19 Şubat 2009

Bordeaux - Galatasaray: 0-0



Ortalamasi vasati asamayan bir futbol maci. Bu gibi maclarda kötü mac olmasini saglayan en önemli etken gereginden fazla yapilmis pas hatalaridir her zaman. Sadece Galatasaray takimi oldugu icin her saniyesi yine heyecan icerisinde gecti belki ama ben bekledigimden cok kötü bir mac buldum bugün. En azindan bekledigimizin disinda bir skor gelmis degil. Ne iyi-ne kötü sinifindan bir beraberlik..


Maca Skibbe ilk defa gercek anlamda bir 3-5-2 dizilisi ile sahaya cikardi takimi. Hemen tepki verdim kendi capimda ama cok garip baska bir sey daha oldu. Galatasaray beksiz oynuyor ve kanada bindirilen toplar inanilmaz tehlike yaratabilirdi ki nitekim ilk yirmi dakika icinde az biraz o tehlikeleri hissettik ve fakat gecen seksen dakika icerisinde inatla kanatlara inmek istemeyen bir Bordeaux izledik ki bana göre Bordeaux'nun etkisizliginin en önemli nedeni ortadan delme inadidir.. Mehmet-Ayhan-Baris sonrasinda Emre-Servet-Meira'yi gecmek cok kolay olmadi, zorlama bir yönlendirme ile kenar hucumlari gerceklestirir iken asil hedefi olmasi gerektigini hicbir zaman düsünmedi. Izlenilmis bir Bordeaux takimina karsi alinmis bir önemlemden ziyade daha cok zorunlulugun dogurdugu bir dizilim midir nedir bilemiyoruz..


Ilk yarinin en etkili ismi suphesiz ki her seye ragmen Milan Baros ve Kewell idi. Özellikle Nonda girdigi zaman dogan bosluk aslinda Baros'u cok daha iyi anlatiyordu bize. Arda ise bu dizilimde yapabilecegi en iyi seyi yapti,o yerden kayarak aldigi top yani unutmadigi eski bek olmasindan kelli savunmasi. Hem Kewell ve ayni sekilde Arda tipik bir 4-4-2 sisteminde cok daha verimli olurdu. Ben bu anlamda yapilan bu fanteziyi anlamakta güclük cekiyorum. 3-5-2 Gercekten güclü bir orta saha (kanatlari iki cigerli) ile baskin bir futbolu garanti edebildiginiz takdirde yediginiz ataklarin seyrekligi ölcüsünde tehlikesiz ve yararlidir belki ama bu kadar diri ve güclü bir orta saha karsisinda basa bas mücadelenin verdildigi bir noktada beklerin bölgesinin cok bos kalmasi ciddi sorun yaratabilirdi. Bordeaux'un ortalamasi, gelistirtirdigi ataklarinin mac boyunca set hucumlarla ortadan cesitli hucum varyasonlari denemekten ibaret midir degil midir, buna göre bir dizilim ile sahaya cikilmis midir bilmiyoruz ama her seye ragmen savunma bugün kusursuza yakin oynadi, gol ve fazla atak yemedigine göre takim, burada sorun yok, karsi yaka biraz sorunlu idi. Mac basinda bekledigimin tam tersi oldu, Savunma oturdu, hucum biraz da savunmadan kaynakli sorun yasadi.

Biz aslinda oyunun iki yönünü istemiyoruz. Savunmacilar var, hucumcular var. Elbette Baros'un, Lincoln'un bastigi kadar, Kewell'in önlere kadar gelip kenar savunmasi yaptigi ölcüde bir pas trafigi beklentisi olusmasi gayet dogal ve fakat Savunma futbolunun degil bir defansin dahi atarken zorlanmayacagi toplarin atilamamasi bugün Galatasaray takiminin hucumlarini baslamadan bitirdi. Bordeaux'un bencillik edip ikinci yari topu arkadasina hic vermemesi sirasinda aslinda hem Arda, hem Ayhan ve Mehmet Topal ile muhtesem kontralara cikilabilirdi.. (Sadece Nonda-Kewell ikilisi basardi bir kez.. ) Bu oyuncular bu kapilan toplari rakibe attigi vakit inanilmaz bir rakip baskisi yedi ve süre de oldukca uzundu.. Oysa Nonda'nin yaptigi gibi ileriye dogru bosluklara güzel paslarla forvetler bulusabilseydi her sey cok baska olabilirdi bu hikayede.. O paslarin gelmemesi, Bordeaux'nun yedi sekiz futbolcu ile karsilarina yedi sekiz rakibi alip inadim inat demesi, ortada diretmesi ve burada kapilan toplarin yukarida bahsedildigi gibi kullanilamamasi hem pas ayni zamanda yerlesim sorunundan hucum gelistiremedi Galatasaray.. Zira Mehmet Topal bir dönüyor, kimseyi göremiyor, iki dönüyor , yine göremiyor bari yanimdakine vereyim derken topu kaptiriyor, iki kez bu sekilde kaptirilan top, arda, ayhan yanlis paslari ve yirmi dakikaya yakin bordeaux baskisi.. Inadi diyelim.

Yanlis pas, isabetsiz pas yüzdesi cok önemlidir. Bir atak size yazilacak iken aksine karsi tarafin atagi oluveriyor. Bordeaux'un baskin oynamasi o takimin kuvvetinden, baskisindan degil cok rahat pozisyonda cok fazla pas hatasi yapilmasindan dolayidir. Bu cok önemli bir sorundur, ayaga pas olarak cikilan yolda yandaki adama pastan aciz kalirsak sorular fazlalasir, ben bu maca özel bir kusur olarak görmek istiyorum.

Toplamda her iki takim icin gecerli olan kötü futbol, isabetsiz paslar. basarisiz olmus organizasyonu inatla tekrar etmeler Bordeaux adina ve her an gol yiyecekmis hissini veren bir defans anlayisi, 3-5-2. Bu birlesimden futbol cikmadi, cok da fena olmayan bir sonuc..

Eger Skibbe, sakatlik degil de taktik acidan bir Nonda-Baros degisimi gerceklestirmis olsaydi ben de baslardim "caylaktir, sudur budur " gibi geyiklere..

Baros, her an sari kart yiyecek gibi duruyor, yönetimin futbolcuya bir sekilde hakim olmasi gerekiyor. Baska acidan bekledigimizden iyi oynayan Kewell'i zamaninda cikardi ve Sabri, kim ne derse desin, sut cekme zamanini kestiremese de vargliyla su takima güc katiyor, dalga gecilebilir, Hakan Sükür ve Servet'le de yeterince dalga gecilmistir, hatirlatilir.. Iyi oynamasa da azmi cok seyi kapatabilir . Benim futbol dünyamda motivasyon önemli bir rol oynar, Lahm'a saglam calim attirir, yanlis yaptigi zaman bir baskasi oturur aglar iken Sabri geriye dönüp o yanlisi kapatabilir.. Özellikle 3-5-2 ise Sabri belki de bu sistemin oynayabilir tek adami.. En azindan 4-4-2'de oldugu kadar o kanat acik vermis olur..

Hakem garip idi. Ama bugün sahada türk hakemi olsaydi 4 tane kirmizi kart vardi. Lincoln düstü, kart, yine hizli kullanilan bir serbest vurusta kart ve daha nice kurallar ve kartlar.. Alkisladi kart.. kurt diye giderdi Galatasaray.. Ki ben bugün icin bir kac düsüsünü baz alarak söylüyorum ki gercekten haketmisti sariyi.. dur biraz ayakta ki biz de duralim..

Ne olursa olsun avantajli bir skordur nazarimda, her sey en azindan Galatasarayin kendi evinde bir galibiyetine bakar..

Hiç yorum yok: