira şırfıntısı..
Güzel böyle!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
özellikle galatasaray üzerinden giderek bir yorum yapmak gerekirse; son 5-6 yıldır ilk defa yerlisi ile yabancısı ile takım olabilen bir galatasaray var ortada. bu noktada hakan şükür tedrisatından geçmiş arda'nın son yeniçeri ağası olarak kavuğunu emre çolak'a devredemeden takımdan ayrılmasının, servet'in tamamen pasifize oluşununda çok ciddi etkisi olduğunu düşünmek mümkün.
fatih terim ikinci gelişinde onun sonunu hazırlayan gruplaşmaya bu sefer baştan engel olmuş gibi duruyor. şampiyonluğa aday bir takımda ne zaman takımdaşlık net bir şekilde dışarıdan görülse o zaman o takımın liderliğe yürüyüşüde tesadüf olmasa gerek.
son oynanan sivas maçında enaramo'nun bir kafa topuna çıkarken dirsek atmasından sonra hemen 5 dakika içinde iki hava topunda galatasaraylılarında aynı şekilde faul yapması, sakatlık anlarında yaşanan itiş kakışta yerli yabancı ayrımı olmadan herkesin toplaşıp gelmesi (o anlarda cana'yı aramıyor değilim), uzun lafın kısası takımda herkesin diğerlerinin arkasını kollaması başarıyı getirecek en önemli unsurlardan biridir.
hele böyle bir olguyu nerdeyse sıfırdan kurulmuş bir takımla başarmak oldukça önemli bir başarıdır.
beşiktaş yönünden olaya bakarsak genelde beşiktaş dokusunda bir yerli yabancı ayrımı olmazdı ama son dönemde ince ince bir portekizce konuşanlar vs. yerli oyuncular ayrımı var gibi. bu durumda saha içindeki performansın düşmesiyle gittikçe artabilecek bir durum.
Cartmantr: Dün de bunları konuştuk ve benzer yorumlarda bulunduk hep.
Kabaca "oyuncu yönetimi" ve kadro inşası gibi önemli detaylar söz konusu. Kazım burada kalsaydı bu dişlinin önemli bir parçası olabiliyordu. Olabiliyormuş.. Mesele biraz da her oyuncunun kendine has olumlu ya da olumsuz özellliklerinin dışında toplamda bunlardan bir bütün edebilme başarısıdır.
Pastanede bulusuyorlarmis ahaha, bu guldurdu.
Yorum Gönder