30 Kasım 2009

Kaiser Portresi.!



Bir Beckenbauer portresi mümkün müdür su format icerisinde ? Onun yasaminin sadece kalin cizgileri dahi bir kitabin icerigini olusturmak icin yeterlidir. Alman futbolunun tartismasiz uluslararasi arenadaki en büyük ismidir. Koca yüzyila damgasini vurmustur her sekilde. Bizim burada yaptigimiz isin biraz da kaba hatlarindan kucuk bir portre cikartmak. O artik 1964'de basladigi Bayern servüvenini resmi olarak sona erdirmistir. Bizden de ona kucuk bir veda olsun bu. Sunu bastan belirtmeliyim ki hakkinda bundan fazlasi eksik kalmistir ama elden gelen budur ancak..


*dogdugu evi gösterir iken

Franz Anton Beckenbauer 11 Eylül 1945 tarihinde benim iki yil boyunca oturdugum Münih'in dogusunda yer alan dönemin daha cok isci kesiminin yer aldigi Giesing bölgesinde olan su yukaridaki resimde gösterdigi evde dünyaya gözlerini acmistir. Futbola 8 yasinda baslamistir baslamasina ama Posta iscisi olan babasi onun futbol oynamasina karsidir. Fritz Walter'i örnek gösterip biraktiktan sonra ne yapacaksin derken futbolculari kücümseyen bir zihniyete sahiptir. "Futboldan kazandiklarimla gecinirim" dedigi vakit babasi futbolcularin o kadar akilli hareket edemeyecegini dile getirip savasi sürdüre dursun o tüm bunlara ragmen 8 yasinda kapisindan iceri girdigi SC 1906 takiminda futbolu ögrenmeye baslar.. 13 yasinda iken o dönemin en büyügü olan 1860 Münih'e gecis yapmak icin tüm planlarini yapmis ve artik beklemektedir ve fakat bu bekleme asamasinda MSC formasiyla 1860'a karsi oynanilan bir macta rakip takimin oyuncularindan Erhart Hofeditz ile dalasir ve hatta Hofeditz gelecegin Kaiser'ine bu kavga icerisinde bir de tokat atinca Beckenbauer planlarinda degisiklige gider. Hedefi o dönemin en güclü,popüler takimi 1860 Munih yerine Bayern Münih olur ve sadece bir yil sonra 1958 yilinda popülaritesi cok da olmayan Bayern Münih'n kapisindan iceri girer. Bunlar cok önemli detaylardir misal Hoeness'in top kosturdugu son takimi olan Nürnberg hala daha sunu sorar kendisine: Ya Hoeness bizim menajerimiz olsaydi bugün nerede olurduk ? (ihtimali vardi da )Ya o kavga olmasaydi bugün her sey nasil gelisirdi ? Velhasil Bayern Munih macerasi onun icin 1958 yilinda baslar..


Beckenbauer'in o dönem bölgesel ligde (o zaman ikinci büyük lig yani bir bakima ikinci Bundesliga) yer alan Bayern Münih ile olan 1964 yilinda oynanilan ilk resmi maci St.pauli karsisinda gerceklesir. Imparator olacak adam ilk macindan belli olur. Bayern St.Pauli'yi 4-0 ile gecer iken henüz 20 yasinda bile olmayan Franz sol kanadi parselledigi ilk macinda ilk resmi golünü de atar. Akabinde o sezon bütün maclarda bazen sol tarafa cokca zaman defansif orta saha görevlerinde bulunarak oynar. 5'i penaltidan olmak üzere 16 gol atar.. Sepp Meier ve Gerd Müller ile beraber takimi birinci lige cikaran konumu yani birinciligi elde ederler.. O sene icerisinde genc milli takim icin 3 kez ter döker ve belki de dünyada esi benzeri az bulunan futbol hayatina tam anlamiyla da baslamis olacaktir zira 1965 yilinda Bayern birinci Bundesligaya Kaiser-Müller-Meier üclüsüyle adimini atar..



Ve fakat bu genc milli takim dönemlerinde ufak bir sorun ile basbasa kalir. Franz'in o dönemki kizarkadasi Ingrid'den evlilik disi bir oglu dünyaya gelir. Alman fedarasyonu onu evlilige zorlar yoksa takimdan cikarilmasi gündemdedir. O ise futbol hayatindaki karakteri olan inatciligini devreye sokar ve evlenmeyecegini dile getirip kucuk capta bir isyana sebep olur. Hocasi Cramer kamplarda filan ayni odada kalmalari kosuluyla bu krizi iyi yönetir ve fedarasyon ile aralarini bu sekilde yapar.. Oglu Thomas'i dahi bir kac yil sonra sahiplenen Beckenbauer ilk evliligini ileride göreceginiz Brigitte ile 1966 yilinda gerceklestirecektir.. Ve fakat futbol öyle bir yer kaplayacaktir ki hayatinda ne ilk cocuguna ne de sonradan olacak olan evlatlarina zaman ayiramayacaktir. Bugün aylar yillar sonra cocuklarina daha fazla zaman ayirabilmek icin 64 yasinda Bayerni resmi olarak birakacaktir baska acidan.. "Zeit für Kindern" diyecektir kendisine israr edenlere..


*Boby Charlton -Beckenbauer

1965 yilinda baslar her sey.. O sene 33 macta forma giyer iken 4 gol atmasinin yani sira ilk milli macina cikar isvec milli takimina karsi. 13 yasinda bir derbi macinda cikan kavgada tokat yedigini söyler iken baska bir ayrinti onun o mac icerisinde forvet oynamis olmasidir. Kendisini tutan oyuncuyu sinirlendirecek kadar aslinda yeteneklidir o bölgede. Ne kadar dogru oldugunu bilemedigim istatistik der ki ayaginda en cok top tutan oyuncu dünyada Beckenbauer'dir. Eski maclari bazen doksan dakika seyrettigim icin kendimce ekleyebilirim ki bunun belli basli nedenleri vardir. Öncelikle Beckenbauer kendisini tutan oyuncuyu gecebilecek yetkinlige/teknige sahiptir. Akabinde dünya futbol piyasasina kendisini sundugu ilk dünya kupasi olan 1966 yilinda beton/sürgü savunma modelini hemen her takim uyguluyordur, defansif model revacta iken adam adama savunma da keza bu savunma modelinin ve o dönemlerin önemli ayrintisidir. Kendi adamini gecen Beckenbauer metrelerce topu sürmesine ragmen kendisine yaklasan oyuncunun olmamasi ya da onu da ekarte edebilmesi nedeniyle "cagdas/ofansif libero" gibi cok baska bir futbol karakterini yaratmistir.. Özellikle dönemin istisnasi total futbol ile 74'de alan savunmasi sonucu bu boslugu Hollanda karsisinda bulamamasinin sikintisini sik sik dile getirmistir.. Velhasil son derece ofansif bir defans oyuncusu konumundadir ve öyle ki 1966 Dünya kupasinda defansif orta saha olarak oynasa da gol kralliginda ücüncü siraya yerlesir. Öyle etkilidir ki final macinda ingilizlerin efsanesine adim attirmama görevi verilirken tuttugu forvet oyuncusu Bobby Charlton'in da görevi de onu tutmaktir. Ikisi birbirini tutarak etkisizlestirmislerdir ve o tartismali gollerin yasandigi müthis finali ingiltereye karsi kaybetse de 21 yasinda tüm dünyaya varligini hissetirmistir alti macin altisinda da oynayarak.. Beckenbauer 40 yil sonra untuamadigi ya da hazmedemedigi mac olarak tekrardan buraya dönecektir. Charlton'un kendisinden daha iyi oynadigini kabul eder iken tartismali golün gecerli bir gol olmadigini ama öyle olmasaydi da ingilizlerin o gün sonucta bir sekilde kazanacagini söyler.. ilerleyen zaman icerisinde milli takimda da Libero oynayarak farkli yani "cagdas libero" kavramini yaratacaktir.. Döneme damgasini vurmustur zira iki uyari almasina(sari kart filan yoktu o dönem ) ve aslinda finalde oynamamasi gerekir iken bunlar FIFA tarafindan hasir alti edilip en iyi oyuncularin oynamasi görüsü nedeniyle final macinda oynayabilmistir.


*1967 Avrupa kupasi finalinden

1966'da Bayern, finalinde gol atma basarisini da gösterdigi DFB kupasini kazanir ve ayni zamanda o yil Almanyada yilin futbolcusu secilir. 1967 yilinda ise Avrupa Kupa Galipleri kupasini alir. Bir sene önce bunu basarmis olan Dortmund'un ardindan ikinci Bati Almanya takimidir Bayern. Bunun disinda hem Beckenbauer hem de Bayern icin oldukca kötü bir sezon olarak tarihe gecmistir. Gerek ligi besinci bitirmesi gerekse de ikinci lig takimina kupada yari finalde elenmesi ve hatta milli takimin italyada yapilacak olan Avrupa Sampiyonasina katilim gösterememesi gibi basarisiz sonuclar üst üste gelmistir lakin bu daha cok tam anlamiyla firtina öncesi sessizliktir. Beckenbauer bu sessizligi farkli sekilde bozmak ister ayni zamanda..



Sarki söyler.. Futbolun yani sira müzige de el atar Kaiser. Ilk single'ini cikartir bu dönemin icerisinde. "iyi arkadaslari kimse ayiramaz" parcasi cok tutulmasa da listelerde 31.siraya kadar ciktigi görülmüstür. ilginctir kimilerinin agzina sakiz olmustur bu nerden baksan dinlenilmesi cok da mümkün olmayan sarki.. Arkasindan bir single daha cikar ama ilki kadar dahi etki birakmaz.. Neyse ki futbolu iyi oynuyordu da isin bu alanina girmedi fazla..



37 yil sonra gelen sampiyonluk.. Beckenbauer bu takimin kapisindan iceri girdiginde Bayern Münih bölgesel ligde yer alir iken tarihinde ise bir sampiyonlugu bulunuyordu 1932 senesinde kazandigi. Ve yaklasik 37 sene sonrasi ikinci Sampiyonluga Beckenbauer-Müller-Maier'li kadro ile ulasiyordu. DFB kupasini da alarak O dönem sadece Schalke'nin 1937 yilinda yaptigini ikinci kez tekrarliyordu: Duble.. Bu zaman Franz Beckenbauer tam olarak orta sahadan libero pozisyonuna geciyordu artik. Özellikle topla beraber yaptigi uzun cikislari sonrasi Müller ile girdigi verkaclarin verimliligiyle dikkat ceker iken oyunun yönünü degistiren isabetli uzun paslarini da yildizini fazlasiyla parlatiyordu..



Kaiser'in ilk karisi Brigitte ve cocuklariyla 1969 yilinda cekilmis bir ev hali fotosu. 1966'de evlenmistir Franz.. Kaiser yani Imparator lakabinin nerden geldigi ile ilgili pek cok dedikodu vardir. Beckenbauer'in anlattigi sudur: Viyanadaki bir dostluk maci sonrasi Avusturya imparatoru Franz'in heykelinin yaninda cekilmis bir fotograf sonrasi "Ben ve kaiser ehehe" geyiginden sonra böyle bir lakap takilmistir lakin Welt Am Sonntag muhabiri buna kafayi takmis ve böyle olmadigini belirtmis.. Söyle ki böyle bir resim vardir lakin o fotografin cekilis tarihi Welt muhabiri Patrick Krull'a göre 3 Agustos 1971. Oysa Bayernin Kaiser'i Franz diye Bild 37 yil sonra gelen sampiyonluk sonrasi 1969 sezon sonunda manset atmistir zira Müller filan cosar iken Kaiser ücüncü kez üst üste gazetenin tüm bundesliga oyunculari arasindaki en iyi not ortalamasina sahip olmustur. Bu lakabin tutmasinin bir baska nedeni de sampiyonlugun ardindan onyanilan kupa finalinde Schalke'li oyuncu Libuda'ya yaptigi bir faul sonrasi tüm stat tarafindan her topu aldiginda yuhalanmasina verdigi tepkidir. Simdi Libuda'nin lakabi "Westfallen'in Krali"dir. Beckenbauer ise sucluluk hissiyle yuhalanma sonrasi iceriye dogru yönelecegine aksine tam seyirciye yakin oldugu bölgelerde topla bulusup bunlardan birisinde de bir kösede yaklasik 40 saniye yuhalanmasina aldirmadan topu sag ayagindan sol ayagina, kafasina götürüp mini bir show yapar.. Iste bu Kral'in oldugu yerde Imparator'un dogusudur ve Bild'in attigi manseti tüm ülke capinda yayginlastirir zira mac sonrasi bes-alti gazete artik "Kaiser Franz" baslikliklari atmistir..


1970 Dünya Kupasi önemlidir.. Bir önceki dünya kupasinin aksine 4-2-4'ün tavan yaptigi ve ofansif futbolun ayyuka ciktigi zaman dilimleri.. Müthis maclar vardir ama Italya maci baskadir. Kaiser, henüz milli takimda o cok sevdigi Libero pozisyonunda oynayamiyordur zira Heinz Schellinger vardir onun yerinde.. Almanlar kendisinden beklenilenin fazlasini gerceklestirmistir bu Dünya kupasinda. Ceyrek final macinda 2-0 geriden gelip ingilizleri elemesi bir yana unutulmaz bir yari final macina cikmislardir italya ile.. Pek cok otorite tarafindan bu mac gecen yüzyilin macidir ki isteyen yutup da macin tamamini benim gibi bir sekilde seyredebilir 1-1'lik esitlik sonucu uzatmaya giden macin uzatma dakikalarinda 5 gol daha olur ve italya maci 4-3 kazanip Brezilya ile final oynamaya hak kazanir. Lakin bu mac almanlara bir kahraman cikarir: Franz Beckenbauer.. Resimde görüldügü haliyle omzu cikik bir sekilde oynamak durumunda kalir ve ücüncülük macina cikamaz. Bu belki pek cok oyuncunun saha icerisinde yaptigi cesitli fedakarliklarin bir cesitidir lakin Beckenbauer'in bu konumu icin biraz da önemli bir yeri vardir su macin ve yaptigi "görülebilir" fedakarliginin.. Oysa pek cok insan hasta hasta ya da sakat sakat maca cikmistir ve aslinda cok daha büyük fedakarliklar yapmislardir ama bu görüntü herkesin algilayabilecegi bir kendinden ulusun/takimin icin vazgecme eyleminin kolayca algilanabilir yansimasidir. Bülent Korkmaz icin de benzer seyler söylenilebilir. Misal ben inanirim ki dönem icerisinde cok oyuncu cok daha büyük fedakarliklar yapmistir ama akillarda kalanlar bellidir. Hoeness filan ayaga kalkamayacak seviyede hasta iken cikmistir final macinda 74'de..



Haliyle 1970 Dünya kupasi sonrasi karisi Brigitte ile bu sekilde karsilaniyor.. Brigitte ile 1966'da evleniyor ve kagit üzerinde bu evlilik 1990'a kadar sürüyor lakin Amerika'ya gitmeden önce hemen ayriliyorlar ve Amerika macerasindan 1988'e kadar olan bölümde Diane Sandmann ile beraber oluyor imparator.. Brigitte ile olan evliliginden iki oglu oluyor ve yukarilarda bir yerde aile resminin icerisinde olan ücüncü oglu ise bahsettigimiz ilk evlilik disi cocugu ve Briggitte onu da ayirmiyor digerlerinden.. Üc tane erkek evlat lakin sadece birisi tam anlamiyla profesyonel futbola el atiyor.. O da bayernin alt takimlarindan sonra 1860 ve ikinci Bundesliga der iken genc takim antrenörlügü mesleginin zirvesi oluyor.. 1968 dogumlu Stephan Beckenbaeuer.



Robert Schwan onun her seyiydi. Almanyanin ilk profesyonel menajeridir ve kisaca 2002'de bu dünyadan ayrilan bu adam Beckenbauer'in bugünkü konumunun baslica nedeni olarak görülüyor. Onun pazarlama stratejisi sonucu böyle bir kariyer elde edilmistir ki özellikle milli takim teknik direktörlügüne gecisi konusunda yapilan tezgahlarda oynadigi rol cok konusulmustu. Isinde ehil ve gercekten de onun varligi imparatorlugu dogurmustur. Beckenbauer'in bu hayatta en cok önem verdigi isim desek yanilmis olmayiz sanirim.. Her sey onun planlarina ve stratejileri sonucu gelismitir.. Amerikaya gidisinden diplomasi olmadan Almanya milli takim teknik direktörlügüne gecisine kadar ince ayarlar cekmistir Kaiser'in yasamina.. 2002'deki ölümüne inanirim ki babasindan fazla üzülmüstür..



Reklamlarin kralidir Franz.. Knorr corba reklamlari ile baslamis ve o dönem icin oldukca yüksek bir miktar olan 12 bin mark almistir. Bu corba reklami milli takim antrenörlügüne adim atildiginda Uli Stein'in o meshur göndermesine -Suppenkasper- konu olacaktir ve fakat corba midir tek ? Bu resimde Hairmatic ile devam eden bir reklam manyakligi söz konusu ki temelinde imparatorun paraya olan düskünlügü yatar. Biralar, o2'lar, onlar bunlar oy oy milyon tane ki reklam ici sözleri kimi zaman alman halki tarafindan günlük hayatin icerisine sokulmustur siklikla.. Bu cok konusulmustur ve para icin abuk subuk seyler de gerceklestirmistir. Misal milli takim primlerinin artisi icin takimda isyan baslatmis, acik acik pazarliga oturmustur milli takim yetkilileriyle.. Almanyadan Amerikaya gecisinin temelinde de vergi konusunda yasadigi sikinti vardir. Beckenbauer Almanya'yi devlet ile yasadigi vergi sorunu nedeniyle terketmistir. Vergi oranin fazlaligi vesaire ki bugün hala Almanyada degil ikametgahi Amerika dönüs tarihi 1982'den bu yana Avusturyadadir. Bu onu devlet ile karsi karsiya getirmistir ki son derece muhafazakar ve devletci bir anlayisa sahiptir aslinda.. Düsünebiliyor musunuz gerek milli takim teknik direktörlügü gerekse de Hamburg'da futbolcu olarak meslek sahibi olmasina ragmen Almanyada oturmuyor görüntüsüne sahip idi.. Maliye bakanlari ile bu yüzden siki atismalari vardir Kaiser'in.. Ama para cok sey demektir Franz icin. bugün dahi Avusturaya'da yasiyor görünüyor daha farkli bir sekilde vergilendirilmek istendigi icin.. Bu pek cok "zengin" ünlünün sik sik basvurdugu bir yöntemdir. Boris Becker(Monaco) ve Schumacher de benzer yollari denemistir.Lakin kural alti aydan fazla Almanyada yasamamak ve Boris bu kurali bir gün nedeniyle kacirir ve türlü türlü sorunlarla ugrasir. Avusturya ise Münihin dibidir, alti ayda bir 100 km bile yapmadan rahatlikla Münihde yasaminizi devam ettirebilirsiniz..



71'de Bayern'e yeni yeni isimler gelir ileride efsane olacak.. Bunlarin basinda Hoeness ve Breitner gelir. Hoeness ile bugün baslayan birliktelik Bayern catisi altinda bugüne kadar devam edecektir. Ikisinin varligi ve birlikteligi Bayernin bugünlere gelmesinin en önemli nedenidir. Simdi benim sik sik kendi arkadas grubumla tartistigim bir konudur Beckenbauer-Hoeness birlikteligi. Ben bayernin bugünkü konumunda birincil etkenin Hoeness oldugunu düsünürüm. Bugün Hoeness baskan olmasina ragmen Beckenbauer gibi geri cekilemez.. Zira BAyern onun iliskileri sayesinde atilan dev adimlarla büyüyor.. 200 milyonluk anlasma yapmistir Audi ile.. Bu bugünün anlasmasidir lakin gecmiste özellikle Hoeness'in karisindan ayri kaldigi bir dönem icerisinde Adidas'in kurucusu Dassler ile olan yakin iliskisi sonucu kazandirdiklari ve daha ötesi.. Breitner'i futbolcu iken tekrardan takima getiren hoeness'dir. Bizzat henüz daha menajer degil iken memleketinden ekstradan sponsor bulup bu fazlaligi da Breitner'in bonservisine ödenmesini ister.. Ki Neudecker en buyuk hatam buydu der zira o Breitner devirecektir baskani ve teknik adami sonrasinda.. Velhasil basari konusu bir yana gelisim icin gerekli olan atilimlar hep Hoeness'den gelmistir yoksa basari Gladbach'da da vardi ya da Hamburg da keza ayni sekilde. Fark, Hoeness'dir.. Ki Bayern büyümeye daha cok Beckenbauer'in Amerikaya gidip dönüsünde de Hambug formasi giydigi zamanlara tekabül eder. Sonrasi Bayern yerine milli takim ile devam eder Beckenbauer ama Hoeness bugüne kadar cocugu gibi sever Bayerni.. Velhasil ekonomik gelisim öncesi sportif basari gerekir ve elbette müthis Bayern döneminin de baslangicidir 70 sonrasi Beckenbauer liderliginde gecirilen bu dönem..



1971'de DFB kupasini alir lakin Sampiyonlugu da Netzer'li Gladbach'a kaptirir.. 1972-73-74 yillari arasinda Almanyada ilk defa olarak üc kez üst üste sampiyon olur Kaiser'li,Hoeness'li,Müller'li,Breitner'li kadro.. Toplamda 1974 yili Kaiser'in belki de en basarili oldugu yildir. Sonunda Dünya kupasini da kaldiracaktir.. Diger acidan 74-75-76 da ise üc kez üst üste Sampiyon Klupler Kupasini alacaklardir. 76'da Kitalararasi kupa da eklenince Kaiser ve Bayern Münih her bakimdan tavan yapmistir sportif basari acisindan..


*1975 yilinda kazanilan sampiyon klupler kupasi sonrasi

Tüm bu basarilar elbette en cok da takimin liderini ve kaptanini yukariya dogru tirmandirir. O lider özelliklidir, inanilmaz inatcidir. Dönemin lider oyuncu profili ile bire bir örtüsür. Takim icerisinde futbol acisindan bakarsak eger defansi toplar, kimin nereye ve nasil oynamasi konusunda yönetir ve bu acidan yetkinligi de tartisilmazdir ki ayni zamanda hucumu da organize eder.. Diger acidan kimin transfer edilecegi ve hatta milli takima kimin alinmasi konusunda dahi belirleyici konumundadir. Bunlarla ilgili detaylar cok fazladir ve Bayerndeki arkadaslarini kayirir. Bu kayirma olayi öyledir ki bugün bile pesini birakmaz. Pek cok oyuncu röportajinda Beckenbauer istemedigi icin milli kariyerim olmadigi cümlesi gayet siradan bir cümle olarak yer almistir. Simdi 2006 dünya kupasini Almanyada oynatmak icin varini yogunu ortaya koymus ve deyim yerindeyse bunu tek basina tüm dünyayi gezerek basarmistir. ve fakat arkadaslar pek cok insan der ki Olimpiyat stadindan kurtulup Bayern icin yeni bir stat yaptirmak icin bunu basardi derler.. Yani Almanyayi mi Bayerni mi daha cok seviyor sorusunun cevabini kimse bilmez.. Ayni seyler Hoeness icin de gecerlidir ve futbolcu olarak örnegi de Mehmet Scholl'dür. Bunlar bayernli olarak adlandirir iken bayern adina gerekirse ülkenin zararina da olsa sinir tanimaz eylemlerinde.. Scholl Bayern de sakatlanirim diye milli takima gitmeyen adamdir..



Ilk kez 1971 yilinda 72 Avrupa Sampiyonasi grup eleme macinda istanbulda Türk Milli takimina karsi kaptan olarak cikar imparator. Simdi aslinda sira söyledir. Takimin kaptani süphesiz Hamburg efsanesi Uwe Seeler'dir. Futbolu biraktiktan sonra aslinda sira Wolfgang Overath'dadir. 71 de Overath olmadigi icin kisa dönem bir kaptanlik dönemi olsa da Overath'in sonrasinda yine sakatlik sonrasi yoklugunda bir kez daha 1972'de koluna bandi takar ve milli takim kariyerinin sonuna kadar da cikarmaz kolundan o bandi.. Özellikle 1974 dünya kupasi ve Libero olarak takimin kaptani seklindeki görüntüsü onun futbol yasantisinin zirvesini olusturur.. Hem ligde hem de dünya kupasinda olabilecek her seyin en iyisine sahip olmustur..



Eh bazen isler istedigi gibi gitmez. Bir macta iki gol birden atar kendi kalesine ve sonraki macta rakip takimin tehlikeli forvetinin kendisine sorulmasini firsat bilen Sepp Meier Franz'in tüm zamanlarin en cok ücüncü ismi olacak sekilde kendi kalesine gol atmasi sonucu ekler:

"peki Franz'i kim tutacak ?"




1972'nin Beckenbauer acisindan önemli ayrintisi artik o milli takimin da liberosu ve hatta cok seyi olmustur. 72 Avrupa Sampiyonlugu, 74 Dünya Kupasi Sampiyonlugu gelir ki pek coklari bunu Beckenbauer'in liberoya gecisine baglar.. Turnuvanin degil Avrupanin en iyi oyuncusu secilir. Müller'in 70 de basardigini tekrarlar.. Aslen ortada bir Beckenbauer önderliginde Bayern Münih firtinasi esmektedir. Sampiyon klupler kupasini üc kez üst üste almasindan Avrupa ve Dünya Sampiyonu olmasina kadar her yere damgasini vurmustur ki 76 da kitalararasi kupayi da alinca daha neyi basarabilir ki bir takimin oyunculari ? 1973 yilinda Stuttgart'da oynanilan ispanya maciyla 73.kez milli formayi giyer iken dönemin en cok milli formayi giyme rekorunu da kirmis olur henüz 30 yasina dahi basmadan..



Gerd Müller.. Sepp Maier.. Franz Beckenbauer.. Bu üclünün misal Hoeness ve Breitner'dan farki bölgesel ligden bu yana beraber olmalaridir. Meier'in hikayesi zaten ilginctir. Zorunluluktan dolayi oyuncu olarak basladigi mac icerisinde kaleye gecip 12 gol yedigi bir macta Bayernin ilgisini ceker.. Müller'i ise bizim Hakan Sükür gibi ismini cikarip herhangi bir takima gönderseniz yedek takima bile koyulmaz belki ama zaman ve istatistik onun ne oldugunu size gösterir. Dönemin futbol mentalitesi onu anlayacak kivamda degildi ama gelin görün ki golleri kesinlikle her seyi anlatiyor. Anlatmak istedigim sudur: Cok da bilincli olmayan ve bölgesel ligin seyircisi dahi olmayan takiminin üc tane rastgele bir araya gelmis adamlari tüm dünyaya meydan okudular, klup ve milli takim düzeyinde kazanmadik ne bir kupa ne de bir basari kaldi ortada..



Ve imparator Bayern macerasinin futbolcu kariyeri acisindan sonuna gelir.. 1977 yilinda Bayern'e veda eder Kaiser.. Bunun belli basli iki nedeni vardir. Evliliginin fotografci Diana Sandmann ile yasadigi iliskinin Bild tarafindan ortaya cikarilmasi sonucu catirdamasi ve vergi sorunlari nedeniyle alman devleti ile yasadigi özel sorunlar.. Bunun üzerine Amerika'nin Cosmos New York takimi ilgi alaka gösterince Amerika'nin yolunu Pele'nin yanina dogru tutar.. Sorun sudur ki o dönem varolan yazili olmayan kural der ki parasini yurt disinda kazanan hicbir futbolcu milli takima cagrilamaz.. Netzer'le bu biraz delinmis olsa da aslen gecerligini yavas yavas yitiren bu kural degil Amerika Liginin kayda deger bir görüntüsü olmamasidir onun milli takim macerasini beklenilenden biraz daha erken bitiren..



Beckenbauer icin de en azindan bir kereligine de olsa delinmistir. 1977 yilinda 103.kez milli formayi son kez giydiginde o Amerikada top kosturuyordu. En cok milli formayi giyen oyuncu olarak 1993'e kadar rekoru kirilamamistir. (loddar kirar bu rekoru) Dönemin kosullarini düsünürsek eger yilda aldigi 1 milyon dolar para oldukca fazladir. Cok fazladir ama bunu haketmistir geride biraktigi yillar icerisinde. Burada rahata ve huzura kavusmustur imparator.. 1977-78 ve 1980 olmak üzere dört yilin ücünde takimi sampiyon olur iken 105 macta 15 gol atiyordu yeni takiminda.. Maclarini yaklasik diger uzak ülkelere gidenlerin aksine 60 bin kisi önünde oynar..


*saginda annesi, solunda sevgilisi ve teyzesi

En cok da o Amerika macerasinin sundugu sokaklarinda siradan bir insan gibi dolasabilme özgürlügünü sevmistir. Hali hazirda yeni sevgilisi ile yeni bir baslangic yapmak icin de buraya gelmistir.

Bütüne baktiginiz vakit neyi yasamamistir diye kendinize soruyorsunuz.. Avrupa Sampiyonlugundan Dünya kupasini kaptan olarak kaldirma basarisina ve klupler bazindaki her türlü kupaya kadar.. Bir insanoglu her seyi basarabilir mi ? Franz Beckenbauer hem oyuncu hem de teknik adam olarak her seyi basarmistir.. Kiyasa girdikleri sadece bir yerde bir ayrinti üzerinden onun önüne gecse de total da onun basarisina kimse yaklasamamistir.. Pele ile beraber oynamanin yani sira...



Maradona ile dahi bir karede yer alabilme sansina sahip olmustur. Bu dünyada futbol adina ne yasanmasi gerekiyorsa her seyi yasamistir. futbolcu, teknik adam ya da yönetici olarak..



1982 yilinda Almanya'ya geri döner. Vergi sorununu da önceden belirttigimiz üzere Avusturya'da ikamet ediyor olarak kendisini göstererek halleder. Herkes Bayern'e dönecegini düsünür iken o Bayernin en önemli rakibi ve hatta düsman klup Hamburg'a imzayi atar. Zira 1979 yilinda Bayern icerisinde Beckenbauer'in cok da tasvip etmedigi bir darbe gerceklesir. Sevdigi baskan Breitner liderliginde devrilmistir ve istenmeyen olaylar gelismistir dogup büyüyüp imparator oldugu klubünde..



Hamburg'a gelir ve 5.Bundesliga sampiyonluguna ulasir Kaiser.. Sakatliklardan dolayi baya bi ceker ve futbolu birakir.. Birakma kararinin ardindan Cosmos'un israrlari sonucu 38 yasinda 3 ayligina Amerikada kisa bir comeback yapar ve sonra tam anlamiyla futbola veda eder.



Antrenörlük kismi da en az futbol yasami kadar basarilarla doludur. Toplamda oynadigi finallerin haddi hesabi yoktur ve insan soruyor, nasil dayanir insanin bünyesi tüm bu yasanilanlara ? Kac kisi vardir bu kadar cok finali yasamina sigdirmis olsun ? 66'da baslayan yari-final, final maclari aslinda bugüne kadar devam eder.. Ister oyunun icerisinde oyuncu olarak isterse de teknik adam olarak ya da yönetici.. 72, 74 .. 84-86-88-90 ya da Bayernin 1999-2001 finalleri.. Hepsinin icerisindedir.

Karakter bir acidan budur. Bu baskilara karsi gelebilecek olan yildizliga soyunsun derim ben. Cok yeteneginiz olabilir, cok üstün niteliklerle donatilmis da olabilirsiniz lakin böyle bir karaktere sahip degilseniz hic girismeyin bu ise. Aaa bak elbisemi konu ediyor ühühü demeyeceksiniz.. Tüm dünyanin gözleri önünde olmayi, tüm bu baskilara karsi durup icerisinde kaybolmanin yerine varolan kaosu yönetecek kadar baskin karakteriniz olacaktir Beckenbauer gibi bir adamin basardiklarinin milyonda birine erismek istiyorsaniz..

Belirgin bir cizgi cekmek gerekirse 1969 sampiyonluk sonrasi oynadigi kupa macinin ayrintilari onu gercekten de imparator yapan unsurlarin basinda gelir. Tüm stat top size her dokundugunda yuhalamaya basladigi zaman inadina o seyircilerin üzerine gidip bir de top sektirip dalga gecebiliyorsaniz 24 yasiniza ragmen iste ancak o zaman bir seyleri basarabilecek konumda olursunuz.. Kaiser o dönem o anda dogmustur baska zaman degil..



