27 Ağustos 2010

Futbol Blogu Yazmak ve Reklamlar.!




Blogun sağında ve solunda görülen reklamlara aldanıp bazen ben bile gaza gelip "Jetimi hazırlayın hemen Losencılısa gitmem gerek diyorum" ama gelin görün ki henüz ben o reklamlardan beş kuruş almış değilim. Alanlar vardır elbette ama miktarı da aşağıdadır. Biz de elbette kazanacağız ama en iyisinin kazandığı miktar aşağıdadır. Ödemeler doksan gün sonra ve bu işi üzerine alan adam 90 gün sonra olan ödemelerin varolan vergisini devlete verebilmek için abisinden borç almak durumunda.. Onun da size yansıtılmaya çalışan görüntüsü 'Bana hemen Amerikan Başkanını bağlayın' olsa da siz aldırmayın onlara.. Madem bu reklamların kapitalist algısından dünyanın en klişe eleştirileri ile ses çıkarıp iki üç yerde 'adınız' geçecek diye yırtınıyorsunuz o zaman ben açıklayayım bizim Jetin benzin parasının ne olduğunu.

Bugünkü Sitemer verim günlük: 2520 tekil ip. Kazancım henüz yok ama olmayacak değil. O kadar emek veriyorum ve neden bunun bir karşılığı olması durumunda amatör ruh saçmalığına dadanıp kapitalist-sosyalist geyiklerine giriyorsunuz ? Bunun yeri burası mıdır ki ?

Günde 2500 kişinin okuyacağını bilerek saatlerimi alan 3 post atıyorum ben. BirGün'de her pazartesi bir yazı yazıyorum. 4-4-2 dergisine çokca yazdım ve bugünden sonra her ay bir yazı da yazılacak. Lig Radyo'ya DK boyunca bağlanıp yorum bıraktık. NTVSPOR.NET'de yayımlanan 32 takımdan ikisini analiz ettik. Bana göre hepsinden değerlisi 2000'in üzerinde saatlerce emek isteyen 3 yılı aşkın bir sürece post attık..

Bunların hiçbirisinden beş kuruş para almamam hiçbirinize batmaz ama yanlışlıkla 3 kuruş kazansak Eurosport anarşistinin gazına gelip aynı yolun yolcusu olduğumuzu unutarak saldırıyorsunuz..

Elitist blogmuş. Sen de yazı yazıyorsun ve ben de. Şimdi söyleyin aramızdaki fark nedir ? Ben veya Tardini, Lambuja olmadı Flyıng Dutchman ile sizin aranızdaki fark nedir bi dillendirin hele..

Saatlerimi verdiğim bir işten bana göre karşılığının onda biri bile etmeyecek para kazanmayı kapitalistlikle nasıl birleştirirsiniz yahu ? Ben ya da o değil herkesin geleceği nokta budur. Ya da ayda yılda bir post atan ama amatör ruhunu korumuş blogcu.. Başka türlüsü belirli koşullara sahip olanlar için mümkün değil.

Herkesin kendisine düşman belleyip reisimiz olarak gördüğü Aceto Balsamico'nun ise günlük okuru 10 369 insan. Peki dört yılın ve beş bin postun arkasından reklamlardan bugünkü kazancı nedir ?

Yıllık 1200 lira. Aylık 100 lira.

Kapitalistin babası ama otobüsten inip Metrobüse biniyor her gün.

Blog İdman Yurdu'nun reklamları gözalıcı lakin hitlerin yüzde sekseni Tribündergi'den gelir. Benim gibi on tane blogu toplasan ayda elli lira ancak getirir.. BIY bugüne değil geleceğe bir yatırımdır daha çok.. Çok kapitalist olduğumuz için üzgünüm ama durum budur. Bazı blogları içeriye almaması daha çok içeridekilere olan saygıdandır. Bunu Futblog da yapar diğerleri de. Siz de olsanız siz de yaparsınız.. 200 tane blog aldığınız vakit okuyucu kazandırma görevi de olan BİY'in anlamı kalmaz.

Dahası..

Kapitalizm ile bu iş nasıl bağdaşıyor birileri bana anlatsın ve bizden istenilen nedir ?

Sanırım şudur:

Bugün olduğu gibi uyumanın dışında kalan vaktimin dörtte üçünü futbola ve yazıya ayıracağım ve fakat bunun yanında tek kuruş kazanmamalıyım.

Kazanırsam kapitalist kazanmazsam sosyalist mi oluyorum ?

Ben devrimci değilim. Ankarada meydanlarda fink atıp köyümde aranırken dahi değildim. Gözlerimin önünde bir fikir bir doğru için bedenlerini ölüme yatırmış ve yavaş yavaş, gün be gün saat saat eriyerek ölüme gidenlerin başucunda ağladığım günden beri ben bu tanımı kullanmıyorum. Üç eyleme katılıp beş yazı yazıp da paramı parası olmayanlarla bölüştükten sonra derdim bazen kendime.. Ama uzun zamandır bu gibi sıfatları benim gibilerle birleştirdiklerinde utanıyorum daha çok.. Abudik gubidik bir insanım ve öyle veya böyle kapitalistin de en babasındanım ve fakat olur olmaz her yerde bu gibi kavramların eşiğinde insanları hedef göstererek kendilerine kimlik biçenler de bizzat o değerlerin içeriğince çarpılmaya mahkumdur.

Bize bu şekilde öğüt verme hakkını her ne şekilde kendisinde bulduğunu anlamadığım insan misal Eurosport'a emeğini bedavaya mı satıyor ? Ne kadar amatör ruhlu ? Ne kadar anarşist ? Mesut Özil'in Madrid'e transfer olduğunu Mesut'un babasından mı öğreniyor ? Bu konu hakkında konuşur ya da yorum yapar iken basın Bild'den okuduğuma göre diye mi başlıyor ? Bu bilgilerin hepsini herkes basından öğrenmiyor mu arkadaş ?

Çok istekli olan varsa açayım ona bir blog yazsın günde üç post ve sabahlara kadar amatör ruhu yaşatayım meraklısına.. Varsa o emeği daha çok parasız bir şekilde insanlara sunma hasreti gelin bana..

Nedir sizin derdiniz.. ?

En azından basından bir kaç kalem için şudur: Birilerinin bir şekilde varolan başarısını küçümseyerek, emeğini yoksayarak temel noktayı yabancı gazetelerden apartılmış haberler yaparak kendileri ile olan başarı farkını farklı bir noktaya çekmektir. Onlar da okuduğu gazetelerden bilgileri aşırtsalar onların da okur sayısı olacak ve hatta çok sağlam kariyer yapacaklar ama o amatör ruhluluk.. Verilen emeği küçümsemek, yoksamak ve kendisi ile olan farkı da 'copy-pasteciliğe' indirgemek..

Aceto Balsamico blogunu yazan adam 1998 yılından bu yana basının içerisinde yer alır. Blog yazmaya 2006 yılında başlamıştır. Ekşi Sözlüğe açıp bakarsanız ismi ve başarısı adına yazılan yazılar 2004'den itibaren olduğunu göreceksiniz. Dolayısla hali hazırda basında olan bir adamın yıllar sonra ve onca yazı sonrası aylık 100 lira kazandı diye farklı şekilde bakıp kendinize düşman bellemeniz kusura bakmayın ama çocukluğunuzdan ileri gelir. Sabah gazetesinde editördür sadece. Çok iyi yapacağını herkes bilse de misal bir köşesi dahi yoktur zira sistem başka işliyor ve asıl 'devrimcilik' de burayı delmektir. Okunarak, ilgi görerek bir şekilde ilişkiler dolayısla edinilen yerleri işgal etmektir.

Bülent Timurlenk 40 yaşında. Ben 30.. Lambuja Alper ve Tardini Emre de 30'a geliyor. Bugün Alper Öcal bloguna benim gibi yazamaz çünkü cok sosyalist olup blogundan para kazanamadığı için çalışmak durumunda ve ayırabildiği vakit ortada. Az ama amatör ruhlu.. Extensor Sinan ise yakında askere gidiyor ve gelince buradan para kazanamazsa onun da sonu bellidir. Ben ve Tardini Büfe ya da Emre Özcan bu yaşta hala okuyabildiğimiz için vakit bolluğu esnasında yazılar yazıyoruz.. Eğer bu işten para kazanamazsak - ki durum onu gösteriyor- ayda yılda bir post atarak futbola daha çok izleyici olarak katılım göstereceğiz ve sanırım siz amatör ruhlu anarşistlerin isteği de gerçekleşmiş olacak..

Biz futbola para kazanıp kariyer edinmek için başlamadık. Ama bu şekilde devam etmesi buna bağlı. Aceto Balsamico yazdığında on tane blog yoktu. Tüm futbol bloglarının bu derece önemsenmesi adına yapılan bir TV programı karşılığı da para almamıştır. O TV programında o dönem 'tanıtılacak bloglar bitiyor ne yapacağız' korkusu vardı. Peki bugünkü durum ? Futbol bloglarının bu kadar hit alıyor olmasının nedeni bizzat Bülent Timurlenk iken bu derece ona düşman olunmasını da anlamıyorum. Bülent Timurlenk reklamsız birşekilde yazarak bu kadar başarılı olmasaydı bugün ben de eleştiren siz de blog yazıyor olmayacaktınız. İstisnalar olsa da Futbol Bloglarının bu denli popüler olmasını sağlayan insan neden düşmanınız olsun ? Her yerde destekler iken çok yerde düşmanlığı anlamıyorum. Tüm bunlar yazdıklarının içeriğine eleştiri getirmenin dışında Kapitalizmin simgesi, Elit blogırların babası algısınadır..

Birileri sizi bölüyor ya da varolan tartışmadan kendisine ekmek çıkarıyor ve siz de onun 'hadi hadi saldırın' demesinden gaza gelip olmadık ne kadar sıfat varsa takıyorsunuz.. Ben ya da Aceto ya da FD ya da Jesus Almeyda.. Farkımız yok..

FD blogu eskisi gibi güncellenmiyor çünkü çok amatör ruhlu olduğundan çalışmak durumunda artık.. Hepimizin sonu budur ve neden bu sizi mutlu ediyor hiç anlamadım..

67 yorum:

jugador dedi ki...

son bir aydır buralarda yoktum ve bahsettiğin para odaklı sataşmalardan haberim yok. ama yazının hepsini okuduktan sonra kafamda yaşanılanlar canlandı gibi.

şunu söyleyebilirim ki kısmen -çoğunda- haklısın ama haklı olmadığını düşündüğüm noktalar da var. yani katılmadığım nokta "buradan para kazanamazsak yazmaya devam edemeyiz" noktası. Kazandığınız paralarda gözüm yok daha da çok kazanırsınız inşallah ki onca spor insanı içinde en çok hakedenlerdensiniz ama bence bu işten para kazanmak böyle olmaz.

burası bir araç bir sıçrama tahtası olarak düşünülmesi lazım. siz buradan farkedilip tv'lere gazetelere geçmelisiniz. yani düşünce böyle olmalı. yoksa buralardan kimse geçimini sağlayacak kadar bir reklam geliri elde etmez.

ama şu da var sizin gibilerin tv'lerde boy göstermesi de çok zor. oralarda bence bir kartel var. 30-40 tane edirne'den ötesinden haberi olmayan eski topçular ve eski hakemler kimlikli günümüz futbolunu hala 60'lı 70'li yıllardaki gibi anlayan ve sananların yorumladığı bir spor daha doğrusu futbol medyası var.

bunların arasında çok nadir 3-4 tane de eli ayağı düzgün futbol dışında da bir şeyler söyleyebilecek isimler var. herkesin övdüğü ve tek spor kanalı olan ntvspor'da bile 1buçuktan 2 tane spor adamı çıkmaz. türk futbol medyasının görevi doğru analizler yapmak değil türlü katakulliler ile güzel reyting kaldırmaktır.

konudan dağılmadan gidersen sizlerin bu insanların karteline girebilmesi cidden çok zor. buradan para kazanmanız da çok zor. iki ucu pis bir değnek. bülent timurlenk kaç sene sonunda bu noktaya geldi. bir iki blogcu daha gazeteden yer kapabildi ama size ayrılan o kadar küçük bir alan var ki oraya girmek hayli zor. umarım isteklerinize kavuşursunuz.

ancak başta dediğim gibi buradan kazanamazsam yazmaya devam edemem düşüncesi bana doğru gelmiyor. buraya başlama nedeniniz buradan para kazanmak değildi diye tahmin ediyorum. ama işi madem bu kadar yazı yazıyorum bazı şeylerden feraget ediyorum ve elime bir şey geçmiyor. o zaman ben bu işi ticarete dökmeliyim demek fazla ağır. benim para kazanmanızda gözüm olamaz ama bu şekilde düşünmeniz fazla kapitalist.

Borges dedi ki...

Jugador: Söylediklerinin hepsine katılıyorum ve zaten umut çok yok. Lakin bu başarılması gereken hedefi 'kaka kötü' deyip de böyle bir algı olmamalı.



Ben yapamazsam benden sonrakiler buradan bir yere sıçramalıdır. Oradaki abı dost ilişkisinden kapılan yerleri işgal etmelidir.

Bu hedefi kaka ilan edilmesine karşı duruyorum sadece..

TribunselSevda dedi ki...

Bir şeyler için emek veriliyorsa bunun karşılığının alınması kadar normal bir durum yok..Ki bunun kapitalizmle bağdaştırılması veya bu tarz bir bağlam kurulması gerçekten komik olmuş...Bu devirde kimse oturduğu yerden para kazanamıyor maalesef...Ben bu blog camiasına yeni giren biri olarak örnek aldığım sayılı yazarlardan birisiniz...Zaten BirGün'de de yazılarınızı takip ederim bu yüzden bu tarz insanlara prim yaptırmayın...Sizin ekmeğinizi bu adamlar vermiyor siz kaleminizle kazanıyorsunuz o yüzden istedikleri gibi konuşsunlar dursunlar..

stalker dedi ki...

hayal kırıklığı. senin derdin bu kadar sığ mıydı yahu?

"para kazanamazsam bırakıyorum blogu."

günde 3 post atma gibi bir kota mı koydu blogger sana/size? kusura bakma ama ilk defa kibir ve tepeden bakan bir hava sezdim burada. yazmazsanız karanlığa filan mı gömüleceğiz, nedir abi hakikaten? sevdiğimden saydığımdan soruyorum, yoksa güler geçerim.

herkesin bloglara yüklediği misyon farklıdır ama blogun esas özelliği amatörlük barındırmasıdır. bu amatörlüğün para etmediğinden yakınmak çiğlik değilse nedir? hobi niyetine yapılan, zaman ve istekle alakalı bir şeyi maddi alana taşımak hiç de masumane bir istek değil kanımca.

Borges dedi ki...

Stalker: Neden bilinçli olarak çarpıtıyorsun ? Ben yazmazsam ne olur yahu.. Neden farklı şekilde göstermek istiyorsun ?

Para öyle veya böyle kazanılacaktır ve bunun için günde 8 saat çalısacaksın mınumum. Neden ben sevdiğim bir şeyden para kazanmayayım eğer böyle bir imkanım varsa ?

Ben vaktim oldu sürece yazarım ama burada ben o değil mesele. Para kazanma zorunlulugu benim elimden vaktimi ve blogu,futbolu alacak. Ben bunu istemiyorsam ve bu yöne dogru ilerliyorsam neden 'kaka' olsun ?

BT GS eleştirisini gazetede yapabilir mi ? hayır gelip burada yapıyor. Yazıyor ciziyor. Ama işi futbol.. neden bizim işimizin de futbol olması çok kaka bir düşünce olsun ?

Ben ekşiye 200 tane futbolcu girdisi ekledim para kazanmak için mi ? Hayır. 2004 den beri çeşitli yerlerde yazıyoruz ama alıştık sevdik ve fakat kopmak durumundayız şimdi. Ancak futbol meslegimiz olursa kalabiliriz. kalmak istememiz neden kaka olsun abi?

Ben çok önemliyim değerliyim değil ki ? Buradan üç kişi sıcrasa diğerlerinin de bir şansı olsa kötü mü ?

Sayısız iş cıkardık beş kuruş almadan. sayısız de iş severek cıkarırız ama calısacagız ve cıkaramayacagız bu kadar basit.

charonst dedi ki...

jugador a katılmıyorum. sen ımkansız gozukenı ınancın dogrultusunda basarmaya calısıyosun.futbol bakısını,hayata bakısını(anlayabıldıgım kadarıyla) begenmesem de ısınde ıyısın.ınsallah basarılı olursun

Pan Monroe dedi ki...

Borges, "hayatını yazarak kazanma" konusundaki azmine saygı duymamak elde değil. Belki bu birçoğumuzun istediği birşeydir ve ülkemde bu kadar çetrefilli ve marjinal durması da üzücü.

Ama Stalker'a şu konuda katılıyorum, çünkü paylaştığın durum şuna benziyor, ben de 20 li yaşların ortalarına kadar müzisyen olmak istiyordum ve fakat sevdiğim müziği yapmak, kendimi bir enstürmanist olarak ifade etmek, para kazanmam için yeterli bir yol gibi gözükmüyordu bu ülkede. Elimde çalgım " popçu arkası ekstra iş" arama peşine de düşmek istemeyeceğim için bu konudan para kazanma fikrini tarihe gömdüm..

Demek istediğim, blog gibi anarşist sayılabilecek bir oluşum üzerinden yaşamını idame ettirebilmen zaten zor. Hatta kallavi bir gazetede köşe kapmadan da ortalama bir standardı "hayatı sürdürme" adına yakalayabilmen zor gözüküyor, ki bunu yapamazsın demiyorum, bence sonuna kadar hakedersin. Ama bu durumda bloglardan yine kopacaksın önünde sonunda. Hatta törpüleneceksin belki. Ya da bu blog belki bambaşka bir endüstri haline dönecek ister istemez. normaldir de.

Sen yaz sevgili dostum. Ben şahsen seni okumayı çok seviyorum, yarın jetinle gidip St. Tropez'de yaptığın kahvaltıyı yazsan , onu da okurum, "Borges kazandığı paraları zapatistlara bağışladı" deseler, ona da eyvallah, benim için farketmez, üzme kendini bu kadar :)

Koray Özdemir dedi ki...

Bu tür saldırılardan hiç haberim yoktu.

Benim şu bloglardan, Aceto Balsamico'dan, Borges'ten, Extensor'dan futbol adına öğrendiğim şeylerin sınırları hiç de dar değildir. Yıllık 700.000 euro kazanan yorumculardan hiçbir şey öğrenemezken bu durum saçma geliyor açıkçası. Türkiye'de sansasyon yaratacak adamlar iş yapıyor. Öyle olmasaydı %100 Futbol'da Uğur Meleke'yi izlerdik.

Ve şu yazıyı da "para kazanamıyorum, o yüzden de blogu bırakıyorum" diye anlayan arkadaşları hakikaten kutluyorum. Burada adamlar vakitlerini birileriyle bir şeyler paylaşmak için harcıyorlar, ciddi bir futbol birikimi sunuyorlar, tepkimiz bu. Aferin hakikaten.

Borges dedi ki...

Pan Monroe: Çok zor tabi ve umudumuz da yok açıkcası. Ben kendi zorunluluklarıma yöneleceğim ama bir başkası bunu başarırsa 'amatör ruhunu kaybetti' hoş değil. buradan bu kültür içerisinde oraya çıkan adam farklılığını koruyacaktır.

Extensor Sinan çıktı SKY TURK'e. Konuştu konuştu ama sonunda Arda ve Yabancılar geyiğine girdi. Hiç duymadığımız şeyleri söyledi yine. Buradan aldığı bilgileri de serpiştirdi. kotu mu yahu ?

Mesele Borges FD değil bir başkası olsun herkesin hikayesi var. ulaşılmak istenilen hedefin uçuk olduğunun farkındayım ama kaka olmadığını anlatmak istiyorum sadece.

Kieran dedi ki...

"Buradan üç kişi sıcrasa diğerlerinin de bir şansı olsa kötü mü ?"

abi kendine böyle bir değer atfetmen açıkçası biraz garip. sen yazdın,çizdin biz de durmadan okuduk ama "daha fazla yazamayız" saplantın çok ilginç.

timurlenk satırlarını okuyan onu don kişot sanabilir.metrobüsten inip otobüse binen bi futbol aşığı.bin küsür örnek versen de sapına kadar elitisttir kendisi.futbol algımıza ne kattığını ise ben çözebilmiş değilim henüz,çözebilen varsa o ayrı.hem ne yapalım yani timurlenk başladıysa bu işe,girmeyelim mi biz?gireceğiz hem de sağını solunu,çarpık gördüğümüz her yeri eleştireceğiz.

varsın fd hergün yazmasın haftada bir yazsın,sizi bu kadar rahatsız eden nedir ben de bunu anlamadım?sonuçta kim kimi okuyacağını az çok biliyor,öyle olmasa bile çok şükür biy var birbiriyle paslaşan bloggerlar var.buluruz yolumuzu bir şekilde...

dreamilan dedi ki...

Ulaşılmak istenilen hedefi kaka göstermek isteyenlerin hedefi, o hedefe ulaşmış birinin varlığına tahammül edememelerinde aranmalıdır.

ozdemirmusta dedi ki...

Sevgili Borges,

Senin gibi özgün adamların postlarını okumak biz blog okuyucuları için büyük keyif. Blog yazarlarının amacı; ister para kazanmak, ister bir kariyer basamağı olarak görmek, ya da sadece bir şeyler karalamak olsun.. Bu emeğinizin son bir kaç senedir Türkiye'deki futbol kültürüne kattığı 'katma değer' asla yadsınamaz.

Şunu söylemeliyim; senin amacından banane... Sen yazarsın, ben okurum. Blogda 10 dakika keyfimi yaparım, futbola doyarım, kapatır çıkarım. Yarın aynen devam... Yineliyorum; senin buradaki amacın beni ilgilendirmez, ilgilendirmemeli. Buradaki 'Sen' blog yazarları, 'Ben'se blog okuyucularıyım.

Seninle her ne kadar daha kısmet olmasa da çoğu blog yazarını bire bir tanırım. Neden yazdıklarını, yazarken neyi amaçladıklarını sorduğumda da hepsinden amatörlüklerini ifade ettikleri bir cevap almışımdır.

İki örneğim olacak... Mayıs'ta Inter-Bayern finali sırasında, Pirelli bana ulaştı, "bize Inter blogu yazan bir blog lazım" diye. Yaptım hemen Göksel'le aralarını. Karşılıklı anlaştılar. Anlaşmanın ne üzerine yapıldığını sormadım, sadece Göksel'in ilk cevabını sormuştum. "Biz bu işi amatör bir ruhla yapıyoruz, banner'ı da koyarız eyvallah, karşılığı sizin takdirinizdir" demiş bizim Göksel... Mayıs biterken iki taraf da bu kısa süreli anlaşmadan memnundu. Göksel'in cevabı her şeyi anlatıyor aslında. Yanılıyor muyum?

Amatör blog yazmak, amatör top oynamak, spor yapmak bu işi bir kariyer basamağı olarak görmemek, para kazanmamak değildir, olmamalıdır. Vatandaşa hizmet sunan her emeğin bir karşılığı olmalıdır.

