8 Aralık 2011

Galatasaray - Fenerbahçe 3-1



Galatasaray belki de kimsenin en ufak bir ayrıntısına itiraz edemeyeceği şekilde baskılı ve güzel futbol sonucu çok "net" bir Fenerbahçe galibiyeti elde etti. Öyle bir derbi ki saha içi ve dışı en ufak bir olay olmaması bir yana tartışılan hakem kararlarının da olmadığı güzel bir ortamda amasız bir galibiyet aldı. Maç sonrası başta Fatih Terim olmak üzere verilen güzel demeçler, rakibe saygı ve toplamda alınan derbi galibiyeti uzun yıllardır özlem duyduğu, eksikliğini çektiği bir zaferdi. Üstelik öyle bir ilk yarı oynadı ki yirmi yıldır böyle bir baskın futbolu Galatasaray'ın derbilerde gösterdiğine ben şahit olmadım. Volkan ilk yirmi dakika gününde olmasa her şey çok başka şekilde gelişebilirdi.

Maç öncesi Aykut Kocaman şaşkınlığını Lig Tv kameralarına belirtmekten çekinmiyordu. Sürpriz kadrosunu herkesin beklediği tek forvetli Riera'lı Galatasaray on birine karşı hazırlamıştı ama Terim ben dahil herkesi şaşırtmıştı. İki forvet ile sahada yer almasından ziyade pres gücü düşük Riera'dan vazgeçmesi bir yana deneyimli Ayhan yerine genç Emre Çolak'ı tercih etmesi, böyle bir Risk alması BirGün'deki yazıma kapak niteliği taşıyordu dürüst olmak gerekirse. Zira orada da belirttiğimiz gibi büyük galibiyetler,zaferler aynı oranda risklerin alındığı takdirde ancak gerçekleşebilirdi. Terim oyun içerisinde belirlediği stratejiden oyuncu seçimine kadar büyük riskler almıştır. Bugün Terim'i övenler, bu aynı isimler olası bir kötü sonuçta başta Emre Çolak ve iki forvet seçiminden dolayı yerden yere vuracaklardı. Risk budur derler ya..

Aykut Kocaman'ın çıkardığı kadronun doğruluğu belirlediği strateji oranında belirlenir. Maçın öncesinde üzerine basa basa ilk yirmi dakika yiyeceği baskıyı belirten bir teknik adamın neden o bütünlüklü savunmayı hedef almadığını anlayabilmş değilim. Takımın boyunu uzattı ki a'yı almış b'yi oynatmamışdan ziyade en büyük hatası buydu. Geride birbirlerine yakın mesafede iki set çekip en azından ilk yirmi dakika baskısı esnasından güzel kontralar düşünmesi gerekir iken tam saha başa baş ve yanlış strateji ile oynaması affedilir gibi değildi.

Galatasaray'ın gol sorunu üzerine çok fazla yazıldı ve bu hala geçerliliğini koruyor. Gollere bakarsanız ekstra Eboue performansının yanında Bilica ve Volkan Demirel hatasının yanı sıra korner.. Oysa golcü bir takım olsa ilk yarım saatte durum rahatlıkla 3-4 sıfır olabilirdi. Bu motivasyon her zaman olmayacak ve Arena dışında her şey daha başka. Dolayısla devre arası temel özelliği "skorer" olan oyuncu alması gerekir. Nereye olacağının önemi yok, "skorer" olmasıdır. Almanya'dan örnek verirsek Olic,Podolski v.s.

Emre Çolak müthiş oynadı. Elmander inanılmazdı ki maçı koparan iki golde de payı atan ve attıran olarak oldukça fazlaydı. Takım savunmasına yaptığı katkıyı da eklerseniz bence maçın adamıydı. Dahada önemlisi Melo'nun pek çok Fenerbahçe akınını başlamadan topa rakibinden önce basarak bitirmesi, oyunu teknik ve ofansif bir orta saha gibi yönlendirmesi muazzamdı.Kazım'ın savunması, Eboue'nin becerisi ile beraber stoperlere ve kalecilere iş düşmeden çektiler fişi.

Yobo'nun bu maçta dahi parlaması, Stoch'un girdikten sonra dahi performansı da Fenerbahçe adına bu olumsuz ortamda taraftarının maç sonrası iyi bir şekilde karşılaması gibi hoşlukların arasındaydı. Fatih Terim ve Aykut Kocaman'ı farklılaştıran son dönem performanslarında başarı göstermiş Emre Çolak ve Stoch tercihidir. Aykut Kocaman maça Stoch ile başlasa yenilse dahi kimse ses etmezdi, alınabilir düşük risk ve fakat Terim yanlışlıkla maçı kaybetse Emre Çolak tercihi nedeniyle çarmıha gerilirdi. Dolayısla daha büyük riski alan kazandı bir şekilde..

Toplamda bu galibiyetin lig liderliğini getirmesi filan kimsenin umrunda değil. Fenerbahçe maçları öyle bir seviyeye geldi ki işi biraz normalleştirmesi en az Şampiyonluk kadar önemliydi.. Fatih Terim gerçekten taraftarına tek bir ayrıntısına bile itiraz edilemeyecek netlikte bir Fenerbahçe galibiyeti vererek tabir-i caizse bayram yaşattı..

6 yorum:

Diego Pereira dedi ki...

90 dakikaya bakarsak kimsenin itiraz edemeyecegi ortada bu galibiyetin netligine. Ama maalesef 90 dakikaya cikarken Fenerbahce sirtinda 5 aylik 'futbol disi' bir yuku tasiyor. Bu yukun takimi sadece mental olarak degil kalite olarak yiprattigini da goz onune alirsak Galatasaray galibiyeti fazla abartmamali diye dusunuyorum. Zira Fenerbahce'nin gecen senelerden kalma pas trafigini gosterdigi cok kisa enstantanelerde bile takimin gecen seneki kalitesi olsa bu macin, Aykut Kocaman'in hatali gozuken on birine ragmen bu kadar net bitmeyecegini soyleyebiliriz diye dusunuyorum. Ancak ilerde bir kara delik arkada bir saatli bomba, santosun ekstra kalite olarak sagladigi katki olmayinca istahli olan hatalari degerlendiren ve hakikaten bir Terim takimi gibi hucumda bir anda yerlesen takim kazaniyor.

Borges dedi ki...

Capdain: İşin bu yönü tartışılmaz. Lugano-Emenike-Niang olsa ve yazdan beri yaşanılanlar olmasa her şey başka olurdu. Belki yine skor bu olurdu olmazdı başka ama daha tempolu karşılıklı ataklarıın olduğu bir başka maç.

Ama bugüne kadar oynadığı 14 lig maçında sadece bir kez yenilmiş bir Fenerbahçe vardı. Oysa Galatasaray UEFA kupalarına gider iken ne maçlar oynayıp da Fenerbahçe yine de yenmişti.

mamo chello dedi ki...

küstahlık etmem istemem ama,işin psikolojik yanı da var kanaatimce..çünkü dün akşam oynayan takımda Hakan balta ve baros haric fenerbahçenin sağladığı üstünlüğün altında ezilen topçular yoktu.ben buna da bağladım biraz..maçtan önce böyle bir ihtimali hesaba katmamıştım elbette ama,maçtan sonra böyle bir düşünce oluştu ben de..

akinao dedi ki...

Aykut Kocaman Ali Sami Yen'e gelmeden 3-4 gün önce ilk hedeflerinin yenilmemek olduğunu belirtmişti demeçlerinde; tabi böyle bir maçta da bu demeçlerden sonra defansif ve kontrollü bir kadro çıkaracağı belliydi.Bir Galatasaray'lı olarak Aykut Kocaman'ın daha cesur bir kadroyla çıkmasını beklerdim açıkçası.Bundan önceki sezonlarda oynanan derbilerde Galatasaray iyi oynuyordu hatta golü de sonuna kadar kovalıyordu ama biraz da şanssızlıkla maçı kaybediyordu olan olay bu maçta o şanssızlığın olmaması ve gerçekten çok iyi bir ilk yarı oynamasıydı.Zaten o ilk yarıdan sonra Fenerbahçe'nin sineceği belli bir olaydı.

M.Cagdas dedi ki...

Kimsenin itiraz edemeyecegi bir galibiyet derken FB'li "troll" medya mensuplarini atlamissin sanirim. Gurcan Bilgic, Ercan Saatci ve cetesi. Hakem bize vermis maci megerse. Bir de tabi mazeret hazir, sike sorusturmasi falan fistan. Hep bunlar GS'nin oyunu zaten. Neyse...

Dun maci kazandiran en buyuk faktorlerden birisi Baros ve Elmander'in savunmasiydi diye dusunuyorum. Baros cok kacirdi evet fakat orta sahada kaptigi toplar, yaptigi baski cok degerliydi.

Unknown dedi ki...

çok güzel maç oldu . ikinci yarida stochun sutu girseydi belki fb maca ortak olabilirdi . Ayrica Aykut Kocamanin Bienvenu sagda Alex false 9 taktigine hic deginmemene sasirdim