18 Şubat 2014

Kaçınılmaz geçiş aşaması sıkıntısı


Galatasaray yine puan kaybetti.

Maçın başında ve sonunda baskılı ve etkili oyun ortaya koysa da ortasındaki o 70 dakikalık oyun sonucunda bu kaybı da hak ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Nihayetinde savunmasında gelişim olsa da sürekli değişen savunma dörtlüsü nedeniyle birlikte oynama yetkinliğine sahip olmadığı için pek çok pozisyon verdiler ve uyumsuzluğun belki de en güzel ifadesi olacak şekilde bir gol yediler ilk yarı sona ererken.

Bu puan kaybı nedir aslında biliyor musunuz?

Sezon ortasında teknik direktör değiştirmesinin sonucudur. Bir sezonda iki farklı planı uygulamanın kaçınılmaz geçiş evresidir. Mancini’nin yaptığı eylemlerin büyük bir kısmını doğru bulmakla beraber nihayetinde sezon ortasında yapılan farklı yapılanmanın şampiyonluğa mal olacağını da söylemiştim.  Burdisso’yu niye oynattı diye sorabilirsiniz ki bu aynı zamanda niye aldı sorusunu da beraberinde getirir. Hajrovic nasıl Ontivero iyi mi Burdisso’yu denesek olur mu gibi pek çok bilinmezi deneme yanılma yoluyla bulurken yanıldığınız her oyuncu size puan kaybettirebileceği gibi sık sık değişen onbirler sonucu birlikte hareket etme kabiliyetinin yitimi ile beraber kötü oynadığınız maçları kazanma şansınız da olmaz.

Roberto Mancini’yi ben seviyorum. Özellikle iş ahlakı takdir edilesidir. Buraya görünce anladım. Ne Galatasaray’ı küçümsüyor ne de galibiyet ve mağlubiyetlerde gereğinden fazla tepki gösterip akıl dışı yorumlar yapıyor. Zamanla oturacak ve olacaktır ama bu devre arası yapılan 19 milyonluk transfer bombardımanın takıma olan etkisinin bu sezon olumlu olacağını söylemek zor.

Galatasaray’ın bir sportif direktörünün olmamasının eksiklikleridir aslında bu yaşanılanlar.  Teknik direktörün üzerinde bir aklın yokluğunda teknik adama bağlı bir gelişim sürecine giriyor her seferinde. Fatih Terim’in futbol aklına göre milyonları sayarak oluşturulmuş takım bir anda boşa çıktı. Asıl soru şudur: Olur da İtalya milli takımı ya da başka nedenlerden dolayı Mancini giderse bu transferler ne olacaktır? Size şu kadarını söyleyeyim: Bundesliga’da Bayern Münih hariç herhangi bir kulüp devre arası 19 milyon euro harcayarak bütçeye sahip değil. Yaşlarının genç olması umut verici olsa da akıtılan paranın çift haneli rakamlara ulaşması düşündürücü.

Galatasaray yönetimi hızlı bir şekilde teknik direktörden bağımsız bir plan oluşturup içerisine gelecek ve gidecek olan teknik adamları eklemelidir. Robert Lewandowski Guardiola’nın değil Bayern Münih’in seçilmiş kurulunun atadığı sportif yönetimin bir tasarrufudur. Diğer oyuncuların transferinde de teknik adamın rolü olsa dahi sportif yönetim ana planın uygulayıcısıdır.  Galatasaray’ın bugün tek sorunu Mancini ile uzun ömürlü bir yol alınmadığı takdirde yaşayacaklarıdır. Böyle bir ihtimal yoksa puan kayıplarını ve hatta belki bu sezon kaçacak olan şampiyonluğun dahi önemi yoktur çünkü bugün yapılan eylemlerle takımın geleceği kurgulanıyor.


2 yorum:

ideal 11 dedi ki...

galatasaray analizim.mancini şaşırtıyor.

http://diyagonelpaslar.blogspot.com.tr/2014/02/galatasarayn-defolar.html

Baris dedi ki...

Sürekli değişen savunma dörtlüsü ile ilgili bir yorumum olacak. Bu konu çokça eleştiriliyor, sizinle beraber örneğin Uğur Meleke de bundan bahsetmiş. Evet, Mancini özellikle ilk yarı maçlarında kadro ile çok oynadı ama son haftalarda savunma bloğundaki hareketliliğin tamamen kendi tercihi olduğunu düşünmüyorum. Bütün stoperleri müsaitken dizdiği Hakan-Ceyun-Semih üçlüsünün ilk tercihi olduğuna eminim diyebilirim. Bu üçlü hem Manici'nin sevdiği şekilde pas oyununa katılabiliyor, hem hamle - kontrol dengesi ayarında hem de (çok önemli) hepsi yerli. Yani bu üçlü ile sağda Eboue solda Telles kullanılabiliyor. Sol bekte eleştirilse de Hakan stoperde Alman eğitiminin verdiği yer tutma ve oyun bilgisi özellikleriyle iş yapıyor. Bu üçlünün bozulma sebebi bir hafta Semih'in hastalığı, ve sonrasında Hakan'ın sakatlığı oldu. Alternatif olan Chedjou da cezalı olunca listenin altlarındaki Burdisso'ya iş düştü.
Yani aslında Burdisso (sakatlıktan dolayı kullanılma imkanı bulamamış Gökhanı saymazsak)listede 5. sırada, sadece genç Koray'ın önünde. Bu da bahsettiğiniz gibi "neden alındı" sorusunu akla getiriyor. O gelirken gönderilen Dany daha üstte yer bulabiliyordu. Ayrıca eksikleri bariz olsa da artı hanesine hiç düşünmeden yazılan hız, çabukluk, kritik müdahale gibi özellikleri vardı. Burdisso için şu ana kadar belki sert ve duran toplarda etkili olmasını yazabiliriz artı olarak o da büyükçe bir "belki". Yoksa ağır, tekniği zayıf ve de Tita'ya yaptırdığı gol vuruşuna bakacak olursak göründüğü kadar kuvvetli değil. Zor maçlarda takım geriye yaslanırsa belki tercih edilebilir, ki orada da Gökhan'dan çok daha iyi olur mu söylemek güç. Ayrıca GS bir senede kaç maçta geriye yaslanarak oynayacak? Kısaca şu an verimsiz bir hamle gibi görünüyor, tesellisi sadece kiralık oluşu.
Yazı için elinize sağlık bu arada.