6 Aralık 2009
Galatasaray - I.B.B: 1-1
Galatasaray'in son saniye golüyle deyim yerindeyse yikildigi mac.
Bu macin analizinin cok da kolay olmadigini belirtelim her seyden önce zira zor kosullarda yazi yaziyorsunuz, sakin olup bir seyleri yorumlamak durumunda kaliyoruz.
Rakip eksik, fazlasiyla eksik ve gücsüz. Galatasaray sahanin hakimiyetini eline almis. Gol vurusu haric hicbir sey eksik degil. Pozisyon üretme sikintisindan bahseden carpilir. Sadece ikinci yarida Elano'nun bombos pozisyonda vurdugu kafanin diregi yalamasi ve arkasindan gelen gol ve hemen ardindan sag kenardaki muhtesem organizasyon derken Arda'nin direkte patlayan sutunun üzerine yine bos pozisyonda Elano'nun gücsüz volesi.. Kewell Elano'yu görüyor ve o da Nonda derken kacan bir gol daha..Sarp kale dibinden kaciriyor ki üzerine Arda Turan asirtmasi geliyor ve daha neler neler.. Ve tüm bunlarin hemen hepsi ikinci yarinin ilk yarim saatinde gerceklesiyor..
Bunlari atamadiginiz takdirde dünyanin en zayif rakibine karsi dahi oynasaniz 1-0 gibi bir sonucun motive etkisi sonucu bu baskiyi yersiniz.. Korner-Frikikler dahi heyecanlandirir iken sizi de panikletir. Son 10 dakikada yasanilan panik disinda elestirilebilecek cok fazla saha ici sorun yok.
Hakemi elestirmiyorum zira sorun daha cok ikinci golün neden atilamadigiyla ilintilidir. Bu yetmediyse ne olursa olsun son on dakika icerisinde yasanilan panik ya da bir baska adi baski karsisinda direncsiz tutumun incelenmesi gerekir. Yeteri kadar olgunlasamayan ve kendisine güveni eksik takimlarin sorunu olmasi gerekir, Galatasarayin degil. 80 dakika oynayan ve rakibi oynatmayan Galatasaray, son dakikalarda paniklemesinden dolayi top hakimiyetini ve hatta her seyini kaybetti sahada. Bu iki sorun beraberligin nedenidir..
Bunun disinda orta üclünün dikine oynama özürlü olmasi su baskin oynanilan macta dahi delirtmistir maci seyredenleri. Cok basit bir ic pas yapmaktan aciz oldugu vakit Mustafa Sarp, yüz yetmisinci geri pasini atmak durumunda kaldi ve cikmadi top bir süre oradan..
Elano, kazanilmak adina ilkonbirde basladi ki bugün oldukca güzel paslar cikartti. En iyi maclarindan birisini oynadi. Hal böyle oldugu vakit Teknik adam, Keita'nin takima girebilmesi icin ya sezon basindan beri Galatasarayin en iyilerinden birisi olan Kewell'i alacak kenara ya da Arda Turan'i. Dolayisla Keita bu ikisinin ve daha cok sürpriz Kewell performansinin kurbani olmustur. Cok fazla elestiremiyoruz belki ama kesinlikle yedek kalacak futbolcu degildir.
Elano hakkinda gectigimiz günlerde pas atilmiyor gibisinden aciklama yapildi. Yöneticiler müdahale etmeli derken farkli sekilde de olsa yeni as üye olmus bir yönetici elini tasin altina soktu. Elano'nun pas alamamasi kadar aslinda bir baska sorun da takimin saha ici yerlesimi. Sarp ve Baris orta üclü konusunda kendilerinin Elano'nun gerisinde konumlandirabilirlerse ancak Elano gerekli bölgede pasi alabiliyor.. Bu ayni zamanda birinci sorunun da bir parcasi zira oradaki insiyatifi Elano'ya birakmalari gerekir. Bir sekilde pas aldigi zaman da cok az futbolcunun becerebilecegi ayaga uzun mesafe acilimlari mevcut oluyor ki bugün yeterince göstermistir kendisini.
Besiktas, Galatasaray'a üstelik gecen sezon 4-2 kaybetti. Lakin o mac kaybedilse dahi bir takimin iyi oynamaya basladiginin göstergesiydi ki az cok üzerinde durmustuk. Keza Skibbe'nin kovulmasina neden olan Kocaeli macinda takim 5 gol yese de arzusu, top oynama istegi bakimindan aslinda güzel bir takimin yine sahada oldugunu gösteriyordu. Bugün kaybedilen bir puana ve oynanilan sinirlere ragmen ben takimin oynundan oldukca memnunum. Bunu görmek gerek, önemlidir. Mac sonuna kadar atak bir oyun anlyisi ile cok güzel bir futbol ortaya koydular ki rakip eksik ya da zayif olsa da artan uyumun, gözü kapali paslarin ortaya cikmasi nedeniyle bize moral verdi.
Herkese gecmis oLsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
53 yorum:
Beşiktaş'ın ilk 6 haftadaki beceriksizliği neyse aynısını GS yapıyor birkaç maçtır. (bursa maçı hariç, onda pozisyona giremedi.)
abi sonda bahsettiğin maçın (bjk) skoru 4-2 ydi sanırım.
ayrıca eline sağlık ve ümitvar cümlelerin için teşekkürler. ne de olsa etrafta tabelaya bakıp konuşan ve moral bozan organizma sayısı hala çok.
Hakemi elestirmiyorsun, oyle mi?
Bir dahaki sefere maci -tribunden olmasa bile- televizyondan izleyip; yada en azindan ozet goruntuleri takip edip, oyle yorum yaparsan sevinirim...
Bize gecmis olmaz, Mayislar bizimdir..
Lappapzade: Sagolasin, düzeltiyorum hemen. Inanilmaz yorgunum, uykusuz.. bu kadarisi ancak su kosullarda mümkün oldu.
Kirmizi Adam:Neden elestireyim yahu hakemi ? Yani her hafta birilerinin hakki yeniyor, bu hafta da garip hakeme biz denk geldik. Ben böyle görüyorum ve hakemden ziyade diger etkenlerin konusulmasi daha önemlidir diyorum ben.
1-0'dan sonra kaçan gollerin birçoğu şanssızlık gibi görünse de temel neden Baros'tan başka forvetimizin olmayışından bence.
Bu arada o korneri aut veren hakemin lisansını yırtarım ben, başka da bir şey demiyorum hakemle ilgili.
guzel tesbitler icin tesekkurler.
futbol basit bir oyun ve bu oyunu galatasaray bugun guzelce oynadi. mehmet topal dikkatimi cekiyor. neden kendi etrafinda donuyor bu futbolcu, yetenekten bagimsiz garip aliskanliklari var bence.
neden yorumcular galatasaray geriye yaslandi diye yalan soyluyor. bugun cok rahat mac 3-0 bitebilirdi.
hakemi elestirmeye gerek yok. kewell'in kipkirmizi yuzu galatasaray'in ugradigi haksizligin boyutunu gosteriyordu.
@borges
yok abi, millet illa günah keçisi arayacak. sen ne söylesen nafile.
maç bariz bir şekilde galatasaray'ın hakkıdır. oynadığı futbol yörüngesinde söylüyorum bunu. sene başından beri bu kadar formda, bu kadar atak bir galatasaray pek izlemedim ben. birazcık son vuruş eksiği vardı abi, o kadar. belki klişe ama doğru: galatasaray'ın şutlarından biri gol olsaydı şu anda hakem konuşulmayacaktı. galatasaray taraftarının kendini azıcık tartması lazım. böyle her puan kaybettiğin maçı hakem hatasına yoramazsın..nereden ediniyorlar bu bilinci bilmiyorum ama, futbolda hakem 1 etkense sahada oynadığın 10 dur abi. güzel oynarsan 10 maçı kazanır 1'ini de hakemden vs faktörlerden kaybedersin. böyle her maçtan sonra hakem zemin bilmemne ulan bunlar olmasa 34 te 34 mü çekeceksin? millet nası puan kabediyorsa öyle kaybediyorsun sende. kasmayın abi azıcık oturaklı olun yahu.
Ata Ismet Özcelik: Sunu derim ben. Hakem cok kötüydü ki özelikle belrittigin yerde Kewell'in yerine kim olsa delirirdi lakin sunu diyebilir misin: Beraberligin asli nedeni hakemdir ? Yok etkisi olmustur ama temeli bu degil abi. Normal bir sekilde gelip o frikik de gol olabilirdi.. Bu mac icerisinde kacan gollerin kacinilmaz sonucudur, hakem yardim etse de sorun hakem degil belki Nonda'nin belki digerlerinin son vurus etkisizligidir. Ayni zamanda hakem etki etmeden paniklesen bir takim vardi 80 sonrasi. o olgunlugun olmamasi.. benim icin önemli olan ve üzerinde durulmasi gereken bunlardir..
diğer etkenler de önemlidir, hatta ben de hakem hatalarına her hafta birinin başına geliyor mantığıyla bakardım lakin şu son dakikalarda olanlar hakem hatası sınırını geçmiş gibi göründü bana. pozisyonluk hatalar değildi onlar bence, hakem bir ara otomatiğe bağlamış faul çalıyordu ve kewellın pozisyonunu falan da geçtim mehmet topalla beraber yükselip düşen adama faul vermesi ve bu gibi pozisyonlar resmen kasıt arattı. zaten anadolu takımlarının en büyük ümidi duran toplar oluyor son dakikalarda, yalandan baskı şeklinde görülüyor bu da.
90'dan sonra GS'da 3 tane sarı kart var, birisi hakemin 1m'den görmeyi beceremediği korner sonrası Kewell'a, diğeri saçma sapan faul sonrası itirazdan Sarp'a, diğeri de oyunu yavaşlatıcam diye topa vuran Aydın'a ki bence sonuncusu sonuna kadar hakedilmişti de, diğer ikisi tamamen hakemin kendi hataları yüzünden oldu. Bir de hakem acaba son 15dk'da kaç ikili mücadelede gs lehine karar vermiş? Elano'nun savunmada son adamken itildiği pozisyon, Servet'i yıkmak için ibb 3 numarasının viyana kapılarına dayanır gibi dayanması. Hakem kötü olur da, tek tarafa mı kötü olur?
Peki ya Avcı'nın maç sonunda yaptığı saçma sapan gönderme? Erman Toroğlu'nun alan daraltacaksın diyerek total futbolu öğretmeye girişmesi..
Benim gördüğüm kadarıyla son 15dk da, İBB doldurdu, GS boşalttı, hakem faul verdi, duran toptan İBB doldurdu, GS boşalttı. En sonunda klasik yan top organizasyonluğundan gol yedik.
Emeği geçen herkese teşekkürler.
Borges ben kaçan galibiyetin nedeni hakem demedim, ama bu maçın hakemine değinmeden geçmek demek, Türk hakemliğinin rezilliğinin devam etmesi demektir.
Ata: Ben deginmesem de ülke bunlarin üzerinden gündemini oturtacaktir. Kesinlikle ve özellikle son saniyelerde garip tavirlari olan hakemdi lakin eger bu takim gol vurusu sorunu ve baski karsisinda dagilma durumu yasamasaydi hakem de etkili olamazdi. Ben bu acidan bakiyorum, diger türlü sinirleri dayanmaz insanin.. Belki hatalarin disinda ekstem bir "Kasit" unsuru üzerinden durulur ama zaten durulacaktir.
OK: Izlemedim toroglu ve sonrasinda yasanilan geyikleri ama göz atacagim.
Maçın sonucuna hakem tesir etti diyen bir adam futboldan anlamıyordur bana göre. GS önce girdiği golleri atsın, sonra hakeme ağlamaya başlasın. Ki ne öyle bi ofsayt pozisyonu ne bir penaltı ne bir net pozisyon var verilmeyip de sonucu etkileyecek. Dandirik savunmayla, kalecilikten anlamayan kaleciyle puanı bıraktılar işte. Atak hattındakiler biraz basiretsiz olmasa 5-6 0 olacaktı maç
Ya borges,yazını okuyunca bu akşam hiç de kötü oynamadık,cümlesini kuran biri olarak yalnız olmadğımı anladım:)
Maçı izlerken dikkatimi çeken nokta,orta sahada barış-mustafa sarp'tan kaynaklanan problemin tüm takımı öyle ya da böyle etkiledğini düşünüyorum.tıpkı defasntaki topal-servet'ten kaynaklanan sorun gibi..
bi de şu dikkatimi çekti,ben kendmi bildim bileli(orhanlı cihanlı kadronun oldğu sezon bile)
maça baskılı başlayıp ilk 20 dakike rakibe göz açtırmyana ve çoğu maçta da gol bulan takım hüviyetini kaybediyoruz.sence bunda hocanın etkisi var mı?
Cok dogru soyluyorsun. Hakeme baglamamak gerek bu sonucu. O sutu Leo Franco kornere celseydi mesela 3 puani alacakti Galatasaray. Ama asil konusulmasi gereken nicin 2-3. gollerin atilamamasi ve nicin Galatasaray'in center backinin hala Mehmet Topal oldugu. Bu sezon icin bu kadroyu sekillendirenler center back mevzusunu cok hafife aldilar bana kalirsa.
Ayrica sana 2 soru sormak istiyorum.
Birincisi, sence Nonda en buyuk 5 ligin hangisinde oynayabilir? (Bence ancak Avrupa alt liglerinde oynayabilecek olan Nonda 3. sezonunu tamamlamliyor olmamaliydi Galatasaraydi)
2.si
Linderoth, Serkan Calik, Emre Gungor gibi +2 sezonunu sakat gecirmis futbolcu grubunu barindiran bir Bundesliga takimi var mi bildigin, ya da diger liglerden?
Cok ilginc, korner vermedi diye hakeme kizmak? Premier League'de de her hakem mac basina en az 3-4 tane oyun disina cikan topta hata yapiyor.
Galatasaray 2 merkez orta sahaya donunce yine iyi oynadi, bol pozisyon buldu. Ilk 6 haftadan farki ozguven eksikligi ve daha temkinli oynama istegiydi.
Sembolist: Bu mac özelinde pozisyon sikintisi olmasi gerekir ki teknik kadro bu acidan elestirebilsin. Su konumda sadece oyuncu secimi elestirilebilir ki nonda harici forveti yok takimin. belki bir ihtimal sezon basi genc, yedek kalabilecek bir forvetin takimda olmamasinin sorunlaridir tüm bunlar..Bir genc forvet sart..
Carvel: Stuttgart'in da en pahali transferlerinden birisidir yildiray ama ayni sorun. Linderoth ki cok tahmin edilebilir bir sey degildi. Emre de keza iyiydi geldikten sonra oldu. Nonda isi iyi bir yedek bana göre.. takimi ona üc mactan fazla emanet etmek cesitli sorunlari dogurabilir keisnlikle.. fena degil, oyun acmada, genisletmede vesaire iyidir lakin "yeterli" midir sorun bu..
@Ata İsmet Özçelik,
Yıllardır bu ülkede aşağı yukarı her maçtan sonra hakemler konuşuluyor. Ben bu konuşmaların üzerine Türk hakemliğinin bir gıdım ileri gittiğine inanmıyorum. Maçlardan sonra hakemleri onların düzeleceğine varsayarak eleştirmemiz ne yazık ki havanda su dövmek gibi bir eylem aslında.
Borges sana birşey sormak istiyorum. Avrupa futbolunu oldukça takip ediyorsun bu soruma bir cevap verebilirsin sanırım.
Genelde Arsenal ve Barcelona maçlarını izliyorum yurtdışından, bu maçları izlerken dikkat ettiğim çok basit birşey var. Bir oyuncu diğerine pas atarken topu önüne yuvarlıyor, diğer oyuncu eğer topla oynayacak kadar boş alan varsa önünde topla paralel bir şekilde koşuyor, sadece pası atacağı zaman topa dokunuyor. Yani topu kontrol etme, dokunma, tutma diye birşey kesinlikle yok.
Galatasaray maçlarını izliyorum, bizim ligde top direk olarak adamın ayağına atılıyor, ki bunların çoğunda ya pas şiddeti fazla oluyor ve top ayaktan sekip alakasız bir yere gidiyor, ya da rakip oyuncu arkadan baskı yapıp oyuncunun dengesini bozup topun alakasız bir yere gitmesine sebep oluyor. 10 pasta 2 veya 3 tanesi direk olarak oynanabiliyor, gerisi top kaybı.
Şimdi bu bir altyapı meselesi mi, yani dışardaki oyuncular bunu altyapıdan itibaren mi öğreniyorlar, yoksa bu belli bir mantalitenin oyun sistemine yansıması mıdır?
Ortega'nin üzerinden su konu icin son bir yorum daha ekleyeyim.
Ben kasit varsa bile dahi son on dakikanin icerisine faul kazandirilan pozisyonlarin incelenmesi taraftariyim. Eger son on dakikada paniklemeyecek bir Galatasaray olsaydi hakem ne yapabilirdi ? Biraz da dagilmisliktan, psikolojik olarak macin sonunu kaldiramamaktan dolayi yanlis girisimler söz konusu degil midir ? Elano'nun gecen macta sinir harbi icerisindeki dalislari gibi.. Oysa basit bir sekilde o macin son dakikalarini kaldirabilseydi takim bugün bunlar yasanmazdi. Hepimiz hissettik yahu o panigi.. Ve temel problem hakemden öte son dakikalarda büyük takimlarin yasamamasi gereken dagilmisliktir.
Erdem Karakus: Izledigin takimlarin taktik anlayisi üst seviyededir. Dedigin sekilde bir dolasim olmamasi cok önemli bir ayrintidir zira calisilmisligin ve taktik antrenmanlarinin bir sonucudur. Nereye atacagini bilen oyuncu topu ayaginda tutmaz, top gelmeden kararini vermistir ki cok önemli ve gelismisligin ciktisidir zira topu ayaginda tutma süresine göre liglerin kalitesi belirlenir, 2'den asagidir premiere lig misal..
Bir ya da iki oyuncu insiyatif alir, secme sansi vardir, yönlendirir oyunu, top gelince de belirleyebilir ve fakat pek cogu ezbere bi sekilde döndürür toplarini.. burada ise her topu alan ne yapacagini secmek durumunda kaliyor ki bugün aslinda biraz daha iyiydi, beni sevindiren kismi budur. Golden sonra gelisen iki atak bireysel beceri/yönlendirmeden ziyade calisilmis organizasyonlardan geldi, bu yüzden gücsüz ve zayif rakibe karsi beni umutlandiran bir oyun vardi sahada diyorum..
Bakın hakem hata yaptı demiyorum, hakem hata yapabilir. Pozisyonu iyi göremeyebilir korneri veremeyebilir. Ama 30 cm yanında tüm Türkiye'nin aynı anda gördüğü ve en ufak tereddüt olmayan korner pozisyonunu aut veriyorsa o hakem kasıtlıdır, art niyetlidir. Bu tip hakemler de kötü hakem olduğu için değil art niyetli olduğu için bir kez daha maç yönetmemelidir.
Birçok yerde yazdığım şeyleri toparlayayım
Ben Türkiye liglerinde uzun süredir bu kadar kötü niyetli bir hakem görmemiştim. Yanlış karar, görülemeyen pozisyon, tek bir fahiş hata pozisyonu anlarım da son 10 dakika bu Hüseyin denen adamın Galatasaray'a ikinci golü attırmama İBB'ye beraberlik golü attırma çabasıdır başka hiçbir şey değil....Arda'nın 3'e 1 yakalayacağımız pozisyonda kestiği pozisyona 90'da Kewell'a verilmeyen korner ve dahası...Hakem hatasına saygımız var da böyle kötü niyetli hakemlere yok....
Bunun Feneri Galatasarayı yok...3 haftadır Fenerbahçe de 3 tane hakem hatasından gol yiyor...Burada niyet önemli...Son 10 dakikada adam seyirci protesto ettikçe faul çaldı, o çaldıkça seyirci ve futbolcu zıvanadan çıktı, onlar çıktıkça adam intikam alır gibi çaldı düdükleri. Kewell gibi etliye sütlüye karışmayan, belirli bir futbol olgunluğuna gelmiş bir adam 90 dakika bittiğinde hakemin yanına gelen ilk adam oluyorsa bir şeyler var demektir.
Ben bu hakemi konuşmak yersiz laflarına katılmıyorum...
Bu klasik yorum olmaya başladı "iyi takımsan hakemi de yen kardeşim"
İyi yeneceğiz zaten de adam 82'de Arda'nın rakipten kaptığı ve 3'e 1 yakaladığımız pozisyonda ceza sahası önünde oyunu kesiyor. Galatasaray ahım şahım oynamadı, İBB'yi sağlı sollu gelip ezmedi de bu hakemi konuşmayacağımız anlamına gelmez. Takımı konuşursun kötü oynadı dersin ama son 15 dakika kendi sahamızda oynadık diye "hakemden önce kendi takımının konuş" demek absürd oluyor. Ayrıca sanki 90 dakika boyunca San Marino gibi oynamışız da son 10 dakika sadece hakem de rakibe destek olmuş gibi göstermenin alemi yok. Maç boyunca rakipten iyiydik buna muhalefet eden adamla tartışılmaz zaten. Maçın sonunda İBB lehine verdiği faul kararlarının yarısı yanlış, sonda verdiği 3-4 frikik kararı da olmak üzere....Bir hakem seyircinin gazına gelip bana küfür ettiler diye oyunun son 10 dakikasında intikam almaya kalkamaz...Galatasaray'ın tüm bir maç boyunca niye İBB'yi beşlemediğini konuşabiliriz sabaha kadar da niye ikiyi atmaya giderken hakemin oyunu kestiğini ve son 10 dakika 10 santim önündeki korner de olmak üzere yanlış karar vermek için kendini kasan hakemi ben konuşurum...
Şunu bir ayıralım.
Biz (ya da ben şahsen), "hakem olmasa bu maçı 5-6 tane atar alırdık hakem farkı önledi" demiyoruz. Galatasaray süper oynayıp İBB'yi ezmedi, son 15 dakika kendi sahamızda oynadık, Ali Sami Yen'de İBB karşısında son 15 dakika kendi sahasında oynanmaz, takım bana göre son 3 maçın en iyi topunu oynadı 45-70 arası ama daha iyi olmalıydı eyvallah buna bir lafımız yok. O yüzden "GS'lı arkadaşlar hakemden başka şeylere bakın" lafının bir anlamı yok, başka şeylere bakıyoruz zaten. Ben Leo Franco'ya bakıyorum mesela, ne zaman içeri girebilecek bir topu çıkaracak bekliyorum.
Ama iki işi bir arada yapabiliriz değil mi? Takımın kötü olması, maçı koparamamasını konuşuruz, konuşulacaktır da bu son 10 dakika Galatasaray seyircisi ile işi inada bindiren bir hakemi konuşmayacağımız anlamına gelmiyor.
Böyle bir komik ortam yaratılıyor....Puan kaybının suçunu hakeme bulanlar sağa geçsin, kendi takımına bulan sola...evet tartışın şimdi...Yahu bunun ortası yok mu...Ben ikisine de buluyorum...
Birçok Galatasaraylı'nın aksine bu ortamın Aziz Yıldırım'la alakası olduğunu düşünmüyorum...O çok içi boş bir iddia
Konuyu ikiye ayiralim bence.
Hakem hatasi var midir ? Bu cok önemli degil, hakemler her zaman hata yapabilir. Bu hafta alman liginde olan hatanin -Wolfsburg maci- komikligi inanilmaz mesela. Lakin burada herkesi ifrit eden olay hakemin kasitli olduguna dair inanci. Buna katiliyor muyum ?
Ben derim ki gerekirse incelenmeye alinsin, sagi-solu, akrabasi filan bahis mi oynamistir ? Kasitli bir girisim olabilir, sasirmam. Üc-bes ay sonra bu maci hakem bilincli olarak bu sekilde bitirmek icin caba gösterdi deseler, tuhaf karsilamam. Sahada kewell'in kornerinden ziyade -yanlis görmüstür,olabilir- rakip takima pozisyon hazirlama görevi üstlenen oyuncu gibiydi. Hepsine katiliyorum ki sinirlenmemek mümkün degildi. Ben bu elestirilerin hicbirisine tek kelime etmiyorum.
Lakin Galatasaray üc puani hakem yüzünden kaybetmedi . Hakem etkili olmustur lakin fark atacak pozisyonlari vardi. Rijkaard da cok önceden dile getirmisti, bu kadar pozisyon harcama lüksümüz olmamalidir diye. Bunlari atamazsaniz hakem de olmasa basit bir kornerden beraberligi yiyebilirsiniz.. Hakem olmasaydi dahi son saniyede korner kazanilabilirdi. Sorun takimin paniklemesi. Baski aninda garip tutumlar sergilemesidir. Ücünü hakem caldiysa ücünü de varolan panikten caldirtti hakeme. Güvensizligi olusturan nedenlerinden birisi de Franco'nun garip ve güven vermeyen davranis bicimleri.
Hakemin kasitli oldugu konusu bir yana bu macin kaybedilmesinin iki tane önemli nedeni vardir: Son dakikalarda yapilan panik sonucu oyundan kopma ve girilen pozisyonlarin atilamamasi. Bunun üzerinden toplamda iki forvet ile yola cikmadan takimin üzerindeki baskiyi almaya kadar cesitli cözümler üzerinde durulmalidir lakin hakem konusunda ne yapilabilir ? O kadar cok bagiriyoruz ki hakemlere, yüzde yüz kasit olsa dahi cikan sesin bir getirisi olmayacaktir zira her sey birbirine karismis durumda. Ofsayt gollerden kasitlara kadar.. aslinda aradaki fark cok büyüktür.
geçen yıllardaki hakem tartışmalarını hatırlıyorum da... en hafif tabiri kullanarak tutarsızlık diyeyim. hakemler bjknin alenen puanlarını gasp ederken ortaya çıkıp "top mu oynuyosunuz kardeşim, önce kendi takımınıza bakın, hakemi de yenecen, attığınız gol sayısı tüpçü çarşı bıdıbıdı" diyenleri bugün bu halde görmek beni çok güldürdü. borges bu konuda aynı çizgisini sürdürüyor, lakin diğerleri dönüp o zaman yazdıklarına, söylediklerine bi baksınlar. ayıp lan.
Hakem rezil bir maç yönetti. Son 5-10 dakika Galatasaray aleyhine ota boka faul çalarak maçı da gerdi ama kasıtlı demek bana komik geliyor. Daha ortada hiçbir şey yokken "Hüseyin noluo, götün başın oynuo" tezahuratından etkilenmiştir, birinin ona ettiği bir laftan etkilenmiştir ve sinirlenip kontrolü kaybetmiş olabilir.
Ama kasıt? İnanmıyorum. Kasıtlı hakem son 10 dakikayı beklemez, Galatasaray golü attıktan hemen sonra sapıtırdı. Kasıtlı hakem eline gelen fırsatı kaçırmaz, Topal'ın hareketine penaltıyı çalardı.
Yahu kasit bu macin hakeminin konusulmasinin tek nedenidir. Yoksa nedir yahu ?
Bu maci Galatasaray kendisi vermistir. Hakem etkisi minumumdadir lakin konusulacak konu da hakemin cok yanlis ve sonuca etki eden kararlarindan ziyade kasti yaptigina getirilen inanctir. Simdi burasin bilelmeyiz ve spekülasyonlar hirla,girla. 25 yildir okuyorum ben. Kasit yoksa bu macin hakemini de konusmaya gerek yok hepsi budur.
Sen üc tane orta sahadan faul verdi diye golü yiyeceksen, bir kornerin calinmadi diye beraberlik gelecekse hic cikma maclara. Bu macin kaybedilmesinin ya da galip gelinememesinin nedeni hakem degildir. Ama hakemi inceleme altina almak isteyenler de alabilir, garip sonuc cikarsa sasirmam.. Ister seyirciye kizsin isterse de baska bir sey, tuhaf bir son on dakika yasadi ama rahatlikla 3-4 olabilecek maci Galatasaray gol atamadigi ve panikledigi icin beraberlikle bitirmistir. hepsi bu.
"Yöneticiler müdahale etmeli derken farkli sekilde de olsa yeni as üye olmus bir yönetici elini tasin altina soktu." Bu atfı ben yakalayamadım. Hangi olaydır bu?
Redingot: Bir önceki macta Elano probleminden bahsettik. Sahada ona pas atilmadiginan ve bu problemi teknik kadro degil yönetim cözmelidir dedik. Akabinde bir yönetici cikip "Elano'ya pas atilmiyor" tespitinde bulundu ki elano'nun kendisi de bana aps atilmiyor yaklasimlari sergiledi. Sonuc itibari ile yönetici aciklamasi saha icini biraz dizginleyebilir.. Disaridan görüldügünü ve bunlarin da problem yaratacagini oyuncular bilirse sorunlar azalabilir..
Tamamdır, şimdi Google'dan baktım, haberi buldum. Yayınlandığında görmemiştim.
Ben bu "pas atılmıyor" iddiasına karşı zaten mesafeliydim ama şimdi Elano takımın oyununda daha fazla rol almaya başlıyor olduğuna göre zaten yavaş yavaş bu fikir gündemden düşer herhalde. Ama bir yandan da bu meseleye bir dikkat göstermek gerekebilir, çünkü bir sonraki Galatasaray krizinin çıkartılmasına en müsait alan şimdilik burası.
Dünkü maçı aylardan sonra "kaave" ortamında izlemek durumunda kaldım. Daha ikinci dakikadan kapıyı "pas atın şu or.. çocuğuna da görelim neymiş"ten filan açan adamların dünyasına deplasmana gittim. Fotospor-Kral gazete tipi gazeteciliğin nereden beslendiğini de yeniden hatırlamış oldum.
Blogcuların genelini, işte ekşi sözlükteki insanları, iyi forumlardaki kullanıcıları filan okuya okuya herkes benim gibi düşünüyor sanısına gelmişim. Halbuki kaave realitesine yaslanan ÖKÜZ BAKIŞ ekolü hala hayatta imiş.
Şimdi belirtilmesi gereken bir şey var. Onu yine belirteyim. Takımın kötü oynaması, son 15 dakika kendi sahasına kapanıp İBB gibi maç boyu seni tehdit edememiş bir takıma karşı mahkum oynaması, hücum hattında Nonda'nın her zamanki etkisizliği, Leo Franco'nun durumu bunlar konuşulacak şeyler elbet. Zaten konuşuyoruz.
Ben bunları konuşmayalım, hakemi sabaha kadar konuşalım demiyorum zaten. Ama hakem skoru etkilememiştir denmesine de katılmıyorum. Hakem skoru etkilemiştir. Örneğin Arda'nın rakip oyuncudan temiz bir şekilde kaptığı 80li dakikalardaki topta 3'e 1 rakip kaleye giderken etkilemiştir, ama örneğin son 10 dakikada yarısı faul olmayan toplara faul çalarak etkilemiştir. Bir hakemin skoru etkilemesi için mutlaka doğrudan topu alıp kaleye sokması gerekmiyor. Oyunun gidişatını etkilemek de buna dahildir. Galatasaray hakem hataları yüzünden mi berabere kalmıştır onu bilemem, hakem Kewell'ın pozisyonunda korneri verse belki maçın son 4 dakikasının 2'si rakip sahada geçecekti belki geçmeyecekti bunu bilemem. Ama maç içinde bir hakem tribünlerin kendisine yaptığı kötü tezahürata karşı tepki olsun diye kararlarını manipüle edemez ya da eder de işte etmemeli
Bu "iyi takım hakemi de yenecek kardeşim" yorumu da her yere sokulmaya çalışılıyor ama bir problem var. Bir takım 15 tane gol pozisyonu yakalar. 13 tanesini dışarı atar, 2 tanesinde de hakem nizami olmasına rağmen ofsayt kararı verir. E o zaman çıkıp deriz ki "15 tane pozisyon yakalamışsın e verilmeyen 2 taneye takılacağına 13 tane kaçırdığına bak"...Mantıklıdır...Ya da Fenerbahçe'ye 6-0 kaybettiğin maçta birisi çıkıp e Emre atıldı o maçta derse dersin ki ya maç 6-0 bitmiş neyi konuşuyorsun...Ama burda böyle bir şey yok ki. Son 10 dakika düzenli olarak yapılan bir hakem davranışı var ve durum 1-0. Ben hakemi bu noktada eleştiririm.
Tekrarlıyorum Rijkaard, Galatasaray, takımın mahkum oynayışı, kaleci bunları sayfalarca tartışırız, bunlar zaten haftadan haftaya değişmeyen sorunlar. Ama "bunları tartışalım, bunları konuşalım, hakemi hangi yüzle konuşacağız"....yok buna katılmıyorum...
Bu mesele Galatasaray puan kaybettiği için konuşulmamalı zaten...Bu hakem konusu takımdaki kusurları da örtmemeli. Ben yıllardır futbol izliyorum, tribünlerin kendisini protestosu yüzünden, onlarla işi inada bindiren bir hakemi ilk kez görüyorum...Ya da öncekiler de belki yapmıştır da bunu bu kadar alenen belli edeni hiç görmedim...Bu bir problemdir...İşin Galatasarayını, Beşiktaşını, Fenerbahçesini bırakalım...
Flying Dutchman kendi dilinle kendini yalanlamak nasıl bir duygu?
Ben Barça-Chelsea maçındaki sertliğe, biri ikinci sarıdan kırmızı kart olmak üzere gösterilmeyen kartlardan bahsederken ne demiştin?
''Hakem ince ince doğradı muhabbeti''
Henry'nin penaltısını da uzak youtube görüntüsünden dokunma diye geçiştirmiştin.
Sonra beni Hiddink düşmanı ilan etmiştin.
BT heyheylendi diye orada sana cevap yazıp uzatmak istemedim, cevap yazmama da gerek yokmuş zaten.
O maçta Barcelona son 15 dakika geri de çekilmemişti üstelik.
Leo Franco bence saatli bomba, ne zaman abuk sabuk bir hata yapıp gol yiyeceği belli değil. Şu ana kadar idare etti ama gerek nerdeyse kalenin içine girerek 2 hamlede alabildiği top olsun, gerek oyun kurma hevesiyle yaptığı anlamsız çıkış sonrasındaki kötü vuruşuyla kaptırdığı top olsun, tam bir Rüştü vakası. Volkan gibi diyemiyorum çünkü daha onun gibi maç çeviren bir performans görme şerefine erişemedim Franco'dan.
Ama dün yediği gole bir şey diyemem çünkü o golün aynısı hatırlayabildiğim kadarıyla, hatta görüş alanı daha müsaitken Cech'de yemişti Ronaldinho'dan. Tamam oyuncuların adları değişik ama o pozisyonlar birisine çarpmadıktan sonra genellikle gol oluyor. İlla incelemek gerekirse, orada adam markajını kaybedip içeri koşan, sonra uçarak topu kesmeye çalışan GS'lıyı incelemek gerekir. Onun da yerini kaybetmesini, sinirden kendinde olmamasına bağlamak istiyorum çünkü dış şutları engellemesi gereken tek adamın GS'da bilerek ve isteyerek içeri koştuğunu söylemek takımın kalitesi hakkında soru işareti yaratır.
Panathinaikos ve bu maçtaki performansı beğenmeyen, hakem hata yapabilir diyen yönetici profili de mümkünse, sağduyu göstermek ile sinmek arasındaki ince çizgi üzerine biraz araştırma yapsın.
Bir de medyada gördüğüm kadarıyla, "bir şeyi ne kadar çok kişi söylerse o kadar doğrudur" mantığıyla hakemin masum hatalar yaptığına dair bir ağız birliği mevcut. Ben açıkçası bu maçla birlikte, hem futbol hem basketbolda o eskiden yapılan bariz hakem hataları sonucunda hissedilen hakkı yenmişlik duygusunu tekrar hissettim.
Son 2 maçtır rakibi sindiriyoruz ve ben kişisel olarak bu anlayıştan ziyadesiyle memnunum. Atamadığımız gollere hayıflanmak zorunda kalmayacağımız zamanların da geleceğine inanıyorum.
Arda'nın son tweet'iyle bitireyim: ArdaTuran_10 Rakibi yendik, hakemi yenemedik.
Öncelikle Flying Dutcman'in bir fikri var dile getirdigi. Hem hakem hem de saha ici mücadele beraber konusulabilir. Illa birisini secmek durumunda degiliz diyor. Ridvan da elestirir iken üc golün ikisi ofsayt ama bunun yaninda Fenerbahcenin pozisyonu da yok kac mactir diye buna örnek olusturuyor. Cok yanlis degil kesinlikle.. Yani bu temelde katildigim bir düsüncedir.
Yani insan hem hakemi hem de sahanin icerisindeki oyunu beraber elestirebilir ve belki de yapmalidir.
Yalniz ayrisilan nokta surasi: Ben bu macin berabere bitmesinin büyük bir kismini hakeme vermiyorum. Hakem, kasti yapiyor inancini sürükleyecek ölcüde tuhaf davranislar icerisine girmistir. Ister seyirciye kendisine küfrettigi icin isterse de objektif olma adina yapsin, kontrolü kaybetmistir. Bunlarin da etkisiyle bir gol yenilse de daha cok ikinci golün neden gelmedigi bir yana son 15 dakika icerisinde baskidan dolayi tuhaflasan Galatrasarayin sorunu beni nedense daha cok ilgilendirdi. Hakem konusunda konusulsa ne olur ki ? Bu ülkede böyle hata yapilmadigi sürece de hakemler hep konusuluyor. Acikcasi üc büyüklerden birisi olarak inatla Galataaraya karsi bir tavir aldiklarini düsünmüyorum lakin bazen hakem-takim iliskisi tuhaf sonuclar verebilir ya da son zamanlarda okudugum bahis skandalindan sonra farkli bir mecraya kayabilir.. Hepsi tahmin, dedikodu düzeyinde kalacaktir.
Sonucunda hakem maca tesir edebilecek kadar kötü kararlar vermis midir bu da tartisilir. Bence macin berabere bitmesi hakemden ziyade kacirilan gollerdir ki bu Nonda'nin karsi karsiya kalisiyla baslar, Elao-Kewell-Arda ile devam eder ki mac bu noktaya hicbir sekilde gelmezdi. Ilerleyen haftalarda hakem degisir ama bu son dakikalardaki güvensizlik, kacirilan gollerin devami sorunlari devam ettirir..
Ok: bir kez daha geceyim. Ben de hakemin büyük hata yapmadigini ve maca etkisinin cok da fazla olmadigini dusunuyorum. Etkisi olmussa eger bu üc tane frikikte titreyen bir galatasaray takiminin varligidir daha cok. Etkisi olmussa neden hakem bu kadar kolay etki edebilmistir ? Eger bu takim saglam dursaydi son dakikalarda yüksek ihtimal kasitli olan hakem o servet'in pozisyonuna penalti calardi ya da daha baska garip seyler yasatirdi. Ama ne tuhaftir ki bir korneri calisiyor bir de atagi kesiyor, gol yiyoruz.. Bence tuhaf olan daha cok budur..
Franco konusunda katiliyorum. Bir gün bizi kurtaracaktir bundan da eminim ama toplamda bu güvensizligi hep verecektir zira 300 mac oynadigi La Liga da dahi güven saglayamamis muhtesem kurtarislarinin yani sira, biz de nasil olsun ki ? Bakalim sonunda faydasi mi yarari mi cok konusulacak.. Toplamda olusan güvensizligin bir baska nedenidir bence..
aşkın evet Barca-Chelsea maçındaki hakemle dünkü hakem aynı performansı gösterdiler doğru, tamamen aynı gelişti olaylar benim sığ bakışım işte(uzak youtube görüntüsü ne demekse, saha içinde değildim o gün üzgünüm, tv'den izledim sen nou camp'ta top toplayıcıysan bilemem)
Cidden sen ne çekiyorsun bu bloglara girmeden önce merak ediyorum bana da söyle kafam bozukken çekip kendime geleyim...
ekşisözlükte aceto entrysine "beware of aşkın" yazan adamın ne demek istediğini şimdi anlıyorum...hayatını bana muhalefet yapmaktan başka meşgalelere de harca yahu arada, yazık gençliğine...(gençsen tabii yaşlıysan ona da yazık)
şimdi gir bir yorum daha yolla bu cevabıma, sonra ben cevap vermeyince, 2 saat sonra mesaj at "ne oldu cevap veremedin mi?" diye....hadi selametle
borges kusura bakma konudan saptırdık biraz yorum kısmını, bu mesajla sınırlı tutacağım daha sürdürmeyeceğim.
nonda'nın kaçırdıklarına sözüm yok, ancak tehlike bölgesini geçtim kendi yarı sahasına gelerek sürekli sırtı dönük top almaya çalışması ve aldığı zamanlarda rakibe kaptırması-kaybetmesi, galatasaray için çok büyük handikap oluyor, kendisinin de kısıtlı fizik gücünü eritiyor, bu defa yapması gereken asıl iş için gücü kalmıyor. şayet 2 ve üstü golleri konuşuyorsak nonda ile bunu başarılabilmesi 1 değil 2 kat zor. adam rakibin kucağında geziyor her maç.
Tahmin ettiğim gibi saldırı geldi.
Ekşisözlükteki şahsa sığınman bile ne kadar hoş ne kadar tatlı.Aç o şahsın neler yazdıklarına nasıl biri olduğuna bak diyeceğim ama argümanın sığlığı buna gerek bırakmıyor.
Ben o maçı tekrar pozisyonlarıyla birden fazla kez izlerken nasıl olsa Hiddink istediğini aldı diye Youtube görüntüsüyle gelirsen alacağın cevap bellidir.
Ben sana saldırmam, blogunda verdiğin bilgiler benim için değerlidir bunu geçmişte de belirttim.Bir futbol ekolüne sevgi duymak onun çirkin yanlarını görmeyi engellememeli.
@Borges: O penaltı konusuna Şansal da değindi ama "bence" oradaki doğru karar devam değil, GS lehine fauldür. Yani Servet gibi bir adamı yere indirmek için masum bir göğüs şarjından daha fazlası lazımdı, İBB'li de onu yapıp omuzla girdi ve indirdi. Ele çarpan topun İBB'li önünde kalıp gol olması durumunda gol verilecekti ki benim için önemli olan odur.
Olayı hakem mi başlattı yoksa seyirciler mi onu tam hatırlayamıyorum. Fakat hakemin seyirciyi tahrik için çok çaba gösterdiğini de göz ardı edemem. Hele kısa özetlerde yer almayan bir yabancı madde vakası var ki, bana göre "çiğliğin" afilisini temsil eder.
Takım hakkındaki klasik yorum da, 80'e kadar 1-0 getirerek manipulasyona fırsat verildiği yönünde ama benim anlamadığım şey, 1-0 futboldaki bir skor değil midir? Bir takım 1-0 kazanıp kaybedemez mi? O çok öykündüğümüz Barça evet maçı minimum 2-0 a getirip rahat devam ediyor ama 1-0 kazandığı maçlar yok mu(!?). Fakat yine o çok öykündüğümüz La Liga'da hakemin egosu yüzünden puan kaybeden kaç takım var?
Hakemlerin maçın seyrini yanlış kararlarla etkilediğine, kötü olduklarına inanıyorum. Dün gece Noat ile de msn de konuştuk bunu. Anlaşamadık gerçi.
Ama kasıt işine inanmıyorum. Vardır çürük elma da. O korner pozisyonunu görmek için 50 metre depar atıp gelen hakem değildir o çürük.
Hakemlerle ilgili konuşulması gereken daha başka mental sorunlar var. Algıda seçiciler, kendilerini oyunun merkezi olarak görüyorlar. Sahada racon kesenler var. TV'deki abilerine özenip. Bir de maç bitse de gitsem diyenler var. Kurumsal bir karar standardizasyonu istemiyorum ama birey bazında hakemlerin standardı olmalı.
Yunus Yıldırım ve Cüneyt Çakır dışında bu minvalde aklıma gelen isim yok. Onlar da siyah ile beyaz gibiler.
Alper'e yüzde doksan katiliyorum ama bu mac icin etkisi belki sanildigi kadar yoktur lakin kasiti vardir ya da üzerinde tartisilabilir diyorum. Elbette bazen rüzgarin kimiltisi dahi olmayacak bir sutu iceri sokar ya da bir faul dahi bir pozisyonu hazirlar filan.. Rüzgar yüzünden kaybettik ne kadar anlamliysa bu calinan fauller nedeniyle kalemizde gol gördük o kadar anlamlidir. Bir inatlasmaya girdi seyirciyle hakem ve bu daha cok macin sonlarina dogru cosan seyirci ile beraber gelisti. Mac icerisinde gerekli kartlari,onlari bunlari dogru sekilde verdi. Lakin mac sonuna dogru cigrigindan cikti. Inadina bir düdük calma basladi. Fakat Alper, Noat da olsa besiktasli ile bu konuyu konusmak cok zor abi. Sanirsin anadolunun 5 bin kisilik hakki yenilen takimi.(cevremdekiler icin söylüyorum ben) Oysa gectigimiz günlerde oldugu gibi sike aciklamalari oluyor, Galatasaray da Fenerbahca de Besiktas da isin icerisine giriyor.. Bu konularda birbirimizden cok buyuk farkimiz yok.. dönem dönem herkesin basina geliyor.
Ok: Ben maci seyrettim. Ilginc noktalar var. Aydin'in sari karti da tartisilabilir. Onu nasil görüp o sekilde degerlendirdigi ama bunlar uzatir konuyu baska da bir islevi olmaz. Kabaca son on dakikasi oldukca gariplesti. Bunu hissetti herkes..
Servet konusunda haklisin ama penaltiyi da verebilirdi kötü niyetli bir hakem. Ya da 80 dakika daha garip seyler de yasanabilirdi. Son olarak benim yorumum küfürlerden dolayi hakem kontrolünü kaybetmistir son on dakika.. ve son saniye cirpinisi da beraberlik golüne mutlaka etkisi olmustur ama bu kadar eksik rakibi bu kadar dagitir iken sen coktan isi bitirmen gerekiyordu.. hakem olsa da olmasa da bir korner, bir faul son saniyelerde her daim rakibe verilir.. Böyle mi reaksiyon verecegiz ? kasti olsa da bu penalti vermek, golünü görüp de gecersiz saymak seviyesinde degildi. Ufak bir yönlendirme oldu diyelim ki ben her daim su macin son on dakikasinda kaybedilen oyun hakimiyetinin gündemde olmasini isterim.. nacizane olaya yaklasimim bu sekildedir.
Bir çok ve oldukça kalıplı yorumlar olduğundan önemli kısmını okumadan yazıyorum. Bazı noktalarda tekrara düşmüş olursamda şimdiden affola.
Skoru filan geçip oyun olarak bakarsak. Pana maçından sonra ben bu maçtanda memnun kaldım son kısmı hariç. Ayrıca bu maçta Elano'ya ambargo uygulamasının biraz daha azalmış olması umut verici.
Elinizde böyle bir çilingir varken bunu iç sahada kapanan takımlara karşı muhakkak kullanmak lazım. Oyuncularda biraz zekilerse bunu fark edip onu daha sık kullanacaktır ilerleyen maçlarda. Tabi Elano'nunda devre arasında çok sağlam bir fizik kondüston yüklemesi yapması şart.
Maç hakkında ilk dikkatimi çeken sorun Hakan Balta. Her ne kadar kendini bilen oyun tarzını sevsemde bu sezon yaşadığı düşüşten sonra devre arasına kadar kalan maçlarda sol bekte bir Uğur yada Caner yer alsa daha hayırlı olacak gibi.
Bir diğer sorun Nonda. Çok yetenekli bir oyuncu demekten ziyade çok zeki çok bilgili bir oyuncu demeyi uygun buluyorum. Ama onun yaşadığı diz sakatlıklarından sonra bu kadar tempo ona fazla geliyor. Bu nedenle Baros'un tarzına daha yakın oynayabilecek bir Keita en uçtaki adam olarak denenmeli bana kalırsa. Hem üstün dripling yeteneği ile ülkemizde ağır ve hatta yer yer takoz olarak adlandırılacak pek çok stoperin belinde su alma ihtimalide ziyadesiyle fazla.
Kewell çok faydalı ve sahada olması bile insanı mutlu eden bir oyuncu fakat. Onun ekonomik kullanmak lazım. Kendisini maksimum 60 dakika sahada tutmak sezonun ikinci yarısında da ondan verimli olarka faydalanmanın anahtarı olabilir. Bu bakımdan kanat rotasyonunda Aydın ve Caner kalan maçlarda şans bulabilir.
Leo Franco hataya açık bir kaleci olsada cezası çevresinde topları ayağı ile kontrol edebildiğinden Rijkaard'ın sisteminde Ufuk ve Aykut'tan daha değerli bir parça. Fakat buna rağmen Ufuk'ta rotasyona ufak ufak girmeli artık ne yapar ne yapamaz bir sahada görülmeli en azından.
Orta üçülünün defansif yanında yada Elano'nun yedeği olarak Ayhan ismi yerine Linderoth ismi ön plana çıkmalı. Ayhan mümkünse sezon sonuna kadar kulübede oyunculara ağbilik yapsın.
Topal her ne kadar stoperde zaman zaman sırıtsada en azından devre arasına kadar Servet'in partneri olmalı yada formsuz Hakan'a bu pozisyonda bir şans tanınabilir.
Tüm bunlar dışında mümkünse yerli ve genç bir forvet ve yerli yada yabancı nispeten hızlı ve ayağına top yakışan bir stoper bulunursa düşünmeden alınmalı.
Tabi bir de Altıntop kardeşlerin aklımda kaldığı gibi sezon sonu sözleşmeleri bitiyorsa devre arasında çok düşük maliyetlere takıma kazandırılabilirler.
Özetle devre arasına kadar yorulan takım daha fazla sakat vermeden ve hırpalanmadan kalan maçlarını kazansın önümüzü daha net görelim.
Şurada bahsi geçenlerin yüzde 99'una katılmıyorum ama:
''Hakemlerin maçın seyrini yanlış kararlarla etkilediğine, kötü olduklarına inanıyorum.''
Kısmında bir anlaşmazlık yok. Hakemler maçları etkilerler; bu maçı ve tüm dünyadaki maçları olduğu gibi. Ben başka bir şeyden bahsediyorum, o sebepten buradakilerin ve Alper Abi'nin de sahip olduğu diğer pek çok fikrin yüzde 99'una karşı çıkıyorum. Hatta pek çoğunun saçmalık boyutunda olduğunu düşünüyorum. Tabii bunları yaftam ile yapıyorum, benim blogun tepesin ne yazdığı pek bi' önemli.
O zaman şöyle yapalım. Galatasaray 2. golü atamadığı her maçta hakem tarafından katledilsin biz de hakemden bahsetmeyelim ?
Maçla ilgili bir çok blog yazısında Keita, Elano, Kewell, Arda,... gibi birçok oyuncunun performanslarından dem vurulmuş. Hakem de yerden yerde vurulmuştu.
Bu hakem konusunda kesinlikle sana katılıyorum. Benimde aklıma takılan konu nasıl olurda maç boyunca pozisyon bile vermediğin takıma mahkumiyeti kabul edersin. Teslimiyet, mağlubiyetin getirdi. Buna gerek yoktu ama oyuncu pskolojisi işte. Pas yaparak rakibi sindirebilirdik. Falan. Yani burada esas sorumlu rakibin kim olduğunu algılama sorunu yaşayan, 3 puanı alamazsam korkusu yaşayan futbolculardır. Orta sahada faul oluyor, herkes ceza sahasına koşuyor hızlı hızlı. Zaten o koşuşa göre tabelaya 1-1 yazmak gerekliydi. Ne vardı bu kadar korkacak. Acemilik, bilinçsizlik, M.Sarp kafa vuruyor topa, yorgun, bitmiş, tükenmiş, kime gidiyor top ve özellikle şu kısma dikkat hangi bölgeye doğru kafa vuruşu yapıyor. Ceza yayına doğru, ya inanılır gibi değil! Sonrada formasını yırttı! Bende olsam bende yırtardım! Hatta ben kafamı kale direğine de vururdum.
Hakem ayrıntısına takılanlar için buda güzel bir ayrıntı değil mi? Savunmada defans yapılırken gelen ortaya vurulacak kafa vuruşu ile top nereye gönderilmelidir? Ceza yayı değil o kesin! Temel eğitim bilgisi.
Şimdi birde keita hakkında birşeyler söylemek isterim; Sistemi bozan bir oyuncu görüntüsünde ve Rijkaard'ı biz neden başarılı gördük belli bir sistemi oturturabileceğini düşündüğümüz için değil mi? Anlamadığım sistem övenler şimdi neden oyuncuların oynatılmamasına takılıyorlar? Neyse bu tamamen senin yazının dışında. Farklı blogların bende bıraktığı gariplik.
Kolay gelsin...
Schumy: nedir abi katledilmek ? Yedigin gole bir bak yahu. Macin katli nedir ? Goller verilmez, penalti calinir seni oynatmaz filan tamam da istedin mi o macta deli gibi oynayabiliyorsun ki oynadi takim.. 30 dakika ne akini kesen bir düdük ne de golünü engelleyici bir durum yasandi, basit bir sekilde oynadin ama atamadin... Son on dakikada neden panikliyorsun ? Bu hakemin ne kadar dogru oldugu tartisilan üc-dört ceza sahasinin disindaki düdügü nedeniyle mi her sey olmadi ?
Diyelim ki katledildi e ozaman ne yapilmasi gerekiyorsa yapin. 25 yildir mac seyrediyorum ben, 15 yil bu tepkileri vermekle gecti. Faydali olacagina inanan kendi tepkisini versin ben de kendi "faydali" olacagina inandigim yorumumu yapayim..
Noat Samisa: Hicbir sey anlamadim sahsen bir seyleri sacma buldugunun disinda. Sacma buluyorsun ki bu da bir fikirdir toplamda.
Sade: Surada yaniliyorsun bence. Keita bu sisteme göre muhtesem bir disforvet. BArca'nin henry'sine yakin bir profil. sorun daha cok sudur: Arda'yi mi Kewell'i mi keseceksin ? Beklenmeyen ,süpriz bir Kewell performansi beklenilenin aksine bir kewell-keita degisimine neden oldu.. Tam da bu sisteme göredir ki üzerine basa basa söylüyorum.
Borges,
Alper Abi ile anlaşmazlığımız noktasında bir düzeltme yaptım. Fikir ayrılığına düştüğümüz şey, esasen o alıntılanan cümle değildi. Onu ve bir başka önermeye ilişkin fikrimi belirtme ihtiyacı hissettim. Durum bu.
Noat Samisa: Simdi anlasilmistir efendim :)
Ben de puan kaybını hakeme bağlamak istemiyorum fakat açıkça ve ısrarla yanlış kararlar veren bu arkadaşın durumu ne olacak? Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam mı edecek?
Takımın da paniklediğini düşünmeyen yoktur. Fakat her panikleme gol mü yenecek anlamına gelir? Bir şekilde yediğimizde nasılsa yiyecektik diyip kabullenmek zorunda mıyız?
Benim yakınmam biraz da medyanın sanki kimsenin böyle bir hakkı yokmuş gibi aktarım yapması. Hele FB'nin ne oynadığı belliyken puan kayıplarını hakem hatalarına bağlayan Yıldırım'a kimse çıkıp "olur böyle hatalar" diyemezken, tüm maçı domine eden GS aleyhine yapılan bu hatalar karşısında koro halinde "takma kafana" denmesindeki amacı açıkçası anlamak "istemiyorum".
Ben de mükemmel bir dünya istiyorum hakemin konuşulmadığı ama olmuyor. Ama dediğim gibi umudum var, bu takım gelecek bizi böyle tartışmalara girmekten kurtaracak skorlar almaya başlayacak.
Bu arada, Arda sosyal paylaşım sitelerinde(dolayısıyla twitter) hesabı olmadığına dair resmi siteden açıklama yaptı. Yani üstteki mesajımdaki arda tweetini yok sayabiliriz :)
Tekrar selam Borges.
Macin tekrarini izledim ve dun yazdigim yoruma gore cok degisti fikirlerim. Ortada cok aleni bir hakem etkisi var sonuca etki eden. Galatasaray'in harcadigi pozisyonulari, sakatlarini, geriye yaslanmasini vs. onemsiz kilan bir etki bu.(Cunku bazen 1-0 kazanilir maclar.) Ozellikle 81. dakikadan sonrasini tekrar izlediginde Galatasaray'a "neden kazanacak olgunlugu gosteremedin" diye kizmak cok buyuk haksizlik diyorsun. Ligde oldukca kotu bir doneme giren, 4.lugu goren ve ulkenin futbol cevresinden cok buyuk baski yiyen br takimdan bahsediyoruz. Ve dun seyrettigimiz oyundaki gibi kirilma anlari Galatasaray'in hem uzun hem kisa vadeli hedeflerini belirler.
Soylemek istedigim, dun o mactan 1-0 'i cikarabilmek cok onemli bir kazanim olurdu Galatasaray icin. 1-1'lik sonuclar son 1,5 senedir gordugumuz uzere takim icin malesef bir ders cikarma ve daha fazla guclenme vesilesi haline gelemiyor. Bu takimin iskeletini olusturan futbolcular kaybederken kazanmayi ogrenebilecek mental dayanikliliga sahip olmadiklarini her kritik macta gosteriyorlar. Sanirim, bu Galatasaray, gectigimiz haftasonu oldugu gibi gerceklesebilecek (onundeki 3 takimin puan kaybetmesi) bir olagandisi firsati oyle ya da boyle, iyi oynayarak ya da dokulerek kazanamadigi takdirde yaristigi herhangi bir kulvarda sonuna kadar gidebilecek mental ve fiziksel dayanikliligi gosteremeyecek. Iste o oyle ya da boylelerin Galatasaray lehine sonuc dogurabilmesi icin hakem faktorunun kesinlikle etkisiz, sans faktorunun de Galatasaray'in yaninda olmasi gerekiyor. Dunku macta hakem faktoru sonucu dogrudan etkileyen birkac unsurdan biriydi.
güzel özetlemişsiniz maçı aslında 5-0 biteek maç 1-1 bitti. Tabi puan kaybı sonrası iyi taraflar değil hep kötu taraflar gorunur. Evet forvet sıkıntımız var ama yapacak bir şey yok. 2 mac kaldı onuda atlatıp ocaktan sonra daha iyi bir gs izleyeceğimizden eminim
hakeme değinirsek kesinlikle art niyetliydi bana göre baska söze gerek yok bilerek ve isteyerek ortamı gerdi ve golu hazırladı yememiz bizim beceriksizliğimiz olsada hakem hazırladı o golu.
"Hakemi elestirmiyorum zira sorun daha cok ikinci golün neden atilamadigiyla ilintilidir. Bu yetmediyse ne olursa olsun son on dakika icerisinde yasanilan panik ya da bir baska adi baski karsisinda direncsiz tutumun incelenmesi gerekir. Yeteri kadar olgunlasamayan ve kendisine güveni eksik takimlarin sorunu olmasi gerekir, Galatasarayin degil."
borges, öncelikle ben bir futbolsever olarak bu yazı için teşekkür ediyorum, beşiktaşlıyım galatasaraylıyım önemli değil. hakem belki de gerçekten doğramıştır katletmiştir tamam, ama her şeyden önce "önce kendinde aramak"(ki bunun klişeleşmiş bir kalıp olması doğruluğunu tartışmamıza neden olamaz) büyük bir erdem. hakemin etkisi galatasaray'ın 2.golü atamayışından daha büyük bir etki olabilir, ama yapılabilecek şeyler varken (kaçan gol pozisyonları, daha disiplinli savunma ve yerleşme) ve sonucunda üzülünen şey önceden engellenebilen bir şeyse senin düşüncen de son derece doğrudur. bu sadece futbol için geçerli değil senin de daha iyi bildiğin gibi, hayatın her kademesi için insanın kafasında bulunması gereken birincil şey. insanı geçtim, kurumlar ülkeler bu felsefeyle büyür ve gelişir.
insanın, her defasında kendi eliye bir şeyleri değiştirebileceğine inanması, dış etkenlerin etkisini en aza indirerek mükemmele, daha mükemmele ulaşmaya çalışması harika. tabi herkes denemez bunu, çünkü bunu yapmak zordur, düşünmek güçtür. bir lükstür bu. her insan bu lükse sahip olamıyor. keşke olabilse herkes.
Delgado: Bu ülkede bu cok zor. Surada hakemi elestirmiyorum cümlesi nedeniyle cok kisi da bizi katletmeye calisiyor lakin onlar da hakli. Yillar yili bu geyiklerin cevresinde futbol muhabbeti döndürdüler bizler gibi. Biriktirilmis kinleri var ki bosalmaya ihtiyaci var. Bugün gördüm rijkaard da hakeme hicbir sekilde deginmedi ki en dogrusunu yapmistir bana göre. Hala ve inatla biraz iyi olsaydi G.Saray hakem filan hicbir sey yapamazdi.Hepsi budur, neden biraz daha iyi degiliz.
Yorum Gönder