Avrupa Ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Avrupa Ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mayıs 2012

Avrupa Ligi Atletico'nun!



Bu karşılaşma öncesi gazetede iddaa ekibindeki arkadaşlarla bu maçın skoru üzerine fikir teatisinde bulunduk. Avrupa'da en çok oynanılan skorlardan birisi de Atletico'nun 2-1 kazanacağı üzerineydi ama bu bizi çok tatmin etmemişti. Kimi Atletico'nun Simeone'nin gelişi sonrası savunma takımı olduğundan dolayı final maçında gol yemeyeceği üzerine durur iken kimisi de iki tarafın da golcülerinin çok yetenekli olduğunun altını çiziyordu. Ben de şahsen 2-1 Atletico diyordum tüm kalbimle Bielsa'yı destelememe rağmen..

Final maçının kırılma anı Falcao'nun o muhteşem golüdür. Zira Bielsa futbolu kapanan takıma karşı baskıyı kurabilcek olsa da varolan farklılıkların silindiği bir raya oturdu maç. Eğer b karşılaşma biraz daha eşitliğin bozulmadığı anı devam ettirebilseydi her şey başka olabilirdi. Bilbao futbolu Barça dahil olmak üzere atak futbolunu benimsemiş her takıma kök söktürebicek organizasyona sahiptir. Lakin o gol sonrası her şey "Arda'lı Madrid" in istediği şekilde gelişti.

Simeone güzel bir dengenin oluşmasını sağladı. Hali hazırda bu takımı ne kadar savunmaya dayalı futbol oynatırsanız oynatın içerisinde Falcao-Arda-Diego-Adrian bulunduğu vakit her zaman hücum gücü belirli bir seviyenin altına düşmez. Savunmayı da ön plana çıkarırsanız denge sağlamış olur..

Bielsa ise.. Ne denir ki? Man U, Schalke gibi devleri içeride dışarıda devirmiş bir takımdan bahsediyoruz. Bilbao'nun kendisi tüm dünyanın diğer takımlarından farklı, hocası tüm dünyanın diğer hocalarından farklı ve ortaya koyduğu futbol da keza yine diğer bütün takımlardan farklı.. Futbola renk kattılar, umarım daha da başka olur gelecek yıllarda.



Sadece bu final karşılaşmasını değil aynı zamanda Simeone'yi de "savunma futbolu" eleştirilerinden sıklıkla kurtaran hep bu adam. Muazzam bir golcü. En çok sevdiğim ayrıntısı "her şekilde" gol atabilme becerisi. Sadece bu adamın varlığı sizi farklı bir strateji, oyun felsefesi benimsenize dahi yetebilir. Bu gibi golcüleri isterdim takımımda.. Teknik olduğu kadar öldürücü, hırslı olduğu kadar bitirici ve çok çok güçlü kale önünde. Muazzam bir gol attı ve ikinci gol de birincisinin çok gerisinde değil..



Hiç üzülme arkadaşım. Sizler çok kısıtlı bir havuzdan oluşturduğunuz on bir futbolcu ile dünyaya meydan okuyorsunuz. La Liga kurulduğundan bu yana içerisinde varolan ve hiç düşmeyen üç takımdan birisisiniz. Bunu da yabancısız ve sadece Bask kökenli oyuncularla yapıyorsunuz. Üstelik bu sene öyle bir futbol oynadınız ki kaybederken bile kazandınız, takdir çok size.. Henüz Bielsa'nın ilk senesi ve bunun geleceği var..



La Liga'ya diş geçirebildi. Bu önemlidir. Özellikle kendisini isteyen hocasının kovulması sonrası yeni bir ortamda kadrodaki yerini tutması onun asıl başarısı. Oynadığı takım için artık Avrupa Ligi dahi bir boy küçük kalıyor. Diego ve Adrian'lı kadroda yer almak kolay değil. İstikrarlı bir şekilde güzel oynamaya devam ediyor ve tüm bunların dışında geriye kalan onun için bir basamak yukarısına çıkıp orada kalmak..

Her ne kadar bu kupayı kaldırmış olmayı ben bizim memlekette önemsendiği kadar değerli bulmasam da kariyerine bir final ve kupa katmış olması önemli. En az Atletico kadar Arda da burasının daha da ilerisine gidebilecek konumda. Bekleyelim ve görelim.

15 Aralık 2010

Dortmund - Sevilla.!



Futbol bu derler ya biraz Dortmund'un işi de öyle. Düşünebiliyor musnuz ligin diplerinde gezinen Schalke Şampiyonlar Liginde lider ve keza ligin orta sıralarından kurtulamayan Bayern rekor kırarak grup maçlarında 15 puan toplayıp lider oluyor ve fakat ligin lideri Dortmund PSG_Sevilla'lı gruptan çıkabilmek için deplasmanda güçlü rakibini yenmek durumunda.. PSG-Sevilla maçlarını ve özellikle evinde kaybettiği Sevilla maçını izlerseniz futbolun her türlü sonuca gebe olduğunun bir kez daha altını çizmek istersiniz..

Dortmund ne ligde ne de Avrupa kupası maçlarında mahkum bir top oynamadı. Her zaman saldırgan tutumunu devam ettirip atak üzerine atak geliştirdi ama bazen giremeyen toplar ve Avrupa liginde de kırmızı kartlar etkisinde tuhaf sonuçlar aldı.

Nuri ve Bender.. Bu iki orta sahanın ortasında bulunan oyuncuların sakatlık sorunu olmasaydı bugün yener derdim kesinlikle ve bu oyuncuların oynayıp oynamayacağı maç saatinde ancak belli olacağı için işi biraz şansa kalmış durumda.. Bu takımda herkesin bir yedeği vardır ama Nuri'nin yok..

Yine de bu gün çok keyifli bir maç bizi bekler.! Türkiye saati ile 22:05'de başlayacak olan maç sonu belirleyecektir.!

Sevilla: Palop - Dabo, Ceceres, Alexis, Fernando Navarro - Jose Carlos, Zokora, Renato, Capel - Negredo, Kanoute. - Antrenör: Manzano

Dortmund: Weidenfeller - Piszczek, Subotic, Hummels, Schmelzer - Sahin, Bender - Blaszczykowski, Kagawa, Götze - Barrios. - Antrenör: Klopp

4 Aralık 2009

Yenilikler Gerek.!



Ya arkadas yuh.. Austria Wien - Bilbao macinin ilk golü öncesi yasanilan skandal karar.. Bakin hakem bir metre dibinde ve oyuncu iki metre ofsayt.. Dördüncü hakem dahi görebilir ama göremiyorlar.

Macta olaylar cikti ki neredeyse mac tatil ediliyordu. Seyirciler girdi, hakem oyunculari iceri gönderdi vesaire. Demem odur ki cok basit bir cözüm yolu var. O da sudur:

Bir kac kisi maci televizyondan izleyecek.. Karmasa yaratacak düzeyde tartismalari kararlari televizyondan izleyip hakemin kulagina bildirecek.. Dördüncü-Besinci-Altinci hakem daha cok görünmeyecek, iceride bir yerde olacak.. Cok mu zor yahu bunu becermek ? On bes kamera acisi ile izleyip yorumlamak mümkün iken neden bundan kacinilir hic anlamam.. Sonra olaylar cikiyor ki cikmasin mi su ofsayt sacmaligindan sonra ?

Denilebilir ki o zaman da kimi yorumlar yine tartisilacak.. Bu dogru ve tartisma isin dogasinda vardir belki ama bu denli bariz elle oynamalar, ofsaytlar tartisma disi kalacaktir. Biraz olsun ilerleme kaydedilecektir gecmise göre.. Bilim ya da gelisme dedigin nedir ki sacmalamaktan daha az sacmalamaya dogru gidis.. lakin biz hakem konusunda gidemiyoruz ama gitmemiz gerek artik..














Galatasaray- Panatinaikos: 1-0


"Haydi bre Cisse'cim"


Keske Elano da oynasaydi, tam ona göre bir macti aslinda diye bir giris yapacak olsam cok kisi sasirmaz. Takimin sorunundan baslamali her seyden önce. Mac cok keyifli degildi lakin ögretici olmasi acisindan incelenmelidir.

Ortada olan gercek sudur: Bir yari boyunca Elano neredeyse bir elin parmaklari kadar topla bulustu. Orta üclünün insiyatif alan önemli bir adami olmasi gereken yerde sahada silik bir görüntü cizdi. Ki kötü oynayabilir, kötü paslar verebilir ve bu daha cok formsuzluguna iliskin bir sorundur lakin bir adam neden topla bulusmaz mac icerisinde ? Bunun kabaca iki nedeni olabilir.

1-Topun oldugu bölgelerden kaciyor. Yerlesim sorunu

2-Arkadaslari pas vermiyor. Takim ici bir sorun.

Her ikisi de mümkün. Ben cok net bir sekilde bos bir pozisyonda kendisine iki kere top atilmadigini gördüm lakin su kesindir ki sadece sorun bu degil. Ayni zamanda bundan dogan sinir harbi icerisidne dalislar yapti ki altini cizmek gerek."Savunma yapmayi bilmiyor" teriminin bu kadar üzerine oturacagi baska futbolcu olmaz. Bu macta takimi on kisi birakmadiysa sevinmeliyiz sanirim. O nasil bir adama giristir öyle ? Her adama dalisi potansiyel kirmizi kartlik hareket idi. Bir Elano sorunu var ve bu ciddi bicimde takimi bozmaya basliyor. Lakin bir Elano sorunu oldugu kadar Elano gibilerini burada barindirmayan bir baska sorun da var gibi geliyor ama cogunlukolduklari ve basarili olundugu sürece isin bu tarafina kimse bakmayacaktir.. Ne zaman ki bir türk futbolcu tüm bunlara isyan edip birileri ile röportaj yapar ancak o zaman..

Elano'suz bir sekilde maca baslayan Galatasaray sonuc itibari ile bu formsuz döneminde cok önemli bir galibiyet alip liderligi garantilemistir. Su form durumuna göre sevinmeliyiz bu galibiyete.

Macin iki adami vardi. Arda Turan ve Mustafa Sarp. Arda efektif bir oyun sergiledi. Sahanin icerisinde basmadik yer birakmadi ve sanirim her pozisyonda kisa bir süre kaldi. Lakin sunun ikinci kez altini cizmek isterim ki Arda-Sabri kanatlarda cok da uyumlu degil. Birinci ve en muhtesem ikili Sabri-Keita. Bunlar artik asmislar, kendi aralarinda baska bir futbola dogru dönüyor is. Ve fakat Sabri-Kewell da gayet güzel isler cikartir iken Arda-Sabri cok da güzel degil ama buna ragmen Arda'nin bugün o bölgede sik calimlari, etkili oyunu nedeniyle cok güzel ve tehlikeli akinlar gerceklesmistir.

Mustafa Sarp bugün kendisini asmistir arkadaslar.. Keza Mehmet Topal da fena degildi. Her topu aldiginda sagina ve soluna bakma hizinda müthis bir ilerleme söz konusu. Geriden oyun kurma konusunda ilerleyen yillarda baska bir oyuncu transfer edilmezse sanirim tek opsiyon olarak yasayacaktir. Bunun üzerine egitiliyor ve daha da gelisecegini söylemek isterim lakin su performansi da hicbir sekilde Avrupa icin yeterli degil, bunu da bilsin ve ona göre calissin derim ben.

Elimizdeki iyiler tükendi maalasef. Gökhan Zan'in sakatligi konusunda elbette insan üzülüyor ama Elano ile ikisi temelde problemlerin üzerinde oturuyorlar. Her ikisinin de -sorunlarinin kaynagi ne olursa olsun-ilk onbir baslamasi su durumda takimin hizina ve bütünlügüne zarar.. Elano biraz daha zararlidir zira ona acilan yerden kaydirilan Arda ve yedege cekilen Keita.. Sadece sunu söylemek isterim kadroyu ben olustursam ilk ücün arasinda yer alir Kader Keita.. Hem Sabri ile olan uyumu hem de her zaman gole dönük oyun anlayisi ile istenilen mevkinin en güzel adami olmasi nedeniyle.. Baska acidan Arda'nin su güzel oyun zekasini barindiran kafa yapisi ile ön ic oynamasi gerekir. Toplamda hem Keita-Sabri güzelligini kaybediyorsunuz hem de tüm mac boyunca oynayamamis bir Elano.. Ve yineliyorum bu Elano olayini daha cok yönetim cözmelidir ve bu futbolun disinda bir yerde halledilmesi gerekir.

Toplamda rakip pana beklenilen etkili oyununu oynayamamistir. Yer yer pres Galatasaray takiminda muazzam bir sekilde gerceklesmistir lakin hucum organizasyonu daha cok sablon dogrultusunda gelisen ataklardan ziyade bireysel yeteneklere kalmistir. Taca giden topun gol olmasi, takimin bu sonucu hakettigi gercegini degistirmese de daha iyi bir pana ve daha iyi bir Galatasaray bekliyorduk mac öncesi.

Bir baska dikkat ceken ayrinti taktik disiplinin son derece iyi olmasi. Hakan Balta hucum ögreniyor bölüm iki olarak da yorumlanabilecek macin belki de en önemli artisi mac boyunca belirli bir disiplin altinda oynamis olmalaridir. Rakibin ciliz ataklarini saymazsak gücünü öldürebilecek bir disiplin icerisinde pres yapabilmistir. Lakin ne ilginctir ki hücum sorunu gün gectikce derinlesiyor.. Skordan bagimsiz pozisyon üretme zorlugu yasiyor ki bu bile Keita'yi ilkonbire aldirtir..

Ve ben sunu da eklemek istiyorum: bir gün gelecek "kossaydim su güzel takimda oynardim" diyen prekazi/sergengillerin yerine gram oyun zekam olsaydi bugün Real Madrid'de Kaka'yi yedek birakirdim ben diyen Baris Özbekgiller yerini alacaktir.. Biz onu sanat eseri gibi yaptigi savunmasiyla da seviyoruz o cok baska tabi..

Ek: Nevizade geceleri yasaklansin mac icerisinde.. Degil sahadakileri, ekran basinda beni bile uyutacak neredeyse..