İkinci örnek; bizim pclion'la yaptığımız Futbol Tutkusu Avrupa Yolcusu projesi. Daha 20 Ocak'ta bizim Uğur'la 20 Haziran'da nerede olacağımız, hangi saat-dakika hangi trene bileceğimiz belliydi. Bir sürü blogger'ın da bu projeden haberi vardı. Hepsinden gönül desteğini aldık ve 5 ay sponsor bulmak için uğraştık. Gittik anlattık; "biz futbola katma değer katan futbol bloglarına daha da bir katma değer katmak istiyoruz" dedik. Amaçlarımız; gezmek, gözlemlemek ve paylaşmaktı. Yani futbol blog kültürüne hizmet etmek, DK sırasında çorbaya tuzumuzu katmak.

Gecelerimizi uykusuz geçirdik, 42 sayfalık bir proje ürettik. Sunumlar hazırladık vs... Tek kelimeyle 'anamız ağladı'... Bir hayal kurmuştuk ve sonunda gerçekleştirdik. Sadece 2000 lira para koparabildik sponsordan, üstünü borçla tamamladık. Aylar önce kurulan hayalden cayılmamalıydı çünkü..

Bütçe kısıtından dolayı istişare edip karar almak, hangimizin gideceğine karar vermek zorundaydık. Sadece ben gidebilmiştim, giderken de Uğur'a aynen şunu söyledim. "Ben senin blogun muhabiriyim arkadaş, o kadar eşe dosta ne söz verdiysek bire bir o yolu katedicem. Gün gelecek uzun vadede bu proje senin bloga bir gelir sağlayacak." Düşünebiliyor musun; tüzel kişiliği olmayan, sadece kendi karakterlerini ve bir blogu temsil eden iki üniversite öğrencisi gidip koskoca Henkel'den hayalleri için para koparıyordu. Proje oldu, bitti... Döndüm, oturduk konuştuk. Başarınızı kutlarız, biz çok memnunuz, seneye gene hazırlayın bir şeyler çocuklar dedi Henkel. İşte bu kadar! Seneye belki de sadece seyahat için, ya da sonraki turnuvalar için başkaları yapar biz de açar okuruz güzel güzel diye de yazdık. Çıktığımız yolun başkalarının hayallerine fikir vereceğine emindik. İnşallah 2012'de emeğinin karşılığını sponsorluk/harç olarak almış bir blogger'ı Polonya-Ukrayna topraklarında görürüz.

Ve bu iş böyle böyle büyür gider.. Türkiye'deki futbol blogları yazanıyla, okuyanıyla 2-3 seneye hakettiği yere varır, hakettiği saygıyı da görür.

Bana sorarsan herkes aynı gemide yol almaktadır. Gemi içinde biz okuyucuya yansıyan ya da yansımayan nice tartışmalar da olacaktır, normaldir. Emekliye ayrılanlar ve yeni girenler de olacaktır. Fakat yol hep aynı kalacaktır. Güverteye gizliden, ya da açık açık kovayla su çekenler de olacaktır. Boşverin takmayın, "he" deyin geçin derim, o gemi bu saatten sonra siksen batmaz.

stalker dedi ki...

benim derdim başkaydı aslında. twitterda çıtlatmıştım ama sen böyle maddiyat odaklı yazınca yorum da o minvalde oldu. neyse...

esasında beni hiç ilgilendirmiyor anaakım medyaya kapak atanlar, atamayanlar. fikrim sabit; buraları basamak olarak kullananlardan, profesyonellik öncesi bir mecra olarak görenlerden hoşlanmıyorum. bunu blogun amatör ruhuna aykırı görüyorum. ha, sen olaya farklı bakıyormuşsun meğer deyip bundan sonrasını ona göre değerlendiririm sadece. bunun tartışmasını yapmak abes zaten.

Strateji dedi ki...

Teker teker yazarsanız hiçbiriniz para kazanamazsınız. Ne şimdi, ne seneye, ne de 5 yıl sonra. Bu açıdan www.macyazilari.com projesi iyi bir hamledir ama yeterli değildir. Ne derseniz deyin, blogların elit bir okuyucu kitlesi var ve işte en çok okunan blog senin verdiğin rakamlara göre 10.000 sınırında. Bu rakam reklam verenin itibar etmeyeceği, itibar etse bile sizin ne şimdi ne de daha sonra para kazanamayacağınız bir rakam.

Asıl yapmanız gereken, "blog tutuyoruz, amatör ruhluyuz, diğer spor sitelerinden, yazarlardan farkımız var" sanrısından kurtulup, macyazilari.com'da olduğu gibi 3-5 kişi toplanıp sadece maç yazılarını ihtiva etmeyen, spor haberlerinin de günlük olarak verildiği, sadece maçların analiz edildiği değil, aynı zamanda futbol magazinine de yer ayıran adam akıllı bir site kurmaktır. sporx.com gibi basından kopi peyst habercilik yapmak dışında hiçbir işlevi olmayan bir site bile alexa verilerine göre türkiye'de en çok okunan 38. site ise, sizin kazandığınız paranın belki de 1000 katını kazanıyorsa, şapkayı önünüze koyup düşünmeniz gerekir.

Bu sitede hepinizin ayrı ayrı köşeleri olacak, yine bloglarınızda yazdığınız gibi oraya da yazabileceksiniz ama basından haberleri de an be an geçeceksiniz, nasıl yabancı basını tarayıp burada post atıyorsanız, orada da aynısını yapacaksınız, basındaki yazarların yazıları da olacak vs.. vs.. İşin özeti, komple bir spor (futbol) sitesi olacaksınız. Ama sizin piyasadaki diğer benzer sitelerden farkınız da, sizin yazılarınız, maç analizleriniz olacak. İnternet ortamında olduğu için, gazete köşelerinde yer darlığından sıkıntıya düşmeyeceksiniz. Böylece blogları okuyan elit okuyucu kitlesini aşacak, sporx, fanatik, fotomaç kitlesine de ulaşacaksınız. Zaten o zaman da, para bir yana, ülkedeki futbol algısını değiştirmek yolunda ilk kez adam akıllı bir adım atmış olacaksınız. Sizini çin tazılı-görsel basına adım atmak da böylece daha kolay olacak, zira şimdi sizi 2.500-10.000 kişi okuyorken, o zaman bu rakam 100.000'lere çıkacak ve bu rakamları gören yazılı-görsel basın patronları "bunları bu kadar adam okuyor, gelsinler bizde yazsınlar, onların okuyucuları da bizim gazeteyi okusun, bizim televizyonu izlesin" mantığı güderek, yazmanız, televizyona çıkmanız için teklif götürecek.

Uzun zamandır "niye böyle bir şey yapmıyorlar?" diye düşündüğümden, bu postu okuyunca hızlı hızlı, biraz da heyecanla yazmış bulundum. Üslup "böyle böyle yapmalısınız, ben bu işleri iyi bilirim" havası verdiyse, şimdiden kusura bakmayın, zira ne öyle bir amacım ne de niyetim var. Bu işlerden hiç anlamam, futbol konusunda yazı yazabilecek bilgi ve birikime de sahip değilim, sadece okurum ama bu işten para kazanmak isteniyorsa, naçizane düşüncem bu yöndedir. Bunu, iyi niyetli bir tavsiye olarak ele alırsanız sevinirim.

Adsız dedi ki...

Aceto'yu Ekşi'den tanıdım, postlarını tabiri caizse hatmettim, kendisine büyük saygı duydum ve Kasım 2008'de ben de bir blog açtım. Yazmaya devam ettikçe "lan acaba ben de bir gün gazetede futbol yazar mıyım" hayaline kapılmadım değil, hatta BİY'in peşinden koşmuşluğum da var bu ulvi emelimi gerçekleştirmek için! Her neyse, uzunca bir süre Aceto'ya, sana, Dutchman'e az saygı duruşu yapmadım muhtelif mecralarda zira emeğe gösterilen gerçek saygı oydu benim için. Ama sonraları birilerinin tv'ye çıkıp söylem ve tavır değiştirdiğini, bir başkasının çok eleştirdiği alkış hastası Pele'den daha çok övgü manyağı olduğunu, sistemin bozukluğundan dem vuranların sistemin adeta "cücüğünü" yediğini gördükçe tiksindim bu Türk futbol blogları camiasından. BİY'e girdikten sonra "abi bizim bannerlar noldu ehehe, BİY'in manşeti hakkında birkaç fikrim vardı mehehe" tarzı koşuşturmalarım bile olmuştur ama "ne yapıyorum ben lan" noktasında BİY'den ayrılma kararımı da verdim (Hani o bok attığın anarşist-muhalif tavır).

Şimdi, bana karı boşamak mı kolay yoksa siz "su çok güzelmiş gelsenize" çağrısı mı yapıyorsunuz şu ahvalde? "Aceto'ya saygı" diyorsun, "emek verdi, veriyor" diyorsun. Kieran'ın söylediği gibi adamı Don Kişot yaptın yahu resmen. Metrobüse biniyormuş falan. Symphaty for Aceto'ya eyvallah desek de ajitasyonun bu kadar ucuzuna da pes artık. Blog işinde öncü diye kutsal mı belleyelim yani? Madem o kadar ulvi, övgüyü hak eden, babacan, öncü bir adam, neden Twitter'da "aceto" kelimesini aratıp kendi hakkında eleştiri yapanları blokluyor? Neden hala "şu hoca mayısta gider, şu futbolcu artık forma göremez" diye sözde nokta atış, özde popülist yorumlar vazgeçilmezi blogunda? O kadar özgün madem, neden temcit pilavı gibi "dış basın x transfer haberini yazdı, kaynak bizim basın, bizimkiler yazdı kaynak dış basın" gibi samimiyetten yoksun eleştirileri defaatle ve ısrarla yazıyor hala? Neden sadece Gündüz Feneri'ni küfür ve hakaretten attı BİY'den? Çifte standartsa çifte standart, adaletsizlikse adaletsizlik, buyrun hadi.

İsteyen blogdan bir üst (?) mertebeye çıkıp gazetede yazar, dergide yazar, tv'de futbol yorumlar umrumda değil. Eleştirim de buna değildir zaten. Hatta aynı teklif benim gibi bir terbiyesiz-anarşist blogcuya bile gelse reddedeceğime dair söz veremem. Ama samimiyetin kaybolduğunu görmemek de imkansız; en basitinden şöyle bir yazı senden beklenmezdi, şimdi çıkmış bizden popülizmin kralını yapanlara sırf çok uğraşıyorlar diye saygı göstermemizi, eleştirilerimizi yumuşatmamızı istiyorsun. Kimsenin buralarda yapılan işi küçümsediği de yok, fazlasıyla alıngan oldun sen bence bu konuda; "Marca'dan haberi al çevir" sana göre yüzeyselse, samimiyetsizse eyvallah ama bunu böyle megalomani kokan bir yazıyla, hem de "saygı gösterin" diyerek dile getirmen çok mu matah Allah aşkına?

Ben Dağhan Irak'a bir kez bile "abi blogumu okur musun ehehe :D saygılarr" demedim, mentionlarla link göndermedim, denk gelip blogumu okumuş ve beğenmiş; tam da benim karşı olduğum şeyleri eleştirmiş malum yazısında. Bu konuda kafalarımız uyuşuyormuş demek ki, daha fazlası değil ki mevzunun özü. Ne ben ondan reklam istedim, adımın gazetede yayınlanması için bir tarafımı yırttım, ne de o sırf beni övmek için yazı döşendi gazetesine. Buradan da "hehe, bakın en anarşisti, en kural tanımazı benim" diye böbürlendiğim anlamını da çıkarabilirsin gerçi sen, neyse yargısız infaz yapmayalım, aymazlığın alemi yok.

Son olarak şunu ekleyeyim; en basitinden Mehmet Demirkol'la alakalı yorumların (blogda yazarken) bundan sonra da aynı dozda olacak mı bir düşün. Bunda bir beis görmüyorsan, hatta blogun amatör ruhuna inanmıyorsan ona da eyvallah ama küçümsediğin anarşist ruha böyle sallarsan onun sana karşı sessiz kalmayacağını da bil. Zira o ruhun bilincinde olanlar "adının" geçmesi için orada burada yırtınmayı pek severler (!)

Adsız dedi ki...

Az önceki yoruma sığmadı, notları buraya yazıyorum.

Not: Yazıda "dünyayı siz mi kurtaracanız yaaa" tavsiyesi göremedim, hayal kırıklığına uğradım açıkçası.

Not 2: Konuyla alakasız belki ama, elitist tabirine kızmadan önce sağ taraftan neden tüm blogları kaldırıp en "elit"leri koyduğunu bir düşün bence.

Borges dedi ki...

Kieron: Aceto'yu beni onu sabaha kadar futbolu bilmiyor diye eleştirin. Buna kimin bir sözü var ki ? Belki ben de o da anlamıyordur da.. Bunların konuyla ilintisi nedir ?

Aceto buradan ne kazanmış ? İşte verdim rakamı. Kazancı bu iken nedir reklamların ve diğerlerinin hakkının yenmesi.. ?

Hepiniz girin ama şu da ortada değiş mi .? Onun başarısı ile de önemsendik, geliştik. Onun kurulmasına aracı olduğu BİY birilerine üç beş kuruş gelir sağlayabildi. Meselem şudur: Birilerinin yazarak ilgi çekip para kazanması ya da buradan başka bir yere geçip futbolu meslek haline getirmesi neden kötü olsun ? Dahası bunu İspanyolca bilmeyen adam MArca'dan alıntılarla mı yapmış ?

Borges dedi ki...

Chao Grey: Kendimden başlayayım. Tüm linkler bloggerım hatalı olması nedeniyle sıfırdan şablon oturtmak zorunda kaldığım için silindi. Yeni şablona ise 250 tane linki eklemedim gerek görüntü gerekse de organizasyon sorunu için. Sadece en eskileri biraz da simgesel biçimde ekledim. Bir gün bir şekilde geride kalanları da ekleyeceğim ama henüz bunun formatı belirlenmemiştir. Bunun elitislkle ne ilgisi var ? Böyle elitist mi oluyoruz..

Gundüz Fenerinin bu işle ilgisi nedir ? Bir Klube küfür etti ve atıldı. Sorun ne ?

Aceto'yu sabaha kadar eleştir. Beğenmiyorum ya da samimiyetsiz geliyor v.s. Bana ne ?

Ama onun futbol bloglarına katkısı ortada iken neden düşman oluyor ? Kim ukala değil blog yazanlar arasında ?

"Ama samimiyetin kaybolduğunu görmemek de imkansız; en basitinden şöyle bir yazı senden beklenmezdi, şimdi çıkmış bizden popülizmin kralını yapanlara sırf çok uğraşıyorlar diye saygı göstermemizi, eleştirilerimizi yumuşatmamızı istiyorsun."

Ben kimseden bir şey istemiyorum. Durum bende budur kazancımız budur buna göre yorun yapın. ister eleştir ister saldır ki benim mesajım da sana değildir.


Bundan sonrası nedir ve bugün olan nedir ? BirGün de yazıyorum diye mi ? Aramızda hiçbir fark yok.. Bundan önce olan bundan sonra da olacaktır. Ama o M.Demirkol olur ya da çok başka bir isim. Bana ne ya M.Demirkol'dan ?

Borges dedi ki...

"Bunda bir beis görmüyorsan, hatta blogun amatör ruhuna inanmıyorsan ona da eyvallah ama küçümsediğin anarşist ruha böyle sallarsan onun sana karşı sessiz kalmayacağını da bil. Zira o ruhun bilincinde olanlar "adının" geçmesi için orada burada yırtınmayı pek severler (!)"

Sen hiçbir zaman adım orada geçsin diye yırtınmadın. Ama adını geçirenler de beğendiği için değil adını geçireceği içindir. Çok yanlış anlamışsın beni ve tehtit etmen de çok hoş değil.

Sade dedi ki...

takip listem isimli blogumda birçok bloga yardım ettim. ve en önemli tavsiyem şuydu; içerik siz ve saydığın diğer bloglar bu konuda içerik konusunu halletmiş olduğunuz düşünelim ancak bu salt yeterli bir kriter değil sadece ana kriter.

Diğer kriterler biraz daha bloglama kuralları Seo çalışmaları falan bence ekibinize birde profesyonel bir arkadaş katın ve kendi bloglarınızda ve mac yazıları gibi sitelerde ortak çaslışın inanın tekil kişi sayısı da artacaktır gelirde artacaktır.

gillerprensi dedi ki...

ya ne anarşisti ne kapitalisti ne diyorsunuz siz:D

futbol blogları üzerinden ekonomik ve siyasal ideolojileri tartışmanın alemi nedir?

bence oturun ve şükredin. bir sürü izleyiciniz, her yazınıza yüzlerce yorumunuz var. kitlelere ulaşabilmek gibi bir lükse sahipsiniz. sitelerinizde istediğiniz gibi reklam veriyorsunuz,belki para bile kazanıyorsunuz. helal hoş olsun!!

blog denen şey bireylerin seslerini duyurdukları platformlar. ses duyurmak o kadar kolay değil bu memlekette. okunmaksa mucize gibi bir şey. -okuma oranlarını göz önüne alıyorum- bu durumda böyle bir platformu oluşturabilmiş siz -tabiri caizse- büyük bloglar bu güzelliğin keyfini çıkarın.

madem ideolojik bir şeylerle açmışsınız konuşmayı ben de öyle bir şeyle bitireyim.

bu tartışma halk açlıktan kırılırken burjuvanın sanat üzerine yaptığı keyfi tartışmalara benzemiş, kusura bakmayın!

Borges dedi ki...

Sade: Artabilir de artmayabilir de. Dahası arkadaşım eğer biz reklamlardan uçuk hayal bu biliyorum ama belirli bir kazancı sağlasak ne medyaya mahkum oluruz ne de özgürlük biter.

Aceto şimdi mecbur. Zorunlu bazı şeyleri yazmamaza. İki tane cocuk ev.. Bundan yani yazmaktan başka geliri yok. Ama misal..

Blog tek başına kazandırsa o istemez mi ? Ben istemez miyim ? Diğerleri istemez mi ? Çatır çatır yazarak yazarak kazanalım istemez miyiz ?

Aslen özgürlüğü bir bakıma reklamlar verir aslında. Bunu da biz göremeyeceğiz belki ama olacak..

Para kazanma reklamlar kotuymus.

bu yazıya samimi diyorlar. Bir gün bu futbol sevdasının hayatımızda neden olduklarını/kaybettirdiklerini yazayım belki o zaman anlaşılırız..

Borges dedi ki...

eeyore: Yok zaten.. Mesele biraz da bu.

yazarak, yorumlayarak başarı kazanmış insanların başarısını 'küçültmek' var.

kendimde bir blog yazarı olduğumdan her cümle kendime gidiyor ama çıkarın borgesi.. Buradan yazı yazarak bir yere gelen adamın kendi o yerde kırpmak durumunda kalsa dahi oraya getireceği bir 'Nitelik' vardır. 2 bin kişiye çok özgür ama 2 milyon kişiye sansürlü de olsa blog ruhunu götürmek vardır..

Pan Monroe dedi ki...

Soruna burdan bakınca, "sıçrama tahtası" olarak blogger'lık, benim açımdan çok da linç edilesi bir ideoloji değil. Biz burda sabaha kadar geyik çevirsek "abi ekmeğimin peşindeyim" sloganı devreye girdi mi akan sular duruyor zaten.

Fakat sorun bu dönüşüme olan koşullu sempati ısrarı..Neden ki? Bir kere blogdan ekrana, ya da ulusal basına geçen hiçkimse o "hardcore" üslubu editör tornasından geçiremez. Demir leblebiyi bi tarafına sokup futbolun Engin Ardıç'ı falan olması lazım adamın. Hal böyleyken en iyi ihtimalle romantik bir yazar olunur. İbrahim Altınsay olunur, Kanat Atkaya olunur vs vs. ki buna da bir itirazımız yok, güzel abilerdir.
Ama "bloglardan sıçrama olsa" diye bir durum yok, olmayacak. Onun adı dönüşümdür. Ha ben bu dönüşüme hiçbirşey demem söylediğim gibi, baştaki "ekmek" konusu devreye girer.Girmese de okur, takip ederim, o artık benim için başka bir alan olsa da. Fakat eleştirene de "niye böyle diyorsunuz ki" denemez. Çünkü bu sahiplenmede adamın rolü bellidir.O 'hardcore' üslubu seviyordur adam.

Ve konu futbolsa, bu ülkede benim okuduğum, seyrettiğim tartışmasız en özgün adam bir blogger değil, bizzat o ulusal kanallarda gazetelerde çalışmış bir yazardır, Ferdi Leflef'tir. Kaç kişi tanır, bilir ki Leflef'i? Bu açıdan blogları "futbolun elit yüzü" olarak sarıp saklama fikri de pek cazip değil benim için. Biz burda oturup sallıyoruz, sadece.. Konu bu salladıklarımızı ne kadar değere çevirebildiğimiz ki, bu değeri "nakit" olarak düşünmek tamamen kişisel birşey. Bence bunu genelleştirmenin bile manası yok. Chao'nun dediği gibi, bana da teklif gelse yazar olarak, ben de siyah bayrak sallamam, fakat kendimi de blogger vekili gibi görmem.o artık sadece para ve benim aramdaki meseledir

gillerprensi dedi ki...

borges:))

abi bi tatile ihtiyacın var gibi geldi bana:D

şaka bir yana yazıdaki şikayetleri anlamsız buldum. tabii kendimi anadolu kulübü gibi görüyorum belki ondan. çok okunan bir blog sahibi olsaydım belki de benzer sıkıntıları çekecektim.

biz küçük bloglar(!) daha çok amatör ruhla, aman 2 yorum alır mıyız çabasıyla yazıyoruz yazılarımızı, günlük ziyaretçi adetimizi 20'den 21'e yükseltme derdindeyiz. ben işten geldiğimde, kafamda bir şeyler varsa buraya dökmeye, futbol hakkındaki görüşlerimi sanal çöplüğe bırakmaya 2009 ağustostan bu yana bayılıyorum.

okumaya da bayılıyorum. örnekler verdiğin bloglara sizlere saygım sonsuz. üründül'den selçuk yula'dan sergen'den bin kat daha zevk alıyorum yazdıklarınızdan.

sizlerden birilerini gördükçe de mutlu oluyorum medyada. mesela PClion FC(Uğur). bildiğim kadarıyla artık bir gazetede yazıyor. ne kadar güzel bir şey. siz de yazıyormuşsunuz bilmiyordum. ne kadar da eğlenceli.

anladığım kadarıyla büyük blog oldukça olaya ekmek kapısı olarak
bakma sorunsalıyla karşı karşıya kalıyor yazarlar.

sanırım en iyisi fazla okunmamak. derdi tasası yok:D

Alp dedi ki...

mevzuyu nasıl çarpıttığına dair anlatacaklarımı comment bölümü kaldırmazdı. şurada anlatayım dedim. sonra gelip yine "paramızda gözünüz mü var lan kıskançlar! diyeceksen, hiç zahmet etme gerçi.

http://stalker-21.blogspot.com/2010/08/ust-bloglar-meselesi-kral-crlcplak.html

Anoz dedi ki...

Borges, güzel bir yazi olmus, öncelikle tesekkürler.

Söyle bir durum var ve bazi blogcular, blog okurlar belki bunun hala farkinda degiller, ya su anda "meshur" iletisim devrimin ne anlamina geldigini bilmiyorlar, yada bilmek istemiyorlar. Türkiyede bloglar daha yeni yeni meshur olurken baska yerlerde sadece adam blog yazarak para kazaniyor ve hayatini gecindiriyor. Bakin arkadaslar (bilmiyenlere, bilmek istemiyenleredir bu lafim), GAZETE denen sey ölüyor ve ölmek üzere, üniversitelerde gazetecilik okuyanlar bunun arastirmalarini senelerdir yapiyor. Ticaret/isletme ve Gazeteciligi okuyanlar, bunun ekonomik faktörünü ölcüp biciyor... örnegin Wallstreet Journal kisa zaman önce internetde ücretli servis sunmustur, ve stratejik olarak önemli bir adim atmistir. New York Times vs. gazeteciligin nereye gittigini bilmiyorlar ama kesinlikle degistiginin senelerdir farkindalar ve bu degisime cözüm üretmek isterler...!

Türkiyede tabiki bunlar daha yeni yeni olusuyor. Özelikle futbol bloglar son zamanlarda baya meshur olmustur. Amatör ruhludur, ama kesinlikle burasi sicrama platformu degildir, TV ye sicrama diye birsey yoktur arkadaslar... Tamam bu simdi icin gecerli ola bilir, cünkü türkiyede tvden halen para kazanilmaktadir,extensor Skytürkte, su burda vs olur...! Ama kesinlikle bloglar gazetelerden daha güclü olacaklar, ve öyledir (bazi yerlerde)! Biz bunlari simdi konusuyoruz, cok yakin zamanda hakan ünsal degil, fuat akdag bile ntvsporda ne sunacagini bilemez durumunda olacak ve dogal olarak yeni bir cözüm bulacaktir.

Bakin NTVSPOR gecen sene baslamistir twitterle progamlarini yapmayi, yani TV tek tarafli servis olmaktan gecti, TV de ne görüp ne duymak istediklerimizi kisa zaman önce e-maillerde yapardik, simdi daha cabuk, hizli ve dinamik olarak twitterle yapiyoruz. Tvler bunun farkindalar ve tvnin son yillari oldugunu herkez biliyor (1, 10, veya 50 sene fark etmez).

iste aynen bu yüzden, belki borges, aceto, fd yapamiyacaktir, Schillerin Don Carlos'daki subayi söyle der "ben gelecegin vatandaslarindanim", kesinlikle bunlar su an icin blog anlaminda (insan olarak bilmiyorum) ve türkiyedeki blog alemine bakildiginda gelecegin vatandaslari (bloglari) dirlar!

Herneyse: Blogun amatör ruhlu falan olayi, romantiktir, yanlistir, bos konusmaktir! Hele konuyu kapitalizme getirmek bas baya aptalliktir...!

Dönelim konuya: Blog devrimdir, blogdan tvye, gazeteye gecmek geriye adimdir!

Ben su anda sayilir teknoloji sirketlerinden birinde pazarlama bölümünde staj yapmaktadirim. Kasim ayinin sonunda, barcelonada 3 günlük bir fuarimiz olacak. Simdi bize göre kim daha önemlidir biliyormusunuz? Gazeteci ve tekn. magazinleri degil, hayir, bloggerler... Adam blogger olarak 1700€ 3 günlük bir fuari, beles olarak geze bilip, üzerine yazi yaziyor!

O yüzden diyorum, cok degil yakin zamanda (futbol herzaman geriden gelecekir, cünkü sermaye sadece bir kac elemanin, Uefa / Fifa vs. elindedir), basin tribününde cakma yorumcular, gazeteciler degil Borgesler, FDler, Extensorlar oturacaklar, ve davet edilecekler! Bu böyledir, böyle olacak!

Anoz dedi ki...

Yorum cok uzun olunca, iki parcada sunuyorum:

1.)

Borges, güzel bir yazi olmus, öncelikle tesekkürler.

Söyle bir durum var ve bazi blogcular, blog okurlar belki bunun hala farkinda degiller, ya su anda "meshur" iletisim devrimin ne anlamina geldigini bilmiyorlar, yada bilmek istemiyorlar. Türkiyede bloglar daha yeni yeni meshur olurken baska yerlerde sadece adam blog yazarak para kazaniyor ve hayatini gecindiriyor. Bakin arkadaslar (bilmiyenlere, bilmek istemiyenleredir bu lafim), GAZETE denen sey ölüyor ve ölmek üzere, üniversitelerde gazetecilik okuyanlar bunun arastirmalarini senelerdir yapiyor. Ticaret/isletme ve Gazeteciligi okuyanlar, bunun ekonomik faktörünü ölcüp biciyor... örnegin Wallstreet Journal kisa zaman önce internetde ücretli servis sunmustur, ve stratejik olarak önemli bir adim atmistir. New York Times vs. gazeteciligin nereye gittigini bilmiyorlar ama kesinlikle degistiginin senelerdir farkindalar ve bu degisime cözüm üretmek isterler...!

Türkiyede tabiki bunlar daha yeni yeni olusuyor. Özelikle futbol bloglar son zamanlarda baya meshur olmustur. Amatör ruhludur, ama kesinlikle burasi sicrama platformu degildir, TV ye sicrama diye birsey yoktur arkadaslar... Tamam bu simdi icin gecerli ola bilir, cünkü türkiyede tvden halen para kazanilmaktadir,extensor Skytürkte, su burda vs olur...! Ama kesinlikle bloglar gazetelerden daha güclü olacaklar, ve öyledir (bazi yerlerde)! Biz bunlari simdi konusuyoruz, cok yakin zamanda hakan ünsal degil, fuat akdag bile ntvsporda ne sunacagini bilemez durumunda olacak ve dogal olarak yeni bir cözüm bulacaktir.

Anoz dedi ki...

2)

Bakin NTVSPOR gecen sene baslamistir twitterle progamlarini yapmayi, yani TV tek tarafli servis olmaktan gecti, TV de ne görüp ne duymak istediklerimizi kisa zaman önce e-maillerde yapardik, simdi daha cabuk, hizli ve dinamik olarak twitterle yapiyoruz. Tvler bunun farkindalar ve tvnin son yillari oldugunu herkez biliyor (1, 10, veya 50 sene fark etmez).

iste aynen bu yüzden, belki borges, aceto, fd yapamiyacaktir, Schillerin Don Carlos'daki subayi söyle der "ben gelecegin vatandaslarindanim", kesinlikle bunlar su an icin blog anlaminda (insan olarak bilmiyorum) ve türkiyedeki blog alemine bakildiginda gelecegin vatandaslari (bloglari) dirlar!

Herneyse: Blogun amatör ruhlu falan olayi, romantiktir, yanlistir, bos konusmaktir! Hele konuyu kapitalizme getirmek bas baya aptalliktir...!

Dönelim konuya: Blog devrimdir, blogdan tvye, gazeteye gecmek geriye adimdir!

Ben su anda sayilir teknoloji sirketlerinden birinde pazarlama bölümünde staj yapmaktadirim. Kasim ayinin sonunda, barcelonada 3 günlük bir fuarimiz olacak. Simdi bize göre kim daha önemlidir biliyormusunuz? Gazeteci ve tekn. magazinleri degil, hayir, bloggerler... Adam blogger olarak 1700€ 3 günlük bir fuari, beles olarak geze bilip, üzerine yazi yaziyor!

O yüzden diyorum, cok degil yakin zamanda (futbol herzaman geriden gelecekir, cünkü sermaye sadece bir kac elemanin, Uefa / Fifa vs. elindedir), basin tribününde cakma yorumcular, gazeteciler degil Borgesler, FDler, Extensorlar oturacaklar, ve davet edilecekler! Bu böyledir, böyle olacak!

gwindor dedi ki...

Sevgili borges ben 18 yaşında bir futbolseverim, aşağı yukarı 1 yıldır futbol bloglarını takip ediyorum. Lambuja, Aceto derken şu an bir çok yazarı takip eder oldum. Ondan önce futbol bilgimi 4-4-2 ve NtvSpor'a borçluydum ve bildiğimi sanıyordum ancak siz bana bambaşka bir dünya sundunuz. Futbolu gerçek anlamda biliyor ve seviyorsunuz, ben sosyalist olarak tanımlıyorum kendimi, ancak yaşadığımız dünya kapitalist ve burada hayatta kalabilmek için onun kurallarına da uymak gerekiyor ne yazık ki, sizin para kazanma isteğiniz de bu minvalde yanılmıyorsam ve bunu gayet doğal karşılıyorum. Umarım paranızı sevdiğiniz iş olan futbol yazmaktan kazanırsnız. Biz de hem sizden daha fazla şey öğrenmiş oluruz hem de daha fazla özeniriz :)

Kolay gelmesi dileklerimle...

Adsız dedi ki...

Aklıma "Noviembre" adlı film geldi. Sanırım benzer bir dilemma yaşanıyor okuyucular arasında. İzlenmişse veyahut izlenirse anlaşılır ne demek istediğim.

Unknown dedi ki...

Yaklaşık bir aydır takip ediyorum blogları acetoyu sizi ve diğerlerinide kısmen.
Ama kendime ben bu zamana kadar ne okuyormuşum diyorum,yazdıklarınıza katılıp katılmama olarak değil bu dediklerim.Seviye.Futbolda en çok aradığımız herkesin dilinde olan ama en çok ihmal edilen öge olsa gerek.
Ben bloglarda bunu gördüm.Demek istediğime gelince ise para kazanmak hakkınızdır,siz kendinize güveniyorsanız,yorumlarınızın kazanç eksenli değişmeyeceğini biliyorsanız ben bir okur olarak arkanızdayım.
Sizi zevkle okumaya devam edeceğim.

Adsız dedi ki...

Aklıma cem yılmaz'ın hint fakiri espirisi geldi ben nasıl olsa dünyaya tekrar geldiğimde mutlu zengin bir hayat yaşacağım siz mutlu olun gerisi önemli değil öle bişeyler anlatıyordu.Sizden de bunu bekliyorlar sanırım.Ben blog okurken dahi şu an çok zaman harcadım birazda dersime bakıyım diyorum ki bu benim dinlenme zamanım gözümde bir taraftan masanın üstündeki ders notlarında.
30 yaşına kadar gelip hala okuyurum diyince ben de 28 yaşındayım hala okuyorum nasıl bir okumaksa.Bizim buralarda şöyle bir inanç vardır,erkek çocuğunu sünnet ettirdikden sonra kabuğunu nereye atarsan cocuk o yöne meğil gösterir derler sokağa atarsan serseri,okulun bahçesine atarsan okur vs. bizim evde köyde okulun yanındaydı yaş 28 olmuş hala okuyorum masanın üstünde onlarca kitap gözüm bi taraftan orda heralde benimkini okulun bahçesine atmışlar.Sizin evde mi okulun yanındaydı.

Kieran dedi ki...

diyorsun ki aceto ve türevleri bize bu kapıyı açtı artık bizde futboldan şundan bundan konuşabiliriz renkli camlarda vs....sonra timurlenk'in futbol bilgisiyle ne alakası var diye soruyorsun...

zaten bizi bir anlamda hayal kırıklığına uğratan blogdan aldığın ivme ile geçimini kazanmak için uygun gördüğün stratejilerin bizzat piyasanın kendi kurallarıyla örtüşmesidir.benim bunun ötesinde bir sorunum yok.yaz çiz dünyaları kazan,helal olsun.hoş iki "kofti anarşistin" hazımsızlığı zor gelirse,biz de deriz ki "borges'i yanlış tanımışız" onun ötesinde bir şey olmaz.

geçim meselesi kutsaldır ya bunu bunun üzerinden yazı çıkarmak da pek doğru gelmiyor bana.bir de şu biy masalı artık sıkmadı mı?tamam kazandırdıklarına kazandırdı,kazananlar da büyük abinin izinden sponsor biletleri,stad yazıları,forma tanıtımları yaptılar.ee?haliniz keyfiniz yerinde birbirinizi ağırlar gibi bir haliniz var.alternatif bir mecra içinde ayrıca anaakım bir mecra yarattılmış zaten tabii ki bunun devam etmesi için belli bir gelire gerek var...

Borges dedi ki...

Kieran: Öncelikle şu anlaşılsın. Buradan bir blogera ben cevap vermedim. Her blogerın hakaret de etse niyeti kötü değildir.

Lakin ben açıkta kalmayacagım sadece durum bu.

Elbet herkes para kazanacak ve normal koşullarda buradan kazanacagımın cok katını alacagım belki insanların içi rahat olsun bu acıdan kimse gecim sıkıntısı yasamıyor.

Ama futbol meslegimiz olmazsa buna aktimiz olamaz. Bloggerlik bırak mac seyretme izleme yorumlama yazma v.s..

Hepsi bu. Ajitasyon değil ki bunlar.

Bloglar kendi kendilerini gecindirebilirse bu anlamda devrim yaparlar. hepsi bu

b.s dedi ki...

bence biraz da bazı farkları tespit ederek olayı değerlendirmek lazım. kendine bir koltukta oturarak ayırdığı vaktin neredeyse tamamını bilgisayar başında geçiren ve nadiren televizyon izleyen birisi olarak bu yazınızı okuduğumda eleştirilere karşı duruşunuzu, karşı argümanlarınızı ve çözüm önerilerinizi haklı buldum. sıra yorumlara geçince fikrim değişti ve biraz da televizyon denen şeyin varlığını kabul etmeye başladım.

bence, televizyon programlarındaki sistemi ne kadar eleştirsek de "halk bunu istiyor" mottosu biraz gerçek. popüler kültürde mehmet ali erbil örneği gibi, spor programlarında da bir ahmet çakar veya erman toroğlu örneği var mesela. bu saydığım örneklere televizyonda 5 dakika bile tahammül edemeyen biri bu ihtiyaçlarını (eğlenme ve spor konusunda bilgilenme) ya onların olmadığı bir televizyon programında veya internette bulacaktır. aceto'nun blogda iyi tespitler yapıp gazetede yazmaması gibi. çünkü kalite başka rating başka şeydir diye düşünüyorum. haliyle blogun amatör ruhu biraz da gelişip profesyonelleşmesi için arkasında hissetmesi gereken kalabalıkların gücünün yeterli olmamasından kaynaklanabilir. bugün türkiyede en çok okunan 10 futbol blogunu, en çok okunan 10 siteye oranlasanız acaba sonuç ne çıkar?

dolayısiyle blog, amatör ama kaliteli kalmaya devam edecek gibi duruyor, çünkü halk tv'de analiz değil, fakat dedikodu istiyor. maç içinde analize kafa yormayan adamın maçtan sonra analizle ne işi olur. o akşamın gidişatına göre kafayı kime taktıysa birileri ona saydırırken kendini haklı görmeyi bekliyor.

siz, bloggerlar olarak, benim temennim işallah yazmaya devam edersiniz. maddi kaynağınız şu veya bu olur ama siz günde 3 post da yazsanız, 1 post da yazsanız rss reader'im siz yazdıkça beni uyarmaya devam edecek ve ben de okuyacağım.

b.s dedi ki...

bence biraz da bazı farkları tespit ederek olayı değerlendirmek lazım. kendine bir koltukta oturarak ayırdığı vaktin neredeyse tamamını bilgisayar başında geçiren ve nadiren televizyon izleyen birisi olarak bu yazınızı okuduğumda eleştirilere karşı duruşunuzu, karşı argümanlarınızı ve çözüm önerilerinizi haklı buldum. sıra yorumlara geçince fikrim değişti ve biraz da televizyon denen şeyin varlığını kabul etmeye başladım.

bence, televizyon programlarındaki sistemi ne kadar eleştirsek de "halk bunu istiyor" mottosu biraz gerçek. popüler kültürde mehmet ali erbil örneği gibi, spor programlarında da bir ahmet çakar veya erman toroğlu örneği var mesela. bu saydığım örneklere televizyonda 5 dakika bile tahammül edemeyen biri bu ihtiyaçlarını (eğlenme ve spor konusunda bilgilenme) ya onların olmadığı bir televizyon programında veya internette bulacaktır. aceto'nun blogda iyi tespitler yapıp gazetede yazmaması gibi. çünkü kalite başka rating başka şeydir diye düşünüyorum. haliyle blogun amatör ruhu biraz da gelişip profesyonelleşmesi için arkasında hissetmesi gereken kalabalıkların gücünün yeterli olmamasından kaynaklanabilir. bugün türkiyede en çok okunan 10 futbol blogunu, en çok okunan 10 siteye oranlasanız acaba sonuç ne çıkar?

dolayısiyle blog, amatör ama kaliteli kalmaya devam edecek gibi duruyor, çünkü halk tv'de analiz değil, fakat dedikodu istiyor. maç içinde analize kafa yormayan adamın maçtan sonra analizle ne işi olur. o akşamın gidişatına göre kafayı kime taktıysa birileri ona saydırırken kendini haklı görmeyi bekliyor.

siz, bloggerlar olarak, benim temennim işallah yazmaya devam edersiniz. maddi kaynağınız şu veya bu olur ama siz günde 3 post da yazsanız, 1 post da yazsanız rss reader'im siz yazdıkça beni uyarmaya devam edecek ve ben de okuyacağım.

b.s dedi ki...

bence biraz da bazı farkları tespit ederek olayı değerlendirmek lazım. kendine bir koltukta oturarak ayırdığı vaktin neredeyse tamamını bilgisayar başında geçiren ve nadiren televizyon izleyen birisi olarak bu yazınızı okuduğumda eleştirilere karşı duruşunuzu, karşı argümanlarınızı ve çözüm önerilerinizi haklı buldum. sıra yorumlara geçince fikrim değişti ve biraz da televizyon denen şeyin varlığını kabul etmeye başladım.

bence, televizyon programlarındaki sistemi ne kadar eleştirsek de "halk bunu istiyor" mottosu biraz gerçek. popüler kültürde mehmet ali erbil örneği gibi, spor programlarında da bir ahmet çakar veya erman toroğlu örneği var mesela. bu saydığım örneklere televizyonda 5 dakika bile tahammül edemeyen biri bu ihtiyaçlarını (eğlenme ve spor konusunda bilgilenme) ya onların olmadığı bir televizyon programında veya internette bulacaktır. aceto'nun blogda iyi tespitler yapıp gazetede yazmaması gibi. çünkü kalite başka rating başka şeydir diye düşünüyorum. haliyle blogun amatör ruhu biraz da gelişip profesyonelleşmesi için arkasında hissetmesi gereken kalabalıkların gücünün yeterli olmamasından kaynaklanabilir. bugün türkiyede en çok okunan 10 futbol blogunu, en çok okunan 10 siteye oranlasanız acaba sonuç ne çıkar? ...

b.s dedi ki...

... dolayısiyle blog, amatör ama kaliteli kalmaya devam edecek gibi duruyor, çünkü halk tv'de analiz değil, fakat dedikodu istiyor. maç içinde analize kafa yormayan adamın maçtan sonra analizle ne işi olur. o akşamın gidişatına göre kafayı kime taktıysa birileri ona saydırırken kendini haklı görmeyi bekliyor.

siz, bloggerlar olarak, benim temennim işallah yazmaya devam edersiniz. maddi kaynağınız şu veya bu olur ama siz günde 3 post da yazsanız, 1 post da yazsanız rss reader'im siz yazdıkça beni uyarmaya devam edecek ve ben de okuyacağım.

Borges dedi ki...

erecesblog.org:

Biz para karşılığı olmaksızın onca yazı yazdık. Emek verdik. Arkada futbol tutkusu var. Bunun devam etmesi için bunun meslek olma zorunlulugu gelir bir yaştan sonra. Öğrenciler için geçerli değildir.

Yazdıgımız onca yazının tek bir karşılıgı olmamasına rağmen almadığımız parayı gündeme getiriğ haksız kazanc saglıyor görüntüsü yerine bizle beraber yazı yazan pek cok insanın yaşadıklarına bakmak gerekir.

Kaybettirdiklerine ve kazanılamayan karsılıgı olmayan emeklerin yerine sanki milyon eurolar alıyormuscasına yapılan adaletsiz yorumlar çirkindir.

En iyieri değiş en cok para kazanabilecek gibi görünenler dahi para kazanmamış iken onca vakit emek harcanmıs iken bloggerlara bakıs acısı bu olmamalıdır. a ya da b önemsiz.

Gidip catacakları yerler vardır oralardan baslamak gerekir bizden değil ki hakkımda tonla küfür edeni dahi ayırmıyorum ben 'bizden'.

b.s dedi ki...

dayanışma, aynı grup içerisindeki herkes için gereklidir ama yukarıda belirtmediğimi sonradan okuyunca farkettiğim asıl nokta; acaba blogger olmak bir meslek sahibi olmak mıdır? bu sorunun cevabı da sadece bloggerlar tarafından verilmeyecek, gerekli maddi talebi oluşturanların da iştiraki ile verilecektir. sorunlarınızı içtenlikle anlıyorum ve eleştirenleri de art niyetli görüyorum. fakat, türkiye'de çoğu şey için "bu böyledir" deyip geçiyoruz ve eğer burası da "tüm" beklentilerinizi karşılamıyorsa bunun faturası okurlara kesilmemeli. hülasa, tahminim uzunca bir süre daha bu mecralar yukarıda örneklendirmeye çalıştığım sebeplerden ötürü bir ekmek kapısı "maalesef" olamayacak. yoksa emeğinizi kesinlikle küçümseyemeyiz.

Borges dedi ki...

erecesblog: Olmayacaktır. Önümüzdeki 5 yıl boyunca da bu şimdilik ucuk bir hayal. Bizden sonralar için belki o bile belirsiz.

TV de program yapan dahi yeri geliyor para alamıyor. Bırak sen bloggerları.

Ama sanki alıyormuscasına veya buradan milyon euro götürüyormus gibi yorumlar adaletsiz. Olsa güzel olur mu olmaz mı baska ama yok.

Basından buraya boyle eleştiri gelmesi insafsızlık. Bu insanların hepsi maddi karşılıgı olmadan bunları yapıyor.

Meseleniz bloggerların amatör ruhu mudur ? Yanlıslıkla gelir elde etse bu mudur ?

Kazansa cok da kötü olmaz. hepsinin oradakılerden cok cok fazla hakkıdır benım meselem de budur.

b.s dedi ki...

türkiye'de internet devrimi (internet hakkının anayasal güvence altına alınması, televizyon ve gazetenin yerini internet basınına bırakması, web sitelerinin artık kapatılmaması vs) olursa, o zaman para kazanabilirsiniz ve kazandığınız paranın hak edilirliği o zaman tartışılır. basın, basındır ve bilindiği gibi çirkeftir. biz bloglardan yaptıkları copy-paste'leri de biliyoruz, ekşi sözlük'ten beslenen ertem şenerleri de. bu ülkenin internetle büyüyen nesli çocuklarını yetiştirmeye başladığında ak koyun kara koyun belli olacaktır. bizim okurlar olarak temennimiz: aldırmayınız, yazmaya devam ediniz.

t_okan dedi ki...

Ben bi Futbol blogu yazmıyorum ama harika yazmışsın.

