6 Aralık 2008

Güzel ve Cirkin.!



Futbolcu tavri bazen belirleyici olabiliyor öyle ki size gösterecegim iki video bunu cok acik bir sekilde ortaya koyuyor.. Alacagi hazdan görevleri, sorumluluk duygusu ile vazgecen insan aslinda hayvandan bu sekilde kendisini ayiriyor.. her futbolcudan her sekilde dürüst olmasini beklemiyoruz belki ama asgari bir etik beklentisi de cok fazla olmasa gerek..

Sahsen final maci dahi olsa haksiz bir penalti, haksiz bir gol ile kazanmanin bir getirisi yoktur nazarimda.. Futbolcu cokca zaman baski altindadir. Hatali verilmis bir penaltiyi hakeme gidip "hatalidir geri al" bir ihtimal diyemeyebilir, ben demesini de bekliyorum bariz bir yanlis oldugu vakit.. Amma velakin hakemin size danismak durumunda kaldigi vakit göz göre göre yalan da cok hos degildir.. Örneklere gecelim.

Cirkin.!



Tarih 29 Nisan 1998.

Oliver Held.!

Inanin bana su ana kadar en nefret ettigim futbolcu kimdir derseniz bu adamdir.. Hikaye videoda da cok net bir sekilde anlatiliyor ama ufak bir tercümesini de biz edelim. Köln icin ölüm kalim maci, Schalke icin hicbir önemi olmayan ligin son maci. Köln puan puana giriyor rakibi ile.. Macin kirilma noktasi görüldügü üzere Oliver Held denilen adamin eline carpan top.. Hakem göremiyor pozisyonu ve oyuncuya soruyor.. Oyuncu hayir diyor, göz göre göre hicbir cikari olmayan bir macta kölnü küme düsürecek cevabi veriyor.. Hayir kafama carpti diyor.. Baska acidan mac sonu spiker hakem size sordu mu diyor ? Hayir, sormadi diyor.. yalanlar bir degil iki degil.. hakem ise oyuncuya gidip sordugunu -polster ve görüntüler de teyit ediyor bunu- yemin ettigini ve kesinlikle eline carpmadigini söyledigini belirtiyor.. Iki yalan üst üste ki iyi yakalanmis.. Polster'in dedigi gibi yasami boyunca bu yüzden mutsuz olmasini diliyorum .. Oysa o sadece bu yüzden iki mac ceza aliyor.. Bu mac sonrasi Köln küme düsüyor, bir senenin emegi tek bir noktada tüketiliyor..

Güzel.!



Sene 1981.. Bayer Leverkusen -Bayern Münih maci.. Güzel adamin ismi norvecli Arne Larsen Oakland.. o'sunun üzerinde cizik var, ugrastirdi beni cok.. Videosunu cok aradim ama bulabildigim bu malasef.. Gecen Leverkusen-Munih maci öncesi ZDF kanali verdi, orda gördüm ben de..

Larsen üc gol atiyor macta, hattrick yapiyor Leverkusen adina.. Akabinde görülecegi üzere dördüncü gol geliyor.. Aslinda bariz gol degil, yan filede ama karisiklik oluyor hakem golü veriyor.. Santra'ya gidiliyor ve Santrada Larsen hakeme acik acik gol olmadigini soyluyor.. Hakemle konusmasi olsa da sonrasi bu görüntülerde yok fakat devami aynen söyle.. Larsen'in görüntülerde olan "hayir gol degil hocam" mesajindan sonra santranin göbeginden topu alan hakem kendi elleri ile aut cizgisine kosup topu oraya koyuyor ve golü iptal ediyor.. Elbette adam hattrick yapmis, rahat bir pozisyonda ve fakat bir üstteki macta da Schalke ayni sekilde cok rahat bir poziyonda.. Olan Köln'e oluyor, Schalke yense de yenilse de degisen bir sey olmayacakti, burada da o gol verilse de verilmese de degisen cok bir sey olmayacagi gibi ama yine de dürüstlük iyidir.. Klose vardi ayni sekilde kendisine sanirim Bielefeld maciydi penaltiyi soran hakeme Bremen formasiyla "hayir penalti degil" demistir filan..

