23 Şubat 2008

Breitner - Keegan





Yarin Münihde Bayern Hamburg maci var. Bu da yillar öncesinin.. Sol taraftaki Paul Breitner, karsisinda Kevin Keegan.. tarih 9 Haziran 1979.. Hamburg sahasinda maci 2-1 o gün kaybediyordu o sene ama sezon sonu sampiyonlugu kucakliyorlardi..

Leverkusen Hezimeti Üzerine



Takim tutmanin özünde her daim potansiyel olarak kendisini tasiyan aciyi yasadik Persembe aksami.. Wien ya da Sion maclarina benzemeyen bir durum gerceklesti. Fark yedi Galatasaray.. En büyük hatanin da teknik adam tarafindan gerceklestirildigi, cok yil ve cok zaman aradan sonra unuttugumuz bir Avrupa hezimeti yasadik.. Leverkusen'in iyi oynayacagini, eger ki Lincoln sahada olmazsa daha da büyük bir sorun yasayacagimizi düsünüyordum. Bu kadarisini yine de beklemiyordum, ben hicbir zaman beklemedim ki böyle bir sonucu.. Ama oldu iste..

Böyle bir sonucun en önemli nedenleri arasinda Leverkusen takimina hemen hic kimsenin gerekli ilgiyi göstermemesinden kaynaklandi. Eger ki Adler'in iyi bir kaleci oldugunu bilir ve ona göre hazirlanirsaniz, top ayaginiza geldiginizde farkli bir konsantrasyon saglarsiniz.. Bu öyle bir konsantre olma durumudur ki aslinda taslar da yerine oturdugunda yenemeyeceginiz takim, atamayacaginiz gol yoktur bir baska acidan.. Bundesligayi hafife alamazsiniz.. Senin liginden bes on gömlek üstün ve simdiden soyluyorum ki yakin zaman icerisinde 4.cülükten daha iyi seviyelere gelecektir, son bir kac yildir böyle bir asamayi da gözlüyorum, size dogru akmasi bir kac yili daha bulacak.. Olmasa dahi, böyle bir ligin güclü takimini cok rahat evinde yenebileceginiz rahatligi sizi bu duruma getirir.. Oysa basit bir istatistik hesabi sonrasi Leverkusen'in büyük takimlar harici maclardaki performansini bugün Bayern München, Bremen,Schalke'nin dahi gerceklestiremedigini görerek kendi evinde, seyircisi önünde gerekli firsati bulursa bu sekilde oynayabilecegini görebilmek gerekirdi. En azindan iki mac arasinda cok büyük farkin olabilecegi "korkusu" gerekiyordu, bu olsaydi cok daha baska motivasyonla cok daha baska bir oyun ortaya koyabilirdi. Benim gördügüm o korkunun eksikligi ve Leverkusen oynamadan konsantre eksikligi nedeniyle erken golleri bulup Galatarasayi "kücültüp" dagitmasidir.. O kendisinden daha kucugunu buldugu vakit dagitir zaten.. Zürich takimi dandik degildir, sikavüsünü istedi akilli Leverkusenim benim - transferlerde hep akillidir bu takim- 10 kusur milyon eurolara ciktigi icin fiyati vazgecti ama onlari da 5-0 yenmistir.. Eskiden Galatasaray takimlari dagitmadan önce hep biraz korkar, saygi duyardi Leverkusen misali.. 2-0 sonrasi Lincoln, Nonda gibi degisiklikler olmasi gerekliydi, olmadi.. Ki baska acidan teknik adam baslica sorumlusudur yenilginin, hezimetin..

Lincoln olmadan o takimin iskeletini kurmak dahi tehlikelidir. Kapmasin arkadasim Ayhan bana dört top daha, Serkan üc top daha.. Saha da Hagi mi var ? Kapsak ne olur ki ? Top sizde olsa dahi yapabileceginiz cok fazla bir sey yok yok. Lincoln. olmazsa eger Arda degil Hasan Sas olmadan o kapilan toplarin cok da bir önemi yok. Türkiye ligi takimlari karsisinda baski ile oyunu diger yari alana degil, rakip ceza sahasina yigabildiginiz icin gole daha yakin durup basari elde edebilirsiniz, velakin buyuk takimlar karsisinda boyle bir sansiniz yok.. Elinizde Baris Özbek,Ayhan Akman,Mehmet Topal,Serkan Calik gibi derinlemesine oynamaktan aciz oyuncular var. Bir kismi biraz biraz yapsa dahi bu acidan cok eksigiz.. Ayni zamanda bu bir baska acidan dinamizmi, cok kosmayi getirse de denge yok.. Lincoln oyuna girdikten sonra gösterdigi performans nedir bilmiyorum, ben o farka giden yolda dahi heyecanlaniyorum, seviyorum seyretmeyi yine de.. Nasil bu adam Baris Özbek'in, Ayhan Akman'in oldugu yerde kenarda oturur durur ? Anlamak mümkün degil..

Galatasaray Leverkuseni bu kadrosuyla, bu yeni yapilanma sürecinin su zamaninda gecebilirdi. Evindeki ilk macta Lincoln-Hasan Sas olmasi durumunda dahi farkli bir sonuc elde edebilirdi. Ümit'in kacirdigi pozisyonu bosverin, ben 3-4 Sifirdan bahsediyorum, Bremen'in evinde dagittigi gibi dagitmaktan.. O korku vardi onlarda, o eli ayagina dolanma durumu da gerceklesti ama golleri atacak kadro sahada yoktu. Lincoln her iki macin da baska türlü bitmemesinin sebebidir.. En kötü Hasan Sas da olabilirdi, farketmez.. Temel bir fark var iki lig arasinda.. Buradaki Simon Rolfes, defansif orta sahadir ama koy, on numara da oynar, Keza arturo vidali on numara gibi oyun kurar.. Velakin benim ligimin defansindan orta sahasina kadar boyle bir özelligi olmayan oyunculardan kurulu olmasidir. Mehmet Aurelio ya da araya iki pas atabilecek defans oyuncusu eksikliginin sik sik dile getirilmesinin nedenleri hep aynidir, baska acidan Sergen Yalcin, Yusuf Simsek gibi adamlarin hala el üstünde tutuluyor olmasinin, araniyor, özleniyor olusunun.. Yok yani, cikmiyor, olmuyor.. Oyun zekasi ve ayni sekilde becerinin birlesimi yok..


Mac bitti ama mactan da öte sonrasi önemli aslinda. Bu acidan Kalearkasi ekibinin iki postu oldukca önemlidir. Öncelikle MC cok yerinde bir tespit ile "Kalli Kalsin" demis..

Bu zaman meselesi.. Size iki bin tane örnek verebilirim. Rijkaard kovuluyordu ilk sezonunun sonunda, Zico icin bugün bütün övgüleri düzengillerin hemen hepsi "zico gitsin" dedigini bilirim ben kiev maclari sonrasi filan.. Hitzfeld, Capello,Lippi gibi kariyerli hoca olmadiginiz takdirde ilk sezonunuzda basarisizlik kacinilmazdir. Hatta öyle ki, teknik adaminizin Kalli ya da Hakan Sükür olmasindan daha önemli olan, takimla teknik adamin ne kadar bütünlesebildigi sorunudur.. Hagi kalsaydi, Gerets kalsaydi, hepsini birakin Lucescu kalsaydi cok baska olurdu. En azindan varolan teknik adamin da takimin da potansiyelini sonuna kadar görebilme sansina erisirdik.. Gercekten takim ile teknik adamin birlikte olmasi süresi, teknik adamin teknik bilgisinden, kimliginden daha da önemli oluyor gibi geliyor. Oyunculari taniyip onlari motive edebilmesi, kimin ne zaman nasil bir performans gösterebilecegini bilmesi ve hepsi. Zaman cok önemlidir ve yeniden baslamak, yeniden bu sorunlari daha kötü bir sekilde yasamaktir. Özellikle bu iki mac -ilk mac bence asil sorunlu kismi- teknik adam hatasindan kaybedilmistir.. ama MC'nin de üzerinde durdugu gibi takimda Kalli kalmali, basladigi isi bitirmelidir.. Peki ya Feldkamp ?

Disiplin sorunlarini sallamadim, ufak tefek hatalari da gectim ama Lincoln'larin oynatilmamasi, forvetsiz takimi sahaya sürmek, basarisiz bir oyunu gördükten sonra dahi o son saniyede ve aslinda Ümit Karan'in oyuna girmesi sonucu önü bosalan Serkan Calik'in Trabzonspor'a golünden sonra ayni takimi Avrupada sahaya sürmesi gibi cok buyuk temel hatalar yapmasi güvenimi sarsmistir. Beni inanin bes sifir üzmüstür.. Ama o sahada gördügüm Lincoln olmadan oyuna baslayabilecek bir teknik adamin varligi daha cok üzüyor.. Keske sakatliklar olsaydi, yenilseydik, böyle olmazdi. Leverkusen gibi bir takimin hicbir sekilde analiz edilelememis olmasi, Kalecisinden barnettasina kadar sahada hissedilmemesi, kiminle nasil ne sekilde oynadiginin bilincsizligini görmek güveni oldukca sarsiyor.. Milan dahi oynasa barnettasina bakar, barbarezini ölcer, en önemlisi takimin hücüm gücünün farkinda olur, bu saygiyi hakediyordu, vermediginiz zaman bu sekilde cezalandirilmaktan kacamazsiniz.. Ki o oynatilmayan Lincoln, o takimi daha iki sezon önce, ikisi bizzat frikikten kendisine ait olan toplamda yedi golü atip rezil rusva eden takimin yildiziydi.. Dokuz kisi oynardim,Lincolnle oynardim ki Lütfen Altan Tanrikulu'nun bugünkü yazisini okuyun..


Bir diger önemli yorum da CC'den geldi. -Süper ikilidir bu iki kardes, yazdinlar da yazsinlar derim baska bir sey demem- Bu maglubiyet sonrasi benim de icinde bulundugum grubun durumu. Hos degil kesinlikle.. biraz daha ayrintili anlatayim. Eger takim kötü olsaydi, Ilk macta da ezik bir oyun ortaya koysaydi, burada yasayarak sonradan kazandigimiz "dogrucu davut" kimliginden ötürü baslamadan bitirirdik muhabbeti.. "Abi siz yenersiniz bizi, takim takim degil ki.. " Ama öyle degildi, Leverkusen kim di ? Galatasaray dagitir, daha önceki gibi.. Inanir misiniz onlar susuyorlardi, cogunlugu hicbir zaman "biz yeneriz, ederiz" demiyorlardi.. diyemiyorlardi.. Bu yüzden cok aci olmustur maglubiyetin faturasi. Velakin kredisi coktur Galatasarayin.. Hakkini da fenerlisi dahi teslim eder, korkmayin.. Cok sevindi buradaki insanlar, cokca gururlandi, cokca belki Galatasarayla saygi gördü karsindaki insandan.. Ve onlar hala Hakan Sükür'den korkar, Galatasaraydan cekinir, merak etmeyin. Hala ben Galatasarayliyim dedigim zaman dört bes oyuncuyu sayarlar, dökerler önüme.. Yine de belirtmek isterim ki, bugün hala bakamiyorum ben spor sayfalarina, ne dediler kismina.. Bunu en son ne zaman yaptim, hatirlamiyorum bile..

17 Şubat 2008

Warlords



Ben Jet li hastasiyim her seyden önce. Mesele aksiyon filmi,estetigi degil sadece , Jet li'nin oynadigi en dandik filmi dahi seyrederimdiyengillerdenim. Gerci böyle dedikten sonra ilk filmi oldugunu düsündügüm pek de bir seye benzetemedigim bir filmini seyredemedim biraktim ama geride kalan bütün filmlerinden keyf almisimdir.. Severiz zaten estetik olan her bi seyi.. o da sevildiginin farkinda ve fakat tek yönlü bir sevgi bu.. Orada tek gecilince diger alanlara dogru kaymaya basladi.. Oyunculuk,iyi bir film.. Bu konularda da kendisini gelistirmeye cabaladi.. Sonrasinda "karakter" oyuncusu olamasak da oyunculuk konusunda da ilerleme kaydetmek istiyorum dedi ve bu yönde ilk adimini atti.. Ayaginda prangalarla esir bir adami oynar iken filmdeki diger oyuncu ve ayni zamanda "hocasi" da Morgan Freeman o oldu.. Bekledik,takip ettik, hani o bize sundugu estetik dövüs sanatlarinin disinda bir sey sunsun diye ama.. Eli yüzü düzgün bir film cekilmis, hepsi bu. Sonrasinda hic beklemedigim bir anda geldi sürpriz.. Hero.. Bugün bile bu filmden sonra duydugum saskinligi anlatamam.. Muhtesem bir filmdi ve beklenildigi gibi Martial Arts kisminin cok da bir önemi yoktu. Cinde Hero, Titanici dahi sollamis ve tüm zamanlarin en cok seyredilen filmi olmustu.. Belki benim farkli beklentiler ile sinemaya kendimi atmamdan kaynaklanan bir manipülasyon söz konusuydu degerlendirmemde diye dusunurken Quentin Tarantino imzasini gördük.. Film ile yakin uzak alakasi olmadigini biliyorduk öyle ki dört bucuk filmi vardi ve biz onlarla yatip kalkmistik uzunca bir süre.. Yapimciya getirip bu filmin haklarini alin demis Tarantino.. da ancak onun da isminin bir yerlerde görünmesi nedeniyle pazarlamaya girismisler.. Sinirini bildiginiz bir adamin sinirini astigi zaman duydugunuz mutluluk baskadir.. Hakan Sükür sevgisine olan analojik gönderme dahi yapabilirim.. Hani cok daha iyileri vardir ama Jet Li'nin arkasinda boyle bir film birakmasi beni her zaman keyiflendirmistir..

Simdi Warlords.. Seyredin mutlaka.. Aksiyon isteyenler icin hayal kirikligi olabilir, bir baska acidan ben bu filmi cok sevdim.. Post'a Jet Li'nin degil gülerken aglayabilen adamin oldugu posteri koyduk.. Zira bu filmin "hero"su da bu adamdir..Andy Lau..

Aslinda "The Kite Runner" ve sonrasinda "Once" vardi gidin izleyin diyecegim de.. Bunu seyrettik etkisindeyken "gidin" diyebilecek kadar iki kelam edelim.. Spoilersiz yazmak ne zormus usta..

P.S: Oralarda sinemasal durum nedir bilmiyorum ama en kötü caninizin sikildigi bir geceyarisi fullsinema.com'a iki dakikada üye olup cayinizi/biranizi alip evinizde seyredebilirsiniz...

Gecen Hafta Bundesliga #2



FC Schalke 04 - VfL Wolfsburg 1:2
MSV Duisburg - VfB Stuttgart 2:3
Karlsruher SC - Bayer Leverkusen 2:2
Werder Bremen - 1. FC Nürnberg 2:0
Energie Cottbus - Borussia Dortmund 0:2
Hertha BSC - Arminia Bielefeld 1:0
Hansa Rostock - Eintracht Frankfurt 1:0
Hannover 96 - Bayern München 0:3
Hamburger SV - VfL Bochum 3:0


Schalke bu hafta acilis yapti. Kuranyi tanimi vardir ben de.. . "on pozisyon olacak ki gol atacak Kuranyi". Bu mactan sonra onu onbes yapmaya karar verdim. Cok kacirdi.. Wolfsburg sahada 80 dakika yoktu desek yeri var, beraberlik golünü attigi zaman belki de ilk ataklarini yapmislardi.. Kuranyi'nin aksine Grafitenin formu, geride kalan bütün maclari kazanan Wolfsburg icin suphesiz ki sevindirici.. Yine Grafite ve yine Galibiyet..

Stutgart kötü gidise biraz da "sansiyla" dur dedi.. Son saniyede golü attilar ki weber önündeki topu hediye etti rakibe.. Niculescu Wolfsburg karsisinda atmisti, buada da muhtesem bir frikik golü atti.. Kendi liginde iki kez gol krali olmus adamin Bundesligada ne yapacagi bekleniyordu, fena bir 10 numara degil gibi duruyor.. Stutgart, ki son sampiyon, düsme potasi cevresinden kurtardi kendisini ve tabelada 10.sirada.. Mutlaka ki kazanmaliydilar.. Hafta ici ceza niyetine izin günlerini de iptal edilmisti, konsantrasyon iyiydi ve Mario Gomez form tutmus durumda.. Durdurmak zor bu adami.


Bundesliganin Iki formda takimi. Karlsruhe ve Leverkusen.. Leverkusen macin basinda 2-0 öne gecmesine ragmen tutunamadi, beraberligi de muhtesem kalecilerine borclu.. Adler iyi oynuyor velakin sezon basindan beri neden milli takima secilmedigini anlamis degildim, simdi bunu Almanya da tartisiyor.. Cok formda.. Rummenige de favorisi oldugunu acikladi ve Lehmann'in löw tarafindan biraz destek gördügünü belirtti.. Freis'in golü görülmeye degerdi ve Kennedy bu haftada atti.. Kucuk macar Hajnal'a ortak cikti. Hajnal, dortmund ile anlasti, sezon sonu gidiyor.. Duyumlara göre kaptanlari Eggiman da siradaymis.. Dortmund ile özel bir iliskisi mi vardir, nedir Karlsruhe'nin anlamis degilim ama takim inatla cikisini sürdürüyor, güzel futbol oynuyorlar ve iyi sonuclar aliyor.. Bundesligada tutunamaz derken yukarilarda kendisine iyi bir yer edindi.. Altinci sirada lakin önündeki Schalke ve Leverkusen ile arasinda da iki puan var sadece.. Leverkusende toplamda bir form düsüklügü söz konusu. Devreyi kapar iken inanilmaz bir form yakalamislardi.. Persembe aksami ne olacak, hep beraber görecegiz..

Bremen beklenildigi gibi galip geldi.. Saenko amatörce davrandi ve iki saridan macin henüz 20.dakikasinda atildi. Ikinci sari faul kullanmak isteyen Nürnbergli futbolcuyu engellemekten.. MAci yorumu kalecileri Wieseden geldi. "cok kötü bir oyundu e sükür ki geride kaldi bu mac" . Yeni teknik adamlari Thomas Von Heesen evliya celebi oldu. Sali günü anlastilar,carsamba Lizbon'a uctu takimla, persembe günü döndü Nürnberg kentine ve arkasindan Bremen yolculugu.. 10 kisi kalmasina ragmen fena degildi.. Koller'in güzel bir kafa golü vardi, ofsayt olmasina ragmen bir iki kere izlemek istedim.. Ayni sekilde ve siklikta sonradan oyuna giren Klasnic'in kafa golü de görülmeye deger.. Kaleci ile beraber hemen herkesin seyretmek zorunda kaldigi.. Klasnicin ve benzer gollerin adami Romario'dur misal.. Öyle bir vurur ki top aslinda kalecinin yanindan gecer ama kaleci kontrpiyede kalmis misali kipirdayamaz.. Burada gerci kipirdasa, ucsa da bir sonuc alamazdi.. Rosenberg nasil ki Ajaxta iken sessiz sakin gollerini atiyorsa, burada da ayni sekilde.. Aman aman oynamasa da tabelada siklikla ismi var.. Sanogo hala kendisine gelemedi.. Diego, Hafta ici Van Bommel'in aciklamalarini hakli cikartacak ölcüde kendisini yere atti macta.. Velakin muhtesem bir oyuncu.. firsat bulmaya görsün, kendisine ayak uyduran iki oyuncu daha olsa duman edecek ortaligi.. cok fazla baski var üzerinde.. Mesut Özil yavas yavas isindiriliyor takima.. Bir ihtimal iyi bir ikili olabilirler, teknik, klas bir futbolcu Özil..

