6 Ağustos 2011

Borussia Dortmund - HSV Hamburg 3-1



49.Sezonun açılış maçı Borussia Dortmund - Hamburg maçıydı. Çok kestirmeden Dortmund muhteşemdi.

Bu yakada değişen bir şey yok. Nuri gibi takımın oyun sistemini belirleyen çok önemli bir yıldızı kaybetmesine rağmen Jürgen Klopp takımı geçen seneye göre daha da iyi olmuş. Onları izlemek seyircilere inanırım ki inanılmaz keyif veriyor. Kaçırdıkları dahil pozisyonuna girişlerindeki otomatizasyon kadar estetik yönü ağır basan hamlelerle futbolu güzelleştiren bir takım olmuş. Harikaydılar..

Geçen sezon birinci değil ikinci değil üçüncü de değil bölgesel ligden 200 bin avro karşılığı aldığı 22 yaşındaki genç yetenek Löwe sol beke byerleştirildi Schmelzer ve Owomoyela'nın sakatlığında.. Nuri'nin bölgesine İlkay ve Barrios yerine onun yedeği Lewandowski. Bunun dışında her şey geçen senenin biraz daha iyisi..

Maçın adamı Mario Götze inanılmazdı. 1992 doğumlu yirmi yaşına basmış değil ve değeri yirmi milyon avroya yaklaşmış durumda. Sokakta oynamamasına rağmen sokak futbolcusu. Her yaş grubunda birbirlerinden farklı ona yakın farklı hocayla çalıştı. Alman eğitimi diye bir şey varsa sonuna kadar bu çocuk buradan nasiplendi. Geldiği nokta bugün milli takımda Thomas Müller'i dahi kesecek durumda.. Maça da damgasını vurdu ki inanılmazdı.

Kagawa altı ay yoktu. Sanki hiç sakatlanmamışçasına bıraktığı yerden geri döndü. Direkten dönen bir topu var ki solosu görülmeye değerdi.

Sistemi artık ezberlenildi. Önde bidik bidik oyuncular her topa saldırıp atağı hızlı bir şekilde sonlandırdıktan hemen sonra olabilecek en hızlı biçimde atağa kalkıyorlar. Kombinasyon futbolundan muhteşem örnekler sundular dün akşam.. Bazen iki bazen üç bazen beş topla rakip sahayı geçip kale önünde bittiler.. Maçın 60.dakikasında rakibinden 10 km daha fazla koşmuşlardı ki Jürgen Klopp her maç sonunda bu veriyi alır ve eğer ola ki rakipten daha az koşulmuşsa Barrios'un dediği gibi Alman hocanın bilinmedik o çirkin yüzü ortaya çıkar..



Gökhan Töre'yi ise çok beğendim ama Hamburg'un zamana ihtiyacı var.

Gökhan solak teknik, hızlı ve oyun görüşü çok iyi. Kesinlikle üst düzey yetenek. Tunay Torun'dan daha ileriye gidebilir bu sezon zira Pitroipa gibi bir yeteneğin gönderilmesinin altında yatan yetenek budur. Çok ama çok beğendim..

Hamburg sorunlu. Çok fazla oyuncu sattılar ve hemen hepsi doğru hamle iken Malaga'nın aldığı Mathijsen'in ise yeri doldurulması güç bir oyuncu Pitroipa gibi. Mancienne ve Gökhan bu boşluğu doldurabilecek kapasiteye sahip ve fakat uyum için zamana ihtiyaçları var.

Gökhan hariç ön dörtlüsünün hemen hepsinin takımdaki geleceği belirsizdi düne kadar. Petric'in kalıp kalmayacağından Guerrero'nun gidip gitmeyeceğine ve Elia'nın bugün menajerinin Juventus ile görüşme halinde olduğunun onaylanması sonucu işler zora girdi.

Dortmund gibi 4-2-3-1 deniyor Oenning.. Dortmund gibi takımı gençleştirdi ve geçen seneye oranla yaş ortalaması tam dört yaş birden düştü. Ama işte takımı sahiplenecek liderden yoksun görüntüsü vardı. Kalecisinden Ze Roberto'suna defansından forvetine kadar yenilendi ve zamana ihtiyaçları olduğu kesin. Gelecek hafta çok daha başarılı bir maç çıkaracaklarını düşünüyorum.



Burada emeği çok fazla. Buralara yansıtamadığım yeni idman metotlarını deniyor. Sürekli çalışıyor. Kafes yaptırmıştı geçenlerde. Bilmem kaç km hızla topu kafesin ortasına yerleştirdiği oyunculara yedi farklı yerden atıp düzgün bir şekilde kontrol edilmesini istiyordu en son ki bu onun farklı idman metotlarından sadece birisi. Fizik kondisyondan taktiksel çalışmalara ve yeni starların yaratımındaki yaklaşımına kadar emeği yadsınamaz. Kicker onu yılın antrenörü ödülüne layık gördü. Almanyada hayır hak etmedi diyecek tek bir futbolsever yoktur.



Maça gelirsek..

İlk on dakika Hamburg rakibini kendi taktiği ile vurmak istedi ve kısmen başarılı oldu. Önde bastılar ve kaptıkları toplarla kenarlara yayıldılar ve fakat burada Dortmund açıklarının -başta Kagawa- genç ve diri oluşları nedeniyle yardıma çabuk gelmelerinin yanı sıra Elia'nın formsuz Gökhan'ın uyumsuz olması sonucu daha fazla ilerleyemedi. Dortmund kendine gelip orta alanda baskıyı arttırıp neredeyse her rakip oyuncuya en az üç kişi basacak şekilde savunma yapıp topu kaptıklarında da iki pasla karşı kaleye ulaşmalarıyla maç koptu gitti.. Arka arkaya gelen pozisyonlar sonucunda Greusskreutz beklenilen golü buldu ki Kagawa'nın kaçırdıklarıyla beraber daha ilk yarıda farka ulaşabilirlerdi..

Mario Götze-Kagawa-İlkay gibi on numara pozisyonunda sırıtmadan oynayabilecek teknik ve yaratıcı oyuncuların olduğu yerde uyumu da eklediğinizde pozisyon üretimi olabilecek en üst seviyeye yaklaşıyor.

Hamburg transfer görüşmesi yapan ve gitti gidecek Elia'dan medet umması en az iki uyumu henüz yakalayamamış orta sahasının bu karınca sürüsü gibi saldıran ekip karşısında baş edebileceğini düşünmesi kadar anlamsızdı. Mancienne'den ziyade Götze'yi göz göre göre kaçıran Westermann'ın da formunda olmaması Dortmund'un şovuna şov kattı ki seyir zevki çok olan bir maçı geride bıraktık yeni sezonun ilk karşılaşmasında..

İki takım arasında yaş ortalamasından ilk on dakikada Hamburg'un da başarıyla gerçekleştirdiği prese kadar pek çok şey benzer olsa da temel fark birisinin diğerine göre daha fazla hareketli bir savunma yapmasıdır. Başka açıdan bakarsanız orta saha ile defansın arasının Hamburg kısmında gereğinden fazla geniş olmasına da sebebiyet vermiştir bu hareketsizlik. Kenarlarını hem savunmada hem hücumda ikili olarak kullanabilecek hıza ve kondisyona sahip olması durdurulmaz yaptı Klopp'un takımını. Dortmund beklerini de çıkararak Hamburg'un Guerrero ile birleşip üçlü orta saha oluşturarak üstünlüğü ele geçirmesine izin vermedi. İleride ve aynı zamanda geride iki merkez üç ön oyuncusu ve iki kenar beki ile her daim adam fazlalığına ulaşıp presi kırmayı bu şekilde başardı. Öyle ki bunun dezavantajı da söz konusuydu zira Löwe'nin son anda geriye bölgesine gelip engellediği bir pozisyon maçın kilit noktalarından birisiydi.. Löwe yardıma geldiğinde bek pozisyonunda ters kanada geçen Elia ile boğuşan ise Kagawaydı..

Hülasa Dortmund'un yine Barça gibi topsuz alanda yaptığı savunma ve alanı olabilecek en iyi şekilde kapatması onun futbol oynamasını bilmesi gibi futbol oynatmamasını da çok iyi bildiğinin en güzel göstergesi. Bazen en önemli özelliği de bu oluyor.

Şampiyonlar Ligi performansını merakla bekliyoruz..

5 yorum:

Adsız dedi ki...

M.Demirkol kalıbı kullanarak anlatmak gerekirse, Dortmund'un şu hali beni Manchester United'dan da, Barcelona'dan da fazla heyecanlandırıyor.

Bonservisi sudan ucuz/gencecik/takımına gönülden bağlı bu oyuncu grubunun tempoyu asla düşürmeden maçı domine eden futbolu eminim benim gibi hayatının önemli bir kısmını futbol ve futbol menajerlik oyunlarına harcamış kişileri mest ediyordur.

Gencecik ya da düşük profilli oyuncuların oynayarak parlamaları ve takımlarını tepeye taşımaları, yüksek bonservisli ve kapasitesi hep üst seviyede olan oyuncuların performansından cazip geliyor bana.

Celal Abbas dedi ki...

Dortmund ve Barca birbiri ile karşılaşırsa muhteşem olur bence çok gol izleriz.

Dortmund işi bilen büyükler karşısında zorlanır diğer takımlar başedemezler dortmundla.

sukullaci dedi ki...

İlkay heralde ileri 3'lüde oynadı bu maçta. klopp döndü heralde nuri'nin yerinde oynatmaktan. khedira'yı kesme işide yalan olur heralde öyle olursa. mesut'a yedek olur belki.

Borges dedi ki...

sukullaci: Bild artık her oyuncunn nerede gezinip nerelere koşu gerçekleştirdiğini grafiklerle anlatıyor. Ekici öndeki Greusskreutz-Kagawa-Götze üçlüsünün arkasındaki merkez ikilinin oyun kurucu ve ofansif olanıydı. Orta sahaydı.. Nuri'nin pozisyonunda oynuyordu gibi

delorean dedi ki...

Bence şu an dünyadaki en underrated stoper Mats Hummels.Bilen biliyor gerçi de. Dortmund çok iyi kaptı onu Münih'in elinden. Abi kimse doğru dürüst bahsetmiyor ama her izlediğim maçta ayrı hayran kalıyorum.Bu nasıl bir tekniktir.Her maç gol atsa vallahi şaşırmam. Zaten bu sene 10 gol hedefi koyup iddiaya girmiş.Galiba Schmelzer ile.