24 Nisan 2009

Hesap Ödeme Sanati.!



Hesap ödeme konusu ikili iliskiler konusunda cok önemli bir ayrintiymis, ben bunu anladim arkadas.. Alman ve Türk, bilindigi gibi bu konuda keskin iki cizgi cekmistir kendilerine.. Yine de toplamda biraz tepkili bir davranis bicimi olarak geliyor hesap ödeme konusuna gereginden fazla önem vermek..

Yirmili yaslarin önünde arkasinda duran insanlardan olusmus bir kac hatundan cikarilan üc tane güzel örnek su sekildedir:

Kiz, cocuk ile yeni bir iliskiye baslamis ve evinden uzakta yasayan bu erkek cocugunu ziyarete gider. Bunun icin cebinden tren biletini öder, onu bir süre beklemeyi göze alir ve sonunda bir yerlere hatta türk dönercisine otururlar. Kiz Romen.. Erkek de Alman. Efendim garibim bir döner yiyor, yaninda hicbir sey icmiyor ve buna karsilik erkek evladi bayagi bir sey yiyip iciyor.. Hesap geldiginde hemen su soru sorulur: Beraber mi ayri ayri mi ?(Zusammen oder getrennt ?) Oglan cocuk cevap verir: ben sunu,bunu,sunu,bunu ödeyecegim.. Kizin bir dürümünü disarida birakacak sekilde yediklerini sayar ve onlari öder akabinde sonuc sudur: Kiz cocugu bu almani terkeder ve o cocuk hala pesinden kosturmaktadir, yaptik bir hata gibisinden.. Pesinden zar zor izin alip baska sehirlere gidecek kadar vuruldugu erkek evladininin bu terbiyesizligi nedeniyle affetmez, sogur ve birakip gider.. Bana bu olayi anlatirken varolan kizginligini görmeliydiniz..

Ikincisi de henüz daha netlesmemis bir durum var. Kiz, erkekle McDonalds'in McCafe'sine gider bir seyler icmeye.. Her ikisi de sanirim Capucchino icerler..(orasini tam hatirlayamadim) Kiz icecekleri ismarlama esnasinda kasaya yakindir, erkek de kizin yanindadir ama kiz cikarip öder, erkek ses cikarmaz.. Alt tarafi ikiden iki kahve dört eurodur ama Erkegin elininin cebine gitmemesi bir yana tesekkür dahi etmemesi kizin tepesini attirir ve bir daha görüsme olmaz.. Evet sadece bu yüzden.. Hayir bana bakma, ben olani anlatiyorum. bana bu hikaye anlatildiginda yahu cocuk belki iki euroyu önemsememistir, bozuklugu yoktur dedimse de kadin affetmedi bu davranisi..

Ücüncüsü en güzeli ve bu yüzden sona sakladim.. Efendim kizi yakindan tanirim zira akrabadir.. Simdi bunlar McDonalds'a gidiyor ve iste ikisi de bir menü ismarliyor.. Cocuk bizim köylü zaten yani kafadan hesabi ödüyor da seyi soruyor : icecek büyük mü kücük mü olsun ? Aslinda gayet dogal degil mi ? Hayir degil bizim hanimefendiye göre.. Son görüsme oluyor bu. Nedeni de o soru.

Belki hepsinin ayrilacagi vardir da kendilerine bahane ariyorlardir, orasini bilemiyorum ama ilk örnekte görüldügü gibi cok da bahane gibi gözükmüyor. Erkegin cimrisi ciddi anlamda cekilmez oluyor toplamda sanirim. Kimse yenilen-icilenden elde edilecek bes kurusluk kar pesinde degil daha cok mentalite olarak paraya düskünlük ya da kendi degerlerini o sekilde hesaplayip duruma bir sekilde tepki koyuyorlar. Hemen hepsinin bu tarz düsünceye sahip olan insanla uzun süreli birlikteligin ne kadar iskence olacagindan bahsetmelerini de eklemeliyim.

Ben her carsamba Alman bir kiz arkadas ile kahve icmeye giderim, yok sevgilim degil hemen öyle atlama. Ikimizin de sevgilileri mevcut zaten. Ben yaklasik otuz defadir bu icilen kahvenin parasini öderim ve otuz sefer de bu alman bana sanki cok acaip bir sey yapmisim gibi tepki verir. Her ikimizin de sevgilileri oldugu vakit bizde kimin ödedigi belli olmaz iken onlarda da durum aynidir. Yalniz sinemaya gidildiginde gördüm ki mevzubahis konu sinema bileti oldugunda almanlar ayriliyorlar.. Adam, kadin ile beraber yasiyor ve fakat bes euronun üzerindeki her aktivitenin ücreti kisinin kendisine birakiliyor. Sinema bileti 7,5 Euro'dur ve partnerler ayri ayri öderler.. Bunun dogrusu yok aslinda ve herkes kendi aliskin oldugu sistemin icerisinde olagani neyse onu yapiyor.. Sadece Türk kadinlarinin cimri erkeklere karsi inanilmaz bir antipatisi var, bunu farkettim. henüz iki insan birbirlerini tanimiyor iken bu ayrinti önemlidir.! Ben de arkadasin cimrisini sevmem ama her arkadas grubunda minumum bir tane olur ve samimiyetten kaynaklanan güzelliklerle biz o cimriligi asmasi konusunda biraz destek cikiyoruz.. Yine de ikili iliskilerde erkek veya kadin tarafindan ziyade ayri ayri hesap ödemek bana hep cok tuhaf gelmistir. Alisamadigim bir sey varsa odur. Yok götürsün sevgilim beni, ödesin hesabi, sorun degil ama her kucuk bir hesap geyiginde herkesin kendi hesabina yönelmesi, ayni evi paylasan insanlarda bu kadar mesafe olmasini pek de olagan görmüyorum, ne zaman görsem bes ayakli insan görmüscesine sasirmaya devam ediyorum..


Baska acidan bir insanla aranizdaki iliskinin niteligi cok da ortada degilse, onun hesabini ödemenizi karsidaki kadinin hakaret olarak kabul etmesi de ihtimal dahilinde. Bir bakima hesabini ödemek aslinda niyetinizi de belli etmektir. Ki ben cevremdeki onyedilik hatunlara verdigim en büyük nasihat kimseye hesabinizi ödetmeyin seklindedir, erkeklerine de artik henüz birbirinizi tanimiyor iken bir sekilde bulusma gerceklesiyorsa hizli bir sekilde kasaya gidip ve elbette caktirmadan hesabi ödemeleridir.. Öküzlük yapip bak benden bu kadar para cikiyor gibisinden gözünün önünde yavas adimlarla o hesabi ödemenin gerzeklik oldugunu da eklemeyi ihmal etmiyorum..

Benim kendi deneyimlerime basvurursak hesap ödemekle dertlerin bitmedigini söyleyebilirim. Yaninizdakinin kim oldugunun önemi yok, birilerinin hesabini ödüyorsaniz -kardesinizin,sevgilinizin misal- o anda dahi yüzünüzün aldigi sekle dikkat edin derim.. Ya da onun görecegi bicimde ödemekten baska bir yolunuz yoksa eger kesinlikle kullandiginiz kelimelere de özen gösterin..

Velhasil her zaman ne verdigin degil nasil verdigin cok daha önemlidir..

16 yorum:

Sinan Yılmaz dedi ki...

Vay anasını... :D

Hesap ödeme refleksinden bu kadar yazı ve fikir fırtınası çıkacağı hiç aklıma gelmemişti :)

Ben arkadaşlarımla ayrı ayrı, çok yakın dostlarım ve kız arkadaşımla karambole hesap öderim.

Vallahi 5 sene geçti hiç öyle hesap ödemeye veya ödetmeye utandığım olmadı. Ki allahtan bizim kız bu kadar ön görüşlü değil:D

Hatta ön planlı falan demek gerek senin arkadaşlara.

İlk buluştuğumuzda ben tıpkı romen kız arkadaş gibi otobüs parasını ödeyip İstanbul'a gitmiştim ve oda küçük bir ısrarıma rağmen hesabı daha ilk günden kendisi ödemişti.

Yalnız ben şeyden müzdaribim 5 senedir o lafı işitiyorum.
Kızcağız o gün bana yakasında ki Atatürk rozetini vermişti al bu sana verdiğim ilk şey olsun diye...
Ama bendeniz 'odun' kaybettim onu işte.
Nasıl başardım hiç bilmiyorum ama kayboldu.
5 senedir de dırdırı devam ediyor o ayrı :)

Borges dedi ki...

Extensor: Ben isin geyigindeyim biraz.. Bu kadar önemli oldugunu bilmiyordum, buradaki biraz da bu tepkiselliklerin bende uyandirdigi saskinlik.. Misal ben ikinci örnekteki adam olabilirim, nedir iki kahve der birakirdim eskiden..

Bir süre sonra yani üc asagi bes yukari herkes birbirini tanidiktan sonra kimin neyi ödediginin cok bir önemi i olmuyor zira cok sey kabullenilmis oluyor. Yalniz baslangic asamasinda bu tavirlarin sahibi olan mentaliteye karsi cok ciddi bir antipati söz konusu, bunu belirtmek istedim.. Ücüncü örnege bugün bile sasiririm ben.. Bir adam kucuk mu buyuk mu dedi diye böyle tepki verilir mi ? gibi.. Dikkat etmek gerek :)

Zoma dedi ki...

İlginç valla. Benim de eski hatunlardan biri bu konuda ilginçti. Hiçbir hesapta eli cebine gitmez, ben ödiyim diye yalancıktan olsa bile atlamazdı. Hayır işi gücü olan adam olsam sallamam da, ikimiz de öğrenciyiz. İnsan nezaketen de olsa sorar. Bana garip gelmişti o zamanlar açıkçası.

Şimdiki kız arkadaşımsa bu konuda tam tersi. Her hesap ödemeye çalıştığımızda "ben ödiycem" diye tartışma çıktığından, en sonunda bir sisteme bağlayalım dedim. Bir hesabı sen, bir hesabı ben ödiyim dedim, rahatız şimdi. :)

Abi bir de konuyla alakasız da, bilmiyorum hiç yaşadın mı ama senden bir uzun mesafe ilişkisi hakkında yazı bekliyorum. Neredeyse 1 senedir içindeyim ve sevgiliyle aynı şehirde olmanın ne büyük bir lütuf olduğunu anladım. Sevgilisiyle aynı okulda okuyup da "ay hiç zaman olmuyor, ne zamandır görüşemiyoruz" diyenlerin ağzını burnunu kırasım geliyor 3 ayda bir sevdiğimi görünce. :)

Alper Öcal dedi ki...

Bunlar buyutulecek seyler degil Orhan. Senin yaklasimin temelde dogru.

Bir iliskiyi bunlar uzerine bina etmek ugrasacak sey bulamayan, yeteri kadar konusacak, paylasacak, ogrenecek seyleri olmayanlarin farkinda olmadan aksiyon olsun diye urettigi zirvalar hepsi. Buraya kadar her iki cins icin de gecerli.

Biraz daha erkek gozuyle bakarsam; mesele hesap filan da degil. Kadinin ariza cikartma potansiyelini sergileme gudusudur.

Her turlu opsiyonu denedim ve bir an ble hatirlamiyorum ki kadin okuzun altinda buzagi aramasin, kavga edecek birsey bulamasin.

Illa ki bulurlar. Basit bir jestten ya da mimikten dahi milyar tane anlam cikarabilirler, Hincal Uluc vari komplolar uretebilirler.

Pardon ! Sevisme ani haric ama onda da duraksamaman lazim...

Borges dedi ki...

Zoma: Ögrenci zamanimda baskadir. Zoma, tüm bunlar sevgili olmadan önceki o cok kucuk döneme ait durumlar, hani "bir kerelik" olan cinsinden desek yeri var. Yoksa sevgilinle o duruma gelince zaten ortaklasir cok sey..

uzun mesafe iliskisi.. Ya iste hep ömür boyu sevecekmisim duygusunu bir iliski boyunca yasarsin ama kandirikcidir biraz, insanla oynar.. neyin ne oldugu cok da kestirilemez. Bence uzun mesafeli iliski yasayip evlenmedigin sürece cok muhtesem bir sey, acisi kadar tatlisi mevcut..

Alper: ;)))

Bunlar daha cok genc insanlar, 17-8 en fazla 20. Bir bakima haklilar diyorum, o kucuk ayrintida cekilmez bir seyler görüyor.. Yoksa sevgilinle durum cok baskadir, bu konular coktan hallolmustur.. Ama burada biraz da daha ilk günde kimin nasil ödeyecegi söz konusudur..

Diger konulara da katiliyorum ben kesinlikle :))))

Fuzzy Logic dedi ki...

Valla bünye 25 yil baska sekilde yasadiktan sonra hesabin ayri ayri ödenmesini kabul edemiyor. Ha para cikismaz hatun oder arada, o tamam ama yine de uymuyor bana.

Uzun mesafe iliskisi yalandir, basarili olanlar istisnadir. Ayri olundugunda mutlaka aldatma söz konusudur (aldatma illaki fiziksel olmaz bence). Sevin, sevilin ama bunu dokunabildiklerinizle yapin bence.

Borges, bende her carsamba bir alman bayan arkadasla kahve iciyorum. Garip olani baska bir turk arkadasimda carsamba gunleri bir alman bayan arkadasla kahve iciyor. Sanirim biz turk erkeklerinin carsamba gunu üstün muhabbet etme yetenekleri seklinde bir efsane yayilmis alman hatunlar arasinda. :))

Borges dedi ki...

Fuzzy;))

Ben iki insanin bir sekilde digerlerinden daha yakin bir iliski kurup bu hesap ödeme konusunda sorun yasayabilecegini sanmiyorum, iliski sakat temeller üzerine kurulmustur gibi.. Ya Erkek, Ya Kadin ya da bunun öneminin olmadigi bir düzeyi yakalamalidir insanoglu ve fakat bir daha tekrarliyorum ki henüz daha ortada hicbir sey yok iken ikili bir bulusmada/yemekte durum cok da net degildir. Kadina hakaret ediyor olgusu da isin icerisindedir burada.. Ödemek inceliktir ama her zaman degil aslinda.. Baska acidan en kötü iki numarali örnekte oldugu gibi ödeyene kucuk bir tesekkür de cok olmamasi gerekir gibi.. Ya da garip durumlar iste ;)

Ben beraber yasayan insanin ayri ayri -bu bazen fuzzy kahve bile oluyor, inan- hesap ödemesini iliskinin ruhuna saygisizlik olarak görüyorum daha cok;)

varol döken dedi ki...

madem konuyu açtın, böyle uzun uzun yorumlara katlanacaksın, çünkü kendisi uzun süredir üstünde hem kişi hem milliyet bazında düşündüğüm bir konudur...

bana çok şaşırtıcı gelen bir örnekle açayım hemen... güney amerikalıları sıcak, kendimize yakın biliriz ama brezilya'da giden arkadaş hesap ödeme konusunun aşmış olduğunu söylemişti... masaya gelen patatesten yediği kadarını hesaplayıp ödediği hesaptan geri düşmüşler...

mısır'da ise hiçbir şey ödetmemişler aynı arkadaşa...

benim temel görüşüm burada (kadın erkek açısından almıyorum önce genel anlayışı açalım) misafir/ev sahibi durumudur... buradaki misafirlerime kadın erkek fark etmez eğer özel bir yere götürüyorsam hesabı öderim ama boyumu aşan şeyler de olabilir misal, o zaman mecburen paylaşıyorsun... dışarda da birinin misafiri olduğum zaman hesabım kibarca ödeniyorsa ve bunu yapanın samimiyetini görüyorsam sesimi çıkarmam, sadece bunun bir rövanşı olması için dua ederim...

geçen ekim berlin'e gittiğimde yabancı bir toplulukla bir lübnan restoranına oturduk ki masada sadece 2 alman vardı... gerisi yunan, boşnak, portekizli vs... yemeğe onlar davet etmişti ki asıl benim evimde kaldığım arkadaşım da dahildi buna ama ben kalkmadan gizlice kasada hesabı ödedim... başta benim arkadaşım olmak üzere herkes çok kızdı bana ve yukarıdaki misafir kuralıma da aykırı davrandım ama bunun da kendi içinde tutarlı bir açıklaması vardı... orada olduğum süre boyunca, gerek benim kendi arkadaşım gerek bizi gezdiren diğerleri sayesinde çok az para harcamış ve tatil için ayırdığım paraya dokunamamıştım... özellikle son gece de bizi böyle davet ettikleri bir yerde, sadece kibar bir teşekkürdü benimkisi ve sadece imkanım dahilinde olduğu için...

ama yanlış anlaşıldık, neyse ki kendimizi anlatacak kadar ingilizcemiz vardır her zaman:) bu yanlış anlaşılmanın daha beterini de yaptım ben borges, bizi evine davet eden bir alman kızı ya dışarısı daha güzel diyerek reddettim... bilmiyordum çünkü orada birini evine davet etmenin önemli bir adım olduğunu... bizim burada çok hatırı sayılır bir iş değildir ev daveti ne de olsa... neyse ki onu da düzeltip, gönül almasını bildik çünkü asla kötü niyetle davranmadığımız, öğrenmeye hazır olduğumuz ve hatalarımızdan ders aldığımız belli oluyor bir şekilde...

ben ne yazık ki türklerin bu ısmarlama işinin samimiyetine inanamıyorum her zaman... hatta bazen altında hesabı ortak bölmekten kaynaklanacak zaman darlığını bile arıyorum... erkek kadına kendini göstermek için yaptığı sürece bu eylemi değersizleşiyor... o yüzden senin dediğin gibi ödeyeceksen bayan arkadaşın banyoya gittiğinde mesela...

şimdi benim uzun süreli bir ilişkim var ve en başından beri pek sorun olmadı sanırım ya da ben hatırlamıyorum... ama benim genel olarak böyle bir izdüşümüm olabilir eskiden beri tanır beni...

benim özelimde geçersek, evet burada bir bayan için çok çok önemlidir o imaj... ilk geceden cimri bir erkek portresi olması gereken son şeydir... tabi kötü kadın bunu başka kullanır o da ayrı bir mesele... ama sizin ayarladığınız bir yemeği ilk geceden ödemenizde eğer bunu göze sokmuyorsanız hala centilmen bir yan var... yani kadın değil de o ayrı ayrı hesaplatan adamın erkek arkadaşı olsa siktiri çekerdim ilk tanıyışta... bizim bünyemiz bu tür hesaplamalara kadın olsun erkek olsun çok açık değil daha...

küçük mü büyük mü sorusuna kızın takılması çok normal, eğer ilişkinin en başındaysa... bu benim -de bağlacını ayrı yazmayan bir ilk mektuba karşı takındığım tavra benziyor... önyargılarınızı yıkmaya değip değmeyeceğini merak ettirecek kadar etkilenmediyseniz karşınızdaki insandan, bu tür bir bahane bana çok saçma gelmiyor... ya sorma işte, büyük ya da küçük birini al ama eğer kız benimki büyük seçim olacaktı diye tutturursa kafasından aşağı boca et o tepsiyi...

hayatın her anında her saniyesinde olduğu gibi bu işlerde de çizgiler çok ince, izler çok belirsiz... kararların kişiye göre değil de hareketlere göre verilmesi gerektiği bir evredeyseniz çok dikkatli olmanız gerekecektir...

yine de siz siz olun, ilk akşam yemeğinin hesabını mümkünse karşınızdaki hanımefendi makyajını tazelediği an ödeyin... inanın bunun karşılığını alırsınız...

hem de defalarca:)

Borges dedi ki...

Varol Döken: uzun yorum oldu ama kesinlikle büyük bir keyifle okudum hepsini ve genelde katiliyorum. Bir baska beni rahatsiz eden hesap ödeme olayina parmak basayim o zaman..

Simdi bazi durumlarda misafir konumunda oldugun icin istesen de hesabi ödeyemezsin, Misal ben enisteyi severim, cokca defa da ziyaret ederiz bir kez olsun bana ödetmemistir, istesem de basarmam mümkün degil. Ama bunu kendisi öyle güzel bir sekilde yapiyor ki hic rahatsiz olmuyorsunuz, bu cok önemli.

Misal bir baska yerde kizarkadasim ile ben misafiriz.. Simdi hesabi istesek de ödeyemecegimiz bir konumda. Eglence sonrasi corbacidasiniz iste.. Hesap geliyor, arkadas ödeyecek ki dört corba iste.. Anliyor ki hesap biraz yanlis yapilmis, bir bakiyor ona, iki bakiyor.. Burada cocuk hakli belki bir corba fazla yazilmistir ama o anda misafir olan bizlerin durumu felaket.. Sokayim corbasina öde lan iste.. Yeri degil, kaziklanmayi da göze almalidir insanoglu su durumda ki bir corba parasina o rahatsizlik verilmez. Cok yakin degiliz, daha cok yanimdaki kizarkadas ile ortam cok yabanci ve inanilmaz kötü hissettik filan. Sanki adam gücünün üzerinde hesap ödüyor gibi ...

Dogru nedir ? O kosullara göre kimligini kazanir. Sahsen ben her daim hesabimin ödenmesinden acaip rahatsiz olurum, mümkün mertebe kacarim, insanlara da kacmasini tavsiye ederim, cok samimi olmadigim sürece böyle bir hakki da kimseye vermem..

Dedigin gibi misafir-ev sahibi durumu önemlidir de..

T. Egemen Gul dedi ki...

Yorumları okumadım, kendi yorumumu yapıcam sadece.

Eğer para ortak kazanılmıyorsa benim bir kızın hesabını odemem bana ters geliyor açıkçası. Bir o öder bir ben öderim mantığı da tamamen yanlış geliyor zira o zaman taraflardan paragöz olan hesap nerede az gelecekse onu odemeye calisiyor.

Hesabı hep erkegin odemesi ise tamamen salaklıktır kanımca. Bir süre sonra yararlanmaya donebiliyor olay cunku.

Bu yuzdendir ki su andaki kiz arkadasimla bu tarz kasmalar yaşamıyor ve kimde para varsa o ödüyor. Böylece kimse hesap yapmiyor. "Canım, bende 5 milyon varmis" dedigimde cikartip 20milyon verip hesabı odeyebiliyoruz. Bugune kadar da 1 defa dışında ikimizde de para olmadığı hiç olmadı. Onda da kredi kartım devreye girdi. Ve miktar çok oldugu için ben sana yarisini vereyim canım dedi. Budur bence olay. Kasmamak gerek. Cok da onemli degil bence. Tabi onun acisindan problem yaratsa 4 senede mutlaka bir yerden cikardi di mi? :)

- http://daemnia.mybrute.com

Borges dedi ki...

Sevgili Egemen: Mesele sudur ki bu bahsedilen ortam sevgili olmus bireyleri kapsama alani disina itiyor, o sadece kültürel farkliligin islenmesi konusunda bir ayrinti. Daha cok henüz daha ortada kesinlesen bir durum olmadiginda ve belki de durumu kesinlestirmek adina bulusulan bir yerdeki bilinememezliktir. Ödesen dert ödemesen baska bir dertin acilimidir yer yer.. Ilk bakista kucuk bir hesap ödemeye cok fazla anlam bicmedir ya da..

varol döken dedi ki...

@borges
bu tür rahatsızlıklara karşı borges her daim hayatı küçültmek ve bu tür önemsiz konuları böyle paragraflarca düşündürtmeyecek insanlarla küçük komünler halinde yaşayıp gitmek demek...

yaş 30 oldu, öyle ya da böyle hiçbir şey yoksa kredi kartı denen bir şey mevcut ve o eski rahatsızlıklar yok ama buralara gelmeden önce çok acı çektirtmiştir bu deneyimler... bir anda kendini bir mekanda bulursun, açsındır, cebinde paran yoktur, yiyemezsin, aç değil misin sorusuna değilim diye cevap verirsin ama erirsin...

bu yüzden ben artık mümkün olduğu kadar beni tanıyan ve mümkün olduğunca tanıyabileceğim insanlarla yaşamaya gayret ediyorum... ha es keza yeni birileriyle de işi fazla şansa bırakmadan, ortak ödüyorum...

ve fakat (bu bağlacın pek seviliyor sanırım) berlin'de görüşebilseydik elbette ki kahveleri ben ısmarlayacaktım:) gerçekten üzüldüğüm bir durum oldu ve gerçekten konsolosluğa çok kızgınım çünkü vizeyi uzun verselerdi, temmuz başında ausburg da olmayı büyük ihtimal başaracaktım... şimdi her seferinde aynı işlemler öyle zor geliyor ki anlatamam... bu arada dediğim gibi, varsa ekstra bir istek, almanya'ya getirebilir ve şehiriçi kargosuyla dilediğin adrese yollayabilirim hala, karşı ödemeli ama:)

Borges dedi ki...

Olsaydi güzel olurdu kesinlikle ve isterdim cok.. ama bakarsin baska yerde baska sekilde diyoruz.. benden kaynaklanan bir sansizlik durumu mevcut olsa gerek. Fuzzy,Ahmblt,Cikozi filan burada yasiyor, onlarla görüsemedik hic.. Artik Istanbulda diyoruz, sag-salim git gel, yeter :)

Su durumda böyle bir sorunun oldugunu dile getiremeyiz belki ama verdigim örnekler iki kahve parasi, McDonalds gibi daha cok zihniyeti önplana cikaram durumlar, yoksa mevzubahis miktar fazlalasirsa baska faktörler devreye girer ve durum karisik bir hal alir..

Ama kimsenin kimseyi taniyamadigi ve tanisma evresinde hesap ödemenin bu kadar önemli bir insani tanima araci oldugunu ben bilmiyordum, bildirmek de istedim gibi ;)

PENNEARABIATA dedi ki...

Borges önemli bir konuyu çok güzel anlatmışsın. Eline sağlık. Dediğin gibi bu hesap işleri her zaman insan ilişkilerinde kritik bir nokta olmuştur. Ben genelde erkek ya da kız farketmez hemen elimi cebe götürür, hatta hesap gelmeden cüzdanımı elime alır ödemek için beklerim. Bazı kız arkadaşlarım olmuştu üniversite zamanında, çulsuz zamanlarımdı, yer içerdik elleri hiç ceplerine gitmezdi onlara da uyuz olurdum ama o da ayrı. Sanki ben milyarları kazanıyordum da her hesabı ödeyecek güce sahipmişim gibi. Esnaf çocuğuyduk en nihayetinde. Babamız biz kendi paramızı kazanana kadar cebimize ne koyarsa onunla idare ederdik. Bu yüzden öyle kızlarla da ilişkilerimi çok uzun tut(a)mazdım! :)

Borges dedi ki...

PENNEARABIATA: Hani insan hep seyi bekliyor sanirim. Tamam, biz ödeyecegiz ama sen de "ödemek üzere bir atilim yap" gibi.. Biz yine sana ödetmeyiz ama o kucuk atilimi da görmek istiyoruz.. BU kucuk atilim aslinda "ödedin, sagolasin" demenin bir baska yoludur.. Karsi tarafin ödemesini olagan karsilama durumu beraber bir yasam olmadigi takdirde cok da olagan degildir aslinda.. ödemek, o an ve durum icin nezaketin bir getirisidir, ayni zamanda "kucuk bir tesekkür" de bir baska nezaket unsurudur gibi.. Kullanilmak ise cok baska ama tekrarinda kim nedir ortaya cikiyor gibi..

Ögrenci dönemimde kesinlikle öderdik hep.. Bu bizde biraz da yurt ortaminda cok sik konusuldugundan kucukten beynimize yerlestirilmis bir sey.. Sahsen ben sevgili Ali Okanci, aptal yerime konulacagimin farkinda dahi olsam onu da göze aliyordum mevzubahis miktar cok da canimi sikmayacak sekildeyse..

Bay Kerahet dedi ki...

ilk başlarda erkek jest olarak bir şeyler yapmalı bence.

yemeğe çıkarmalar falan oldu mu erkek jest yapar ancak daha orta halli durumlarda o an ne gerektiriyorsa o. 4 tl tutmustur hesap, kimde daha kolay bozulabilecek para varsa o öder mesela.

ayrıca yazının bir kısmında: "Sadece Türk kadinlarinin cimri erkeklere karsi inanilmaz bir antipatisi var, bunu farkettim." demişsin.

Yanlış! kusura bakma hocam. Türk kadınları cimri erkeklere inanılmaz antipati sahibi değil.
Ama türk kadınları eli açık erkeklere aşırı hayran!

Sebebi malum zaten ;)

E bu hayranlık zamanla tersi durumlara nefrete dönüşüyor olabilir herhalde. (:

Sonuçta durum erkekle değil kızla alakalı. Çevremde "sevgilim değil mi, tabii ki benm hesabımı da ödeyecek" diyen kızlar biliyorum.

Sanki biz kendimiz kazanıyoruz. Kusura bakmasınlar da ailemiz onları besleyelim diye bir yerlerini yırtıp para kazanmıyorlar.

Sonuçta rahat olmak lazım. Cimri erkek/ eli açık erkek kadar önemli olan kızın hangi kafaya sahip olduğu.

Neyse uzattım. Yazı güzel olmuş bayağı (: