Galatasaray yine puan kaybetti.
Maçın başında ve sonunda baskılı ve etkili oyun ortaya koysa
da ortasındaki o 70 dakikalık oyun sonucunda bu kaybı da hak ettiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz.
Nihayetinde savunmasında gelişim olsa da sürekli değişen
savunma dörtlüsü nedeniyle birlikte oynama yetkinliğine sahip olmadığı için pek
çok pozisyon verdiler ve uyumsuzluğun belki de en güzel ifadesi olacak şekilde
bir gol yediler ilk yarı sona ererken.
Bu puan kaybı nedir aslında biliyor musunuz?
Sezon ortasında teknik direktör değiştirmesinin sonucudur. Bir sezonda iki farklı planı uygulamanın kaçınılmaz geçiş evresidir. Mancini’nin yaptığı eylemlerin büyük
bir kısmını doğru bulmakla beraber nihayetinde sezon ortasında yapılan farklı yapılanmanın şampiyonluğa mal olacağını da söylemiştim. Burdisso’yu niye oynattı diye sorabilirsiniz
ki bu aynı zamanda niye aldı sorusunu da beraberinde getirir. Hajrovic nasıl
Ontivero iyi mi Burdisso’yu denesek olur mu gibi pek çok bilinmezi deneme
yanılma yoluyla bulurken yanıldığınız her oyuncu size puan kaybettirebileceği
gibi sık sık değişen onbirler sonucu birlikte hareket etme kabiliyetinin yitimi
ile beraber kötü oynadığınız maçları kazanma şansınız da olmaz.
Roberto Mancini’yi ben seviyorum. Özellikle iş ahlakı takdir
edilesidir. Buraya görünce anladım. Ne Galatasaray’ı küçümsüyor ne de galibiyet
ve mağlubiyetlerde gereğinden fazla tepki gösterip akıl dışı yorumlar yapıyor.
Zamanla oturacak ve olacaktır ama bu devre arası yapılan 19 milyonluk transfer
bombardımanın takıma olan etkisinin bu sezon olumlu olacağını söylemek zor.
Galatasaray’ın bir sportif direktörünün olmamasının
eksiklikleridir aslında bu yaşanılanlar.
Teknik direktörün üzerinde bir aklın yokluğunda teknik adama bağlı bir
gelişim sürecine giriyor her seferinde. Fatih Terim’in futbol aklına göre
milyonları sayarak oluşturulmuş takım bir anda boşa çıktı. Asıl soru şudur:
Olur da İtalya milli takımı ya da başka nedenlerden dolayı Mancini giderse bu
transferler ne olacaktır? Size şu kadarını söyleyeyim: Bundesliga’da Bayern Münih
hariç herhangi bir kulüp devre arası 19 milyon euro harcayarak bütçeye sahip
değil. Yaşlarının genç olması umut verici olsa da akıtılan paranın çift haneli
rakamlara ulaşması düşündürücü.
Galatasaray yönetimi hızlı bir şekilde teknik direktörden
bağımsız bir plan oluşturup içerisine gelecek ve gidecek olan teknik adamları
eklemelidir. Robert Lewandowski Guardiola’nın değil Bayern Münih’in seçilmiş
kurulunun atadığı sportif yönetimin bir tasarrufudur. Diğer oyuncuların
transferinde de teknik adamın rolü olsa dahi sportif yönetim ana planın
uygulayıcısıdır. Galatasaray’ın bugün
tek sorunu Mancini ile uzun ömürlü bir yol alınmadığı takdirde
yaşayacaklarıdır. Böyle bir ihtimal yoksa puan kayıplarını ve hatta belki bu sezon
kaçacak olan şampiyonluğun dahi önemi yoktur çünkü bugün yapılan eylemlerle
takımın geleceği kurgulanıyor.
2 yorum:
galatasaray analizim.mancini şaşırtıyor.
http://diyagonelpaslar.blogspot.com.tr/2014/02/galatasarayn-defolar.html
Sürekli değişen savunma dörtlüsü ile ilgili bir yorumum olacak. Bu konu çokça eleştiriliyor, sizinle beraber örneğin Uğur Meleke de bundan bahsetmiş. Evet, Mancini özellikle ilk yarı maçlarında kadro ile çok oynadı ama son haftalarda savunma bloğundaki hareketliliğin tamamen kendi tercihi olduğunu düşünmüyorum. Bütün stoperleri müsaitken dizdiği Hakan-Ceyun-Semih üçlüsünün ilk tercihi olduğuna eminim diyebilirim. Bu üçlü hem Manici'nin sevdiği şekilde pas oyununa katılabiliyor, hem hamle - kontrol dengesi ayarında hem de (çok önemli) hepsi yerli. Yani bu üçlü ile sağda Eboue solda Telles kullanılabiliyor. Sol bekte eleştirilse de Hakan stoperde Alman eğitiminin verdiği yer tutma ve oyun bilgisi özellikleriyle iş yapıyor. Bu üçlünün bozulma sebebi bir hafta Semih'in hastalığı, ve sonrasında Hakan'ın sakatlığı oldu. Alternatif olan Chedjou da cezalı olunca listenin altlarındaki Burdisso'ya iş düştü.
Yani aslında Burdisso (sakatlıktan dolayı kullanılma imkanı bulamamış Gökhanı saymazsak)listede 5. sırada, sadece genç Koray'ın önünde. Bu da bahsettiğiniz gibi "neden alındı" sorusunu akla getiriyor. O gelirken gönderilen Dany daha üstte yer bulabiliyordu. Ayrıca eksikleri bariz olsa da artı hanesine hiç düşünmeden yazılan hız, çabukluk, kritik müdahale gibi özellikleri vardı. Burdisso için şu ana kadar belki sert ve duran toplarda etkili olmasını yazabiliriz artı olarak o da büyükçe bir "belki". Yoksa ağır, tekniği zayıf ve de Tita'ya yaptırdığı gol vuruşuna bakacak olursak göründüğü kadar kuvvetli değil. Zor maçlarda takım geriye yaslanırsa belki tercih edilebilir, ki orada da Gökhan'dan çok daha iyi olur mu söylemek güç. Ayrıca GS bir senede kaç maçta geriye yaslanarak oynayacak? Kısaca şu an verimsiz bir hamle gibi görünüyor, tesellisi sadece kiralık oluşu.
Yazı için elinize sağlık bu arada.
Yorum Gönder