29 Kasım 2008
Teknik Adam vs Yönetim
Kalli geldiginde ilk yilin sonunda devam etmeyecegini aciklamisti. Sezona da muhtesem bir baslangic yapti. Her seyden önce ilk yilin sonunda devam etmeyecegini aciklayan bir hocanin ardili düsünülür.. Daha da önemlisi 74 yasinda bir adamin görevi birakmasa dahi saglik sorunlarinin olabileceginin önceden görülmesi ve ona göre bir B plani olmasi gerekirdi. Daha önceden Besiktas'in basina gecip saglik sorunlarindan dolayi ayrilan bir hocanin on yil sonra benzer sorunlari yasamasi cok daha olasidir.. Bu hicbir sekilde düsünülmemis, saglik sorunlarindan ziyade Feldkamp'in istifasi ile teknik direktörsüzlük gibi bir sorunla karsi karsiya kalmis Galatasaray takimi. Bu noktadan sonra gelen basari vardir, en azindan yeni bir teknik adama birakilmayarak verilen karar Sampiyonlugu getirmistir.. Basari aslinda basarisizliklarindan kaynaklanmistir.. Yine de daha da kötüsü olabilirdi, olmadi. Feldkamp ise yasattigi tüm basarilarin disinda ligin bitimine alti hafta kala istifa ederek görüldügü kadariyla yönetimin degil de benim kalbimi kirmistir.. Eger kendisine cok ciddi haksizliklar yapildiysa bugün dönmezdi, yok bunlar ufak tefek kirginliklar ise deger mi tam da o zaman diliminde cekip giderek olasi sampiyonluktan takimi etmek ? Ogün giden adam bugün gelebiliyorsa, cok da önemli olmayan detaylardan dolayi Galatasaray gibi bir takimi teknik adamsiz birakmistir ki ben affetmiyorum sahsen.. Yapilan ayip/yanlis var ise dahi sezon sonunda hesabi kesilebilirdi üstelik Sampiyon bir takimin hocasi olarak cok daha sözü gecerli durumunda zaman gazetesine degil de türk basinina ederdi istifasini/sikayetini.. Velhasil Sampiyonluk belki de bu yüzden cok güzeldi ama gecti gitti..
Skibbe getirildi. Öncesine dair fikrimi söyleyeyim. O sezon Kalli ne yaparsa yapilsin kovulmaz. Giden sampiyonluk olur ki ona da inanmam. Zirt pirt teknik adam gönderilemez, köylü isidir bu amatörce bakisin bir ciktisidir.. Ekstrem bir durum olmasi gerekir teknik adamin on hafta sonra kovulmasi icin. On Haftada On maglubiyet gibi.. Asagida da incelenecegi gibi düsme potasindan sampiyon oluyordu Barca.. Umut her daim vardir..
Ben Skibbe'nin Leverkusenden kovuldugu gün buraya post girdim tüm bu olup bitenden bagimsiz bir sekilde ve akabinde Galatasaray ile söylentisi cikti. Skibbe'nin dedigine göre Galatasaray rakibi iken Feldkamp irtibati kurmus ardilini düsünmüs.. Bu daha cok sezon öncesi olmasi gerekirken sezonun sonuna dogru hamleler yapilmaya baslanilmis.. Baska acidan Adnanlarin degil de Feldkamp'in belirledigi bir teknik adam imis, bunu da ögrenmis olduk hafta ici.
Ülkede teknik adama gereginden fazla bir yüklenme mevcut. Simarik bir futbol seyircisi söz konusu. Hele ki su ciksin bu girsincinlerden olusan cok buyuk bir kalabalik var ki hali hazirda profesyonel calismayan isbilmez yönetimi dahi etkileyebiliyor.. Etkilememesi mümkün mü? tek basina Hincal yeter.. Son alti teknik adami da altinci haftada kovulmasi gerektigini söyleyen Hincal Uluc.. Öyle ki adam Sabah gazetesinde yaziyor, Fotomacta yaziyor, NTV'de doksan dakika, Sporx'de hayvani röportaji, Her mac sonrasi alinan fikri.. Iste bunlarin cikardigi sesin yönettigi takimlardir Fenerbahce, Galatasaray..
Fatih Terim muhtesem bir teknik adam idi.. ve fakat ilk yilina baktigimizda ilk devreye kac puan farkiyla yenik girmemiz bir yana PSG'den yenilen dört gol ve daha sonrasi.. Defansi icler acisiydi Galatasarayin.. Tonla sorun da vardi Ama dört yil kaldi, Skibbe 4 yil kalsin basaracaktir ama dört yil onu klubede tutacak bir yönetim var midir ? Gerets Tromso gibi bir takima elendi Galatasarayin basinda.. hemen hepsi kalabildigi zaman basarili olmustur. Yari finale cikan milli takimin teknik adami son derece uygun pozisyonda Almanya gibi yari evimiz sayilan bir dünya kupasini kacirilmasinin ardindan "kalabilmesi" ile basarili olmustur.. Ki baska soru Yanal kalsaydi ne olurdu 2006 Almanya'dir ?
Sonra..
Cok dedim, cokca defa üzerinde durdum Galatasarayin kazandigi UEFA kupasinin en gizli ve hatta olmazsa olmaz kahramani Faruk Süren'dir. Hagi'yi getiren de odur en önemlisi Fatih Terim gibi zor bir adamin arkasinda duran da odur.. Basarinin en önemli kisimlari Faruk Süren'indir. Basari Rijkaard'in arkasinda Barca gibi bir takimi küme düsme potasina sokmasina ragmen arkasinda duran Barca yönetiminindir.. O kosullari saglarsaniz Hakan Sükür yildiz olur, Ronaldinho cikar, Hagi olur, baska bir insanoglu olur hic sorun degil ama yönetim olarak dogru adim atarsaniz basarili olabilirsiniz, ilke ve prensip isidir bu. Bayern Münih 30 yildir nice teknik adamlarla calismistir da hep basarili olmustur.. Gelen kovulmustur kovulan bir daha gelmistir bunlarin önemi yok, Hoeness ve ilkeleri ile yönetilir.. Bayerndeki teknik adam on yerde calismistir sonrasinda ama sampiyonluk ve güzel futbol diye bir sey olamamistir.. Misal orada herkes bilir ki hicbir zaman dokuzuncu onuncu haftada Teknik adam kovulmaz.. BU amatörce ve köylü isidir, Magath son haftalarda kovuldugunda bu minvalde sesler yükseldi, Bayern kücük takim oluyor geyikleri döndü.. En basarisiz oldugu dönemde klup baskani cikar, Klinsmann 34 hafta kalacaktir takimin basinda der ve bitirir her seyi.. Budur yönetim isi.
Demek istedigim sudur ki bir teknik adamin teknik kapasitesinin yeterliligi hicbir zaman onun calisma kosullari, klubun ona sundugu imkanlardan daha önemli olmamistir. Örneklendirelim: Kayserispor sürekli güzel teknik adamlar cikariyor, bu ne kadar dogrudur ? Arkadaslar bilir Tolunay Kafkas basarili olacaktir dedim zira sorun kafkas'dan ziyade Kayserispor yönetimidir. Oturmustur orada bir seyler.. Genclerbirligi de eskiden aynen Celal Dogan'in Antep'i gibi ne yaptigi bilen baskanlarin yönetiminde her daim basarili olmaya müptela olmus bir takim idi, hatta alt takimi dahil.. Ama herkes biliyor ki Cavcav'a son dönemde bir seyler oldu ve takimin basina kimin geldiginin önemi yok, hepsi kovulacaktir bu bizim kaptan bülent olur, bakkal olur cakkal olur önemli degil. Orada basari imkansiza yakin.. Basarisizligin temelinde de teknik adamlar yok malasef..
Leverkusen.. Güzel yönetiliyor. Skibbe geldi muhtesem top oynatti keza Labadia da onu aratmiyor.. Öncesinde Daum, Topmöller.. Skibbe'nin elindeki kadro cok genc idi. Castro,Adler,Rolfes,Kiessling gibi adamlar Bundesligada mac oynamamisti dogru dürüst, hepsi bir yili ardinda biraktilar.. Burada teknik adam dahi cok önemli rol oynamiyor belki de.. Labadia'yi degil de beni de koysaniz bir basari gelecektir. Simdi teknik adamin rolü nedir ?
Yönetim bu sekilde basina yem ettigi vakit Skibbe'den bir basari bekleyebilir misiniz ki ? Skibbe sistem adamidir ,sistemli bir sekilde yönetilen klupte dört yil kalsin avrupaya adini duyuracaktir derim ben.. Birakin Skibbe'yi Yilmaz Vural'i dahi tam bir güvenle takimin basina oturtun Avrupa Sampiyonu Aragones'den daha basarili olacaktir.. Burada belirtirim ki pek cok teknik adam tanirim ama Yilmaz Vural kadar anlamsizini da görmüs degilim, örnek Vuralin capindan ziyade teknik adamin futbolcu gibi gerekli kosullar olustugunda ancak verim alinabilecegini belirtiyorum.
Yahu düsman bellemisler sanki takimin teknik adamini.. Ola ki basarisiz oldu kaybeden kim olacaktir diye soru sormaz mi bu insanlar ? Cok seslilik iyidir de karar asamasinda prensipli davranilmaz cikan her sesin yönüne dogru bir adim atilirsa bosverin teknik adami, kadroyu..
Düsünün ki Galatasaray yönetimindesiniz.. Skibbe'nin yardimcilari ile sorununuz var.. O sizin teknik adaminiz, cok mu zordur ona haber verip durumu masaya yatirip ortak bir karar almak ya da basindan önce karari teknik adama bildirmek, bu nedir ? Basin zaten gram bilgisi olmadan yüklenmistir adama.. Yahu türkiyenin en iyileri arasinda diye anilan Mehmet Demirkol hayatinda bir kez olsun Mesut Özil'i izlememis onca tartismanin arasinda, ne anlasin Skibbe'den bundesligadan ? Ama hepsi yorum yapiyor.. Bugün yorum yapanlara dikkatlice dikin gözlerinizi.. Su an itibari ile Skibbe'den kat ve kat daha basarisiz olan Aragones'e tek kelime edemiyorlar.. Aragones'in tek artisi seribasi oldugundan dolayi Sampiyonlar Ligine kalmasidir oysa.. Ki Partizan sansli olsa evinde oynadigi macta o da olmayacakti.. Ama bakin, hazir takimin düstügü duruma. ? Kadroymus.. Bakin Real Madrid'in yildizlar kadrosuna, ne basarmis o Galacticosu,Oween'i Cassanosu... Bes yil muhtesem kadro ile reklamlarda boy göstermisler sadece.. KAdro is yapmaz, uyum, kalite, ilke, prensip..
Bugün Almanyada Sportif direktör ve teknik adam isbirligi söz konusudur.. Voller-Skibbe, Allofs-Schaaf, Hoeness-Klinsmann.. Daha var yani.. Misal Magath üc farkli maas alir, hepsinin basinda kendisi vardir, keza Terim de böyle bir adamdir.. Zira iki farkli is var aslinda.. Anlasilmasi adina bir Klinsmann tarafi vardir isin bir de Löw tarafi. Hangi oyuncunun yararli olabilecegi, oyuncularin sizin sözünüzü dinlemesi, kararlariniza karsi cikmamasi, kendinizi onlara kabul ettirmek ve toplaminda onlari Motive etmek. Futbolla alakasi yoktur aslinda, kariyer cok önemlidir ki sadece bu yüzden isbilmez kariyerli futbolcular teknik adam olabiliyorlar zira cok önceden de söyledim Motivasyon, taktigi yener.. Bir de Löw.. iyi taktisyen ama iste yönetim eksikligi her daim mevcut, kariyeri yok, ikinci adam damgasini yemistir almanyada. Ballack cikar tavrini koyar, Frings baska yönden Kuranyi baska yönden.. Bunlari misal Matheyusa yapamazlar, Bierhoff'a da acik acik "sen kimsin ki bana sunu diyorsun" da demistir, kendisini her ikisinden de yukarida görür.. Maradona örnegi istisna degil son dönemlerin gercegidir, kariyer yetiyor.. hayatinda tek takim calistirmamis kariyerli oyuncular cok buyuk takimlarin basina gecebiliyor, Vialli-Gulit'den beri böyle gelisti.. Demem odur ki Bundesligist bir teknik adam icin Voller,Allofs,Hoeness, Müller gibi tepede birisinin olmasi onu rahatsiz etmez, istifayi düsünüyor musun derse "ne salakca soru bu böyle" diyebilir..
Velhasil mesele Kalli'nin gelmesi degil kimin gelip kimin gidecegi, nasil bir sistem ile yönetileceginin belirsiz olusunun her yönden görülebiliyor olusudur. Su calisma kosullari altinda bir teknik adam verimli olamaz bunun da baslica sorumlusu bu kosullari yaratan Galatasaray yönetimdiir. hala birisi cikip "su adam su kadar zaman dilimi boyunca kalacaktir " diyemiyor..
Ben Lincoln meselesinde cok sasirdim.. Anelka'da da cok sasirdim.. Yahu 50 mac seyrettigim Lincoln burada cok baskalasti.. Anelka 17 yasinda o muhtesem iki golü attigi günden beri avrupanin en önemli golcüleri arasindaydi.. Bunlarin ülkeye gelmesi ayri bir sorun iken basarisiz ya da bekledigim gibi performans sergileyememesi de ayni sekilde.. Zira Maradona dahi olsaniz gerekli kosullar olusmadigi sürece basarili olamazsiniz. Juventus'un fiyasko transferi Arsenal tarihinin en önemli golcüsü olabilir. Sabredilebilen teknik adamlarin buyuk bir orani kazanilmistir ama bu bizim ülkemizde yok denecek kadar azdir hep ilk yillarinda sampiyon olan hocalar ile devam edilmistir ve bu yüzden ancak dört yil dayanabildigimiz bir hoca ile kupaya ulasmistir Avrupada.. Zico dahi kovulmustur ki bitmez bu geyik bu ülkede..
Teknik adamlar, futbolcular gibidir.. Nerede nasil oynatilacagina göre verim alinir.. Takimin basarisinda hicbir zaman teknik adam yönetim kadar kilit rol oynayamaz.. Gerets'e bakin, Hiddink'e bakin, Löw'e bakin.. Hepsi basarisiz oldular.. Anelka'ya bakin.. burda pek de degerli olmayan Rony Johnsen'e bakin.. Aziz Yildirim yillar sonra bazi seyleri anlayabildi ve basari geldi derken o da yanlis anlamis.. Simdi biz Polatlarin anlamasini bekleyecegiz..
Ben, adamcilik yapmiyorum. Su elestiriden sonra yönetim ne yaparsa yanlis yapmistir deyip kulp takma isine girmiyorum.. Basarili olacaktir dedigim Skibbe ne yaparsa dogru eyler tavri olmayacagi gibi.. Bir insan, her yaptigi dogru olamaz ki ayni zamanda her yaptigi eylemin yanlis olmayacagi gibi.. BAska acidan severiz zaten Adnan Polat'i, o cok baskadir.. Ve fakat isbilen yöneticiler istiyoruz.. En önemlisi ne yaptigini bilen, plan-program dahilinde hareket eden..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
yazının ufacık bi noktasına takılmışım sanki gibi olacak ama.. abi yılmaz vural hikmet karaman vs. bu adamlar aptal mı bunların kafası yok mu neden bunlar büyük takım hocası olamazlar gibi bi yazı bekliyorum senden mümkünse. tartışalım..
Simdilik sunu soyleyebilirim: Yilmaz Vurali ayri tutarak bugünün sartlarinda Hikmet Karaman dahil pek cok hoca buyuk bir klubu calistirabilir.. Bunun olamamasinin en önemli nedeni basin ve pek cok yerde denenmis olup bir basari getirilememesinin üzerine yapisacak olan durumu. bir nevi kariyersizlik aslinda.. Hani hicbir takim calistirmamis eski kariyerli futbolcularin ne kadar sansi yüksek ise bu hocalarin da o kadar az..
Ancak ve ancak anadolu kluplerinde üst üste basari sagladigi vakit arkasina aldigi bu kariyer ile ilk yilinda muhtesem isler basardigi zaman ancak bir ihtimal dogabilir ki her daim bu ihtimal var aslinda ama düne kadar bütün buyuk klupler sadece yabanci hocalar ile calisma hevesliydi, simdi durum degisiyor ama bu degisen kosullarin icerisinde malasef ancak yeniler ekmek yiyebileceklerdir, eskilerden cok cok farkli olmadiklari halde.. abdullah avci, Aykut Kocaman, Tolunay Kafkas gibi yeniler..
takım biraz ışık verse skibbe'ye destek konusunu anlarım. ama izlediğim takımda belli bir taktik düzen dahi yok. bu kadar yaratıcı oyuncuyla kısır ve ne yapacağını bilmeyen bir takım üretmek, hele ki galatasaray gibi her daim başarı isteyen bir kulupte ne olursa olsun tartışılmanızı sağlar. skibbe iyidir kötüdür ayrımından çok skibbe galatasaray'a uymuştur uymamıştır ekseni daha doğru olur bence.
ne yazık ki şartlar ve gelenekler değiştiril(e)meyeceğinden ısrar etmenin anlamsız olduğunu düşünüyorum. akdeniz kanıyla alman tek düzeliği ne yazık ki her daim başarı getirmiyor. belki kalli derwall gibi zamanının en iyileriyle kaldırılabilir bir durum ama henüz dortmund'tan daha büyük kulup çalıştırmamış, ismiyle herkesin güvenini sağlayamayan biriyle olmuyor,olmadı olmayacak ta.
Tesla: Skibbe uymaz, baskasi gelir veyahut Skibbe cok da iyi degildir ama mesele bu degil. Su konumda ve durumda dünyanin en iyisi gelse, sansi yaver gidip hemen bir kupa, basari yakalamadigi vakit isi cok zor..
aslında kupa da kazandı. ama cl'ye girememesi takımın hemen başlangıçta çok büyük zarar verdi kredisine. şu ana kadar hiçbir cl ön elemesinde takılmamış olan bir takımın üstelik te seri başı olmadığı kurada "iyi" bir rakip çekmesine rağmen yapamaması skibbe'nin taraftar gözünde 1-0 yenik başlamasına neden oldu.
ben kendi adıma bu başlangıç kısmına "olur öyle arada" deyip geçiştirmeyi tercih ettim. takımın daha ileriye, iyiye gideceğine ikna oldum. fakat aradan geçen koca 3 ayda milim ilerlemeyi geçtim takım daha da kötüye gitmeye başladı.
şu anki şartlar ne sezgin'in ne polat'ın değişme ve ya değiştrilme gibi bir durumu söz konusu olmadığına göre; bu yönetim anlayışına en uygun isim daha fazla vakit kaybetmeden getirilmeli. bu (skibbe'siz) kalli yönetimiyse eğer ona bile razıyım. 30.dakikadan itibaren esnemeye başladığım bir galatasaray görmek istemiyorum açıkcası. son 2 maçından (ankara-metalist) sonra futboldan soğudum vallahi. tarihin en kötü yönetimiyle şampiyonluk yaşamış gerets örneği de elimizdeyeken hele...
Metalist macinda o atilmayan gol müdür sikici yapan.. Ben kolay kolay bir galatasaray macindan sikilmam ve fakat yine de bu mac Galatasaray maci olmasaydi dahi sikici ya da esneten bir mac degildi, Ikinci yari tek kaleye cevirdi Galatasaray.. Her sey iyiyken cok kötü olan durum: Forvet.. Eger ki Skibbe yarin da Baros ile baslarsa maca ben de gönderilsin diye gelirim belki arkanizdan :)
BAstan da soyledigim gibi, Skibbe dogru tercih olmasin, dünyanin en yanlisi olsun. Yine de bu yönetimin teknik adami oldugundan daha kötü duruma sokmak icin varini yogunu arkasina koymasina ben bir anlam veremiyorum.. Bu kosullar cok fazla teknik adami harcar.. Pek cogunu da harcadi zatem Hagi'dir, Gerets'dir, Lucescu'dur.. Gerets ve Lucescu'ya baktigimiz vakit beklentinin artik cok fazla oldugunu, 2000'yilindan kalma güzelligi göremedikce hemen herkese gitsin dedigimizin de farkinda degiliz..
Skibbe ile ilgili ışık görmemek, olumsuz yorum yapmak ya da bu adam çapsız diyebilmek için öncelikle bir izin verebilseydik de adam tam kadro ile sadece 1 kere çalışabilseydi. Ben Skibbe kadar şanssız bir adam görmedim. Geldiğinden beri bir kere de tam kadro takım kuramadı adam, son yılların en iyi Galatasasaray'ı denilen bu takımda. İmkansızlıklar son bilmem kaç maçtır Meira'yı DM olarak oynatmasına neden oluyordu ki güzide basın Steaua maçında ona da takılmıştı, 4 bek maça çıktı diye. İstikrar abidesi, profesyonellik timsali denen Emre Aşık geri dönmüştü, ki ben bir türlü sevemedim oyununu. Mutlaka kart gördüğü maçlar, topu mutlaka rakibe pas olarak vermesi, vs.. Sağ bekte orta saha bozması Sabri,orta sahanın beyninde gönderilsin bu denilen Ayhan..
Adam elindekilerden en iyisini çıkarmaya çalıştı hep. Hatta bir ara düzelir gibi olan sakatlar yerine kupada yedek takım oynasın dendiğinde aslında yedeklerin iyileşmekte olan aslar olduğu görüldü...
Herneyse, sana sonuna kadar katılıyorum, değil 4 yıl adama 4 maç sabredemedik biz. Sami Yen'deki ilk maçında Topal'ı çıkardı diye ıslıklandı bu adam.
Türk futbolunda klişe terimler vardır, her Alman disiplinlidir, her İtalyan menşeili futbolcu ya da futbol adamı defansın piridir vs vs diye. Peki bu adama o sürekli bahsi edilen disiplinini, makine düzenini oturtması için fırsat verildi mi? Varsa yoksa, yumuşak başlı, takımı çalıştıramıyor, eşi Türk, enişteee, Kalli geldi, sen kavgaya girersen ben de girerim, has be has Zeytinburnu çocuğuyuz biz vs.. sığ yorumlar..
Yeni oyuncular alınmış, takım, en önemli maçına, sezonun en başında, ne teknik adamı takıma ne takım teknik adamına alışmamışken çıkıyor, ve buradaki elenme, adamı, ağzıyla kuş tutsa "başarılı" denemeyecek pozisyona sokuyor, bir nevi önyargı oluşuyor herkeste. E bunu kırmak da mantıklı yorumların, analizlerin, futbol felsefesinin çok uzağında bir yer olan, sadece kazanmanın mübah olduğu Türk futbol kamuoyunda çok zor.
Hatta yıllar sonra, Avrupa deplasmanında ezerek galip gelinen bir maç sonrası bile-ki o maç için galibiyet bekleyen insan var mıydı bilmiyorum-ehh işte- yorumları yapılıyor.
Bu takıma, daha doğrusu bu ülkeye, kredi verilmeyecekse, sabredilmeyecekse, değil Skibbe'yi, Mourinho'yu, Alex Ferguson'u getirin, Ten Cate'yi yardımcısı yapın,al sana sınırsız para, istediğin adamı al koçum deyin, sabır gelmedikçe, zihniyet değişmedikçe, onlar da eleştirilmeye, Ferguson artık yaşlandı, Mourinho Türk futbolunu anlamadı,Ten Cate Hollanda'da Türk komşusunu dövmüş, yorumları yapılmaya, "Avrupa Avrupa duy sesimizi" konulu kompleksli tezahüratımızı devam ettirmeye mahkumuz.
Lucescu'ya sallayanlar, Terim'in ikinci döneminde ona sarıldı. Yerine geçen Hagi'yi yuhlayanlar- ki bunu da gördük ya ne diyeyim-, Gerets'le Tromso macını kaybedince, ahh Hagi ah dedi, Skibbe gelince keşke Gerets'in, Lucescu'nun elinde olsa bu son dönemin en iyi kadrosu olsa dendi.
Sözün özü, Skibbe devre arasında gider, yerine gelen adam da başarısız olur.Kalli Nisan gibi sağlık sorunları nedeniyle bırakır, takım başka bir arkadaşa, Alman ekolü devam etmeli, disiplin uleynn naralarıyla teslim edilir, sonra onun da kellesi istenir, bu hayat da böyle devam eder. Yürüyedur...
Yazinin genel anlamina katilmakla beraber, itiraz etmek istedigim bir noktasi var. Neden bu Galatsaraylilar illaki bir yerlerde Fenerbahce takintilarini disari vurmak zorunda hissederler kendini, anlamiyorum.
Diyor ki Hincal'i elestirirken ondan hic farki olmadigini ortaya koyan yazar, 'Skibbe'yi elestirenler, ondan cok daha basarisiz olan Aragones'e karsi seslerini cikartmiyorlar.' E yuh artik. Nerde yasiyorsunuz hocam siz? Ihtiyarlara yer yok diye basliklar atilan fasizanca yazilar cikti Aragones ile ilgili. Bos bos bakiyor diye bunak oldugu iddiasi dillendirildi. Uzagi göremedigi mavrasi ortaya salindi. Ispanya ile kazandigi basariya dahi dil uzatildi. Neymis, Ispanya'yi cok genis bir futbol havuzundan istifade ederek yapmis elinde Liverpool'dan Arsenal'den, Barcelona'dan oyuncular varmis ondan dolayi Aragones Ispanya'yi sampiyon yapmis. Sanki yillardir kupalardan hüsranla ayrilan Ispanya'da daha evvel her daim kötü oyuncular varmis gibi. Evet bu laflari ettiler Aragones icin, Beyefendi. Basiniz göge erecekse. Anlasilan haberiniz olmamis bunlardan.
Diger taraftan Galatasarayli yazar diyor ki Aragones'in tek artisi, 'seribasi oldugu icin Sampiyonlar Ligine katilabilmesi.' Fenerbahce seri basiymis Partizan gibi kek bir takimi elemis de, Galasaray Arsenal'e mi elenmis acaba?
Ayni zamanda sahis, Skibbe'yi savunacagim derken Fenerbahce takintililigi onu Skibbe'yi elestirenlerle ayni konuma düsmeye itmis, Aragones ve onun Sampiyonlar Ligine katilis hikayesini degersizlestirmeye calisirken. Mehmet Demirkol ile ilgili söyledikleri de emin olun yine bu yazarin, Mehmet Demirkol'un Fenerbahceli olmasindan dolayidir.
ahmtblt: Ben kendi cevremdeki/görüs alanimdaki skibbe ve aragones elestitilerinden bir kesit sundum ortaya. Aragones'i ise basarisiz degil ama görüntünün anlamsizligina iliskin bir tasvirdir yapilan.
Evet, Partizan ciddi bir rakip degil, deplasmanda oynanilan macta ise nasil ki skibbe hic beklemedigi bireysel hatalarinin kurbani oldu ise Fenerbahce de ayni sekilde sansinin da yardimi ile galip gelmistir. Fenerbahce takintim filan yoktur benim. Inter ile oynadigi mac sonrasi Galatasaraydan bile daha baskili oynamistir bu capli büyük takima dedik, gecen sezonki basariyi tesadüf olarak nitelendirmedik, oyunun güzelliginden dem vurduk, Basarilari da hayli hayli yazdik cizdik. Bir bakin misal Alex postu vardir burada tek basina.. Ne demisiz rakibimnizin on numarasi hakkinda ? Ne takintisi filan ? Iki yeriniz acidi mi hemen takinti, su bu.. Koca postu fenerbahce'ye liseli veletler gibi iki kara calacaz diye mi yazdik ?
Arkadasim Altan Tanrikulu da Fenerbahcelidir. Misal Ugur Meleke'yi de Fenerbahceli saniyorduk, belli degil. Can Bartu'da Fenerbahcelidir hangi birisine bir sey demisiz.. Tonla Fenerbahceli yazar var.. Birisi kalkip Fenerbahceli misal Ercan Saatci'Yi elestirirse "takintisi var ondan ondan" mi olur ? Ben Fenerbahceli Kemal Belgin'in yazilarini dahi okur, yer yer de begenirim onlibero tartismasinda da dile getirdim.. Ucuz yorumlardan kacinin azicik.. Ki fanatik de olabilir ama Mehmet Demirkol'un yaptigi sag gösterip sol vurmaktir her zaman. Adam gibi "spor yazariyim ben" diye beyanat verecegine Fenerbahceli yazarim ona göre desin. Yemesin milleti.. Ki ben alti uzun yazi yazmisim Eksi Sözlükte, basi var sonu var..
Aragones elestirileri bana göre yine de fazla degildir bilesiniz. BUgün bana göre son derece güzel gol atmis olan Guiza'nin dahi golünden cok bakisi, emrahvari durusu konusuluyor, bos bos bakislar ya da benzer durumlar basarili olsa dahi dillendirilecektir ama Skibbe gibi her gün gönderildi mi ? Istifasi düsünüldü mü ? Takimi calistirmiyor, is bilmiyor su yok bu yok gibi tonla teknik adamligina iliskin yorum mu cikti ki ? Varolan elestiriler Feldkamp isin de gecerliydi o insanlarin ayibidir basaridan bagimsiz..
Sahis, ben yani, Sampiyonlar Ligine gidisteki degerliligi düsürmüsüm ? Galatasaray ilk defa seri basi olmadi. Prd, bir de Man U Zaferi var, ikinci defa. Bunun disinda Fenerbahce gibi seri basi oldugu vakit iceride disarida dört bes atarak Smapiyonlar Ligine girmistir,bir degil iki degil cokca defa. ne degeri yahu ? Bükres takimini anlatmayalim ama su kesin en azindan. Seri Basi takimlari ve digerleri. Bu fark sonucu da belirlemistir her bakimdan. Steau Bükres Fenerbahcenin evinde yenemedigi Dinamo Kiev'den cok cok buyuk de degil hatirlatirim.. Veyahut Sampiyonlar Ligine giremedigi, elendigi Dinamo Kiev'den.. Ve fakat o Daum sonrasinda iki sampiyonluk birakmistir Fenerbahce'ye.
Takinti derken sizde fazlasiyla Fenerbahce takintisi olmasin sakin ..? zira bu yazi Fenerbahce'yi degersizlestirmiyor, dogru olan budur Aragones'e, Guiza'ya sabirdir. Zico böyle kazanildi. Aziz Yildirim tonla transfer yerine istikrari saglayarak basarili oldu..
Nasil bir yazi okumaktir, nasil bir adam karalamaktir, Sahistir, sudur budur anlamis degilim..
Bir daha sunun altini cizelim. Skibbe kötü antrenör olsun, yanlis secim olsun. Olabilir, ihtimaldir neden olmasin ?
Ve fakat tüm bunlarin disinda yönetimin teknik adama olan tavri Feldkamp'dan beri komiktir. Tuhaftir. Feldkamp istifa etti, Skibbe etmedi. Amma velakin bu nereye kadar ? Soru budur, anlatilan budur.
Takinti hala devam ediyor sahista, hala bize Galatasaray'in SL'ye hangi basarilarla girdiginden bahsediliyor. Esas ucuzluk bunlar halbuki.
Stau Bükres Fenerbahce'nin evinde yenemedigi bilmem kimden daha büyük degilmis vs veya Fener sunu yaparken Galatasaray bunu yapmis vs. Bunlardan gayri argüman kullanarak anlatacaklarinizi anlatamaz misiniz siz? Ne gerek var illaki Fenerbahce ile ilgili örnekler vermeye. Ne gerek var Aragones sansi ve seri basi olmanin avantaji ile SL'ye katildi diyerek oraya kilcik atma cabasi. Cok basit bir soru, siz bu argümanla konusursaniz, sunu ispatlamaniz lazim, Galatasaray sampiyonlar ligine katilamadi bu sene cünkü seri basi degildi ve o yüzden Arsenal gibi, Barcelona gibi cok cüsseli bir takimla eslesti ve o yüzden elendi. Böyle bir sey yok.
Aragones'in Skibbe'den daha az elestirildigi sadece sizin kendi düsünceniz. Öyle olsa bile bundan bahsetmek yine sizin takintili tarafiniz tezahürüdür. Zira Aragones ile daha az elestiri yapiliyor olmasina dikkat cekmek Skibbe ile ilgili yapilan elestirileri elestirirken kullanilacak bir argüman degildir. Bunun sizin Skibbe'ye karsi yapilan haksiz elestirilere dikkat cekmenizde hicbir faydasi olmaz. Buna ragmen sizin getirip Aragones ile ilgili daha az laf ediliyor bik bik bik diye konusmaniz ancak ve ancak tarafli bir takintiyla ilintilidir. Bence Aragones ile ilgili sayet daha az elestiri varsa bu sadece ve sadece, Fenerbahce yönetiminin Galasaray yönetimi kadar basinin eline koz vermesindendir. Fenerbahce kriz sürecini Galatsaray yönetiminden daha iyi yönetmektedir su anda. Yine de bu yazi icerisinde Fenerbahce'nin hocasinin daha az elestiriliyor olmasinin hicbir sekilde yeri yoktur.
Yahu hadi icin rahat olsun, takintiliyim ben..Fenerbahce en buyuk sorunum olsun, baska türlü anlasamayacagiz. Hani yeni degiliz ki 2004'den beri eksi sözlükte tonla yazi var, blogda bine yakin post var ilk insanoglu gelip diyor ki takintilisin sen.. Bak arkadasim, söyle demissin:
"bu sadece ve sadece, Fenerbahce yönetiminin Galasaray yönetimi kadar basinin eline koz vermesindendir. Fenerbahce kriz sürecini Galatsaray yönetiminden daha iyi yönetmektedir su anda. Yine de bu yazi icerisinde Fenerbahce'nin hocasinin daha az elestiriliyor olmasinin hicbir sekilde yeri yoktur. "
Bunu diyoruz zaten.. Bunun sorusunu soruyoruz. Ben takintili ben özellikle belirtmisiz ki cesitli yerlerde Fenerbahcenin basarisinda Aziz Yildirimin payi cok buyuktur, olgunluk cagini yasadi, cok akillandi cok iyi isler yapiyor diye cok kez yazdik, Zico'yu kovdugu vakit "anlamis" oldugu seyi yanlis anladigi üzerinde durduk..
Ve örnek de bahsedildigi üzere suclama ile gelirseniz, Cok buyuk degerimizi asagiladin fenerbahce dusmani tü kaka derseniz bende Sampiyonlar Ligine Seribasi olarak girmenin pek bir degeri yoktur girememenin rezilligi vardir.. Iste Galatasaray giremedi ve bunun irdelenmesi vardir...
Yahu Hakaret edecegim diye kasiyorsun ama bosa kürek salliyorsun tonla fanatik adam var, git bul onlarla ugras et yahu..
Borges tatile gidiyorum diyorsun biz de girmiyoruz, adam ara verdi diye, bir giriyoruz 10 tane yazı var...:)) Olmuyor böyle
Yazının genel olarak ana fikri çok fazla dağılmadan ve yanlış yorumlamadan ortada: "İstikrar". Yazının bu ana fikrine zerre muhalefet şerhi koymadan katılıyorum. Ancka maalesef bu Türkiye şartlarında yaşanabilecek bir hadise değil. Bizim Blogda bir yazı var geçen haftadan Fenerbahçe'nin 24 sayısı ile en çok milli takım antrenörü ile çalışan takım olduğu ile ilgili. Bu rakam Yıldırım döneminde 5. Yani 10 yıllık dönemde sadece milli takım hocalarını katsan bile 2 senede bir teknik adam değişmiş ki sayı daha fazla tabi ki. Listenin ikincisi de 22 ile kim? Galatasaray. Basın, yöneticiler ve taraftarlar değişimden, kaostan anlayamadığım şekilde zevk alıyorlar. Basın yönetimleri gazlıyor, yönetim taraftarları gazlıyor, taraftarlar da istifa çıkışları ile anlayamadığım bir hezayana giriyorlar. Bu iş Türkiye'de böyle, ve göreceksin gün geçtikçe de kötüye gidecek. Fatih Terim ilk derbisinde Fenerbahçe'den 4 gol yediğinde yıl 1996 değil 2008 olsaydı o gün kovulmuştu. Derwall ligi ilk onun dışında bitirdiğinde yıl 1986 değil 2008 olsa idi kapıyı görmüştü. Bu ülkede 1 sene önce şampiyon olmuş bir sonraki sene liderin 2 puan gerisinde olan hoca kovuldu belki dünya tarihinde ilktir, ikincisi de Schuster olacak tahminen (hoş onun puan farkı daha fazla). Sebep Avrupa başarısızlığı idi. Ben hep şunu söylüyorum bir iş yerindesin, iş yerinde senin dışında herkes kovulacağınla ilgili dedikodu yapıyor. Yahu işine kendini vermen mümkün müdür? Aragones ve Skibbe her maçlarına son maçları gibi çıkıyorlar. Bu adamların geleceğe güvenle bakmaları mümkün mü? Yine kendi bloguma atıf yapacağım ama Arsene Wenger 13 yıldır takımın başında vay istikrar abidesi, Sir Alex 25 yıla dayandı işte başarının sırrı diye her yerde çıkış yapan bir ülkenin basınının, taraftarının izleyicisinin her mağlubiyette çeksin gitsin bu hoca artık demesini anlayamıyorum cidden.
Ben yazdığın satırlara saygı duyuyorum ama cidden boşa yazıyorsun eline yazık, bu ülke anlık kıvılcımvari başarıların ülkesi artık. İstikrar denen şeyi kimse düşünmüyor düşünmeyecek de.
Tabi Bermek-Terim, Albayrak, Lucescu, Dürüst-Terim, Tulun-Gerets gibi takımları başarıya götüren ikililerden de bahsedecektim ama oraya da katılıyorum sana diyip bitireyim.
dediğim gibi çoktan kaybettik biz o şansı
Flying Dutchman: Bazen ve hatta su zaman diliminde sürüklendigimi düsünüyorum, benim istedigim ile eylemlerim cok baska.. Bugün derim bakarsin on ay sonra dahi yazabilirim. Isin asli yazarak cikiyorum cokca derdin arasindan.. Yazamam dedigim zaman diger durumlarla insan daha cok basbasa kalabiliyor kacmak istediginden, futbol her daim beni cikarabiliyor bulundugum yerden.
Sözün özü istikrar.. Sadece belirli bir süre verilmesi, o süre icerisinde de tam güvenle teknik adaminin arkasinda durulmasi gerektigidir.. Diken üstünde maca cikartirsaniz adami günü kurtarma pesinde bir teknik adam yaratilir ki bir sekilde basaran kaliyor o da bir sene bilemedin en fazla iki senedir.. genelde ve her daim bir sekilde kovuluyor insanlar.. 4 yil kalan da UEFA kupasini aliyor, 4 yil kalabilmesi icin de dört yil sampiyon olmasi gerekiyor bir ker edahi tökezleme hakki yok hemen kovulur, lucescu misali.. Bu kafayla nereye kadar bakacagiz.. Sadece Terim icin bu baski gereklidir, motive edici gücü aciga cikiyor o daim... Rahat birakildiginda sadece o verimsiz oluyor sanirim..
Wenger-Ferguson örnekleri bizim cok uzagimizda ve fakat ben öyle büyük hedefler koymuyorum artik. Ama en azindan herhangi bir teknik adam kaldigi süre boyunca teknik adamlik yapilmasina izin verilmesi, o süre zarfi icerisinde tam güvenle takimin basinda kalmasi saglanmalidir.. O da is yapiyor, isini yapabilmesi icin kosullarin olusmasi gerek.. en önemli isi: Karar vermek.. bu kadar etki altinda birakildigi vakit nasil ? Herkes terim gibi böyle motivasyonlara ihtiyaci olan yapiya sahip olacak degil ki ?
Yorum Gönder