Bekım'ı yazıyoruz. Hayran olduğumuz Cantona'ya dair sürüyle anektod.. Misal ben Gerd Müller'i, Beckenbauer'i ve daha dünya futboluna damga vurmuş Alman yıldızları.. Arkasından biraz da eleştirel bir şekilde gelen soru hep şudur: Peki bizim yıldızlarımız, değerlerimiz ?
Şu kesin ki bizdeki hikayeler çok daha çarpıcı ve fakat bunlara ulaşmak mümkün müdür? Daha düne kadar birinci lig maçlarını doksan dakika izleyemiyor, olup bitene yabancı kalıyorduk. Bu blogda bütün maçlar canlı yayınlanmalıdır dediğimde "mümkün değil"diyordu insanlar. Düşünebiliyor musunuz süper lig maçı ve belki birileri hayatının oyununu oynuyor ama goller atmadığı takdirde onları görmek mümkün değildi üç sene öncesine kadar... On sene sonra 2000'li yıllarda böyle bir gerçeğin olduğuna inanamayacak insanlar..
Alman ikinci bundesliganın yıldızına dair inanılmaz yazılar,ayrıtılar bulabilir iken eskiler bir yana bırakın seksenli yılların futbol ortamına dair çok fazla içeriğimiz yok. Şükür ki gazeteler arşivlerini okuyuculara açtılar da bir nebze olsun bilgi akışı sağlandı. Metin Oktay'ın toplam gol adedi dahi belirsiz ve Ahmet Çakır'ın beklentisi bir arkadaşının tüm gazete arşivini tarayıp gerçeğe ulaşmak. Burada dahi bunlar önemli. Önce Milliyet şimdi Hürriyet ki bunlar ülkenin tarihi... Futbol tarihi de buradan hepimize ulaşabilir.
8 yıl Almanya'da yaşadım.. Oradaki kitapların arasındaki spor bölümünün "futbol" köşesinde bulunan kitap sayısı bizim buradaki kitapçıların toplam adedinden daha fazla! Her kitapçıya giriyorum, futbola değil "spor" reyonuna baktığımda beş ya da on tane kitap ya var ya yok.. Birinde var olan diğerinde yok v.s. Haliyle her şey Rıdvan'ın Sergen'in orada burada anlattıklarına kalıyor. Bir insanoğlu da Rıdvan'a gidip şunu kitaplaştıralım demiyor. Yazsa tüm zamanların en çok satan kitabı olacak Hakan Şükür'e kimse yanaşmıyor anladığım kadarıyla..
Günümüz yıldızlarının durumu bu iken Galatasaray'ın çok önemli değer Metin Oktay'a sıra geldiğinde de donup kalıyoruz öyle. Basit bir anmanın ötesine geçemiyoruz ki burada işte Ahmet Çakır giriyor devreye.. Tam da o bu yüzden derlemiş Metin Oktay anlatılarını.. Ben buradan ona saygıyla beraber teşekkür ediyorum. Yeni kitaplığımda bir "Metin Oktay" kitabı bulundurmak kadar güzel bir şey olamaz. Kulaktan duyma bilgilerin dışında tanıyamadığım bu insanı bu şekilde önüme serdiği için ne desem eksik kalır.
"Taçlı Kral" isimli bu Metin Oktay derlemesinin diğerlerinden farkı dilden dile dolaşan Metin Oktay masallarını gerçekçi bir şekilde işlemiş olmasıdır. Almanya'da iken Hasan Sarıçiçek'in "Kral Hakan Şükür" kitabını almıştım. Yanlış anlamasın da kralı methetmenin ötesine geçemeyen vasat bir kitaptı. En azından orada dahi Hakan Şükür-Ersun Yanal gerginliğinin nedenine ilişkin en doğru ayrıntıyı yakaladık ama toplamda yetersiz ve neden yazdıldığını anlamadığım bir kitap olarak kaldı.
"Taçlı Kral" derlemesinin fiyatı 35 milyon idi. 20 milyona indirmişlerdi ben aldığımda. Bizler her türlü alırız ama Metin Oktay'ın tanıtımının yeni oluşacak olan Galatasaray'lı nesildeki olası etkisini göz ardı etmeden daha makul bir fiyat içerisinde satışa sunulması gerekliliği söz konusu. Tanıtımı daha iyi yapılmalı. Bu emeklerin karşılığı elbette çok daha başka ama burada ben bir kitap yazmanın ötesinde Galatasaray tarihine ve Galatasaraylılığın biçimine bir etki yapıldığı kanısındayım. Dolayısla başta kulup yönetimi bu kitabı pazarlamalı, satışından değil içeriğinden kar etmenin yollarını aramalıdır.
Başa dönersek eğer.. "Hani bizim değerlerimiz" diyen kesim bilmelidir ki biz bu halkanın sonunda yer alıyoruz. Birazdan bir Metin Oktay postu gelecektir. Bu ancak işte bu ve benzeri kitapların yayımlanması sonrası mümkündür.. Bu içerikler dışarıya akıtıldıkça merak etmeyin okuyucusunu da içerdiği o değerlerin takipçisini de kendisi yaratacaktır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder