21 Mart 2009

Lincoln-Korkmaz Hikayeleri.!



Aslinda bu kadar küfürlü mail almasam, bu kadar küfürlü yorum gelmese Lincoln-Korkmaz geyigi yerine cok daha anlamli postlar ile ugrasirdik ama bende heves su bu filan kalmadi, uzunca bir süre ara vermek gerekir.. Bu kadar bosbeles adami bu kadar güzel insanlarin yaninda hangi ara topladim, onu bilmiyorum ama bu isin kacinilmaz noktasi budur.. 40 tane yorumdan on tanesini ancak yayimlayabiliyorsam cok ciddi bir sorun vardir ve oturup bunu dusunmek gerek..
Dedim ya, uzatmamak gerekirdi ama yorumlari filan görünce insan dayanamiyor haliyle.. Hemen herkes tarafindan suclanan ortak insan Lincoln. Ben diyorum ki arkadaslarla söyle toplanip pusu kuralim gerekli gördügümüz yerde bu adami yakalayip derdi nedir ögrenelim.. Olmazsa saglam döveriz filan ama yine de bu isi yapmadan bir kac soru benim aklimdadir hep.. Siz küfürlere baslayin, ben yoruma..

Lincoln, ofans oyuncusu. Hucum adina takima zenginlik kazandirmasi icin onu sahada tutarsiniz daha cok.. 2-0 önde oldugun bir Avrupa macinin kaybinda sorun hucumdan degil takimin yönetiminde, defansindadir daha cok.. Burada 11 oyuncu degil de elestirilen Lincoln isteksizligi.. Bilincli olarak oynamasa dahi bu kaybedilen turun ikinci yarinin basinda cikarilmis ofansif orta sahanin üzerine yikilmasina neden degil. Bunu anlamak güc. Takimin teknik direktörü, takimin basina geldigi günden beri gs maci olmasina ragmen beni canli yayinda televizyon basindan kaldiracak ölcüde rezil bir futbol oynatmis: Bursa-Konya maclari.. Hamburg macinda sorunlu bir degisiklik, Trabzon macinda sorunlu bir ceza verme sistemi.. Ve yine Hamburg maci. Suclu Lincoln.. Ilk maglubiyet geyikleri de ayrica degerlendirme altina alinmalidir elbette.. Bursa-Konya maclarini tavsiye ederim, yenilmek bile daha güzeldi muhtemelen.. Baska acidan yeni bir teknik direktörün heyecani dünyanin neresinde olursa olsun ilk iki maci galibiyet ile kapatmaktir zaten..

Rakip teknik adamin pitroipa'ya ters kanada yerlestirmesine bir hamle yapilamamis, Jol galip gelmistir, suclu oyunun en güzel yerinde bilincli olarak onu seyircilere yem edilme adina cikarilan Lincoln ölsün.
ölsün, cunku hakediyor da...

Bursa ve Konya gibi rezil futbola dönüsün ardindan ayaga pas denen ortam yikilip doldur bosaltmalara ve Lincoln'ün harcanmasina vesile olan gaz vermelerle sonuc beklenmis, her iki acidan da suclu Lincoln, iyi tamam ölsün.

Lincoln'ü öldürelim, pusu kuralim hatta kenarda alan savunmasi adina rakibi karsisina alip beklerken -akilli oyuncu orada girmez, dar alani kapatir, zekice basar hep o- arkadan arda'nin müdahale etmesini kendince komik bir sekilde yorumlayip "mac satti iste bakin bakin boyle gördüm, korkmaz süperdi aslinda" geyigi de yapalim... Yapalim da arkadas, hic mi sormuyoruz bu adam Bülent Korkmaz takimin basina gelesiye kadar takimin en etkili oyuncusuydu ne oldu ? yahu 30 gole oyle veya boyle etki etmis adam birden bire üc mactir neden oynamiyor, sorun sadece Lincoln de nasil olabilir su durumda ?

Bülent Korkmaz, mükemmel bir futbol oynatti da Lincoln transferi ile isler arap sacina mi döndü yoksa muhtesem bir avrupa serüveni yasayan takim Bülent Korkkmaz ile birden sacmalamaya mi basladi ? Bir teknik adam sacmalatacak akabinde de "neden yapti, yapilir mi" Herkes sekiz yasindan beri dogup büyüdügü Arda Turan gibi takimi her seyin üzerinde görmek durumunda degil. Lincoln gitsin Diego gelsin degisen cok bir sey olmayacaktir.. 11 tane Arda Turan olsa da biz de hic bu muhabbetlere girmesek keske..

Bursa ve Konya, Trabzonspor maclarinda takim Bülent Korkmaz'la siir gibi top mu oynadi ?
2-0 öne gectigin bir macta yeniliyorsan sorun Lincoln'de olabilir mi arkadas ? Ikinci golü sen nasil attin, nasil mac seyrediyorsun anlamadim ki ben.. Ayni zamanda bu sezon bir mac da küsme hakki olsun, olan biten size olmadi, sizin gibi 20 yillik galatasarayli da degil üzerinden gececek... Sevgili Bülent Kormaz'in Jol'ün hamlelerine cevap veremeyisindeki acziyetin sorumnlusu Lincoln'un oyundaki isteksizligi midir ? Topu ayagina alir iken ayagini topa uzatis hizini hesaplayip lincoln hain diyorsun da baros'un golünde Lincoln'ün payini neden es geciyorsun peki ? Kewell superkahramani elinden geleni yapmistir, amenna ama ikinci golde erken bir sekilde yere yatip kendisni oyundan dusurup gole giden yolu acmistir.. Sorumlusu neden Lincoln olsun.. ? Pitroipa gecmis diger kanada, durudurlamamis, o kanada sen de bir hamle yap, degistir bir seyleri ? Lincoln'ü oyundan cikarip süperkahraman olmanin disinda da acilimlarin olsun, düsünceler üret, biraz da el insaf taktik üzerine egil..oynadigi süre boyunca birinde etkin olmasi ile beraber iki gol gelmis, daha ne ? Mac kaybediliyorsa 2-2 iken cikar Lincoln'ü koy hedef tahtasina sen de siyril bu islerden oh.. gelen gecen vursun Lincoln'e yine futbol degil de ruhlar aleminden konusalim, Benfica maci da rüya olsun bize, yasanmamis sayalim..

Tamam, diyoruz Lincoln'ü beraber öldürecegiz ben de gelip hesap soracagim da.. bu adam bugüne kadar kendisi oynuyordu takimi da oynatiyordu da daha takimin basina gelmeden Anti-Lincoln demecleriyle öne cikmis Bülent Korkmaz'in bu tavrinda hic mi sucu yoktur ? Söyle teknik adamim böyle yedek birakirim kumarini Lincoln mü oynadi ? Oynadiysan suc Lincolnün degil Galatasaray taraftarinin hic degil. Acik acik Lincoln üzerinden takima motivasyon saglamak, takimda Lincolnü yem ederek teknik adam karakteri cizilmeye calisildi. Hem Trabzonspor hem de Hamburg macinda elde patladigi zaman Lincoln ölsün, bicilsin, linc edilsin hatta parais da verilmesin, oldu.. Onca puani, golü, asisti sen yaptin cunku.. Nankörlük budur bir baska acidan bakarsan..

Diyorlar ki UEFA kupasi maci hesaplasma maci midir ? Ben de aynisini Bülent Korkmaz'a tüm bunlar yasanmadan sordum zaten.. Önünde Trabzonspor, Hambrug maclari var, bu olayi sessiz bir sekilde kapat gerekirse sezon sonu satarsin edersin basedemeyecegin durumda ise.. Teknik adam oyuncu ile hesap kitap isini UEFA kupasi maci öncesine, Trabzonspor macina tasiyorsa oyuncu neden cevap vermeyi bir baska maca biraksin arkadasim ? Birisi iki yillik Galatasarayli digeri yirmi yili devirmis, Korkmaz mi düsünecek teknik adam olarak, Lincoln mu Galatasarayi ? Oyuncunun Galatasarayliligini sorgularsin, olmadi satarsin da teknik adamin yapmasi gereken bu mudur ? Oh ne ala.. tam bu dönemecte para cezasi ile gecistirilebilecek iken kadroya sokma, hedef göster, karakter ciz elde patlayinca Lincoln neden uefa kupasi macinda ,.. satar abi. Güzel sevgili alingandir, 21 asist yapmis, 9 gol atmis onca maci almis adam da kendisine bu muamele yapilirsa cevabi bu sekilde olur.. Garip degil mi ? Arda Turan gibi 9 yasindan beri Floryada bekcilik mi yapti ? Para icin geldi, diger takima bu gibi davranislar sergiledigi icin tavir koydu geldi, burada neden koymasin ? Aldigin adamin tarihi belli, neden ona yükleneyim ? Puan puana gidilen yarista bes mac ceza aldi, yuhalandi.. Buraya geldi, onca maci aldim haketmedim ben bunu dedi burada da ayni sorun.. Lincoln'ün bu tavri göstermesi degil senin ondan Arda Turancilik beklentin komiktir, bir teknik adamin tüm bunlari bile bile onun üzerinden ekmek yeme niyeti sacmadir.. Skibbe, sezon öncesi varolan gec kalmayi hayvani bir para cezasi kesen yönetimin yaninda "brezilyalidir, yapar böyle" diyerek asistleri, golleri, benficalari saglamadi mi ? Sen bunu degil de diger yolu secip kaybettiginde neden sorumlu Lincoln olsun arkadasim, hasta misin sen ?

Mac satan böyle oyuncu görmedim geyikleri. Göstereyim ben. Ronaldinho. Samuel Ettoo'nun aciklamalari oldukca yerindeydi. Bunlar para icin oynuyor ben takimim icin diyordu Ettoo ki Ronaldinho'nun barcali olmadigini parasporu tuttugunu, en önemli mac öncesi su seks partilerini verdigini, radyo kanalinda ise daha da acik beyanlari vardi vesaire... Daha da o dönemki mustakbel kayinpederine ders vermek adina maclarda bilincli olarak oynamadigini vesaireleri coktur, gidin okuyun edin... Ettoo ki haklidir. Arda Turan'idir La Liga'nin da kimse görmez pek.. yüregiyle oynar, bilmem kac milyon teklif almasina ragmen iyi zamaninda gitmemistir, gidecegim yer de Mallarco der.. Ama mac nasil satilir iyi bakin.. Sezon sonu Ronaldinho'nun satilisinin bire bir nedenidir o zamanki satislar, sallamalar filan.. Ki burdan Maradona gelince "birakalim o oynasin" diye bilincli olarak oynamayan, bir yildizin transferine tepki koyan Bernd Schuster'in ve daha Ballack olayinda ortaya cikan onlarca bilincli olarak oynamayan futbolcu var sorun bunlar degil, sorun bu takim ici disiplinsizlik, gruplasma ve en tehlikelisi bir teknik adamin bu gruplasmayi sonlandirma yerine taraf olmasi.. oyuncu idaresinden bihaber olmasi, birlik beraberligi saglamak yerine ana gruba "sizdenim" demek..

Hasan Sas'i ben severim, futbolunu severim karakteri bana tuhaf gelir. Mac satma ise Fenerbahce maci öncesi kirmizi kart almak icin kicini yirtmistir Hasan Sas..Hakem de öyle ya, vermedi karti. Az daha dövüyordu kart alip bir diger haftasonu fener macinda oynamamak icin.. Sonunda aldi da oynamasini gectim, manevi olarak cökertti bizi Hasan Sas.. Hatta bizi Fenerbahce korkusu nedeniyle kirmizi kart aldi diye mansetlere dahi tasimistir, tasiyan da bu islerden acaip keyif alan Mehmet Demirkol.. Velhasil Hasan Sas, o sinirli haliyle bizi cok yakmistir,ama iste UEFA kupasi.. Hic buraya girmiyorum o kupayi aldiran kadronun yerlilerinden nefret edecek boyuta geldim, baska posta kalsin , önce Lincoln'ü öldürmeye devame delim.

Lincoln suclu da olsa masum da olsa beni pek ilgilendirmiyor. Bugün Lincoln'ü satarim yarin Diego'yu alirim, Rafinha'yi alirim ama bu kaptanla bu isler oldukca zor.. Nasil futbol oynatiyor sorusu icin ben daha beklerim, benim icin yeterli zamani gecmemistir amma velakin bugüne kadar olanlar da pek icacici degil.

Güzel sevgililerimin hepsi alingandir. 21 asist ve onca macin yildizi olan Lincoln, kendisi üzerine oynanilan oyuna cevap verdi. Aslinda olay söyle olmaliydi: Lincoln yedek ve Galatasaray Trabzonspor'u yeniyor.. Kahraman Bülent sak sak sak ve yerli oyuncular.. ama olmadi iste. Oyuna sonradan girse o trabzonspor macini rahatlikla alabilirdi ama daha önemli meseleler vardi. Misal Bülent Korkmaz asla oyuncusunu affetmez, kendisine yapilani yutmaz cezasini keserdi, gerekirse Galatasaray kaybettigi puanlarla Sampiyonluktan, Sampiyonlar liginden ve daha milyon dolardan olsa bile.. Skibbe gibi gerekirse yine hayvani bir para cezasi ile gecistirmedi, inatla futbola,sonuca, galatasarayin sampiyonluguna,sampiyonlar ligine, milyon eurolara oynadi... olmadi ama.. Ya da söyle olmaliydi

Hamburg maci: Mac 2-2. Hemen Lincoln ciksin, aynen sonradan girip de Trabzonspor macini alma ihtimali oldugu gibi son saniyelerde yapar bir sey gole gider Hamburg'u devirir basimiza yine is aliriz.. ciksin ve suclu ilan edilsin. Edilsin.. Akabinde Hasanim ortalayacak Sabrim kafayi cakacak ve iste müthis Bülent Korkmaz efsanesi.. Ama olmayinca olmuyor demek ki. Elde patlayinca aglamak yok.. Oynuyorsan o büyük kumari, sonucuna katlanacaksin, yönetmen sensin oyuncularin rolleri belirsiz bu oyunda..

Bu kumarin suclusu neden Lincoln olsun bunu bana birisi anlatsin ? O tüm bunlari takmayacak, takimi düsünecek de neden düsünsün ? Herkes Arda Turan degil lincoln hic degil. Kendisine oynar, paranin pesinden kosar vesaire.. Sonuc itibari ile herhangi bir yerde bilmem kac asist ve gol ile size yardim eder ama bayrak adam bir bilemedin iki tanedir.. Lincoln öyledir demedim, satilirsa, teknik adamin isine yaramazsa kalsin etsin de demem.. Ben sonuca bakarim, basariyi getirirsen lincolnu kovarsin, barosu da kovarsin tek basina oynarsin istersen.. Ama basari susturur ve hatta dogrulatir cok seyi.. Ama bugün giden iki puan, UEFA'daki final hayal, Sampiyonluk icin oynamayacak bir Lincoln ve satisini da güclendirecek bir sessizlik dönemi.. E nedir burada kim karli cikmistir, birisi bana aciklasin ?

Mantik da iyi yalniz.. Hic sekmeden, büyük kucuk mac demeden oynayan, toplamda sezon bitmeden 21 asist yapip on gol civarina yaklasan adam birden duruyor.. Neden ? önemli degil. Korkmaz büyük hoca.. Lincoln manyak, durduk yere takimi cökertiyor, psikopat.. Ya arkadas, bu takimin defans problemi vardi, sorunluydu da hucumunda sorun yoktu, buyuk maclari, avrupa maclarinda sorunlu degildi, ayaga pas ile en kötü macta dahi müthis keyif aliyorduk.. Defansi oturtamadi Skibbe, 3-5-2 ile sacmaladi.. Ve fakat ne lincoln, ne de mactan sikilacak ölcüde kötü futbol ne de avrupada hüsran.. Bunlari Kaptan getirdi, onun da parcasi budur.

Arda, bir kac mac kosmadi, oynamadi dahi. Alindi.. Kaptanligi sorun etti, Sabri ile beraber iste boyle boyle basladi Lincoln nefreti. O nasil kaptan olur ? Belki haklilar ama lincoln ben kaptan olmaliyim demedi, beni kaptan yapin da demedi hatta sonrasinda Servet Cetin'e verildi o kaptanlik.. Lincoln mu verdi verildi mi bilmiyorum ama cok buyuk sorundu bu. Iste burada kaptanlik konusunda cok ciddi bir hata yapildi, bu durduk yere futbolcularin lincoln'ün üzerine gitmesine neden oldu.. Bakin iste sizin sectiginiz kaptan kosmuyor, sizin kaptaniniz oynamiyor.. Ordan bülent kaptan gelecek gercek kaptani ortaya cikaracaga kadar yürüdü gitti is.. Zaten Bülent Kaptan o zaman geldi, daha gelmeden Lincoln'ün kaptanligindan oyuncuguluguna problemli oldugundan dem vurdu.. Ne hikmettir o gelince acildi Lincoln, cinayetlere basladi ve sonuc: Suclu Lincoln ama.. Ben kaptan olmaliyim dedi mi ? Hayir.. Ben hakediyorum bunu dedi mi ? Hayir.. e nedir ? Insanoglu elestiriden müthis keyif alir cunku elestiri, bir baska acidan kisinin kendisini övmesinin bir diger yoludur. Ben cok iyiyim diyemez de bak o ne kadar kötüdür der.. Kaptanlikla baslayan kriz bugün dahi bitmis degil.. Asalet de yerlerde.. yediniz bitirdiniz kaptanlik ugruna..

Hoca, toplamda kendi takimi olmamasi, kendi transfer ettigi oyuncular olmamasi nedeniyle yine de suclu cok degildir.. Ama yok Skibbe'den sonra süper futbol oynatti diyorsan zaten kurtilmasi imkansiz vakkasin demektir.. Daha genc, tecrübesiz ve haliyle kompleksli bir yapisi var. Kendisine kimlik biciyor Galatasarayla.. Bülent Korkmaz boyledir, Bülent Korkmaz söyledir.. Korkmaz acik acik oyunculari motive etmek icin Lincoln'ü kullanmistir.! cekirdekten de Arda Turan gibi Galatasarayli da olmayan Lincoln bunu da takimi sabote etme pahasina yememistir, hepsi bu. Simdi gidip Lincoln'ü öldürelim amma velakin en az Lincoln kadar degil Lincoln'den on kat daha suclu Bülent Korkmazi da yanimiza alarak.. O ucursun kellesini, celladi odur cunku.. Lincoln oyuncudur, Bülent Korkmaz yönetmendir, sadece sonucu belirleyememistir, sürpriz bir son onu beklemistir, macin özeti de budur, baska bir sey degil.

Bu adam lig basinda yedek kalmis, sorun etmemis bunu. Calisip formami alacagim demistir, zira hakettigine inaniyor, teknik adamin verdigi kararin adil olduguna inaniyor.. Baska acidan Hakan Sükür'ü sen yedek dahi birakamazdin, on kat daha fazla sorunluydu. Calismis, formasini almis, hicbir zaman Skibbe tarafindan oyundan cikarilmamis ve haliyle Hakan Sükür gibi üzerinden cok güzel ekmek yenmistir.. Sen bir teknik adam olarak cok baska projeler üretmissin, elinde patlamis, suclu da Lincoln degil, onun üzerine oynayan insanogludur..

Simdi ne yapilmali ?

-Hemen satilmali... En sevdigi filmi "Esaretin Bedeli" olan adamdan korkarim ben.. Diger yandan Bülent Korkmaz kaldigi sürece Lincolnlerden medet ummak imkansiz, oynatip saglam paraya satilmali.. Korkmaz varsa Kucuk Hakan da kadroya katilip Hasan Sas'la kanatlari paylasmali ve kenardan bagiriyoruz..

"Hadi koclarim.. hadi aslanlariiiiiiiiiiim.. "

51 yorum:

—- dedi ki...

hay ağzınla bin yaşa.. bir tespit bu kadar güzel yazılır. o kadar hayal kırıklığı ve öfke var ki içimde. o şiir gibi ikinci golü atınca tamam hallettik bu işi, tur geçilince de lincoln işi tatlıya bağlanır, yada en azından üstü örtülür diye düşünceler geçmişti kafamdan, ama nerde? taktik yok, oyuna müdahale yok, gözümüzün önünden geçip gitti tur. bu takıma gereken sadece biraz şans ve oyuncuları birarada tutacak bir insandı. liglere ara verilirken kimin şüphesi vardı şampiyonluktan, kupadan, uefadan.. ama şimdi elimizde koca bir hiç ve darmadağın olmuş bir takım var.. yazık gerçekten..

Unknown dedi ki...

lincoln e taraftarın tepki göstermesini hiç anlamıyorum hatta kızıyorum. o kadar parayı alıyor çıkıp eşşek gibi oynayacak diye bir şey de yok. teknik direktör oyuna taktik olarak müdahele etmek ten fazlasını yapmak için var. klasik örnek olacak ama ferguson hep böyle sorunlu adamlarla başarıya koşuyor hatta ben 10 numara adam yada artist adam istemem diyen morunho bile başarıyı ibrahimoviç le yakalayacağının farkında tabiri caizse yalakalığa vurduruyor işi. Sorunlar dışarıya her zaman yansır ama bunu takım içinde çözemezsen dışarıda durup taraftar gibi seyretmekten ne farkı var.
bir teknik direktör facia sıdır hamburg maçı. bu lincoln meselesinden ziyade. hani bazı sözler vardır ya bir şey bir kez yanlış yaptıysan...ikinci kez aynı şeyi yanlış yaptıysan beceriksizsin minvalinde sözler, işte bu 2 hafta içinde hoca aynı yanlışları yaptı. --bordo ve hamburger maçları-- bordo nasıl geri döndüyse hamburg ta aynı şekilde döndü hiç farkı yok. hoca dersine iyi çalışmamış.
eğer bir gün başarılı olursa burada yazdıklarımı ve arkadaşlar arasında ki sözlerimi yalamaktan mutluluk duyarım.
kimseye taş atmak istemiyorum ama katı kurallarla takım şunlara şunlara sıkı sıkı ya uyacak kimse gülmüycek cevap vermiyecekle takım başarı kazanacaksa böyle kazanacak ve muhakkak ki başarı böyle gelirle neleri kazanırız yada neyi kazandık ??? bu demek değil ki lincoln ayrıcalık tanıncak töleranslı futbolcu olcak , herkese eşit olduğunu hissettireceksin bazılarınada ekstradan özel.
İnşallah bu sorunlar erken çözülür bir takım kurduk derken bir çuval incirin mahvolması yılları götürebilir. takım bordo maçına kadarki havasına kolay gelmedi. eski silik günlere dönmek üzücü olur.

Unknown dedi ki...

bloga girdim bu yazıyı okuyunca içimi dökeyim dedim ama aşağıda ki yazıyı okuyunca derdimi benden daha iyi anlattığını okudum, seninkileri tekrarlamışım.
İyi bir satıcı bulupta satalım demişsin, latifeyedi sanırım kızgın bir latife ama 15 milyonada satsak kaç yıldır dolduramadığımız mevkiye bir daha böyle kaliteli bir adam bulmak koly mı?
lincoln e bu kadar inanmışlığımız var bu sinerjimiz lincoln nün üstüne bir yumruk gibi düşmeli.
şu yukarıya yazdıklarıa bir daha baktımda platonik sevgiliye yazılmış mektuplara benzedi.
"alıngan sevgili lincoln" e...

kusura bakma biraz sulandırdım kaç saattir uyumuyorum biraz da duygusallaştım mı ne?

yLdRm dedi ki...

maç 2-0'a gelene kadar lincoln dahil herkes kahraman.. Ancak 3 dakikada 2 gol yerken, kenardan sadece seyreden bülent hoca taktik değişikliğini düşüneceği yerde kendine kurbanı seçiyor hemen..lincoln..

çünkü adam sabıkalı, adamın suç dosyası kabarık, herkes inanır onun hainliğine.lincoln hain ilan edilirken maç kazanılsa hasan şaş ve bülent korkmaz kahraman olacak.

lincoln gibi yıldızları idare edebilen adam büyük teknik direktördür. Del Bosque,galaksi yıldızlarını birarada tutabildiği, sorunsuz idare edebildiği için büyüktür.Fatih Terim Hagi'nin lincoln'den beter tavırlarını iader edebildiği için büyüktür. Aynı şekilde Lucescu da.

Takımı askeri birliğe çevirmek istemiyorsan hoşgörüden nasibini alacaksın. idareciliğin dersini alacaksın.

Bülent Korkmaz, bizler için Büyük Kaptan idi.Keşke hep öyle kalabilseydi...

erenbatum dedi ki...

abi işin açıkçası bu yazıyı okuyana kadar lincolne kızıyordum ama öyle değilmiş sonuna kadar haklısın yine de seninde dediğin gibi bülente biraz daha sabır göstermek lazım herkes yanlış yapabilir ama aynı hata 2 kez yapıldımı 1 dk. dahi düşünülmemelidir, diye düşünüyorum

Adsız dedi ki...

ah taner gülleri ah..senin yüzünden gitti uefa kupası..motivatör cahillerin, gazcı aslanların eline bırakıp gitin hem cimbomu hem de lincoln ü..bu arada küçük (beyinli) hakan n zaman yardımcı antrenör olacak bilen var mı? ona gör kombinemi hazırlayayım..

özgür

Flying Dutchman dedi ki...

borges öncelikle şunu söyleyeyim yazıyı okudum, olaylara her zaman farklı açıdan bakan insanların yazılarını okumayı severim, genelde de ayrıntılı yazılarsa çok fazla deşmem, kendi görüşlerimi bloga yazarım.

Ama yazıda şöyle bir bölüm var. "Lincoln'ü öldürelim, pusu kuralim hatta kenarda alan savunmasi adina rakibi karsisina alip beklerken -akilli oyuncu orada girmez, dar alani kapatir, zekice basar hep o- arkadan arda'nin müdahale etmesini kendince komik bir sekilde yorumlayip "mac satti iste bakin bakin boyle gördüm, korkmaz süperdi aslinda" geyigi de yapalim"

Yukarıdaki lafı tüm interneti gezdim, araştırdım, yazan benim. Ha araştırmamada gerek yoktu zira bana hitaben yazıldığını okuyunca anladım, sebebini en sonda belirteceğim. Bunu doğrudan benim bloguma yorum bırakarak da belirtebilirdin. Neyse ben geldim sonuçta, her gün okuyorum, ziyanı yok.

şimdi öncelikle "korkmaz süperdi aslında" gibi bir yorumum olmadı benim, hiçbir zaman. O pozisyonu izledim gördüm, kusura bakma bana hiç akıllı oyuncu kapatışı gibi gelmedi bu. Lincoln taç çizgisinin orada topa koşsaydı eğer alabileceği bir topa gitmedi, Arda da zaten önce tereddüt etti Lincoln bu topa koşar herhalde diye ama bir tepki göremeyince geriden koşup adama bastı. Zaten adam da belirttiğin o akıllı oyuncu alan kapamasını falan dinlemeyip topu ileri vurdu. Zira Lincoln o alan kapamayı 5 metre öteden yapıyordu.
Tabi bu görüş de sana "komik" gelebilir. Bu sadece bir örnekti, ben bu poziyonu izleyip "asalım Lincoln'ü" gibi bir hesaba girmedim. "Zaten durum belliydi, orada da içim acıdı" dedim, hadise budur.

Kaldı ki "maçı sattı" gibi bir ifade de yok yazımda. Satmak fiili karşılığında bir para ya da maddi menfaat olan işler için geçerlidir. Benim böyle bir iddiam yok. Lincoln isteyerek, bilerek oynamadı diyorum, senin buradaki ifadenle tavır yaptı diyorum. Yoksa gidip para aldı maçı verdi gibi bir söylemim hiçbir zaman olmadı.

Şimdi başta neden bana yazılmış bir yazı olduğuna geleyim. O kısımı bir sonraki yorumda göndereceğim saygımdan, zira yayınlamak istemeyeceğin bir yorum olabilir, bir yorumu da bölüp onaylayamıyoruz biliyorsun.

Borges dedi ki...

"ben bu poziyonu izleyip "asalım Lincoln'ü" gibi bir hesaba girmedim. "Zaten durum belliydi, orada da içim acıdı" dedim, hadise budur."

Hadise bu degil, sen "asalim Lincoln'ü dedin..

Pozisyonu ben cok iyi hatirliyorum cunku bu tartisma benim mac seyrettigim mekanda da gerceklesti baska bir sekilde.. Önünde topu almis adam, topu bilincsizce vurmak durumunda kalmasi cok da ziyan olmuyor savunma acisindan bunu da belirteyim. Arda arkadan yaklasti,Lincoln bekliyordu kendisine gelmesini.. Bu kadar detay biraz da abarti oluyor.

Yorum birakilmadi yaziya bunun da nedeni aciklanmistir zaten. Birakilan baska bir yorumun, mail yorumun ciddiye alinmamasi, iletisimin koparilmasi gerekli nedenidir, daha fazla detay "saygi da kusur" a girer her ne kadar "saygisizliklarla" ilerlese de cok sey.

Burasi halihazirda basindan, eksi sözlükten ve bloglardan okudukllarimin bende yarattigi etkidir, etkilenim ile yazilir, yer yer yazindan da örnekler alinmsitir kesinlikle..

ashermarten dedi ki...

ah be.. ne güzel yazmışssın. durumun farkında olan insanları görmek sevindirici.

gorcanabi dedi ki...

Bu yaz bu kadro oluşurken, özellikle Kewell ve Baros alındığında Lincoln ile Arda'nın da yapacaklarını hayal etmekten ağzımın suyu akmıştı. Bu sene kör topal şampiyon olunabilir -ki olursak geçen seneki gibi her şeyi yanlış yaparak şampiyon olmuş olacağız ve bu daha kötüye götürecek- seneye Arda, Lincoln giderse biz kimi izleyeceğiz?

Ölümüne takım tutmak diye bir tavır var, bu bir gerçek ama insan takımında güzel oyuncu görmek de istiyor!

Acaba yönetimin seneye ona verecek parası yok ve gitmesini mi istiyor.

Fuzzy Logic dedi ki...

Tesekkür ederim Borges cunku gercekten persembe gununden beri okudugum sayfalarca yorum, haber gibi seylerin ardindan soylemek istedigim seyleri sonunda birisinin yazmis olmasindan dolayi. Icim sIkIlIyor, göz göre göre bitiriyoruz kendimizi.

neisene dedi ki...

İlk Hamburg maçında Lincoln'un oyundan alınışı için bir yazar, "Bu Bülent Hocanın Lincoln'e bakışıdır" demişti. Gerçekten doğru yaklaşım. Medyanın da olayı sürekli gazlaması ile bayağı büyüdü. Galatasaraylılar, Bülent Korkmaz'ın yanlı tavırları ile gerçekten gaza gelmesinler.
Hagi'yi hatırlayın deplasmandaki Ranger maçında oyundan alındığında nasıl sitem etmişti Lucescu'ya 36 yaşında bile. Çok yakın; Alex IBB macında oyundan alınınca yine sitem etti hocasına, bunlar olağan şeyler. Uğur Boral bile kim olduğuna bakmadan G.Birliği maçında eldivenlerini çıkarıp atıyo saha ortasına tepki koyuyo hocasına. Neden kabak Lincoln'un başına patlıyor. Basının gazlaması ile Bülent Hoca kendini gerçekten hocalık anlamında bi şey zannetti. Daha GS'ye verdiği bişi yok ve geçmişi de yok. Hiç kimse kusura bakmasın Bülent Hocanın kariyeri başlamadan bitsin, eğer diğer ucunda GS'nin mağlubiyetleri ve başarısızlığı olacaksa.

ti esti to dedi ki...

borges bu yazıyı bir sinir harbiyle yazdığını düşünüyorum ben. durum çok berbat. skibbenin oynattığı hücum futbolunda, pas yapan trafikte, oyuncuların herhangibir takımı beş dakikada bitirebildiği günler güzeldi bence. bir de şöyle bakmak gerekmez mi?

eğer lincoln'ü oyundan aldıktan sonra bülent korkmaz yine aynı hareketler olsa ve bülent hiç birşey yapmadan devam etse bütün medya adamı basiretsizlikle suçlamayacakmıydı?

lincoln belki de hayatının en büyük patlamasını yapmıştır istatistik olarak ancak burası türkiye. ben senenin ilk maçında staddaydım. denizliyle oynadık ve geçen seneden dolayı tribüne çağrılmadı lincoln. bunun lincolnün geç gelmesinin de etkileri vardır elbet. ama sonrası çıkş belli.

ben şuna da inanıyorum. bütün takımı hizaya getirmek gerek demekki kaptanın başarı formülünde ve dikkat edersen türkiye basını adama -hıncal hariç- yüklenemiyor. benzer durumda skibbe olsaydı sonucu ne olurdu acaba?

biraz karışık oldu ama idare edin.

ti esti to dedi ki...

bir de demişsin ya uefayı alan bütün yerlilerden nefret edecek boyuta geldim diye. bunu da hakan ünsala kızgınlık olarak düşünmek istiyorum. yoksa senin hakan şükür hakkında yazdıkların(ekşidekiler) önemlidir. konu hakan ünsal ise emin ol tribünde tiksinmeyen insan kalmadı ondan.

Borges dedi ki...

Hakan Sükür ve Arda Turan'in farkliligi adina "taraftar psikolojisi" adi altinda cok baska bir post atmayi dusunuyorumn bu ´hafta ici, belki cok sey daha netlésir..



Baska acidan Bülent Korkmaz basarili olabilir, kendi kadrosunu, kendi oyuncularini takimin basina getirip calisabildigi zaman ne oldugunu o zaman görecegiz.. Ve fakat bugün Lincoln konusunda cuvallamistir, Kriz yönetiminden sinifta kalmistir, dogru ve hatta bilgi dahi onu kazandiginiz kosullara baglidir.. Tek basina her yerde gecerli bir dogru pek yoktur aslinda.. Bugün Lincoln olayi büyütülmeden kapatilmaliydi ama sorun bu basit karar degil öncesiyle sonrasiyla bir bütün ve bir kumardir, belki Trabzon galibiyeti ya da Lincoln'un cikisi sonrasi oyuna soktuklarinin da katkisiyla gelen gol her seyi baskalastirabilirdi ama olmadi iste..

Biraz tecrübeli bir teknik adam cok daha baska yaklasim gösterirdi mevzubahis konu Lincoln ise.

Sezoon basi bu tavri göstermis olsa belki "dogru" derdik ama bugün yanlistir, sonucu da ortadadir..

Adsız dedi ki...

Borges, demissin ki: "Rakip teknik adamin pitroipa'ya ters kanada yerlestirmesine bir hamle yapilamamis, Jol galip gelmistir"

Kanat oyuncusu kanadini degistirinde ne tip bi hamle yapiliyor, cok merak ettim? Sag bek solbeke, solbekte sagbeke mi geciyor ayni adami tutabilmek icin?

Lütfen ya? Almanya'dasin, Almanya malini da seviyorsun ama bu kadari da pes artik...

Flying Dutchman dedi ki...

------------

"ben bu poziyonu izleyip "asalım Lincoln'ü" gibi bir hesaba girmedim. "Zaten durum belliydi, orada da içim acıdı" dedim, hadise budur."

Hadise bu degil, sen "asalim Lincoln'ü dedin..

--------------

tekrar belirteyim son olarak kısaca, madem öyle...Asalım Lincoln'ü gibi bir cümlem yok benim yazımda...eğer "Lincoln gönderilsin ve takımla ilişiği kesilsin" lafının sana göre tercümesi buysa doğrudur demişimdir...

ama sen yazıda şöyle diyorsun

---------------------

Lincoln'ü öldürelim, pusu kuralim hatta kenarda alan savunmasi adina rakibi karsisina alip beklerken -akilli oyuncu orada girmez, dar alani kapatir, zekice basar hep o- arkadan arda'nin müdahale etmesini kendince komik bir sekilde yorumlayip "mac satti iste bakin bakin boyle gördüm, korkmaz süperdi aslinda" geyigi de yapalim

-----------------------

bu aralarında neden sonuç ilişkisi varmış gibi değerlendirmektir olayı...benim Lincoln'le ilgili olan yorumumun sebebi o pozisyon değil...ama sen öyleymiş gibi yansıtıyorsun...sanki o pozisyonu izlemişim ve "tamam Lincoln'den hiçbir şey olmaz" demişim gibi...bu benim bir dolu düşünceyle bağladığım sonucun bir örneğidir...bağladığım sonucun dayanaklarından birisi değildir...

Borges dedi ki...

pitroipa, Jol'üm en güzel taktik hamlesidir. Ribery-Lahm baglantisini ve BAyerni de bu sekilde cökertmisti. Galatasaray, maca iki sag beki sag kanada yerlestirerek etkisiz hale getirdi, Jol de cökertmesi gereken kanadin Arda tarafi oldugunu ikinci yari anladi.. burada hele ki mac 2-0 iken Arda tamamiyle defansif bir yapiya bürünecek ya da defansif orta saha olarak belki de macin en kötü adami oaln Jansen'in formsuzlugunu da dikkate alip mehmet güven ile kanatlara yayilacak cikan Lincoln ya da Arda olacak idi. Ya da bin bes yüz tane farkli acilim olabilir.. Arda'nin Volkan yaman'a daha yakin oynamasi vesaire..

Da anlamadigim Lincoln Brezilyali, Jol de Hollandali. Alman derken ?

Bir önceki Yorum Lincoln ve Skibbeciydi, simdi alman oldu.. Hadi bakalim;)

Cherubim dedi ki...

Bülent çap olarak büyük takımı taşıyacak bir teknik direktör değil. Ertuğrul ve Rıza gibi o da. Büyük takıma büyük teknik direktör gerekir. Hayatı boyunca küme düşme veya orta sıralara oynamış bir takımı yöneten teknik direktörle başarı sağlanmaz, bu tecrübeyle alakasız. Bakın Mourinho'nun CV'sine, 2001-2002 sezonunda yönettiği Leiria hariç hep en tepeye oynayan takımlar. İkinci ligde zirveye oynayan bir teknik direktör, birinci ligde orta sıralara oynayan bir teknik direktörden daha uygun bir adaydır büyük bir takımı yönetmek için..

Adsız dedi ki...

borges yazını sonra okuyacağım zamanım yok, ama eğer küfürlü yorumlar falan geliyorsa adsızların yorum yapmasını yasakla, bi yüzde 90 oranında azalır küfürler, esen kal.

Adsız dedi ki...

Yazılacak herşeyi yazmışsın. Gelir gelmez pat diye çökertilmez bir takım. 10 maç kalmış şurda, bitir sezonu sat o zaman. kazanılan maçlarda bile doğru düzgün top oynanmamışken, Skibbe'den takımı alıp futbolu geri götürmüşken, bir de Lincoln problemi çok lazımdı.

Murat1905 dedi ki...

Bu kadar cahil futbol izleyicisinin olduğu ülkede bu konudaki yorumum şöyle olur: Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal, Erman Toroğlu, Tanju Çolak, Gökmen Özdemir, Hasan Şaş ve türevleri Lincoln'den futbol dersi alsınlar! Yönetime çok saydırırdım ama terbiyem el vermez nitekim bütün bu durumun asıl müsebbibi yaptıkları amatörlüklerdir. Bülent Korkmaz bugün itibariyle görevinden istifa etmemişse yarın soyadını Korkak olarak değiştirsin (kendisi futbolcu olarak benim için efsane olarak kalacaktır ve teknik adamlığı efsaneliğine gölge düşürmeyecektir ama lütfen ya başka bir meslek seçsin ya da uzun süreliğine yurtdışında kendini geliştirsin, global futbolda şövenist anlayışın yeri yoktur bu da dipnot). Sevgiler.

Fuzzy Logic dedi ki...

Sevgili Borges,

Burada samimi olarak yaptigin bir ise karsilik "alman sevdalisi" damgasi yemenin ne kadar can sIkIcI oldugunu tahmin edebiliyorum aslinda. Bazen disaridan bakip bildigimizi zannettigimiz seylerin icine girdigimizde tamamen farkli oldugunu farkederiz yani davulun sesi o kadar da guzel degildir bazen sirf gürültüdür hatta.

Uzun yillardir alman futbolunu takib ederim ve alman futbolu hakkinda cok sey bildigimi saniyordum. Tam uc sene once hasbel kader bir sure almanyada yasama sansim oldu ve buralara geldim.Almancayi ögrenmek icin almanlarin kültürlerini incelemem gerektigi, yasam tarzlarini incelemem gerektigini dusunerek buraya geldim geleli gezdim, okudum bu insanlar hakkinda, dilim dondugunce konusmaya calistim.Sadece futbol degil, buradaki insanlarin sosyal yasamlarinin, zevklerinin, olaylara bakis acilarinin tamamen daha önce düsündüklerimle uyusmadigini farkettim en sonunda.

Gelmek istedigim nokta disaridan ne kadar takib etsek de iceriden daha bir baska oluyor hersey. iste sen de gerek iceride olmanin verdigi avantaj gerekse yogun birsekilde burayi takib etmenin verdigi donanim ile yazdin da yazdin ( bu arada almanyada yasamayan alman futbolundan anlamaz demiyorum, yanlis anlasilmasin).

Ne dedin?

Skibbe iyi hoca dedin

Onlar ne dedi?
Skibbe iyi hocaydi da neden Leverkusen uefa'ya bile katilamadi dediler ama bilmezlerdi ki(belki bilselerde soyleyemezlerdi)bu alman futbolunun en buyuk problemiydi. Leverkusen cok genc takimdi sampiyonluk ya da sampiyonluklar icin süreklilik gerekirdi ama B.Munih ve diger büyükler bu surekliligi diger takimlara tanimazdi, onlarin iyi oyuncularini alirlar ve onlari bozarlardi. Bu sene takim basinda olsaydi bugun leverkusen baska olurdu ama Völler'in Labadia sevdasi buna musade etmedi. Bugun Leverkusende gecen senenin bir tekrari oluyor. Takim hala genc ve ilk yaridaki performansini gösteremiyor. Bugunku Leverkusen'in bir seneye daha ihtiyaci var ama takim disaridan bozulmaz ise.

Dunyada alman hoca mi kaldi? dediler ama special one diye hayranlik duyduklari portekizliden baska kac tane portekizli hoca var avrupada saymadilar. Alex ferguson dediler ama ada disinda kac tane iskoc hoca var avrupada saymadilar. Ancelotti dediler ama italya disinda kac tane italyan hoca var diye saymadilar. Lucescu deiler ama avrupada baska kac tane romen hoca var saymadilar. Gerets dediler ama kac tane avrupada belcikali hoca var saymadilar.

Neyse aslinda bu boyle uzar gider de insan hakliymissin demek yerine alman sevdalisisin seklinde seyler okucuyunca, e bir de buyuk kaptan 6-7 ayda kurulmus duzeni 10 gunde paramparca edince insan bir garipsiyor herseyi.

Murat1905 dedi ki...

Bülent Korkmaz Basın Toplantısı:

Lincoln'ü niye oynatmadığına verdiği cevabı:

'Lincoln bana geldi. Ayağından rahatsızlığım var. Oynatırsanız elimden geleni yaparım ama oynatmazsanız bırakın burada kalayım.

Bende hayır gelip yanımda oturacaksın ve de seni oynatmayı düşünmüyorum dedim.'

Kongrede bir tane adam yok mu Galatasaray'ı yönetebilecek bizi bu tip hocaları getiren yönetimlere bırakıyorlar!

Adamlar geldikleri gibi Gerets şampiyonluğa giderken kendisiyle çalışmayı düşünmüyoruz dediler ve takımı sabote ettiler, bir sonraki yıl Kalli'yi getirip ardından yolladık dediler halbuki kendisi gitmiş. Son olarak Skibbe'yi getirdiler ve kısa süre sonra yardımcılarını kovup istifasını beklediler (bu arada boş durmayıp Skibbe'nin başına Kalli'yi geri getirdiler), Kocaeli karşılaşmasının ardından fişini çekip tecrübesi ve yabancılarla ilişkisi çok tartışılır durumdaki Bülent Korkmaz'ı taraftara yem olarak attılar ki kendi başarısızlıkları tartışılmasın.

Galatasaray'ın ninni söyleyen taraftar grubu bugüne kadar 'Yönetim İstifa' dedi mi? Hayır. Adnan polat ve müridleri çok iyi anlaşırken neyi tartışıyoruz ki? Bülent gider başka birisini getirirler ne de olsa şakşakçıları her zaman vardır.

Ali Sami Yen stad arazisini sattıkları gibi Riva'yı ve Florya'yı satıp inşaat işlerini kendilerine bağlar ve ceplerini doldurarak giderler. Kendisine başkan diyen şahıs federasyondan avans dileneceğine bir zahmet elini cebine atsaydı da bu sorunlar medyaya yansımasaydı ama nerde o karakter (ve Meira'nın 6 milyon Euro için satılmasına gerek kalmasaydı ki bu para futbolcuların alacakları için ayrılmış---projelerine güvenen bir yönetim bu parayı kulübe borç olarak vermekten çekinmezdi ki Canaydın kötü bir başkan olsa da bunu yapıyordu, Demirören de yapıyor ama hatalarının bedelini daha sonra Beşiktaş'a fatura ediyor (bkz. Yıdlırım Demirören'in sebep olduğu fakat Beşiktaş kulübüne ödettirilen Del Bosque tazminatı)).

Yıldırım Demirören Beşiktaş kulübünde ne ise Adnan Polat da Galatasaray için odur (yabancı örnek Berlusconi & Galliani - AC Milan). Türkiye'de taraftarların çoğu koyundur aynı vatandaşlıklarında olduğu gibi önlerine yem olarak atılanlara bakarlar arka planı incelemezler.

Sevgiler ve sonuna kadar Linoooooln

Adsız dedi ki...

İyi futbolcu olmak için sadece kendi işini iyi yapman yeterlidir. Ancak iyi bir Teknik direktör olabilmek için kadroda bulunan ortalama 25 kişinin de iyi oynamasını sağlayabilmek gerekir ki buda iyi futbolcu olmanın neredeyse 25 katı zor bir iştir.
Bülent Korkmaz değil de (Türkiye'de sevilmeyen ve neden sevilmediğini bir türlü anlamadığım) M.Lucescu Teknik direktörümüz olsaydı bu macı çok rahat alırdık inancındayım (Oran en az %40 artardı). Hatta kovulmaktan beter edilen Gerets, veya Skibbe bile bu maçta teknik direktörümüz olsaydı bu maçı galatasaray alabilirdi (Oran en az %20 artardı).

Maç öncesi çok tedirdigdim, 2-0 oluncada öyle yada böyle Bülent Kokrmaz doğrularımı yapıyor diye düşünmeye ve sanrım biz turu geçtik demeye kalmadan bir anda maçın 2-2 ye gelmesi ve yem Lincoln'ün oyundan alınması ile ben maçı seyretmeyi bıraktım.

2-0 dan sonra Bülent Korkmaz değişiklik yapmalımıydı?
Farklı bir saha içi dizilimine gitmelimiydi?
gibi bir sürü soru sorulabilir! Pek uzatmak istemiyorum.

2-1 olmuşken takımda tüm oyuncular neden turun gittigine inandı?

2-1 lik kısa an için bile soruları çoğaltabiliriz.

Lincol gibi Galatasaray'ın kaç oyuncusu var? Yada Türkiye'de böyle kaç oyuncu var? Evet kötü oynamış olabilir peki sebebi sadece kendisimiydi? hiç mi dış etken yoktu? Evet Lincoln garip bir piskolojiye sahip bir futbolcu ama eğer bir takımda böyle bir oyuncu varsa da yapılacak en mantıklı iş bu oyuncuyu oynatacak düzendir. Örnek (asla aynı kefeye koymamakla beraber) Hagi ve Galatasaray'ın o oynarken ki oyun şablonu! Yoksa Felipe gibi olacak sonuda Lincoln'ün, peki kim kaybedecek seyir zevki yaşamaktan mahrum edilen seyirdiden başka?

Bir soru var cevapsız kalan yada tartışmaya açık olan.

Ancak bence esas ana sorun yönetimsel yanlışlardır. Topu bir teknik direktöre bir oyunculara atmanın bir mantığı yok. Gerçek suçlu beceriksiz ve bir o kadar da egoist yöneticilerdir. Teknik direktör ögütme makinesi gibiler. Gerets topa konup yollandı, skibbe itin .ötüne sokuldu. Bülent Korkmaz gibi acemi bir teknik direktörede ne olur Allah bilir?

Skkibbe için bu takımın teknik direktörü olacak misyona vizyona sahip değil diyenler bülent korkmazın erciyes, gencerbirliği, bursaspor da yaşadığı başarılar(!)ımı baz aldılar? Ve şimdi bu başarıları ve Geldigi günden beri süper futbol oynatmasına (!) karşın şanssız(!) mağlubiyetler almasından dolayımı Bület korkmaz ı değil de Lincoln'ü yada başka bir oyuncu suçluyorlar?

Bu takım iyi yönetilmiyor. Yapılan yönetimsel yanlışlar, teknik direktörlerin yanlışlarından daha büyük, hele oyuncuların yanlışlarından kat ve kat büyük!

Lütfen günlük değil, uzun vadede Galatasaray'ın başarısızlığını görelim. 2000 sezonundan beri yapılan hataları görmemezlikten gelmeyelim. Teknik direktör secimlerinde, futbolcu secimlerinde yönetimin hatalatını görmezden gelmeyelim.

Konuyu dağıtmış yada tekrar yapmış olabilirim, affola.

Not: bir insana almancı demek ne oluyor anlamış değilim ama densizliktir, saygısızlıktır, kültürsüzlüktür, yıkıcılıktır, ayıptır... Biri Almanyada yaşıyor diye almancı kelimesini hak etmemeli! Bu tarz sıfatlar ile birbirimizi rencide etmek yada üzmek zorunda değiliz. İnsan gibi yeterli kelime kapasiteniz ile yorum yazın, cevap verin. Yetmeyen yerde küfüre yada hakaret vari kelimelere başvurmayın. Eğer yazılarını beğenmiyorsanız, ziyaret etmeyin. Kötü söz sahibine aittir unutmayın. Kimse kendi düşüncelerini mertlikle, açık yüreklilikle açıklıyor diye hakaret veya küfürü hak etmez. Yazan insan babamın oğlu değil, hatta hiç görmedim bile ama sevdigim yazılarına yorum yazarım sevmediklerimi es geçerim our biter yada neden kötü bir yazı olduğunu açıklamaya çalışırım, bu herkese yetmeli. Lütfen biraz saygı duyalım birbirimize.

lowrider dedi ki...

Skibbe ile ilgili ilk yazindan beri takip ediyorum. Resmen sucun; Skibbe'yi anlayabilmek ,Lincolnu efektif kullanabilmeyi dusunmek olmus.2000li yillardan beri olusan en iyi kadroyu bu kadar kotu kullanmak ve bizi bu kadar uzmek kimsenin hakki olmamali.

Liverbird dedi ki...

Muhteşem!

mersenne_twister dedi ki...

blog idman yurdu aracılığıyla geldim, hislerimi benden daha iyi tercüme etmiş olmanıza sevindim. çok güzel yorumlar da var, özellikle küresel futbolda şövenizme yer yok yorumu çok önemli bir düstur. türkiye'deki genel vizyonsuzluk ve kabadayılık aurası içinde skibbe'nin varolamayacağı belliydi malesef. bülent ise her futbolcunun teknik direktör olamayacağını göstermek için derste anlatılacak örnek oldu. lehman brothers gibi 1 haftada koca bir sezonun emeği boşa gitti. belli ki bülent'in teknik direktör olması çok ama çok güç kendi kariyerini de bitirdi. ama yine de ingilizce biliyorsa alex ferguson'un otobiyografisini okumasının faydası olur diye düşünüyorum, teknik direktörlüğün 80%i adam yönetimi boşuna değil "gavurlar" bu göreve manager diyor. bu işler insan ilişkisi, iletişim, karar verme becerisi ve genel olarak "wisdom" ister, hayatı boyunca adam markajı ve cesaret ile gemisini yürütmüş kaptanın bu becerilere haiz olduğunu biz nereden çıkardık ki?

Adsız dedi ki...

yüzde yaparsam yüzde 51 lincoln tarafında çıkarım bütün bu tartışmalarda.. ama 49 az değildir.. ve flying dutchman'di sanırım onun yazısındaki soru önemli..
"peki lincoln ne zaman haksız olacak?"

Borges dedi ki...

Cevabini ben vereyim hemen: Sezon sonunda olacak ya da olmasi gerekiyordu Lincoln haksiz.. Onsuz formül üretip basari kazandiginda "hakli" bile olsa haksiz olacagi gibi.. Simdi yazmak cizmek uzun gelir, Su sonuclardan sonra Lincoln yüzde elli bir degil yüzde 99 haklidir. onsuz futbol oynayamiyorsun, avrupada turu geceiyosun ligde on kisi kendi evinde rezilin de rezili futbolla maglup oluyorsun, simdi kim haklidir ? Nazlanmismis.. Az bile nazlanmis,mis...

neyse ki kurtuldu Galatasaray.. Sevinin hadi..

Adsız dedi ki...

borges sana yakışmıyor böyle anana sövmüşüz gibi tepki vermek kardeşin lincoln sanki. ha "mecbur muyum kardeşim sinirliyim bu konuda" dersen diyecek söz yok her insan bazı konularda sinirlenebilir ama sende alışık değiliz.. neyse.

ben hiç sevinmiyorum lincoln bu hale geldi diye. söyledim de taraf seçeceksem 51 o çıkar yazdım.
ancak lincoln de hiç "ulan iki yüzlü medyayı da, bana anlamsız disiplin gösterileri yapan hocamı da, arkamdan iş çeviren arkadaşlarımı da, salak yöneticileri de, herkesi göt edicem" mücadelesi görmedim. kırılgan karakterine de başlatmasın yani..
ne yaparsa yapsın "ama x oldu" cevabı yetti.

Borges dedi ki...

Yahu arkadas,yorum yukarida duruyor, "anana sövmüs gibi tepki bu mu" ?

Benim yorumum bitmistir bu baslik altina.

Adsız dedi ki...

sinir katsayın gereksiz artıyor borges çok belli.. bnmde bitmiştir en büyük lincoln şerefsiz gs yazalım sevin sende..

y. dedi ki...

günlerdi bu konuyla ilgili yorumları yazıları okuyorum ,anladım Lincoln çok çok suçlu bir adam ama kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok?Sen kalk adamın canına oku daha bismillah takıma gelmeden,sonrada başa çıkamıyorum pırt zırt.Sanmayın ki kadın olduğumdan böyle yazıyorum ,üşeniyorum sadece.Küstüm oynamıyorum deyip,misketlerini de geri verin bari,tam olsun!

Sade dedi ki...

takma kafana üstad takma! Salla gitsin yahu!

gorcanabi dedi ki...

Fenerbahçe maçında her şey bitecek. Seneye Eylül ayı için planlar yapılmaya başlanacak.

Ne GS maçı izlemek istiyorum ne de haberi okumak. Şu an Liverpool'u takip etmek daha cazip geliyor. İçine ettin Bülent!

Yasin dedi ki...

Bu kadar uzun yorum ve değerlendirmeye karşın olaya yanlış taraftan bakılıdığına inanıyorum. Nasıl Necati Kalli gelişi ile beraber gönderdildiyse, Lincoln'un de ipi Skibbe ile beraber çekildi ve Bülent'e sadece tebliğ kaldı bence, bardağı taşıran da Hamburg performansları değil, her sezon başı, devre arası, zorlu deplasman öncesi, evinde elektrik kesilince, Brezilya'dan gelen arkadaşına (her hafta 2-3 tane misafiri olan bir oyuncudan söz ediyoruz) kız bulamayınca sorun çıkarması oldu. Bu işin ahlak tarafından bu kadar uzak bir adamı Zidane olsa gözünün yaşına bakmadan yollamak gerekir, Borges sözüm sana değil, ama Servetler Ayhanlar Ardalar Topallar sahada kendini yırtarken "Lincoln, Lincoln" diye tezahurat yapan (Hamburg maçında da ilk onlar yuhaladı bekleneceği gibi)ve hala arkasından ağlayan renkdaşlarımı haddim olmayarak GS tarihine bakmaya çağırıyorum.

Yasin dedi ki...

Bu arada son paragrafı çok saygısızca bulduğumu eklemeliyim.

TrexxxXx dedi ki...

Tebrikler Borges.

Gerçekten çok yerinde bir post olmuş.

Borges dedi ki...

Bu bir bakis acisidir sevgili Kozniku. Siz, dogrulugu dahi net olmayan dedikodularin yüzde yüz gercekligine gönülden, icten onay vermek istiyorsunuz. Oysa siz de biluyorsunuz ki Bülent Korkmaz cekti ipi, skibbe olsa böyle seyler olmayacakti.

Baska acidan digerleri kosuyorlarmis da Lincolne haksizlik da lincolne tezahurat.

Arkadasim bu oyuncu gecen onca macta takimi kurtarmadi mi ? Simdi sbaaha kadar kosun yahu bana ne kosan adamdan ? Simdi kosuyorlar, bir lincolnsuzluk yüzünden üc kat kosuyorlar, bes kat kosuyorlar, on kisiye karsi galinbiyet alamadan sabahlara kadar kosuyorlar, kosmalarinin üzerine yuhalaniyorlar, futbol mu oynuyoruz atletizm mi seyrediyoruz ? Kosmalari ya da baska baska durumlar nedir, ? Adam gitmis sen evinde disarida ve avrupada mac alamiyorsun ben niye bu adama sahip cikmayayim ? Neden Hamburg,Trabzon maci var yapmayin etmeyin demeyeiym ? Simdi benim Galatasatayim final oynacakti Sampiyon olacakti ?

Bülent korkmaz geldigi gün burada yorum yaptim, ilke ve prensip manyagi oldugunu zaten biliyordum ve bunun yüzünden yönetim ile anlasamayacagini düsündüm, gerci ben degil hemen herkes Bülent Korkmaz ile yönetimin anlasmasina tuhaf bakiyor, bu oyun iki tarafli ve uyumlu bicimde oynandi deniluyor, beni artik ilgilendirmiyor, giden UEFA kupasini gectim seneye de sampiyonlar ligi olmazsa iki üc yildan bahsediyoruz biz.. Siz kosmaktan, ondan bundan bahsedin.

Ahlaksizlik ariyorsaniz Bülent Korkmaz'in yalan yanlis her mac sonrasi Lincoln'ü taraftarin önüne yem atmak icin varini yogunu ortaya sermesine bakin.. Hani Bülent degil babam olsa tavir koyardim.. Adam oynatilmayacaginin bilincinde, yedek takimla calistirilmasinin ardindan "Sakatim, ama isterseniz yine de oynarim ama oynatmayacaksiniz beni burada birakin" diyor.. Velhasil sakatim oynamam demiyor, sakatligim var oynatmayacaksiniz burada birakin..



Bu ahlaksizlik. Oynatmayacagin adami seyircilerin önüne yem etmek icin sacmalamak..

Gram saygim kalmamistir benim Bülent Korkmaz'a. O yorumu bugün yazsaydim sygisiz bulacaginiz cok cümleler olacakti sevgili kozniku.


Necati kimdir ? Necati kovuldugunda sezon ortasi midir her seyxden öte ? bunun disinda 33 macta 31 asist filan mi yapmistir necati ? onca macini kurtarip da sebebk mi olmustur? Necati oynamadigi zaman tek bir mac bile alamamisligi lmamis midr Lincol'ün ? Skibbe ile filan da ilgisi yok, bir hocanin takinti olma durumu, bu yüzden Galatasrayin Sampiyon olamazsa eger kafadan bir buyuk yilinin ziyan olmasidir, Saracoglu Finali güzelligini gectim.. Ve kendisi de saygisiz, gerekirse "yalan" söyleyen, bir oyuncu ileugrasirken her türlü cirkefligi de mübah gören bir zihniyettir.. Bir daha su bloga yazmaya basladigimda görüsmek üzere diyoruz..

gltsry dedi ki...

ellerinize sağlık son 2 haftadır yaşadıklarmızın en güzel özeti olmuş bu.
bülent korkmaz gibi kulübü entrikalarla yöneten, hakan ünsal'a antreman sırasında kulübede yer açan,ayrımcılık yapıp birilerine sonuna kadar destek verip 90 dakika bütün kötü performanslarına rağmen oynatan ama lincoln'e kan davalısı muamelesi yapan birini hoca olarak takımımda görmek istemiyorum.
2000 yılında uefa kupasını alan kadronunda artık galatasaray'dan uzaklaşmasını istiyorum.ne geliyorsa onlardan geliyor başımıza.bu takım bizim takımımız değilmiş meğer onlarınmış.baksanıza her hakkı görüyorlar kendilerinde.nerden alıyorlar hakkı galibe uefa kupasından aldıklarını zannediyorlar o zaman o kupayı da alıp gisinler.galatasaray kupalarla büyük olmadı.geleneğiyle,duruşuyla büyük oldu.kimse özel şirketi gibi yönetip milyonlarca taraftarı çileden çıkaramaz.bir fenerbahçeli gelse takımı 2günde bu derece yerle yeksan edemezdi.herkese bravo.

Borges dedi ki...

Sevgili Kozniku: Yorumlarinizi kesip bölüp yayimlama gibi bir lüksüm yok. Bu kismi yayimlamayin diyorsunuz ve bunu mümkün degil yapamam. Bu gibi durumlarda iki yorum atip birisini yorum digerini "mail" seklinde oldugunu da belirtebilirsiniz.. Emek verip yazdiginiz ve bir kismini yayimlamayin dediginiz özel bilgilerde olusan yorumunuzun tamamini yayimlamiyorum.. Baska bir dileginiz varsa -hepsini yaymlayin gibi- onu da ieltirseniz gerceklestiririm. Yorumlar konusunda hak ve sorumluluk sahibi her zaman yorumun sahibidir ki zaten her isteyen her istedigi yorumu silebilmektedir..

Bir baska acidan Yönetimin bu iste parmagi oldugu noktasinda hakli olabilirsiniz -ben de öyle düsünüyorum- ama buna kendi teknik adamlik kariyerini de icine atacak sekilde ortak olmamaliydi.. Önündeki mac Antep deplasmani ve su durumda hicbir sekilde favori Galatasaray degil..

Sonucu hep beraber görecegiz.

Toplamda bir kriz yönetimidir. Lincoln haksiz olsa ne olur, sorunlu olsa ne olur ? Hani Sezon basi olsa kendi sistemi ve motivasyonu ile kalan maclarda arti bir verim alabilir idi oysa simdi bir sekilde satilacak Lincoln ve onun haksizligi, suclulugu hicbir sekilde bizi ilgilendirmeyecek.. Sene sonu da Bülent Korkmaz giderse eger, aslinda giden Lig Sampiyonlugu ve UEFA kupasi olacaktir sadece.. Belki o zaman gercek anlamda sorumluyla bas basa kalacagiz, yani Polat yönetimi ile..

Yasin dedi ki...

Karşılıklı yazışmaya dönüştüğü için diğer yorumcular ve sevgili Boregs lütfen kusuruma bakmasın; öncelikle bu işin yönetimin tasarrufu olduğu kişisel kanaatimdir, bununla ilgili bir kanıt vs. yok elimde, diğer arkadaşlara bu notu belirteyim.
Özetle Hakan Ünsal'ın Bülent ile çok iyi anlaştığını düşünmüyorum, medyada Bülent'in devre arası Rizespor'a gitmesine Hakan Ünsal'ın taş koyduğu iddia edildi. Hakan bunu yalanladı. Ama Lincoln olayında Lucescu örneği ile yine Bülent'e yüklendi.
Necati örneğimde, kararın doğruluğundan yanlışlığından çok, yönetimin hocadan bağımsız aldığı bir karardı ve tebliği hocaya bırakmışlardı, Lincoln olayını bu açıdan benzettim, Galatasaray'ın başına kim gelse ilk işi Lincoln'ü göndermek olacaktı sanki...
Kişisel notları memnnuniyetle mail ederim.

PENALTY dedi ki...

Yazdıklarının altına imzamı atıyorum. Bir de şunu eklemek istiyorum ki; bence şuanda Galatasaray kulubesinin tek eksiği KÜÇÜK Hakan Ünsal...

L dedi ki...

hocam inşallah sen de bir gün bu küfürlü maillerden veya salakça yorumlardan bıkıp bırakmazsın yazmayı. olan biteni bu kadar götten anlayan adam oldukça milyon tane doğru analiz yapan blog olsa ne yazar.

Sencer Yücel dedi ki...

anlamadığım bir şeyler var galiba. yazıyı ve yorumların tamamına yakınını okudum. konunun bir kaç cümle üzerinde dolanıp durduğunu gördüm. bir futbolcunun idare edilememesi üstüne ufak çaplı bir kitabı dolduracak kadar şey karalanması bana garip geldi. yazı ve yorumların sahipleri kusuruma bakmasınlar, olayı tam anlamadım galiba.

Borges dedi ki...

Sevgili Talento,

Yorumlarda ve yazilarda anlatilan asagi yukari sudur:

1- Lincoln, sorunlu futbolcu profilinden irdelenip dis etkenlerin disinda degerlendirmeye tabi tutulmustur. Oysa durum böyle degil, sorunsuz gider iken kirilma noktasi teknik adam degisikligidir.

2- Bilincli olarak Bülent Korkmaz'in Lincoln'ü taraftarlarin üzerine dogru yönlendirmesi vardir, Korkmazin olasi ihtimalleri göz önünde bulundurup kendi capinda kendi "karakter insasi" adina planlari vardir, bunlar aciklanmis..

3- Sezon sonu bir revizyon, disiplin su bu olmaz. Bu ancak her kulvarda iddiasini kaybetmis takimlarin gelecek sezon icin simdiden kimi yapilandirmalara dogru atilimi olur, ancak ve ancak her seyini kaybetmis takimlar icin gecerlidir. Oysa burada UEFA kupasi finali, TSL sampiyonlugu ve Sampiyonlar ligi bileti gibi cok buyuk hedeflerin kaybi söz konusu. Tüm bunlarin kaybedilmesi durumda elde kalan ise Bülent Korkmaz in nasil bir teknik adam oldugudur.. Yani tüm bunlar ne icin yapilmistir ?

4- Yorumlari da dikkate aldigimiz vakit görüyoruz ki "Kosan oyuncu/kosmayan oyuncu". Oysa oyuncu ne kadar efektif? bu acidan olaya yaklasim gösterilmelidir. Iki gol atacak pasi verir isen kimsenin gereginden fazla ben johnson misali kosmasina gerek kalmaz. Kosmak, sabahlara kadar kosmak aslinda caresizligin itirafidir. Yetenegin yoksa kosarak oynatmazsin, varsa iki gol atip rahatina bakarsin gibi.

5- Flying Dutchman blogunun "about last night" postunun icerigine dair görüsler vardir, UCan Hollandalinin bunlara cevabi ile kurulan iletisim ve getirisi, anlasilmamasi olagandir sanirim.

6- bahsettiginiz üzere oyuncu idaresi, hakan Sükür örnegi.

7- Sorunlu oyuncu Lincoln'un oyundan cikarilmasi degil yedek birakilmasi konusunda bir önceki hoca ile girdigi iliskiden bir örnek, varolan sorunun daha iyi anlasilmasi adina.

8- Lincoln'ün Bülent Korkmaz'a olan saygisi, ona olan inancsizligi, onun icin "korkmaz kimdir" sorusunun cevabi vesaire..

9- yeter.. Daha fazlasini veremedigimiz icin üzgünüz elbette geyigi (bu da yorum, bütüne dairdir ya)

10- Küfürlü mail, küfür fikri hicbir sekilde degisitrmiyor gerceginin somut görünümü.

Iyi günlerde kaliniz, siz kusura bakmayiniz efendim.

not: Yakin zamanda görüsmek üzere..

n.ackgz dedi ki...

Bülent in Galatasaray a bir kaç benden küçük geleceği belliydi. futbolcu harcamaktaki marifeti de Gençlertbirliğindeyken ortaya çıkmıştı zaten.Gariplerim yeni toparlanıyorlar.öyle bi enkaz bıraktı ki orda... İnsani ilişkiler konusunda da fatih Terimin 2. sınıf kopyası diyecem ama fatih hoca pekala Hagi yi idare etmişti... Neticede yönetime yakışan hoca işte... Lincoln konusunu da çok güzel irdelemişsin. Klavyene sağlık.

Unknown dedi ki...

ellerine saglik borges, 6 -7 kez okudum yaziyi. bastan sona cok guzel yorumlar. anlayabildigim kadari ile bu konunun saha ici ve kenarindaki kismini konusmak istiyorsun ancak yine de yorum ve degerlendirmeni ogrenmek istedigim bir nokta var. profesyonel menajeri olan bir futbol takiminin sorunlarini surekli futbolcu-teknik direktor dongusu icinde yorumlamamiz ne kadar dogru sence? bu takimin menajerinin gorevi, transfer edilen futbolcularin imza torenlerinde futbolcunun yaninda patlayan flaslara poz vermekten mi ibarettir? skibbe nin gelmesinin ardindan (skibbe yi telaffuz etmemdeki amac, onun gidisini hazirlayan etkenlerden takim ici disiplinsizligin dogrudan tek sorumlu olarak skibbe ye maledilmesi ve burada goz ardi edildigine inandigim yine menajer faktorunu one cikarmaktir) bugune kadar olan surecte, adnan sezgin figurunun rolu ve yeri ne olmustur, ne dusunuyorsun?
saygilar, sevgiler.
(postlarini daha geciktirme, bekliyoruz...)

Borges dedi ki...

Tolga: Haklisiniz bir bakima. Bu yüzden yönetimin bunda payi nedir bunu merak ediyoruz biraz da.. Toplamda Lincoln üzerine karari teknik adam tek basina mi almistir bilmiyoruz ama iste bir kriz toplamda cok büyük bedeller ödenilerek gecistirilemye calisiliyor.

Yönetim diyorlar, para iliskisi nedeniyle böyle bir karara destek ciktilar. O zaman da sormak gerekiyor UEFA finali ya da olasi Sampiyonluk yarisinda ilk üce girememe kac milyon euro'ya patlayacaktir bu yönetime, klube ?

Sadece teknikdirektörün insiyatifinde gelisiyorsa, cok baska elbette..

Su an yazmak icin her bakimdan iyi bir ortam yok, bu yorumlar dahi cok seri bir sekilde yazilmak durumunda kaliyor, cevaplayamadigim mailler icin de özür, yakin zamanda görüsmek üzere..

Adsız dedi ki...

TANIL BORA
SPOR / 30/06/2008sayfayı yazdırarkadaşına gönderarşive ekle
2003’te, Braunschweig’da bir stadda görülmüştü bu pankart: ‘Skibbe Freaks.’ ‘Skibbe delisiyiz’, veya ‘Skibbe’nin delisiyiz’ yani. Michael Skibbe o sıralar Alman millî takımında Rudi Völler’in asistanı idi. Völler’in ‘kâğıtları’ olmadığı için, hoca olarak resmen Skibbe görünüyordu. Deli olunacak ne vardı peki kendisinde? İlk göze çarpan, ciddiyeti ve süper ihtiyatlılığı idi. FIFA klasmanında 178. sırada olan bir takım hakkında, gayet ciddi bir yüz ifadesiyle ‘çok ciddi bir rakip’ beyanatını vermesi, yaşanmış fıkra olarak hâlâ zikredilir. Nobran ve otoriter değil de ‘sıkıcı’ bir ciddiyet. İşte, Skibbe freak’leri, tam da onun bu halini tuhaf, hoş, komik, ‘cool’ buluyorlardı! Futbolun içinden düşünenler ise, Skibbe’nin genç oyuncuları besleyip büyütme gayretine değer veriyorlardı.
Bundesliga’da sadece 14 maç oynayabilmiş, sakatlık yüzünden kariyeri erkenden bitivermiş ve 22 yaşında altyapı antrenörlüğüne başlamış Skibbe’nin alâmet-i farikası bu zaten: Genç oyuncularla uğraşması, onlara cesaret vermesi. Eşorfmanlı teknik direktör. Kendini oyuncu yetiştirmeye adamış bir keşiş gibi taşıyor onu. Beri yandan, Berlin’de yaşayan Galatasaray freak’i dostumuz İmran Ayata’ya bakarsak, eşorfmanla gezinmesi, Skibbe’nin o ‘sıkıcılığının’ bir alâmeti!
Kulüp altyapıları ve 2000-2004 arası millî takımda Völler’in asistanlığından sonra da bir yıl kadar Alman 20 yaş altı millî takımını çalıştırdı. 2005 sezonunda Bayer Leverkusen’in teknik direktörlüğüne geldi. Leverkusen takımıyla, iki yıl 5.’liğin ardından, geçen sezonun ilk devresini müthiş geçirdi. Sonra, durdurulamayan bir düşüş başladı. Elde bir sayılan Şampiyonlar Ligi katılımcılığından uzaklaştığı gibi, 7 puan alabildiği 10 haftalık bir seriyle, UEFA pozisyonunu da kaçırdı. Bunun üzerine feshedildi sözleşmesi.
Leverkusen menajeri Rudi Völler, millî takımdaki gibi patronu, ayrıca açıkça hâmisi
idi Skibbe’nin. Ona son âna kadar kol kanat gerdi. “Ligin en güzel futbolunu oynattığını” söylüyordu. Zira Leverkusen, neşesini bulduğunda, sahiden herkesin hayranlığını kazanan bir oyun oynuyordu. Coşkun bir hücum oyunuydu bu. Skibbe’nin bir başka artı puanı: Hızlı, kombinasyonlu, kanatların haldır haldır işlediği bir hücum oyununa tutkun. İhtiyar Bernd Schneider’in onun tıfıllarla dolu takımında yeniden doğması tesadüf değil.
Gözü hücuma dönük olmasının yan tesiri:
En iyi zamanında bile çok gol ve kolay yemekle eleştirildi Skibbe’nin Leverkusen’i. Son üç ayda üzerinde durulan bir başka zaafı, buhranları idare edememesi, zor durumlarda, işler kötüye giderken kasılıp kalması. Onun gibi tek forvete asla razı gelmeyen bir hücum ‘freak’inin, son maçlarda çareyi ilk onbirdeki hücumcu kontenjanını kısmakta aramasını da böylesi bir güvensizliğin işareti olarak yorumlamıştı bazı eleştirmenler,
Völler’in şemsiyesinden, “Les Adnans” tentesinin altına... 42 yaşındaki Skibbe, Galatasaray’a gidişini soran Kicker’e: “Avrupa’da nâmı olan bir takımda kendimi uluslararası düzeyde geliştirme fırsatı bulacağım için çok seviniyorum” demiş. Bu çalışkan ve kalender adam, bakalım Türkiye’nin ‘freak’ futbol ve medya ortamıyla baş edebilecek mi?