Euro 2010 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Euro 2010 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Haziran 2010

2010 Hollanda: Total Defansif.!



Total futbol Hollanda söz konusu oldugunda bir sistem olarak degil de "hücüm futbolu"olarak algilaniyor daha cok. Neden Hollanda "Total Futbol" oynamiyor diyorsa yaninizda kenarinizda bulunan bir insan, bu daha cok Michels'in icadi olan farkli bir sistemi degil de neden güzel futbol oynamiyor anlamini tasiyordur. Elbette güzel futboldan kasitlari da bol pozisyonlu hücum futbolu..

Dikkatinizi cekiyor mu bilmiyorum ama Hollanda rakibine pozisyon vermiyor. Elemelerde 5'li grup icerisinde 8 mac yaptilar. Van Bommel'in kayinpederinin yönettigi takim bu maclar sonucunda sadece iki gol yedi ve tek bir maglubiyet almadan buraya geldiler. Danimarka'yi 2-0 ve Japonya'yi da 1-0 ile gecer iken yine gol yemediler.. Ve toplamda son yaptigi 10 resmi macta yenilgi yüzü görmezler iken attiklari yirmi gole karsilik kalelerinde sadece ve sadece iki gol gördüler..

Hollanda'nin geri dörtlüsü 2006'dan bu yana cok fazla degismiyor. Dört yil önceki savunma düzenine Ajax'li genc yetenek Van der Wiel eklendi sadece. O dönem sag bekte olan Heitinga'nin stopere cekilmesinin disinda tek degisiklik bu oldu. Birbirlerini cok iyi taniyan bir defans üclüsü söz konusu. Defans uyum demektir. Almanya, Westermann'in sakatlanmasi sonrasi kendisine en yetenekliyi aramadi, daha cok o bölgenin tartisilmaz ismi Mertesacker'in yaninda kim en iyi uyumu gösterecek, buna bakildi. Haliyle Van Bronckhorst, Heitinga ve Mathijsen'in uyumu inanilmaz..

Hollanda milli takimindaki degisiklik aslinda birden olmadi. 2008 yilinda 4-3-3'den 4-2-3-1'e gecti Van Basten. Bu ofans ie defansin arasina net bir cizgi cekilmesi demektir. Gerideki dörtlünün önünde oynayan Nigel De Jong ve Engelaar ikilisi altili bir savunma hatti olusturur iken ilerideki dörtlü bunlardan bagimsiz hücum gücünü olusturuyordu. Cruyff'un itirazina ragmen Van Basten sisteminde israr etti ve bugüne göre 2008'de daha ofansif, daha cekici futbol oynatmayi basarmistir.

Bugün 2008'e göre kötü olan hücüm hattinin temelinde yatan ariza Van der Vaart. 2008'de ayni dizilim ve felsefe ile ve hemen hemen ayni oyuncularla oynayan Hollanda milli takimindaki en önemli fark öndeki dörtlünün rollerinin degismesidir. Inter ile oldukca iyi bir sezon geciren Sneijder, Van Basten yönetiminde oldugu gibi sol kenarda degil de merkezde oynamak zorunda kaldi. Bu aslinda mantikli bir degisimdir ve fakat 2008 Sneijder rolünün verildigi Van Der Vaart bir kenar oyuncusu degildir. Gerek Van der Vaart-Kuyt-Van Persie'nin sezon ici yasadiklari sakatliklar, formsuzluklar gerekse de Sneijder'in ortaya cekilmesi sonrasi kenarda uyumsuz olan Van der Vaart Hollandanin hucum gücünü olumsuz bir sekilde etkiliyor. 2008 öncesi Hamburg-Van der Vaart performansinin bir benzerini yine ayni takimda sergileyen Elia aslinda her bakimdan Sneijder'in solunda oynamasi gerekir iken starlarin takimdan kolay bir sekilde kesilememesi sonucu o bölgeye uygun olmasa ve formsuzluk yasasa da ilkonbirdeki yerini koruyor.

Güzel,daha ofansif ve cekici futbol icin yapilmasi gereken Elia'nin kenarda oynamasi ya da Sneijder'in kenara gecip Van der Vaart'in merkeze yerlesmesidir. Elbette sezonun bir baska yildizi Arjen Robben'in takima geri dönmesidir.

Hollanda total futbol ya da daha dogru bir ifadeyle hucum gücünün muhtesemliginden ziyade defansinin olaganüstü uyumu nedeniyle basarili oluyor. Belki göze cok hos gelmiyor ama onlar da artik herkesin begenisini kazanip ceyrek-yari final demeden turnuvalardan elenmek istemiyorlar.. Belki de bu dönemde yapabildikleri en güzel sey defanstir. Biraz da böyle bakmak gerekiyor artik..

13 Haziran 2010

Almanya - Avustralya: 4-0



Almanya, beklenenden cok daha rahat bir sekilde farka kostu Avustralya karsisinda.

Ilk bes dakika haric oyunun geneline hakim oldu ve farkli skoru güzel bir oyun sonucu almayi basardi. Gerek Lig Radyo programlarinda gerekse de Bagis Erten'in projesi icerisinde Almanya degerlendirmesinde hep sunun üzerinde durdum. Almanya, farkli bir sekilde Turnuvaya gelecektir ve gecmis ile arasindaki bagi koparacak ölcüde farkli bir futbol ortaya koyacaktir. Farkli skor kimseyi aldatmasin bu takim Gana karsisinda dagilabilir ya da yenilebilir de.. Lakin ortaya koyacagi futbol seyir zevki acisindan oldukca keyifli olacaktir. Lahm buna benzer söylem gelistirir iken bu degisimin en önemli nesnesi olarak Mesut Özil'i ortaya cikariyor. Biz onun yaraticiligi ve teknigi ile cok daha baska takim olacagiz diyordu ki haksiz da sayilmaz..

Maca biraz gergin baslayan Almanya cok kisa süre icerisinde kontrolü eline aldi. Geride defans dörtlüsünün Schweinsteiger ve Khedira ile oyunu öne tasimak icin aceleci davranmadi. Sabirli bir sekilde top cevirdiler, öncelikle Ingiltere analizinde üzerinde durdugumuz mevzuyu yani oyunun hakimiyetini ezeli rakibinin aksine ellerine aldilar.. Sonrasinda gelisenler ayri bir paragraf icerisinde degerlendirilecektir ve fakat Schweinsteiger ve Khedira ile arkadaki dörtlünün kurdugu baski Lampard-Gerrard ile Ingiltere yapamadi.. Arjantin icin de ayni sekilde.. Arjantin, Ingiltere'den farkli olarak oyunun merkezini öne tasidi, oyunu önde oynadi.. Almanya önce hakimiyeti eline aldi, sonrasi ise güzel bir hikaye.



Özil'in sagina ve soluna konuslanan iki kenar oyuncusu var. Podolski daha cok golcü, Müller ise daha cok orta saha. Her ikisi de hem ortasahaligi hem de golcülügü bugün iyi becerdiler ve fakat genelde Müller'in teknigi Özil ile daha iyi bir birliktelik saglamasi bir yana Klose'nin destegi ve elbette burasini farkli kilan Badstuber'a nazaran Lahm'in arkadan destegidir. Sag kenar Almanyanin vurus öncesi hazirliginin yapildigi yerdir..Özil-Müller-Klose ya da Lahm'li birlikteligin önünü kesmek icin rakip teknik adam ekstra hamle yapmak durumundaydi..

Hucum aksiyonlarinin hemen hepsi tekrar tekrar izlenesidir. Schweinsteiger'in Özil'i görüsünün ardindan gelisen üc pas ile gelen ilk gol her bakimdan takdir edilesidir. Bunun disinda Özil-Müller-Podolski'li kosular, bekler ve orta sahalar ile kurulan kombinasyonlar aslinda Löw'ün bir eseridir. Bunun icin tek yönlü orta sahalari ve ayni sekilde forvette golü atmanin disinda oyunun disinda kalan Kuranyi gibileri distaladi. Kendi futbol felsefesine göre bir kadro olusturdu ki bunun savasini da vermistir. Almanya'nin forvetlerinin hemen hepsi oyunun icerisinde ortasahalasabilecek kadar oyun anlayisi olan ve akiciligi kesmeyen tipte futbolculardir.Özellikle sik sik ileride görülecegi gibi Cacau girdigi vakit dörtlü bas döndürecek sekilde pozisyon ve mevki degisimleri esliginde sürekli döneceklerdir ki Löw'ün Stuttgart deneyiminde tüm Almanya'nin takdirini kazanan Bermuda Seytan Ücgeninin dörtgen seklinde yeni formasyonu olacaktir.

Tüm bu güzellikler bir acidan Avustralya'nin sol bekinde eskiden takimin otobüs soförlügünü yaptigini ögrendigimiz Chipperfield'in ve maalasef Neill'in kötü performansi ve Cahill'in kirmizisi da neden olmustur. Bu mac farka gitmeseydi eger 25 bile olmayan yas ortalamalasina sahip Alman takimi nasil tepki verecekti bir muammadir. Öndeki üclüye baktigimiz vakit Gana karsisinda fiziksel dezavantaja sahip olacaklardir yine gelenegine ters bir sekilde.. Bu fizik-teknik savasini kim kazanacaktir, bugün yine bilemiyoruz. Almanya, neler yapabilecegini zayif rakibi karsisinda gösterdi ve ilerisi icin sadece bir umut isigi oldular.. Bence Almanya'nin turnuvada neler yapabilecegini daha iyi bir sekilde grubun son macinda karsilasacaklari Gana maci aciga cikaracaktir. Sirbistan ise seyri bu mactan daha iyi olacaktir zira her iki takim da oynayacaktir orada futbol..



Avustralya ise basta Cahill'i en önde oynatarak yanlisla basladi bu maca. Bunun disinda defans kurgusunda yapilan hatalar, macin basinda kacirdiklari golün üzerine haksiz yere gördükleri kirmizi kart da eklenince cok büyük bir darbe aldilar. Almanya bu formunu devam ettirirse bir ihtimal Sirbistan galibiyeti sonrasi Gana maci belirleyici olacaktir ama Cahill gibi bir adami kaybetmenin acisini yasadilar maglubiyetten ziyade.. Kewell ise dogru bir sekilde riske edilmedi. Artik takimin en büyük umudu olmus durumda..

Ben Löw'ün sonuc futbolundan güzel futbola olan yürüyüsünü cok sevdim. Mesut Özil'in her zaman o kaos icerisinde adam eksiltecek derinlemesine paslarini, oyun zekasini ve bu formunu yine cok sevdim. Daha gecen sene 100 kisi önünde bölgesel ligde maca cikan Badstuber-Müller rahatligina da hayran kaldim.. Bu takim en az yari final oynamali ki Almanya bu 2009 sampiyonu genc yetenekleri ile devam etsin yola.. Genc takimlarindan bu yana birlikte yetisen müthis bir nesil geliyor, yaklasik 12 yil ekmegini yiyeceklerdir..

Grella ve hatta Neill, Cahill.. islemeyen ve tamamen dagilmis bir takimin herhangi bir oyuncusunun degerlendirilmesini bu maca göre yapmak cok da saglikli degil. Hatirlatalim..

17 Şubat 2010

Hiddink Geldi.!



Ben bu ülkenin milli takimina getirebilecek daha iyi bir isim bilmiyorum.. Bana göre en iyisi gelmistir. Blogu actigim günden beri hayranligimi cesitli postlarla belirtmis bir Hiddink hayrani olarak su anektodu da eklemek isterim..

Barca Chelsea Sampiyonlar Ligi yari final maci, Bayern Klinsmann'i kovmus ve o macin yorumcusu da Kaiser.. Hiddink olamaz mi diyor ? Kaiser cevapliyor:

"Ben bir hiddink hastasiyimdir ama Hiddink'in ihtimali bile güzel lakin gelmez bize o.. Gelecegini bilsek her seyi verirdik onun icin.."

Bayern Münih gibi bir takimin hayalini dahi kuramadigi adami bir sekilde Türkiye milli takiminin basina getirmistir. Chelsea gibi bir takimin basinda kalmasi icin yalvarilan adam tutup buraya gelmistir. Dünya üzerinde Milli takimlar üzerindeki basarisi tartisilmaz olan adam artik Türkiye'yi calistiracaktir. Bence her bakimdan üst düzey bir is cikartilmistir, bu kadar beklemenin yarattigi anlamsizligi tek basina "anlamli" kilacak düzeyde bir hocadir. "Ben Türk'üm ve Türk hoca isterim" diye bu tarafa oynayan Arda Turan gibi yildizlar da simdiden sevinsin derim zira onunla beraber belki bir acilim olacaktir Avrupa'ya..

Aslinda bana su yukaridaki yazdiklarim bile cok gereksiz geliyor, ama burasi onun basarisiz oldugu belki de tek ülkedir, ihtiyatli olmakta fayda var.