20 Mart 2011

Ve Gekas Hocasını Kurtarır.!



Zamanında Baros'un yapamadığını Gekas dün başardı. Onun için gollerime geri döneceğim dedi ve söylediğini de eyledi. Lakin buna geçmeden önce..

Bundesligada da hakemler çok fazla hata yapıyor. Mainz'in Hamburg karşısında çizgiyi geçen net golü verilmedi. Dün St.Pauli karşısında Frankfurt'un penaltı pozisyonu çok net ofsayt.. Dahası Frankfurt'un çizgiyi geçen net golü yine verilmedi. Her maça vurduğunuzda böyle hakem hataları bulabilirsiniz. Keza Nürnberg Bremen maçı da bir hayli hakem hatası barındırıyor. Sorun ya da Türkiye ile olan farkı; olağan karşılanması. Hiç ben eyyamcı hakem geyiğini görmedim. Maçları sunan spikerler ekrandan birden fazla kez çok daha başka açılardan görebilme şansına sahip olduğu için hataları anında söylüyorlar. Bundan fazla da hakem konuşulmuyor. Hakemler hakem yorumcusu da olmuyor burada. İddia ederim ki bir yıl boyunca bariz hakem hatası Bundesliga ile Türkiye Süper Ligi arasında çok fazla yoktur ama tartışmak, hakemleri mesele haline getirip onları zor durumda bırakarak performansını etkilemek, doğal hakem hatasına "bilinç" yükleyip töhmet altında bırakmak bize mahsus bizim sevdiğimiz bir şey. Bir suçlu arıyoruz.. Kendi kulubümüze teknik adamımıza yüklenmek yerine sürekli suçlu aranıyor. Üç pozisyon bulduk mu o maçı hak ettik sanrısı ile yaklaşıp gelmeyen galibiyetlere hakem hatası ekliyoruz. Yasaklansın. Hakemlerin yorumlanması yasaklansın ve görün bakalım bir yıl nasıl geçiyor ?

Konuya dönersek..

Bir tarafta St.Pauli diğer tarafta Skibbe olunca oturup izledik maçlarını. Gekas biri penaltıdan iki gol attı ve maçı Frankfurt kazandı. Penaltı pozisyonu ofsayt olması gerekir iken ardından buldukları ikinci gol çizgiyi geçmesine rağmen verilmedi. Bir şekilde durum eşitlendi ama bu çizgiyi geçen topların görülmemesi nedeniyle teknik yardım meselesi her hafta konu olmaya devam ediyor Almanya'da.

Ben çok fazla Frankfurt maçı izledim. Geçen sene ilk dönemi saymazsak bu kadar kötü ya da kimliğine ters bir şekilde panik halinde bir Frankfurt uzun zamandır görmemiştim. Sahadaki hiçbir oyuncu maçın ağırlığını kaldıramıyordu. Russ dediğin adam öyle hatalar yaptı ki o gerginliği ben buradan hissettim. Elleri ayakları titriyordu desek yeridir. Maç sonu "Bugün oynadığımızın futbolla filan alakası yok" diyordu ki haklıydı. Bu nedir biliyor musunuz ? Teknik adamın saha kenarındaki ruh halinin oyunculara yansımasının en belirgin örneğiydi. Nasıl ki öncesinde Frankfurt Skibbe gibi sakin, düzenli ve işinibilir havada yerleşimini alıp mücadelenin dozunu kaçırmadan topu kendisinde tutup ileriye doğru olabilecek en güzel şekilde ilerliyorsa bugün de sahanın kenarındaki teknik adamın ruh halini maça yansıttı.

Şöyle baktığınız vakit Galatasaray Fatih Terim gibi oynadı, agresif, kazanacağına inanarak, basarak..Fenerbahçe bugün Aykut Kocaman gibi oynuyor. Sessiz, sakin, kontrollü ve asla panik yapmadan.. GS bir dönem Lucescu gibi ne yapacağının bilincinde, bilge bir insan gibi.. Frankfurt düne kadar o kadar sakin ve o kadar düzenli, işini bilir şekilde Skibbe gibi oynuyordu. En sevdiğim özelliği panik yapmadan her oyuncunun olması gereken yerde olmayı başararak gereksiz agresiflikten ve aşırı mücadele etmeden topa sahip olabilmeleriydi. Galatasaray'ın Skibbe'li Avrupa maçlarında göze çarpan en önemli özelliği olağan bir lig maçı gibi oynayıp sorunsuzca galibiyetler elde etmesiydi;Ne bir panik ne bir gereğinden fazla mücadele ne de ne yapacağını bilmemek gibi absürd durumlar..

Ama işte dün pozisyon bulup galip gelse de aslında çok kötüydü. Biliyordu, kaybetseydi başladığı işi yarıda bırakabilirdi. Şu 8 golsüz maçın içerisinde çok değil iki galibiyet sığdırabilseydi Avrupa kapısını aralayacak iken bugün zor fikstüre sahip düşme korkusu yaşıyor. Haftaya Magath'ın Wolfsburg'unu orada yenebilirse sorun da kısmen çözülür. Bugün puan tablosuna baktığınızda aslında Bremen'den Schalke'ye, Köln'e kadar herkes biraz düşme potasının içerisinde. Son haftalar oldukça keyifli geçecektir derim ben.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir öncekki postta dile getirdiğimiz gibi, hakemler ile ilgili yorumuna taptım...Hatta diyorum ki, her postundan önce şunu yukarı bir yere monte etsen, herkes en az bir defa okusa...

Borges dedi ki...

Henke: Her postun üzerine olmasa da bu konuyu başlı başına görsellerle incelemek gerekir. Bu fikri verdi bana yorumunuz;)

Bu sene Bundesligada öyle fahiş hatalar yapıldı ki inanılmaz. Gerçekten inanılmaz. Ama çıkan sese baktığınızda hakemler konusunda bir "sessizlik" söz konusu. Hakem dahi burada maç sonu doğru ya da yanlış yaptım diyerek son noktayı koyabiliyor. Temel fark bu hataların olağan karşılanması. içerisine "bilinç" sıkıştırmak, suçu burada aramak işimize geliyor. Şu Cüneyt Çakır örnek olmalıdır. İleride daha fazla olacaktır bu örnekler o zaman belki daha net anlaşılır asıl suçlunun kimler olduğu..