Dortmund aylar yillar sonra sifirli bitirdi maci.. Doll mac sonu daha cok bu konunun üzerine durdu, kimse sacmalamadigi vakit sifirli bitebiliyormus maclarimiz gibi.. Petric duble yapti ki daha fazlasini da bekliyorum bu adamdan.. O takimin en tehlikeli oyuncusu.. Nihat gibi aslinda durdurulmasi sanildigindan cok daha zor.. teknik, 10 numara da oynayabilecek klasi var, golcü, frikik atar ve son vuruslari gayet iyi.. Saglam da sutu oldugunu ekleyin, hesap edin.. Energie Cottbus malasef Merkel'in stada tesrif etmesine ragmen yenilgiden kendisini kurtaramadi.. Belki de bu yüzden yenildi sadece..

Cikisini sürdürecek ve istikrarli gidecek dedigim iki takim vardi. Wolfsburg ve Hertha Berlin. Wolfsburg biraz da Kuranyinin beceriksizligi ile cikisini sürdürür iken Berlin de bu hafta galip gelenler arasinda.. Favre iyi bir teknik adamdir, ilk devre yasadigi sorunlardan ve transferlerin oturmamasindan otrutamadi takimi.. Yeni transferlerinin son saniye golüyle galibiyet elde etse de iyi yoldalar.. Raffael, uzatma dakikalarin ücüncüsünde eski Berlinli Marx'in hatasini affetmedi ve galibiyeti getiren gole imza atti.Magath ile beraber istikrarli bir takim yaratacaklardir.. Henüz oturmus degil takim.

Haftanin Sürprizi Rostock'dan geldi.. Bayern macinda Rostock'u seyrettikten sonra cok da sasirtici degil aslinda. Frankfurt deplasmanda sezon basindan beri basarili degil, bunun yaninda evinde yenilmesi en güc takim olarak kendisine ufaktan "kimlik" yapmis durumdadir.. En azindan Frankfurtun yenemeyecegini biliyorduk da Rostock'un temiz galibiyeti cok da beklenilen degildi.. cok degerli, üc puani getiren golü atan Rahn, ona pasi veren Stein haftanin ilk onbirinde..

Az önce biten iki mactan birincisi.. Bayern-Hannover maci. Toni hattrick yapti.. Bayern baskili oynadi ve hakli bir galibiyet.. Hecking mac esnasinda hakeme itirazlarindan dolayi tribüne gönderildi. Sezon basi Bayernde olan ismael ikinci yari cikti,bu da bir baska acidan macin sonucuna etki eden önemli bir sakatlik sorunuydu Hannover icin.. Hannover dört mactir galibiyet yüzü göremiyor ve sinirler gergin.. Bayern ise ilk devrenin aksine yavas yavas form tutuyor olmasi gerektigi gibi.. Demichelis'in sakatti ve yerine Van buyten oynadi.. Lucio'ya hayran kaldik yine.. Bu adam rahatlikla orta saha oynar, üstelik ortanin da üzeri bir kimlikte.. kaptiracak diye beklerken hizli bir sekilde yetisip önüne cikan bes hannoverliyi calimlayip az daha gole gidiyordu ki hayran kalmamak mumkun degil.. Toni, 13. golünü atti ve artik gol kralliginda yalniz ve zirvede.. Uzun zamandir cok iyi oynuyor Toni.. Oynamayan ise Klose.. Bu Schaaf'in disariya saliverdiklerinin hemen hepsi sorun yasiyor bir süre sonra... Ismael öyle, Klose.. Ailton,Frings.. Borowskinin de cok farkli bir sonu olacagini dusunmuyorum.. Kisa süre icerisinde form tutmasi gerekir Klosenin hem Bayern icin hem de Almanya icin..

Hamburg'un gollerinin yarisindan fazlasini iki isim atmistir. Rafael Van der Vaarth ve Olic. Bu ikisi cok sey demektir bu takim icin.. Van der Vaart yoktu,Olic onu aratmadi tek basina.. Macin yildizi Olictir.. Ilk golde her ne kadar elle alsa ve gecersiz sayilmasi gerekirken mücadele edip kazandigi topla baslayan akin muhtesem paslasma sonrasi takimi öne geciren golü atiyordu Olic.. Ayni zamanda son golün pasini verdigi icin degil, mac boyunca muhtesem oynadigi icin Van der Vaart ile beraber bel kemigidir takimin.. Feldkamp'in disiplin cezalari cok tartisilir velakin bir kadro disi daha Hamburgda yasandi.. Begendigim de bir defans olan Atoube, kendisinden haber alinamamasi ve Afrika Kupasindan gec dönüsü nedeniyle süresiz kadro disi birakildi.. Ezelden beri varolan disiplinsiz tavirlarina bir cözüm bulunabilecek midir yoksa kapi disari mi edilecektir bilemiyorum ama olursa boyle bir durum bizim takimlarin el atmasini isterim bu oyuncu icin.. Saglam bir defans oyuncusudur Atoube.. Böyle bir takimin basindaki ismin gidecek olmasi her gecen gün daha da aci veriyor Hamburglulara.. Huub Stevens icin "sifiri garanti eden oyun anlayisina" sahip diyorlar.. Bugün yapilan hücum organizasyonlari sanatsal acidan da degerlendirilmeli diyorum..



Ikinci Bundesligada teknik adam degisikligine giden Kaiserslautern'in fürthü evinde yenmesi sürpriz bir gelisme olarak addedilebilir ama Fürth bu.. Cikmayacak bu sene de. Ikinci ligin demirbasi.. Hoffenheim evinde 1860 Muncheni devirdi.. Bu takim ikinci ligde iken 20 milyon euro transfer yapti, ola ki birinci lige cikarsa neler yapar düsünemiyorum bile.. Köln oynamadan kazanmaya devame diyor, dört atagin ücü gol oldu. Novakovic gibi muhtesem golcüleri var ve golleri de görülmeye degerdi.. St.Pauli yine bir son dakika golüyle beraberlige razi olmak durumunda kaldi deplasmanda.. Wehen, bu surpriz takim feci bir form tutmus durumda, evinde, deplasmanda galip gelmeye devame diyor.. Thurk transferi ile gözleri üzerine diken ve son haftalarda galip gelen komsum Augsburg'u Freiburg durdurdu.. Evet, siklikla belirtildigi gibi tüm zamanlarin en sert mücadelesinin yer aldigi ikinci Bundesliga devame diyor..

Alex de Souza


Derim ki: Futbolseverler, bu oyuncunun hakkini vermeli. Türkiyede oynayan en iyi yabancilarin arasindadir Alex de Souza.. Yetenekli bir oyuncu.. Aldigi paranin fazlasini klubune veren insan.. Alex'in sürekli artan ve artik otomatige bagladigi güzel performansindan mi bahsedelim, kartlara olan uzakligindan, kaptanligina kadar ulasan güzelliginden mi?

Kendisine saygi duydurtmustur bu oyuncu.. Yetenekli, karakterli..

Ben seviyorum kendisini.. Oynadigi futbol bir yana sahadaki durusu, kaptanligi ve demecleri ile de takdirimi kazanmistir.. Misal basarili bir futbolcu olmasina ve hatta Avrupada is yapar dedigim ender üc-dört türk oyuncusundan birisi olmasina ragmen "Gökhan Gönül"'ü sevemiyorum.. Demeclerinin dengesizliginden ve benzer sorunlardan.. Ama Alex baska iste.. Hic düsmesin, hep böyle oynasin, yükseltsin Fenerbahce'nin citasini..

Roberto Carlos transferini elestirmisimdir cok.. (Bugün de cok farkli düsünmüyorum, sadece büyük ismi olmasinin tahmin edemedigim olumlu getirilerini görememisim, velakin asla tercih etmeyecegim transfer hamlesidir ) O gün bugündür hala "bak gördün mü" diye sagimda solumda gezen veletlerden kurtulabilmis degilim isin acikcasi. Isi hemen fanatizme getirip "gassaraylisin ondan degil mi" diye devam eden elestiriler silsilesi.. Oysa misal 2004 yilinda Alex deli gibi elestirilirken "cok iyi futbolcu , oynamiyorsa dahi bu ondan degil takimdan kaynaklaniyordur" mealli sözlüge yazdigimiz entryleri görmek istemezler, Anelka transfer edildiginde "kiskancliktan catliyorum" gibi begenilerimi dile getirdigimi yoksarlar.. Fener PSV'yi yener dedigim zaman "iyi bir futbolsever oluyorum".. Schalke'ye yenilir, Lincoln de gol atar dedigim zaman Morsiyah misali "hadi be lan" oluyoruz.. Bir adamin ortalamasi vardir, fanatizm var ise lise capinda her yerde görülür.. Mesele takimlar degil, transferlerin niteligi.. bunu da ayrintili bir sekilde yazmak elzem oldu, transferler ve takim düzeni hakkinda.. Hakiki Tosun Blog ve sporyazarlari.com Yazari Onur Erdem dün , dili kullanis itibari ile en begendigim bloglardan biri olan Lambuja ve sporyazarlari.com yazari Alper Öcal da bugün bu konu hakkinda döktürmüs.. Karman corman yorum yaptik biraz ama ayrintili almak bir baska bahara kaldi..

Basa dönelim; Cok yerinde bir transfer.. Inanilmaz basarili.. Daha iyisini hayal etmek dahi kolay degil. Bir yerlerde sakinligi sorun olur iken baska acidan inanilmaz bir avantaj sagliyor.. Bizim Hagi, sakin degildi, kazanma hirsi cok yüksekti, sadece kendisini degil tüm takimi atesliyordu, bir baska acidan kirmizi kartlari vardi, saha icerisinde yer yer sorun yasatabiliyordu ansizin eksik birakmasi.. UEFA kupasi finali bir örnektir.. Ama baska acidan takimin saha ici patranoydu... Oyuncularin bir kismi Terimden bir kismi da Hagiden korkar, oyle oynarlardi.. Ondan ogrendi kucuk Hakan orta yapmasini.. Hakan Sükür nereye, nasil kacacagini.. Emre orkestra sefligini ... Velakin bir basina bütün takimi etkileyebiliyordu.. Avrupada uzunca bir dönem kaybetmeyi unuttuysak Terimin ve Haginin karakterleri geregidir.. böyle bir durum Alex de yok.. Baska acidan cok güzel bir adam Alex.. Sakin,Sessiz, isini son derece iyi yapan.. Profesyonel.. Geregini ve cokca zaman da fazlasini yapan.. Olgun.. Futbolun disinda onca yildir baska bir konuyla gündeme gelmeyen, nerede nasil konusacagini cok iyi bilen, her daim sempatik, süper bir adam iste..

Kiyas yapmak pek dogru degil ama yapiyoruz yine de.. Öyle veya böyle karsiligi "Hagi"dir.. Her ikisi de takimina maksimum fayda saglamistir ve takdir edilmesi gereken "özel yetenek" kivaminda ele alinan futbolculardi..

Bilenler bilir, Lincoln'u de cok severim ben. Ülkemde oyun zekasi kitligi yasandigindan olsa gerek defansta, ofansta aklini biraz olsun kullanan futbolcuya karsi olagandisi sempati besliyorum.. Bu ülkede Sergen'in yarisina yaklasan futbolcu yok hala diyorum, özlüyorum onu.. Futbol zekasini.. Yetenegini.. Velakin burada konu olan yetenek degil tek basina.. Bir futbolcunun takima olan getirisi.. bu acidan hem Sergen ve simdilik Lincoln konu disidir.. Hagi ve Alex.. Ve pek tabi de kiyasa sokulabilir bu acidan.. Kazanani olmayan bir yarisin icerisindedir, her ikisi de sadece birbirlerini onore edebilirler sadece..

Saygi duyulmasi gereken basarilarin altina imzasini oldukca sessiz bir sekilde atan adam..

Alex de Souza..

Saygilar..