27 Eylül 2010
6.Hafta Bundesliga.!
Hannover kalecisi gerçekten de deplasman galibiyetinin en önemli isimlerinden oldu, harika kurtarışlar yaptı. Ve benim Bremen'in yeneceğine inandıran Mertesacker'ın özellikle son saniyede golü önleyen hamlesi vardı ki görülmeye değerdi.. Maske ile çıktı ve Bremen defansının şefi aynı zamanda o golleri değerleri kılan isimdir.. Nuri gibi yönetir orasını, lider futbolcudur.. Buradaki en büyük parantezi belki de Wesley'e açmam gerekir.. Özellikle tipik brezilyalı on numaradan farklı oluşunun üzerinde durmak gerekir. Ofansif değil merkez orta saha oynuyor ve maç boyunca ofansa yardım ettiğinden çok defansa koşup oradan top çıkarılmasında emeği oldu ve maçın sonlarına doğru öne gerçekleştirdiği koşunun sonunda yaptığı muhteşem asist Bremen'e üç puanı getirdi.. Yeni futbolun bence yeni Brezilyalı on numarası budur.. Grafite iki Diego ortasına iki kafa çakmanın dışında bir şey yapmasa da bu galibiyeti getirdi. Özellikle ikinci kafası oldukça şıktı.. Almeida gerçekten iyiydi.. Ben seksen sonrası Bremen galibiyet golünden çok emindim ama Pizzaro diyordum, Almeida oldu..
Aslında ben onun hakkındaki ilk yazıyı geçen sene üçüncü ya da dördüncü maçından sonra Fırat Topal'ın bloguna yazmıştım şurada. Bu galibiyet olmasaydı dahi o yine doğru eylemi yapmış olacaktı ama bu kadar çok konuşulmayacaktı belki de.. Sadece geçen seneye bakarak dahi onu yıldız teknik direktör statüsüne erişecek maçlar çıkartmıştır. Bayern maçı diğerlerinden çok da farklı olmadı aslında..
Bayern München - Mainz : 1-2
Tuchel önce rakibi bozdu. Bunu başarmak çok da zor değil. Dünya Kupası sonrası her daim onun röportajlarının içerisinde rakibi bozabildiğin ölçüde ofansif de oynayabilir bir takım diyordu ve bunun yollarını aradığını söylüyordu.. Van Gaal bence yeteri kadar ciddiye almadı rakibini.. Bize karşı kim burada ofansif oynayabilmiş ki diyerek 'Hadi gel de hücum oyna burada' diye meydan okudu..
Öncelikle Bayern o çok sevdiği topa hakimiyetini kaybetti. İlk defa paslar yerini bulmuyor ve Bayern topa sahip olmakta zorlanıyordu. Allagui ile başlayan takım savunması Polanski ve Karhan ile şiddetlenip bekleri olan Fuchs'a kadar ilerliyordu.. Bayern kendi evinde nice dev rakiple oynamış ve yine de baskıyı kurabilmiştir.. Ama ilk defa Cumartesi oyunu domine edemedi..
Ben 20 yaşında geleceği çok parlak olan Marcell Rise ile başlayacaktır diyordum ki sakatlığı engel olmuş onun ilk onbir çıkmasına. Buna rağmen üçlü defansif orta sahası ve Fuchs-Caliguiri hareketli kenarı ile fazlasıyla etkili oldu. Schürrle o takımın en iyi oyuncusu olmasına rağmen Caliguiri'den savunma anlamında geri kalıyordu ve takım savunmasını etkiliyordu.. Dahası böyle hücum yönü güçlü oyuncuyu ikinci yarı herkesten çok daha fazla hazır konumda alarak 'Finish him' yapıyor haftalardır.. Baktığınız vakit çok mantıklı bir hamle ama meselenin diğer tarafı böyle bir oyuncuyu yedek kalmaya ikna etmektir.. Leverkusen'in teklifini kabul etmiş olması ve son yılını Mainz'de oynuyor konumu en az Tuchel karizması kadar klubede onu sessiz kılıyor.
Holtby ikinci yarı kendi isteğiyle oyundan çıkıyor. Sakattım, oynayabilirdim ama yüzde elli ile oynamaktansa daha hazır arkadaşlarımın oyuna girmesi daha iyi olur diyordu..Tam bu noktada devrenin sonunda golü atıp moral kazanmış Bayern'in üzerine geleceğinin farkında olan Tuchel baklava 4-4-2'sinden çıkıp iki önliberolu 4-4-2'ye geçiş yaptı. Holtby yerine giren Zabanvnik sol beke yerleşti. Fuchs'u açığa yerleştirip Caliguiri'yi ise ortaya çekti.. 4-4-2'nin baklavasını aldı..
Bu ikinci yarı değişimi devrenin sonunda kendi kalelerine attığı gol sonrası morali yerine gelen bayern'in hücumuna karşılık bir önlemdi.. 45-60 arası Bayern her şeye rağmen yüklenebildi ve oyunu aslında sadece bu noktada domine edebildi. Biraz da Tuchel'in izin vermesi zira ne kadar bozarsa bozsun iki hücumcusu ile aradaki bağları bir noktada koparmış oldu Holtby'nin çıkışı üzerine..
Maç bu şekilde ilerileseydi muhtemelen Van Gaal 'gördününüz mü' diyecekti yine.. Bize karşı yine ofansif değil diye veryansın edecekti lakin Tuchel sağ bekini çıkarıp Schürrle ile vazgeçmediği iki hücumcu arasına köprüyü yeniden kurdu.. Alianz Arena'da berabere giden bir maç içerisinde üstelik pozisyonlar yemeye başladığı bir noktada bu dünyada kaç tane teknik direktör -Real Madrid dahi olsanız- orada bekini çıkarıp ofansif orta saha-forvet karışımı oyuncu koyup maçı almak için öne doğru hamle yapar ?
Geçen hafta sonradan oyuna soktuğu oyuncu iki gol atıp maçı aldı ve bu hafta sonradan oyuna giren Schürrle orta sahanın kaptığı topları biraz da yorulmuş Bayern defansının üzerinden forvetlerinden bu sefer diğerine verdi ve müthiş gol..
Rummenigge 55.Doğum gününde şöyle demek durumunda kalıyordu:
'Bu Mainz takımının taktik zaferidir..'
Geride kalan maçları burada yapılan tahminler üzerinden değerlendirelim.
Hoffenheim maçı beklediğim gibi geçer iken Dortmund,Bremen,Frankfurt maçları da keza beklenilen oyun ve skor.. Yanıltan maçların başında günün bankosu diyerek galibiyetinden emin olduğum Schalke geliyordu.. Bilinebilir miydi bu kaza ? Bir ihtimal sol bek sorununun bu denli sorun yaratacağını ve Moritz yerine gelen Höwedes'in saçmalayacağı ve toplamda defansın problem yaratacağı kestirilebilirdi.. Ama olmadı, en kötü yanılgı da bu oldu..
Schalke son saniyede golü dahi kaçırdı aslında.. burada bir yarı yanıldık ama asıl sürpriz Kaiserslautern - Hannover maçında yaşandı.Hannover son yarım saat baskı yese de sonuna kadar hak ederek maçı kazanmıştır.
Wolfsburg-Freiburg maçı ise tam da beklediğim gibi geçti. Freiburg Grafite'nin biraz faullu ve kalecinin saçmalaması sonucu öne geçse de çok güzel oynadı ve beraberliği sonuna kadar kovaladı ki Benaglio'nun muhteşem formuna rağmen golü buldu.. Wolfsburg iki fikik ortasına iki grafite golü attı ki her korner tehlike yaratıyordu.. Ömer Toprak ikinci yarı girdi ve bence artık oradan çıkmaması gerekir.. 2-1 Wolfsburg yense de 2-1 Freiburg yenebilecek kadar ortada geçti..
Stuttgart-Leverkusen.. Aslında ben daha önceden de buradan Stuttgart ve Nürnberg'in en kötü futbolu oynayanlar olarak etiketlemiştim lakin Leverkusen'in sakatlıklarının aynı bölgede olması soru işaretiydi ve fakat Camoronesi'nin kırmızı kartı da bu farklı skoru getirdi.. 3-1 iken atılan ama verilmeyen gol olsaydı belki her şey farklı olurdu lakin toplamda Leverkusen bu skoru hak etti.. Khedira ve Lehmann gibi iki takım liderinin aynı anda gitmesi bu krizin bence asıl nedenidir.. Yerlerine yenisi konulmaz bu gibi durumlarda;Yetiştirilir.. Stuttgart'ın yeni bir lidere ihtiyacı var..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder