16 Haziran 2008

Tarihi Ceyrek Final



Rüya gibi bir mac. Baska türlü olsaydi bu denli beni insanliktan cikarmazdi. Alt tarafi bir mac diyenlerle doldu etrafim. Ilk defa türkiye maci sonrasi Munih'in sokaklarina dogru biraz da kardesim hatrina yagmurda yol aldik.. Macin yorumu önemsiz kalsa da alti cizilmesi gereken bir kac unsur söz konusu.


Terim maca ilk defa istedigim kadroya yakin bir onbir sahaya sürdü. Benim icin tek eksik "Oyun kurucu". Ideal kadrom her daim Mehmet Topal/Aureli/Emre üclüsüne Arda ve Nihat kanatlari, Semih tek forvet. Emre sakat oldugu icin Tuncay-Arda ikilisi ile basladi. Bu aslinda fena olmayan cift ön liberolu bir sistem olsa da oyun kurucusuz bir takim pek de güclü olmayan cekler karsisinda atak gelistiremedi. Macin hakemine daha sahaya cikmadan Servet'in kramponlarini degistirmesi icin takindigi yüz ifadesinden dolayi az biraz sinir olmustuk.. Sari kart görme olasiligi en fazla olan orta sahada basan iki defansif orta sahaya cikarttigi ucuz sari kartlar ile hepten delirtti bizi. Aslinda bir takimi durdurmanin en güzel yolu budur; risk alip mücadele edecek, savasacak olan orta sahaya sari kart.. Acikcasi mac icerisinde kesin kirmizi kart cikacak diye düsünmüstüm. Oyuna devam edersek yüzde 65 gibi su ana kadar görülmeyen bir oranda topa sahip olsak da istatistik kisminda bu daha cok oyun kurucusuz oynayan milli takimin geri dörtlüde birbirlerine attigi toplardan dolayi olusan bir durum idi. Ceklerin tek bir oyun sistemi vardi, nerde olursa olsun topu Koller'e sisirmek.. Bu da bir bakima sonuc verdi. Ilk yarinin bana göre en önemli ve belki de tek hatasi olan yanlis bir eslemeden dolayi golü yedik. Koller'i durdurmaya calisan Emre Güngör olunca ilginc kareler ortaya cikti. golü yerken baska acidan mücadelesi ya da Emrenin bosa kürek cekisi görülmeye degerdi. Akabinde Servet Koller'in pesinden ayrilmadi. Hava toplarini belki yine koller aldi fakat her daim dengesi bozuldu ve atak baslamadan Servetin mücadeleci yapisi ve fizigini iyi kullanmasi nedeniyle bitti.. Ama iste daha cok oyun kurucusuz bir sekilde mücade eden takim atak yapamiyordu, özellikle ceza sahasini iyi bir sekilde kontrol eden cekler kendilerinin bizzat oynadigi oyun stilini türklerin oynamasina izin vermiyordu. Ikinci yarida aslinda Terim dogru yapmistir. Yani Semih ile varolan oyun yapisi nedeniyle ilk yari boyunca hicbir daim gol atamazdik, iki kisaya dönmek her bakimdan dogruydu. Zira oyunun ilk yaridaki gibi devam edecegini düsünüyordu. Ikinci yariyi gördükten sonra bunun bir hata oldugu anlasildi.

Akabinde ikinci yari bambaska bir takim sahaya cikti. Tam da Semih olsa diyecegimiz toplar her iki kanattan da ceza sahasina dogru geliyordu. Bu bakimdan "keske semih cikmasaydi" gibi serzenislere dogru yöneldik zira bu ortalari gole cevirecek forvetimiz yok. Bu acidan aslinda tam da bu noktada Halil Altintop'un olmayisi ya da sahaya erken sürülüp kaybedilen Mevlüt Erdinc soru isaretiydi.. Arda, Sivas macinda oldugu gibi iceri dogru kat ederek o cok degerli golü atmasa cok daha tartisilacakti Terim'in secimleri ki ben bu galibiyete ragmen Forvet secimleri konusunda hata yaptigini düsünüyorum Terim'in.. Hatta Yildiray konusunda da.. Gecelim, galibiyetten kimse bunu okumaz, okusa da "hadi len" der..

Ikinci Yari Arda'nin golü sonrasi güzel olan bir baska nokta cok baskili zamanda dahi defanstan top cikarirken son derece bilincli bir sekilde atak gelistirmemizdi. Soyle ki aslinda doldur/bosalt yapmasini bekledigim milli takim önce geride topu dogru yere ulastirarak rahat bir nefes aldi ve akabinde oyun kurucu olarak tek basina mücadele eden Mehmet Aurelio ile beraber kanatlara dogru yayildi. Özellikle defansin bu konudaki disiplinli tutumu inanin beni iki golden daha fazla sasirtmistir. Amatörlükten Profesyonellige dogru atilan bir adimin ayak izleriydi bunlar..



Hamit diger macin en kötüsü olurken bu maci da kurtaran isimdir. Nihat'in attigi iki golün birincisinde payi nihattan daha fazla olurken ikincisinde de muhtesem pasi ile payi nihattan yine az degildi. Bu cok önemli zamanda ayakta kalmasi ve alt yapisinin saglamliginin meyvesini yemistir milli takim. Nihat gibi forvete olan tutumlarindan dolayi yabanci basinin attigi iki gole bir baska sevindim isin acikcasi.


Velhasil dostlar, uzun zamandir benim sesim kisilmamisti. Türkiye Milli Takimi olmasa dahi 2-0 geriden gelip azmin, inancin her kareye damgasini vurdugu bir macta sempatimi kazanmasi olasi iken siz düsünün bir de buralardan bu galibiyetin nasil gözüktügünü.. Ben hali hazirda duyarsizlastim pek cok seye.. Ama kardesim var benim iki tane.. Gecen Arda'nin golünde besiktasli olani "Seni Seviyorum Arda" diye bes dakika boyunca kilitlendi. Bu benim hayatimda gördügüm en ilginc manzaralardan birisidir.. Onun yapisina tersdir. bugünkü golde oyle bir sarildi ki yemin ediyorum nefes alamadim.. saka yapmiyorum ya da abartmiyorum.. Sonrasinda bu sevincin okuldaki arkadas arasi baskilardan kaynaklandigini ögrendim. Ve ben aslinda en cok kardesim ve onun hatrina ciktigim bayrakli kutlamalar sirasinda gördügüm yasli nine icin sevindim bu galibiyete.. Bizler iyi oynayip son saniyede iki gol yiyerek degil turnuvada tur atlamamaya, turnuvalara katilamamaya aliskin cagin cocuklariyiz aman o baska büyüsündür dilegim.. Ve yarin okula inanilmaz bir güven ile gidecektir. Ve ben her seyin disinda sadece onun yarin basi önde futbol geyikleri yapacaginin hazzini duyuyorum su anda. Dili benden de beter catallidir.. Bir de diyor, benim aksime yarin Almanya yenilirse..

Yenilmesin Almanlar ve bir sekilde Almanya-Türkiye maci bizi beklesin temel dilegimdir.

Hiç yorum yok: