6 Aralık 2010

Geçmiş Olsun Guti.!



Beşiktaş Lincoln'u istemişti ama olmadı. Tüm bunları yazmak yerine keşke Lincoln Beşiktaş'a transfer olsaydı her şey çok daha net bir şekilde anlaşılırdı.

Alman sitelerine dahi haber oldu Guti'nin kazası. 2,7 promil.. Gece klubünden çıkıyor, alkollü araç kullanıyor, ters yola giriyor ve kazaya neden oluyor vs. Geçmiş olsun zira çok büyük futbolcu. Bazen maç seçer iken Beşiktaş maçını Bundesligadan bir maça tercih edebiliyorum ola ki kadroda Guti Hazretleri varsa.. keyif veriyor adam, tek başına bile yetiyor..

Lakin konu bu değil..

Siz Guti'nin GS'da bu kadar sorunsuz kalabileceğine inanıyor musunuz ? Sezon öncesi Querasma ve Guti'yi bana sorduklarında Beşiktaş bu oyuncuları sorunsuz oynatır demiştim. Eğer bu iki oyuncu GS'a gelmiş olsaydı bu oyuncu grubu ve sağlıksız koşullar içerisinde çoktan ipi çekilmişti.. Guti'nin ne gece hayatı kalmıştı ne isteksizliği ne de aldığı para.. Beşiktaş klubünün içerisinde böyle bir muhabbet oluyor mu ?

Oyuncular servis eder haberlerin pek çoğunu.. Önce 'Hakan Abi'lerine.. Küççük Hakan'lara.. Hasan Şaş'lara.. Sonra da her yere.. Pek çok oyuncu pek çok yazar ile içli-dışlı zaten. Yer yer bunun kanıtları bile elimize geçti de kullanamadık.. Susmuyorlar, sürekli bir kıyas, sürekli bir 'eziliyoruz biz' teması..

Skibbe diyordu ki.. Lincoln'un ne içkisi vardır ne gece hayatı ne de başka bir şey..

Sadece futbolcular için değil artık teknik adam dahi sağlıksız koşullara sahip burada. 200 milyon avro harcandı.. Onca futbolcu gelip geçti,hepsi de sorunlu hepsi de problemli..

Yönetilememezlik biraz da budur. 'Uyumsuzdu, hayal kırıklığına uğrattılar beni' diyerek tüm bu başarısızlıkları örteceğinize bir de karşı yakaya bakın.. Mustafa Denizli ile başlayan süreç bugün dahi devam ediyor.. Sessiz, sakin ve her şeye rağmen hoş görülü bir ortam..

Guti Lincoln'dur, Keita Querasma'dır. Birisi diğerinden daha iyi daha kötü futbolcu kıyası değil.. Beşiktaş şanslı değil Galatasaray sorunludur. Beşiktaş'ın imkanı olsaydı hem Lincoln'u hemde Keita'yı alırdı, sorunsuz da oynatırdı..

İyi paralar almış, garanti güzel meblağlara imza atmış(Gökhan Zan, Serdar Özkan) tek maç oynamamış onca yerli oyuncu bir kez olsun gündeme geldi mi ? Onca maçın kaybına neden olmuş, bir maç iyiyse beş maç kötü olmuş ve milyon eurodan da az olmayan futbolcu(Servet Çetin,Ayhan Akman,Mustafa Sarp) sorun yaşadı mı klup içerisinde ? Mesele performans değil (Mustafa Sarp) mesele takımı satma da değil (Servet Çetin)..

Mesele bunların yönetilememezliği..

Oyuncular geldi geçti.. ne Skibbe kaldı ne Lincoln ne de Keita.. Ama bilin ki tüm bu oyuncuların ve onlardan da önemli olan milyonlarca avroların çöpe atılmasının nedeni ortamın sağlıksız olmasıdır. GS yönetiminden bir insanoğlu burasını algılayıp disiplini sağlamazsa işleri gerçekten zor.. Sonra tüm bu başarısızlıklar ertesinde..

'Beni hayal kırıklığına uğrattılar.. Skibbe, Rijkaard uygun değildi buraya..' diyerek kendi suçunuzu iki cümle ile geçiştiremezsiniz.. Tüm bu rezilliği tek cümle ile kapatıp Riva arazisine, Şirket birleşmesine gelemezsiniz, sorun bunlar değildi..

Zaten şirketin birleşip birleşmemesi seni oraya çıkarmadı ki bunlardan bahsediyorsun bana ?

Okuyun: Adnan Polat ve Bahaneleri.!

5 yorum:

UnIn dedi ki...

Gelir "O" gelir. Hatta bir demeci daha vardı, GS'de bundan sonra başkan adayları artacaktır çünkü koşullar çok iyi diye. Kendi becereksizliğini bir de bu şekilde örtme çabası diye okuyorum artık o demeci.
Geçen hafta Beşiktaş maçını izlemek, Ali Sami Yen'e dünya gözüyle veda etmek için İstanbul'a gittim. Hani o ultraslan'ın tepki gösterdiği beste var ya maç boyu bağırıldı, duymuşsunuzdur. En çok da ultraslan tarafından. Maç satan Servet'e, şaşkın Ali Turan'a bir iyi bir kötü davrandı taraftar. Taraftar da yalan olmuş oyuncular da. Tribüne çağrılma kaşarı bütün futbolcularımızdan kurtulmayı diledim maç boyu. Maç sonrası koltuk kıranlardan, annesinin yanında ana avrat sövenlerden, kendini tribün lideri kişiliksiz sanan ergenlerden, vurdumduymaz oyunun hatıralarından, çektiğim acıdan kurtulmak için kaçarak çıktım Ali Sami Yen'den.
Kocaman bir yalana dönüşmekteyiz evcek. Teselli Taksim'de eski şarkıların altında tanıştığım Xandi oldu :)

Kurt dedi ki...

Biz yönetim istifa diyemedik, skibbe gitti, biz yönetim istifa diyemedik lincoln gitti, biz yönetim istifa lafını edemedik keita gitti rijkaard gitti. herkes gitti biz anca o zaman yönetim istifa dedik sanırım bu sefer de galatasaray elden gidecek. bi başkan nefret etse takımdan ancak bu kadar zarar verebilirdi...

her neyse hocam yanlış anlamadıysam sadece beşiktaş ve galatasaray dan bahsetmişsin. yalnız ikisi de avrupa yakasında. yani bakın karşı yakayalık bi durum yok. karşı yakada fener takımı var =)

Unknown dedi ki...

Ben bu yazida Arda Turan'a hakli olarak gelen bir elestiri sezdim.. Arda Turanin artik gitme vakti gelmistir, hatta Servet, Ayhan, Sabri ile paket halinde gonderilmeleri klubun hayrina olacaktir, yeni yapilanacak kadro ise Glatasarayin geleneklerine ve goreneklerine gore egitilmelidir.
Not Besiktasliyim..

Ferhat dedi ki...

Adnan Polat için Skibbe gönderildiğinde bu işi yürütemediğini düşünmüştüm.Rijkaard gelince belki bir umut saçmalamaktan vazgeçer deyip destekledim.Aslında şartlı bir destekti bu.Laporta gibi Rijkaard’ı kollar sandım.Rijkaard’la devam edeceğinin sözünü her fırsatta veriyordu.Mart seçiminin öncesinde defalarca yineledi.Muhalif aday Adnan Öztürk böyle bir vaadde bulunmadığından Adnan Polat’ın tarafındaydım.Gel gelelim seçimi kazandı sözlerini unuttu ve yine bildiğini okudu.Rijkaard’ı kovmadan 2 hafta önce NTV’de "Rijkaard’la sözleşme uzatacağız." demişti.Artık ne kadar tutarsız ve plansızız siz karar verin.

Zaten artık açık bir şekilde başkanın hamelerini ezberledik.Başkan teknik direktörü işe alınca onu kovması için bir kaç kez “hocamızın arkasındayız.” demesi yeter.Bu onun hoca kovma ritüelinin bir parçasıdır.Bir ön hazırlıktır.Bu sözler yinelenirken arada bir de “tünelin ucundaki ışığı gördük.” klişesi vardır. Bu söz de onun can simididir.Yani lafı “biz ışığı görüyoruz da hep olanlar bu hocanın suçu” demeye getirir.Sığ Galatasaraylı’nın bilinç altında bu sonuca varması için sıkıştıkça tünelin ucundaki ışığı gördüğünü belli eder Adnan Polat.Diğer başka klişeleri de var ama döngü aynı.Hoca kovulur ardından “elimizden geleni yaptık ama olmadı” denir.Ve bu böyle devam eder.Sanırım Hagi üç yıllık yönetim sonunda Adnan Polat’ın 5. kurbanı.Devre arasına kadar “kendisine güvenildiğinde” gayet iyi oynayan Servet ve türevlerince epey hırpalanacaktır.Ve Hagi’yi biraz tanıyorsam bu kadar tutarsızlıkta düzen tutturamayacağını anlayınca istifasını basıp yoluna devam edecek.Hagi’nin en sevdiğim yönü sapına kadar ilkeli olması.Çevresinde onu sabote eden bir avuç küçük adama rağmen savaşmaya devam edecektir ama Polat’ın teknik adamların ‘arkasında’ durma alışkanlığı da devam ettiği için bizim “kendisine güvenildiğinde” iş yapan topçularımızın da el birliğiyle gider ayak zıvanadan çıkıp ayrılır buralardan.

Her neyse artık aynı teraneyi her yıl görmekten ve aynı şeyleri söylemekten ben de bunaldım.Aslında bu yönetime en ufak güveni olan varsa Borges’in belli tarihlerde yazdığı yazılara baksın.Bence dönen saçmalıkları en iyi gözlemleyenlerden birisidir kendisi.Bazı arkadaşlar belki umudunu yitirmeme adına Hagi’ye ve bizim topçu takımına inanmaya devam edecekler.Ama Bu düzende Hagi 5. kurbansa ne o ondan öncekilerin yapamadığını yapabilir ne de ondan sonraki gelecek kurban bunu başarabilir.Şu ortama kim gelirse gelsin bu şartlarda çalışamayacağı çok açık.Gelen her teknik adam futbolculara hükmetmek konusunda sorun yaşıyorsa artık tünelin ucunda ışık görenlere dönüp bakmalıyız.Hagi disiplinden taviz vermiyor ama bu yeterli gelmiyecektir.

Ekonomik olarak bizi getirdiği nokta için Polat’a teşekkür edip yönetimin değişmesini beklemekten başka taraftarın yapabileceği birşey yok.Bu arada Aslantepe Arena’nın açılış maçı Ajax’la imiş.Kara mizah gibi.Hem hollanda modelini benimsiycez total futbola geçicez de Rijkaard’ı getir sonra onu da kov ardından Hollanda’nın en büyüğüyle açılış maçı yap.Katar olmuşuz da haberimiz yokmuş! Keşke Barca gelseydi de bazılarının yüzü iyice kızarsaydı.

Neyse devre arası balık hafızalı ortalama Galatasaraylıların yüzeysel transfer fetişizmini kullanıp 5 tane futbolcuyla yine koltuğu sağlama alacaktır Adnan Polat.Ama bu kaotik sportif yönetim anlayışı bu “arkandayızcılık” bu futbolcuya dayalı düzen değişir mi hiç sanmıyorum.Bizim maymun iştahlı ultrabilmemneler 5 tane pahalı oyuncuyla olup biteni utuverirler.Yalnız şundan eminim bu 5 oyuncunun hiçbiri de ortasahada oyunu üçüncü bölgeye taşıyabilecek karakterde, ayağı pas yapan, dikine oynayabilen oyuncu olmayacaktır.Nasıl eminim diye sorarsanız; e 3 yıldır Sarp-Barış-Ayhan gibi adamları sineye çekiyoruz.

Bizim yönetimin değişmesini beklemek dışında dışında yapılabileceğimiz birşey yok.

Sade dedi ki...

agzın bal yesin :))