3 Mayıs 2011

Lakic golü atar mı ?



Taaaa Ocak ayında şunları yazmıştık:

'Bazen bu Bosman iyi mi yaptı kötü mü düşünüyorum ve bunun sonu nereye varacak.. Şimdi Wolfsburg'a tutup da bu oyuncu iki tane çaksa, ligden düşürse bizzat kendini yaralayacak. Yapmak istemeyebilir ?'

Wolfsburg ile devre arasında anlaşan Lakiç iki hafta sonra formasını giyeceği yeni takımına karşı bu hafta sonu rakip olacak..

Ligin bitimine iki hafta kalmış ve düşme hattı oldukça karışık.. Wolfsburg bu hafta K'lautern ile evinde oynuyor. 35 puanı var ve düşme hattının bir basamak yukarısında. K'lautern bir anlamda üst üste galibiyetler alarak 40 puana ulaşıp düşme korkusunu giderdi ve fakat ya böyle olmasaydı ? Misal Schalke yenseydi evinde K'lauterni.. Lakic nasıl bir psikoloji ile sahada yer alacaktı ?

Şimdi bu hafta formda olur ve Wolfsburg'a iki tane atarsa seneye bizzat kendisini ikinci lige düşürecektir zira devre arası imzayı Wolfsburg'a çakmıştır.. Bu hafta Lakic golü kaçırsa bunun olağan olduğunu insanlara anlatabilir misiniz ?

İşi gerçekten çok zor.. Çok değil iki ay sonra formasını giyeceği takımını küme düşürebilir bu haftaki performansı ile.. İşi zor, çok zor..

2 Mayıs 2011

Nuri ve Türk Olmak.!



Mesut Özil'in yolundan gidecek ve şunu söylemeliyim ki: Aklın yolu bir.!

2010 Dünya Kupası öncesi özellikle Lig Radyo'nun Total Futbol programında blogda yazdığım gibi sıklıkla şunu dile getirdik: Ballack sakatlığı sonrası ilk aday Nuri Şahin olacaktı eğer Alman milli takımı formasını giyseydi..

Bugün Madrid'de oynayan Khedira ise aslında Ballack-Traesch sonrası o bölgenin üçüncü adayıydı. Sakatlıklar olmasaydı aday kadrodan çıkarılması düşünülen oyuncular arasındaydı. Nuri ise Bundesliga içerisinde Schweisteiger'in hemen sonrasında ismi yazılan bir iki yönlü merkez orta saha. Madrid en iyilerini topladığına göre aslında Khedira'yı değil Nuri'yi transfer etmesi gerekiyordu zira asıl en çok istediği Schweinsteiger'i Bayern'den koparamamış Hoeness'in çabasıyla bir şekilde sözleşmesi uzatılmıştır.

Khedira Stuttgart okulu mezunu. Yeteneğinin dışında taktiksel olgunluğu üst seviyede ki bu Mourinho takımının o bölgesinde oynamak için bir hayli önemli. Nuri ise daha çok yetenek açısından Khedira'nın bir sınıf üzerinde yer alır.. Khedira'nın oynayabildiği yerde Nuri hayli hayli..

Türk Olmak..

Mehmet Demirkol'un geçenlerde yazdığı şu yazı tek kelimeyle muhteşem. Burada Nuri'nin Türk olmasının yarattığı sorun daha çok Türk milli takımının Dünya Kupasında olmaması nedeniyle biraz daha geç keşfedilmesidir. Eğer yeteri kadar iyiyseniz kimlik çok fazla önemli değildir. Elbette göz önünde olma kriteri de bir avantaj sağlıyor ve fakat misal dönemin Avrupa Kuapalarında dahi olmayan Dinamo Zagrep takımından Modric,Eduardo ve Corluka bonservislerine toplamda 50 milyon avro ödenerek Premiere Lige transfer olmuşlardır.

Bugün Türk oyuncularının kusuru ne pasaportu ne de en iyilerinde oynayabilecek yeteneğin eksik olması.. Sorun sınırlı yeteneğine rağmen Khedira'yı orada tutan taktiksel olgunluğun Türk oyuncularında kusurlu olmasıdır. Buna uyum,kültür farklılığı gibi etkenleri de eklediğinizde Hami ya da Hakan gibi geri dönüşler yaşanıyor. Bir oyuncunun futbol oynadığı yerin dilini öğrenebilmesi dahi başlı başına orada başarılı olabilmesinin kriterini oluşturabiliyor.

Demirkol'u tekrar etmenin faydası yok ve fakat o yazıya eklenmesi gereken ise üç büyüklerde yıldız olmuş genç oyuncuların kibirinin de gereğinden fazla olduğunun altını çizer iken başarıya giden yolda önlerindeki en büyük engellerden bir tanesi olduğunu belirtmeliyim. Nuri , Mesut ya da Thomas Müller herhangi farklı bir lige transfer olduğunda şöyle demeçler vermeyecektir:

'Beni hoca nasıl yedek bırakır anlamıyorum, ben UEFA Şampiyonu olmuş kadronun bla bla'

'Hoca beni anlamıyor, yabancı düşmanlığı yapıyor'

'Hocanın bana garezi var '

'4-4-2 oynasak ah o zaman ben...'

Türkiye Süper Liginden kat ve kat daha fazla geçerliliği olan Bundesliga şampiyonu olmuş Nuri ya da Almanya'nın değil Dünyanın en büyük beş kulubü arasına girecek Bayern Münih ile her türlü başarıyı yakalamış Thomas Müller ya da Mesut Özil böyle beyanatlar vermeyecek ve kadroya giresiye kadar çalışmaya devam edip sorunun kendisinden kaynaklandığını düşünerek koşullarır zorlayacaktır. Ve fakat bizde yıldız statüsüne ulaşmış oyuncular (Hakan Şükür, Arda Turan, Hami v.s.) bu tavrı sergilemekten inatla kaçınmışlardır. Bu yüzden orada başarı göstermiş oyunculara baktığınız vakit (Nihat-Tugay-M.Topal) genelde Türkiye'nin yıldızı, gözbebeği olmadığı zamanlarda farklı bir kimlik ile gidip başarıyı yakaladığını göreceksiniz.. Mehmet Topal transfer olduğunda onu başarıya götürecek olan en önemli detayın yeteneğinin dışında karakteri olduğunun da altını çizmiştim. Mehmet Topal böbürlenmez, sorunu başka yerde aramaz ve bir Klose karakterine sahiptir gibi..



(Videoda Hami'nin söylemleri önemlidir. Hocasının kendisine sırt çevirdiğini ve mücadele etmenin bir getirisi olmadığını söylüyordu.. Dahası uyumsuzluk v.s. Hakan Şükür'ü de konuştursanız Rizitelli v.s. diye farklı yerlerde arayacaktır.. )

Bu tam anlamıyla bir eleştiri değildir zira Üç büyüklerin yıldızı olarak her eyleminiz koca bir ülkenin futbol gündemini belirliyorsa farklı şekilde düşünmeniz ve kendinize bakışınızın sade olması çok zor.. Bu bakış açısının üzerinde duran ben dahi bir Hakan Şükür,Arda Turan gibi eylemlerimle ülkenin futbol gündemini belirleyen bir figür olsaydım aynı şekilde sorun çıkartmaktan geri durmazdım sanırım. Dolayısla bu yolda başarıyı getirecek olan ayrıntıların genç yaşta taktiksel olgunluğunuzu bir üst seviyeye çıkaracak Avrupa'nın beş büyük liginin orta sıra takımlarında havasını solumanız ve henüz bu tuhaf ortamın içerisine girmeden Nihat gibi erken bir şekilde oradaya geçişi sağlamanız gerekir..

En son nokta ise yetenektir. Çoklarının yüzeysel bir bakış ile belirttiği gibi koy Arda'yı Pedro'nun yanına ohh süper ama kazın ayağı öyle değil. Futbol Rıdvan Dilmen'in oynandığı dönemleri geride bırakırken üst seviyede bulunmanın kriterler fazlasıyla değişti.. Mesele Pedro, Thomas Müller yeteneğine sahip olmak değil sadece.. Onun haricinde ne varsa kusurluyuz orada.. Bunu kabul ettiğimiz andan itibaren ancak onları geliştirmek adına eylemlerde bulunuruz ve bu farkındalık sonucu değil Madrid uzay takımında dahi yeteneklerimize işlerlik kazandırabiliriz..

1 Mayıs 2011

1 iyi 1 kötü.!



Öncelikle bir taraftar grubu olarak 1 Mayıs'a iştirak etmelerinden dolayı pankartlardan bağımsız bir şekilde değerlendirilip tebrik edilesi bir taraftar grubudur. Haberlerde okuduğum kadarıyla Galatasaray ve Adana Demirspor taraftar grupları da katılım göstermişlerdir.

Lakin bu pankart nedir böyle yahu ? İhtimal o ki bunu liseli bir kaç velet hazırlamış Çarşı'nın ablemini kullanarak asmışlardır. Böyle bir saçmalığın düşünüp taşınılıp karara varılarak onca güzel yaratıcı eylemlerin planlayıcısı olan bir taraftar grubu tarafından yapılması mümkün değildir. Tarz, uslup ve içerik dahil her açıdan yerlerde sürünen bir zekanın ürünü olsa gerek..

Ve fakat bizim ülke öyle bir yere geldi ki 'AKP'ye karşı' olduğu için bir kesim 'Süper yaaa helal' diyecek ve diğeri de küfredecek.. İçerik önemsiz, ülkenin genel durumu da aşağı yukarı böyle. Soğuk savaşın bir başka versiyonu bugün burada.



Bir de şuna bakın.. Helal.!

Zeka budur.. Yaratıcılık da.. Muhteşem.! İki pankartın aynı gruba ait olduğunu düşünmek bile tuhaf. Sonuç itibari ile eleştiri okları Çarşı'ya yönelik olmaması gerekir ya da bir eleştiri olacaksa da tüm eylemlerini topladığınızda artık bir bütün etmediğini ve dolayısla daha keskin çizgileri olan bir oluşum olması gerektiği üzerine durulmalıdır. Önüne gelenin ismini andığı/karaladığı yerde bunu nasıl başarırlar bilemiyorum ama yakın zaman içerisinde bir şeyler yapmalıdırlar..

Forza'da yapılan açıklamaya göre yukarıdaki küfürlü pankart ile Çarşı'nın bir ilgisi yokmuş.!

Şampiyongiller.!



Borussia Dortmund iyi yönetiliyor.! 27 Eylül 2010

Dortmund Neden Başarılı ? 5 Ekim 2010

Bir Şampiyonluk hikayesi ve farklı açıdan analizi haftaya BirGün'e yazılacaktır ve eskisi gibi olamasa da her alanda 'Yazma' eylemi belirli bir düzen içerisinde gidecektir ve fakat çok kestirmeden bugünkü Şampiyonluğun da içerisinde olduğu çok başka bir Dortmund'un yaratılmasındaki en büyük pay işte Watzke'ye aittir. Kulup ekonomisinin iflas ettiği yerde Watzke'nin buraya gelerek yaptığı atılımlar sonucu her şey bir başka olmuştur.. Derinlemesine analiz ileride olacaktır..



Kagawa'ları, Barrios'ları kazandıran, sportif açıdan kulubü yöneten isim Michael Zorc ve eşi Jola. Hoeness'in sportif direktörlüğü bırakıp başkanlığa geçmesi ile beraber Bundesliganın en uzun süreli sportif direktörlüğünü yapan isim olmuştur ve dolayısla kulupteki geçmişi Watzke'den de eskidir. O kara günlerde de Zorc işinin başındaydı ve fakat Dortmund sorunun hangi bölgede olduğunun farkında olarak adımını attı ve sportif başarısızlığa rağmen sportif direktörünü koruyarak böyle bir başarıyı yakaladı..





Yeni yapılanma döneminde kimler gelip kimler geçti. Skibbe'sinden Scala'ya Hollanda'da final başarısı yakalayan Bert Van Marwick'e kadar.. Ancak Klopp'un 'Uyumu' ve Zekası tüm parçaların bir bütün olmasını sağlamıştır. Mesele hangi konuda nasıl bir yeteneğiniz olduğundan ziyade bağlı bulunduğunuz koşullara uygun bir başarı formülünü yaratmaktır. Bayern'de o kadro ile başarı sağlamak mümkündür ve fakat 20'li yaşların başında ona yakın ilk on bir oyuncusu ile Bundesliga şampiyonu olmak ise çok başka.. Klopp artık doktorasını yapmış ve 'Büyük teknik adamlar' listesine ismini kalın harflerle yazdırmıştır.




Maç sonunda Greusskreutz'un saçları bu başarının uğruna heba edilmiştir. Akşamında ise kutlama güzel bir mekanda gerçekleşti.



Şampiyonluğun kazanılmasında bir defa olsun oyuna girmiş futbolcuların dahi katkısı vardır şüphesiz ve fakat toplamda bu masanın başında kim varsa onun en çok payı olmuştur. Nuri Şahin tartışmasız bir şekilde Dortmund'un liderliğini üstlenmiş ve en zor maçlarda olması gerektiği gibi sahneye çıkıp takımı ateşlemiştir. Ben kaptanların ayrı bir şekilde değerlendirilmesi taraftarıyım. Bugün Lahm ve Schweinsteiger'in sportif açıdan eleştirilmesi mümkün değil ve fakat Robben çıkıp Bayern'deki problemin liderlik sorunu olduğunu belirttiğinde hem Lahm hem de Schweinsteiger üzerlerine alınıp çok başka açıdan eleştirilmesine karşılık kendilerini savunuyorlar. Keza Arda Turan da sahadaki veriminin dışında bu açıdan değerlendiriliyor ve insanlar bu kara tabloda bir bakıma onu masaya yatırma konusunda da haklıdır. Nuri ise bu ortamın'Güzel' olmasını sağlayan ve başarıda en fazla payı olan futbolcuların başını çekiyor..



Partneri Bender ve sevgilisi ve Tuğba Şahin..



Sebastian Kehl keza hiç oynamamış olabilir ve fakat burasının gerçek şefi aslında bu adamdır. İnanılmaz sevilir bu yakada.. Sıra Kehl-Weidenfeller-Nuri diye gider ve fakat sahada olanların payı ve etkisi biraz daha fazladır..



Weidenfeller gibi.. İnanılmaz bir sezon geçirdi. Neuer dünya çapında Adler yetenekli ama bu sezonun Bundesliga performansı açısından en iyi kalecisi şüphesiz ki Weidenfeller..



Hak etti.. Çok çalıştı, çabaladı ve sonunda hak ettiği şampiyonluğu kutluyor.




Peki bu kim ? Bildiniz, Klopp'un Dortmund'un ikinci takımında oynayan oğlu Marc Klopp.. O da bir nevi Şampiyon.!



Hummels da kutlamaya sevgilisi ile gelmiş.. Hımm..



Schmelzer'in Anika'sı ile Nuri'nin attığı her golden sonra elleri ile kalp işareti yaparak selamladığı güzel Tuğba'sı..




Önemli bir golcü ve attığı 14 gol ile ligdeki bu konumunda büyük pay sahibi olanlardan.. Barrios'un gollerinin dışında dokuz numarayı muhteşem bir şekilde oynaması nedeniyle bu takımın gövdesini oluşturan en önemli isimlerin başında geliyor. Weidenfeller -Subotic-Hummels arkada Nuri ortada ve ileride Barrios olduğu vakit diğerleri kısmen detaya giriyor.. Bunların formu parlatıyor yanındakileri ve toplamda genç Dortmund'u...


Fabian Ernst de kutlamaya iştirak etmiş.. ehehehe Greusskreutz Saçları kazıtınca böyle bir şey olmuş.. Tişört süper ama..



Postun bomba çifti Subotiç ve onun Teresa'sı.. Ne diyeyim şimdi ben ? Şampiyonluk güzel..

Helal OLsun hepinize.!