7 Temmuz 2011

Şikesel Günler.!


# Bir maçın içerisine şikenin karışmış olması şikeyi yaptıranların mutlak zaferiyle sonuçlanacağına dair bir garantiyi içermiyor. Takımın bütün oyuncularının elbirliğiyle yenileceğiz demediği takdirde şike yapan futbolcunun başarısız olması sonucunda şike yapılsa dahi o maç kaybedilir. Dolayısla bir maçı nasıl zar zor aldığınızın göstergesi o maçın içerisinde şikenin olmadığının kanıtı değildir. Şike yapacak olan bir ya da iki futbolcunun maç içerisindeki iki ya da üç kritik hamlesinin dışında maç olağan seyrinde geçer. Barça'nın misal iki futbolcusu dahi şike yapsa siz yine Barça'yı yenemeyebilirsiniz gibi. Alex'in şike açıklamalarını anlıyorum ama bir mantığı yok..

#Bu ülkede taraftarların yüzde doksandokuzu şikeye karşıdır. Aynı şekilde taraftarların yüzde sekseni ise doğru bulmadığı şikenin kendi takımı tarafından yapılırsa içten içe o şikenin tuttuğu takımların geleceği adına yakalanmamasını ister. Şike olmasın ve fakat benim takımım yaptıysa da mümkünse yakalanmasın genel taraftar tavrıdır: FB’li GS’Lisi diye ayırt etmeden..

# Çok açık ve net. Şike yapıldıysa kanıtlanırsa o takım küme düşürülmelidir. Lakin ben Fenerbahçe’nin küme düşmesinden asla ve asla keyif almayacağım zira benim futbol keyfimin içerisinde rakip takım taraftarlarıyla dalaşmak çok büyük bir kesmi oluşturmuyor. Egom da FB küme düştüğü için değil Kadıköy'de Fenerbahçe'yi Galatasaray yendiği zamna.. Onları da arkada bırakıp şampiyon olundu vakit.

#Bugün Fenerbahçeli sonuna kadar şikenin olmadığına inanmak istiyor ve karşısına çıkan her kanıtı görmemezlikten gelecektir. Galatasaraylı’sı Beşiktaş’lısı ‘TEK BÜYÜK’ olarak bu soruşturmaya alınsaydı hemen hepsi aynı tavrı sergileyecekti zira bu olağan taraftar refleksidir.

#Ben kanıt yoktur demiyorum ve inanıyorum ki çok ciddi deliller söz konusu ve fakat bugüne kadar teknik takibe yakalandığı söylenilen konuşmaların dışında çok ciddi bir kanıt göremedim. Fenerbahçe küme düşürülecekse çok net deliller ortaya konulmalıdır. Bu şikeye konu olmuş takımların taraftarlarının değil her futbolseverin talebi olmalıdır. Temiz futbol kadar temiz soruşturma da istiyoruz.

#Birilieri artık bu gizli içeriklerin nasıl ele geçirildiğinin de üzerine gitmelidir.

#Mehmet Yıldız bugün serbest bırakıldı ve büyük ihtimalle üzerine yapılan suçlamalar düşmüştür. Eskişehirspor ise sözleşmesini feshetti. Teknik takibe takılan konuşmanın yanlış anlaşılması varolan sözleşmesini kaybettirdiği gibi aynı şekilde toplumun nezdinde şikeci olarak algılanması da söz konusu. Bir an için kendizini Mehmet Yıldız’ın yerine koyun.. Hiçbir şey yapmıyor ve fakat sonunda şikeye karışmış kadar her türlü cezaya çarptırılıyor. Hakkını nerede arasın ve bunun sorumlusu kimdir?

#Lube Ayar toplum nezdinde şikeye taraflı yaklaşması nedeniyle güvenilirliliğini kaybetmiştir. Eğer siz çıkan her kanıta bir kulp bulma ve yer yer görmezden gelerek tek taraflı bir savunma içerisine giriyorsanız taraf olduğunuz yerde isminiz geçer belki ama toplamda bu konuya dair söylemlerininiz yüzde yüz doğruyu dile getirseniz dahi ciddiye alınmayacaktır. Taraftar sitelerinin dışında Fenerbahçe adına yorum yapan muhabirinden yazarına kadar taraflılığını ve şikeye karşı olan tavrını kaybetmeden yorumlarını yapmalıdır. Böyle olursa ancak davaya dair söylemleri geçerlilik kazanır..

#Bu süreçte Fenerbahçeli futbolcular ağır yara almıştır. Aykut Kocaman.. ama onların yerine kendimi koyamıyorum. En çok Fenerbahçeliler..

#Taraftar ve Futbolsever bence iki farklı ayrıntıdır insana dair. Taraftar futbolu sever ve fakat önceliği taraf olduğu yerdir. Futbolsever futbolu sever ve bu doğrultuda taraf da olabilir. Bizim ülkemizin insan profilinin futbol kısmının içerisindeki kısmın yüzde sekseni taraftarlık yüzde yirmisi futbolsever.

#Adnan Polat ile Aziz Yıldırım arasındaki temel fark birisinin her dokunuşu her şekilde tartışılır iken Aziz Yıldırım eylemlerinden dolayı krallığını ilan etmişti. Artık Fenerbahçe’yi kendisi olarak görecek kadar kulubün içerisine girmişti. Birisi iyi diğeri kötü değil ama bu fark önemlidir.

15'i tutuklandı.!



İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan, Ümit Karan, Bülent Uygun, Mecnun Otyakmaz, Şekip Mosturoğlu ve Korcan Çelikay.. 20'sinden 15'i tutuklandı.

Adli tatil de araya gireceği için en kısa tutukluluk hali 4 ay gibi gözüküyor.

Bir yargı koyamıyoruz ama şunu futbolsever olarak talep ediyoruz: Kanıt.. Ben henüz tatmin olmadım ve fakat mutlaka ki kanıtlar vardır savcılığın elinde ve mümkün mertebe karar aşaması öncesi bunu halka sunup eylemlerinin onanmasını gerçekleştirmelidir. Aksi takdirde işleri çok zor zira adalete güven bir önceki soruşturmada yitirilmiştir.

Destek vererek başladığım Ergenokona lanet ederek sonlandırdım misal..

Bunun dışında Fenerbahçe'nin bu tutuklamalar sonrası şampiyonluğunun alınmaması ve küme düşmemesi çok zor. Bu operasyonu kanıtları olduğu takdirde sonuna kadar destekliyorum ama Fenerbahçe derbisi ve rekabeti olmayan bir ligin ve Galatasaray'ın da tadı eskisi gibi güzel olmayacak. Bunun farkındayım.

Şunu hatırlatalım: Bayern Münih başkanı Höness şehir derbisi 1860 Münih'in güçlenmesi ve eyalet derbisi Nürnberg'in yaşaması ve kümede kalması adına her şeyi yaptı. Belki de ilk defa bu bayern fanatiği ve yaşamı bayern olan adam taraftarlarınca bu yıl 1860'a yardım ettiği gerekçesi ile çok sert eleştirildi.

Höness bu futbol dünyasının en kurnaz en zeki adamlarındandır. Çokça kez 'olmaz olsun böyle derbi takımı 1860' diyerek rekabetin diğer ucunun sürekli ikinci ligde gezinmesine olan kızgınlığını da dile getirdi zira Barça'nın öyle veya böyle Madrid'i, İnter'in Milan'ı Galatasaray'ın Fenerbahçe'si var iken Bayern'in bu konuda eşi olamadı uzunca bir süre.

Benim hayalim Fenerbahçe küme düşsün olmadı hiçbir zaman. Çokca zaman Galatasaray'daki sportif başarısızlığa gelen tepkisizliği dahi aynı dönem içerisinde Fenerbahçe'nin de zirveden kopuk olmasına bağladım. Fenerbahçe ileriye doğru bir adım atarsa Galatasaray'ın da kısa bir süre sonra iki adım attırılacağının farkındaydım da. Bugün Fenerbahçe düşerse taraftar sevinir belki ama Galatasaray'ın da bir yarısı alt lige doğru gider.

Şunu derim: Şike yapan kim olursa olsun düşürülsün. Ama buna seviniyor muyum? İki taraftar atışmasına iki geyik çevireceğim diye iki tane çok özel derbi maçından olmaya pek sevinmiyorum.

10-21 Temmuz İstanbul.!



Geçenlerde sürpriz bir şekilde İstanbul ziyareti beliriverdi kapımda. Annemin ameliyatvari diş sorunları nedeniyle İstanbulda geçireceği süreye haliyle beni de eklemiş aile bireyleri. Sanıldığı gibi keyfi ziyaret olmadığından kimseye haber vermedim ben. Ne kadar zamanım olur bilmiyorum. Aslında tivitırdan filan geçtim de çok da önemli değil. Bir organizasyon filan da yapmıyorum. Ulaşmak isteyen şu çayın yanında iki muhabbet edelim diyen mailden beni bulur iki geyik çeviriveririz..

6 Temmuz 2011

OoOo Kimler kimler Bakan olmuş ?



'Ali Sami Yen'de kiracılık yükümlülüklerini YERİNE GETİREMEYEN GALATASARAY YÖNETİMİ.. aynı şekilde seyrantepe'de... yerine getiremeyen GALATASARAY YÖNETİMİ..'

diye başlayan ve gittikçe arsızlaşan bir sesleniş idi onunkisi. Bu ne yahu? Böyle konuşma metnini bir insan nasıl hazırlayabilir..? diyorduk biz.

Şurada bu blogun en çok okunan ve sosyal medyada paylaşılan yazısı olmayı sürdüren şu postun içerisinde demiştik ki:

Bu konumda olan insan böyle bir hata yapamaz. Şu konumda olan insan göz göre göre elli bin Galatasaraylının önünde Galatasaraylılara hakaret edilmemesi gerektiğini bilememezlik edemez. Böyle bir futbol toplumunun önünde yaklaşık sekiz yaşındaki veledin dahi öngöreceği yanlışı yapamaz. Böyle bir şey olamaz.. en azından 'bilinçsiz' bir kaza olmadığı kesindi. bugün cevabını aldık:

Çevre ve Şehircilik Bakanı - Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar



Bizim için daha da önemli olan Gençlik ve Spor Bakanı ise yine o günlerin tanıdık ismi: Samsun Milletvekili Suat Kılıç

Kimdir ?

TT Arena açılışı esnasında Erdoğan Bayraktar sonrası ikinci kahramanımız. Şöyle tivitlar atmıştır o dönem:

'"100'lerce trilyon harcandı o stadyum için, rüya bir proje gerçekleşti BAŞBAKAN sayesinde. idraktan mahrum sefillere yazıklar olsun!"


Başbakanın cebinden çıkarıp çoluğunun çocuğunun rızkı ile Galatasaray'a stat yaptırdığını sanan yeni bakanımız Suat Kılıç ve haliyle kabinemiz vatana millete hayırlı olsun.!

Per Ciljan Skjelbred Hamburg'da.!



Per Ciljan Skjelbred'in ilginç bir hikayesi var.

1987 doğumlu oyuncunun çıkışı 15 yaşında iken bir Tv programına katılımı ile başlar. 'proffdomen' (profesyonellikrüyası) adlı program en yetenekli futbolcuyu arıyordur ve eski Norveç milli takım teknik direktörü Age Hareide ve Chelsea-Tottenham forması giymiş eski oyuncu Frode Gros da jüridir.

Per Ciljan Skjelbred ise bu yarışmayı kazanan isim. Ödül olarak bir haftalığına Liverpool takımında deneme antrenmanlarına çıkma hakkını kazanır. Bir hafta sonunda iyi de etki bırakan Skjelbred'e Liverpool eğitiminin devamını sağlayan anlaşmayı önerir ve fakat oyuncu bu teklifi reddedip Rosenborg'un kendisine yaptığı profesyonel sözleşmeye imza atar.

'Trygg/Lade köy takımında oynar iken bir anda Norveç'in her çocuğu beni tanıyordu artık. Rüyalarımı gerçekleştirdim bu yarışma sonunda' diyerek özetler durumu.'

9 Haziran 2004 yılında Rosenborg ile ilk maçına çıkar 1987 doğumlu oyuncu. 2005'de gördüğü kırmızı kart sonrası Norveç liginin kırmızı kart gören en genç oyuncusu olur. Şampiyonlar liginde de oynayan Rosenborg'un içerisinde yükselişi başlar. Öyle ki deplasmandaki Olympiakos maçında golünü atar ve bu maçın rövanşında ise bizzat onun başına adam diker yunan takımı ve bu oyuncunun yaptığı faul sonrası ağır bir sakatlık geçirir.. 6 ay sahalardan uzak kalır.

2008 yazında Newcastle'a gidişi transferin son gününde teklifin geri çevrilmesi ile gerçekleşmez. Uzun zamandır Norveç'in geleceği olarak görülen futbolcu sonunda Hamburg'a imza atmak üzere..

Hamburg yaşları geçkin futbolculardan oluşan orta sahasını tasfiye etti. Şimdi Chelsea'den aldığı dört genç yeteneğin üzerine 24 yaşında ofansif bir orta saha da almak üzere.

Yazdım bunu zira güzel lan.. Bir tv programı sonrası nereden nereye..

5 Temmuz 2011

Şike Operasyonu.!


Nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum. Zor bir yazı.

Türkiye’de bir Şike Operasyonu başlatıldı. Her şeyden önce bunun Fedarasyonun dahi haberi olmadan gerçekleştirilmesi başlı başına Fedarasyonun bu konulardaki işlevsizliğine dair çok ciddi bir göstergedir. Eğer yasa çıkartılmasa ve bu denetim Türkiye Futbol Fedarasyonuna bırakılsaydı yıllar yılı daha bu konuya kimse bu şekilde temas edemezdi. Aynı zamanda şunun da altını çizelim ki iddiaların yüzde beşi bile doğruysa Fedarasyon bu yıl belki Fenerbahçe’yi Eskişehirspor ya da Sivasspor’u görmezden gelmiştir ama biraz geriye gidersek Galatasaray’ı Beşiktaş’ı ve pek çok kulübü de aynı şekilde. Öyle veya böyle bu konunun üzerine Fedarasyonun dışında ‘artık’ kimi eylemler suç teşkil ettiği için devletin el atması işi bu noktaya getirdi. İş eğer Türkiye Futbol Fedarasyonuna kalsaydı başındaki isimlerden bağımsız elli yıl daha kimse bir yaptırım uygulayamazdı zira kurumun oluş içeriği bakımından bunu başarmasına imkan yoktur.

Şike ve Türk futbolu söz konusu olduğunda renklerin önemi yok arkadaşım. Her yerde ‘olabilir’. Sen taraftar olarak bunu bilemez ve temizliğini de iddia edemezsin. Geçmiş yıllar içerisinde kimi belgelere rağmen harekete geçmeyen bugün bu operasyondan haberi dahi olmayan Federasyondur. Bu ayrıntının neden olduğu çelişkiler söz konusu. 2004 yılında x belgesini görmeyen y fedarasyon başkanı bugün de aynı şekilde bu konuların çok uzağındadır ve aslında üç maymunu yıllardır istikrarlı bir şekilde oyamıştır. Şike ve Teşvik yasalar nezdinde suç olmadığından dolayı bugünkü soruşturmayı yürüten kurumun geçmişe yönelik bir çıkarım yapması mümkün değildir. En fazla geçmişi aydınlatır ve bu konuda tüzüğü olan Fedarasyonu bilgiliendirir ama geçmiş döneme ilişkin teşvik ve şike konusunda kanıt olsa dahi herhangi bir yaptırım uygulayamaz. 2006 yılında Xsporun futbolcularına daha iyi oynamaları için bir miktar para veren kişiyi misal kimse mahkum edemez. Ancak bilgilere ulaşılır ve Fedarasyona gönderilip oradaki tüzüğün işlemesi sağlanılabilir. O tüzük bugün de dün de işlemedi hiç.

Bugüne gelirsek ortada dönen pek çok dedikodu var. Başta Fenerbahçe olmak üzere Sivasspor ve Eskişehirspor’un başkanından teknik adamından sportif direktörüne kadar pek çok kurum ve kişi henüz daha suç ispat edilmemiş olmasına rağmen aldıkları büyük yaralar söz konusu. Burada taraftarların talebi bu itibar zedelenmesinin varsa eğer karşılığı olacak suçun açığa çıkartılması olmalıdır ve fakat bizim ülkemizde şike öyle içselleştirilmiş ki mesele şikenin yapılmasından ya da varlığından ziyade şikeye yaptırım uygulanması olmuş. Mesele artık kimin şike yaptığı değil neden bizim ‘şikemize’ cezanın uygulandığı olmuş.

Galatasaraylıyım ama Cemal Nalga olayında benim yapabileceğim bir şey var mıdır? Rezalet diye başlık açıp çok nadir olarak futbolun dışına çıkıp blogumda ahlaksızlığı kınamanın ötesine geçemem. Bizler taraftarlarız. Ne yazık ki başkanlarımızı seçme hakkımız dahi aslında yok. Bugün Ünal Aysal’ı dahi kim ne kadar tanıyor? Ergün Gürsoy dönemine ilişkin çok net konuşabilir miyiz? İki büyük final travması yaşamış Aziz Yıldırım’ın üçüncü finalinde herhangi bir şike denemesine girişip girişmediğini nereden bilebiliriz? İnsan her gece yatağa girdiği karısının dahi gün gelip beklemediği ihaneti ile karşılaşır iken kim kime nasıl kefil oluyor? Biz ki seni onu kendimden ayırmıyorum taraftarlarız. Tam bu noktada verdiğimiz tepkinin ortalamasını kulube değer olarak biçiyoruz. Mesele Cemal Nalga olayına karışan bugün var yarın yok iki yönetici değil benim ona verdiğim tepkidir.

Adı geçenler arasındaki en büyük kurum olması nedeniyle Fenerbahçe özelinde bugün iki seçenek var: 1- Fenerbahçe Şike yapmıştır.

Tam bu noktada başkanlarının şike yapması değil taraftarların şike ve şike yapan başkanına karşı takındığı tavır Fenerbahçeliliği ortaya serer. Dolayısla burada Fenerbahçe adına belirleyici olan sevenlerinin yüzde doksandokuzunun bu işe karışmış olan insanların seçiminde dahi katkıda bulunmadıği insanların yaptıkları değil onların eylemlerine karşı verdiği tepkidir.

İkinci seçenek Aziz Yıldırım’ın bu işlerde hiçbir şekilde parmağı yoktur.

O zaman ben de yanınızdayım. Siyasi bir komploya kurban gitmiştir ve mesele artık futbol değildir. Fenerbahçe de o zaman benim sonuna kadar savunmak zorunda olduğum futbolun doğru düzgün bir şekilde bu ülkede varolması için kullanılmış olan ve yanında olmak zorunda olduğum kulup olur. Taraftarları da bunun hesabını gerekli mercilerden sonuna kadar sormalıdır.

Eğer bu davada sonuca göre hareket etmezseniz tek bir fotoğraf tek bir telefon konuşması sizi aptal yerine koyar. Şike savunucu konumuna getirir. Meseleniz onur,şeref haysiyet değil daha çok ‘bir şekilde’ kazanmak olur.

Lube Ayar'a gelirsek..

Ben ne diyorum? Önce şikenin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakalım. Şike takım ayırt etmeksizin futbolun anti-tezidir. Futbolun bütün keyfini içerisinden çekip alır. Bu dava Ergenokon savcısı tarafından hemen hemen Ergenekon davasına benzer şekilde başlatıldı. İleride hangi kulup ve kişileri kapsayacağını bilemeyiz. Galatasaray'a dair herhangi bir ismi kapsarsa biz burada nasıl tavır takınacağımızı geçmişte sıklıkla gösterdik. Benim taraftarım Balili'ye ırkçı tezahürat yaptığında utandım diye post attım burada. Benim taraftarım Beşiktaş'ın şarkısına küfürlü söz yazdığında rezil beste dedim. Benim kulubüm Cemal Nalga gibi bir ahlaksızlığı camiaya yaşattığında keza yine rezalet diye.. Peki Lube Ayar ne diyor ?

'aziz yıldırım suçludur, değildir bu hukukun işi.. ama 13 senedir fenerbahçe'yi evladı gibi büyüten adamı yapayalnız bıraktı taraftarı.'

'fenerbahçe taraftarı.. otur sıfır! sınıfta kaldın, kümede kalsan n'olur!'

Bir başka takımın şike yaptığı konusundaki tavrına diyecek yok.. Doğrudur haklıdır belki. O gün ses çıkarmayan aynı zamanda bugün de ses çıkarmayan fedarasyondur. Bugünkü operasyonu yapan savcılık o gün bir şey yapamazdı. Lube Ayar burada en başında işlediğimiz gibi fedarasyonun eylemsizliğine bir isyanı olabilir ki aynı fedarasyon hali hazırda bugün Fenerbahçe'yi de yargılayabilmiş değil. Gerçekten her kulube bu açıdan eşit mesafede ve fakat kendisi bugün şike'ye mi karşı yoksa Fenerbahçe harici yapılan şikeye mi karşı onu ben anlamadım. Zira mantığına göre Aziz Yıldırım şike bile yapmış olsa yalnız bırakılmamalıymış. Bu nedir ki? Aziz Yıldırım her şeyini verdiği için yalnız bırakılmayacaksa misal Sergen de şike yaptıysa Beşiktaşlılar sonuna kadar savunsun mu çok fazla gol attığı için? Senin için şike yapsa dahi bir başkan savunulacaksa gerçekten şike'ye karşı olduğundan emin misin? Bir taraftar başkanını şike yapmasına rağmen neden savunsun ki? Fenerbahçeliler belki bu ağır yarayı yüz yıl taşıyacak bundan daha kötü bir başkan neyi yapmış olabilir ki?

Hülasa..

Gelin şikeye karşı olalım. Futbolun içerisine giren mafya ve bunların kurduğu her ilişkiyi ortaya çıkaralım ve sonuna kadar bunlarla mücadele edelim. Taraftarlar bir yerde aynı kümede yer alır. Futbolun içerisine bu kavramlar girerse biz neyin kavgasını yapacağız? Sen nasıl bana Alex'ini öveceksin ben nasıl Arda'nın performansına sana nanik yapacağım? Ya para aldıysa ya şu satıldıysa diye düşünerek neyin tadını alabiliriz..

Ben her kulubün içerisinde belli başlı zararlı adamların bulunduğuna inanırım. Bugün Türkiye'nin büyük küçük demeden tüm takımlarının kendi içerisinde varolan zararlı adamları deşifre etmesi ve kulupten uzaklaştırılmasını sağlaması gerekir. Gücümüz yettiği kadar.. Tertemiz olsa dahi bugün savunduğumuz kulubün içerisi yarınki yönetimin içerisine kim girer bilemiyoruz. Bu ilişkiler ağından bihaber savunuyoruz. Güvendiğimiz tek şey böyle bir şey olursa onun orada yaşamasına izin vermeyeceğimizdir. Lube Ayar gibi şike yapsa da yapmasa da başkanımızın arkasında oluruz diye saçmalamadan..

3 Temmuz 2011

Utanç.!



Yazı yazacağım yapamıyorum. Bir türlü sakinleşemiyorum.

Bu mudur inclelemeniz gereken? Ufak bir tahrik sonucu İNSAN YAKACAK psikoloji bitti sıra buna mı geldi? Alevlerin içerisinde insanlar yanar iken zevkle onları seyreden insanların kendisi sorun değil de onları taş atmayla sloganla gaza getirmeleri mi çok büyük sorun? Hasta mısınız siz? Gerçekten basit bir slogan sonrası gaza gelip onlarca insanı cayır cayır yakan insan tipolojisi sizi hiç korkutmuyor mu? Yahu bana on tane slogan da atsanız bunu yapamam ve bu yapılmamalıdır diyemiyor musunuz? İncelemeniz gereken ortaya koymanız gereken bu mudur gerçekten?

Birileri -diyelim ki- tahrik etti. Bu yine de korkutucu değil midir? Bu zihniyetin olduğu herhangi bir yere gidip iki sloganla insan toplayıp insan yakabileceğiniz gerçeği sizi hiç korkutmuyor mu? Yahu hadi bir bölge böyle.. Koca koca okumuş gazete çıkaran insanlarsınız 20 yıl sonra dahi hiç mi utanmıyorsunuz? Var mı sizin farkınız bu katliamı gerçekleştiren insanlardan? 1990'lı yıllarda insan yakıldı bu ülkede hala algılamakta zorlanıyor musunuz?

Bu zihniyeti biz şimdi kabul ettik mi? Basit bir gaze getiriş ile rahatlıkla canlı canlı insan yakabilmek normal de bunu kaşımak mı asıl sorun? Vereceğiniz mesaj bir şeyleri kaşımayın mıdır yoksa ufacık bir gaza gelme sonrası insan yakacak kadar içerisinde vahşet barındıran halka mı sahip olduğumuz gerçeğinin içeriğinin acılığı mı olmalıdır?

Birileri bunu planlı yapsa dahi gerçekten bakın gerçekten samimiyetle soruyorum basit bir slogan iki taş atmakla insan yakılmasını büyük bir iştahla gerçekleştiren insanlar sizi bu hayatta korkutmuyor mu arkadaşım? Nasıl insanlarsınız siz böyle? İdeoloji siyaset din parti yandaşlık yalakalık adına bu yapılır mı? İnsan değil misiniz siz yahu?

Yıllar önce barmen Oğuz Atak öldürüldü bu ülkede. Sırtındaki dövmenin TGRT'de haber yapılması sonrası.. Siz mi tahrik ettiniz sırtında 'Allah' dövmesi var diye haber yaparak? Suçlu siz misiniz? Bunu 'o şekilde' haber yapmak mı ASIL sorun yoksa ufak bir sorunda adam öldürmeyi, insan yakmayı içeride yaşatan zihniyet midir?

Her kim ki bu vahşetin içeriğini 'aslında şöyle komplo oldu' diye yorumlar bilin ki o insan kimi koşullar gerçekleşirse içerisinde gizli bir cani barındırıyordur. Sadece gaza ne zaman getirileceği söz konusudur..

Ülkeye döneceğim yarın bi zaman ve ben utanmayı geçtim korkuyorum..