5 Nisan 2010
Skibbe,Lincoln ve Sivas Maci,!
Futbolun kendisinin konusulmasinin cok da mümkün olmadigi bu macta kaybedilen iki mactan ziyade beni üzen baskanindan futbolcusuna kadar sevemedigim bir klubün istedigini ikina-sikina, kavga-dögüs ve zorla almasidir belki de.. Su kesin ki gelinen bu noktada pek cok analiz mümkündür lakin en son yapilacak olan da macin analizidir. Sadece cikartilan kadronun Rijkaard'in istedigi sistemden ziyade cezaya carptirdigi oyunculardan geriye kalanlardan bir futbol takimi yaratma adina böyle gelistigini söylemeliyiz sanirim. Sadece son saniyelerde Hocanin Gökhan Zan'i oyuna sokma girisimi dahi artik onun sistemden, oyun planindan ve cok seyden vazgecip kimsenin iplemedigi bir üc puanin pesinde kendisini harap ettigini, bu baskiyi kaldiramadigini görebiliriz. Ben hem maci hem de cok tartisilan Rijkaard'i bir kenara birakip gecen sene hakki yenilen, küfürlerle, hakaretlerle gönderilen ve hatta birisinin futbol hayatini dahi bitirme noktasina getiren kosullarin olustugu o günleri hatirlatmak ve herkese hakettiginin en azindan bugün verilmesi gerektigini düsünüyorum.
Tam gecen sene bu zamanlar asagi yukari ayni seyler gerceklesti. Hocalar farkli, oyuncular farkli lakin sikayetler de degisen bir sey olmadi.
Skibbe tecrübesiz, stajer ve bu isi bilmiyor, otorite sorununun üzerinde durup daha baska dogru yanlis pek cok seyler söylenildi. Galatasaray da buna mükabil bu hatanin üzerinden bir hoca getirdiler. Rijkaard'in hem futbolcu hem de teknik adam olarak kariyer sorunu var diyeni futbol Tanrisi carpar. Skibbe nere Rijkaard nere.. Sorun cözülmüs olmasi lazimdi, degil mi ?
Lakin arkadas senin sorunun hep ayni kaldi, hocayla filan ilgisi yokmus demek ki. Senin sorunlu,stajer hoca dedigin bugün Bundesliganin tartismasiz bir sekilde herkesin elbirligiyle yetenegini kabul edip hakkinda sadece benim bugün okudugun onlarca olumlu makale yazdiran Skibbe.. Buradan Rijkaard'i gönder degisen cok bir sey olmayacaktir. O zaman sorun nedir ? Eskiden mesafeler de uzundu, iletisim koptuktu, kim nedir haberi olmazdi. Ama simdi gecen sene kovulan bir hocanin bu sene yaptiklari ile üc-dört yil önce Barca'ya dehset katkilar saglayan hocanin bugün buradaki konumu.. Demek ki sorun hoca degil ki biz iki post asagida yazdik, cizdik, basari ve onu kazandiginiz kosullar birbirlerinden ayri bir sekilde degerlendirilemez..
Lincoln sorunu vardi gecen sene. Ben inanirim ki en büyük haksizliklardan bir tanesi de Lincoln'e yapilmistir. Skibbe röportajinda belirtiyor, ickisi yok, gece hayati yok ve sadece Brezilyali, yetenegine övgü bekliyor, yildiz iste.. Cakma yildiz degil seni sahada yalniz da birakmiyor, kosuyor ediyor ve acik acik pek cok maci da sana aldirmis, hakkini da vermisti futbolun..
Isyan ettiler.. Türlü türlü karaktersizlikleri yapistirdilar. Simdi Brezilya Milli takiminda oynayan Premiere Lig'den buraya Elano ve Jo transfer edildi. Birisi "efektif olma, etkili olma nedir" konusunda Lincoln'ün bes metre arkasindan gelir iken digeri Fenerbahce maglubiyeti sonrasi verdigi partiler, disiplinsizlik ve daha nice konular konusunda Galatasaryli oyunculara ders verir gibi ilahi adaleti sagliyordu. Bugün Jo sonradan girdigi oyunda ayakta duracak hali yoktu.. Disiplinsiz oyuncu mu diyordunuz, nedir ne degildir bugün belki ögrenmistir Galatasarayin kaptanlik yarisina girip oyuna küsen, ona buna tavir yapip isimsiz bir sekilde saga sola demec veren güzel karakterli yerli oyunculari.. Yerli oyuncular.. Bes tane Galatasarayin orta sahasi vardir, dördü bugün ikinci Bundesliga takimi Kaiserslautern'de yedek kalir.. lakin mübareklerin isyani, haksizliklari hic bitmez..
Simdi ben gecen seneden bu yana sabit kalan Galatasarayli yerli futbolcularin düsündüklerini merak ediyorum. Hoca dediniz degistiridiler, Oyuncu dediniz yerine yenilerini getirdiler ama görülüyor ki degisen bir sey olmuyor. Isyanlariniz bitmiyor, gazete gazete geziyorsunuz ve hala sikayet ediyorsunuz birilerini.. Hoca Elano'yu kayiriyormus, Giovanni'ye söz vermis, milli takimda oynatmak icin mis mis..
Ayni zamanda bu takimin bir de kaptani var Arda Turan. Bakin ne giydigine ne görgüsüzlük yapip da sinema kapattigina ne de baska bir durumuna elestiri getiririm. Genc oyuncu, gezsin, tozsun ve ne yaparsa yapsin.. Üstelik Tam Saha'ya verdigi röportaj da muazzam.. Performans olarak da ben kötü bulmuyorum.. Lakin benim kaptani oldugum bir yerde bir kac futbolcu cikip da isimsiz bir sekilde gazetelere röportaj veriyorsa, teknik adami suclayici ve iftira niteligi tasiyan dedikodulari saga sola yayiyorsa orada bir problem vardir ve kaptanin da kusuru on üzerinden ondur.!
Galatasaray takiminda hem icerideki oyuncularin ve ayni zamanda genel anlamda futbolun yönetimi ya da idare edilmesi problemi vardir. Hocalarin, oyuncularin hepsinin birer ayrinti oldugunu herkes gözden kacirip kimisi Rijkaard'i yakaliyor, digeri Jo'yu ve vurup duruyorlar. Gecen sene yapilan o fahis yönetim hatalarindan bu yana burada yazip ciziyoruz.. Sportif direktör, futbolun yönetimi problemidir.. Misal..
Gecen sene Skibbe'nin istifasini getiren maci gözlerinizin önüne getirin. Yüz insandan doksandokuzunun inanci sudur ki Baros o penaltiyi atip beraberligi saglasa maci da cevirecekti. Olmadi.. Skora degil de Bayern Münih'de oldugu gibi oyunun icerigine bakan bir Galatasaray yönetimi olsaydi asla ve asla teknik adami degistirmez, o ortami bozmazdi. Gecen sene Klinsmann ile islerin son bes macta dahi yürümeyecegini anlayan Hoeness ne kadar dogru hareket ettiyse Adnan Polat da bir o kadar yanlis hareket etmistir. Bakin buradan giden ve burasini gercekten cok sevmis olan insanin art niyet icermeyen samimi beyanatlari neler diyor:
"Galatasaray’ın teklifi kabul ederken Galatasaray’ın aslında yüzde 60’ı yabancı yüzde 40’ı Türk olan bir teknik direktör aradığını anlayamadım. Sanırım beklentilerin çakışmamasında en önemli nokta bu oldu. Pişmanlık değil ama bunu daha önce fark etmiş olmayı isterdim."
"Şunu demek istiyorum: Galatasaray yönetimi uluslararası isimlerle çalışırak, iyi isimler transfer ederek ‘Uluslarası’ olmaya çalışıyor. Ama bu formülün tutmasına olanak yok. Aslında eksik olan eğitim. Futbolcular iyi yetişmiş. Ama uluslarası olmak için eğitilmemiş. Gelen yabancılarla arada fark doğuyor. Birey olarak hareket etmiyorlar. Herşeyden önce yabancı dil bilmiyorlar. Almanya’da yetişmiş bir Türk oyuncudan bile mantalite ve bakış açısı olarak eksik olduklarını görüyorlar. Çünkü onlar Almanca ve İngilizce konuşarak geliyor. Bu eksikliği bilmek, fark etmek onları üzüyor."
Bugün Neill'in sinirlendigini,agresif yapisini hemen herkes cok iyi bir sekilde görüyor. Ki Neill yapi itibari ile bizim ligimizin takimlarindan birisinin defansina liderlik yapabilecek karakterde lakin ne kadar zorlandigini görüyorsunuz..
"Yetenekliler. Ama dediğim gibi ‘uluslarası olmak’ eğitim gerektirir. Lafta kalmamalı. Mesela Meira kendi kalitesini gösteremedi. Çünkü burada mutlu olamadı. Onunla konuştuğum zaman Portekizce, Almanca, İngilizce, İtalyanca konuşabildiğini Türkçe için de çok zor olmasına rağmen çabaladığını söylüyordu. Ama Galatasaray defansında kimse bu dillere hakim olmadığı için, solunda Servet, sağında Sabri, önünde Topal, defansı toplaması mümkün olmadı hiçbir zaman... Bu konuda yönetim onları önemsemiyor. Futbolcularına bu manada sahip çıkmıyor."
"Lincoln özel bir futbolcu. Bir kere ona yapıştırılan etiketiler doğru değil. Hiç gece hayatı yok mesela. Ağzına içki sürmez ayrıca. Ama çok yetenekli bir futbolcu ve bu yeteneğine övgü bekliyor. Onu bu konuda serbest bıraktığınızda, yeteneğini takdir ettiğinizi belirtip bunun ona sorumluluk yüklediğini anlattığınızda o da size tam karşılığını vermeye çalışıyor. Bazı maçlarda bunu yapamadı. Ama en azından elinden geleni yaptı. "
otorite konusu:
"Hayır! Ben böyleyim. Sırf ‘otorite prim yapar’ diye kendimi değiştiremem. Değiştirmedim de. Uzun vadede olması gereken bu. "
Galatasaray'in futbol aklinin karisikligina iliskin:
"Beklentilerini daha önce anlamış olmayı isterdim. Haldun Üstünel ve Adnan Sezgin’in yetkilerinin hangi konularda olduğunu ancak 2 ay sonra anlayabildim. Bana baştan bilgi verilmedi mesela. Bir de ben bazı şeylerin temelden değişmesi gerektiğini savunuyordum. Ama bana ‘bunlar değişmez’ diyorlardı."
Cekinmeden söylemek gerekir ki Rijkaard hatalar yapiyor. Daha önceden de belirttigimiz gibi sürekli amatör liglerde, amatör kluplerde top kosturmus, teknik adamlik yapmis ya da böyle gecmisi olan futbolcular, teknik adamlarin bulgar-romen-yugoslav kökeni olan insanlarin buradaki carpiklik karsisinda benzer kültürlerin icerisinde bicimlenmisliklerinden kaynakli serinkanliligini koruyabilir iken Ajax-Milan-Barca seviyesinde üst düzey isler yapan insanin buradaki ortam karsisinda digerlerine nazaran daha tuhaf tepkiler vermesi kacinilmazdir. Bugüne kadar bozulmadiysa da bugün sahada olanlardan ve tribünde oturan amcalarin yüz ifadelerinden tutun da kavgalara kadar yasadiklarindan sonra asla ve asla eski Rijkaard olmayacaktir ve Rijkaard'a gecmis olsun, hepimize de tebrikler.. Güzel benzettik adami.!
Ridvan'in karsisinda Güntekin konusuyordu..
"Siz B plani yok dediniz ama bugün C ,D bir sürü plan var. Bu kadar degisiklik normal degil."
Sorun zaten sizin olagelen her seyi kendi normalizine döndürme baskisinin inanilmaz boyutta olmasidir.. O güzel takima tonlarca kelime elestiri getirir iken bugün rezil bir macin ve hatalarla dolu teknik adamin arkasindan Rijkaard'i seviyorum neden böyle oldugunu anlamiyorum komikligi var. Oysa dogru oranti geregi o takima "iyi hoca degil Rijkaard" diyen adam bugün küfürlerle dolu bir yorum getirmesi gerekirdi.. Ve ben gayet güleryüzlü, Galatasaraya fenerli olarak saygi duydugunu söyleyen mutlu bir adam gördüm.. Bir kac blogger haric bugün herkes sanirim mutlu.!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
24 yorum:
O kadar güzel anlatmışsın ki ekleyecek çok fazla birşey yok.
En ufak başarısızlıkta kelle aldık,hala daha alıyoruz.
Terim,Hagi,Gerets i şah eden de rezil eden de aynı gruptu, Kalli'yi getirdik cellatları olarak ama sahip çıkamadık.
Değişen sistem takımdaki pek çok kişiyi rahatsız etti, biliyorlar ki bu sene olmasa da seneye pek çoğu gidecek ayak uyduramazlarsa.
Geçen sene ilk önce Lincoln sonra Kewell çağrılırdı tribüne; Baros hemen unutturdu devrik kralı.
Bu sene de yenileri geldi, artık çok oluyorlardı ne de olsa bu takım 11 metin'le teknik direktörsüz şampiyon olmuştu.
Bilgin Gökberk çok güzel yazmıştı 2 sene önce; belki şampiyonluk gelecek ama çok şey gidecek diye.
Bugün futbolculara yedirdiğimiz Kalli ve diğer hocaların diyetini ödüyoruz; bize bir II. Mahmut ve o kışlaları toplatacak dirayetli bir komutan lazım.
Harika bir yazı,eline ve emeğine sağlık.. Gelecek sene için umutluyum velakin.. Rijkard'ın yüzünde de sanki bu sezon bitsin artık der gibi bir ifade vardı.. Bu takımı kendine getireceğine inanıyorum Rijkard' ın..
Sabretmek lazım.. Skibbe gönderilerek büyük bir hata yapıldı, ama öyle bir hatanın tekrarlanacağını sanmıyorum artık.. Hem Rijkard hem bizler sabretmeliyiz..
Hepimiz mutluyuz çok şükür. Geçen sezon bu vakitlerde sinirli, ümitsiz ve ölü gibiydik; şimdi o hep bahsedilen ışığı gördüğümüz için tünelde kafamızı ne kadar vursak da oraya buraya, ümitliyiz.
Yine güzel, samimi bir yazı. Açık bir şekilde yapılan hakszılıkların ya da adaletsizliklerin bazıları üzerindne hareket ediyor.
Peki borges, GS yönetimi bu hak hukuk adalet konusunda fazlasıyla insan üzüyor (geçen sezon ki teknik ekip mesela), yaşananlar hayatın adalet kantarının bir karşılık bulması olabilir mi?
2, geçen sezon 6. hafta hocayı kovmak için şark kurnazlığo yapanların gerçekten bu kulübün futbol yönetiminin geleceğine yön çizceğine inanıyor musun?
3, geçen sezon Skibbe ile bazı maçlar bilirim farklı tad aldığım. Örneğin bir Altya kupa maçı vardı İzmir'de lincln falan da yok ama takım bariz farklılığını koyuyordu sahaya. İnanır mısın ilk Steau maçında bile ben farklı bir şeyler olacağının işaretini almıştım ama bu sezon neredeyse hiç bu farklılığı göremedik. Lincoln dışında (10'un olmadığı maçlarda da iyi işaretler vardı az da olsa) ne gibi farklılıklar var sence?
iyi geceler.
Elinize sağlık.güzel yazı olmus.
Rijkaard eminin hayatında hiç bu kadar sasırmamıstır ne oynatacağına.4-3-3 oynayamayan bir kadro kurun deseler bugünkü Galatasaray kadrosu birebir uyardı eminim.Sene basından beri hepimizin dert yandığı ve 4-3-3 ün olmazsa olmazı lokomotifi, yetenekli,oyunu çift yönlü oynayan,sahayı dikine kateden bir orta sahamızın olmayısı hem ofans hem defans olarak takımı sıkıntıya düsürmüs ve bugünlere getirmistir.
Sanırım Rijkaard'da bunu anlamıs olacak ki bütün hepsini bir arada sahaya sürmüs ve bari bildiğinizi oynayın demis bu maçta.Ne var ki eski tas eski hamam.
Son olarak kulübenin arkasından Rijkaard'a dalasan bıyıklı insanlara ve sporun içine hasbelkader girdiğine inandığım sivas yardımcı antrenörünün kırmızı karttan sonra Rijkaard'a saldırmasına sahit olduktan sonra bu ülkenin böyle hocalara yazık ettiğine inanıyorum.Tıpkı Skibbe'ye ,Gerets'e yapıldığı gibi.
Biz bu insanları haketmiyoruz galiba.
Bakin ben son derece sinirli bir sekilde cok hizli bir yazi yazdim, mac bitti ve arkasindan evime gelip yaziyi yazmam bir saat almistir. Icerigi cok daha düzgün bir sekilde de temellendirmek gerekir.
Bugün Ayhan ve Servet Cetin'in problemi performans degil psikolojik. Idare edilmeleri ,düzgün bir sekilde sahaqya cikmalari gerekir. Ama mümkün degil.. 8 aylik hocanin bunlari basarmasi da mümkün degil ve bu yüzden zaten sportif direktör denilen bir kavram var.
Ayhan ilk defa bugün oyun oynamak istedi, ne kadar oynadi tartisilir ama gören herkes anlamistir ki o oynamak istedi.
Servet bunun aksine bitik durumda ve bunu buradan görebiliyoruz, oradakiler nasil göremiyor ? Bitmis o adam. psikolojik olarak bitik..
Mevzu idaredir. Dünyanin en iyi hocasini getirin, 8 aylik bambaska bir ülkede isleri idare etmesi mümkün degil ve sportif direktör yine bu yüzden gerekli.
Adnan Polat sene sonunda yine özelestiri yapacaktir ve dogru yolu bulacaktir buna inaniyorum ben. Ama builamazsa da yazmaktan baska yapacak bir seyimiz yok.
Hocalar degisir, Skibbe gider RIjkaard da gider ama basarinin temeli hocanin sabitligine bagli degildir sadece tüm bunlarin belirli bir ilke dogrultusunda akili bir sekilde yöneitlmesidir, yönetilemiyor.. Yönetim sorunu var.
Sadece gecen sene verilen kararlarin celisikligine bakarak nerede cuvallandigi görülebilir iken cok ilginc bir sekilde kimse buraya bakmiyor.. mesele budur. Ama ayni zamanda bugün bu iki insanin da hakkini vereceksiniz, biraz da bu.
Bütün garabeti Skibbe anlatmış aslında, anlamayan da burada açıklanınca daha iyi anlamıştır.
Yöneticiler bekliyor ki Rijkaard gelsin, ertesi gün biz de Barca gibi olalım. Bekle, oluruz.
Takımdaki Neill kadar takımın başarısını önemseyen Türk futbolcu belki de Arda'dan başka yok. Çoğu şahsi egosunun peşinde. Ayhan sonradan girdiği maçlarda yüzünden düşen bin parça haliyle dökülürken, bugün kaptan olunca nasıl da mutlu. Hakemle rakiple şakalaşıyor falan. Yazık.
"Bir de ben bazı şeylerin temelden değişmesi gerektiğini savunuyordum. Ama bana ‘bunlar değişmez’ diyorlardı." Mantığa bakar mısın?
Bize sistem geçişi sırasında bazı defoları örtecek; bazen maç kazandıracak bir Hagi,PVH,Alex yada Lincoln gibi karakter oyuncu gerekliydi sanırım.Bu sene gitti denilen ve çevrilen sadece ilk devredeki Kasımpaşa maçını hatırlıyorum; aksine pek çok maçı son dakikalarda verdik.Arda'ya verilen kaptanlık hem takımdaki eski tabancaları hem de yabancı idolleri etkiledi; ayrıca Arda'ya ekstradan yük bindirdi.
Hagi istemedi mesela kaptanlığı çünkü o başka meziyet gerektirir,önemli olan sahada lider olabilmek.
Bizde şu an o yok, belki Neill yada olsaydı Kewell o kadar.
Seneye ilk önce kaptanlık başkasına verilmeli tıpkı Tugay'ı o ağır yükten kurtardığımız gibi.
ya şunu açık açık yazalım istersen
Karl-Heinz Feldkamp
Cevat Güler
Michael Skibbe
Bülent Korkmaz
Frank Rijkaard
Aslında problem ADNAN SEZGIN olmasın ? ? ?
CABA06: Skibbe demis ki ben Sezgin ve Üstünel'in görevlerinin ne oldugunu iki ay sonra ancak anlayabildim. Ben bugün bile bilmem birisinin görevi nerede baslar, nerede biter.
Skibbe-Lincoln sonrasi sezgin Polat özelestirisinin hedefiydi ve geriplana itildi. Rijkaard ve sonraki eylemler Üstünel ile birlikte halledildi. Mesele tek tek isimler degil genel anlamda cizilen futbol yönetimi projesinin sinifta kalmasidir.
Simdi ben diyorum ki: Servet'in problemi var, ayhan'in vardi bugüne kadar. Oyuncular, kosullar ve türlü türlü sorunlari teknik adam halledemez hele ki burani nyabancisi.. Pek cok is yönetim tarafindan yönetilir ama sinifta kaliniyor sürekli.
Bugün Rijkaard'da degilse sorun nerededir ? Guardiola muhtesem bir teknik adam olmadigi gibi Rijkaard da burada gösterildigi gibi kötü degil, fark peki nerededir ?
çok ama çok güzel olabilecek şeyler hunharca katlediliyor. keşke sadece 6 aylığına insanların ağzını büzebilsen..
çiçekler ne kadar güzeldir..lakin başta otturlar sadece. sabretmezseniz, "ot bu" derseniz sonrasındaki güzelliği göremeden yok ediverirsiniz onu. ve hiçbir yerde kendi ektiğiniz otun çiçeğe ve hatta meyveye dönüşmesindeki güzelliği bulamazsınız emin olun.
sene başında "sabır" diye atıp tutanların sabretme vakti asıl şimdi gelmiştir. zor olan 5. haftada berabere kalınca sabretmek değildir. zor olan şampiyonluk giderken sabredebilmektir.. zor olmayan hiç bir şeyin meyvesi yoktur nitekim..birazcık sabır lütfen..skibbe'ye gösterilmeyeninden..
not: fenerliyim.
Fenerbahçenin yıllardır hoca oyuncu silkilasyonu tartışılır yer yer geyik malzemesi yapılır
Medyanın da desteği ile aynı konuma Galatasaray demir alıyor.Taraftar'da çanak tutuyor.Galatasaray taraftarı hiç değilse ezeli rakinizin yıllardır yaptığı hatalara bakın!
skibbe roportajını internette bulamamıştım teşekkürler.
Hani bir tabir vardır "hırsızın hiç mi günahı yok?" diye. İşte onu demek lazım, senin dediğin gibi. Bence günahın çoğu hırsızlarda, Galatasaray'daki futbolcularda. Rijkaard ne yapsın, kendi dilini konuşamıyor, konuştuğu İngilizce de yarım yamalak çeviriliyor. Bu futbolculara psikolojik desteği sağlayacak isim Rijkaard mı olmalı yoksa Florya'nın öz evladı olduğunu iddia edenler mi?
Bıraksınlar Rijkaard'a takımı, yazın istediğini göndersin, istediğini getirsin, bir de ondan sonra bakalım duruma.
Bu arada Gökhan Zan değişikliğiyle stoper sayısını 3'e çıkarır mıydı bilmiyorum ama bence Barış'ı çıkarıp Neill'i ön liberoya almayı düşünmüş olabilir.
Rijkaard bu seneyi kafasında feda etmiş gibi davranıyor. Ben böyle seziyorum dışarıdan. maçı ve puanı kazanmaktan öte takımın bilinçaltına mesajlar veriyor gibi. Ancak burası öyle bir yer değil.
Rijkaard şuan başarsızdır ve buna sebep olan dış etkenleri olduğu gibi kendisininde payı çok büyüktür. Şuan Galatasaray klubünün içinde bulunan herkes (yönetim,futbolcu,teknik kadro) çıkıp özür dilemeli. En iyi ücreti alıpda başarısız olma hakları yok bazılarının. Bu sene takım tatile gönderilirse gelecek sezon hiçbir maça gitmeyeceğim. Kendi kişisel kararım budur.
Başkalarını bilmem ama ben Skibbe'nin 5-2'lik maçı kaybetmesinden sonra bile takımın başında olmasını istemiştim. Ama kısmet olmamıştı.
Yönetimse bu yaz durumu iyi idrak ederek takım kötü gitse bile adının kolay kolay üstünün çizilemeyeceği bir teknik direktör getirdi.
Sanırım Neeskens bir röpörtajında devrimler bir günde olmaz gibi bir şeyler dedi. Ehh benim pek yaşım yetmiyor ama Derwall döneminin ilk yıllarındada lig performansı benzer şekilde dalgalıymış.
Bu iki dönemi karşılaştırmamın nedeni şudur. Bence her iki dönemde de devrim sancıları yaşanmıştır. Eski oyuncular yeni düzene adapte olamamış ve arıza çıkarmıştır. Fakat yerlerine doğru parçalar bulunana kadar takım içinde yer sahibi olmışlardır.
Bir yandanda yepyeni ve bizim alışık olduğumuz tarza hiç uymayan bir sisteme alışma süreci yaşanmakta.
Ben bu sene yada sonraki seneyi değil 5 sene yada 7 sene sonraki takımı hayal ediyorum. Bu devrim yada evrim ne derseniz diyin. Eğer tam anlamı ile gerçekleşirse o zaman Galatasaray'ın nerelere ulaşabileceğini varın siz düşünün.
Sırf adnan sezgin'den kurtulmak için adnan öztürk seçilsin diye ümit ettim ama olmadı.
Umarım skibbe'ye ve bülent korkmaz'a gösterilmeyen sabır Rijkaard'a gösterilir.Ümitlimiyim derseniz tabiki hayır.
Eline sağlık Borges.
Selim İleri ile yapıyan bir röportaj vardı Radikal Kitap'ta... Türkiye'nin kıyıcı, acımasız bir memleket olduğundan bahsediyordu.
Galatasaraylı sabretmek ister ama bu medya, Fenerbahçeli arkadaşlarının lafları varken maço kimlikle hemhal olduğundan gururunu bir kenara itip futbol topundan makas almaz.
Öfkeden kudurur, o gitsin bu gelsin der.
"benden bu kadar"ın dediğine katılıyorum. Sabırsa şimdi sabır.
Aslında sabır kelimesi de yanlış.
Her daim kazanmak daha çok kazanmak isteyen bir zihniyetin uzantısı.
Sabır filan da değil, futbolun doğası, güzelliği bu. Kestirilemiyor.
En iyi kadronun kazandığı bir spor istiyorsak basketbol izleyelim.
Rijkaard'ın da başını yersek, ifla olmasın zaten Türk Futbolu :(
Çok güzel bir yazı, teşekkürler...
Sanırım dün gece Rijkaard Daumvari bir hamle yaptı, alın size istediğiniz kadro... Daum da hatırlarsanız bir iki maç alın size çift forvet yapmıştı.
Şaka bir yana, hayatımda gördüğüm en kötü takım Sivas. üç pas bir arada yapamıyorlar. Anlamsız bir sertlikleri var, pas yaptırmamak ve oyuncuyu döndürmemek için tekme tokat oynuyorlar, çok çok gereksiz itirazlarla (itiraz edebilecekleri tek pozisyon, keita'nın kavala inen tekmesini konu etmediler gerçi) seyirciyi gaza getiriyorlar. Oyun planları ilk 70 dakika Mehmet Yıldız'ın sırtıyla yarım faul kokan hareketleri. Böyle bir takıma karşı nasıl oynanması gerektiğini Rijkaard'ın çok iyi bildiğini (La Liga tecrubesiyle) tartışamayız. Tahtaya doğru kadro yazdığından, taktikleri doğru verdiğinden %100 eminim. Savunmaya ileri çıkın dediğini, orta sahaya dağılımın nasıl olacağını yüz defa gösterdi adam. Onu anlayan ve anlattığını uygulamaya geçirecek adam ise kim? Ayhan mı?
Yorumlarda ve borges'in yazısındaki noktalar çok doğru. Olay teknik/taktik bir mesele değildir. Bu bir bireysel becerisizlik, takım olamama ve lidersizlik problemidir. Takım değişime isyan ediyor ama yönetim değişime isyan eden takımın problemlerini isyankar yüzdesini azaltarak çözeceğine inanıyor. Bu da olmuyor.
Şu dakikada yapılabilecek bir şey yok. Şampiyonluk ihtimali kaçtığından dolayı yönetim bir takım isimler sızdıracak basına, bunlar sezon sonu gidecek diye. Bu kişilerin son 6 maçta gaza gelmesi beklenecek. Bu altı hafta işi yıllardır dışarıdan oyuncu transfer etmek olan medyamız Rijkaard'ı 12 ayrı takıma transfer edecek. Jo gene parti verecek, komşuları onu şikayet edecek. Hakan Şükür, Hasan Şaş takımdaşlık konulu Tüsiad seminerlerine devam edecek. Abdullah Avcı bizim yüzümüzden her sene sözleşme imzalıyor İBB ile, bunu gene uzatacaktır. Terim tatile çıkacak medyadan kaçmak için. Yüzlerce eski galatasaraylı Rijkaard'a yardımcı olarak getirtilecek. Hıncal ben demiştim diye gerinip gevrek gevrek gülecek.
Sanırım sene sonunda gene büyük revizyon görünüyor. Güle güle kadro ve teknik ekip istikrarı. Seneye baştan başlayacağız son iki senenin aynısına.
Ne olursa olsun gaza gelmemek lazım bence. iki sene önce Emre Fenerin belkemiği olacak dense gülerdim bi tarafımla. Ama artık sabır göstermenin erdemine inanıyorum.
Belki kendimle çelişeceğim ama yapılması gereken tek revizyonun isyankar temizleme olacağını düşünüyorum. Servet, Ayhan, Caner, Barış hatta Sabri gibi isimler (ve bunlar gidince otomatik olarak Adnan Sezgin) tekrar değerlendirilmeli, nakde dönüştürülmeli bence (gönderilmeli diyemem, öyle bir finansal lüksümüz yok!). Transferde öncelik de fundemental olmalı, yetenek değil. Ben Keita yerine Hamit Altıntop'u tercih ediyorum.
Yabancıların da nakde dönüştürülebilenleri gönderilebilir ama istikrarlı bir iskelet ve sakin bir liderlik gerekiyor bu takıma. Sportif direktör, yerli yardımcı veya süper yıldız ön libero biraz fasa fiso gibi geliyor bana...
Misal.
Amatör düzeyde futbol oynamış, ilgili, bilgili olduğunu iddia eden biraderin yorumlarına bakın:
"ben de sana gördüğümü söylüyorum rekart fener maçını francoya yıktı, gsde francoyu harcadı, akşam sivasa rezil bi kadroyla çıktı, düşünme filan değil arkadaş, benim oyuncumu oynatamayan teknik heyet hatalıdır"
Kafa bu.
Harika bir yazı. Kesinlikle aynı şeyleri düşünüyoruz. Eline sağlık..
http://kayipzamaninpesinde.blogspot.com/2010/04/skibbe-rijkaard-ve-her-sey-hocadan-dsar.html
Doğru soruların sorulması gereken bir gecenin ertesinde; doğru soruların sorulduğu bir yazı olmuş, ellerine sağlık.
Skibbe'nin tespitleri doğru olmasına rağmen ben açıkçası Türk oyuncuları anlayamadığını düşünüyorum. Mesele eğitim diyor ancak yapmama izin vermediler diyor. Çok kaba bir söylemle Kalli ve Hagi bu işleri nasıl yaptılar o zaman diye sormak istiyorum.
Beğenilmeyen Hagi elinde Galatasaray fizik gücü ve mücadele kapasitesi yüksek bir takımdı. O dönemin yıldızı Ümit Karan'ı kovdu, Saidou'yu uzaklaştırdı, Necati ile problemler yaşadı ama uzun vadede gördük ki bu isimler disiplinsiz davranışları nedeniyle hep problem yarattılar.
Hagi bu Skibbe ve Rijkaard'ın iki yılda saçılan milyon dolarla (ki bu bir başarı ölçütü değil bunun tamamen bilincindeyim) yapamadığını Petrelerle, Orhan Aklarla yapmıştı. Kaldı ki Kalli, bugün tartışılan Emre Güngör-Servet Çetin ikilisiyle Türkiye'nin en sağlam savunma hattını oluşturmuştu çünkü takım savunması iyiydi. Bugün futbolculuğu tartışılan Mehmet Topal için Avrupa'nın sayılı kulüpleri geliyordu sebep Mehmet'in yüksek top tekniği ya da milimetrik pasları değildi. Çevresinde açıklarını kapatacak topsuz oyunda aktif kimselerle oynuyordu. O zaman da iki yönlü oyuncu yoktu ya ayrı mesele. Keza "kazma" diye eleştirilen Barış Özbek, Kalli'nin takımında 8 asist yapmıştı.
Magath'ın Wolfsburg'da yaptığını Kalli muhtemelen Galatasaray'da yapmak üzereydi; üstelik görevi bıraktığında kimyası oturmuş bir takım teslim etti. -Daha önceki Magath yazına istinaden söylüyorum. Magath ayrıldığında geride çok bir şey bırakmaz diyordun-
Muhtemelen Kalli ve Hagi'de dün Skibbe'nin bugün Rijkaard'ın farkında olduğu problemleri biliyordu; ancak süreci tecrübeleri ve işlerini layığıyla yaparak iyi yönettiler. Bu yüzden bence Galatasaray gibi uluslararası olma derdindeki Alaturka zihniyetli takımlara tecrübeli ve popülizmden uzak kişilerin bu işi yapması gerekiyor.
Yönetim zaaflarına gelirsek bu konuda sonuna kadar yazılanlara ve Skibbe'ye katılıyorum. bu zihniyetle Galatasaray'ın takım olmaktan bile malumumuz. Kalli ve Hagi ye yapılanlar da hafızalarımızda.
Yine de kimse kusura bakmasın biz Türkiye'deyiz; eğer Skibbe'de bir ömür boyu alınması gereken fundamentali yüklememem için zaman verilmedi diyorsa o fundamentali zaten uyguladığı yöntemlerle veremeyeceğinin bilincinde olmalıydı. Bu açıdan yaptığı yorumlar benim gözümde "Oryantalist" kalmakta.
Bu "Oryantalizm"le de Galatasaray'ın temsil etmek istediği "uluslararasılığa" ben Skibbe ve Rijkaard gibi isimlerle ulaşılacağını zannetmiyorum.
Katakofti: SÖyle ki Felkamp gitikten bir hafta sonra geriye bir sey kalmaz demiyorum lakin onun oyunculari kosturmak icin yaptigi eylemler vardir. Misal bunlardan birisi de takimin yildiz oyuncusuna ceza kesmek. Bu Demir Hotic olur, Kosecki ya da Lincoln-hakan SÜkür. türlü türlü eylemler ile oyuncularini disipline sokar, kosturur, saglam savunma yaptirir. Ama bir yil sonra ayni sekilde o performansi oyunculardan alamazsinz.. Elbette gecen sene magath 28.haftada biraksaydi dahi o takim sampiyon olurdu ama yeni sezon bambaska olurdu.. Skibbe ile de ayni sekilde baska oldu zaten yeni sezonda.. Bunu demek isterim ben. Fizige dayali oyunun altinda bir otorite yatar her zaman. Magath'da bu bir de idman vardir. Bu ikisi teknik adamla gider, geriye bu yüzden bir sey kalmaz.. Mutlaka ki bir savunma anlayisi ya da ögrendikleri bir sey olur ama bu sizi kurtarmaz..
Skibbe bence zaman icerisinde dogruyu builabilirdi, kalsaydi gecen sene misal UEFA finali ihtimal dahilindeydi ya da Sampiyonlar Ligi bileti. Bunlar gibi basarilari gerceklestirtikten sonra onu kendimize benzetir, bizden biri gibi olmalarini saglardik, ona göre bildiklerini aktarmasi icin bir yol acabilecek konuma gelirlerdi. Seneye RIjkaard'i izleyecegiz umarim ve pek cok seyin degismis olacagini da hep beraber görecegiz.. Umuyorum en azindan..
foto çok güzel . memleketten insan manzaraları.
Yorum Gönder