O cok yeni bir kavram yaratmistir. "cagdas libero". Lakin futbolunun icerisindeki en önemli özelligi lider karakterli olmasi ve "antrenör oyuncu" modelinin bire bir karsiligi olmasidir. O Antrenör-oyuncudur. Antrenörlük kariyeri belki de 72 dünya kupasinda baslamistir onun.. Dolayisla yasaminin ikinci dönemindeki antrenörlük hayatindaki basarilari cok da tesadüf degildir. Sayisiz takipcileri olmus-en cok yaklasani muhakkak ki Baresi'dir- , 19 yilda 19 kupa kaldirmis, defans bölgesinden cikip dünya stari olan tek oyuncu olarak tarihe gecmistir. Sayginlik acisindan bugün Merkel bile onun asagisinda yer alir Almanyada.. Ona öyle bakilir ki dünyada baska bir insan söylese kiyameti koparacak olanAlman halki, Beckenbauer'dan gelirse kimse sesini cikarmaz.. Almanlar ona her türlü hakki vermistir. Köyün delisi loddar dahi essegin bir bölgesine suyu kacirmadan önce "beckenbauer'den sonra" etiketini koyacak kadar delirebilmistir ancak. Bakin eger Bayern derseniz ben size Hoeness derim önce.. Ve fakat "Futbol" dediginiz vakit bu ülkede önce Beckenbauer gelir.. Sonrasinda herkes kafasina göre bir sira olusturabilir kesinlikle.. Halk nasil sevmesin ? Klup takimiyla kazandigi basarilarin ardindan Milli takim ile basardiklari bir yana uluslararasi arenadaki yaptigi lobilerle Dünya Kupasini da almanyaya kazandirmis iken daha ne bekleyebilirsiniz bir adamdan ?

Imparatorlugu söylemleri ile degil eylemleri ile ortaya koymus cok büyük bir futbol adamidir, muhafazakar yapisi ve cesitli cikislarini cok sevemesem de saygida kusur edilemez kesinlikle..

*Simdilik hatalari coktur, yavas yavas okudukca düzeltirim ama siz yabanci misiniz yahu, okuyun iste ;)

17 yorum:

piyaz dedi ki...

"Imparatorlugu söylemleri ile degil eylemleri ile ortaya koymus cok büyük bir futbol adamidir"

cok guzel bir soz. bir de 1980'den sonraki kariyerinden de bahsetmeniz mumkun mu? misal milli takimin basina gecisi (cunku yaziniz da bu kismin biraz alengirli oldugu soyleniyor da), daha sonra yanlis hatirlamiyorsam bayern'in basina gecisi ...

Borges dedi ki...

Piyaz bu futbolculuk kismidir, bir de isin diger tarafi var bugüne kadar gelen.. onu da bir baska zaman. simdilik futbolculuk kariyerinin kalin cizgileri.. sonra da antrenörlük..

L dedi ki...

eline sağlık abi. bu hamburg'a transfer işi, ister istemez cruyff'ün feyenoord'da oynamasını akla getiriyor.

Borges dedi ki...

lappapzade: Neden hamburg sorusunun cok keskin bir cevabi yok ama bir tanesi de eski arkadaslarina karsi savasmak olarak yer almistir basinda.

Adsız dedi ki...

bayern'in geçmişini öğrenince çok şaşırdım...ben kulüp kurulduğundan beri hep zirvedeydi sanırdım...borges sen bilirsin kaiser unvanını başka birisi için kullandı mı almanlar yeni nesilden? bizde terim' den sinan engine kadar verildi o imparator lakabı maşallah..

Borges dedi ki...

Özgür: ben duymadim henüz baska bir insani kaiser diye cagirdiklarini ki cok zor bir sey.. Beckenbauer'in ardindan böyle bir sifati takacak birisini bulmak... Baska acidan ben Bayern-Barca maci öncesi biraz deginmistim. Bayerni Hitler, Barca'yi Franco silip süpürmüstür. Her iki klubun de 30 lu yillarda bir sampiyonlugu vardir ve geri dönüsü oldukca güc olmustur, bayern icin ikinci dunya savasi da söz konusudur. Katolanya devlet baskani ayni zamanda zamanin güclü barca baskaniydi ki öldürüldü francoseverler tarafindan.. Burada da hem klup baskani hem antrenör yahudiydi filan.. Ikinci dünya savasindan en cok zarari gören takimdir bayern biraz da bu yuzden.. üyelerinin buyuk cogunlugu savasta kaybedilmistir de. yani durum budur.

a-town dedi ki...

harika bir yazı olmuş bir solukta okudum. portre kısmındaki diğer yazılara da bakacağım. uzun süredir devam eden kaliteli bir tv dizisini yeni keşfetmiş gibi oldum :)

varol döken dedi ki...

bir solukta okunacak yazılar etiketi yapıştır böylelerine borges, kimse uzun diye gözünü kaçırmasın...

şarkıyı ben gayet beğendim ayrıca, ulan bolluğa bak be, biz 2 elimizle bi havuç dolduramıyoruz elin oğlu şarkı söylüyor, futbol oynuyor, kesin araba da tamir ediyordur kaiser:)

babam için gelmiş geçmiş en büyük her zaman pele kalacaktır ama o bile bekenbaueerr derken bir başka söylerdi...

ve evet geri dönüş, cruyff un dönüşüne biraz benziyor lakin cruyff beni istememek ha, alın size diyerek alınlarına alınlarına çakmıştır ajax yöneticilerinin...

artık mahlas olmuş bir vecizem ile bitirmezsem çatlarım... çok büyük vardır evet ama benim için çok büyüklerin en büyüğü her zaman sarı fare olacaktır...

Muratonovic dedi ki...

borges bence artik ulusal medyada yazmali.. (yoksa yaziyorda bizim mi haberimiz yok..)

Cok doyurucu bir portre olmus, eline saglik..

kutay dedi ki...

öncelikle eline sağlık, yazıya baslarken çok sevöediğim bir adamdı, şu an buyuk bir saygı duymaya basladım.. bir kaç sorum var..
1-) bu ekip, müller, meier, breitner vs. falan hakikaten gute freunde midir? yoksa iş baska dostluk baska mı? yani iyi bir iş arkdasın olur, ama sokaga cıkmazsın onla. bunlar da öyle mi. nasıl ilişki var aralarında

2-)o deplasmanda top sektirdiği anın videosu, linki var mıdır?

3-)belki daha önce yazdın ama ben görmedim, kaiser, loddar'a nasıl bakar, hakkında ne der?

4-)bu soru değil..=) gute freunde kann niemand'ı sevdim, seneler evvel 1998 yılında dünya kupası programında ntv'de halit kıvanc calmıştı. kadife sesli bir abimiz bence..)

istediğin sorudan başlayabilirsin.. =)

Borges dedi ki...

Zlatan Muratanovic: Yok baska bir yerde yazmiyorum. Sagolasin güzel yaklasimin icin.

Kutay: Evden cikiyorum gec bile kaldim ama dönünce aksam cevaplarim sorularinin hepsini

Borges dedi ki...

Kutay: Müller,Meier,Breitner. Müller kendi halinde cok baska bir insandir ki sanirim diger ikisinden farklidir. Yer yer sorun cikartsa da takim ici karmasaya sebebiyet vermez.

Breitner-beckenbauer bire bir zit karakterli insanlar. Onlarin arasindaki sorun sadece farkli bakis acilari degil birbirlerine uyusmayan karakterleridir, hic sevmediler o dönem birbirlerini. Hoeness-Breitner da aslinda farkli karakterdir lakin cok iyi anlastilar.. Yani Müller-Breitner-Beckenbauer cok cok farkli karakterde insanlardir.

2-Bulursam kesinlikle haberdar ederim seni. Simdilik yok..

3-Aslinda severdi futbolculugu döneminde ve özellikle 90 dünya kupasindaki müthis performansi sonrasi. Lakin sonraki sürecte Loddar kaiser'i dahi cildirtti sanirim.

4-o dönem seveni de cok oldu zaten ;)

kutay dedi ki...

hocam cevaplar için çok teşekkür ediyorum, ama 1 soru daha sorasım geldi..=)
bu şarkıyı internette arastırdım, video sitelerinde çok farklı oratamlarda söylenmiş. misal, genç cocuklar evde içip eğleniyor o esnada bu sarkıyı söyluyor, tribünde söyleyenler var, genç kızlar bankta oturup söylüyor vs..
sanırım hala sevılıyor bu almanya'da.
peki bu sarkı eski bir şarkı da kaiser mi yorumluyor, yoksa kaiser yapımı bir şarkı mı? almanların bu sevgisi kaiser'in söylemesinden mi kaynaklanıyor=)

bu arada bir de gerd müller yazısı beklıyoruz o zaman..)

Borges dedi ki...

Kutay: Sarki tutuldu en azindan beklenilenin üzerinde bir basari saglandi, listelere girmis zamaninda ama ikincisi pek tutmadi ama bu hala dillerdedir. Bunun bir fransiz yorumu var ama hanigisi eski, birbirinden almistir bilmiyorum bir ara arastiririm. Sözler yavan oldugundan kim yazmistir diye hic bakmadim ;)

Dedigim gibi özellikle eskilerin dilindedir bu sarki hala;)

Bakariz müller de olur bir baskasi da.. Portre isi zor ama ara ara vakit buldukca müller'dir meier'dir yapacagiz bir sekilde.

hanac dedi ki...

Borges güzel yazı için teşekkürler.
Benim de bir sorum olacak; Hitler döneminde Bayern'in silip süpürüldüğünü yazmışsın.
Peki Naziler tarafından desteklenen bir takım var mıydı ?
Mesela Schalke 7 şampiyonluğunun 6 sını 1934-1942 arasında almış.
Bu bir rastlantı mı, yoksa Nazi desteği var mı ?
Biraz konudan uzak bir soru oldu, kusura bakma.

Borges dedi ki...

Hnac: Cok güzel bir ayrinti ve kesilikle etkisi vardir. Söyle ki kluplerin tarihsel bir bütünlügü yok. Misal Bayern'in basarili baskani ve hatta teknik adami yahudi oldugu icin klupten uzaklastirildiktan sonra takim nazilerin yönetimine gecirildi. Schalke isci takimi ve Dortmund karsisinda "sol görüslülerin" destekledigi diye bilinir ama o dönem icerisinde üyelerin tamaminin nazi oldugu biliniyor yapilan arastirmalar icerisinde. CIddi bir arastirma yapmadim ama bu konuya da bir ara egilmek gerek su verdigin ayrintidan yola cikarak..

Keza Klup yönetimi bir ara Hitler Schalke 04 taraftariydi diye beyan ettigini de hatirliyorum ama dedigim gibi ciddi arastirma gerekir.

Toplamda:; üyelerinin tamaminin dönem itibari ile nazi olmasi ve hitler destegi var iken etki olmamasi mümkün degildir.

Baran Doğan dedi ki...

Sinema kariyeri de varmış kendisinin. 1971 tarihli Olympia - Olympia adlı bir tv filmi ve 1967 tarihli Die Spaßvögel (ne demek?) adlı bir komedi filminde oynamış. (kaynak imdb).