Velhasil severim ben böyle futbolculari.. Bana Sampiyonlar Ligi Sampiyonlugunu kaybettirse de takdir ederim yine de, en az o kupayi almis olmak kadar gurur duyardim takimimla, oyuncusuyla..

5 Aralık 2008

Bernd Schuster.!



Schuster an itibari ile hemsehrimdir. Augsburg'da oynar iken Köln menajeri tarafindan kesfediliyor.. Bakiyor ki cok iyi bir Libero. Muhtesem paslar, her sey onda.. Onu cagiriyor, bizimle oynamak ister misin diyor.. Güzel de bir para teklif ediyor kendisine.. Schuster o zamanlar deyim yerindeyse biraz utangac bile diyebiliriz diye ekliyor Karl-Heinz Thielen.. Naif bir durusu vardi diyor ve itirazsiz geldi, etti anlasmayi imzaladik diyor..

Sezon 1977/78 .. Köln anlasmayi imzaliyor imzalamasina ama fedarasyon Schuster'in ayni zamanda Köln disinda iki takim ile daha sözlesme imzaladigini söylüyor.. Augsgburg ile sözlesmesini uzatmis akabinde Köln'ün ezeli rakibi Mönchengladbach'a ayri bir antlasma ve en sonunda Köln.. O dönemler her sey cok da net degildi. Bu gibi aksilikler cikabiliyordu..

Schuster parayi biraz arttiran her klube evet demis diyor Thielen.. Önce kendi takimi Augsburg ile sözlesmesini yenilemis, sonra gladbach derken Köln.. Ama sonunda Bizi(Köln) secti ve Gladbach solugu mahkemede aldi diyor.. takimin menajeri diyor Thielen 600 bin DM tutarinda tazminat davasi acti ve fakat kazanamadi diye ekliyor.. Akabinde Augsburg klubune 125 000 arti KDV 'yi de verip aliyoruz Schuster'i.. 1980'de ise milli olup yildizlasiyor iyice ve Köln'ü cok iyi bir sekilde temsil ediyor milli takim formasiyla..

Onu tutamayacagimizi cok iyi biliyorduk, bu sekilde aldiginiz bir adami asla tutamazsiniz elinde ve bizim iyi bir bonservis parasi almanin disinda bir amacimiz yoktu. Onun ayni zamanda yetistiren insan olan teknik direktör Hennes Weisweiler Cosmos New York takimina gidince Schuster de onun pesinden gitmek istedi. Burada bir anlasma oldu ve 3,2 milyon marka anlastik. Bu o zamanlar icin muazzam bir rakamdi bizim icin ama Schuster Amerikada calisma izni alamayinca is yatti. Akabinde Barcelona ilgi gösterdi ve Vergisi haric 3.2 milyon mark karsiligi Schuster'in dünya yildizi olacagi takima gönderdik..

"El Nino"



Asil ilginc olan kiz arkadasinin ismi olsa gerek.. "Olalla". Daha neseli bir isim var midir ki ? Bu arada olalla'sina on üzerinden dört bucuk veriyorum ki iyi günüme denk gelmistir..

4 Aralık 2008

Hertha Berlin: 0 Galatasaray: 1



Berlin'e ucak ile gitmeyi hicbir zaman düsünmedim. Zira yolculuk da alinacak olan hazzin önemli bir parcasiydi. Her ne kadar ucak yolculugu cok daha ucuz ve en önemlisi cok daha zahmetsizce olmasina ragmen.. Aslinda bileti aldigim Augsburg Ultraslan'i kurma girisimlerinde olan grup ile beraber muhtesem bir otobüs yolculugu yaparak Berlinde olup cok daha baska planlar icerisinde olacak iken Eniste'yi kiramadik onunla gidecek seklinde planlar yaptik zira o bu blogun en gizli kahramanidir.. Bir sekilde üstelik VIP olan bundesliga biletlerinden ikinci Bundesliga maclarina kadar bize sagladigi imkanlar bir yana(Reklam verdigi sari sayfalarin ikramidir ona da ) , sürekli Bundesliga tarihi üzerine yapilan muhabbetlerin sonucu buraya giren onca postun yaraticisidir.. Özellikle bizim eksikligini cektigimiz 1990 öncesi Bundesliga tarihine dair muthis anilari, tespitleri ile her daim saygiyla anilasi bir insan olmustur nazarimda, tuhaf kacacagini bilmesem suraya fotografini koyar günde üc kez tapardik kendisine, o denli önemli bir insanogludur hayatimda.. Ama iste aksilik ya, isi ve gereksinimleri arkadan bastirdi ve son anda bizi yalniz birakmak durumunda kaldi. Simdi düsünün, elinizde iki bilet, arabanizda bir depo benzin ve saat iki gibi bu haberle yikilmis insanoglu kendisine yolculuk arkadasi ariyor.. Hemen hemen bütün tanidigim simalar cok baska sekilde maca istirak etmis coktan Berlinde olup telefonlar acmislar bile.. Bu durumda ortaya süper kahraman insanoglu A. cikiyor..

Gecen cuma aksami gecenin bilmem kacinda Bay A'dan telefon geliyor:

"Koblenz, 450 km, yarim saat is, sabaha kadar Frankfurt, hic gitmedik hem, tamam ?"

tamam diyoruz ve simdi sira bizde:

"Toplam 1100 km, Hertha-Gs maci, Munihden bes dakika icerisinde cikip burada olabilecek isen eger ?"

Tamam diyor.. Böyle basladi aslinda futbola cok fazla ilgi duymayan ve fakat benden daha gür bir sekilde tezahürat yapip stadin icerisinde hepimizden daha fanatik kesilen ve kesinlikle öyleymis gibi degil, aynen öyle oLan.. Organize eksikliginden dolayi yer yer "lorke lorke" tezahuratini tek basina baslatip amigoluk yapan, soludugu havayi sonuna kadar icine cekmeyi berebilen bir insanoglu.. Blogun ilk okurlarindan..

Iki kisinin kendine has yasadigi bu siradisi yolculuk hikayesi karalamalar kismina kalsin ama sunu soyleyebilirim ki doksan dakikada alacagim hazzin her saniyesini her daim icimde hissederek km km ilerlemek, henüz macin baslamamis oldugunun bilincinde 500 km yol tepmek nerden baksan tarifi imkansiz bir duygudur.. ve aslinda aslolan da belki de budur.. Karli yollari asip geldik bir sekilde stadin önüne..



Maca girmeden bes dakika öncesi.. olimpiyat stadinin bu girislerini görünce aslinda Alianz Arena'nin muhtesemligini anladik.. Stadin kapasitesine göre bir giris/cikis trafigi ayarlamak neden bu kadar zordur onu bilmem.. Stadi yapan insanoglu elbet bir gün o stadin dolabilecegini ve ona göre bir düzenleme yapmasi gerekir iken cektik baya kapilarda.. IOnca yolu onca aksiliklerin arasinda her seye ragmen bir saat öncesi gelmeyi basarabilmis iken az daha maci kaciriyorduk.. Baska acidan Arena'ya göre cok daha fazla Futbol kokuyordu belki ama inanin hem Arena'dan hem de Berlin Olimpiyat stadindan daha muhtesemi Nürnberg'in yenilenmis stadidir.. Her seyin disinda "futbol" kokan bir stat..




Seyirciler yeteri kadar ilgi göstermisti. Yanimdaki Danimarka Ultraslan, digeri Stutgart, Belcika diye giden sehirler.. Ultraslan Avrupanin organize ettigi kale arkasindaki kucuk grup haric toplamda birliktelik cok fazla bu yüzden yoktu.. Berlin seyircileri sadece kendi kalearkasina ait toplamin azinligi konumundaydi ve fakat sayica az olan bu grup cok daha organize ve güzel isler cikartti her ne kadar yaptiklari her türlü tezahuratlara karsilik buyuk bir ugultu ile susturulmus, sindirilmis olsa da iyidiler.. Baska acidan gercekten tuhaf bir durumdu. Berlinin kendi stadinda deplasman maci oynamasi ama futbolcular genelde memnundu zira seyircidir maca renk katan ve o stat bu sene belki ilk defa bu kadar seyirci ile oynuyor, son bir kac yildir seyirci küs takimina..

Dönüste benzin almak icin ilk benzinlige girdigimde görüntüye inanamadim.. Bir benzinlikte bu kadar kuyruk olamazdi ve plakalar ilgi cekiciydi.. Danimarka,Hollanda, Belcika,Münih.. Isvicre, Avusturya.. Benzinlik tikanmisti ve bir saat cikamadik, giris cikis, cikis da giris olmus kipirdayamadi ama baska acidan iyi oldu.. Galibiyetin o insanlara verdigi o muhtesem hazzi daha yakindan gördüm.. Bu galibiyet inanin bana bu kadar insan icin cok sey demekti.. Hele ki Berlinli gurbetciler icin.. Öyle ki Berlini gezen insanoglu( -ibrahim tatliseks-) sehrin tanimi icin su ifadeyi kullaniyor..

"cok fazla alman var"

(fotolarin hepsi yanimdaki Bay A.'dan..)

Ne olursa olsun en önemli fark olimpiyat stati olmasidir. Bir sekilde cok sey muthesem olsa da bu seyirciler ile saha arasindaki mesafe biraz olsun azaltiyor keyifi.. Augsburg'daki Galatasaray cemiyetine katki olsun babilinden buradan biletleri aldik ama bilseydik ya Kalearkasindaki coskunun icerisine ya da merkezde bir yer secerdik kendimize.. Misal ikinci yari Galatasaray kalesinde olan pozisyonlari biz göremedik desek yeridir.. Oysa ben ayni yerde Bayern macini seyrettim Arena'dan, saniye saniye maca hakim olarak... Hem o coskunun ortasinda hem de maca tamamen hakim sekilde.. Ve yine diyoruz ki Arena, görünürden cok cok daha "kaliteli" bir stat.. Mimarisinden giris/cikisina kadar.. Otzurdugunuz her yerden stadin tamamina hakim olabilme acisindan esi benzeri yok sanirim..



Lincoln Kaptan cikti.. Biz delirdik tabi , hele ben.. Ama yine de su soru aklima takildi. Sabri'nin onayi alindi mi ? Bu takimdan en cok kaptan olmasini istedigim insan Arda ve Lincoln'dür ama baska acidan Sabri'ye de kesinlikle en cok yakisandir ve merak ediyorum ayrintisini.. Simge olarak mi verildi yoksa belirli bir karar sonrasi mi atandi.. Baska acidan cok yakisti kesinlikle.. Ama eger ki Sabri ezilip gecilmisse hic hos degildir.. Ben, sadece bir maclik oldugunu, simgesel/mesaj kaygili oldugunu düsünür iken teknik adamin aciklamasi daimi ücüncü kaptan gibi oldu..



Su an Berlin'in kalearkasinin bittigi andir arkadaslar.. Su zamana kadar cesitli güzel organizasyonlar gercekelstiren ve nedendir bilmem trampetlerin sesleri tüm stati bastirir iken su saniyeden sonra capun turistlere dönüp sakur sukur foto cekme derdine düstüler ki bir daha tezahurat filan da hak getire..Maglubiyeti aslen su anda kabullenmislerdi.. Maca gelirsek:

Hep elestirdigim teknik kisirsizligi nedeniyle cok yüklendigim adam olan Baris Özbek'e hayran kaldim.. Mücadele etmek, kosmak baska bir isdir ama bunu sanat gibi icra etti saha icerisinde. Sonrasinda izledigim bütün yorumcularin, Hertha Berlin teknik adami Favre'nin bu yenik ilk yari oyununa söyledigi tek neden suydu: Onlar bizden ortasahada her zaman bir kisi fazlaydi bu da kötü oyunun en önemli nedeniydi..

Simdi diyorsunuz ki iki forvet oynayin.. Forvetleri ikileyince malasef daha fazla hucum yapmiyor takim. Iki forveti olan takim, her daim cok daha fazla atak yemeye zorunlu kilimistir. Baska türlü rakip atagini, o atagin aldigi süreyi de kendi hucumuna dönüstüren bir orta saha.. Hangisi daha iyidir ki ?

Hertha Berlin baska acidan sahasinda her daim kötü futbol oynamistir. Toplamda bir deplasman takimidir ki oyunculari da "Kendi sahanizda deplasmanda gibi oynacaksiniz, ne diyorsunuz" sorusuna "bizim icin daha iyi, biz zaten deplasman takimiyiz" diye cevap vermislerdir. Aslinda Berlin sonuc takimidir, takir takir top oynamamistir bugüne kadar.. Misal Leverkusen,Hoffenheim ya da Bremen gibi degildir, kötü futbol ile cok ilginctir kazandilar hep.. Kontralarla, deplasmanlarda.. Leverkusen macinda doksan dakika varlik göstermediler ama son anda bir gol atarak Leverkuseni en formda oldugu dönem yendiler.. Ayni sekilde Stutgart'i sahasinda. Ama zayif halka dedikleri Bielefeld'i kendi sahasinda yenemediler.. Velhasil bu oyun bekledigimdi ama baska acidan hem yüklenirken Hertha'nin sonunda bir gol bulup galip gelecegi sürprizini de yan cebimde tutuyordum..

Galatasaray diri orta sahasina eklemlenebilen muhtesem on numarasi ile güzel bir maci geride birakti. tartisilan pozisyonlar var. Alman spiker televizyonda Lincoln'un pozisyonuna "penalti" derken baska acidan bize verilen penaltinin bir benzeri rakibe verilmemis.. Sonuctan bagimsiz kimse konusamiyor malasef. Galatasaray Metalist macinda da ilk yarim saat haric iyi futbol oynadi.. Son saniyede bireysel hatadan gelen gol yorumlari ters köse etti. Hem Metalist ve ayni zamanda Berlin macinda ortaya cikan cok önemli sorun forvet sorunudur. Burada Baros'un özellikle Berlin macinda iyi oynadigini belirtir iken toplamda özellikle kanatlarin beklenildigi kadar etki yapmamasi pozisyonsuzlugun en önemli nedenidir.. Eger ki Kewell yer yer forvetimsi oyun yapisini benimsemeyecekse cok buyuk zarar veriyor takima. Tek forvetli oyun yapisinin en önemli özelligi aciklarda oynayan ve on numaranin oyuna "gol" olarak katki saglamasidir.. Galatasarayda Baros dahil cakili forvet görünümünde kimsenin olmamasi yer yer muhtesem bir sekilde ilerleyen takimin kenardan orta yapacagi sirada "ulan iceride kimse yok, kime ne yapacam bari suraya pas atayim" dedigi cok olmustur..

Bu hem kanat oyuncularinin özellikle Kewell'in yeteri kadar iyi performans saglayamadigindan kaynaklandigi gibi teknik adamin bu konuda organizasyon olarak takimin durumundan sorumlu oldugunun da altini cizelim. Ben illa ki cift fovet, üc forvet derdinde degilim. Öyle olursunuz ki forvetsiz en iyi hucumu sizin takiminiz yapar. Mesele Organizasyon, mesele pozisyon zenginligini saglar iken disiplinli ve organize bir sekilde ataga kalkmaktir. Takim cift forvet olmadigi icin golü bulmakta zorlanirken orta sahada tuttugu bir fazla adami ile hem rakibi oynatmiyor ve ayni zamanda da bir degil bes kere rakip ceza sahasinin önünde bitiyor..

Iki forvet oldugu vakit hem rakip daha fazla üzerinize gelecek, ataklari kesmekte zorlanacak ve ayni zamanda daha az hucum demektir. Bunun cesitli cözümleri var ve bunlardan birisi ortasahadaki defansif orta sahalarin iki kisilik oynamasi, forvetin ikilenmesi olur iken baska bir cözüm de diger orta sahalarin golcü kimligine bürünmesi, Baros'u rahatlatacak girisimlerde bulunmasidir.. Cözüm icin bekliyoruz simdilik ama cok acik bir pozisyon üretme sorunu oldugu ortadadir.. Bu yüzden metalist macinin kaza golünün telafisi olmamistir ve yine bu yüzden cok iyi oynanilan Berlin macinin gol pozisyonu cok da fazla degildir..


Cok hosumuza gitti kareledik bunu da..

Baska acidan sayginligi da Galatasaray takimi tekrardan elde etti.. Türkiyenin "Bayern Munih"i denildi. Galatasaray bu, cok da buyutmemek gerekir maglubiyeti denildi.. Cok sey denildi isin acikcasi. Hem Benfica ve ayni zamanda bu mac ne olursa olsun yitirilen sayginligin biraz olsun geri kazanilmasi acisindan cok önemliydi..

Ve artik 2000 ruhunun gölgesi takima zarar veriyor bunu da gördüm seyircilerin bakisinda.. Galatasaray rakimi bu yüzden hem oyuncusuna hem teknik adamina toleranssiz.. Bu yüzden sampiyon olmus hocalarini bir bir göndermekte cekinmediler.. Hepsi Avrupa macerasina göz atti, hemen hepsi ya 2000 yili ya da hic dedi.. Oysa 2000 yilindan önce 4 yil Sampiyonlar Ligi macerasina göz atsak, bir üst tura cikamayisimizin alti cizilse, yillar sonra oturmuslugun ve istikrarin gücüyle UEFA'ya giden yolu cizmis oldugumuz hatirlansa cok daha iyi olacaktir.. Skibbe henüz günü kurtarmaktan gelecege dogru adim atamiyor.. Ama bu seyircilerden yöneticilere kadar buyuyen genis bir yelpazenin disavurumudur.. Birilerini suclamak degil ama birileri de "bilincli" bir sekilde adim atmasi, istikrari saglamasi gerekir..




Lin'coooooln... Lin'coooooooooooln.. Lin'cooooooooooooooooooooln.. Lincooooooooooooooooooln.!"

Hayatta hicbir sey "cok fazla" keyifli degildir. Insanoglunun en kötü aliskanligi her seye alisabilir olusudur. Insan her seyi siradanlastirabilir.. Demistik ki cokca kez, bir seyin varligindan alacaginiz haz, yoklugundan dolayi cekeceginiz sikinti ile ilintilidir. Acisini cektiginiz olgunun tadina ancak varabilirsiniz.. Ve siz düsünün ki ben seyrettigim bütün Galatasaray maclarinda duydugum her "Lin'coooooln... Lin'coooooooooooln.. Lin'cooooooooooooooooooooln.. Lincooooooooooooooooooln.!" tezahuratinda aci cekmis adamim.. Bir kez olsun ona katilamayacagim duygusu agir basmis ve her defasinda o taraftarlarin o sesine icimde bir yerlerde aciga cikan bir aci ile karsilik vermisimdir ve belki bu yüzden atkimi atar atmaz stadin icerisinde kendimi bulur bulmaz basladim ..

Lin'coooooln... Lin'coooooooooooln.. Lin'cooooooooooooooooooooln.. Lincooooooooooooooooooln.!"

Sesim kisildi, ikinci yari sadece önümde yaptigi o muhtesem calim yetti aslinda ama baska acidan tüm takimi cagiran taraftarlarin sesine Mehmet Topal,Baris Özbek ile beraber cevap veren üc futbolcudan birisi olmasi bir yana tek tek her macta degil de yilda bir görecegi tribünlerdeki insanlari herkesden fazla zaman ayirip selamlamasi yetti artti bile.. Bir ara herkes gitmisti o benim önümde egiliyor, biz ona egiliyorduk..

Yasi gelmis, liderlik edecektir bu takima. Biraz abartip nasil ve kime orta yapacagini sabri'ye söylemesi cok da iyi degildi ama "liderlik cabasi" takdire sayandir yine de..

Baska acidan Hakan Sükür gibi ona baska baglanacaktir Galatasaray taraftari. Cok kimse farkinda bile degildir ama Hakan Sükür'e olan sevginin altinda yatan onun galatasarayliligindan ziyade bir baska yerde kabul görmeyisi olur.. Elestirilisidir. Bu yüzden destek veren seyirci her hakan sükür golünde hakli cikmistir ve sokaklara cikip baska bagirmistir. Ben onlardan birisiyim. Seyrettigim hicbir Galatasarayli golcü Hakan Sükür'den attigi golden daha fazla sevindirmemistir beni.. Simdi belki de bu yüzden Lincoln..

Hicbir sekilde saygisizlik yapmadigi halde bir sekilde yüklenebilecek acik buldugu icin sevinen onlarca insanoglu var.. Bakin bunlar onun saygisizlik yapmadigini, her macta bu ve benzer hareketleri yaptigini ekranlardan görüyor.. Bir bosluk bulup top sektirmedi o.. en gergin mactan en önemli zaman dilimine kadar her daim estetigin pesinde kosan adamin zamanlama acisindan yasadigi sorundur sadece ve elbette sokak futbolunun son yildizlarindandir.. Bunun cok iyi farkinda olanlar ve , üzerine hicbir sekilde saldirma hakki olmayan Arica'nin yaptigi saygisizligi es gecenler, Toroglunun "ben olsam sakatlardim" gibi sakat aciklamalari ve sakatlamaya yönelik motivasyonlari üzerinde durmayan insanlar, Lincoln'un top sektirmesini etik acidan kusurlu buluyorlar..
Dicem su ki bu insanlara;

Sahtekarsiniz.. En ala saygisizliga ses cikarmayip burada bik bik öterek ikiyüzlülügünüzü gösteriyorsunuz ama bilin ki bu yaptiginiz onunla seyirci arasinda varolan baglari güclendirmekten öte bir islevi olmayacaktir.. Öyle oldu da.. Bir gün Alisamiyen stadinda da..

Lin'coooooln... Lin'coooooooooooln.. Lin'cooooooooooooooooooooln.. Lincooooooooooooooooooln.!"

demek üzere bir kac postu ayni anda islemenin ve 1100 km'nin yorgunlugunla...

2 Aralık 2008

Ribery vs Hamit



Bakti ki rakip biraz iri yari ,olmaz ..



Seyirciler hazir.. Kroos ile Klose meydandaki yigitleri alkislar durumda..



Ribery alttan daliyor Hamit'e.. tereciye tere satmak gibi bir sey bu.. Kime daliyon sen ribericimmm




Hamitcim türk oldugunu bir kez daha ispatliyor, üc ay kaldin diye artistik yapma lem bana diyor.. Ve fakat Riberisinden Klinsmanina kadar cok neseli bir antrenmanlari oldugunun altini ciziyoruz cok önemli mac öncesi..

"Wir fahren nach Berlin":



En güzeli iste bu, henüz gidilmemis o muhtesem yolculuk.. hazirlik maclari seyrettik son yillarda.. Leverkusenin o mini stadinda da kacirdik Galatasarayi ama bu sefer mümkün degildi kacirmak..

Geri Sayim Basladi.!



Aylar yillar önce aslinda cok da hakim degil iken Hoffenheim gercegine Bayern'in gelecekteki rakibidir demistim..

En azindan bugün tam anlamiyla "rakibi" olmustur ve herkes nefesleri tutmus bu derbiyi beklemektedir.. Simdilik varimiz yogumuz Hertha maci.. O bitsin, sira buna gelecektir ayrintilariyla..

Ilginc bir ayrinti.. Bu resmi aldigim web sitesi Spox.com ilk defa Cumartesi maclar biter bitmez oynanilan maclarin da disinda 6 gün kaldi diyerekten macin reklamina gecmistir, nerden baksan heyecanli bir mac bizleri bekler hafta sonu..

30 Kasım 2008

Galatasaray: 3 Hacettepe: 1



Garip bir mac oldu. Tatsiz, tutsuzdu kendi adima, kötüydü Galatasaray..


Mactan önce ve mac icerisinde Baros'u ilkonbire koydugu icin sinirlendim teknik adama. Mac sonrasi hak verdim, teknik adam olsaydim Ümit Karan'in abuk subuk bencilliklerinden dolayi mac icerisinde cikarirdim Frankfurt teknik adaminin Fenin'e yaptigi gibi.. Bu kadar bencil olamaz ki bir insan ? Ümit Karan.. Gol kacirmasi beni deli etmiyor ama bencilce alakasiz yerden sutu cektigi zaman halimi görmeliydiniz masa basinda.. Su formuyla Barosla devam karari dogrudur..

Galatasaray takimi klubede bekleyen teknik adamin sahadaki yansimasiydi. Pek cok bakimdan kötüydü, takim olarak kötü olmanin disinda defansin göbeginde oynayanlarin da formsuzlugu hali hazirda yenik duruma düsürülmesinin en birincil sebebiydi. En az Metalist macindaki kadar hataydi Servet'in bombos pozisyondaki kaleciye geri pas yerine rakibe dogru topu sallamasi.. Dönen top gol oluyor.. Burada kizamiyoruz zira böyle bir hata ülkede affedilmez. O geri pas yanlislikla rakibin ayagina düsse yaklasik bes yil boyunca o hatalar üzerine yapisir kalir Sevet'in. Insandir yapar eder yok burada.. Onca azmi, onca mac cikarmisligi iki hatada tek bir macta silinir gider.. anlik yasariz, anlik tüketiriz her seyi.. Dolayisla Servet de yine golü getirdi ama dolayli yönden haliyle baskidan da kurtuldu..

Teknik adam su an icin devre disi kalmis durumda, günü kurtarmanin pesinde. Baska türlü sansi yok.. Gelecege dogru takimi hazirlamak, dingin bir durus ve cok sey eksik. Skibbe kadar onun bu konumda olmasini saglayanlar da ayni sekilde sucludur. Takim tuhaf bir futbol oynadi, oynadigina futbol demek dahi oldukca zor.. Hicbir sey iyi degildi.. Allahtan Lincoln var, maci seyretmemizin karsiligini aliyoruz az biraz futbol olarak.. Kewell uzun süredir kötü oynuyor, Arda kendine gelemedi, takimin tamaminda gözüken organizasyon bozuklugu söz konusu. Artik pek cok patron var bu takimda.. Kimileri itiraz ediyorum ama yönetim diyor, digerleri Feldkamp ama Skibbe olmadigi kesin. Siz Arda olsaniz, Ayhan olsaniz takar misiniz hocanizi iyi niyetin disinda..? Zorunuza giderse sallar misiniz ? Su an isimden bagimsiz Galatasaray takiminin teknik direktörünün takima etki etmesi en aza indirgenmistir ne zaman Berlin'i Berlinde yener, akabinde seri galibiyetler ile devam edilir, güc toplar,güclü olur yönetim karsisinda o zaman biz de sahsiyeti olan teknik adam ve takimi görebilecegiz sanirim ya da cok daha ithimalli olan kovulmasi yasanacaktir..

Lincoln benim maci seyretme nedenimdir Galatasaray takiminda. Daha önemlisi benim icin yoktur daha umut bagladigim da yok. Yetenek bakimindan benim icin yine en üstte yer alir, sonuca giden yol onun ayagindan gecer.. En yoklari oynadigi macta dahi bir sari kart gördürür, bir korneri vardir bir frikigi penalti yaptirir velhasil onunla baslar cok sey.. Yaptigi top sektirme ise aslinda güzel ama dokuz kisi kalmis bir takim karsisinda "bence" olmamasi gerekir.. Ve fakat kimse de "Hayir yapamazsin" diye üzerine yürüme gücü kendisinde bulamaz. Böyle bir sacmalik Arica'ya mahsustur. Bunun yerine mac sonrasi kucuk bir dokundurma yapsa Lincoln dahi olsa "haketti" derdim inanin.. Yazilmamis kurallardir, talep edemezsiniz ama kirgin olabilirsiniz sadece.. Ve fakat adamin üzerine sen nasil top sektirirsin gibi yürüme cüretini ancak Erdogan Arica bulabilir sanirim.. Sonrasinda Metalist macinda yapsaydi geyigi de ayri bir terane. Lincoln en gerilimli mac olan Fenerbahce macinda dahi koseye inip topukla orta yapan insanogludur, o sokak futbolunun temsilcisidir..

Maca dönmeyeyim, mac diye bir sey yok. Bu kadar daginik olmamalidir bir takim. Defansda bariz problem var sudur ki ; Meira emre, Servet Emre ve hatta herhangi birisi ile Emre Asik uyumlu iken Servet-Meira sorunlu bir ikilidir buna bir care ancak Emre güngör'dür, Servet de hakettigi dinlenmeyi bir süre yasar ve sonrasinda siki bir rekabete girer Meira ile, baska cözüm malasef yok..

3-1 galip gelmis Galatasaray ve üc gol atmis Milan Baros. Hem Galatasarayi ve hala da Barosu begenilmis degilim. Zaman gerek diyorum Baros icin, digeri icin yönetim kaderini belirleyecektir veyahut aslinda belirlemistir de ...

Bu takimin ve devam edilecekse eger bu teknik adamin bu kosullar altinda kendisini kabul ettiresiye kadar olan süreci zaferlerle süslemelidir. ve fakat arkadan bu kadar kuyusu kazilir iken nasil takima hükmedip basarilari saglayacak görecegiz hep birlikte..

biz biletimizi aldik, yolculuga hazirlandin Ultraslanlarla bulusuyoruz Berlin Olimpiyat Stadinda.. Ve fakat Berlin inanilmaz form tutmus durumda, saglam bir mac olacaktir.. Lakin deplasman gibi bir durum söz konusu da degildir, belirtelim..