22 Haziran 2011

Ünal Aysal Farkı.?



Galatasaray divan kurulu üyesi Hayri Kozak'ın açıklamalarını ciddiye alır ve değer veririm. Oraya bakarak söyleyebilirim ki Ünal Aysal hamlesi sanılanın aksine sportif başarısızlıktan ziyade ekonomik sıkıntının sonucu zorunlu olarak gerçekleşmiştir. Bugün görünen odur ki ya sıcak parası ya da bu konudaki işbilirliği nedeniyle yaratacağı ek krediler nedeniyle Ünal Aysal gelecekti ya da Galatasaray ciddi bir ekonomik bunalıma girecekti.

Gelir gelmez işinin ehli olduğu konulara el attı ve büyük sorunların olduğunun altını çizip düzlüğe çıkaracak yeni yatırımların peşine düştü. Bu konuda benim teknik bilgi eksikliğinden dolayı anlamakta güçlük çekeceğim nice güzel işleri de kotarıp farklılık yaratacaktır muhtelemen..

Ve fakat futbol?

Adnan Polat ile arasında nasıl bir fark olabilir ki? Adnan Polat da Fatih Terim'i getirebilir ve bu transferleri yapıp benzer bir şekilde yolumuza devam edebilirdik. Gerçekten bugün Ünal Aysal'ın ekonomik değil futbol yönetimi adına belirgin bir farkı olabilir mi? Mümkün değil.



Galatasaray'ın Sportif Direktörü konumunda olan kişi Bülent Tulun'dur. Teknik direktörü de Fatih Terim.

Bu nasıl bir yeniliktir?

Fatih Terim kısmı bizim şu an için umudumuz olan ayrıntı ve o olduğu sürece futbolun karar verici noktasında onun ismi olur ve fakat düşünün ki işler bir şekilde ters gitti ve çok değil beş maçın üst üste kaybedilmesi sonucu oluşan koşullarda Terim gönderilmese bile istifa edecektir kendince muhtemelen haklı nedenlerden dolayı. Sonra ? Sonrası Bülent Tulun ve ekibine kalıyor.. Bu insanlar Özhan Canaydın döneminde de vardı. 2008 Avrupa Şampiyonası içerisinde yaptığı yorumlar nedeniyle futbol bilgisine tanık olduğumuz Mavi Jeans'in genel müdürü futbola ne gibi bir yenilik getirecektir?

Türkiye'deki futbolseverler futbol şubesi sorumlusunu ya da sportif direktörü daha çok kendilerinin dahi belirlemediği ya da daha da kötüsü belirlediği yıldızların alımında Galatasaray markası üzerinden gerçekleştirdiği transferlere bakarak not veriyor. Bir teknik adam ansızın takımı bıraktığında tam da o kadroya yönelik o koşullarda hangi futbol insanını takımın başına getireceği kararını verip Galatasaray'ın geleceği ile ilgili o yönetimi gerçekleştirdiğinin farkında değil.

Bir şekilde imza attırılan teknik ekibe yönelik çalışma yapabilecek başarıyı gösterip göstermediğinin üzerinde kimse durmuyor. Teknik adamdan da bağımsız kulubün futbolcu alımı satımı yaptığı yerlerde sınıfta kaldıklarının umrunda değil kimse. İmza attırıp attırmadığının yanı sıra futbolun Fatih Terim gibi yönetimini de gerçekleştirenlerin arasında başarıdan pay kapma derdindeler..

Ünal Aysal hamleleri sonrası kulubün başına üçüncü kez Fatih Terim ve ikinci kez de Bülent Tulun getirildi. Ne ki bu? Sevinelim mi buna?

Bugün Galatasaraylıların tutunduğu tek dal kendisini daha da geliştirmiş bir Fatih Terim ihtimalidir. O yaparsa çok şey olması gerektiği gibi ileriler ve fakat tam da burada bir sorun çıkarsa Ünal Aysal ile Adnan Polat arasında çok derin farklar olduğuna inanmıyorum. Birisinde Adnan Sezgin vardı diğerinde Bülent Tulun.. Belki bizim başkan biraz daha anlamıyorum dediği futbolun kararlarından uzakta tutar kendisini lakin yerine vekalet edecek isim ile kendisi arasında çok derin farklar bulunmuyor..

Nihayetinde Ünal Aysal Galatasaray'ın futboluna çok derin açılımlar yenilkler getirmemiştir. Fenerbahçe gizli kapaklı Aykut Kocaman ile bir devrim yapmış ve yanlış ya da doğru olsun Beşiktaş belirlediği galacticos modeline göre devam eder iken biz eskiye neredeyse dokunmadan geri dönüş gerçekleştiriyoruz. Umudumuz Ünal Aysal değil daha çok 2005'den bu yana Bülent Tulun'un 2008'den bu yana da Terim'in kendisini farklılaştıracak yeniliği yapmış hatalarından ders almış olmasındadır.

Ünal Aysal geldiği günden bu yana seviniyorum ama niye seviniyorum ben dediğimde aklıma gelen şeyler bunlar oldu. Sanırım biz hala daha Adnan Polat ve ekibinin gönderilmesinin sevincinden önümüze doğru bir şekilde bakamıyoruz.. Umudumu koruyorum. Değişimin zaman içerisinde gerçekleşeceğini..

13 yorum:

delorean dedi ki...

Gs Forlan'ı Reyes'i falan bıraksın da önce ekonomiyi düzeltmek için adımlar atsın.Bizim takımlarda nasıl bir para kaynağı var ben anlamıyorum ki.Gs'ın bu kadar para saçma lüksü yok.Sadece Türkiye'de olur bu olay.

illimitatovaggio dedi ki...

bülent tulun öyle...

ama sadece o mu ? değil..

a. albayrak...

ali dürüst ...

adnan öztürk...

albayrak'ın futbola burnunu sokma potansiyelinin yanı sıra çok başlılığı ne zaman kaldırabilmişiz de şimdi deniyoruz?

yenilik bu herhalde, deneme safhası, deniyoruz birşeyler, deneme tahtasıyız ya...

uğur şenel dedi ki...

bire bir katıldığım bir yazı olmuş...malesef futbolda daha dibi görmemişiz ve yine malesef gecdiğimiz senenin daha beteri bu sefer fahiş harcamalarla kapıda, iskeleti,yerlisi olmayan bir takıma yapılan 30 yaş üstü fahiş pahalı yabancılarla hem maddi hemde geleceğimizi 1 sene daha bozuk para gibi harcamamız bu kafayla kesin,bakalım önümüzdeki yaz bize neler getirecek keza bu yıl benim için şimdiden kapandı...

Borges dedi ki...

Uğur Şenel: Hemen umudu kesmemek gerekir. Ben Fatih Terim ile beraber bir başarı umudu taşıyorum ama beklenilen özellikle Adnan Öztürk ile beraber gelen yeniden yapılanma umudu adına bir şeyler göremiyorum. Futbol dünyası değişiyor gelişiyor ve GS bugün bunu en sondan takip ediyor yönetim bazında.. Derdim biraz bu.

Yoksa.. bu seneyi çöpe atın minvalinde değil. Çöpe de atılsa dayanacağımız bir sistem model olmalı.

Metonet dedi ki...

fatih terim umuttur ve transferden önce yapması gereken takımı 'takım' yapmaktır. aynı hedef, ben değil biz felsefesi. 96-2000 arası ya da 2008'de yaptığı gibi.

yani 2 adnan'ın, haldun üstünel'in, skibbe'nin, rijkaard'ın, hagi'nin yapamadığı şey. zaten geçen seneki kötü yönetimi rağmen terim'in eski ekibinden gelen Ünder döneminde, takım yine kötü de oynasa, aynı futbolcularla da olsa kısmen düzelmişti hedefsizliğe rağmen.

ille de reyes, forlan şart değil. 2001-02 kadrosu çok mu iyiydi şampiyon oldu?

sonuçta avrupa yok. max yapacağımız maç 44, kupadan elenmezsek. eğer ünal aysal ve ekibi bahsettiği gibi, çim sahaya karışmazsa fatih terim bu takım olgusunu yaratacaktır. bir de fiziksel kondisyon ve dayanıklılık sağlanırsa bu takım bile rahatlıkla şampiyon olabilir.

herkes fatih terim'in 2.dönemini öne çıkarıyor ama unutmayalım o sezonlar terim'e florya senin diyen yönetim bülent, arif ve h.ünsal'ı kadro dışı bırakmıştı. yönetim yapısında da sıkıntılar vardı.

ünal aysal ve ekibinin yapması gereken dediğin gibi finansal yöndedir. bu sene şampiyon olup cl'ye gidip başarılı olma hedefi varsa (ki yoksa bugün bırakalım bu takımı) reyesler, drogbalar, forlanlar bir sonraki seneye lazım olacaktır. ama almak için de kabarık cüzdan gerekecektir.

Çünkü 1987-2002 arasını yaşamış hiçbir galatasaraylıyı lig-kupa şampiyonluğu ya da yeni tesis-maddi güç ile kandıramazsınız.

bildim bileli bu takımın maddi sıkıntısı var. mali tabloyu düzeltip, 5 branşta türkiye şampiyonu yapsanız dahi, neden avrupa'dan elendik sorusuna engel olamazsınız?

bunu unutmadan hareket etmesi gerek ünal aysal ve ekibinin.

borçlar o senelerden enkaz dense de, son 7 senede 1 kez cl'ye katılabilen, son 10 senede transfer edilen 100 futbolcudan bir tek Ayhan'ın kalabildiğini düşünürsek, uefa ve süper kupa şampiyonu yönetimin bu kulübe inanılmaz bir borç taktığı görüşü kendi kendini haksız çıkarmaktadır.

Borges dedi ki...

Metonet: Katılıyorum. Sportif başarının ne ölçüde ekonomiyi ilgilendirdiği çok açık bir şekilde ortadadır. Misal toplam geliri-gidersiz- ortaya koyup sadece şampiyonlar ligi parasıı kıyaslarsak..

Bu yüzden bize futbolu yöneten futbolu iyi bir şekilde kotaracak isimler gerekli. Çalışmalar bunun üzerinde de gerçekleşmeli ve fakat Bülent Tulun?

Şu an için Fatih Terim kim ne derse desin tek umut.

Forlan'lara filan gelirsek bu sadece 50 bin kişilik stadın doldurulması adına önemlidir ama asıl önemli işi Şampiyonlar ligi vizesini alarak gerçekleştirmeliler..

A . A dedi ki...

arda'nın kaldığı, selçuk inan'ın geldiği ve fatih terim'in yöneteceği takım bu haliyle bile şampiyonluğa oynar.

ancak son dönemde yapıldı yapılacak denilen transferler gerçekleşir de takımın kimyası yıllık 5-6 milyon euroluk oyuncularla bozulursa ve arda gönderilirse o zaman çöpe atabilirsiniz bu ve diğer seneleri.

galatasaraylı'nın o stadı doldurmak için yıldız transfere ihtiyacı yoktur. hazırlık maçlarında ya da sene başında fatih terim'in sahaya çıkaracağı karakterli mücaddeleci takım seyiriciyi o stada çekmeye yetecektir.

ama forlan/drogba için dolan stadın sonraki sene yeniden dolması için yine yeni bir drogba'ya ihtiyacı olacak.

sanki sezonun başlamasına kadar olan süreç galatasaray'ın aleyhine işliyor gibi geliyor bana. adım attıkça umutlar azalıyor gibi.

geçen sene öyle kötüydü ki herşey, sadece fatih terim desteğiyle ertesi hafta lig başlasa camia kenetlenmeye hazırdı zaten.

mevcut kadro çok iyi değil. defansta önemli sıkıntılar var ama atılan adımların sorunlarla uzaktan yakından alakası olmaması gs yönetiminin adım atmamaasının gs için daha hayırlı olacağı kanaati oluşturuyor bende.

Borges dedi ki...

A.A: Bu sezon biraz farklı. Takım kötü oynamış Avrupa'da yokuz ve üzerine yıldız gelmezse zor dolar. ki ben dolmasını geçtim ortalama olareak yarısı dolsa ona da razıyım. Çok değil sadece bir tane 'yıldız' yeter ve fakat abartıyorlar abartıyorlar ve her oyuncuyu beş büyük ligden alma sevdası.. ki o liglerin de ortanın üstü takımları tercih ediliyor filan..

nestor patou dedi ki...

Galatasaray in dususu bir sekilde avantaj olarakta kullanilabilirdi. Fatih terim in de gelisiyle yeni bir omurga yeni bir takim olusturuyoruz bu sene hedefimiz su veya bu denilebilirdi. Fatih terim basarili oldugu donemde adi duyulmamis genclerle hagi popescu gibi isimleri kaynastirip, hem teknik hem de mucadeleci bir ekip kurmustu. Bu modelde kafami karistiransa sunlar hem karakter hem de yetenek olarak o zamanki isimlere yakin yabancilar yok. Ujfalusi den de bir popescu nun yarisi olmasini beklemiyorum. Su donemki spekulatif transfer politikasi evet belki stadi doldurmak acisindan onemli ama taraftar acisindan basari beklentisini yukseltecektir ve en fazla lazim olan seyi yani zamani kaybedebilir galatasaray.

ahmet serdar dedi ki...

blogları geziyorum, tek gördüğüm karamsarlık, umutsuzluk, kasvet vs...

sıkıldım artık, bi yeter yaaa

Borges dedi ki...

Ahmet Serdar: Haklısın kesinlikle. Şu yazı çok hızlı bir şekilde yazıldı ve çok eksik çok da iyi değil. Silmek de istemediğim için burada. Genel anlamda bugün bizim belki biraz umuda ihtiyacımız olduğu doğrudur ama biraz geriye gitsek ya...

Rijkaard olsun Elano keita baros kewell... Hep biz çok fazla umutlu çok iyimser neredeyse tek maç yapmadan bütün kupaları toplamadık mı? Bırakalım da bu sefer umutsuz başlayalım. Böyle başlasın böyle devam etsin.. Beklentiyi düşürürsek bu aslında en çok Terim'e ve oyunculara yarayacaktır. Zaman kazandırır başka açıdan daha kolay tatmin eder v.s.

Mehmet(Galaleon) dedi ki...

Yapısal olarak Polat ve Aysal yönetimlerinin neredeyse farkı yok. Hamlesel olarak an itibariyle Polat' ın ilk dönemi çok daha başarılıydı. Gazete sütunları yazmadan, Kewell Baros,Meira gibi yıldızlar gelmiş, Skibbe gibi futbol teorisyenine takım bırakılmış "çağdaş bir devrim" yapılmaya çalışılmıştı. Seçilmişleri bir kenara bırakırsak, profesyonellerin atanmasında kişisel olarak Adnan Sezgin çok daha ağır basar. Adnan Sezgin kulubün başarısız döneminin günah keçisi olmuştur malesef. Elhak hatalarda yapmıştır ama hiçbiri Ribery hatasından büyük değildir. Kanaatim odur ki Canaydı ın amansız hastalığının çekirdeğinde de bu vardır. Tulun un yanlış seçim olduğu kesindir. Fatih Terim ise 3.kez tıpki Şenol Güneş gibi bu takımı dipten almayı haketmiştir. Kanımca kabuğa çekilinmesi gerekiyorsa, dipten çıkmak için bu ancak Terim ile olur. En kötü Terim dönemlerinde bile takımlarında iyi izler vardır. Bkz 2. terim döneminin 2 yılının başında Ş.ligde alınan 7 puan. Milli takımda son dönemde İspanya ya karşı 2 maçta da oynanan en iyi oyun. Kaybederken dahi yönettiği takım adına oyun kalitesinin kazanıldığı maçlardır.

Adnan Polat ın gitmesinden doğan haklı taraftar sevinci her ne kadar önümüzü kapatsa da transfer politikasındaki saçmalamaların tepkiye dönüşmemesinin sebebi beklentisel Terim faktörüdür.

M.Cagdas dedi ki...

Sanirim iki baskan arasindaki fark medyaya karsi, taraftara karsi durus olacaktir. En azindan oyle umuyorum. Ayrica bir tarafta utanmasa kendini teknik direktor koltuguna oturtacak ve hala 20 yil oncesinin kafasiyla GSyi yonetmeye calisan bir Polat varken, diger taraftan futboldan anlamadigini kabul eden ve tamamen profesyonel bir olusuma inan bir Aysal.
Evet belki teknik kadro secimi cok benzer, ama GSyi gecen senelerde cokuse goturen kirilma noktalari ve detaylar olduguna inaniyorum ki umuyorum bu tip durumlarda Aysal daha dirayetli ve profesyonelce davranacaktir (Arena'nin acilisi, Arda'ya kaptanlik verilmesi, Rijkaard'in gonderilmesi, ve bir tercuman dahi bulunamamasi! gibi)

Ha su ana kadarki transfer politikasi beni cok umutlandirdi dersem yalan olur. Sadece isimli futbolcu almis olmak icin transfer yaptigimizi dusunuyorum, ki bu adamlarin pesinden haftalarca kosulmasini da anlamiyorum. Gelmek isteyen ve bunun icin heyecan duyan adam zaten kabul eder gelir, ikna etmek icin adamin kapisinda yatmanin bir anlami yok. Heyecan duymayan adamin da burda isi yok. Gelecek oyuncular kariyerleri icin GS'a ihtiyaci olanlar olmali, en az bizim onlara ihtiyacimiz oldugu kadar. Hagi kariyerinde gormedigi kupalari GS'de gordu, Alex'in kariyerinin zirvesi FB. Yoksa "tonla para aliyor, tabi ki cikip oynayacak canini disine takacak" mantigi yalan (pratikte).