22 Mayıs 2010

Sampiyonlar Ligi Sampiyonu: Inter Milan.!




Helal Olsun Jose Mourinho'ya. Bu Sampiyonlar Liginin en kisa özeti budur.

Mac sonu yorumlarindan Van Gaal ile Mourinho'yu bir araya getiren konusmaya ve Mourinho'nun Van Gaal'e olan saygisina kadar cok seyi izlemek zorunda kaldigim icin mac yazisi yazacak derman kalmadi. Her seyden öte "benim gelisimimde emegi olan insanlari asla unutmam" diyerek vefa konusundan carpici saygi duruslari sergiler iken Mourinho, hicbir sekilde kendisin övmeyen, cesitli esprilerle "yendik" kelimesini dahi kullanmaktan kacinan bir tutum izledi röportaj boyunca Van Gaal'in karsisinda.. Konusan, yorum yapan, oyuncu, teknik adam, eski oyunculara kadar olan herkes net bir sekilde Mourinho'nun hakli galibiyetini kutladigi bir yerde Mourinho'nun bu alcakgönüllü tavri gercekten inanilmazdi.. Bir Chelsea bir de bu mac benim icin aci oldu derken sonunda canli yayinda belki de ilk defa Real Madrid'e gidecegini de aciklamis oluyordu..

Beklenen kadrolarin üzerinden beklenilen oyun felsefeleri sahaya konuldu.

Inter'in defansif yapisi, muhtesem defans organizasyonu Bayern'in hücum gücü karsisinda cok fazla iyiydi. Belki Ribery olsaydi ancak o zaman biraz daha "basa bas" bir mücadele izleyebilirdik. Macin skoru ve mac boyunca yüzde 36'yi gecmeyen Inter'in topla oynama yüzdesi aldatmasin. Iki takim arasinda sinif farki var diyecek kadar "güc" farki vardi. Birisi hücum derken digeri "defans" diyordu. Bu muhtesem defans karsisinda hucum "ciliz" kaldi.. Inter kendi sahasinda rakibi karsilamasina ragmen elde edilen pozisyonlar birbirlerine yakindi..



Inter'in tüm takimi geride konumlandirmasi rakibin baskisindan da kaynaklanmiyor. O müthis kontralarini gerceklestirmek icin bu bir ihtiyac ayni zamanda. Daha besinci dakika icerisinde yaptigi inanilmaz kontra ataginin gerceklesmesi icin rakip takimin büyük bir kismi kendi ceza sahasi icerisinde olmalidir. Dolayisla bu bir zayifliktan ziyade "bilincli" bir secimdir.

Bayern Münih, geriye düstükten sonra kurdugu baski icerisinde yaratici-oyuncu eksikligi cekti. Bu Inter'in muthesem organize olmus bir defans güzelliginden kaynaklandigi kadar Robben'in haricinde bir hucum aksiyonunu düsünmeyen Bayern'li oyunculardan da kaynaklandi. Bu finali kaldirabilecek oyunculariniz olmasi gerekir. Lahm gibi deneyimli bir oyuncu rakipten gereksiz yere cok korktuk diye bir "saygi" cümlesi kurabiliyorsa Effenberg gibi oyuncularin önemi bir kez daha anlasiliyordur muhtemelen.. Keza Robben, iyi-kötü oyunun disinda böyle bir final takiminin oyuncusu oldugunu hissettiriyordu sahada ve mac icerisinde sonuna kadar cirpinir iken bir seyler yapabilecegine inancinin olmasi tüm takimi biraz da gereksiz yere ona dogru yönlendirdi. Schweinsteiger, Van Bommel her bulamadigi boslugun arkasindan topu oraya dogru tasidi ve fakat orasi Mourinho'nun cok iyi yaptigi ev ödeviydi zaten. Pandev-Chivu-Zanetti arasinda sikisip kalan bir Robben..

Beckenbauer, Ribery üzerinde durdu. Onun olmasi, onun temposu ayni zamanda tüm takimi etkiliyor derken Van Gaal, oyuncularima hakaret olur gibi yaklasip biz onsuz da cok basarili maclar cikardik ve onsuz da burada galip gelebilirdik diye Beckenbauer'i tersliyordu ama hakliydi Kaiser.. Mesele sadece burada kreatif oyuncu eksikligi degil ayni zamanda Robben gibi bir seyler yapabilecegine inanan karakter eksikligi.. Van Bommel gibi adamlar Mourinho'nun oyununda Barca'nin ceza sahasina kadar kurdugu ücgenler gibi oyun disi kaldi. Top ona geldiginde muhtelemen onu kimse savunmuyordu ve fakat yapabilecegi cok fazla aksiyon da yoktu..



Gerekli olan savasmak, topa sahip olmak, mücadele etmek degil bir "fikir" idi. Bayern Münih saha icerisinde fikirsiz, düsüncesiz kaldi. Teme problemi daha cok buydu zira bu oyunculardan ziyade sonucunda Mourinho'nun kazandigi teknik adamlarin bir savasiydi.O rakibinin en güclü ayagini cok iyi bir sekilde durur iken Van Gaal, kiliti acacak hamle eksikliginden sinifta kaliyordu.

Hamit cok iyi degildi ama su kesin ki Müller'den de kötü degildi. Ve onun kanadindan macin basinda gerceklestirilen aksiyon ve macin Bayern acisindan kirilma noktasi olan ikinci yarinin basinda yakaladigi pozisyonda verdigi asist kayda deger islerdir.. Normal kosullar altinda Van Gaal'in "soguk nevale" olarak karakterize ettigi daha gecen sene amatörde oynayan Müller o golü atsa bugün Hamit belki kahramaniydi macin..

Inter karsisinda olaganin disinda bir Van Gaal aksiyonu göremedik. Misal ikinci yari tamamen sistemi degistirip Hamit den ziyade Mülller-Olic'in yerine Gomez-Klose degisimi ile 4-4-2 cok daha can yakabilirdi ama bugüne kadar ne yaptiysa bugün de onu yapti Van Gaal, lakin oyuncularin bir kismi sadece maci kaldiramadi ve önlerinde bir dehanin muhtesem bir sekilde islettigi defans vardi..

Sneijder'in muhtesemliginin yaninda gecenin kahramani Milito icin söylenebilecek cok fazla cümle yoktur. Kaleye iki sut cekti, iki gol, daha ne denilebilir ki ?

Lucio gibi bir degeri satmanin hata oldugunu aylardir yazdik ama bu mac resmi gazetede cikan "hata" beyani oldu.

Nasil ki gecen sene Barca o kupalari almak zorundaysa aynisinin biraz göze cok hos gelmeyenini kotaran Mourinho'nun Inter'i de bu yil bu kupayi almaliydi. Madrid'e gitse de bugünkü tavirlarindan dolayi her zaman Mourinho bana biraz daha sempatik gelecektir.

Bayern Münih'de ise cok fazla üzüntü oldugu söylenilemez. Hic kimse bu sene Sampiyonlar Ligi finali beklemiyordu ve bu aci yenilgiye karsi cok basarili bir sezonu geride biraktilar.. Herkesin hakettigini aldigi bir gece oldu nihayetinde..

Final Kadrolari.!



Artik dakikalar kalmistir bu büyük finale. Kadrolar söyle:

Bayern: Butt, Badstuber, van Buyten, Demichelis, Lahm, van Bommel, Schweinsteiger, Altintop, Müller, Robben, Olic.

Inter: Julio Cesar; Maicon, Lucio, Samuel, Chivu; Zanetti, Cambiasso; Eto’o, Sneijder, Pandev; Milito

Sevgili Noat Samisa'nin yorumlarda da üzerinde durdugu gibi Stankovic yerine Chivu secimi mevcut.

Beckenbauer, Ribery'nin yoklugundan dolayi Maicon'un Eto'o ile beraber Badstuber'in üzerine cökecegini ve Maicon'un birakacagi bosluklari tam olarak Hamit tarafindan doldurulamayacagina inaniyor ki hakki vardir. Keza Robben tehlikesi muhtemelen Zanetti-Pandev'e Chivu eklemeli bir savunma ile giderilecektir. Van Gaal, iki forvet mi oynayacaksiniz sorusuna dahi net bir cevap veremedi zira o pozisyon degisimi üzerine cok fazla calisti.. Her an skor durumuna göre iki veya tek forvetli degisimler yasanabilir.. Ve fakat bunlar tüm bu güzel finalin kucuk ayrintilaridir, sahneye cikacak pek cok yildiz, iki tane hocanin mac icerisinde yapacagi pek cok hamle olacaktir.. Tadini cikarin, yilda bir gelir böyle güzel mac

Iyi seyirler..

Ribery 2015'e Kadar Bayern Münih'te.!



Bayern Münih bu aksam finali kazansa da kaybetse de kutlayacagi bir zafer var artik. Ribery, 2015 yilina kadar kendisini Bayern Münih'e baglayan imzayi atti. Yaklasik 10 milyon (Brut) euro alacak ki bu Bayern'in bir futbolcuya verdigi senelik en yüksek rakam.

Düne kadar basta Real olmazsa Barca hayallerini kuran adam neden birden üstelik bes yillik bir imza atti. ? Bir kac nedeni var.

Bayern Münih bugün onun tahmin ettigi kadar kücük bir klup degil artik. Her futbolcunun Real gibi bir klube gitme amaci olan Sampiyonlar Ligi finaline burada da ulasabilirdi kendi yaptigi sacmalik olmasaydi..

Daha da önemlisi Real'in disinda isteyen klup Barcelona idi. 18 yas alti yani cocuk denilecek yasta bir hayat kadiniyla girdigi iliskinin afise edilmesi sonrasi bu defter tamamen Barca adina kapanmistir. Biz UNICEF'in reklamini gögsümüzde yapiyoruz ve Ribery transferi artik bizim icin imkansizdir diye görüs belirtildi. Keza Fransa milli takimi dahi sorunlu hale gelip finali kaciran Ribery icin taliplileri sözlesme kolayligina ragmen eskisi kadar "istekli" olmadi..

Ribery milli takim kampindan mac icin bugün Madrid'e gelecektir ve beklenilen o ki Mac sonrasi takimla beraber olasi bir galibiyet sonrasi yapilacak kutlamada belediye binasinin balkonundan sözlesmesini uzattigini yaklasik 150 bin bayernli taraftara bizzat kendisi duyuracaktir. Bu yüzden hala gizlilik icerisinde yürütülüyor ama haber coktan buralara kadar geldi bile..

Iki Ayrinti.!



Bir Noel aksamidir.. Mourinho henüz dokuz yasindadir. Ailenin yemek saati esnasinda herkesin masada oldugu bir anda telefon gelir.. Babasi Felix Mourinho telefona istenir. Gelen haber pek ic acici degildir zira babasi Felix Mourinho, alinan kötü sonuclardan dolayi kovulmustur. Aile icin kötü bir dönemin baslangicidir ve bundan cocuk kötü etkilenir..Bu Mourinho'nun bugünkü konuma yükselmek icin ilk defa yemin ettigi zamandir.. Böyle acilar olmasa 24 saat taktik düsünecek bir tutkuya belki asla ulasamazdi..



Verdigi demecler ve oyuncular hakkindaki yorumlari, kibirli yapisi ile futbolcular arasinda tartisma konusudur ve basarisiz sonuclar da arkasindan gelir. Teknik adam ve Oyuncu kimyasi bir türlü uyusmaz.. Van Gaal derdini bir türlü anlatamiyordur Bayern Münih takiminda.. Onun istedigi oyuncularini korumak ve takim olgusunu güclendirmektir, özünde kendisine yönelik kibiri degil.. Bir gün herkesin toplanti halinde bulundugu odada egosunun olmadigini ve aslinda her seyin takim icin yaptigini anlatmak icin pantalonlarini asagi indirir.. Mini bir striptiz show yapar oyuncularina. Ve üzerine ekler: Eger ben bir oyuncuyu degistiriyorsam bunun sebebi benim egom degil takimin menfaati geregidir. Ego ? iste buyrun, burada bu sekildeyim.. Amaci bellidir eylemin ve hedefine ulasmistir.

Bayern Münih vs Inter Milan.!



Büyük gün geldi catti.. Bu aksam TSI ile 21:45'de Madrid'te oynanilacak olan final tüm senenin zirve noktasidir. Grup maclarinda ve gecen sezon boyunca hemen herkes Manchester United ve Barcelona finalinden emin iken iki teknik adam herkesi sasirtarak takimlarini finale tasidi.

Her iki takim da kendi liglerinde Sampiyon olup kendi liglerinin kupasini kaldirmis ve duble yapmistir. Bugün sahadan bir takim triple yaparak karsilayacaktir yarin dogacak olan günesi..

Her iki takimin teknik direktörü daha önceden farkli bir ülkenin takimiyla Sampiyonlar Ligini kazanmistir ve bugün sahadan birisi iki farkli ülkenin iki takimiyla bu kupayi almis teknik direktör olacaktir.

Her iki takim da sene basinda Real Madrid'in gönderdigi Hollandalilardan kendisine bir yildiz kapip onun belirleyici performansi ile bu konuma ulasmislardir. Keza her iki takimin da kalecisi ve sag beki(Cesar-Zanetti/Butt-Lahm) tüm maclarda doksan dakika forma giymistir.

Her iki takimin da oyuncularina bir göz atarsak eger..



Butt vs. Julio Cesar
Butt kariyerinin sonlarinda iken Julio Cesar zirvesinde. Hemen sonucu söyleyeyim, Julio Cesar takimina Butt'dan daha fazla avantaj sagliyor. Inter kalecisi her acidan Butt'a üstünlük saglar iken cok kucuk bir avantaj olarak Butt'un ikinci kez Sampiyonlar Ligi finali oynamasinin disinda yasinin verdigi konsantrasyon sikintisi cekmeyecek tecrübe avantaji dile getirilebilir. Cesar, macin belirleyici olan oyuncusu dahi olabilecek iken Butt takimin iyi oldugu zaman ona ayak uydurup siritmayacak bir performansi en fazla sergileyebilir..



Philipp Lahm vs. Goran Pandev

Bu bölgede Pandev'in durdurulmasindan ziyade Robben kanadinin tehlikeli olmamasi adina Lahm'in ileriye cikisinin bir sekilde engellenmesi söz konusu. Pandev'in performansi ayni sekilde Hamit'in Ettoo karsisinda Badstuber'e yardim etmesi gibi Zanetti'nin Robben ile olan savasini da etkileyecektir. Lahm insanlara güven veren bir oyun stiline sahip olsa da defansif zaafiyetleri olan oyuncudur. Hizini ve cabuklugunu kullanarak bunlari kapatabilir. Pandev, Lazio'daki günlerinin aksine Inter takiminda daha defansif bir anlayisi benimsedi. Inter'in olasi baskisinda güclü fizigiyle önemli bir savunma artisi olusturur iken aslen forvet olan oyuncu her zaman gole yakin durusuyla durdurulmasi ve sürekli kontrol altinda alinmasi gerekir.. Lahm, burada kendi takima Pandev'den daha fazla avantaj sagliyor..


Daniel van Buyten vs. Wesley Sneijder

Bire bir de böyle bir eslesme olmayacaktir. Sneijder, takimda yeri hücum bölgesi olan ve burasini asla terketmeyen belki de tek oyuncudur. Milito dahi yer yer gerilere kadar gelebilir iken Sneijder Mourinho'nun olasi top kazaniminda hemen hucumu yönlendirmek icin hazirda tuttugu tehlikedir. Buna mükabil ben Van Buyten'in bu macta gol atabilecegini düsünüyorum zira bu denli taktiksel savasin yasanilacagi mac bol pozisyonlu gececek olsa da goller duran top organizasyonlarindan gelebilir ve Van Buyten bu konuda muazzam bir kafa teknigine sahiptir. Oyun sikisirsa Bayern'in en büyük gol umududur da ayni zamanda.. Sneijder ise Bayern'in Robbeni gibidir, onun on numara pozisyonunda olanidir. Muhtesem dikine paslar, frikikler, sut ve cokca golün bir öndeki adiminin kendisidir..Velhasil bir takima Sneijder, Van Buyten'den cok daha fazla avantaj sagladigi konusunda herkes hemfikir olsa gerek..



Martin Demichelis vs. Diego Milito

Serinin belirleyici ve belki de en zayif halkasi burasi olsa gerek. Milito bu takimin en formda hucum oyuncusu iken Demichelis'in son dönemde yaptigi hatalar sonrasi kendisine güveni Milito kadar olmasa gerek.. Bu kadar golcü ve tehlikeli bir adami bire bir de kalmayacak sekilde bir alan savunmasi ile durduramazsaniz sonuc cok aciktir ve elbette Milito'nun Demichelis karsisinda takimina daha fazla avantaj sagladigini belirtmeme bilmem ki gerek var mi?



Holger Badstuber vs. Samuel Eto'o

Özellikle Man U macindan sonra Mourinho'nun genel planin aksine yüklemeyi buradan yapmasini ben bekliyorum. Badstuber, olgun bir defans oyuncusudur bu yasinda ama yavasligi onun en büyük sorunu. Bana sorsaniz tam da buradan Bayerni yikmak üzere planlarimi gelistiririm ve bu acidan baktiginiz vakit Ribery'nin bugün olmamasi o kadar da kötü degil zira burada Hamit'in yardimi da Badstuber'in Eto'o karsisindaki performansini belirleyecektir. Eto'o kenarda oynasa da kanat oyuncusu degildir, Pandev'den cok daha fazla gole yatkin bir isimdir. Barcelona formasiyla La Ligada 145 macta 108 gol atan bir adamdan bahseder iken sonuc ortadadir..

Mark van Bommel vs. Dejan Stankovic

Cok degil bir ya da iki yil önce bu kiyasi yapsaydim Dejan Stankovic'in bir takima Van Bommel'den daha fazla katki yaptigini yazardim ama bugün tam tersini düsünüyorum. Bayern Münih'in bu gibi maclarda cok fazla önemli olan disiplin, kazanma ruhu ve akil konusunda belki de sahadaki futbolculardan en cok güvendigi isim Van Bommel'dir. Gücün merkezinde bulunur ve toplamda takim olgusunun aciga cikaracagi birlikteligi, dinamizmi tek basina yukari ceken isimdir.. Bunun yani sira Stankovic orta saha düzeni icerisinde aldigi rolün disinda macin belirleyici olacagini düsündügüm duran top organizasyonlarinda Van Buyten gibi bu takimin en tehlikeli oyuncusudur. Frikikler ve ayni zamanda Sneijder kadar olmasa da hucuma yapacagi katki da oldukca önemlidir. Bommel'den en önemli artisi biraz daha hucumcu gücünün fazla olmasidir.. Yine de Van Bommel'in takima yaptigi katki Stankovic'den cok daha fazladir.


Bastian Schweinsteiger vs. Esteban Cambiasso

Iki takimin parlayan yildizi. Sadece burada "su daha iyidir" diye bir secim hakki cok net degil. Aslinda Cambiasso'nun kiyasi Van Bommel ile olmalidir belki de. Zira bu takimin sefi de Cambiasso'dur, emirler oradan gelir, düzeni o saglar, taktiksel planin basariya ulasmasinin en önemli adamidir saha icerisinde. Sneijder nasil geride yoksa bu adam da ileride yoktur belki ama tüm defansif organizasyondan sorumlu insanogludur. Schweinsteiger ise sezon boyunca Almanyanin tartisilmaz en iyi performansini sergileyen üc oyuncusundan birisi olmustur. Oyunun merkezinin "merkezd"e kalmasini saglamistir zira oyun kurabilir, uzaktan tehlikeli sutlari vardir ve mücadelesi de en azili capa kadar var. Her seyden ortalamanin üzerine sahip komple oyuncu olma yolunda cok önemli bir adam.. Eger ki bu iki isimden birisini takimima almak istersem Schweinsteiger'i alirim lakin Cambiasso'nun Inter takimi icin önemi, Schweinsteiger'in Bayern Münih icin ifade ettiginden daha büyük..



Arjen Robben vs. Javier Zanetti

Yetenek, tecrübe karsisinda savas verecektir. Zanetti benim gördügüm en akilli oyuncularin basinda gelir. Robben ise kenar adami söz konusu oldugunda en yetenekli oyuncular arasindadir ki ben bugün Dünyanin en iyi bes futbolcusu arasina Robben'i de koyarim. Her ne kadar Zanetti bire bir de oldukca üstün bir oyuncu olsa da ben Robben'in bu sekilde durdurulabilecegine inanmiyorum. Lahm destegi Pandev tarafindan kesilirse Zanetti Robben'i durdurabilir mi tek basina ? Zira bu oyuncu hicbir sey yapilamayacagi taktiksel sikisiklik aninda bireysel becerilerini ortaya koyar.. Messi'yi dahi duman etmis takimin Robben icin mutlaka bir plani mevcuttur ve burada Zanetti yine bas aktör olacaktir süphesiz.. Yine de Robben'in bu macta biraz daha öne cikacagini, tam olarak motorunun durdurulamayacagini düsünüyorum ve toplamda da Robben'in Bayern Münihe yaptigi katki, Zanetti'den cok daha fazladir.


Hamit Altintop vs. Maicon

Lahm'da insanin hissettigi bir güven duygusu vardir ve bu tek basina yetenek ile aciklanamaz. Ayni seyi ben Hamit icin de söyleyebilirim. Yeteneginden fazla akli önplanda olan oyuncudur ve bu gibi carpismalarda salt yetenege bakip bir degerlendirme söz konusu olamaz. Maicon degil Inter'in dünya üzerindeki en iyi beklerden bir tanesidir gözümde.. Hamit, Robben gibi bire birde Maicon'un üzerine oynamayacaktir ve fakat olusan kosullarda her zaman kendisine güzel bir konum edecektir. Maicon ise Hamit'i durdurmaktan ziyade Lahm'dan cok daha tehlikeli bir sekilde ileriye dogru hamle yapma pesinde olacaktir.. Aslen acik-bes savasimi olsa da Hamit'in Maicon'u durdurmasi söz konusudur ve elbette tartismasiz bir sekilde Maicon'un Inter icin önemi, Hamit-Bayern Münih iliskisinden cok cok daha fazladir.



Thomas Müller vs. Lucio
Sneijder - Van Buyten gibi bire bir eslesme söz konusu degil aslinda. Lakin taktiksel acidan Müller'in önemi cok fazladir. Eger ben teknik direktör olsaydim sahadaki Bayern sistemi özellikle tüm hayati boyunca belki ikinci kez oynayacak oldugu kanatta Macion karsisinda zorluk yasarsa ilk yapacagim hamle Müller-Hamit yer degisimidir.. Bu ve her acidan bu macin belki de görünmez, gizli tehlikesi Thomas Müller'dir. Sogukkanli görüntüsü, azmi yok bunun hic yansimasi ayni zamanda bu gibi maclarda Sergenvari bir durusla macin agirligini kaldirabilecek sakinligi mevcut. Gole yatkin, calima yatkin, yerlesim konusunda olgunlasmis ve tahminedilemez bir oyun anlayisina sahip.. Cok fazla basarisi olup cok fazla dikkate alinmayabilir oldugundan dolayi Müller'i golleri atacak olan isimler arasina aliyorum ben.. Lucio ise bu takimin en iyi tanidigi oyuncu. Sezon basi Bayern'den Inter'e gecti ve ben cok fazla begenirim bu oyuncuyu zira her bakimdan üst düzey bir savunmacidir. Inter takimi geriye düstügünde de hic cekinmeden o bölgeyi terkedecektir belki sadece bugün.. Mevzubahis konu Lucio dediginiz Müller kadar top teknigi olan bir oyuncudur.. Toplamda ise tartismasiz Lucio'nun önemi, Müller'den cok daha fazladir..


Ivica Olic vs. Walter Samuel

Van Gaal'in notlarinda yaptigi yorum muhtesemdi. Yani öyle ki Olic'in saha icerisindeki dolasiminin belirgin bir yolu,taktigi,sistemi yok. Bu bazen Van Gaal'in hic ama hic sevmedigi düzenin bozulmasina yol acar iken ayni sekilde durduk yere sizi gole götürebilyor ve onu durdurmanin cok basit bir yolu yok. Onu belki de en önemli kilan ona karsi alabileceginiz net bir cözümün olmamasidir. Walter Samuel ise Inter takiminda tekrardan eski günlerine döndü. Sorunlu tarafi yavasligi cakili defansin icerisinde yer almasindan dolayi ortaya cikmiyor, hamle gücü, atik olusu ve yetenekli bir defans oyuncusu ile özellikle Inter'in öne gectigi dönemde takimin en büyük kozu olabilir lakin toplamda Olic gerek yaptigi katki gerekse de durdurulamaz kimligi ile Samuel'in Inter icin öneminden cok daha fazladir.



Louis van Gaal vs. José Mourinho

Iki teknik adamin maca hazirlanma, analiz yetenegi, her kucuk hamleyi hesap edecek sekilde caliskan olmalari, saha ici düzene verdigi önem her seyin basinda gelmesi gibi cok benzer özelliklere sahiptir. Her ikisi de bir takimin basindaysa eger o takimi sadece oyununa bakarak teknik adamiyla özdeslestirebilirsiniz, takimlarda imzasi cok net ve görülebilirdir. Ribery'nin oyun disi kalmasiyla kadro kalite farki da birbirlerine oranla cok fazla olmadigini da düsünürseniz tamamen teknik adam savasina dönüsecektir bu mac.. Lakin teknik adamlarin varolan kalitelerinin disinda birbirleriyle olan iliskilerinden dolayi farkli avantaj-dezavantaj kriterleri gündeme geliyor..

Ben acaip bir Van Gaal hayrani oldugumu söylemek isterim ama söyle genel bir kani mevcut. Mourinho, Van Gaal'i cok iyi bilir iken son on yil icerisinde cok büyük degisimler gösteren Mourinho'yu Van Gaal yeteri kadar iyi tanimiyor ya da Mourinho'nun kendisini tanidigi kadar tanimiyor. Teknik adam bazinda olan taktiksel acidan da ayni sekilde. Van Gaal'in oynatmaya calisacagi sistem ortadadir ama buna karsi Mourinho'nun ne yapacagini bilmiyoruz.. Aksiyon ve Reaksiyonlarin savasimi olacaktir daha cok.. Van Gaal ayni zamanda inatla güzel futbol ugruna cok seyinden vazgecmistir ama Mourinho icin sonuc önemlidir ve bu macin icerigi daha cok sonuc acisindan ele alinacaktir.. Velhasil Mourinho bir adim önde bir görüntüsü vardir..

Van Gaal'in Bayern Münihinden cok daha durdurulamaz ve cok daha organize olan Barcelonayi dahi durdurabilen aklin Bayern karsisinda caresiz kalmasi pek düsünülemez ve fakat Guardiola'nin Barcelonasina göre Van Gaal'in Bayern Münihi daha degisken, stabil degil. Her an Mourinho'nun hamlesine karsilik mac icerisinde tahmin edilemeyen bir Van Gaal hamlesi gelebilir ve bu da isi daha keyifli kiliyor, mac sonuna kadar olasi bir kirmizi kart ve ekstrem sorunlar basgöstermezse esitlik kolay kolay bozulmayacaktir ve bölüm bölüm üstünlüklerin yasanacagini düsünüyorum.

Ben Van Gaal'i destekler ve belki de ilk defa gönülden futbol adina Bayern Münih'in kazanmasini istiyorum. Hepinize güzel bir mac olmasi dilegiyle..

Van Gaal Konusuyor.. #3



"Bugün büyük bir gün. Biz bugün Inter'i finalde yenip tarih yazabiliriz. Almanyada Sampiyonlugu, DFB Kupasini ve Sampiyinlar Ligini ayni anda alan ilk takim olabiliriz. Bugüne kadar sadece Ernst Happel iki farkli ülkenin takimi ile bu kupayi almayi basarmistir.(Borges: Hitzfeld ayni ülkenin takimidir ama iki farkli takimla almistir.) Bugün ikinci bir teknik direktör gelecektir buraya: Jose Mourinho 2004 Porto ve Louis Van Gaal 1995 Ajax. Jose ile ben bu konuda smslestik, ikimizden birisi buna erisecek.

Ben Jose Mourinho ile 1997'den 2000 yilina kadar beraber calistim. Benim ile baslamadan önce o zaten yardimci antrenördü ve öyle de kaldi. Bu benim aslinda her zaman yaptigim bir seydir: eski antrenör ekibinden birisini yanima almak.. aynen burada Hermann Gerland'da oldugu gibi.. Bugün Gerland gibi Jose Mourinho da o dönem takimi ve genc futbolculari taniyordu. Xavi ve Iniesta gibi yetenekleri biliyordu. Bu benim icin büyük bir avantajdi. Mourinho'nun ingilizcesi vardi ve ben Ispanyolca bir seyi düzgün anlamadigim zaman bana tercüme ediyordu ama o benim tercümanim degil yarcimci antrenörümdü (Co-Trainer).



Bilmiyorum "arkadas" aramizdaki iliskiyi dogru tanimlayan kelime midir ama normal kosullarda futbol dünyasinda iliskiler uzun ömürlü olmaz ama bizim bugün hala kontagimiz var. Bunun nedeni birbirimize karsi her zaman saygimizin olmasi ve calisma stilimiz birbirimize cok benzer olmasi..

Onunla aramizdaki temel fark, ben cekici ve güzel, ayni zamanda oyunu domine eden bir futbol oynatmak icin cabalar iken o yenmek üzerine kurar felsefesini ve nasil bunu yaptigi onu pek fazla ilgilendirmez. Lakin onun takimi da cok iyi bir düzen icerisinde sahaya cikar ve her zaman onun imzasini takimda görürsünüz..

Jose Mourinho cok iyi bir teknik direktör ve alcakgönüllü bir adamdir. Onu televizyondan seyrettiginiz zaman bunu hemen farketmeyebilirsiniz ama bu bende de biraz böyledir en azindan basina karsi kizgin oldugum zaman TV'deki yansimam karsisinda benim karima göre de durum budur. Basinin biz antrenörlerden farkli ilgi alani var. Bu yüzden ben oyuncularimi korumak durumundayim ve Jose'nin de bunu yapmasini cok güzel buluyorum.

Eger ben olmasaydim Jose Mourinho'nun bu konuma gelip gelemeyecegini bilmiyorum ve daha cok bu soruyu ona sormalisiniz lakin o kendi demeclerinde saha icerisindeki düzeni oturtmayi benden ögrendigini söylemistir siklikla...

Lakin onun bahsettigi düzen sadece top kaybedildigi vakit ve rakibin topa sahip oldugu zamanlar.. Ben bu konuda hayal kirikligina ugradigimi söylemeliyim ve o bazi seyleri tam olarak iyi anlayamamis. Taktiksel düzen sadece top rakipte iken degil topa sahip oldugunuzda da önemlidir. Topa sahip oldugunuzda onu/konumuzu da savunmaci bir düsünce icerisinde olmalisiniz..



Ben, 14-15 yaslarinda iken her zaman antrenörlerin ne yaptigina baktim. Benim arkadaslarim ise oyunculara.. Benim idolüm, benim "gottvater" im 1974 de Dünya ikinci ve 1988 de Avrupa Sampiyonu olan Rinus Michels idi. Bu arada her ikisini de Münih de gerceklestirdi. O burada Köln ve Leverkusen takimlarini da calistirdi.

Michels, Total futbolun mucidi olan adamdir. Sadece o daha cok savunmaci, ben daha cok hucumcuyum zira biz de total futbol oynuyoruz ve bu yüzden bu kadar basarili ve popüleriz. Bunlarin hepsi Mourinho karsisindaki Bayern icin yeterli mi bilmiyorum ama elbette ben bugün Inter'i yenecegimizi düsünüyorum.

Ama bugün o kadar cok sey var ki biz bunlari antrenörler olarak kontrol edemiyoruz.. Misal Hakemler.. Sampiyonlar Ligi yari final maci olan Barca-Inter eslesmesinde önemli rol oynadilar. Benim de bu yüzden korkularim var cunku bunlar benim kontrol edemeyecegim etkenler ve ben kontrolümün altinda olmayan her seyden korkarim..

Bu sezon Sampiyonlar Liginde Lyon,Manchester United, Fiorentina maclariyla farkli ve cok güzel bir sezon gecirdik lakin bazen sansimiz da yanimizdaydi..



Cok iyi hatirliyorum , 20 Nisan 2009'da Hollanda'da Kralice gününde Amsterdamdaki evimde Bayern yönetimi ile belirleyici olan görüsmeyi yaptik. Onlara tam olarak nasil calistigimi, neyi nasil yapacagimi anlattim ve cok etkilendiler. Lakin Bordeaux'ya karsi iki kez maglup olunca her seyin iyi olacagina dair inanclarini kaybettiler. Tartismalar basladi ve saniyorum Juventus maci onlarin tekrardan her seyin iyi olacagina dair ikna edebildigim mactir.

Juventus benim oyuncularim icin muhtesem bir rakipti cunku Almanya'da Juve cok büyük klup olarak geciyor ama benim icin pek öyle degil..

Tüm sezonun icerisinde Juventus maci kirilma noktasidir.

1995 yilinda Milan'i 1-0 yenerek Sampiyionlar Ligini Ajax ile kazandim. 1996 yilinda tekrardan finaldeydik ve rakibimiz Juve idi, aslinda maci kaybetmedik ve penaltilara kaldik ama orada penaltilar sonucu (2-4) kupayi kaybettik. Ben bunu yenilgi olarak kabul etmiyorum ve bu benim ücüncü Sampiyonlar Ligi finalim ve yine rakip bir italyan..

Eger bugün Inter karsisinda kazansak bile biz Avrupanin en iyi ikinci takimiyiz. Ben her seye ragmen Barcelona'yi Bayern Münih'in üzerinde görüyorum.

Ben bir gün bu dünyadan göcüp gittigim zaman insanlarin beni oynattigim futbol ile hatirlamasini isterim. Kötü bir oyun tarzi ile galip gelmek beni tatmin etmez.

Almanyada bir sekilde kazaninca insanlar memnun, italyada daha da beter. Ben böyle yapamam. Güzel bir sekilde paslasilmali. Biz futbolu bizi seyreden halk icin oyunuyoruz. Bir gün Bayern Münih'i terkettigim zaman futbolseverlerin beni Bayern Van Gaal yönetimi altinda cok güzel futbol oynuyordu diye hatirlamalari, kupa ile anilmaktan cok daha önemlidir benim icin.. Ben o kadar materyalist degilim..

Noordwijk'teki evimizde iki yil önce karim Truus Buddha heykeli yerlestirdi. Kapidan girdiginiz andan itibaren görebilirsiniz.. Buddha'nin ellerine karim sans getirmesi icin bir cent birakti. ne diyebilirim ki ? O orada durdugundan beri Alkmaar ile Sampiyon oldum, Bayern ile Sampiyonluk ve Kupayi kazandim, her sey birden tersine döndü. Benim batil inanclarim yoktur ki benim kadar rasyonel olup analitik düsünen bir adam icin bu mümkün degil ama belki bugün de Buddha bize yardim eder.



Benim her zaman kazanmaya karsi kaybetmekten daha buyuk sansim oldu. Ben bir "Winner" im. Portekizdeki evimizde arkadaslarla golf ya da Hollanda da kagit ya da Münih de futbol farketmez.. Bu daha cok motivasyon ile ilgili. Ben her zaman kazanmayi istiyorum.

Misal karim Truus da bu böyle degil.. Beraber tenis oynar iken o daha cok keyif icin bunu oynuyor. Netin arkasinda topdurdurmaca oynadigimiz zaman o topa dahi ulasamaz. Onun kazanmasina asla izin vermem. Cocuklarima da vermem, elbette kazanamazlar..

Kazanmak icin emek harcamalari gerekir. Eskiden tenis oynar iken bazen bir kac puan hediye ettigim olmustur ama asla bir set vermemisimdir. Bu adil degil ve egitim meselesidir. Biz kazanmak icin oynuyoruz, kaybetmek icin degil. Ben de bu sekilde yetistirildim. Ben dokuzuncu ve en genc cocuguydum ailenin.. En büyük kardesim benden 16 yas büyüktü. Onlara karsi ben her türlü sporu oynadim ve ayakta kalmak zorundaydim..

Ve ben kaybedersem kacmam, ben hicbir zaman kacmam. Bu da bir egitim..

21 Mayıs 2010

Van Gaal Konusuyor.. #2



"Bayern icin calismaya basladigim günlerde beni korkutan üc sey oldu.

Birincisi Bayern cok yasliydi. Gencler ve Tecrübeli isimlerin karisimi cok dengeli degildi. Bu yüzden biz yazin Lucio'yu sattik ve Ze Roberto ile Massima Oddo'nun sözlesmesini uzatmadik.

Ikinicisi antrenman sahasinin cimleri cok kötüydü. Haziran ayinda Münih'e geldigimde söyle bir göz attigim zaman cimlerin düz olmadigini, oyuklu oldugunu gördüm. Bu benim idmanlarim icin cok önemlidir zira yerden paslarin yerine ulasabilmesi icin gereklidir. Simdi cimler cok iyi bir seviyede cunku ben her gün sahanin farkli bir bölgesinde antrenman ettiriyorum oyunculara..

Ücüncüsü oyuncularim benim takitik konusunda söylediklerimi yasa gibi kabul ediyorlardi. Zira onlarin kazanma hirsi cok fazlaydi. Her seyi harfiyen uygulamaya cabaliyorlardi ama mac icerisinde bu sekilde belirlenmis yasalara göre hareket edemezsiniz. Ligin 8.Haftasinda evimizde oynayip da golsüz berabere kaldigimiz Köln macinda ben yöntemimi degistirip daha farkli kelimeler kullanmaya basladim ve ilk tepki de Butt'dan geldi.Butt, Oyuncularin da mac icerisinde insiyatif almalari gerektigini belirtti ve bir dahaki toplantimizda artik ben emirler yerine tavsiye seklinde belirtmeye basladim isteklerimi ve herkesin görüsünü almaya cabaladik. Bu cok cabuk bir sekilde etki etti ve hemen isler cok daha iyiye dogru gitmeye basladi..



"Ribery'e neden kirildim ?"

Ben oyuncularimla toplantilar düzenler, bir seylere karar veririm. Bu su demektir: Ben oyuncularin gitmek zorunda olduklari yönü tayin ederim. Taktik toplantilarinda ya da Antrenmanlarda bana benim belirledigim yön konusunda itiraz noktalarini belirtebilirler. Sonrasinda bunun üzerine konusup tartisabiliriz. Ve fakat oyuncularim bu zamanlarda hicbir sey söylemezse bu onlarin benim belirledigimi kabul ettigi anlamina gelir. Sonrasinda da sorun cikarirlarsa o zaman isler degisir ve ben cok hos bakmam buna..

Iste bu yüzden Ribery Agustos ayinda yönetime cikip ben 10 numarali pozisyonda degil sol kenarda oynamak istiyorum dedigi zaman beni hayal kirikligina ugratti. Direkt bana gelmesi gerekiyordu oysa.. oyunculariniz zirt pirt yönetime gidip konusabildikleri zaman antrenörlük yapmak cok zordur. Ben bunu pek saglikli bulmuyorum ama burada bu kültürün icerisinde varolan bir durum..



Tüm bu kavgalarin icerisinde Dortmund'daki 5-1 lik macta Ribery frikikten attigi gol sonrasi gelip benim boynuma atladi zira Ribery biliyordu ki Frikik atmasi icin görevlendirdiklerim arasinda onun ismi yoktu ve bu bir nevi takilmak oluyor aslinda.. Düsmanca degildi."

"..Benim icin saha ici düzen belirleyici olandir. Bu benim grup maclarinda Juventus karsisinda Robben'in erken(73.dk) cikarma nedenim ayni zamanda. Robben bana kizgindi ama ben takimi düsünmek durumundaydim.

Robben ve hatta Ribery takim icerisinde digerlerine nazaran en cok top kaybeden isimler ve onlar belirli bir istikrar icerisinde düzeni bozmadan takim oyunu oynamaya ögrenmelidirler. Onlarin gelisimi henüz bu acidan tamamlanmamistir.



11 tane Ribery ve 11 tane Robben ile Sampiyonlugu ve Kupayi kazanamazdik ve tabi ki Sampiyonlar Liginde finale de kalamazdik. Onlar benim mac icerisinde her zaman varolan hatalari not ettigimin farkina varmalidirlar. Ilk devre sonucunda yapilan hatalari kronolojik siraya göre onlara gösteriyorum ki hatalarini düzeltmeleri konusunda yardimci olsun..

Bir macin hemen sonrasinda tuttugum notlar dosya icerisinde masamda durur. Sadece maclarin degil antrenmanlarin da notlari vardir ve sadece o günün degil tüm sezonun notlari bende dosyalanmis bir sekilde durur. Öyle ki 2002 yilinin herhangi bir gününde Barcelonada aldigim nota bakabilirim. Bilgisayarla da aram iyidir ve hemen hepsinin dijital bir sekilde depolanmistir da."

"Bugün takimima baktigim zaman sezon basinda varolan düsüncelerimin cok farkli oldugunu görüyorum. Sadece Ribery'nin 10 numarali pozisyonda oynamamasi degil misal Badstuber ve Müller de benim sezon basi ilkonbirimin icerisinde yoktu. Keza Lahm'i sag degil sol bek olarak düsünmüstüm ve onun yerine sagda Lell ya da Görlitz oynayacakti.



Orta sahada Van Bommel ve Timoschuk ile beraber problem yasayayacagimin farkindaydim. Ikisi de benzer özellikleri olan oyuncular ama benim sistemimde her ikisi de oynayabilirdi. Van Bommel defansif orta saha ve merkezin saginda Timo, Solunda Schweinsteiger ve önlerinde 10 numara Ribery.. Söyledigim gibi Ribery istemedi v.s.

Ah evet forvette de Klose ve Gomez. Onlar benim icin Alman milli takiminin forvetleriydi, en azindan teoride böyleydi.

Rensing ve Butt arasinda sezon basi cok net bir secimim yoktu. Rensing sezon basi antrenmanlarda ne kadar hirsli olup bir numarayi istedigini gösterdi ve benim onu ödüllendirmem gerekiyordu. Onu bir numara yapmamin temelde nedeni budur. Ona 4 mac verdim. Lakin bu dört mac icerisinde bir takim hatalar yapti ve biz bes gol yedik. Burada Butt'a tekrardan formayi vermem gerekiyordu ama bu kararin Rensing'in cok fazla canini acitacagini bildigim icin cok zorlandim, konusma esnasinda gözlerim yasardi..

Ben, cok calisip da formayi isteyen bir oyuncuya ne zaman oynamayacagini söylemek zorunda kalsam her zaman bunun icin aglayabilirim de.. Rensing'i ilk hatasinda da kaleden alabilirdim ama sözümün arkasinda durdum ben. Hicbir zaman bir oyuncuya "Cumartesi oynayacaksin" deyip Cuma aksami hayir oynamiyorsun demedim, ben hep dürüst davrandim.."

Jose Mourinho.!!



Bobby Robson, 1992 yilinda Lizbon havaalaninda indiginde onu Sporting Lizbon yönetiminin gönderdigi bir tercüman karsilar..

"Hallo Mister, Ben Jose Mourinho. Sporting Lizbon yönetimi beni tercümaniniz olarak buraya gönderdi. Umarim sizin icin güzel bir is cikaririm"

Robson ile böyle basladi Mourinho birlikteligi.. Efsane hocanin sag kolu oldu yillar icerisinde.. Ama bana öyle geliyor ki teknik adam özelliklerinden tutun da kibirine kadar cok sey aldigi insan bu dünyada Louis Van Gaal'dir.. Ikisi o kadar cok birbirlerine benzer ki oyun icerisindeki teknik adam hamlelerinden oyun analizi esnasinda kullanilacak olan yöntemlerden mac esnasinda not tutmaya kadar tonla ayrinti söz konusu.. Bu yüzden ikisinin ayrildigi noktalar, birlestigi nokatalardan cok daha azdir aslinda ki bunun icerisine kibirleri ve basina karsi takinilan tavir da dahildir..

Yine de Cumartesi aksami birisi digerine karsi üstünlük kuracaktir. Ottmar Hitzfeld'in yanina yaklasacak ve farkli iki takimla bu yeni kurulan Sampiyonlar Ligini kazanan iki hocadan birisi olacaktir.. Van Gaal ya da Jose.. O finali saniye saniye bekliyoruz efendim.

Van Gaal'in Notlari.!



Arkadas her zaman ama her zaman merak etmisimdir ne yaziyor adam bu sahanin kenarinda ? Özellikle Van Gaal'in Barca zamani tuttugu notlari okumak icin Serdar Ortac'in yeni kasetini iki kere dinlemeye razi bir sekilde her seyimi vermeye hazirdim.. Sonunda ele gecirdim.!! Bakin neler yaziyor mus ?

Öncelikle notlari her zaman calistigi ülkenin dilinden yaziyor. Oyunculari ismi ile degil forma numarasi ile isaretliyor. Kendi takimina kirmizi ,rakip takima mavi renk kalem kullaniyor. Ve misal su resimdeki notun icerigi:

*11.!(Olic) Yine düzenin disinda kosular gerceklestiriyor. Her zaman ya bir tehtit ya da bir sans.!

* 2.Yari. 11 ve 33(Olic-Gomez) hic caba yok.!

*Oyun kurmada yine konsantrasyon hatasi 21/6 (Demichelis ve Lahm) 2x Cok büyük firsat + gol.!

*25(Müller) Yine geri dönmüyor ?

* ama 23/31/10(Pranjic/Schweinsteiger/Robben) iyi.! ileriye dogru güzel bir savunma (6 iyi/Demichelis)

*BB-(Top bizde iken) 33(Gomez) Oynamanoktasi(Burada pas seciminin güzel oldugundan bahsediyor sanirim) ve cok az top kaybi ama 2.Yari 3.bölüm BBG(Top rakipte iken)

*Topa sahip olmak - Ofsayt ????

*11(Olic) Cok az orada bulunuyor ama yine gol atti

* Savunma iyi yapildi ve pek cok güzel seyler 28(Badstuber)'den ama özellikle sag taraftan 21(Lahm)

20 Mayıs 2010

Dünya Kupasina Mal Olan Tokat.!




















Önce hakkini hukuki yollardan ariyor Kevin Prince Boateng..





Ve fakat Hakem orali olmayinca gettolarda abisinden siklikla isittigi kurali hayata geciriyor: Kendi hesabini kendin gör.!









hikaye basit ve üzerine söylenilecek cok fazla bir sey yok..

Taktiksel Acidan Mourinho'nun Inter'i.!



Spox'den Daniel Borlein cok güzel bir calismaya imza atmis. Taktiksel acidan Mourinho'nun Interini islemis. Cok keyif aldigim zaman, bir baskasi da belki ayni keyfi alir diye buraya eklemekten cekinmiyoruz bu gibi calismalari.. Elbette bu analizin icerisinde olmayan Hiddink'in Chelsea'si ile kiyas ve daha pek cok yorum/istatistik eklenmistir üzerine lakin büyük cogunlugu ceviri olan bu calisma finali size daha keyifli kilacaktir, bu yüzden buraya da aldim..

* Yerlesim

Inter sahaya Skibbe'nin Galatasarayina benzer bicimde 4-2-3-1 düzeninde yerlesir. Öndeki dörtlünün üc tanesinin(Etoo,Milito, Pandev/Balotelli) asil mevkisi forvet olsa da tek forvetli(Milito) bir sistemdir özünde. Üc forvetin birisi forvete diger ikisi ise kenarlara yerlestirilir.. Orta önde ise Sneijder. Motta'nin finalde cezali olmasini da düsünürsek arkada iki defansif orta saha olarak Cambiasso ve Stankovic.. Samuel ve Lucio stoperlerinin kenarlarina Maicon-Zanetti bekleri gelir ve cikar inter sahaya..

Iki dörtlü cizgi..



Top rakipte iken kenarlarda oyuna baslayan ve aslen forvet olan isimler yuvarlak icerisine alinmis Sneijder'i yalniz birakarak arkadaki defansif ikilinin yaninda konumlandirir kendilerini.. Dizilis 4-2-3-1'den 4-4-1-1'e kaymistir. Iki tane dörtlü savunma seti meydana cikar ki bunun babasini Hiddink'in Chelsea'si Barca'ya karsi uygulamistir ama burada durum biraz farkli. Ileride bu farki daha genis isleyecegiz..



En soldaki Pandev'in görevi diger üclüden biraz daha farklidir. Pandev, top diger tarafta oldugu vakit digerlerinin aksine topa dogru degil iki defansif orta sahasinin hemen önüne dogru yerini degistirir. Öyle konumlanir ki arkadaki defansif orta sahalarin boslugunu kapatabilecek iken ayni zamanda topu kazandiklari vakit forvete aktarilmasi esnasinda köprü islevi görür. Bu farklilik bosluklarin kapanmasi, o bölgede fazla sayida oyuncu bulundurmasi gibi artilarin yaninda takimin daha hizli hücüm yapabilmesinin sebebidir zira Inter'in en büyük gücü hazirliksiz yakaladigi rakibe hizli ve organize bir sekilde vurmaktir.

Öndeki ikili ise her ne kadar oyuna basma ve savunma konularindan feragat edilmis olsalar da rakibin oyun kurmasini engellemeleri bu konumda ev ödevleridir.

Normal kosullarda iki dörtlü setin hemen önünde ve ortada Sneijder yerlesir iken Milito ofsayta düsmeyecek sekilde en ileride bulunur. Her kim ki topu kazanir, Sneijder'a dogru oynar ve oyun onun acilimi ile ileriye dogru yönlendirilir..



Barca macinda Mourinho dehasinin bana göre en önemli göstergesi rakibin uzun toplari cok ama cok az kullanmasindan dolayi ücgeni olusturdugu bölgede rakibinden daha fazla oyuncu ile orada olabilecek taktiksel olgunlugudur. Eger ki Barcelona, dar bir alanda muhtesem top cevirip ilerliyorsa o dar alan icerisinde ondan daha fazla adam bulundurmak zorundasiniz. Resimde görüldügü üzere topun oldugu bölgenin disinda kalan Barcalilar, interli oyuncularin o bölgeye yigilmasi sonucu bos kaliyorlar ama bunun cok fazla bir önemi olmuyor. Zira topun aktif oldugu bölge icerisinde uzun toplarla alan degisimi Barca sisteminde cok fazla kullanilmiyor. Dar alandaki bu sikisiklik rakibin tempo üretmesini engelledigi gibi acik bir tehtit olusturacak düzeyde forvetin top alimi da engellenmis oluyor böylece..

Yuvarlak icerisine alinmis Lucio takimin en gerideki oyuncusu ve tüm defansi organize eden adam ya da tüm defans oyunculari ona göre kendisini konumlandiriyor. Su durumda Barca forvetine topun gecmesi mümkün degil.



Mourinho ile Hiddink farki da burada ortaya cikiyor. Hiddink'in Chelsea'si iki dörtlü savunma seti cekti ve bunlar birbirlerine oldukca yakin idi. Arada bosluk yok denecek kadar azdi.Barcelona'nin ücgen kuracagi alan neredeyse yoktu. Buna mukabil bu iki dörtlü savunmanin önündeki elli metrelik alan da Barcelona'ya tahsis edilmisti, buyrun istediginiz kadar topu burada cevirin.. Ama meziyet bu sekiz kisininkapladigi alanda o ücgenleri kurup ileriye gitmektir. Hiddink'in oldukca basarili olmus Anti-Barca taktigi buydu.. Mourinho ise ücgenlerin oldugu yerde forvetlerini dahi harekete gecirip cok daha kalabalik olmayi basararak Barca'yi etkisiz hale getirmisti. Kenara yönlendirdigi Barca'yi orada oyun kuramaz duruma getirip cokca kez uzun toplara zorunlu kilmisti rakibi.. Seyrettigim onca Barca macinin icerisinde en cok uzun topu biraz da caresizlikten Italya'daki macta kullanmistir Guardiola'nin takimi..

Gerek Hiddink ile arasindaki o muazzam fark gerekse de alisik olunmayan durum ise Inter'in iki dörtlü cizgisi arasindaki mesafenin uzunlugudur. Normal kosullar altinda takim ileriye dogru gittikce defans da arkasindan gelir ve aradaki mesafeyi kisaltir lakin bu Mourinho'nun Inter'inde tam tersi durumda.. Bunun bellli basli nedenleri mevcut. Olasi bir top kaybinda arkaya kacacak oyuncuyu kovalayacak hizda defansa sahip degiller.. Keza uzun top ile avlanma durumu da söz konusu degildir. Özellikle Samuel'in yavasligini düsündügünüz vakit bu bir önlem. Yine "bana" göre Mourinho'nun Inter'inin az gol yemesinin ve "defans" takimi olarak adlandirilmasinin da en önemli taktiksel hamlesi. Lucio, en son okudugum röportajinda "benim ileriye cikmam kesinlikle yasak, bu bir Mourinho emridir" demisti.. Ne olursa olsun defans düzeni asla ve asla bozulmayacak ölcüde disiplinli ve bir o kadar da basarili bir defansif anlayis..

*Defansif Organizasyon.!

Sadece Daniel Börlein degil hemen herkes hemfikir olsa gerek Inter Avrupanin en zor gol yiyen ekibidir. Mourinho'nun belki de antrenör olarak en iyi basardigi olgu defans.. Serie A'da 17 mac kalesinde gol görmemesi yeterince onu anlatir.

Mourinho'nun skor durumu ve rakibin gücüne göre iki farkli defansif anlayisi mevcut.

Mac berabere ya da skor dezavantajina sahip ise takim rakibi mümkün oldugunda erken karsilayip kendi kalesinin mümkün mertebe uzaginda topa yeniden sahip olmak istiyor. Bunun icin..



rakibi arkada beklemiyor.. Sneijder Milito'nun cizgisine kayip rakibin dörtlü savunmasina baski kuruyor. Burada aslinda rakibin nerede oyunu kurmasi gerekliligini Mourinho belirliyor. Milito tandeme topun geri gitmesini engeller iken Sneijder arkadaki defansif orta saha ikilisi ile birlikte merkezi güclendirip topun kenarlara akmasini istiyor. Barca karsisinda en büyük baskiyi ve en önemli avantajini kenarlarda rakibin ücgenin basarili olmasini engelleyecek adam fazlaligina ve hareketliligine sahip olarak elde etmistir.



Mourinho'nun bu defansif anlayisinin önündeki en büyük engel resimde görülen cok fazla oyuncu ile oyun kurmasina engel olmaya calismanin yaratacagi bosluktur. Barca buradan topu cikardigi andan itibaren bosluk yakalama ihtimali oldukca fazladir.. Lakin Mourinho bu riski alir iken öncelikle A planina güveniyor ve diger ihtimallere karsi da her daim bir baska plani da mevcut..



Defans ve orta saha arasindaki boslukta olusacak olan büyük tehlikeyi engellemek icin bu bölgeye rakibin forveti girdigi andan itibaren adam adama markaj uygulanir. Lucio burada misal o bölgeye giren Ibrahimovic'e kendi bölgesinin disina cikarak yaklasir..



Lucio, dörtlü defansi terkeder ve Ibrahimovic'e yapisir. Bu sadece bu bölgede iki blok arasina giren oyuncu oldugu vakit gerceklesir. Cambiaso rakip oyun kurucuyu kontrol ederken Lucio'nun gözü Ibrahimovic'in üzerindedir.



Top forvete gelir gelmez Lucio ceza sahasinin oldukca uzaginda bir yerde Ibrahimovic ile ikili mücadeleye gider, pesinden ayrilmaz.. O bosluk icerisinde dogacak olan tehlikeyi defansif düzeni bozmadan bir adamini markaja vererek atlatmak ister. Diger türlü buradaki boslugu kapama esnasinda tüm düzen alt-üst olabilir ve önde baski kurarken avantajli durum cokca zaman dezavantaja dönüsür.. Herkes, her takim ön bölgede adam fazlaligiyla basabilir ve rakibe oyun kurmada sikinti yasatabilir lakin o oyun bir sekilde kuruldugu vakit gerideki boslugu kapatmaktir asli mesele..

*Skordan memnun olduklari vakit..



En son adami ceza sahasinin hemen önünde olmak üzere net bir cizgi ceker Inter. Defansif orta sahasi hemen bunlarin önündedir ve orta saha ile arasindaki mesafe cok fazla yoktur, alan daralir. Topu 15 ile 25 metre arasinda oynanmasina izin verir. Artik Sneijder dahi defansif bir oyuncudur bu durumda. Bu yerlesim her seyden önce rakibin tempo yapmasin engeller. Öyle bir git-gel durumu olamaz.



Mourinho merkeze adamlari yigar, kenarlara göre kismen alan burada daha dardir. Ücgenleri basarisiz kilacak ölcüde adam fazlaligina ulasir. Skor memnuniyeti hali hazirda defansif orta sahayi geri cekmesi ve diger oyuncularin da defansa yakin durmasini saglar, hucum arka planda yoktur. Topun kenarlara kaymasina izin verilir zira..



Mourinho, Zanetti ve Maicon'un bire bir de üstünlügünden faydalanmak ister. Barca siklikla bu bölgede takilip kalmistir..



Burada benzer sekilde Barcelona'yi anlattigim zaman Xavi'nin yeri ve zamani geldiginde rakip defans dörtlünün dengesini bozmak icin forvete dogru kendisini kaydirdigini islemistik. Burada da bunlar cokca gerceklestirdi ama Mourinho buna karsi hazirlikliydi..



Xavi burada da geride dörtlünün dengesini/adam paylasimini bozmak üzere iceri dogru hareketleniyor..



Ve fakat cok akilli bir sekilde Cambiasso onu ceza sahasinin icerisine kadar takip ediyor ve önündeki Samuel'in kenarlardan gelecek olan tehlike karsisinda mesgul olmasina firsat vermiyor. Xavi ya da Keita bu gibi durumlarda iceriye daldigi zaman alan savunmasi geregi rakip takimin defans dörtlüsü tarafindan markaja alinir iken denge bozulur, en ufak bir adam geciminde gole yönelik cok buyuk bir avantaj saglanirdi. Barca burada kenar adamlarini islevsiz biraksa dahi bir kat daha inter defansi ile ugrasmak durumundadir.. Mourinho, sik sik alan savumasinin icerisine adam savunmasini yerlestirir. Bu da genelde rakibin planlarini bozmaya ya da kendi taktiksel kusurlarini kapatmaya yardimci oluyor.

Kilit Oyuncu: Esteban Cambiasso..

Mourinho'nun her seyi bu takimda Cambiaso'dur. Tüm defansif anlayis onun emirleriyle gerceklesir iken orta cikan bütün bosluklari doldurabilecek oyun zekasina sahiptir. Saha icerisinde rakibin hucum anlayisinin yer yer yarattigi bütün sikintilari tek basina kapatabilecek olan bu adam bu sistemin her seyidir ayni zamanda.. Misal Maicon ileriden geriye gelemedi mi ?



Cambiaso hemen onun yerini kapatir ve bir sag bek oluverip takimin defans düzeninin bozulmasina izin vermez.. Keza..



Drogba sagdan iceriye bir oyuncu kat ettirdigi vakit bunun durdurulmasi asamasinda geri dörtlünün birbirleri ile arasindaki mesafe acilir. Barca'yi isler iken cok saglam iki kenar adaminin yarattigi en büyük zorluk bazen birden fazla oyuncu ile kontrol edilmek zorunda olduklarindan dolayi defans dörtlüsünün arasini acarak dengeyi bozmasi olarak belirtmistik.. Burada da ayni sekilde defans dengesi bozuluyor..



Maicon rakibi karsilar iken Lucio destege ihtiyacinin farkinda olarak Sag bekinin biraz gerisinde konumlandirip ceza sahasinin önünü terkediyor..



Cambiasso hemen iceriye dalip olasi bir ortada golü atacak olan Drogba'nin önünü kapatabiliyor. Gerekirse stoper, gerekirse de sag bek olarak tam da takimin ihtiyaci oldugu zamanda pozisyon alabilmesi nedeniyle her türlü varyasyonu takim icerisinde olanakli kilan bir oyun zekasina sahip. Arkanizda bu zekaya sahip bir adam olmazsa hali hazirda beklerin hucuma katkisi olmaz ya da oldukca problemi olur o katki..

* Hücüm Aksyonlari..

Sistem 4-2-3-1. Kaleci ya da defans ikilisi kendi aralarinda topu güvenli bir sekilde gezdirdikten sonra top iki defansif orta sahanin birisinde kalir. Bu da topu Sneijder'e verir. Burada gerideki dörtlü defans ve onlarin önündeki ikili defansif orta sahanin görevi bitmistir arkadaslar.. Mehmet Topal'indan Baris Özbek'ine Skibbe'nin benzer sisteminde muhtesem oynayip da Rijkaard'da cuvallamasinin baslica nedeni budur. Inter'in hucum aksiyonlari normal kosullar altinda öndeki dörtlü oyuncuya eklemlenen iki bekin kotardigi eylemdir.. Nasil ? Söyle..



Milito burada sol bekinden topu almak icin kenara kayar ve topa sahip olur.. Ettoo buraya gelir ve Pandev ile beraber buradaki rakip oyunculara karsi baskiyi artirir. Rakipüc önemli forvet icin bu bölgeye yogunlasip adam fazlaligina ulasir cokca zaman.. Bu istenilendir..



Ettoo, Pandev ile beraber ileriye merkeze dogru kayar iken yaninda bir iki oyuncuyu götürür ve Milito arkasi dönük bir sekilde rakip tarafindan kontrol edilir iken nefes alip cevreyi kolacan edebilecek konuma ulasir..zira..



Asil hedef Maicon'u hucum bölgesine cekmektir. Ona boslugu yaratmak.. Bu pozisyonda Maicon ya öndeki oyunculara orta keser ya da merkeze girip farkli hucum varyasyonlarini dener.. Italyadaki Barca macinin ikinci golünde top en soldan en saga gecer iken benzer taktik uygulanmis ve sonunda gol de gelmistir..

Hucumun merkezinde genelde belirleyici paslari atmasi/hucumu yönetmesi gereken Sneijder vardir.. Pandev/Balotelli , Etoo,Milito ile beraber yer yer bekleri de iceren hucum organizasyonlarinin belirgin özelligi degisken rollerdir Mourinho'da.. Isin belki de en belirleyici özelligi hucum organizasyonlarindaki forvetlerin defans yerlesiminde oldugu kadar sabit bir görevlerinin olmamasidir. Oyuncular belirli bir plana göre set hucumlari da gerceklestirse daha cok defansin üzerine bir yogunlasma söz konusu.. Sadece bu ayrinti dahi Mourinho'nun gol atmaktan ziyade gol yememe üzerine bir oyun felsefesinin üzerinde durdugunu gösterir..

Zira Mourinho'un Inter'i yari final takimlari arasinda en az golü atan takimdir (15) ayni zamanda sürekli olarak genis alanda top rakipte iken kontraya dayali bir hucum organizsyonu gerceklestirdiklerinden dolayi en fazla ofsayta düsen takimdir da..(56). Keza rakibi durdurmak üzere mücade gücü digerlerine oranla Magath'in Schalke'si gibi oldukca sert oldugundan en fazla sari karti gören takimdir(29)

Vakit olur da Van Gaal'in takimini da incelersek aradaki benzesimleri ve farklari cok daha iyi görebiliriz.. Oyun felsefesi acisindan birbirlerine zit olsalar da Van Gaal ve Mourinho'nun birbirlerine benzer teknik adam özellikleri bir hayli fazladir. Özellikle alan daraltimi, misal kirmizi yedigi vakit forvetsiz oyuna devam ederken her iki takim da rakipten bir kisi eksik degil de fazlaymis gibi görünmesi gibi hamle benzerlikleri ya da analiz özellikleri.. Iki üst düzey teknik direktörün kapismasi olacaktir final, bu yüzden cok cok keyifli gececektir..