
Hirvatistanin 4.5 milyon nufusu var.. Bir halk olarak aniliyor.. Almanyada yasayan 4.5 milyondan fazla türk var..
Aslinda yavas yavas siradan bir alman ile arasindaki farki kapatiyorlar, özellikle artik dördüncü nesil olarak adlandirilan kesim icin bunu soyleyebiliriz. Baska acidan yeni neslin konumlarindaki degisiklik de oldukca fazla misal isveren kesim gecmise oranla cok fazla. Lakin buyuk cogunlugu iscidir hala. Türkler denildigi vakit hala almanlarin buyuk bir kesiminde "vasifsiz isci" olarak anlam bulur. Alt tarafi aslinda bir mac olan durum bu insanlar icin ölüm kalim meselesi haline dönüsebiliyor. Telefonlar gelmeye basladi. Soru hep su: abi sansimiz var mi ? bu soruyu soran insanlar hayatinda tek mac dahi izlememistir. Ama bu mac baska.. annemden teyzeme kadar oturup seyredecek olan cok buyuk bir kitle var. En kötüsü de onlar sakat futbolcudan, cezalali younculardan anlamaz.. tek bir soru var: yener miyiz ? 40 yillik ezilmisligin öfkesini tek bir mactan cikarmak icin bekleyen milyonlarca insan söz konusu. Pek cok ülkenin nufusundan buyuk insan sayisi bir maca yillarin acisini cikarmak adina odaklanmis durumda.. nasil oldugunun önemi yok, sonuc önemli onlar icin..
Bu insanlar, Türkiyede yasayan insanlardan daha yogun ve daha ayrintili bir sekilde takip etmistir milli maclari. Alman bir takim ile türk takimi mac yaptigi zaman her türlü mücadeleyi verip stadlarda yerini almis, yalniz birakmamislardir. 1998 yilinda grup elemeleri macinda Almanya-Türkiye maci icin Münih olimpiyat stadina 50 bin türk gelmistir.. Nasil olduguna aldirmadan bir yolunu bulup hep destek, tam destek olmuslar. Galatasaray ceza aldigi zaman ister 1988 de monaco takimina karsi olsun ya da Juventus macina hep almanyayi tercih etmis zira biliyorlar ki evinde oynayacaklar.. Her zaman destekleyen insanlari olacaktir.. bir bakima bu ülkenin bu insanlara aslinda borcu var, cikip kazanmalidir desem de takimin durumu da ortada.. Yine de bugune kadar yaptiklari dahi yeterince anlamlidir. Yari final maci dahi bir denklik unsurudur, bire bir rakibidir, her gün analiz etmek zorunda kaldigi önemli bir varlik olmustur türkiye almanlar icin ve bu oldukca önemlidir.alman ile Türkün ayni kosullara sahip oldugu nadir anlardan birine taniklik edecek milyonlarca insan. Ki burada dahi Türkiyede takimin yarisi sakat, onlarda 23 fubtolcu hazir.. Olmadi mi olmuyor iste.. Milli takimin karakteri olarak adlandirilan "kazanma hirsi", ayni zamanda buradaki türkleri de isaret ediyor artik.. Milli takimin buraya kadar gelisi dahi bu insanlarin gözünde cok önemliydi.. Yani aslinda yenilse dahi mazareti simdiden hazir olmasi bir yana, su noktaya tasimasi oldukca önemliydi. elbette tarihi bir fark yiyip baska türlü iz birakmadigi zaman..
Önceden de söyledigim gibi milliyetciligin her türlüsüne karsiyim.Lakin azinlik olan halklarin milliyetciligi olamayacagini türkiyede okudum, burada algiladim. Kürt halkini dahi burada anladim ben. Pkk konusunu bir kenara birakin, halk olarak azinlik olmasindan dolayi bir sekilde asagilanan, kro olarak görülen insanlarin neden sürekli milletine dair söylemler icerisinde bulundugunu daha iyi anlayabiliyorum. Azinlik psikolojisinin algilanmasi adina belirteyim:Aleviyim, boynumda 20 yasima kadar ne anlama geldigini bilmeden kilicla gezmisimdir. Simdi bakip o fotolara gülüyoruz ama iceride sürekli bunu belirtme, bir sekilde gösterme, o Zulfikari gömlegin disina koyma gayreti vardi hep. "Aleviyim ve bundan utanmiyorum, siz asagiladikca inadina gurur duyuyorum" mesajini vermek icin yanip tutusuyorduk.. Hicbir Sunni vatandasin bu gibi eylemde bulundugunu sanmam. Azinlik/Cogunluk kavramlari ayni eyleme farkli anlamlari yüklemesi bakimindan önemlidir cok. Burada da durum cok baska degil. insanlar inatla türk olduklarini gösterme cabasinda. Bu kendi ülkesinde, kendi memleketinde , cogunluk oldugu halde ben türküm, en buyuk türktür deme gerzekligi ile örtüsmüyor. Azinliksiniz, girdiginiz her mekana sizden önce vatandasi oldugunuz ülkenin o insandaki anlami kapidan iceri giriyor.. is icin basvurdugunuz zaman, birey olarak neler yaptiginizdan ziyade bir türk olarak o insanda nasil anlam buldugunuz önemli oluyor.. Cok iyi de olsaniz isinizde daha baslamadan kaytarir bu diyorlar,lem hayatinda beni ilk defa görüyorsun diyemiyoruz.. bu yüzden türk kimligine dair ne varsa üzerinizde tasiyorsunuz, gittiginiz her yere götürüyorsunuz. Siz sahiplenseniz de sahiplenmeseniz de. isin ayrintisina girdiginiz vakit iplemeyebiliyorsunuz ama siradan vatandasi bu kosullar "milliyetci" yapiyor. Bu anlamda yapilana da karsi degilim, ömrü hayatimda ilk defa bayrakli mayrakli kutlamalara katildik ki insani distalayan her türlü soyut degere karsi inanilmaz bir düsmanligim vardir. ve bizimkisi biraz da kardes hatrina.. En son beyaz bir gömlegine yildiz-ay yapiyordu, ellesmedim ona ama. Yapsin.. kalabaliga karissin.. oyunun icerisinde olsun.. Disinda kalmak cok baskadir her bünye de kaldirmaz.
Kendi adima ne almancilarin yasadigi travmalardan gectim ne de bir maca futbolun disinda anlamlar yükleyecek noktaya geldim. Benim icin alt tarafi önemli bir mactir. Önemi de yari final olmasindan dolayidir. Turnuva öncesi almanlari yenecegimize olan inancim vardi ve pek cok alman ile kakara kikiri yapacaktik.. Ama iste buradaki insanlar icin durum cok baska. Türkiye,yari finale gelerek gerekli saygiyi kendisine duydurmus ve bu acidan su anda dahi pek cok sey basarilmistir. Su noktadan itibaren fark yememesi tek dilegim, bununla burada yasamak cok kolay degil bu insanlar icin. Bunun disinda yenerse eger, bugün varolan milyonlarca insanin yaninda ileride varolacak olan türklerin dahi tekrar tekrar hatirlayacagi ve gurur duyacagi mac olacaktir. Bir mac ile pek cok bakimdan karsisinda eksildigi alman karsisinda güc bulacaktir, tonlarca muhabbet konusunda önemli bir nokta olacaktir sürekli basmak istedigi.. tek tek insanlar ile iletisime gecip futbolun özünü ve önemi ve pek cok seyi anlatamam.. bu yuzden bugün, özellikle bugün kolayindan Türkiye kazansin istiyorum..
insanlar, gurbetciler cagrildigi/davet edildigi icin buraya geldiler. Kendilerini oynadilar. Onlardan istenilen sadece basit bir isi yapmalariydi. Cogunlugu köyden kalkip geldi. Kendi köyümden biliyorum, sadece erkekleri gelmeden önce ilkokulu tüm siniflar bir arada olmak kaydiyla okudular. Bes farkli seviyedeki sinifa bir ogretmen dusecek sekilde egitimden gecip buralara geldi calismak icin.. sehirde dahi yasayamayacak durumda olan insan bir bakima o Sehrin dahi yaninda köy gibi kaldigi Almanyada yasamak durumda kaldi. Köyünü özledi, koyunlarini düsledi, inegi aklina geldi, cimenlerde köyce konusarak gecirdigi muhabbetlere kadehlerini kaldirdilar ama calistilar.. karsiligini aldilar, karsiligini verdiler. Gün geldi bu insanlardan aslinda kimsenin hakki olmamasina ragmen entegre olmasini istediler.. O kadar kolay olamayacagi en basindan belliydi. Doktor,avukat ya da okumus insan istemedi kimse. Doktor avukatin yurdunun disinda isi ne ? Basit, egitimsiz, makina basinda durup dügmeye basacak niteligi olan insanlari cagirdilar. Bu cagriya kulak asacak olan köylüler olacaginin bilincinde. Önemli olan isgücüydü. genc,saglikli ve ayni zamanda bu isi yapacagina göre "egitimsiz" kesim özellikle tercih edildi. Sehirdeki konusulan türkceyi anlamayan, zorluk yasayan 50 yasindaki adamdan Almanca ögrenmesi istenildi. isteyebilirler de bir allahin kulu bu insanin bu konudaki sorunlarinin "olagan" oldugunu dile getirmedi. Siradan bir istanbullunun cok kolay bir sekilde yapabilecegi amma velakin köydeki insanin istanbulda dahi yapamayacagi her beklenti icin eksiklik duydu. fark irkinda, milletinde degil sahip oldugu kosullarindaydi, aynen Kürtler gibi.. Oysa o elinden gelenin fazlasini yapamayacak sekilde dünyaya gelmis bir ademogluydu eni sonu. Hangi hakla Özal öncesi elektrigi/suyu olmayan köyde yirmi yilini gecirmis insanoglundan New Yorkda buyumus bir insanmiscasina entegre olmasini ve almanca ögrenmesini isteyebilirisiniz ? Ya da bu basarilamadigi vakit "ah iste türkler böyle" diye gelecek olan iki nesli de bu veri altinda ezmeye cabalarsiniz ?
Bu insanlar isciydiler. Fabrika iscisi. Almanca bilmediler, ezildiler, alisverise almanca bilmemezlikten cikamadilar, ezildiler, doktora derdini anlatamadilar ezildiler, esege binmemis adam mercedesi görünce haliyle kaldiramadi, hakarete ugradilar.. velakin aslinda kendisini oynamaktan öte bir islevi olmayan, kosullarin en dogal sonucu olagan olan tüm davranislari sonucu özürlüymüscesine yaklasildi. Yasanilmis bu psikolojiyi kitaba sigdiramazsiniz. Ben, köyümden cikip izmirin sasali kolejine yatili gittigimde alti yasimda bile degildim. Catal-bicak tutmasini bilmezdik, ikinci gün bütün bir grubun bana güldügünü bilirim, delicesine agladigimi.. Onlar cocuk, ama bunlar egitimli yasini basini almis insanlar, ayni sekilde bu basarisizlikla sürekli ezdiler bir milletin öksüz evlatlarini.. Sadece buna özgü degil, kitlesel halinde bir eylem basarilamiyorsa, tek tek bireylerin ve daha kötüsü o bireyin irkinin/milletinin genetik özelliginden kaynaklanmadigini algilyamadi bu filozlar ülkesinin insanlari. "Türkler, kürtler, zenciler,araplar" degildi sorun. onlarin sahip oldugu kosullarin dogal bir sonucudur. Simdi bakin türklere, daha alman, daha medeni, daha sorunsuz. kendi kendileriyle dalga gecebilecek kadar kendileriyle barisik bir nesil geliyor arkadan.. Suraya konu olan ise ilk üc nesil.
Dil kursundayim.. a'yi b'yi ögreniyoruz daha. her gün herkese sorulan soru olan "dün ne yaptin" sorusuna olan cevabim "hasta olan kiz arkadasima yemek yaptim" dedigim zaman gülüyor hoca. Siz türkler kadina yemek yapar misiniz, dövmekten vakit buluyormusunuza gelen onlarca espri velakin ben gülmüyorum.. Susmuyor, tüm hincini benden aliyor.. Almanca da cok yok o dönem.. Akabinde gelisen konunun pek de icerigi olmamasina ragmen bir yerinde "agnostisizm" nedire gelince "bilinemezcilik" deyip gecmiyorum Kant'a giriyorum.. üzerine kendi ülkenin en önemli insanini/filozofunu yeteri kadar bilememesi üzerine firca kayiyoruz ingilizce.. Yani universite egitimi icin buraya gelen kesim her daim önyargi ile yaklasan insanlara gerekli cevabi vermistir, konu ben, o su bu degil. kendi ezilmisliklerinden dolayi almancaya, o kültüre yabanci kalmamasina birincil önem addeden gecmisin yarali ebeveynlerinin yetistirdigi yeni nesil de konu disi. Daha cok Annem, babam,teyzem, teyzeler ve milyona varan nufus, onlarca yillik ezilmislik.. kakilmislik.. o telefonlardaki futboldan anlamayan kesimin futbol analizi yapar durumda olmasinin insanda yarattigi inanilmaz hissiyat.. fabrikada yapilacak olan futbol geyigine hayati önem addetmek durumunda kalan türkler.. gurbetcinin asil karsiligi olan insanlar.. Hayatlarinda ilk defa Alman ile denklik saglamis bir nesil.. Milyona varan nufus.
Türkiye, Portekiz karsisinda yenildi. haketti dedim. futbol acisindan bakiyorum ve Terim'in 4-3-3 gibi haddi olmayan sistemi, iki kisa forvetin ortalardan set hucum yaparak uygulamaya koymasinin cezasini da ceksin istiyorum gelecek yillar adina.. Sonrasinda hep futbolu düsündüm. Yarin dusunmuyorum. Sadece Türkiye yensin diyorum, bu insanlara ne benim söylemlerim ne de baska bir sey yardim eder. Gerekli olan sadece Türkiyenin almanyayi yari finalde elemesi.. ve Lütfen elesin.. baska da bir sey demiyorum.
bir kac gün daha munihde olacagim sanirim ve yari final ve hatta final macinin yorumlari olmayabilir. EURO 2008 bitince blog da kendisini yokedecektir ya da futbol disina itecektir. Herkese iyi seyirler efendim..