24 Aralık 2010

Hugo Almeida Transferi.!



Hugo Almeida sonunda Beşiktaş'a geldi.

Scolari Portekiz Milli takımın başında iken hakkında Avrupa'nın en iyi forveti olabilir diye görüş belirterek onun potansiyelini övdü ve bu potansiyel onun peşini hiç bırakmadı. Kimse ona 'kötü futbolcu' diyemedi, potansiyelini kullanamıyor diye baktı hep. 17 yaşına kadar olan bölüm dünya çapında bir yıldızın doğuyor görüntüsünde olsa da yakından takip edebildiğim Bremen dönemi pek de öyle olmadı.. Şu son devreyi saymazsak istikrarsızlığın sembolü olmuş durumdadır. Hattrick yaptığı maçın ardından saçınızı başınızı yoldurtacak golleri kaçıran adamdır Almeida.. İşte bu yüzden pek çoklarına göre ya overrated ya da underated.. Ortası yoktur onun.. Üç gol atar ya da beş tane yüzde yüzlük gol kaçırır. Böyle bir adam..

Potansiyeline baktığınız vakit dünya çapında bir forvet olabilecek iken bugün geçen dört yıl içerisinde Bremen'in birinci forveti dahi olamayışının içeriğine bakmak gerekir. Bu aradaki farkı doğuran futbol özelliklerine yakından bakalım. Öyle bir şey ki Almeida; onu çok iyi yapan özelliğinin yanında mutlaka onu işlevsizleştiren bir başka olumsuz özelliği mevcut.

Şöyle bir şey:

O 1.91 boy ve 90 kilo ile inanılmaz güçlü ve mücadelesi üst seviyede bir futbolcudur. Fiziğine göre baktığınız vakit inanılmaz hızlıdır ve fakat buna rağmen driplingi yoktur.Şut tekniği olabilecek en iyi seviyede ve fakat bundesligaya göre vasat olan top tekniği onun üzerine yöneltilen eleştirilerin başında gelir. Takımı ve kendisi çok fazla pozisyona girecek/sokacak kadar ateşlidir ve belki bu yüzden tam da o gol anı öncesi soğukkanlılığını koruyamaz. Çektiği şutun şiddetini ayarlayamaz. Çok fazla gol kaçırmasının temelinde gol vuruşu öncesi gerekli olan sakinliğe bir türlü kavuşamaması yatar. Soğukkanlı olamayışı en az zayıf tekniği kadar eleştirilen diğer eksikliğidir onun. Tam anlamıyla bir konsantrasyon sorunu vardır diyebiliriz. Kafası vardır ama kafa golleri çok yoktur. Daha çok yanında bulunan ve belki de bulunması gereken ikinci bir golcüye ya da dışforvetlere pozisyon hazırlama görevini iyi yapar zira gol vuruşu öncesi huzuru bulamadığı gibi kafa toplarına hakim olsa da zamanlamasında sorun yaşar. Aslında bu kusurlarının nedeni olan 'kalpten oynaması' aynı zamanda Bremenlilerin onu diğerlerinden farklı görüp sevmesine de neden olmuştur ve bu anlamda Beşiktaş kendisine yakışanı transfer etmiştir. Ernst-Hilbert-Almeida varsa o takımın her zaman son ana kadar umudu da vardır diyebilirim..

Soğukkanlı olamayışı, kafa toplarında zamanlama hatası yapması,vasat top tekniği (Bundesliga için) ve oyun zekasının yeteri kadar iyi olmaması onun en önemli eksiklikleridir.

Sürekli pozisyona girebilme, kafasıyla çevresine pasör rolünü üstlenmesi, hızı ve çevikliliğinin yanı sıra dünyada çok az futbolcuda olan sol ayağı ile çektiği şutları, golcülüğü, mücadeleci ruhu ise artılarıdır.

Bremen'in belki ilkonbirine sürekli girememiştir ama geçtiğimiz yıllarda bu takımın en iyi jokeri olmuştur. Sonradan girip attığı goller, doksan dakika boyunca oynadığı maçlardan daha fazladır diyebilirim. Bremen'deki Joker Performansı Real Madrid seviyesindedir ki Mourinho bunu bile düşünmüştür.



Son altı ayda ise Almanya'nın en fazla gol atmış yabancı futbolcusu olan Pizarro'nun sakatlanmasıyla sürekli forma şansı bulmuş ve belki biraz da bu takımdan gitmeyi kafasına koyduğu için yaşadığı içsel rahatlama sonrası gollerini takır takır atmıştır. Bremenin ilk devre boyunca sakatlıklardan kurtulamayan Pizarro'nun yokluğunda umudu olmuştur. Sene başında seviyoruz ama birinci forvetimiz de olamaz, satılabilir denilir iken bugün üstelik bu fiyata satılmasına neredeyse bütün bremenliler tepki koymuş, üzülmüştür. En az 5 milyon euro edebilecek bir yetenek olarak görülüyordu.

Querasma'da olduğu gibi burada ona istikrar kazandırılırsa 26 yaşında oyuncu ileride bir transfer daha yapabilir. Şöyle derler: O girdiği pozisyonların yüzde ellisini atsaydı bugün Madrid'de oynuyordu. Golleri kaçırması onu beceriksiz bir golcü olarak algılanmasına neden olmasın zira öyle beceri isteyen golleri atar ki diğerlerinin kaçırılmasını daha çok aceleciliğe ve soğukkanlı olamayışına bağlarlar ki görüntü de bunu onaylatır size.

Takıma hangi dakikada ne şekilde girerse girsin o her zaman mücadeleye hazırdır. Son bir dakikada on dakika fark etmez, kesinlikle sonuna kadar bastırır, golü kovalar. Zaman zaman defansa da yardım etse de genel anlamda takım savunmasına katkı yaptığı pek söylenemez.Kendi topunun ya da pozisyonunun peşindedir daha çok ve burada ikili mücadekeye girmektek, savaşmaktan çekinmez. Yer yer top alamadığı vakit ya da başarısız olduğunda küser, kendisini yere atar, o başarısızlığı başka bir şeyle kapamaya çalışır lakin çabuk toplarlanır, iki kere olmadıysa üçüncüyü de yaratma peşindedir. Onun bu istekliliği taraftar ile arasını hep iyi tutmasına neden olur. Hızlıdır. Bundesliganın sadece en erken iki golünü atması değil aynı zamanda elli saniyede iki gol atmasıyla da rekoru kırmıştır. Bu adam ritmini yakaladığı vakit Avrupanın en iyi golcüsü kıvamında goller atar, takımı sırtlar ve fakat kaç maç ?

Bobo ile farkı:

Aslında Bobo ile çok daha iyi bir ikili olur Pizarro ile olduğu gibi. Şunu unutmamalısınız: Bobo ile iki pozisyona giriyorsanız Almeida ile bu beş olacaktır ama Bobo çokca zaman bunlardan en az birisini atar iken Almeida ise bazen birisini ama bazen de fazladan yarattığı pozisyonlar dahil hepsini kaçırabilir. Bobo'dan yetenek konusunda değil daha çok onu belirli bir düzeyde sürekli kılması açısından farkı vardır. İstikrar sorunu kısaca.. Şut tekniği konusunda Bobo'dan iyi iken top tekniği, golcülüğü topla beraber hareket etme konusunda Bobo daha iyidir Almeida'dan.. Potansiyel açısından (belki) Almeida Bobo'dan daha iyi ya da eşittir ve fakat o potansiyelin sahadaki işlerliği açısından Bobo çok çok daha iyidir.



Taktiksel açıdan nerede ne şekilde oynamalıdır ?

