9 Haziran 2011

Galatasaray üzerine konuşabilmek..



Ben Galatasaray hakkında bugünlerde yorum yapmak istemiyorum değil 'yapamıyorum' işin doğrusudur. Bugün Galatasaray'ın omurgası çatırdıyor ve sil baştan yeni yeniden bir kadro şekillenmesi söz konusu. Sizler nasıl yapıyorsunuz? Yeni Fatih Terim ve oynatacağı futbolu bugünden kestirmek mümkün müdür?

Futbolcuya çok fazla inanan insanlardan değilim. Dünyanın en yıldız oyuncusu dahil ancak içerisine gireceği bütüne göre değer kazanır. Çok sevdiğim İbrahimovic Barça'ya geldiğinde deli gibi sevinmedim ve hatta yakıştıramamıştım bile.. aynı futbolcu Dortmund'a ya da Trabzonspor'a Porto'ya gelse çok başka değerlendirirdik muhtemelen.. Her futbolcu için bu geçerlidir. Bugün Galatasaray'a kim gelirse gelsin 'yeni Fatih Terim ve sistemini' algılayamadığımız ölçüde çok bir şey diyemiyoruz.. En azından ben bir şey söylemeyi başaramıyorum. Ne stoper ikilisi ne orta saha ne kaleci ne sistem ne oyun planı ne de takımın kaptanının kalıp kalmayacağı. Bir devre arası transferi olsa bin satır yazacağımız Selçuk İnan'a dahi 'güzel adam' demekten öte bir şey yazamıyoruz..

Aynı bakış açısı içerisinde Barış Özbek'in de gidişine de post atsak da çok fazla anlam yüklenemiyor. Bugünkü başarısızlığı on yıl sonra yorumladığım vakit tüm suçu kadroda bulunan ve çapı kadar oynayan bir kaç yerli futbolcuya atmayacağımı çok iyi biliyorum. Bir ihtimal bir dönemin çok büyük başarı kazanan yerlilerinin sonrasında yarattığı kibirli ortamın ötekinin yaşamasına izin vermeyecek ölçüde tuhaflaştığını kabaca 'Hakan Şükür Etkisini' söyleyebilirim ama Skibbe ya da Feldkamp gibi birbirlerinden belki de taban tabana zıt teknik adamların yönetimi altında zaman zaman çılgın atmış Barış'ından Ayhan'ına kadar olan futbolcular varolan kötü durumun asli unsuru olamazlar. Mustafa Sarp dahi her şeyin yolunda olduğu Rijkaard'ın ilk döneminin yıldızı olduğunu hatırlatacağım..

Bizim aklımızda kalan kısmından oluşan Fatih Terim takımında misal Barış Özbek yeni Hagi'nin yaratıcısı konumunda olabilirdi.. olamaz mıydı ? Önüne koyduk Diego'yu diyelim ? Diego'ların ana vatanı Bremen bu yüzden Barış'ın peşinde oldu imza atasıya kadar.. Selçuk bu sefer problem çıkaramaz mı gibi.. Nereye geldiğini algılayamadığım ölçüde gelecek olan futbolcunun önemi ve değeri belirsizleşiyor. Adnan Polat yönetiminin belki de en kötü etkisi belirli bir plan-program olmadan birbirlerinden farklı teknik adamları kısa süre takımın başına getirerek Galatasaray'ın futbol kimliğini yok etmesidir.

Transfere şu durumda nasıl tepki vermeliyiz ?

Dortmundlular Kagawa'nın Bender'in Subotiç'in Hummels'in transferinde ya da Nuri'nin geri dönüşünde coşku yaşamadı. Barça'lıların Pedro'nun gelişine bile tanık olamadığı gibi. Galatasaray'lılar Karabük'ten alınan Hakan Ünsal'a Gençlerbirliğinden Ergün Penbe'ye Ümit Davala'ya Ankaragücü'nden Hasan Şaş'a kiralık olarak gittiği Konyaspor'dan dönen Suat'a çılgın atmadığı gibi.. Trabzonspor'un Burak,Selçuk geldiğinde havalara uçmadığı..

