11 Ocak 2012

Kürtçe Müzik!



Anaakım medya "ortam müsait" değil ve "şehit cenazelerinin geldiği bir ortamda Kürtçe şarkı söylenmez" gerekçeleriyle televizyon programlarında kürtçe şarkı söylenmesini engellenmeye devam ediyor
diye bir haber okuyorum. devamı şöyle..

Nilüfer Akbal 2010'da yapmış kasedini. Metin Kemal Kahraman'ın "türkçe alt yazısından da" anlaşılacağı gibi Fadime isimli bir aşk şarkısına klip çekmiş ve fakat bu aşk şarkısı Türk halkının hassasiyetlerine takılmış, Kral TV'nin red cevabının içeriğinden anlaşıldığı üzere.

Bunlar olağan da beni şaşırtan ise diğerleri..

Beyaz, Okan Bayülgen..

Bunlar farklı, insani ve başka bakıyor diyorsun ama ikisinden çıkan da yukarıdaki Kral TV tavrından farksız. Beyaz direkt "programımda kürtçe müzik çalınamaz" diyerek noktayı koyup alkışı alır iken Okan Bayülgen Nilüfer Akbal'ı programıma çıkarırım ama Türkçe şarkı söylerse diyerek şart koşuyor.. Hoş onu da yapamıyor sonrasında. Seni seviyoruz ama ah şu kürtçe diyorlar.. Nilüfer'in cevabı da güzel..

"Benim dilimi sevmeyen beni sevmeyi nasıl başarır ki? "

İki post aşağıda bir yazı var. Oradan devam edeyim ben.. Bir bakarsın usta hemen herkes kürtçe müzik yayınlar, programlarda ve her yerde çalınır olur. Ahmet Kaya'nın çok kısa süre içerisinde legalleştirilmesi gibi.. Görüntüde bu değişim yaşanır ama içerideki o katılık baki kalır her daim.. Geçenlerde sevdiğim bir arkadaşımın "arabaya yaklaşan polisi görünce Ahmet Kaya'nın sesini kısıyorum " diyor ki hak vermemek mümkün değil. Ama tüm bu "moda rüzgarı" esmeden de Kürtçe diliyle müzik yapanları programınıza çıkarmak neden bu kadar zor? Bir dil, bir türkü bu. Ülkenin bilmem kaç milyonu da izliyor senin programını.. neden? Tepki alırım korkusu, çoğunluğa şirin gözükme sevdası..

Dün sanırım okudum oyunculuğuna büyük saygı duyduğum Haluk Bilginer "28 Şubat yargılanmalıdır" demiş. Sevgili Haluk abimizin marjinalliği de Okan Bayülgen kadar.. Maçası sıkıyorsa bunu on yıl önce dile getirseydi ya? Güç el değiştirmiş, doğru dahi olsa "yalakalık" olarak algılanacak bu çıkışın bugün anlamı nedir ki?

aynı noktadan hareket ederek...

O günler gelecek.. Bir dil, bir şarkı bir türkü "zararlı" görülemeyecek, tüm bu olup biten çirkinliklerle bağdaşmayacak ve o zaman Okan Bayülgen maalasef hala program yapıp Kürtçe rak gruplarını çıkaracak "bakın bakın bakın" diyerek.. Bugün Haluk Bilginer'e söylediğimizi o gün de bugün de ona yeniden söyleyeceğiz..

"..komik olmayalım arkadaşım, korkaklığımızı, pısırıklığımızı açık etmeyelim"

7 yorum:

Sarp Dirican dedi ki...

Beyaz, eleştirilmeye bile değmez, o, konuklarını alkışlatmaya devam etsin. Okan ise marjinal imajı vermeye çalışan ama içinde bir çok kişiliği barındıran, özünde pısırık bir adam. Haluk Bilginer konusuna bir şerh düşmek istiyorum. Herkes herhangi bir olayla ilgili tavrını istediği zaman belirtme hakkına sahiptir. 28 Şubat yandaşlığı veya karşıtlığı hiç bir parti veya ideoloji meselesi değil, demokratlık meselesiyse bunun zamanlamasını sorgulamak biraz niyet okumak gibi geldi bana. Son olarak hiç birisi bir Mehmet Aslantuğ değil :D

aprile dedi ki...

çok beğendim yazınızı, çok doğru, katılıyorum. bu yaz bir festivalde benzeri bir durumun içinde kaldım ve açıkçası sosyal çevreme bakışım değişti. ikiyüzlü ve anlayışsız bir toplumuz.
futbol dışında her olaya geniş perspektif ile bakmanızın temeli de futboldan çok iyi anlamanız ve insanı tanımanız.

Borges dedi ki...

Sarp Dirican: Ortada çok basit bir mantık var. 28 Şubat'ın tarihi ortadadır. O zaman da açık yüreklilikle eleştiri getirenler bugün sesini dahi çıkarmıyor. O zaman susan insan bugün bu koşulda hangi niyet ile neyi amaç edinerek böyle bir açıklama yapılıyor? Samimi gelmiyor, niyet okuma evet ama okuduğum da budur.

Mehmet Aslantuğ candır:)

Borges dedi ki...

aprile: Bu yaşamda en zor iddia edilecek bir şey varsa futboldan anlamaktır. geniş bir alan, her kıyısndan köşesinden birileri bir şeyler anlar.

İkincisi ise bu çok da "geniş perspektif" değil. Kürtçe müzik, dil.. neden bu tavır bu kadar büyük anlam, cesaret istiyor asıl mesele bu. İnsanlar kendi dilinde şarkı türkü söylemezse bu nereye hizmet eder ki?

Celal Abbas dedi ki...

Artık hiçbirşeye şaşırmıyorum insanın olduğu yerde. Demokrasi ,insann hakları ,hümanizm diye mangalda kül bırakmayanlar belkide evlerinde TV Kumandasını hiçkimseyle paylaşmıyordur.

herkesin insan olduğu ve herkesin yanılgıya hatalara düşebileceği ve düşüyoruzda hepimiz. Belkide fark hata yapmamak değil hatalarımızdan ders çıkarmak yada meblağı düşük hatalar yapmaktır.

LaCatolica dedi ki...

Uludere olayını bile insanların soğukkanlılıkla savunduğu, Yılmaz Özdil gibi yazarların kustuğu bir ortamda senin beklentilerin maalesef hayalden öteye geçmiyor.

İnsanlar kolayca ''kaçakçılık yapıyorlardı, kaçakçılıkta da böyle riskler var'' diye yorumlar yapıyorlar.

Yurtdışında olduğumdan bizim insanımızın giriş çıkışlarda sırf birkaç şişe viski-sigara sokmak için ne türlü cambazlıklar yaptığını çok iyi biliyorum.

Bu da bir nevi kaçakçılık...Arada ki tek fark biri zevk için yapıyor diğeri ise geçimini sağlayabilmek için.Birine bombalar reva diğeri ise azcık rüşvet!.

Böyle işte borges, ölüsüne saygı yok bu milletin allah aşkına müziğine nasıl olsun?.

Del Piero dedi ki...

Şarkı Zazaca.
Güzel dilim şiir gibi, ancak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ne yazık ki. unesco tarafından koruma altına alınmış. her dil bir renktir, çiçektir koparmak değil korumak gerekir.