"Tam Saha" dergisinin röportaj kalitesini takdir etmemek mümkün değil. Bu sayıda Bursasporlu Josue ve Kasımpaşalı Babel gibi ligimizin kalburüstü iki yıldızıyla konuşmuşlar.. Enteresan gelen ayrıntıları buraya alayım dedim..
-Futbol ve lige adaptasyon anlamında da Portekiz biraz daha
taktiksel bir lig. Oyuncular oyunu düşünerek oynuyor. Burada daha fazla
tutkunun ve ruhun ön plana çıktığını görüyoruz. Herkes tutkusunu oyunun her
saniyesinde göstermeye çalışıyor. Bu da devamlı ileri geri giden ve çok hızlı
değişen dinamiklere sahip bir oyun çıkartıyor ortaya.
Şenol Güneş
bugüne kadar çalıştığım hiçbir teknik direktöre benzemiyor. Gerçekten çok
farklı bir tarzı var. Oyuncularla çok sakin ve dingin bir iletişimi var. “Her
yerde ben olayım, her şeyi ben kontrol edeyim’ gibi bir durumu da yok. Ekibini
çok teknik bir şekilde kullanıyor, sorumluluğu paylaştırıyor. Onlara güvenini
her alanda belli ediyor. Bence en büyük özelliği çalıştığı insanlara güven
aşılayabilmesi.
Kulübü ve tesisleri
nasıl buldun?
Kulüp olarak da belli bir seviyede olduğunu biliyordum ama
böyle bir tesis, böyle bir kulüp beklemiyordum. Gerçekten çok oturmuş bir tesis
ve iki tane her an hazır sahamız var. Kulüpte bir oyuncunun isteyebileceği her
şey mevcut. Odalar gerçekten çok güzel. Portekiz’de sadece Porto, Benfica ve
Sporting Lizbon’un böyle imkânları var. Braga da eh, buna benzer belki… Ama
kesinlikle bu kadar değil. Dolayısıyla çalışma ortamı çok uygun
Süper Lig’i Portekiz
Ligi ile kıyasladığında ne gibi farklılıklar ortaya çıkıyor?
Öncelikle Türkiye’de çok fazla gol oluyor. Portekiz Ligi şu
an çok kısır geçen bir lig hâline dönüştü. Portekiz’de oyun biraz daha stabil,
daha çok zekâ ile oynanmaya çalışılıyor. Burada iki takımın birbirine
gerçekleştirdiği kontrataklar ve hızlı hücumlar çok önemli. Burada gördüğüm şu
da var, yenemeyeceğin takım yok… Her takım yenilebiliyor. Bir de burada büyük
takım, küçük takım ayırımı var. Büyük takım, küçük takıma “Nasılsa yenerim”
gözüyle bakıp öyle sahaya çıkıyor. Ama bunu Portekiz’de asla göremezsiniz. Her
takım birbirine aynı ciddiyetle bakar. Orada bir takım diğerini önemsemek
zorunda, yoksa sıkıntı yaşar.
Liverpool’dan sonra
2010-11 sezonunun devre arasında Hoffenheim’a transfer oldun ve 1.5 sezon forma
giydin. Premier Lig’le Bundesliga arasında bir kıyaslama yapabilir misin?
Bundesliga da oldukça zorlu bir lig ancak Premier Lig’e
oranla buraya daha çabuk adapte olunduğunu söyleyebilirim. Bundesliga’da yer
alan takımların çoğu savunma ağırlıklı oynamak yerine topu kontrol etmeye yani
futbol oynamaya çalışıyor. Ancak bu da tempoyu düşürüyor. Bana göre Premier
Lig’in Bundesliga’dan daha zor olmasının en önemli nedeni oyunun ağırlıklı
olarak uzun toplara dayalı olması. Oyun içinde daha çok uzun pas yapıldığı için
tempo daha yüksek oluyor ve bu da ligi daha zor hale getiriyor. İki ligin
arasındaki fark da buna dayanıyor. Ancak Bundesliga da son dönemlerde oldukça
ivme kaydetti ve bana göre şu an Premier Lig’den sonra dünyanın en iyi ligi
konumunda.
Spor Toto Süper
Lig’de en çok beğendiğin oyuncular kimler?
En çok şu ismi beğeniyorum gibi bir düşüncem yok. Ancak bazı
takımların oyun stilleri hoşuma gidiyor. Örneğin Beşiktaş’ın oyun tarzını ve
mücadelesini çok beğeniyorum. Hani her şeyden biraz vardır ya bazı ekiplerde.
İşte Beşiktaş da Spor Toto Süper Lig’de o takımlardan biri bana göre. Forvette
Demba Ba gibi bir yıldızları var. Ancak takımın geri kalanı çalışmasa, o da
başarılı olamaz. Ba’nın arkasında çok çalışan ve ona pozisyon hazırlayan bir
topluluk var. Bu da onun golleri daha rahat atmasını sağlıyor. Diğer taraftan
da takımlarda Ba gibi golcüler olmasa, verilen mücadele skorlara bu kadar
yansır mıydı, onu da düşünmek lâzım.
1 yorum:
Bu röportajı görmemiştim kardeşim. Teşekkürler sayende bilgimiz oldu.
Yorum Gönder