Fatih Terim'in kafasında belki uzun zamandır kurduğu bir plan var ve buna göre atılmış adımlar da söz konusu. Lakin biz bundan çok haberdar değiliz. Elmander'in çalışlanlığı ve çok yönlülüğünü ne şekilde değerlendireceğimi bilemiyorum.

Kalecimiz yok.. Stoperimiz yok.. Henüz tek maç oynamamış Selçuk hariç orta sahaya güvenebileceğimiz bir başka ismimiz yok. Forvette kartlardan ve sakatlıklardan dolayı birden fazla gün,maç,ay oynamama ihtimali olan Baros hariç bitirici bir forvetimiz yok.. Ne var? Forvet arkası, ikinci forvet.. Stancu,Kazım,Elmander v.s.

Tuhaf bir bekleyiş söz konusu. Transfer beklentisi olsa da bir heyecansızlık,belirsizlik var. Avrupa'sız Galatasaray'ın hüznü.. Bugün bir futbolcu alsak Şampiyonlar Lägä Müziğini dinleme hayalimiz için en az bir yıla ihtiyacımız var ki o da ancak bugün başarılı ve doğru adımı atabilirsek..

Artık.. büyük liglerde dahi uzun vadeli planların başarıları konuşuluyor. Porto'yu Boas'a indirgeyemezsin. Dortmund'u Klopp'la açıklayamazsın keza Barça'yı da Guardiola'nın üç ayda yaptıkları ile açıklayamacağın gibi.. Merceği biraz olsun yakına yaklaştırdığınızda Avrupa'da başarı kazanmış kuluplerin birden değil uzun vaadeli bir programın neticesinde bugünkü konuma geldiklerini görüyorsunuz. Madrid gibi her şeyi satın alabileceğiniz noktada dahi bunun önüne geçemiyorsunuz.. Bayern gibi rakiplerinden beş altı kat daha fazla para harcama lüksü olan dahi disiplinli bir şekilde yıllardır hazırlanan ve dokuz yıl boyunca oyuncu bonservisine en yüksek ödediği rakam beş milyon olan Dortmund'un önüne geçememesi gibi..

Aylar yıllar sonra ben Lincoln transferine sevinmiştim. O dönem onca parasız geçen sürecin sonunda eli yüzü düzgün paralı star alımının ilkiydi.. O gün bugündür ağlıyoruz. Meselenin özü Yıldız ya da ucuz değil 'hedef' transfer yapamacak kadar benliğimizi kaybetmiş durumda oluşumuz. Ortada her zaman bir hedef var ama ona koşacak olan şeyin şekli şemali belirsiz. İşte bu yüzden ben.. uzun uzun Elmander, Selçuk İnan analizi filan yapamıyorum.

Beklentimiz transfer değil doğru bir felsefe. Lakin son dönemde bunun varlığına ilişkin bir algı söz konusu değil. Her yerden karman çorman sesin çıktığı yerde tek umut yeni yönetimin eski tanıdık isimlerinden ziyade Fatih Terim'in ne yaptığını biliyor oluşu..

5 yorum:

M.Cagdas dedi ki...

Acikcasi ben bu ulkeye buyuk yildiz olarak gelip de taraftari havaya ucuran, havaalani sovlarina konu olan transferlerden burada tutunup da istikrarli bir sekilde basarili olani hatirlamiyorum. Varsa da bir iki taneyi gecmez. Hagi bile geldiginde hatirladigim kadarliyla cok buyuk sansasyon olmamisti, hatta cok burun kiviran vardi.

Taraftarin bu yildiz futbolcu duskunlugu devam ettikce istikrarli bir basari yakalanacagini dusunmuyorum. Hayir gelenleri de zaten adam daha ulkeye alisamadan sopayla kovaliyoruz. Bir de su "stada taraftar cekebilmek icin Drogba lazim" geyigi yok mu deli ediyor beni. Arkadas sen stada gitmek icin yildiz futbolcu gormeyi on kosul olarak koyuyorsan taraftar falan degilsin zaten. Git Hollywood filmi izle, orda yildiz bol. Bana once futbolcu lazim, futbol takimi lazim, yildiz falan degil. Senin de dedigin gibi, her mac 70-80 bin kisiye oynayan Dortmund'ta hangi oyuncu dunya yildiziydi?

Gecen sezonlardan biraz ders almisizdir diye umuyordum ama kafa olarak cok fazla birsey degismedigi goruluyor.
Su anki GS'in durumunu temeli curumus olan bir binanin dis cephesini pahali malzemelerle dekore etmeye benzetiyorum. Yine birkac pahali transferle buyuk umutlar beslenecek bir takim, yine husranla sonuclanak gibime geliyor. Bu kisir dongu ne zaman bitecek merak ediyorum.

illimitatovaggio dedi ki...

(ÖNCELİKLİ ÖNEMLİ NOT: abi gözünü seveyim formspring'e sık giriver be. kanser oluyorum bazen. özür dilerim dimdirekliğimden ötürü ama böyle işte..)

haftalardır kopuk durumdayım ben güncel haberlerin galatasaray'ından. yok drogba'sından yok selçuk inan'ından yok elmander'inden yok ünal aysal'ın garip söylevlerinden yok bilmemneden. boğuluyorum iğreniyorum midem kalkıyor bir süre sonra. her sene aynı teraneler her sene aynı umut tacirliği aynı palavra aynı kepazelikler. yok transferdi yok teknik direktördü yok başkanların s2msonik açıklamalarıydı. midem bulanıyor benim bu palavralardan artık. dayanamıyorum. başkaları nasıl dayanıyor nasıl senelerdir aynı uykunun rüyasındalar anlamıyorum. hala galatasaray'ın aynı mantaliteyle düzelebileceğini düşünenler var. ünal aysal'ın adnan polat adındaki insan formundan pek bir farkını göremedim şu güne kadar. en ufak bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. aysal'ın kendisi de öyle düşünüyor olmalı ki bir "trafik kazası" olarak nitelendirdiği sorunlar yumağından aynı arabayla çıkacağını sanıyor. ve ben de burada deliriyorum. midem bulanıyor.

şimdi diyorum ki, hiçbir güç beni 2012 şubat'ından mart'ından önce, sezon sonuna doğruki zaman dilimine dek bu galatasaray hakkında konuşturmamalı konuşturamaz. ben susuyorum ve bekliyorum. çünkü biliyorum ki konuşsam bağırsam kinimi kussam hiçbirşey değişmeyecek. bülent tulun desem a. albayrak desem ünal aysal desem siktir lan diyecek bir çoğunlukla karşı karşıya kalacağım.

rijkaard'ın mustafa sarp vs, hagi'nin beceriksizlik vs, skibbe'nin kalitesizliğininden ötürü başarısız olduğunu düşünen bir çoğunluk. galatasaray taraftarı. bugün drogba'ya bağlamış galatasaray'ın geleceğini. ben ne diyebilirim?

cado dedi ki...

Çok iyi yazmışsın eline sağlık.Bende sürekli arkadaşlarıma ve Galatasaraylılara bunu anlatmaya çalışıyorum ama yok,inatla Drogbalara Kloselere büyük umutlar bağlanıyor.

Aslında Terim öyle büyük oyuncuları sevmez daha çok kendisi oyuncu çıkarmayı sever ve kendisi tam bir Barca hayranı(olmamak eldemi ki zaten :P).Misal bugün Ceyhunu borsaya bildirdik eğer gelirse çok yararlı bir transfer olur.

Umarım Aysal taraftarın gazına gelmez ve Polat'ın düştüğü hataları tekrarlamaz

necronomicon dedi ki...

Fatih Terim Milan'dan kovulduktan sonra ne yaptığını ne zaman bildi ki?

Borges dedi ki...

formspring'i kapattım ben. Bilginize.