Bu çok tartışılır ama benim görüşüm bu konuda çok nettir. O çok güzel bir merkez forvettir. Sadece ceza sahası içerisinde o topu gögsüne alıp önüne düşürmesi nedeniyle dahi bu bölgenin dışarısına çıkarmam. Özellikle takımınızda kanat akınları olur, ortalar sağdan soldan gelirse Almeida da parlayacaktır. Hücumun çalışmadığı durumlarda ise oyunu yukarıdan oynanması ve burada da basit goller atılmasını da sağlayacaktır zira elli metreden gelen topu gögsüyle çok güzel yumuşatır, önüne alır ve sonrası ise o günkü konsantrasyon durumuna göre değişir. Kenarda kaldığı vakit Podolski'nin vasatı olacaktır Thomas Müller'den ziyade.. Dripling yeteneği 'bana göre ' yoktur ama buna rağmen kenarda da oynayabilir, sert şutları ve mücadelesi ile orasın işlevselleştirir bir şekilde lakin en iyi verim alındığı dönemler ise hep çift forvetli sistemde gerçekleşmiştir. Gerek Pizarro gerekse de Rosenberg/Sanogo ile beraber genelde güzel işler yapmıştır. 4-4-2 ya da 4-4-1-1'in adamıdır. 4-3-3 ve 4-2-3-1'de ise "ben" olsam merkez forvete yerleştirirdim..

Kenarda değil de merkezde oynaması gerekliliğinin bir başka nedeni çok fazla seçeneğin olduğu yerde oyun zekasının eksikliğinin onun yeteneğinin önüne geçeceği nedeniyledir. Kalenin dibinde olduğunuz vakit aslında çok fazla seçeneğiniz yoktur ve bunların hepsini bu adam güzel bir şekilde yapar ve fakat dışarıya aldığınız vakit mental eksiklik yetersiz tekniği kadar sorun yaşatacaktır.

Almeida, Ernst kalitesinde bir adamdır ama Ernst'in tam da zıttında yer alır. Ernst'i büyük futbolcu konumuna getiren o yeteneğini sonuna kadar sahaya yansıtabilmesini ve hemen her maç aynı şekilde takıma hizmet edebilmesidir ama burada tam da bu eksiktir. Ernst istikrarı yoktur ama bir anlamda o kalite mevcuttur. Beşiktaş'a değil de Valencia'ya ya da Aston Villa, Lazio'ya gitse şaşırmazdım lakin ona istikrarı kazandırmak gerekir.

Dil Problemi:

Almeida çok sevilmesine rağmen belki de en önemli kusuru almanca konuşamamasıdır ki dört yıl kaldı bu ülkede.. Öyle ki bazen teknik adam Schaaf'ın talimatlarını yeteri kadar anlayabiliyor mu diye taraftar endişe ediyordu. Schuster'in portekizceye yakın bir dil olan ispanyolca konuşabilmesinin yanında portekizce konuşan oyuncu sayısının fazlalığı ona Türkiye'de güçlü fiziği kadar yardım edecek diğer önemli etkenlerdir. Belki de farklı bir Almeida'yı doğuracaktır.

Hazır mı ?

Hilbert konusunun tersi burada söz konusu. Hilbert gün geçtikçe düşen performansın sonunda Beşiktaş'a gelmiş iken Almeida belki de en iyi performansını gösterdiği yerde transfer oldu sözleşmesinin biteceğinin de etkisiyle.. Bu yüzden buraya hazır ve çok formda geliyor. Son altı ayına bakarak yukarıdaki olumsuzlukların pek çoğunu silebiliriz. Hilbert kötü başladı ve iyiye doğru gidiyor ve Almeida'da ise tersi mümkün..

Gol Ortalaması ?

Biraz aldatıcı bir durum söz konusu aslında. Çok gol kaçırdığını söyledik ama kendisinin çok fazla pozisyon yarattığını da unutmamak kaydıyla.. Şöyle ki Bundesligada 117 maç yapmış ve 41 gol atmıştır. ortalamaya vurmayın hemen, şöyle bakın: 117 maç aslında 10530 dakika demektir ve fakat Almeida aslında 6371 dakika görev almıştır. Bu aslında 70 tane 90 dakika yapıyor. (70 x90 =6300 dakika) 41 gol de bu açıdan çok da düşük bir ortalamaya neden olmaz.. Sürekli girip çıkmasının etkisiyle maç sayısını fazlalaştırmıştır ama aldığı süre aslında maç sayısı ile görülemez.

Tavsiye

Onu yer yer çok önemli golleri kaçırabilecek ama bunun dışında o pozisyonları da yaratabilecek golcü olarak düşünüp biraz gol kaçırmasına izin verin, rahat bırakın. Belki Bremen'de hiç bulamadığı sürekli ilkonbir şansını burada bulursa herkesin beklediği o potansiyelini Beşiktaş formasıyla açığa çıkarabilir. Kimileri beceriksizlik ve yeteneksizlikten dolayı gol kaçırır ve fakat Almeida daha çok başka nedenlerden ve taraftarın ona göstereceği sabır varolan sorununu halledip müthiş bir gol ortalamasına sebebiyet verebilir.. Almeida her şeye rağmen sürekli takıma faydalı oluş bir isimdir, bir gün iki gün kaçırıyorsa üçüncü gün sizi kurtarmıştır. Kötü futbolcu almadı Beşiktaş ve markasına yakışır bir isimdir, bundan emin olabilirsiniz.

Kar-Zarar Transfer.!

Eğer bu rakamlar doğruysa;

Sözleşme: 3.5 yıllık.

Bonservis: 2.3 Milyon €

Yıllık maaş: 2.7 Milyon €

Çok doğru bir hamledir. Bremen ona 2.7 milyon verebilmesi için 4 milyon üzeri maaş vermesi gerekir ki bunu alan o takımda sadece Frings ve Pizarro'dur, diğerleri için bu rakam mümkün değildir ve fakat altı ay sonra bedavaya gidebileceği nedeniyle 5 değil de 2,5 milyona bonservis işini bitirmiştir. Bonservisten kırptığını maaşına eklerseniz zarar etmediğiniz açıktır ve hatta potansiyelini açığa çıkardığınız vakit bir transfer daha yapabilir..

20 yorum:

Erdal dedi ki...

Teşekkürler. Gayet bilgilendirici bir yazı olmuş. Hilbert analizinin başarısından sonra, bunun da isabetli olacağından şüphem yok.

joaquinsanchez dedi ki...

Bu kadar uzun yazdığına göre kesin iyi transferdir. =p

Şaka bir yana, çok detaylı ve bilgilendirici bir yazı olmuş Borges, çok teşekkürler.

geloraptor dedi ki...

Evvela ellerine sağlık hocam yazı için. Yazıyı okumadan önce izlediğim kısıtlı maçlarından edindiğim izlenim yazıda bahsettiğin "beceriksizlik ve yeteneksizlikten dolayı gol kaçıran" ve ayarsız bir santrafor izlenimi vardı. Yazıdan sonra daha iyimser hale geldim. Hilbert için yazdıklarından sonraki benzer şeyler olursa altı ay sonra umarım bu sefer olabildiğince az umursarsın bu saçma tepkileri.

turgay dedi ki...

helal olsun borges mükemmel yazı..

raison dedi ki...

Yorumun için teşekkürler borges

Almedia transferine bakarken aslında Beşiktaş ın ihtiyacına ve Schuster in ihtiyacına bakmakta lazım. Tabi taraftar gözüyle bakınca her şey çok kolay. Takım gol atamıyorsa kesin forvette bir sıkıntı vardır ve iyi bir forvet alınarak bu sorun çözülür. Olurda gelen forvet maç kazandıramıyorsa ıslıklanarak o büyük takımına layık olmadığı gösterilir. Bir forvet için beklentilerin yüksek olduğu zor bir ülkedeyiz. Eğer konu Beşiktaş ise son yaşanan Nobre Holosko ve Nihat yönündeki protestolarda bunun taze göstergesi.

Oysa işin Schuster ve yenilenen kadro sorunu da var ki işin bu kısmı şu anda muamma. Elimizde Bobo var iken Schuster in forvet istediğini biliyoruz. Burada teknik adam tahminimce golcü özellikleri çok daha iyi olan ama taktik zekası ön planda olan ve tabiki takımın hücum hattıyla uyumlu bir forvet arayışı içinde olabilir. Bobo çok yetenekli bir futbolcu fakat hem istikrar hem de takımın yıllardır etkinsinde olduğu istikrarsızlık nedeniyle bu oyun zekasını ve sahip olduğu yeteneği bir üst seviyeye çıkaramadı. Tigana dönemindeki çıkışını yıllardır gösteremedi. İşte bu noktada çok da iyi tanımadığımız Almedia nın oyun zekası nın istenen yeterlilikte olmadığını yazmışsın. Bu forvetin fazla sayıda pozisyona girmesini ve çevresindeki arkadaşların ıda pozisyona sokabilmesini de söylediğini düşününce bunu bir çelişki gibi gördüm ya da tam olarak ne demek istediğini anlayamadım. Oyun zekası derken evet pozisyona rahat giriyor hücum hattında gideceği ve duracağı yeri iyi biliyor ama takımın sistem ve taktik anlayışından farklı bir oyun mu sergiliyor demek istiyorsun?

Taraftar gelen yıldızlar dan memnun ve beklentilerde yüksek. Sabır yerine skorerlik ve kahramanlık peşinde. Almedia dilerim vatandaşlarıyla birlikte istediği havayı yakalar ve Schuster in oyun sistemine uyan bir oyuncu olur. Şu sıralarda Bobo gidecek mi kalacak mı diye tartışılıyorken kalması ve hatta Türk vatandaşı olması durumunda Almedia yı yedek bırakacak bir performans göstermesi Almedia için Bremen li günlere geri dönmesi demek olur.

Kısacası evet Almedia tutabilir ama cebimizde bir Bobo nun da durmasında yarar vardır…

Borges dedi ki...

Raison: Bobo'yu tutmakta her zaman fayda vardır bu kesin.

Burada belirtilmeyen ise Almeida'nın iki akıl kenarının olduğu yerde belki çok fazla iş yapabilir ihtimalidir. Dahası Bobo bitiricilği Almeida ile hız kazanabilir ama o zaman takım savunması, dış forvet zorlamaları olacaktır.. Artık Beşiktaş'ın sorunu tüm bunları organize edebilmektir.

Bir de hesaplamaları hep herkesin fit olduğuna göre yapıyoruz oysa kolay sakatlanabilen (bu ligde olağan) Guti ve Querasmasız ve hatta Bobo'suz geçecek günlere bir çözüm üretebilmelidir. bu açıdan Simao ve Almeida yerindedir..

tearkan dedi ki...

Hilbert yazın çok güzeldi ve çok da yerinde tesbitlerin olduğunu gördük Hilbet'in oyunu ve gelişiminde. Aynı şeyler Almeida için de geçerli olur umarım.

Ayrıca ekşibeşitaş'ta ilgili konuya yazının oraya taşınabilmesi ile ilgili yaptığın yorum da çok şıktı.

Öyle bir yorum bu güzel yazıları yazan birisinin elinden çıkabilirdi zaten. Yazılar için kendi adıma teşekkürler.

borasahin dedi ki...

Detayli analiz icin ellerine saglik...

Borges dedi ki...

tearkan: Eyw sağolasın.

Borasahin: Eyw

Unknown dedi ki...

cok güzel bir yazı borges saolasın
peki birsey sorcam top indirme özellikleri var dedin peki top saklama top tutma özellikleri nasıl tekniği zayıf demistin ama takım savunmasını rahatlatcak önde top tutabilcek takıma vakit kazandırabilcek özellikleri var mı?
bobo nun bu özellikleri eksikti zaten schuster in (portekizli olması dısında) bu adamı isteme sebebi biraz da budur diye düsünüyorum ama sence nedir durum bu ozellikleri var mı?

BeşiktAŞK dedi ki...

Transfer herkesin gözünü kör etmiş Bobo ya çook yazık ediyoruz çoook..

schustere hala güvenin olmasıda bir o kadar komedi!

Unknown dedi ki...

"Ernst-Hilbert-Almeida varsa o takımın her zaman son ana kadar umudu da vardır diyebilirim.." cümlesi bile bana yetti, çok sağol kardeş.

Borges dedi ki...

Mustafa Can: İri fiziği var, cezasahası içerisinde mücade de edebiliyor, aralara da kaçabiliyor orada ki sık sık kaleci ile karşı karşıya kalabilecek konuma ulaşıyor gerek paslardan gerekse de kendi koşularından ve fakat o bitiriciliği konusunda sakinliği korursa çok şey değişebilir, çok gol atabilir. Bu kadroyu düşünürsek bence iş yapacaktır..

Beşiktaşk: Bence gerekliydi. Bobo sakatlandığında kötü duruma düşüyorsunuz. Guti-Querasma olmadığında ofansif gücü gidiyor takımın. Artık sakatlıklara rağmen istediği oyunu oynayabilecektir Beşiktaş. Diğer türlü birbirlerine zıt iki farklı oyunu sakatlıklara göre oynamak duruunda ki çok kolay değil, bu biraz sistemini sabitledi takımın.

Hakan: Tekniği fazla olanın burada yaşama ömrü çok fazla değil ve ben Almeida'nın buraya ve bu takıma uygun olduğunu düşünüyorum.

Hayırlı oLsun..

Unknown dedi ki...

Borges,

Borsaya bildirilen değerler daha da düşük çıktı,daha bi sevindirik olduk:)

Bonservis:2m euro
Yıllık ücret:2.5m euro
yarım sezonluk ücreti:1.65m euro

Simao gibi bu eski kulubünden olan alacaklarını bize kitlemişler anlaşılan:)

istanbulite dedi ki...

bu yazıyı okumaya basladıktan sonra ufak bi ara verdim ve hilbertle alakalı olan yazını tekrar okudum..sonra döndüm almeidaya..ve sayende diyebilirim ki almeida sanki 6 aydır bizim oyuncumuzmus, artık ne yapıp ne yapamayacagını gözümle görmüş kadar iyi biliyo gibiyim..ayrıca yaklasık 6 aydır her gün bu bloga girip acaba bugun ne yazdı diye okumaya gayret gösteriyorum..begendigim güzel yazılarını da genellikle arkadaslarımla paylasırım.. bir arkadasımın birkaç yazıyı okuduktan sonraki yorumu su:".. bu adam Türk kluplerine menejerlik yapsa 5 sene içinde şampiyonlar ligine 4 takım göndeririz..." tabi biraz abarttık..ama demek istedigimiz sey su..asla bırakma futbolu,izlemeyi ve yazmayı, seni okumak büyük bir keyif bizler için :) teşekkürler..

Borges dedi ki...

bero-bass: Alti ay kalmis bedavaya cikmasina ve beklendigi gibi degerinden cok cok dusuk maliyete kapatilmis.. guzel bir sonuc:)

istanbulite: Cok cok cok sagolasin. Boyle geri donusumler verilen emegi degerli kiliyor.

Cok icten bir tesekkur.

Unknown dedi ki...

Herkes Hilbert postunun dogru ciktigindan bahsediyor ama kimse Ernst postundan bahsetmemis, o post da harikaydi ve Borgesin fikirleiyle bire bir ortusmustu.

Kartal Bafiler dedi ki...

Borges çok sağol,Adamı Bobo kadar tanıdık sayende.Eyvallah.

isaac newton dedi ki...

@borges
büyüksün :)

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Bobo gibi mac esnasinda zaman zaman pasif hale gecip, sahada kaybolup silinmesin yeter. Almeida'nin Bobo'dan cok daha guclu ve yirtici oldugu kesin. Bobo'nun bazi yorumcular tarafindan fazla abartildigini, overrated bir oyuncu oldugunu dusunuyorum.