1980'de Sosyalizm'den bahseden kaç kişi varsa bugün hepsi fabrikatör ya da bi başka zengin ama gel görün ki Rusya'da bile bitmiş komunizmi hala unutmayan ahde vefalı (!) milletimiz nerde kazanan iyi iş yapan bişey görse sosyalizm'in değerlerine sarılıyor. Sosyalizmden dem vuran bi çok site biliyorum bazı özellikleri paralı yapıyor sırf "yardım" olsun diye.

Hadi kardeşim geçiniz bunları.

Ben de bloguma reklam aldım, çok az ve geç getirisi olduğu için görüntüyü de bozduğu için ve benim bloguma olan ilgi de bu denli yüksek olmadığından kaldırdım gitsin. Amacım insanları bilgilendirmek, uzay boşluğuna bi iki yazı katmak, kendimi geliştirmek oldu.

Sonuna kadar haklısın yazında, pek çok blog yazarı gazetelerin meşhur köşe yazarlarından daha ciddi, daha iyi ve daha nitelikli yazdığı için gazetelerden bile yayılan bazı blog-yanlı görünen ama blogların emek sömürücü olduğundan bahseden yazarlar var.

Birilerine batıyorsa bişeyler ses getirir. Devam sonuna kadar, para içinse para için keyif içinse keyif için.

Gazete yazarı amatör ruh diyor mu?
"din alimi"(!) Nihat hatipoğlu bile milyarları götürüyor, sosyalistim diye reklama çıkmayan Memoli şimdi reklamlarda BANKA reklamlarında oynuyor. Hiç bir sosyalistin samimiyetine inanamadım, çünkü çok keskin konuşuyorlar çok çabuk çarkediyorlar.

Sosyalizm öyle sahteden kapitalizme karşı durmakla olmuyor.

Nike ayakkabılı sosyalist eleştirilerini dinlemenin manası nedir ki?

Alp dedi ki...

ahahahah ben de ne zaman converse/nike ayakkabı üzerinden komünist manifesto eleştiren bir politik cahil buralara uğrayacak diye bekliyor idim, biraz gecikmeli de olsa uğradı birisi.

acı olan taraf beşiktaşlı. vay benim cağnım beşiktaşım. ne hallere düştü senin severlerin...

Borges dedi ki...

Alp: Bence sen kendi düşürüldüğün duruma bak.

Ve anlamayacak olsan da senin o düşman belleyip muhalif olacak tavrından beslenenlerin oyuncağı olmana bak.

Daha sonra diğerlerine üzülürsün vaktin olursa.

t_okan dedi ki...

Adamın blogu üzerinden tartışmaya girmeyeceğim tek bi yorum bırakmayı düşünüyorum değerli Beşiktaşlı arkadaşım ama şunu hep söylerim: Karşı tarafı bir şeyle itham eden hep kendisidir! Politik cahil dediğin kişiyi bilmiyorsun ve sosyalizmin değerlerini ne kadar biliyorsun hiç bilmiyorum. Öğrencisin alanın/bölümün ne bilmiyorum ama ben senin günlük hayatta "soyalizm" diye romanlardan Üç Fidanlardan, sadece sol pencereden bakan dizilerden edindiğin bilgiyle konuştuğun ettiğin şeyi derste görüyorum bunun eğitimini alıp sınavına giriyorum hocalarımla, sınıf arkadaşlarımla bunu tartışıyorum ve konuşuyorum. Takdir edersin ki Sosyalizm ve Komunizm'in değerlerini az çok bileyim.
Karşıtı olduğun ve etrafını saran NIKE-Amerikan Kapitalizmi'ne karşıt duruş sergileyip de bunu giymek ne derece bir "duruş" sergilemektir bilinmez. Ve bununla komunizm eleştirisi yapmak ne kadar "politik cahillik" o da anlaşılmaz.

Ancak senin yorumunda acı olan taraf Beşiktaş'lı olman değil, İRONİ'yi anlayamaman.

Göndermeleri anlayamaman. Sosyalizm'i ölesiye savunmak uğruna kapıldığın rüzgar. Amatör Ruh'muş. Ne amatörler gördük ruhları yoktu!

Alp dedi ki...

borges: düşürüldüğüm durum? ahah neyse, ben gerekenleri blogda yazdım zaten. hadi kal selametle.

İsmail Kutlugün Akbay dedi ki...

iki üç reklamın nesi varki bence kötü durmuor ve blog güzelleşiyor bence amatör ruh isteyenler beceremeyenler olabilir

neyse ben inadına tık attım kesene

:)

outlaw dedi ki...

"Karşıtı olduğun ve etrafını saran NIKE-Amerikan Kapitalizmi'ne karşıt duruş sergileyip de bunu giymek ne derece bir "duruş" sergilemektir bilinmez. Ve bununla komunizm eleştirisi yapmak ne kadar "politik cahillik" o da anlaşılmaz."

sen bence dersine biraz daha iyi calis ya da baska hoca bul kendine... nerede "sosyalizm" ögretmisler sana bilemiyorum, ama yanlis ögretmisler.

not: yok, illa "uzmanlik" isterim diyorsan siyaset felsefecisiyim...

Unknown dedi ki...

Blogunuzu hemen hemen hiç takip etmiyorum ama bir-iki yazı okumuşluğum vardır. Bir kere bırakın 2000 i 10.000 küsur hitle bile internet üzerinden para kazanmaya çalışmak komik bir amaç. Buradan sistemi anlamadığınızı çıkarıyorum. Benim anlamadığımsa buna rağmen sağ taraftaki reklam. sanırım bir adserver üzerinden gelmiyor. Çok ilginç. Bakın gazeteler 80-90 bin satıyor. Okuma alışkanlığını masaya yatırdığımızda güzel istatistik vermeyen Türk halkı bu gazetelerin spor sayfasından başlıyor okumaya. Sizce kaç tanesi bir köşe yazısını baştan sona kadar okuyabiliyor? Büyük başlık ve resimlerin altındaki "halk diliyle" yazılmış üfürükten yazılar yetiyor artıyor. Çoğu orada yazanı bile sonuna kadar okuyamıyor. Sizde kalkıp 4-3-3 analizi yapıyorsunuz. Okunmaması normal bence.Okunmaması derken 2000 hitten bahsediyorum.(sorununuz pazarlama.(blog camiyası olarak) Pazarlama departmanı açarsanız yardımcı olmak isterim) Emeğinize saygılıyım. Yazılardan önce yaptığınız araştırmalar, çeviriler, tüm konuyu toparlayıp uygun şekle getirmek zor iş. Ama ben yaptığınızı tahmin ettiğiniz kadar önemli de görmüyorum. Zira aslında futbol bloglarının görevini yapabilecek; sizin gibi öğrenci değilde, spor yazarlığı işini profesyonel olarak yıllardır yapan kaliteli yazarlarmızın yapması daha mantıklı. Ama bu olmuyor! Çok daha uzun köşelere sahip olması gereken yazarlar çok daha kısa yazılar yazıyorlar. Avrupa'yı hemen hemen hiç yazmıyorlar. Avrupayı kaleminden hissetmek isteyeceğimiz o kadar yazar var ki! Hemde bunlar gazeteciliğin içinden gelen insanlar. "Para için başlamadık ama para gelmezse bırakırız ekmeğimizi buradan kazanmak istiyoruz" la başlamamış adam gibi para kazanmak için bu işe girmiş insanlar. Yukarıda alıntıladığım sözünüzü samimi bulmadığımı belirteyim. Geleceğe dair planınız yokken bu işe girip, sonra ucundan birşeyler kazanma yolunun başlangıcını görüncede kazanmazsam bırakırım demek samimi değil veya çok aklınız havada.

devamı var...

Unknown dedi ki...

Çünkü hayatınızı kazanmanın yolunu bugüne kadar kararlaştıramamışsınız.
Bunun yanında aceto'nun para kazanmasını doğal bulurum mesela. Neden? Çünkü adamın işi bu. Siz 4 senedir amatör yapıyorsunuz. Ama bu işi günde 3 özenli post halinde standarta soktuğunuzda amatör kalan yanınız bu işten kazancınız oluyor. Emeğin karşısında para yok! Ama kendi kendinize meslek edinmeye çalışıyorsunuz.
Toparlıyorum; ilk olarak pazarlama sorunundan(hit azlığı okunmama)
Bahsettim. Türkiye yazılı ürünleri pazarlarmak için zor bir ülke. Futbolu okutmak sanıldığından daha da zor. Okuyucu profilinize bakarsak tahmin ediyorum ki eğitim seviyesi lise ve altı azdır. Ama bu insanlar ülkemizde çoğunluktadır ve yaşam standartları azaldıkça spora giden ilgi ve bağımlılığın derecesinin arttığı bir gerçektir. Yani sizin müşterinzi bunlar. Ama bu insanlar sizi okumuyor, satamıyorsunuz. 2000 hit ne kadar zaman geçiriyor blogda o da başka bir inceleme konusu. Değerli yazılarınızın 50% sini okumak ne kadar zaman alır ölçümleyin sonra bunu 1 ziyaretçinin ortalama ne kadar blogda kaldığına bakarak bir sonuca gidin. 4 senenin verdiği teknik tecrübe farkında olmasanızda google da sizi ön plana taşıyıp bu ziyaretçiyi getirmeye yetecek ve artacaktır. (belkide farkındasınızdır.)Özellikle özgün içeriğinizden ötürü. Bu yüzden hit okunma kriteri değil ziyaret kriteridir..
İkinci olarak bu işi profesyonellerin yapmasından bahsettim. Madem bu kadar heves var bu bloggerlarda yazmasınlar, ntv'ye çıkmasınlar programlarına para vermiyorlarsa eğer. Ama olay bundan öte. Hepsi bir reputasyon ve bloglarına ziyaretçi sağladılar. Bence bu da onların kazancıdır. Kazanmadık demesinler...

[bu ikinci bölümdü devamı var...]

Unknown dedi ki...

Son olarak, ben sizi tanımıyorum dediğim gibi blogu da az okumuş bir insanım ama 30 yaşında öğrenciyim diyorsunuz. Aceto verdiğiniz ekşi linkinde yazdığı doğruysa "st michel 'den mezun olduktan sonra italyan filolojisi okumu$" bu sağlam bir özgeçmiş. Sizde entelektüel bir ürün üretmeye çalışan biri olarak bunun ne kadarı var bilmiyorum. O yüzden blog yazmanızın anlamlı olup olmaması konusunda kararsızım. Ama yanlış anlamayın emeğinize saygım sonsuz. Ama siz bu işi sonucunu parayla fiyatlandıracak bir noktaya taşımak amacındaysanız haftada 3 posta dönün, daha az maç izleyin ve çıkın hayatı yaşayın ve bir de kendinize iş düşünün… Blogda güzel bir hobi olsun hırs yapmayın hit kasıcam diye. Zira kimse sizden böyle bir beklenti içinde değil. Açın bir twitter hesabı muhabbetinize bakın. Acetoyla kendinizi de kıyaslamayın. Hayatta başarılar… Yayınlamasanız bile yorumu en azından üstünde düşünebilirsiniz diye düşünüyorum yoksa bu kadar yazıyı emeğinize saygım olmasa yazmazdım zaten .. Ha bu arada, Amerika blog modasının geçtiğinden bahsederken, bir yorumda okuğum ifadeyle futbol elit yanı olmayı bloglardan sağlamaya çalışmak kısa süreldir diye düşünüyorum... Art niyet sıfırdır, tüm samimiyetimle... son bölümüydü yorumumum

Borges dedi ki...

Recep: Benim 30 yıldır bir hayatım ve bitirmek üzere olduğum ikinci bir üniversite var.Hiç ya da az okuduğunuz bir insanın bu meslek içerisinde geleceğinin nasıl olması gerektiği ya da yazıp yazmamasına nasıl karar verdiğiniz ve dahası bu konuda aldığınız kriterleri ben 'anlamsız' ve 'yetersiz' buluyorum. Teknik konulardaki deneyiminizin de bunlarla bir ilgisi yok.

Birincisi bitmedi ama bu sene ikincisi(Unıversite) bitiyor. Ülke ve aynı zamanda farklı bir bölüm okumak durumunda kalıp yeni bir dil öğrenmek gibi ekstra zaman isteyen işler sonucu gelinen nokta burasıdır. Bugün masa başı işi olmadığından dolayı uzun aralıklarla pause'ye basıp bir şekilde blogu yazmaya devam eder iken aynı zamanda önümde duran zorunluluklarımın farkında olarak çok daha fazla bu vakti veremeyeceğimin de farkındayım.

Mesele buradan benim spor hayatına atılma oranımın ne olduğu değil. Mesele benim bunu sizin belirlediğiniz alanlarlarda mesleğe çevirmek de değil. Ama ancak böyle olursa belirli yaşta belirli sorumluluklara rağmen bu bahsedilen ortamın devam edebileceği üzerinedir. Bunun gerçekleşme şansının milyonda bir olma ihitmali değil. Aynı zamanda bugün itibari ile BirGün gazetesinde yazıyorum neden biliyor musunuz ? Çünkü sizin orada belki de hiç okumadığınız ve hangi unıversiteyi bitirip bitirmediğini bilmediğiniz insanın artık Radikal gazetesinde yazacak olamsından dolayı açılan boşluk nedeniyledir. Ve ben oraya 2500 bile olmayan Hitle girdim..

Ben buradan bir meslek edinemeyeceğimin ya da bunun çok düşük bir ihtimal olduğunun farkındayım zaten ve bunu çokca kere dile getirdim. Ben para kazanmak istiyorum ve yolumu açın lütfen olarak bu metni okuduysanız bu ve pek çok yanılgı okumadığınız bir insanın aldığı hitler neticesinde yargı koymanızdan kaynaklanıyor.

Borges dedi ki...

Recep: Yorumlarınızı beğenerek ve ilgiyle sonuna kadar okudum. Ben yazı yazmadığım zaman ile yazdığım zaman arasındaki farkı ya da Sitemeter vasıtasıyla kaç kişinin gelip kaç kişinin kaç dakika kalıp kaç sayfaya baktığini da görüyorum lakin tüm mesele benim dışımda futbolbloglarının ülke medyasında edindiği konumun diğer ülkelerden farklı olduğunu ve faakt bırakın futbolu herhangi bir alanda herhangi bir yere verdiğiniz emeğin karşılığı olarak o ülkelerden 'olumsuz' anlamda ayrılıyor olmamızdır.

Futbol Blogları yazan insanlar bugün medyanın çesitli yerlerinde program yapar, yazı yazar,yorum yaparlar iken bunların karşılıgı olarak tek kuruş ödenmemesinin sesizliğinin yanında dile getirilen olgunun daha çok kime olduğu belirsiz haksız kazanc saglayan bloggerlara olmasıdır. Kazancın saglanamadığının bir göstergesi olarak kendimi sundum zaten..

buraya ve anladıgım kadarıyla konuya da yabancı oldugunuz için özetleyeyim: Borges'in futbol yazarı olması ya da bunun ihtimali değil daha çok bunu istemesi ne kadar doğrudur tartışılan konudur.

arnawut dedi ki...

kimse kusura bakmasın ben de acetoyu çok samimiyetsiz buluyorum gerçi hayat şartları falanda öyle gerektiriyor olabilir ama abi ne yazarsan yaz, ne dersen de; devam et güzelim yazlarına, sen tardini vs. bizide okuyun ama:P

mst dedi ki...

Borges inan bu yazilanlarin hepsi hikaye hayatta gercekler vardir hayatin gercekleri ve hayat çogu zaman sana yasamak istedigini degil de yasaman gerekeni dayatir, para kazanmak gibi ve goruyorum ki aslinda seninki aslinda buna bir başkaldiridir ve hakladir da sonuna kadar bu başkaldiri..inan gazetelerin spor sayfalarini okumuyorum tatmin etmiyor yazilanlar bir kaç yazar disinda aceto,sen,fd,lambuja inanilmaz haz aliyorum sizleri okurken ve diyorum ki keşke bende yazsam yazabilsem ama yapamam ki zaman yok para kaznmak gerek dahasi yazmak oyle zannedildigi kadar kolay bir iş değil...
bu ülkede bilim insanlari neden disriya goç ederler sevdikleri işi bilimi daha iyi icra edebilmk için bunu yaparken de sadece bilimi düsünmek için maddi herhangi bir sorunlari olmasin için,bu insanlara bişey diyemezsin ayni durumdasiniz bence sevdiginiz işi yapma istegi ve cabasi umarim yazdigin rakamlardan çok daha fazlasini kazanirsinz ve yazmaya devam edrsiniz..ve bu konuda biz okuyucularin olarak bize düsen bişey olursa da kendi adima arkanda oldugumu belirtmek isterim..

umutation! dedi ki...

işin içine para girince işlerin eskisi gibi olacağına inanmıyorum.

sonuçta adam gezisini finanse ederken kalkıp da henkel'i eleştiremez. herşey aynı olacak diyorsun ama öyle olmayacak.

sorun şu ki; kimseye daha önce böyle bir söz vermedin, herşeyin aynı kalması da gerekmiyor senin açından. yazıların samimiyetini kaybettiğini düşünenler o noktada okumayı kesebilirler.

herkes kendi işine baksa böyle tartışmalara gerek kalmayacak.

ve bt'nin insanları bloklamasının ya da çoğuna cevap vermemesinin elitistlikten değil, bu kadar garip insanla uğraşacak zamanı ve isteği olmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. aslında herkes böyle yapmalı. o zaman bunun gibi şikayetçi postlara gerek kalmazdı. herkesi ciddiye almamak lazım.

özet geç ulan diyenlere: orhan uluca, her ne kadar öyle olmayacağını söylese de gün gelip yeni hakan ünsal olursa, siz de yeni orhan uluca'lar bulmaya çalışırsınız. kimsenin bu seçimi yargılama hakkı yok.

Unknown dedi ki...

İlk mesajınızdaki ilk paragrafa katılmadığımı söylemek istiyorum. Ben sizin veya bir başkasının bu işten para kazanmamasına , bu işi para karşılıksız yapma fikirine de karşıyım. Belki yorumlarımı saatin 5 inde bir solukta yazdığımdan şunu söylemeyi unutmuş olabiliri:. Bu işi para için yapın. Kendinizi pazarlayın. TV kanalına çıkıyorsanız, gazetede yazıyorsanız bunun karşısında paranızı almayıda bilin. Bu medyanın size emeğinizin karşılığını vermemiş olması sonucu onun terbiyesizliği değil, sizin(konsept olarak bloggerların) eğer işi yapmadan önce amacınız, istediğiniz para idi ise bunu almak için gerekli hamleleri yapamamış olmanız. Borges futbol yazarı olsun, bu işi başka blog yazarlarıda yapsın, en çok satan gazetelere yazsınlar, saat 20:00 de spor programına katılsınlar.. Sergen Yalçın saçmalayacağına blogger çıksın konuşsun... Böyle bir durumun samimi olan herkesi memnun etmesi gerekir. Sonuçta blogger'lara daha rahat ulaşırım. Küçücük iphone ekranından ferman okumaktan kurtulurum diye düşünmesi gereken insanların sizin bu işten para yapmanıza karşı çıkması inanılmaz. Ama benim gönlümde bu işi parasız yapan adamın yeri farklı oluyor. Çünkü hiçbir karşılık olmadan kamu için emek harcıyor. Bence bu duygu işin içine para girmesini beğenmeyen arkadaşlarda çok şiddetli cereyan ettiği için size bu konuda karşı çıkıyorlar… Şunu söylüyeyim bu süreç zorludur ve kendi gözümle baktığımda ihtimali çok düşük görüyorum. Ancak bu yanılmadığım anlamına da gelmez. Neyse ben buradan hoşçakalın diyeyim, size başarılar..

Borges dedi ki...

Reccep: Mesele şu. Kimse para için yapmıyor. Ben örneğini verdim yukarıda duruyor. En çok yükselenin basın geçmişi olmasına rağmen buradan ilerleyebildiği yer aldığı yol bellidir.

Ben kendi hayatımı oturtuyorum tüm bunlardan bağımsız bir yere. Diğerleri de aynı şekilde.

Lakin bu işi bu kadar severek yapan insanların hayatının tamamına yayması mümkün değil. Öirencilik biter, blog yazma da sona erer.

Parasız yapılan en güzelidir.! Ama işte.. Durum bu.

Biz değil ama 5-10 yıl sonra burası kendi kendisini geçindirecektir. Hedef de bu olmalıdır bir açıdan..

jacques dedi ki...

Borges sonuna kadar haklı. Ne kadar yeni bir blog olsak da, blogu açma amacımızı ekşi'de yazmıştık.

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=19997519

http://salliyoruz.blogspot.com/ adresinde 10 küsür senelik 3 arkadaş yazıyoruz. Hepimizin işi gücü var. Ama futbolu bu kadar sever ve takip ederken neden ondan para kazanmayalım? Neden bir nevi mecbur bırakıldığımız şu anki işlerimize eyvallah diyelim? Tabi bu para kazanma işi adsense'den falan değil. Bir şekilde televizyona veya ulusal gazetelerde sabit bir köşeye zıplamak.

Blog açıp televizyona geçiş yapan yoktur herhalde bugüne kadar. Bunu başarmak ve sadece futbola odaklanmak istiyoruz. Tabi bu bir çok faktöre bağlı. Öncelikle düzgün yazacaksın. Saçmalama imkanın yok. Sonra birisi elinden tutacak. Yol yordam öğretecek. Bak bunlara güvenme, şunlar iyidir diyecek. Bir başkası gerekli bağlantıları ayarlayacak. Hatrı geçen kişilere ulaşacaksın.

Yapılacak iş değil gibi duruyor. Futbol olduğu sürece yazacağımız kesin. Ama sadece blog olarak kabullenirsek yazdıklarımızı, kendimiz çalar kendimiz oynarız.

Ülkede her şey para ederken bu yazıların da bir getirisinin olması lazım.

Asphalt Monkey dedi ki...

Satasmalar, gruplasmalar, kavgalar...isin boku cikmis resmen

Asphalt Monkey dedi ki...

Tüm tartismalar bir yana, profesyonellesme ve maddi gelir saglama konulariyla ilgili olarak; Borges, FD ve nice bloggerin futbol ve spor dünyasiyla ilgili derlemelerini büyük bir zevkle takip ediyorum ancak is profesyonellesmeye geldiginde ben futbol ile ilgili hikaye derlemelerine degil
mac analiz yetenegine bakarim ve bu konuda da tüm blog aleminde Noat Samisa'yi tek gecerim. Tabii bu yorumumu sadece blog yazilarini takip eden birisi olarak yapiyorum. Bahsi gecen radyo ve tv programlarini takip etme imkanim olmadi.

outlaw dedi ki...

ben de kıçımı kaldırıp birkaç satır karaladım konu hakkında:

http://gueneslipazartesiler.blogspot.com/2010/08/borgessiz-bir-yazi.html

Sekhranikos dedi ki...

Şu kadarcık yerin kavgası yapılırmı canlar. Sonra başınızdakilere laf ediyorsunuz. Yazık olmuş herkese.

onur dedi ki...

İnternette/Blogda/Twitter'da yazmaktan para kazanılır mı? İşte cevabı:

http://resif.com.tr/index.php?/yakinda/babamn-ettigi-bktan-laflar/

PS: aynı zamanda yayınevi'nin ortağı olarak benzer plan/projelere her zaman açık olduğumuzu da belirteyim...

futbolkolik1 dedi ki...

ister para kazanırsın istersende ofsayta düşürürsün. senin bloğun senin kararın