28 Nisan 2010

Madrid Yolcusu Bayern.!



"Bir takim finale kaldiysa orada dogru bir seyler olmalidir mutlaka" akil yürütmesinin gölgesinde baslayalim..

Her bakimdan örnek alinmasi gereken bir kluptur Bayern. Üstelik bu "Örnek" konumu sadece Bundesliga ici degil ayni zamanda Milan,Barcelona,Madrid,Chelsea gibi devler icin de gecerlidir zira bunlarin arasinda maddi olarak en iyi konumda olup da futboldan gecimini saglayabilen nadir kluplerin basinda gelir. Ilginc gelecektir belki ama futboldan 18 yildir kar yapan bir klup yapisina sahiptir.Daha da ötesi ilerleyen zaman icerisinde -10 yil- Arena'nin borcunu bitirip kar olayini abartacak olmasidir sanirim.

Cok degil bir sene öncesi Bayern Münih basindaki teknik adamini kovar iken üstelik Bundesligada yani Huub Stevens haric Rinus Michels dahil pek cok hollandalinin basarili olamadigi bi ortamda bir sene icerisinde bu noktaya Hollandali bir teknik adam ile nasil geldi ?

Gecen sene bitime 6 hafta kala Bayern yönetimi cok önemli bir karar almisti. Sampiyonlar Ligi biletinin tehlikede oldugunu sezen yönetim Klinsmann'i kovmus ve Heynckes'i kalan maclar icin basa getirmistir. Hatirlarsaniz ayni dönemlerde Galatasaray yönetimi de benzer bir karar almisti. Birisi hic maglubiyet almadan Sampiyonlar Ligi biletini alip bugün finale kalmasinda önemli rol oynar iken Galatasaray ise rakiplerin delicesine puan kaybettigi bir yarista üst üste puan kayiplari yasayip Avrupa Ligine ancak kalabilmistir.. Keza her iki takim da bir Hollandali ile anlasip yeni sezona girer iken sonuc bugün yine ortadadir.

Van Gaal, benim hayran oldugum ve özellikle Türkiye'de calismasini istedigim hocalarin basinda gelir. Lakin onu dahi bu sene icerisinde siklikla kurtaran oyunculari kendisi degil Bayern yönetimi transfer etmistir. Robben ve Olic'in katkilari süphesiz cok büyüktür ve bunlar birer Hoeness hamlesidir. Kim bilir bu futbolcular degil baskalari olsaydi yine iyi is cikaracakti ama burada olmayacakti. Ilk senesinde Sampiyonlar Ligi finali gören bir anlayisin temelinde klubün saglikli bir sekilde yönetilmesi yatar..

Takim sezona oldukca kötü basladi. 4-3-3 ve 4-4-2 tartismalarinin icerisinde Klose-Gomez-Olic-Toni-Müller ile bes yedek birakilamayacak forvetlerin yarattigi gerginligin yani sira orta sahada iki yönlü oyuncu eksikligi, top dagitiminin gerceklesmemesi sonucu gelen Lahm elestirisi ile dibe vuruyordu her bakimdan.. Tam bu noktada Hoeness devreye girer.. Lahm'dan baslar isi ele almaya..

Beckenbauer, Lahm'in yaptigini etik olarak dogru bulmasa da kisiligini ortaya koyup dürüst bir sekilde düsüncelerini söyledigi icin onu arkadan kollar iken Hoeness bunun bir menajer hamlesi oldugunun farkinda olarak olaya daha farkli yaklasir.. Hem Rensing'in hem de Lahm'in sürekli olarak basina yansiyan elestirilerin ortak noktasi olan menajerini kesfetmis ve acik bir sekilde oyuncuyu yönlendirenleri tehtit etmistir. Bu sürec icerisinde ne oyuncu zarar görmüstür ne de bunun bir daha tekrarlanma ihtimalini doguracak hamle eksikligi söz konusudur. Is kökünden halledilir iken ortaya koyulan tavirlar takdir edilesidir..

5 Forvet cok ciddi bir sorun yaratiyordu. Düsünebiliyor musunuz bu bes forvetin kesinkes yedek kalip da sorun teskil etmeyecek olanlari "Olic ve Müller" idi.. Yani bugün iki as forvet olan oyuncular.. Her bakimdan forvet fazlaligi basa dert olmustu. Bu fazlalik oyuncularin kendilerine olan güvenlerini sarsmasi bir yana disarida kalanlarin sürekli olarak sorun cikartmasi da teknik adamin teknik kararindan ziyade yönetimin "Idare" sorununa dogru yol aliyordu ve hamle gecikmedi: Toni gerekirse bedavaya bir baska klube gönderilecektir zira o yedek de kalsa oynasa da takim ici sorunlar sonlanmayacakti.. Bugün bunun ne kadar basarili bir hamle oldugunu cok iyi görüyoruz zira Toni'nin Van Gaal nefreti bugün dahi devam eder..

Ribery'nin sakatligi öyle bir hal aldi ki nedenini Bayernin doktorlari dahi bulamiyordu. Tam bu sürecte Hoeness takildi Ribery'nin pesine.. tatilde dahi onunla kahve icecek imkani bulup her türlü kontrolünü yaptirmak üzere calismaya basladi. Dislerine kadar is ilerledi ve sorun giderildi. Tam bu arada Robben'in cosmasi herkesin aklina Ribery'nin tüm bu olup biteni kaldiramayacagi sorununu düsürür iken takim kaptani Van Bommel'in aslinda öyle olmasa da onu gururlandiracak aciklamasi yer aldi:

"Robben goller atiyor ama Ribery daha yararli oluyor bize.."

Aslinda bu gercek degil ama böyle bir aciklama yapilmaliydi zira oyuncuyu takimin icerisine almak zorundaydilar..

Robben muhtesem bir oyuncu iken sakatligi onu buraya getiren önemli bir etken idi. Bayern Doktoru Wohlfahrt özel olarak oyuncu ile ilgilendi. Pek cok yerde maca cikamayacak durumda iken onu bir sekilde sahaya sürmeyi basardi. Her gün bayern doktorunun müdahelesi ile bugün sakatlanmadan oynayabilecek konuma gelen Robben'in gollerinin arkasinda yatan isim kesinlikle ne teknik adam ne yönetim; Bayern Münih'in ülkemizde de oldukca ünlü doktoru Wohlfahrt..

Ve bu örnekler o kadar fazla ki.. Bremen paranin derdine düsüp Özil'e sözlesme imzalattirma adina onu baski altina aldi, oynayamaz duruma getirip Sampiyonlar Ligine dahi gidemeyecek konuma geldiler.. Schalke, süper kadrosu oldugu icin degil Magath yönetimi altinda "birlik" saglanabildigi icin bugün bu durumlar.. Leverkusen'in sorunu teze konu olacak ölcüde derin ve hala cözümü bulunamadi lakin futbolla ilintisi cok fazla yok, baska bir sey.. Klopp ise beklentinin üzerinde bir performans gösteriyor..



Isin futbol kismina gelirsek eger;

Rijkaard'in bugün Galatasaray'da yasadigi sikintinin bir benzeri vardi burada. Lahm, cekinmedi ve vurdu hanceri orta sahasina.. Bizde "hareketli" orta saha eksikligi söz konusu diyordu o gemileri yaktigi aciklamasinda.. Defanstan topu alip "geriye vermecek" ve ileriye tasiyacak oyuncu eksikligi söz konusu.. Daha da önemlisi topu bizden isteyecek, bize yakinlasip alip götürecek oyuncu yoksunlugu.. Kimse gelip topu bizden almiyor, alsa da ileriye tasinamiyor..

Tam bu noktada Van Gaal hem Alman futboluna ve ayni zamanda takima etki edecek en önemli hamlesini yapti: Schweinsteiger'i kenardan alip merkeze oturttu.. O zamana kadar Van Bommel'in yanina Müller,Timoschuk,Hamit,transfer olmadan önce Baumjohann ve hatta Ribery dahi denenmisti lakin basari Schweinsteiger ile beraber geldi. Ve inanin dün de sezon boyunca oldugu gibi sahanin en iyisi Schweinsteiger oluyordu.. Kardes, Eniste gibi biraz da sag kenarda Hamit rekabetinden dolayi "Schweinsteiger" düsmanlarinin dahi gönlünü fethedecek bir performans gösterdi.. inanilmaz oynadi ve oynamaya devam ediyor.

Ne yapiyor Schweini ?

Kusursuz bir savasci kimlik ortaya koyuyor.. Her savasci oyuncuda eksik olan teknige ve bosluklari görecek oyun anlayisina sahip olmasi onu Avrupada dahi sayili bulunan oyunu iki yönlü oynayan orta saha kivamina getirdi..



Hollandali sisteminde bu pasa dayali oyun anlayisi icerisinde köprü vaziyetini gören oyunun iki yönünü de oynayan futbolcu her zaman takimin temel diregi konumdadir. Barcelona, Rijkaard'in ilk yilinda küme düsme potasindan o muhtesem galibiyet serisine Davids transferi ile ulasmistir. Yine Barcelona bugün Messi ne kadar yildizlasirsa yildizlassin, Xavi-Iniesta'nin üzerine sistemini insa edebiliyor, her ikisinin yoklugunda sistemi islemez.. Van Bommel'in muazzam liderligi ve Schweinsteiger'in merkezde gösterdigi performans Robben'in gollerinden dahi daha önemlidir. Man U macinda o denli güzel top cevrilmeseydi o baskinin dogurdugu korner dahi olusmazdi. Barcelona'nin Xavi-Iniesta'si neyse Bayern Münih'in Schweinsteiger-Van Bommel'i da odur. Her ikisi de saha ici lider özelligine sahip, oyunculari yönlendirebiliyorlar ve savasci kimlikleri nedeniyle topa sahip olma konusunda kilit role sahip iki oyuncu. Keza Schweinsteiger'in pozisyon bilgisi de oldukca önemli zira Lyon'u evinde agirladigi macinda üc farkli taktigi Schweinsteiger üzerinden gerceklestirmis, macin bir aninda merkez forvet konumuna gecip yuh dedirtmistir herkese..

Van Gaal, saha icerisindeki her santimetrekareye hakim olmak isteyen, kontrol mayangi bir teknik adamdir. Kurallarini cok sert ve tartisilmaz bir sekilde ortaya koyuyor. Top, ön bölgeye uzun paslarla ya da arada sirada gördügümüz üzere Rib-Rob driplingleriyle degil yerlesimin yarattigi bosluklarda olan futbolcularin basit hamleleriyle ileriye akmasi gerekiyor. Bu hali hazirda taktiksel olgunlugun yetenekten daha öne cikmasina neden oluyor.. Demichelis ve Van Buyten sanilanin aksine muhtesem isabetli paslar atan stoperler olmamasina ragmen topun ileriye tasinmasi esnasinda sahada dagilimi iyi sergileyen oyunculara basit toplar atarak Sampiyonalr Ligindeki iyi takimlar karsisinda dahi topu öne tasimada zorluk yasamadilar.. Bayern'de Rib-Rob ikilisi, Galatasarayin kenarlarinda oynayan güclü ofansif oyunculari topa sahip olduklarinda mutlaka güzel isler yapiyorlar ve bunlarin icerisinde de bireysel yeteneklerini sergileyebiliyorlar lakin bugün Galatasaray'da ve sezon basi Bayern Münih'in sorunu topu o bölgeye tasimak ve özellikle pres ile baski yenildigi vakit topa sahip olamamalaridir.. Iki savasci bir orta saha ve ayni zamanda merkez oynayabilecek gözlere, o gözlerin gördügü yere topu ulastiracak teknige sahip olmalari, gelisen ataklarin ribauntlarini alip inatla gole dogru takimi sürüklerken, baskiyi yaratan unsur olarak takimin ortasina set cekebilmelidir.. Dikkatli bir sekilde incelerseniz eger Bayern atagi koner-aut olmaksizin birden fazla pozisyon iceriyorsa eger bu dönen toplari hamle önceligi/savasci kimlikleri nedeniyle topa yine ve yeniden sahip olabilen orta sahalarin akilli bir sekilde boslugu görmeleri nedeniyledir..



Badstuber & Müller

Bir Hollandali ile calisiyorsaniz size garanti veririm ki yetenegin üzerinde bakilan temel nokta oyuncularin pozisyon bilgisi yani taktiksel olgunlugudur. Iki yetenegi Alman futboluna kazandiran Van Gaal bizzat transferinde önemli rol oynadigi oyuncularin yerlerine bu iki genc oyuncuyu yerlestirmesi adalet duygusunun da ne olduguna dair önemli fikirler veriyordu. Thomas Müller 4-3-3 sisteminin öndeki üclünün her yerinde oynayabilir iken Badstuber Stoper ve sol bek mevkisinde siritmadan görevini yapabiliyor.. David Alaba, Caner Erkin gibi hucumcu bir bektir lakin ondan daha kötü pozisyon bilgisine sahiptir. Skibbe, Bayern macinda sadece bu acigi cok iyi degerlendirdigi icin takimi galip gelebilmistir.. David Alaba'da Teknik muazzam, futbol yetenegi muhtemeldir ki 5 Badstuber düzeyinde lakin vazgecilemeyen isim Badstuber'dir zira bek pozisyonu cokca taktiksel olgunluk ister,yapacaginiz hata ölümcüldür burada..

Thomas Müller ise her ne kadar son dönemde formdan düsse de inanilmaz bir oyuncudur ve sezona müthis basladi. Van Gaal icin demli bir cay kivami olsa gerek zira mac icerisinde olagelen bütün taktiksel degisimler hep bu oyuncunun üzerinden gerceklesir.. Yenilgi,Kirmizi kart ve olasi hamlelerde can simididir.. 10 Numara, her iki kenar ve forvet oynayabilen oyuncu nedeniyle 4-4-2, 4-3-3-, 4-4-1-1 gibi cesitli dizilimleri saha icerisinde Müller degiskeni ile sürekli denemistir. Sogukkanli bir yapisi var ve teknigi, oyun zekasi aslinda muhtesem.. Desem ki size Arda Turan ve Thomas Müller arasinda secim yapmak zorunda kalsam, Thomas Müller'i secerdim ve hemen bana küfürler edeceksiniz.. dememis olayim ben bunu ve siz de bana küfürler etmeyin, olur mu ? Zira ben Thomas Müller'den fazla olamayan yetenegi nedeniyle bugün geldigi konuma sükretmesi gerekir dedigim vakit "kirgin, yorgun, genc ama, bu baski, ülke kosullari ,gitsin buradan" gibi absürdlüklerle gelip cikilmaz yola girecegiz yine..



Ajax'ta basardiklari muazzam idi.. UEFA kupasi, Sampiyonlar ligi.. Lakin burada cok iyi kaniksadigi sistemi icin hem uygun ortam vardi ve ayni zamanda cok uzun süre ayni takimda kalarak degistiremeyecek ölcüde benimsedigi sistemini muhtesem bir sekilde yakaladi. Barcelona'da ise hali hazirda bir Hollanda ekolü olmasi bir yana sekiz tane Hollandaliyi takima katarak kendi sistemini olabilir kildi.. Lakin sonrasinda isler degisti zira din gibi belledigi sistemi yaninda götüremiyordu, tekrardan ögretmesi, ona uygun oyuncular almasi filan gerekiyordu..

Alkmaar sonrasi ise yeni bir taktik daha kazandi kendisine. 4-4-2. Bugün oynadigi sistemi tanimlaya calisirken yarim 4-4-2 yarim 4-3-3 diyor ki gercekten de mac icerisinde her ikisini de gerceklestirebiliyor. Hoeness baskanligi sonrasi 4-4-2 sisteminde oynamali bu takim diye beyanat verdiginde son karari ben veririm ilkesi bir yana söyle aciklamalarda bulundu:

"Ben takima gelmeden neyi oynatacagimi söyledim lakin Robben transferi sonrasi 4-4-2 kararimi degistirip 4-3-3 oynatmaya karar verdim. Sonrasinda Ribery-Robben sakatlaninca tekrardan 4-4-2'ye döndüm. Siz bir sistemi bir anda takima degismeyecek bir sekilde yerlestiremezsiniz zira sistemi oyuncularin kalitesi belirler ve bu oyuncular da degiskenlik gösterebilir.. Dolayisla ne oynanayacagi elinizdeki oyunculara göre degisir iken rakibinize göre de ofans-defans dozaji ayarlanacaktir.."

Alkmaar öncesi Van Gaal, bugünkü basariyi yakalamasi cok ihtimal dahilinde degildi. Barca'dan taniyabildigimiz kimligi ve ne yaptigini cok ama cok iyi bilen karakter yapisi ise size uzun sürecte basariyi yüzde yüze yakin bir oranda garanti ediyor.. En önemli özelligi ise klup baskani, basin ve taraftarlardan etkilenmeden bildigini okuyabilecek bir kibire sahip olmasidir. Mourinho, "benim boss" diyor kendisine ve o kibirin nereden geldigini ben bugün cok iyi görüyorum.. Fatih Terim'le dalga gecen insanlarin umarim bir gün Van Gaal kibiri ve kustahligiyla da tanisirlar.. Ve bu adam basarili oldugu zaman da basini, oyunculari, kendisine inanmayanlari zekasindan cikan kelimeleriyle resmen dövüyor.. Mourinho'nin aciklamalari cok keyiflidir ama bir gün umarim Van Gaal ile de yakindan tanisirsiniz ,dinlemeye doyamadigim bir adamdir benim.. Ömrü billah ayrilmasin Bundesligadan ya da olmadi yolu bize düssün, yüzde yüz basari garantidir..



Bu hayatta röportaj yapmak istedigim yegane insandir Uli Hoeness.. Bana göre Almanyanin en basarili spor adamidir.

Gecen sezon bu vakitler takim kötü gidiyordu. Keza bu sezon da ayni sekilde takim ilki dönemecte dibe vurmustu. Sampiyonlar Ligi üst tur dahi Sampiyonluk gibi mucizeydi. Gecen sezon Klinsmann'i taktik konusundaki yetersizliginden dolayi görev bitimine bes hafta kala görevden alir iken bu sene boyunca Van Gaal'in yaptigi isin farkinda olarak sonuclarin disinda muhtesem bir is cikardigini belirtiyordu..

Klinsmann'i gönderip Heynckes'i alarak maglubiyet yasamadan ligi bitirdi. Olic'i belese kapiverdi, Robben'i aslina bakarsaniz Van Gaal'in gönlü olmadan aliverdi. 86 milyon euroluk Ribery teklifini reddetti. Devre arasi gönderilecek oyuncular ile beraber takimin birliginin saglanmasinda önemli rolü oynadi. Ama hepsinden öte basina karsi teknik adamini, oyuncusunu ve klubü Rummenige ile beraber öyle güzel bir sekilde koruyorlar ki yer yer sizi rahatsiz ediyor eger Bayernli degilseniz..

Basarili olmak istiyorsaniz ülkenizin en az 20 yil icerisinde degismeyecek kosullarina elestiri getirerek isin icerisinden kendi basarisizligini cekip almayin. Zira her kosulda basari mümkündür, recetesi farklidir sadece.. Basarisizliginizi alti aylik, sekiz aylik calisma süreleri olan teknik adama baglamayin. Teknik direktör bu gibi adamlarin yaptigi planin degisebilir bir parcasidir, basaridaki rolü yüzde on besi gecmez. Gelecegin büyük Avrupa Klubü olmanin yolu teknik adam getirmekten ziyade Hoeness,Cruyff gibi adamlarin ne yaptigini anlamaktan gecer.. Yüzbesmilyonuncu kez tekrardan hatirlatalim istedim..

6 yorum:

Empyrium dedi ki...

Dün akşam maçı izledikten sonra Borges kesin yazar dedim Bayern'i.Keyifle okuduk, ellerine sağlık.
Sen her Hoeness yazdığında bu adama saygım kat be kat artarken, acaba diyorum bu işi bizim takımda kim yapabilir.
Acaba Üstünel'i yanına staja yollasak bir seneliğine yararı olurmu?

Borges dedi ki...

Empyrium: Ben senin ne demek istedigini biliyorum ama tam su noktada sunun altini cizmek gerekir. Problemin nerede oldugu konusunda buraya bakarak bir seyler anlasilabiir lakin problem cözücü kosullara göre kendisini var eder. Hoeness, burasini taniyor, biliyor ve ona göre bir yöntem belirliyor.

Bu ülkeyi cok iyi taniyan, cok iyi bilen ve futbolcunun da dilinden, hikayesinden tatmis olan bir lider oyuncu-yönetici gerekir. Haldun Üstünel'e Arda yeri geldiginde "sen kendi isine bak" diyebiliyor, bu yüzden karizmatik ve gücü belli bir yönetici olmasi gerekir.. Tüm bu sorunlarin halledilmesi acisindan..

Benim de o adama hayranligim inanilmaz.. antipatikligi olsa da.. Muhtesem bir is cikariyor 30 yildir..

Erdem Karakuş dedi ki...

Borges bu sportif direktörlük mevzusunu çok sık yazıyorsun postlarında. Galatasaray'ın bu pozisyondaki birine olan ihtiyacından da bahsediyorsun sürekli olarak.

Kulübü iyi bilmesi gereken, otoriter olabilecek, oyuncular üzerinde, yönetim üzerimde, hatta belki de taraftar üzerinde etkisi olabilecek, karizma sahibi bir insan imajı çıkıyor buradan sonuç olarak.

Uzatmadan şunu sormak istiyorum, misal Fatih Terim bu özellikler bakımından Galatasaray'da sportif direktör olabilecek konumda mıdır?

Borges dedi ki...

Erdem Karakus: Lyon macinda Ederson'u görünce eski günleri andik.. Nice'de oynarken Polat yönetimi öncesi transfersizlik zamani "keske benim takimimda olsaydi" derdim, güzel bir on numara filan..

O gözle seyrettigim tonla futbolcu vardi.

Bugün bir Galatasarayli olarak su futbolcu gelsin diyemiyorum, kim gelirse gelsin olmayacak gibi geliyor bana. Eskiden oyunculara bakardik, simdi klubün yönetimlerine, ya da benzer seye. Eksiklik nerede ise ister istemez oraya..

Fatih Terim cuk diye oturur, baskasi daha iyi yapamaz belki ama o bu konuma gelir mi ? bilmiyorum.. Sanmam. Bir klup takimi calistiracaktir, biz daha cok teknik adam olmayacak olan eski önemli kariyerli oyuncularimiza yönlenmeliyiz belki de..

Erdem Karakuş dedi ki...

Ben şahsen eski futbolculardan Ümit Davala'yı o pozisyon için uygun görürdüm. Kişilik olarak düzgün bir insandır, yurtdışı görmüştür, ufku geniştir. Yabancı-yerli ayrımı yapmayacaktır. Kulübü iyi bilir, ondan daha önemlisi futbolu iyi bilir.

Ama gel gör ki takımdan yollandı, küstürüldü, ve o ihtimal söndü. Ümit dışında başka isimler de verilebilir, ama avrupadaki futbolu, futbolcuları idare etmeyi vs. gerçekten bilen kaç eski oyuncusu var ki Galatasaray'ın? Misal Hakan Şükür gelse 4-3-3 sisteminden, total futboldan, Rijkaard'ın futbola ve kulübe bakış açısından, senin burada Bayern örneği üzerinden, Van Gaal örneği üzerinden anlattığı konulardan ne kadar haberdar olabilir ki? Ufku ne kadar geniş olabilir ki?

İşte bu sebeplerden Fatih Terim gelmeyecek olduktan sonra o pozisyon doldurulamayacak gibi Galatasaray'da.

TA dedi ki...

bayern lyon maçında çok iyidi ve turu haketti.