3 Ekim 2010
Gurbetçi Avı.!
Bild haber yapmış. 'Türkiye yeteneklerimizi çalıyor' şeklinde.. Bunlar hep olacaktır ve ben çok takılmıyorum buraya ama Erdal Keser'in açıklamaları biraz beni memnun etti. Diyor ki:
' Aslında sizinle (Almanya) bire bir rekabet içerisinde değiliz çünkü biz daha başka oyunculara bakıyoruz.. Atletik, fiziği iyi olan ve disiplinli.. Bizim en büyük kaybımız Serdar Taşçı'dır. Bizim milli takımın defans hattında sorunları var ve bunu giderme çabası içerisindeyiz..'
Eh biz de tam bunu diyorduk aslında burada.
Erdal Keser Alman U 17'sinin ilkonbirini duvarına yapıştırmış ve elbette Türklerin altını çizmiş.. Ama bugün özellikle İlkay Gündoğan, Ömer Toprak, Taner Yalçın ve Mehmet Ekici üzerinde duruluyor. Hemen hepsi Alman gençlerinde oynasa da geçiş yapabilme şansları var. Özellikle İlkay tam ortada duruyor..
Dün hem Mehmet Ekici'yi hem de İlkay'ı Schalke karşısında canlı canlı izledim.. Ben Mehmet Ekici'den etkilendim. Sonra bunun detaylarına ineriz lakin bu oyuncular kazandırılmalıdır. Almanya'nın biz yetiştirdik geyiğine girmesine gerek yok; Cacau'yu da onlar yetiştirmedi.. Keza az biraz ekmeğini yedikleri Kuranyi de aynı şekilde.. Her ülke kendisine 'kimliksel' bağı olanları değerlendirme çabası içerisindedir.. Türkiye burada istisna olmadığı gibi yanlış da yapmıyor.
Erdal Keser doğru yolda. Takımın neye ihtiyacı olduğunun bilincinde ve eskisi gibi 'pazarlık' yapılmaz geyiğine girmiyor ama şunu da ekliyor:
'Bu oyunculara seçimlerinden dolayı herhangi bir para ödeme kararı benim olduğum zaman gerçekleşmeyecektir..'
Bu da doğrudur. Bu boyutta bir pazarlık olması hoş değil ama ilgilenmek, onlara daha yakından bakıp milli takımdaki geleceğini anlatmak çok da kötü olmasa gerek.. Löw bunu yaptı ve biz yapmadık..
Üstelik bu dönem de bitecektir. Eskiden yüzde seksen bizde oynar derdim şimdi yüzde kırk.. On yıl sonra böyle bir şey kalmayacaktır.. Bir Hamit'in önemi ortada iken bu yılları iyi bir şekilde değerlendirmeliyiz..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Ki, sevgili Borges,
sadece Hamit ile sinirli kalmiyor. 2002'nin bel kemigini nasil Galatasaray olusturduysa, eli ayagi da Almanya kökenlilerdi (Davala, Korkut, Mansiz, Havutcu).
ALtintop ikizleri bence cidden bir devrin sonunu temsil ediyorlar. Nuri erken parlamasi sonucu bir istisna. Nuri 16 yasinda degil de gecen sene parlasaydi, karari nasil düserdi?
Ilkay ile yapilmis spox röportajinda kendisi söyle diyor
http://tinyurl.com/35fhlpr
S: Yakinda hangi Milli takimda oynayacaginiz sorusunun cevabini verme vakti gelebilir. Durum nedir?
I: Bu konunun zamani var daha.
S: Türk televizyoncularina röportaj veriyorsunuz. Orada galiba cok güncel bir ilgi var sizinle ilgili.
I: Acikcasi bu beni de sasirtiyor. Ama aslinda daima Almanya icin karar kildigimi söylüyordum.
S: Sebep nedir?
I: Almanya’da dogdum ve büyüdüm. Cevrem Alman. Bu dili konusuyorum ve kendimi Alman hissediyorum. Bence hem saha ici hem saha disi karakterim Türkten daha cok Alman.
S: TFF’nin sizden vazgecmesi gerekiyor yani?
I: Alman Futbol Federasyonunun bana verdigi deger ve sunduklari perspektif tamamen benim düsüncelerimle örtüsüyor. Bu durum degismedigi sürece, kararimdan vazgecmeyecegim.
Iste Ilkay’in verdigi son demec, zurna’nin zort dedigi nokta. „Kendimi Alman hissediyorum“ geyiginin politik bir cevap oldugunu hepimiz biliyoruz. Alman toplumu ancak ve ancak kusursuz ve basarili Türklerin Türklügünü görmezden gelir, ta ki bir kusurlarini görene kadar. Ilkay Gündogan nesli, buna Mesut Özil nesli de diyebiliriz, TFF’den ciddiyet bekliyor.
Nuri Sahin’i cocukken kandirabildik. Artik hem buradaki genc Türk futbolculari duygusal yaklasmiyorlar Milli Takim olayina, hem de DFB Türk genclerinin ne kadar degerli ve büyük bir maden oldugunu gördü ve anladi. Islenmemis elmas’i parlatmak ve deger katmakta Almanlar ustadir. Gündoganlar, Topraklar, Ekiciler iste bu ustaligi, yani ciddiyeti, deger vermeyi, perspektifi TFF’den bekliyorlar.
Eminim Erdal Keser de bunun farkindadir. Anacak Memlekettekiler bunun ne kadar farkindadir? Iste tekrar, ve bu sefer zurna’nin zart dedigi konu da bu!
Osman: Öncesinde ben Kicker'de okudum.. üst üste iki kere konu yaptılar. İlkay teklif geldiğini ama reddettiğini, Almanya için oynayacağını ama değeri bilinmezse değerinin verildiği yerde diye devam eden..
Hamit ve YIldıray etkileri önemli avantaj sağladı. Bu şekilde küçük yardımlar bazen çok şeyi değiştirebiliyor, çalışmalar benim gözlemlediğim kadarıyla geçmişe göre daha iyi durumda..
Nuri dönemi bir telefon yetiyordu ama artık değil.. mesele de bu.
Borges,
sen Almanya'da hic futbol oynadin mi bilmiyorum. Ama ben de yas olarak Altintoplar neslindenim. 1995-2004 yillari arasi buradaki o yastaki yetenekli futbolcularin nasil düsündügünü, hissettigini cok iyi hatirliyorum daha.
"Almanlar bizim yükselmemizi istemiyor, bak Türkiye'ye, Tayfun, Yildiray, Ümit, Ilhan nasil yapti... Bak Mustafa Dogan'a, nasil harcandi. Oynatilirsak, biz de Avrupa Sampiyonu oluruz, Dünya Kupasinda bir yere varirirz, artik bizim devrimiz basladi, gösterecegiz onlara!"
Kaderin cilvesine bak ki, ayni yillarda da Alman Futbolu en büyük krizini yasadi, genc "Alman" yetenekler yoktu, ve Euro 2000 ve 2004 faciyalari, 2006 perspektifi yüzünden illa ki Alman kafalari degisti, ve göcmen cocuklarini da kendi iclerinde eritmeye yöneldi Almanlar. Illa ki önlerinde istah acici 2002 Türkiye'sindeki Almanci gencler de vardi.
Ve bu projelerinin ne kadar Almanlar icin dogru bir karar oldugunu Mesut örnegi gösteriyor.
O yüzden dedigin gibi, artik yok öyle bir telefonla isi halletmeler.
Kendimi alman gibi hissediyorum lafını çözmüş değilim.Pek empati ile anlaşılacak bir durumda değil.
Futbolcuların roportajlarını okudukça bu döşlandlar bi benim tanıdıklarıma akrabalarıma kıl heralde yada hep bizimkilerde sorun var diyorum.Orda doğum büyüdüler ama her alanda ayrımcılığı çok fazla hissetiklerini anlatırlar okula devam etmeyeceğini söylen yeğenime kızdığımda her yıl 3-4 sınav sonucuma itiraz edip tekrar notumun yükselmesini beklemekten bıktığını ilerde daha fazlasını yaşamak istemediğini anlatıyor gittikleri okulların genelde almanyanın en leş okulları olduğunu söylüyorlar.
Futbolcular ne kadar alman gibi hissediyorum kendimi desede almanların onları alman olarak gördükleri tek şey sahadaki yetenekleri şahışları değil.
Bunları futbolcular kendi içlerinde mutlaka biliyordur ama kendimi alman gibi hissediyorum diyerek reddetme yolunu seçiyorlar bence!Kararlarına da sonuna kadar saygılıyım zaten mesutûn reale transferinden sonra almanyadaki her türk oyuncu bende mesut gibi olabilirim fantezisi kuracaktır oraya gidemeyenler buraya gelecektir düşüncesindeyim.
Mustafanın tercihi yanlıştı Mesud'un ki doğru.
ustafa ya bakıp diğer oyunculara kızmak mesud'a bakıp tff kızmayı doğru bulmuyorum.
Tff'nin yapmak istediği şey kolay değil.Tff bu gün mesud türk milli takıma genç oyuncuları ümit milli takımlarına kazandırsaydı almanlar mutlaka çeşitli yaptırımlarda bulunacaklardı pasaport sorunu vatandaşlık sorunu hatta oynadıkları kluplerde baskı vs.
ki ümit milli takımdaki Kayserisporlu furkanın cevapları bunu gayet net anlatıyor
''Almanya'da Türk oyunculara yaklaşım nasıl sence?''
Türk oyuncu olmak biraz daha zor. Hele Türk Milli Takımlarına çağırılıyorsanız işiniz iyice zora giriyor. Ben de büyük problemler yaşadım. Milli Takım'dan davet aldığımda kulübüm beni göndermek istemiyordu
Başlangıçta olumsuz bir etki yoktu. Ama Türk Milli Takımına gelip gidişlerim sıklaştıkça onlar da kızmaya başladı.
tayfun: Maç sonrası Nuri'ye Klopp'un sarılışını görmeliydin.. Ya da Halil.. Hamit.. Yıldıray. Bunlar ne gibi sorunlar yaşadı ki seçimlerinden dolayı ?
Bu konuda baskı yok. Sammer milli takım değiştirebilir diyor sadece sürekli değişiklik iyi değil diyor. Herkes seçim yapıyor ve artık her seçim olağan karşılanıyor.
Ayrımcılık olmuştur ama futbolda yansıması.. bilmiyorum. Ama şurada haklısın: Mesut ya da x kendisini Alman gibi hissedemez..
Bir ülkede azınlık olmak nasıl bir şey bunu bilemem ama bu yaz Afrika'da gol kaçırınca Türkçe küfür etmiş bir oyuncu kendini ne kadar gerçekten Alman hissediyor bundan emin değilim.
Ha bu durum yinede vermiş olduğu karar nedeniyle onu suçlamamız için yersiz olacaktır.
Erdal Keser gibi kendide Almanya'dan gelmiş birinin Milli Takım için gurbetçileri takip etmesi çok faydalı olacaktır. Ama bu işi sadece Almanya ile sınırlayıp Hollanda, Belçika, Fransa, İsveç ve hatta Balkan ülkeleri gibi diğer ülkeleride boşlamamak lazım bana kalırsa.
Birde milli takımın tandemi Sedar Taşçı ile Ömer Toprak ikilisine emanet edilebilseydi ne hoş olurdu. Yinede Ömer Toprak için hala şans olması önemli keza İlkay ve Taner gibi oyuncularda ileride takım için çok faydalı olacak muhakkak bir şekilde kazanılması gereken isimler.
Yorum Gönder