6 Ocak 2010

Skibbe Röportaji.!



Ben bu röportaji simdi gördüm.. Asagida bir yerlerde anlatmak istedigimin cok daha kisa bir özeti Skibbe'nin sözlerinin icerisinde vardir.. Fanatik gazetesinden Kaan Bora'nin röportajindan su alinti yeterlidir aslinda cok sey icin..

K.B.: Bu kadar basit mi, gönderilişinizin ardındaki gerçek neden nedir sizce?
M.S.: Bunu açıklamak çok zor. Her şey aslında iyi gidiyordu. Ama böyle uygun görülmüş demek ki... Ama şunu özellikle belirtmek zorundayım. Galatasaray Yönetimi, Avrupalı hocalar alıyor. Alman, Belçikalı, Hollandalı. Çok iyi ve ün yapmış isimler getiriyor. Ama çalışma sistemleri, yöntemleri Avrupalı değil. Gelen teknik direktöre bu doğrultuda bir imkan sunmuyorlar. Böyle bir vizyon kulüpte yok. Olayı kişisel düşünüyorlar.

Rijkaard ise kariyerinden dolayi avantajlidir. Galatarasaray klubunde kimin neyi ne yapip etmedigini algilayabilecek bir yönetici yoktur. Bir Sportif direktöre ihtiyaci da vardir. Isbilen birisine.. Böyle bir insani bulmak ayri bir mesele ona her sekilde futbolun yönetimini teslim etmek ise en zoru belki de.. Herkesin futboldan anlayip karar vermek icin cirpindigi bir ortamda öyle bir ayrim ancak o insanin Galatasaray baskani olmasiyla mümkündür..Eger bugün takimin basinda Rijkaard degil de biraz daha kariyeri olmayan bir teknik adam olsaydi bakacaklari iki nokta vardi: Her maci yeniyorlar mi ? ve ikinci nokta Hincal'in da bir bölümünü olusturdugu basinin cikardigi ses..

Güzel adamdi, güzel de analiz yapmis kesinlikle..

28 yorum:

Confeng dedi ki...

Abi peki sen bir örnek verebilir misin Sportif Direktörlük için Galatasaray'a gelebilecek bir isim? Yani aklına böyle bir isim geliyor mu?

Borges dedi ki...

Number 7: Isimler de önemli degil. Adnan Sezgin oldu ama pek de iyi olmadi gibi. Üstünel daha cok belirli alanlarda isbitirici.. Polat desen cok iyi niyetli ve diger alanlarda basarili da lakin futbol konusunda ben onu "yeterli" görmüyorum. Birisi basa gelse dahi bu ve benzer isimlerin icerisinde tek basina futbolu yönetme sansi pek yoktur, sorun daha cok bu sistemin oturmasinin bir hayli zaman almasidir ama karar verici konumunda olan insanlar cok cok güzel isler cikartsalar da gercek anlamda futbolu yönetecek durumda degiller.. transfer yapilmasi baskadir..

Bu acidan Rijkaard kariyerinin de etkisiyle yönetiyor ya da ben onu umuyorum..

Adsız dedi ki...

Şimdiye kadar hep bizi biz eleştirdik yada ona alıştık ya yerin dibine sokuyoruz yada dev aynasında görüyoruz.Dışardan birilerinin bakış açısı yada eleştirisi daha objektif oluyor yada öle geliyor.Daha önce Rijkaard Türk futbolu hakkındaki görüşleri gibi.
3 büyük kluplerde menejerlik yada direktörlük sistemin oturtulması cok zor gibi şahıslara ve başkanlara endeksli olduğu için Galatasaray yada Fenerbahçede maaşla çalışan menejerin yada direktörün Aziz Yıldırıma ,Adnan Polat'a rest cekebilecek karşı gelebilecek güçte en azında yerli birisinin görev alması zor zaten öyle birilerine istemezler bana göre.Kayserisporda bu kısmen oturtuldu gibi genel menejer hurma her şeyden sorumlu konumunda 5 yıldır tolunuya 3 yıldır klup yönetimin içinde dısında bir çok kişinin karsı geldiği halde verdiği destekle takımın başında kalmasını sağladı.

Borges dedi ki...

tayfun: Kesinlikle belirttiginiz nedenlerden dolayi bu is cok zordur. Buradan Beckenbauer baskandir ama HOeness kadar yetkisi yok idi futbol yönetimi konusunda. Simdi Nerlinger-Hoeness konusu. Ya da Tonnies Magath'in futbolu yönetmesine karismaz sadece sinirlari belirtir, ekonomik acidan belirli izinleri verir. BU bir sistemdir Bayern getirmistir ve digerleri de takip etmistir.. buraya da birisi oturtacak ve digerleri onu takip edip geleneksellesecektir, su durumda cok kolay degil..

BT dedi ki...

Galatasaray'ı, Florya'yı biraz bilmek lazım.

Borges dedi ki...

BT: Pek anlamadim. biz bilmeden mi yorum yapiyoruz yoksa ben yanlis mi anliyorum ? Yoksa Skibbe mi bilmiyor Floryayi ? (birileri cok sükür biliyor da bilmeyen kimdir ?)

Flying Dutchman dedi ki...

Skibbe zaman verilebilecek bir teknik adamdı burası kesin, sen de onu seviyorsun Borges bunu da biliyorum. Ama biz bu görevdeyken "yerin dibine batırma" kovulduğunda "süper adamdı ya aslında" muhabbetini çok yapıyoruz. Kör öldü badem gözlü oldu demek istemiyorum bu davranışa ama Skibbe, görevde iken olağanüstü işler yapmış bir adam değildi hiçbir zaman, kariyerine bakıyoruz, akılda kalıcı bir işi, bir kupa kaldırmışlığı yok (kıstas bu değil tabii ki başarı için ama övgü ile başarı arasında ufak bir orantı olmalı). O röportajında "GS benim gibi bir antrenörden yararlanabilirdi" gibi bir laf var o biraz boyunu aşan bir laf. GS'da görev yaptığı sürede, "vay anasını" dedirtecek kaç maç oynayabildi ki takım. Yine o röportajında "Frankfıurt ile ilk yarıda son 15 yılın en iyi derecesini aldık" diyor. Tamam güzel de bu Frankfurt'la son 15 yılın en iyi derecesini almakla övünen adamın Galatasaray'da aynı küçük mutluluklarla ilerlemeyi düşünmesi acaip. Dürüst olalım, Mihael Skibbe'nin GS ve tüm kariyerinin Reinhard Saftig'den çok da büyük bir farkı yok, şu ana kadar konuşuyorum tabii.Skibbe bundan sonra ne yapar bilemem.

Bir de ben bu teknik adam değerlendirmesinde "kurduğu takımı bıraktı ama o takım şimdi çılgın atıyor" değerlendirmesini sevmiyorum. Bir şartla mantıklı geliyor bana, adam takımını kurmuştur, başarılı da olmuştur onunla, sonra izleyen adam da buna devam eder. Ama o takımla hiçbir şey yapamadıktan sonra arkadan gelen başarı kazanınca öncekine atıf yapamam ben. Salih de aynısını Tigana-Fulham olayında yapıyor misal, onunla da o konuda uyuşamıyoruz :))

Ha yazısındaki saptamalar doğru, son birkaç yıldır teknik direktörlere kulübün bakışı çok değişti ve sorunlar var kesinlikle. Ama Skibbe'nin başarısızlığının tek sebebi yönetim değildi. Biraz hırsıza da sorumluluk yüklemek lazım.

Borges dedi ki...

FD: Yanlisim varsa düzelt, burada bir Skibbe övgüsü var midir ? Badem gözlü mü yapmisiz Skibbe'yi ? Peki hangi cümlelerle bunu yapmisiz.. Altini iyi cizmek gerekir. Benim skibbe'yi sevmem senin keza onca kötü futbola ragmen Bülent Korkmaz'in oynattigi futbolu sevmen filan isin baska yönüdür. Objektif bakarsak eger Galatasaray yükünü bu kosullar altinda tasiyabilecek karizmadan yoksun bir adamdi ve bu acidan Rijkaard cok dogru bir hamledir. Lakin üzerinde durulan konu Skibbe nin yeterliliginden ziyade göz göre göre bir adami getirip olasi sorunlari karsisinda göndermektir. Mesele skibbe den ziyade skibbe operasyonu icerisinde yer alan isbilmezliktir. Keza Feldkamp, Gerets in gönderilisi ve Lincoln,Meira diye gider ki yakin zamanda yazacagim Galatasaray yönetimi analizidir. Burdan nereye gelinmis onu da cok anlamis degilim zaten..
Yalniz iyi okumak gerekir. Ben gecen senenin o her takimin neredeyse cöküs yasadigi dönemin icerisinde zamansiz kovulmasinin anlamsizligi üzerinde duruyorum. Skibbe ile UEFA finali ve Sampiyonlar ligi biletinin kazanabilineceginden bahsediyorum burada ise onun söylediklerinin altini ciziyorum zira ben Demirkol elestirisi icerisine -ki bugünlerde hayranim kendisine- onlarca kez üzerinden gectim. Feldkamp ile yeni bir proje. Skibbe ile yeni bir proje.. Bulent kOrkmaz ile yeni bir baslangic ve alti ayi bulmadan hepsiyle istifa, kovma ve gönderilme yasanmalari..
Nedir kör badem göz olayi. Gerets'in Wolfsburg'A oynattigi futbolun disinda neyi vardi avrupa pazarinda ? Peki Hollman'in kariyeri n edir de Galatasaray Man U gibi bir devi eleyip Sampiyonlar Ligine ilk sekize kaldi ? Arkasindan gelen oynatti olayina da inanmiyoruz..
Ben kupalara, onlara bunlara bakmiyorum. Tuchel kupa kazanmadi ama sevdirmistir kendisini bana. Ilk yari sonunda herkesi sevindirmesi beni ilgilendirmiyor. Trapatoni'nin aldigi kupalarin haddi hesabi yok, beni ilgilendirmiyor, kötü futbol oynatmistir bayern'e, stuttgart'a. Skibbe'nin kaldigi zaman dilimi 7 aydir Benfica,Berlin, ankara deplasmanlari, besiktas su bu diye yeterince maci da vardir göz göre göre farkliligi da coktur, C ok övgü yükledigin Korkmaz'dan da cok cok daha "gelecek" vaad eder durumdadir ama sen ona inanirsin misal bir sey demem,görmüssündür bir seyler, ben de buna. Hepsi bu.

Borges dedi ki...

Sunu da ekleyeyim: Bizler arastirmaci insanlariz süphe yok. Lakin futbol izleyen insanlar olarak futbol yorumculugu altinda tek kistasimiz istatistiki veriler olmamalidir. Bakip seyrediyoruz, gözümüzün önünde oluyor her sey. haliyle hicbir kupa almasa da "güzel" cok kupa alsa da "kötü" diyebilmeliyiz ki bunu demesek geriye sadece istatisikler kalir ki sadece bundan ibaret olmam cok da tat vermez.. Iste bu yüzden skibbe iyi.. bu kadar iyi, izledigim kadar. Övgü de sinir tanimam, kupa almasini istatistik yaratmasini beklemem ama su var ki ben her zaman her seyin en dogrusunu bilmem.. yanilabilirim, yanlis görebilirim..

Bir de su garip iliskiler agi.. ah ki ah.

Flying Dutchman dedi ki...

Ben yazdıklarımı sen bu yazıda söyledin diye yazmadım zaten :) Genel bir yorumdur

Sırf sen ismini geçirdiğin için söylüyorum yoksa karşılaştırma gibi bir amacım yok ama Gerets'in Hollanda'da şampiyonlukları olduğu gibi, Belçika'da da oldukça sıradan Lierse'i şampiyonluğa taşımışlığı var, biliyorsun zaten. Kariyeri bomboş bir adam değildi asla. Ha zaten belirttim ben de başarı kriteri tek başına bu değildir ama arada bir orantı olmalı diye. Tuchel başka bir hadise bana göre. Mainz ile Bundesliga'da teknik direktörlüğe ilk başladığı sezonda buraya gelmek başka bir şey biraz Skibbe'ye göre.

Bir de ben Bülent Korkmaz'ın oynattığı oyunu sevdiğimi hiçbir zaman söylemedim, hiçbir zaman da çok övgü yüklemedim, nerede okudun hatta merak ediyorum. Eğer Lincoln hadisesinde ona destek çıkmamdan yola çıktysan benim oradaki derdim otorite ile ilgiliydi yoksa Bülent'in oynattığı futbolla alakası yok. Belki 1-2 maç sonrası iyi futbol oynadık demişimdir ama zaten o 1-2 maçı Skibbe ile de oynadık.

neyse budur görüşlerim uzatmayayım

Noat Samisa dedi ki...

Benim yine Tigana damarım kabardı, yer işgali için kusura bakma Borges.

Aulas'ın Lyon'unun 95'te kazandığı lig 2'liği, o güne kadar kulüp tarihindeki zirve başarıdır. 2 sezon evvelinde 14. sıra, ardından Tigana'nın göreve gelişi ile ilk sezonda 8. sıra ve sonrasında 2. sıra ile efsane başkan ilk meyveyi almıştır. Ludovic Giuly'yi de kenara yazalım. Tigana'nın yapılandırdığı bir takım vardı ve bu seri bitti. 2000'ler ile birlikte Lyon uçuşa geçti. 95'ten iki yıl sonra, Monaco'nun 9 yıl sonra kazandığı ve o günden bu yana 1 kez erişebildiği şampiyonluk yine Jean Tigana ile gelmiştir. Yine 2 yıllık bir yapılanma ve sonucu şampiyonluk. Henry ve Trezeguet bir kenarda dursun, bir de Tigana'dan sonra transfer büyük yapan Sagnol, Barthez, Sonny Anderson, Riise'yi ben dahil edeyim. Bunlar yine Tigana'nın kurup başarılı olduğu takımdan çıkan, tamamı Tigana himayesine girmeden evvel isimsiz olan ve giderken kulübe para kazandıran oyunculardır.

Alalım bunu Fulham'a uyarlayalım, FD blogda uyarladığımı hatırlıyorum. İsimsiz oyunculardan kurulan bir yeni takım daha... Yıllar sonra zirve lig deneyimi Tigana'nın alt ligde yaşadığı rekor puanlı şampiyonlukla geldi. İlk terfi sezonunda 13. sıra, yaşanan 2 transfer döneminde harcanan para Stoke hocası Pulis'in harcadıklarından az hatta. Abartılı bir harcama da yok ortada yani. Sonra sayısız sebepler silsilesi ve zirve ligdeki 2. sezonun ilkbaharında yaşanan düşme korkusu... Tigana baştan sona hatalı olsun bu süreçte, önemli değil. Sonradan Chris Coleman'ın kullandığı iskeletin tamamını Tigana transfer etmiştir. Yanlış söylüyorsam geçmişe bakılsın, daha evvel FD blogda Fulham'daki kadro yapılanmasını detaylarıyla anlatmıştım. Hodgson üzerinden yapılan ''isimsiz oyuncu ile başarılı oluyor ama Tigana eşek yükü paraya isimli adam aldı da başaramadı'' tezi doğru değildir. Davalar süreci ve Beşiktaş... 1.5 yılda 3 kupa; tıpkı Lyon'a tarihteki en iyi derecesini yaşatan adam oluşu, Monaco'ya yaşattığı şampiyonluk ve Fulham'a yıllar sonra zirve lig deneyimi yaşatması antrenörlük başarısı sayılmıyor olsun, Beşiktaş'taki kaotik ortamı da bir kenara bıraktım, son 20 yılda Beşiktaşlı'nın 1.5 yılda 3 kupa gördüğü dönem yoktur. Bunlar istatistik veya kupa başarılarıdır Tigana'nın; yanına yukarıda sayılan veya sayılmayan sayısız yeni oyuncu ilişir. Henry'sinden Bobo'suna kadar...

Tablo budur. Tablo buyken FD ile nasıl anlaşamıyoruz ben anlamıyorum. Fransa ulusal takımın yeni hocası için şimdilerde Tigana yazılıyor, herhalde L'equipe El-Fayed'e sormamıştır. O takımla hiçbir şey kazanmayan hoca budur, Tony Pulis veya bir başkası EPL'deki ilk sezonlarında kupadan kupaya koşmuyorlar. Son 15 yılda yeni çıkan kaç takımın ilk 10'a girebildiği sayılırken hiçbir şey yapamayan hoca oluyor Tigana. Adama takık olur Beşiktaşlı, Tigana'ya laf sokar; ben de aptal Tiganacı olurum ama bunda FD'nin ısrarını görmek üzücü. Mourinho, Van Gaal kıyası yok burada, bence Yılmaz Vural şu sıralar ligimizin en başarılı hocasıdır mesela. Yekta diyor sürekli pas çalışıyoruz, 2 sezondur adı anılmayan Moritz ortada, takım güzel top oynuyor. igdeki son 8 haftanın en çok gol atan takımı oldular. Peh, Anadolu göçebesi Yılmaz Vural demek gerekir öyleyse, mi acaba?

Benim Tiganacı olmamın aslında şu yukarıdakilerle çok da büyük bir bağı yok. Belki Borges de Skibbe ile böyle bir bağ kuruyordur, diyip işgale sebep bulayım bari. :)

Selamlar...

Borges dedi ki...

FD: Ben Gerets tartismasini cok önceleri yapmistim. Parma Maniac ile sözlükte ve genelde bes büyük lig harici basarilari ve sampiyonluklari pek coklarina göre kariyer olarak addedilmiyor bile. (bana göre bal gibi de kariyerdir ) Bunun disinda Skikbbe'nin Bundesliga üzerindeki dolasimi neyse Galatasaray macerasi öncesi Gerets'in de oydu. Kaiserslautern, Wolfsburg vesaire.. Kariyer acisindan cok da buyuk bir fark yoktur , oyuncu kariyeri acisindan vardir daha cok.. Baska acidan Sampiyonlar Ligi Sampiyonu olmus -etikete dikkat- bir takimin basina almanya tarihinin en genc hocasi olarak getirilmesi bence yeterince skibbe icin "kariyer" eder. Dortmund klubunde Skibbe calistigi vakit oyuncu grubunun ücde birinden daha genc idi yasi.. Almanya ile dünya kupasi ikinciligi voller'e gitsin de üc yillik leverkusen deneyiminin disinda icerisinde yaptigi isler -rolfes-adler-kiessling v.s- kayda deger. Rijkaard, Hiddinki degil ama Galatasaraya da cok kötü degil. Önemli olan Galatasaray takimi kaldiramayacagin tasin altinda kendisini sokmasidir ki bu konuyu ileride ben acacagim dursun bir kenarda. Skibbe belirli alanda yetenegi olan adamdir lakin Galatasaray gibi bir klube gelebilmesi icin pek cok alanda yetenegi olmasi gerekir, bu acidan yanlis bir hamledir. Eger saglam bir sportif direktörü olsaydi ve pek cok konu halledilebilseydi o zaman skibbe dogru bir tercih olabilirdi belki.. Bu uzun bir tartismadir zaten.
Bak madem icerisine giriyoruz, devam edelim Tuchel olayindan. Simdi, Leverkusen sezonun ilk macina cikiyor. Mainz ile. Her sezona firtina gibi girdiginden yener diyorsun, bahis de oynuyorsun doksan dakika Galatasaray maci gibi dikkat ile izliyorsun. Arkasindan 2-2 ve inanilmaz bir takim: mainz.. kimdir hocasi ? kenara köseye yaz. Sonra diger maci.. sonra diger maci ve mac icerisindeki taktiksel dönüsümleri.. kimdir hocasi yahu ? dikkkatle bak, arastir ve ögren ki labbadia'nin da icerisinde bulundugu teknik adam listesinin labbadia yi gec dönemin en iyi not ortalamasi ve stuttgart okulu ve daha neler neler.. Bundesliga.de sitesinde taktiksel hinlikleri ve basarisi ayrintili sekilde de aciklanmsitir, ben okudum ettim sevdim cok baska baktim.. bu sekilde basliyor..Sonra motivasyon yöntemleri, sarkilari dans gösterileri ... hepsini görmek ve sonrasinda arastirma ve sonrasinda sevmek.. kupalar sona gelir veya gelmez ,önemli degil gördügümüzü yaziyoruz.. Zira kupaya etki eden cok fazla faktör vardir bunun üzerinden cokca gectik. Leverkusen takiminda yasadigi cöküs Skibbe'den bagimsiz bir sorundur ki LAbbadia'nin da basina gelmistir. Kupa icin, basari icin faktörler ya da teknik adamin rolü aslinda sanildigi kadar yoktur. Bülent Korkmaz ve Skibbe ayni kaderi bir baska acidan paylasmislardir ve rijkaard'a uygulanan tavir bunlarin hepsinin disindadir. Galatasarayda isbilir yönetici yoktur, isbilir insanlari basina getirme sevdasi vardir. Takim kendisine Skibbe-Guardiola-Labbadia-Doll filan aramiyor, Derwall ariyor, Terim ariyor.. Magath ariyor.. Sorun daha cok buradadir. Teknik-taktik degil sadece yönetici ariyor basbayagi.. (uzun bu cok )
Benim mac analizlerim burada durur. Herkesin skibbe'nin oynattigi futboldan sarhos oldugu dönem icerisinde -Ankara deplasmanlari, benfica berlin maclari, besiktas galibiyeti- saglam elestirmisim bir kere.. Defans zaafiyerinin(üclü defans) üzerinde siklikla durduk. Kondisyon ve hatta Arda'nin gelisiminin önüne ket vurduguna dair onca elestiri söz konusuydu acip bakmakta yarar vardir..

Borges dedi ki...

SImdi Noat'in Tigana hakkinda cok güzel ve cok sevdigim bir postu vardir. Ona basin toplantisinda yapilan bir terbiyesizligi islemistir. Keza Skibbe'ya yapilanlar oha diyorsun ve senin acindan da ayni sekilde Bülent Korkmaz'a yapilanlar.. Simdi Skibbe-Borges, Lambuja-Zico, Noat-Tigana, FD-Bülent Korkmaz.. BU bagliligin altinda yatan hem biraz oynatma bicimi, teknik adamligi üzerine güzellemeler ama bundan da öte sevdigimiz kluplerin bu gibi insanalra olan yaklasimlarinin adaletsizligi.. Haksizliklar karsisinda takindiklari tavirlar, usluplari ve cok sey.. Tek ben degilim Skibbe'ye adamligi nedeniyle hos bakan.. Sözlükte buraya days'in entrysini aldim keza rijkaard.. böyle bir adamin basarisiz dahi olsa takimda olmasindan acaip keyif alan adamalr var.. futbol disi bir bagdan bahsediyorum. Tavirlarina, duruslarina.. Bremenliler vardir Schaaf manyagi.. oysa bir bundesliga sampiyonlugu var ki bunun disinda baska bir bag olusuyor.. Stuttgart'lilarin Löw'ün kupasiz gecen -altinizi ciziyorum kupasiz gecen- sezona dair takintilari vardir.. o seytan ücgeninin müptelasi olmuslardir.. Veh ile sampiyonluk kazanmislar aa ama sorsan en cok satilan forma bobic'indir en sevilen dönem löw dönemidir diye uzar.
Ben Noat'i cok iyi anliyorum. Noat gibi futbolun derinliklerine nufuz eden adam ücü bes yapmasi degil bir baska yerden bag kuruyor.. baska acidan kosullara göre bizim söylemlerimiz belirleniyor bir bakima... Birileri Skibbe'yi Mourinho yapsaydi belki cok baska seyler yazacaktik gibi..
Son olarak Skibbe'nin kovulmasi ve Bülent Korkmaz'in basa gecmesi. Her ikisi de yönetim yanlisidir. O sene o kadro ve futbol inan bana UEFA finalini alabilirdi zira rakipler cok zayifti. Bremen ligde dökülüyordu 11. lige oynar iken final oynadi UEFA'da keza Denizli yoktan yere sampiyon yapti -hakkiyla ve güzel futbolla- ama GS olabilirdi. BU sene skibbe kalsin, cok basarili olur demiyoruz ki belirttik, kovabilirdi sezon sonunda ama o sezonun sonunda.. Hem Korkmaz a yazik etmis olunmaz hem belki Lincoln cok baska olurdu(maliyet zarari inanilmaz oldu) hem de sampiyionlar liginde rijkaard takimi oynatirdi.. bunlar olabilirdi , ihtimal lakin hicbir seyin olmamasi basarisizligin da kesin bir belirtisidir.!

varol döken dedi ki...

diğer tartışmalara bilgi ve ilgi eksikliğimden müdahil olmayacağım ama borges zico ve duygusal bağ demiş, ben de en az lambuja kadar zicosever bir fenerbahçe taraftarı olarak bunun benim tarafımdaki sebebini belirteyim...

zico'yu şampiyonlar ligi ön elemelerinde ve ilk lig maçında izlemiş ve medyanın ezik gazına gelerek, yandık bu sene demiştim... ilk 9 hafta kötüydü takım, sonra zico gülmeyi bıraktı, bu medyanın pisliğini, türkiye'nin gerçekliğini anladı ve kendi büyüklüğünü hatırladı... o zico'ydu, kimilerine göre pele ondan sonra doğsa beyaz zico olacaktı... işte ben o sevgi dolu zekayı, gelişime açıklığı, alçakgönüllülüğü ve futbolcuya olan bambaşka ilgiyi sevdim... ilk defa bir futbolcu zico yu seviyoruz derken yalan söylemiyordu... uğur boral'ın bir maç sonrası açıklaması var:

"futbolcu bazen kendisi, bazen takım bazen taraftar için (çoğu zaman da para için, bu benim kişisel eklemem:) oynar ama biz artık zico için de oynuyoruz"

hemen hemen bu minvalde futbolcuların zico'ya bakışını anlatan bir röportaj... zaten uğur'un bu röportajı neden verdiğini denizli maçında kenara alındıktan sonra zico'nun ona yaklaşımında gördük...

ve bütün bu duygusal bağın yanında bir futbol gerçeği var... sadece şampiyonlar liginin en iyi derecesini elde ederek değil, bir önceki sene uefa'daki başarılı maçlar (newcastle çok daha güçlüyken müthiş başabaş bir futbol ve kaybediş, az alkmaar, frankfurt, palermo maçları)...

inter maçında fenerbahçe tarihinin gelmiş geçmiş en iyi futbolunu (bunu gerçekten abartısız söylüyorum, rakip ayarında alıp) oynadı ve devam ettirdi...

evet ligde takım konsantrasyon eksikliği yaşıyordu ama kim yaşamıyordu ki?

işte fenerbahçe'nin nankörden başka hiçbir şekilde tanımlayamayacağım yönetimi böyle bir adamı gönderdi...

bize de onun başarısı için sürekli dua etmek ve her yerde takip etmek kaldı bu güzeller güzeli büyük adamı...

hagi dedi ki...

Bu adam takimin basina ciktigi ilk resmi mactan(Steau Bukres) sonra boyle kadro cikarilir mi, bu adam hoca degil seklinde hucumlara maruz kalmis bir hocadir. Hatta Ugur Meleke bile,o siralar haberturkte yayinlanan demirkol ve okan karacan ile yaptiklari programda 'ey skibbe!' diye baslayan bir cumle kurmus akabinde demirkol tarafindan cok fena makaraya alinmisti, iyi hatirliyorum.Gerci O bu tarz yikici bir tavir koymamisti ama bu uslup bile birseyler anlatiyor.

Boyle bir delirium vasitasiyla tanisti turkiyeyle.aslinda bundan sonrasindan bahsetmeye gerek bile yok.boyle karsilanan bu suur seviyesindeki bir kamuoyunu memnun etmek zorunda olan bir adamdan ne bekleyebilirsiniz ki?

Akabinde ligde aldigi ilk(evet ilk) maglubiyet sonrasi yardimcilarinin kovulmasi,kalli'nin donusu,Lincoln'un kaptan olmasi ,Arda'nin resti gibi her biri ayri birer yonetim basiretsizligi hatta skandali olan gelismelerle Skibbe teneke baglanarak yollandi.Sonrasinda olanlari biliyoruz.

Peki iyi isler yapti mi?Ben sahsen Olympiakos,Benfica ve Hertha macindaki futbol seviyesini Avrupda Lucescu'dan beri ilk kez izledim.Galatasaray'a, aliskin olmadigi bir futbol anlayisini kisa surede yerlestirmeye baslamisti.Ne var ki buyuk bir hatasi/eksigi vardi.

Turk oyuncusuna biraz fazla -cok afedersiniz- adam muamelesi yapiyordu.Su 5 lik kocaeli macinda 2. goldeki Mehmet Topal ve Sabri'nin vurdumduymazliklarina bir daha bakin lutfen ligtv nin sitesinden.Bana o mactaki aci skordan daha fazla koyan sey o goldur.Skibbe'yi bitiren de her avrupa zaferi sonrasi koyveren futbolcularin akabindeki lig maclarinda aldiklari kotu neticelerdir.Hafiften hot demesini bilen bir hoca olmadigi icin, daha dogrusu bizim oyunculari biraz insanca muameleden anlar zannettigi icin maalesef sonu kotu oldu.

Sonrasinda 3 ay icinde harcanan bulent mevzusu var, ona hic girmek istemem, icim aciyor.Ama Skibbe hakkinda bir iki kelam daha etmek isterim.Son macinda o menfur kocaeli macinda stattaydim ve 4.golden sonra skibbe istifa tezahuratlari baslayinca tiksintiden daha fazla duramayip mactan ciktim. Akabinde Cevahir'de o sokla kahva icmeye giderken bir de lavugun biri mac skoru sormasin diye formami cikarip elime aldim.Ama iste kader aglarini ordu,genc bir bayan elini tuttugu sevgilsine benim elimdeki formayi gosterdi-nasil gorduyse artik- o da gelip 'abi mac kac kac' diye sordu;benim 4-2 dememle yanimdan gecen baska bir munasebetsiz 5 oldu 5! diye bagirdi ve o aksam baska bir kac olayla daha birlesip benim icin unutlmaz bir hal almis oldu.Ama ben Skibbe'yi o aksam icin hic suclamadim.Benim kalbim hep onunla olacak.Insallah birgun bizim memleketteki suursuz kitleye tokat gibi carpan sonuclarla gundemimize gene girecektir buna inaniyorum ama bizim suursuzlar gene akillanmayacakalr buna da eminim.

Borges dedi ki...

Hagi ve Varol Döken iki teknik adam bakisini yansittilar.. (okurken cok keyif aldim) ben derim ki toplamda futbol biraz da bu insanin kendi kisisel hikayelerinden, bakis acilarindan olusur.. istatistiklerden cok daha degerlidir.

Unknown dedi ki...

adam lincolnu bana bedelsiz verin kendini gostersin sonra talibi cikarsa satarsiniz diyo. bence su an lincolnu alacak bi takim yok o bonservis bedeliyle.skibbe kovulmasina ragmen kulube hayirli bi is yapiyor. bence bu teklif gs icin iyi bir teklif . transferin son gunlerine kadar beklenip bu transfer isini halletmeliler yoksa yine elde kalicak. adam kendini gosterme firsati bulsa da zararsiz bi sekilde bu mevzu kapansin.

TA dedi ki...

@FD

skibbeyi futbolseverlerin! sevmesinin nedeni oynattığı fantastik oyundur.skibbe görevde iken olağaüstü şeyler yapmadı diyorsun.hiç katılmıyorum.galatasaray tarihinin en efektif fantastik futbolunu oynatan fatih terimden sonra ikinci teknik adamdır.bu futbolu öyle bir iki maç oynatmadı.yenildiği antalya deplasmasınında dahi en az 10 organize atağa ve pozisyona giriyordu galatasaray.forvetlerin beceriksizliği skibbenin hatası olmasa gerek.skibbeli galatasarayın hiçbir maçta rakibi karşısında ezildiğini görmedim.kocaeli maçı istisna olabilir.avrupa dahil bütün maçlarda oyunu domine eden hep galatasaraydı.bu sene rijkaardın oynattığı oyunla geçen sene skibbenin oynattığı oyun arasında skibbe lehine büyük fark vardır.bir futbolsever skibbenin takımını rijkaardın takımına izlemeyi tercih eder.tabi futbolseverse!...skibbe sevgisi tamamen oynattığı fantastik oyundur.seri kısa paslar verkaçlar ortasahadan kısa paslarla hucuma çıkıştır.galatasarayın oynadığı fantastik oyunu halı saha futbolu diye küçümsediler.aynı futbolu barca oynadığında süper oyun oluyordu.türkiyede iyi şeyler herzaman her zaman kötülenmiştir.dünyada futbol görsel açıdan ilgi çeker.barcayı kara kaşı kara gözü için takip etmez futbolsever.oynadığı oyuna bakar.skor sonra gelir.yunanistanın maçlarını futbolsever! sabırsızlıkla beklemiyor.avrupa şampiyonu olmasına rağmen.geçen sene galatasaray avrupada oynadığı oyunla takip edilen bir takım olmuştur.bu sene oynadığı oyunla kim seyretmek ister galatasarayı.skibbe bir şanstı bu bakımdan.dünya kulübü oynadığın oyunla olunur.
frankfurtta skibbeden skor anlamında ne bekleyebilirsin.ferguson gelsin frankfurtta o bütçeyle skor alsın.alabilir mi? elbette küçük takımlarla büyük işler yapanlar var.bu çok istisnai bir durumdur.wolsburg şampiyon oldu.ama almanyaya göre hayli yüksek maliyetli oyuncularda almıştır.bakabilirsiniz.bir yıldıza(lincoln)para yatıracak kadar bütçesi düşük bir takım frankfurt.herhalde hedefi orta sıralar olacaktır.

@borges
bu kariyer olayı türkiyeye sökmez.hiddik,delbosqe,aragones,tigana ve daha niceler az isimlermiydi.herbirine bir kulp takıldı.skibbe ile arasında ne fark oldu.skibbe ismi olmadığı için 8 ay dayanıldı.diğerlerine sezon sonuna kadar sabredildi.yani kariyer ile isimsiz teknik adam arasında 4 aylık bir avantaj olabilir:)) rijkaard ligi 3.bitirirse bu sezon görevde kalabilecekmi? soru işereti.
problem yönetimlerde bence.

son olarak skibbenin çalıştığı olumsuz koşullara rağmen(iç ve dış)oynattığı oyuna bakarak rijkaardın sorunsuz çalıştığı zamanda oynattığı oyun arasında skibbe rijkaarda fark atmıştır.puan olarakta eşittir geçen sene ile bu senenin galatasarayı.

(ayrıca FD nin futbol zevkine şaşırdım.galiba kendisi 3 pası yapamayan organize atak yaamayan takımlara sempati duyuyor)

TA dedi ki...

biz sanırım kendimizi ya aşırı abartıyoruz yada aşırı yerin dibine sokuyoruz.bunun ortası yok. skibbe galatasaraya küçük geldi deniliyor.galatasarayın avrupada uefa kupası hariç çok büyük bir başarısı yok.avrupanın 5 büyük ligininde bir takımı değil.skibbe dortmundda görev yaptı.yakın zamanda şampiyonlar ligini kazanmış bir takımda 1 sene sonra görevde! sonra leverkusende görev yaptı.yakın zamanda şampiyonlar liginde final oynamış bir takımda 2-3 sene sonra görevde! skibbe 3 dünya kupası kazanmış almanya milli takımında yardımcı olarak görev aldı! galatasaray sanki manu barca da skibbe galatasaraya küçük geldi yorumları geliyor.biraz insaf.skibbenin yaşına ve kariyerine baktığımızda galatasarayı rahatlıkla kaldıracak kapasitede olduğunu görüyoruz.skibbenin galatasaraydaki tek şanssızlığı yönetimin arkasında sağlam durmayışıdır.röportajdaki dikkat çeken bir cümle ise hakemlerin geçen sene oldukça galatasaraya gaddar davranmaları idi.evet hakemlerde galatasaray aleyhine çok kararlar verdi.skibbe hafızalara kazınacak fantastik bir futbol oynattı ve gitti.skorlar unutulur ama futbol unutulmaz.FD skibbeyi saftig ile karşılaştırmış.saftigi hatırlayan var mı? ama skibbeyi futbolsever! her zaman hatırlar.oynattığı fantastik oyun ile.(öyle 1-2 maç değil 20-25 maç!)

Borges dedi ki...

T.C: F.D Skibbe hakkinda da genelde olumlu seyler yazmistir kendi blogunda. Onun sorunu daha cok söyledir.

Bizim biraz da magduriyet durumundan ve teknik adamin ülkenin icerisinde gereginden fazla anlamsizliklarla bogusmasindan dolayi onlari biraz daha iyi anlayan birileri olarak onu anlatma cabasi icerisinde oldugumuzdan daha fazla gösteriyoruz gibi algilaniyor.. oysa her sey biraz da ait oldugu bütünün icerisinde anlamlidir. Bütünden bagimsiz tek basina söylemler, yaklasimlar cok da bir sey ifade etmiyor.

FD burada siniri astigimiizi düsünüyor ki biraz da olsun haklilik payi belki vardir. Yani Skibbe kariyer olarak Mourinho degildir. Biz de dedik ki ona olan bakisimiz daha cok karsilikli iletisim karsisinda bu sekilde gelisti.

Yazdigin pek cok cümleye katiliyorum lakin büyük takim kriteri konusunda da ayrim biraz baska yerde yapiliyor.

Galatasaray'in MAn U ya da Barca karsisindaki konumundan ziyade 70 milyonluk bir ülkenin icerisindeki konumunun büyüklügü önemlidir. Basari acisindan Skibbe'nin calistigi dortmund klubü daha kariyerlidir, 80 bin insan ile oynar maclarin lakin baski ve kosullar konusunda Galatasaraydan daha baskadir. GS bu acidan daha büyüktür, daha baskadir. ÜLkenin futbol gündeminn ortasindadir. Rangers icin de ayni sey söz konusudur ya da Boca Juniors.. Avrupada ne olursa olsun Türkiye gibi bir ülkenin en büyük üc klubunden birisi. BU da basli basina farkli kosullari yaratiyor. Skibbe, klubun diger konulari halleden ve sadece teknik-taktik konusunu disarida birakacak sekilde yönetilen bir klubun icerisinde ancak basarili olabilirdi.. Skibbe Magath degil, Ferguson ya da FAtih Terim de degil. Ama bunu bile bile almak, bile bile sacmalamaktir benim asil konum.. Kariyersizliginin farkinda olup otorite sorunu yasanilacaginin görülememesi.. bu sorunlarin icerisinde iki yardimcisini teknik adamin zor kosullarda biraktiracak sekilde görevden alma gerizekaliligidir zira bu kendi kendine bicak saplamaktir baska bir sey degil bunlardir benim meselem..

Unknown dedi ki...

"Calisma yontemleri Avrupali degil." gibi bir elestiri cok fazla Türki geldi bana. Skibbe, bir teknik direktorun ihtiyac dugdugu rahat calisma ortami ve araclarin saglanmamasindan dolayi Galatasaray yonetimini elestirmis olabilir ama bunu "Avrupali degil" biciminde yapmis olmasi hic inandirici degil. Roportajin orjinal ses kaydini falan duyarsam o zaman inanirim. Bu adam herkesin dilinde "nasil Avrupali oluruz, nasil modernlesiriz medenilesiriz" vs. meselelerin her daim gundemde oldugu bir toplumdan gelmiyor. Anlatmak istedigini bu sekilde anlatmazdi, uzerindeki baskiyi ve olumsuz calisma ortamini betimlemek icin daha Avrupali, daha az Turki bir elestiri yapmis olmali. Eger gercekten boyle soylediyse 6 ay calistigi bir ulkenin psikolojisini cok iyi analiz etmis, hakli oldugu bir noktayi hitap ettigi kisilere cok etkili bir sekilde bildirmis derim.

Flying Dutchman dedi ki...

@Tarhana Çorba

Saftig'in hatırlanmayıp Skibbe'nin hatırlanma sebebi birinin çoktan kariyeri sonlandırması ve GS'ın başına 15 sene önce geçmiş olması diğerinin de daha geçtiğimiz yıl burada olmasına ilaveten sürekli gelişen iletişim çağı ile artık hadiselerin daha fazla insanoğlunun akılda kalması olabilir mi? Bundan 15 sene sonra, Skibbe kariyerinde hiçbir şey elde edememiş ve tası tarağı 5 yıl önce asmış olursa, kim hatırlar onu görmek lazım. Zaten benim o karşılaştırmam bugüne kadarki kariyerleri için geçerliydi. Orada da söylemiştim Skibbe bundan sonra ne yapar bilinmez, görürüz. Evet totalde bakıldığında büyük bir fark göremiyorum derece açısından. Ha ama o ayrı konu. Hele Skibbe ile Rijkaard'ın oynadığı futbolu karşılaştırmak bambaşka bir yazı konusu. Ben görüşlerimde hiç buna yer vermedim. Not düşeyim yine de evet son 3 aydır Rijkaard'ın takımı Skibbe döneminden kat kat kötü oynuyor.

Tigana-N.S ve Skibbe-Borges hadiselerini ben anlıyorum Bir teknik direktörü sevmek ve onu savunmayı da anlıyorum. Zaten benim eleştirilerim biraz bir de bu yanı var diye bakış açısı getirmek. Haddinizi aştığınızı falan da düşünmüyorum :).

Sonuçta yine tekrarlayayım Tigana, Skibbe, Del Bosque bu adamların hepsi Türkiye'den gerekli zaman kendilerine verilmeyerek çirkin şekilde yollanmışlardır. Sabır gösterilmesi gerekirdi. O tarafta hemfikiriz zaten, e zaten ben de defalarca yazdım, teknik direktör istikrarı hakkında.

Flying Dutchman dedi ki...

ulen borges, skibbe yazısını yazmadan önce eski yazılara baktım biraz, bak şurada bana gerets'i eleştirdim diye demediğini bırakmamışsın he :)))

oynamıycam bi daha senle :)

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2009/04/adnan-x-2-partii.html

Borges dedi ki...

F.D: Ben bugün de elestirmiyorum Gerets'i. Kalmasi gerekirdi ve belki bir kac yili daha vardi, formdaydi cok ki bizden sonraki dönemde ne kadar formda oldugunu gördük.. Gerets'in gönderilmesi ve genc yetenekleri harcadi geyigine katilmiyorum ben. Kariyeri ise nerden baktigina göre degisir ki ben de bazen ordan bazen burdan bakip hile yapiyorum sanirim :)))

Mevzubahis konu burada Polat yönetiminin bir istikrari olmamasi ya da cizilmis bir yolun her alti ayda bir yeniden cizilmesidir. BU da kosullari olusturuyor ve bir bütünlük saglayamiyor, yol katedilemiyor.

Öyle veya böyle Rijkaard ve ona birakilan ipler nedeniyle bu takim istenilen seviyeye dogru yol almaya baslamistir simdi tek korkumuz olasi sportif basarisizlikta teknik adamdan olmaktir.. Umarim bu olgunluga ulasmistir takimin yöneticileri.

answer dedi ki...

açıkcası skibbe doneminde takımın 60.dakikadan sonra yürüyecek hali kalmıyodu..ardaya kondisyonu yok vb gibi şeyler soyleniyordu bu sene 90 dakika taş gibi oynuyo arda.. hatta dinlendirilmek için oynatılmadığı maç bile yok denilcek kadar az..

Borges dedi ki...

answer: Dogrudur, hatalari vardi veya yetersizlikleri mevcuttu lakin dönem itibariyle kovulmasi yanlis bir hamleydi.Hem önemli bir degeri harcamis ve onun teknik adamlik kariyeriyle oynamistir ve ayni zamanda takimin o sezon elde ettigi sportif basarisizliklara da neden olmustur.. mesele bugün budur yoksa Skibbe gitti Rijkaard geldi, bunu tartismiyoruz..

TA dedi ki...

@FD

skibbeyi hatırlamak saftig!i unutmak zamanla ilgili şeyler değil.skibbeyi unutmak ne mümkün.çünkü basit birşey bu.nedir?galatasaray her sene her sezon böyle üst düzey bir futbol oynamıyor.oynayamıyor.hal böyle olunca 10 yılda bir gelen güzel oyun olunca da bunu unutmak kolay olmaz sanırım.bu futbolu abarttığımı düşünebilirsin.orası tartışılır tabi.dünya futboluna baktığımızda, üst düzey oynanan futbola çok yakın bir performans vardı sahada.kalite açısından.skora yansımamış olabilir ama bu kaliteyi görmemize engel değil.15 yıl sonra skibbe unutulmaz .hatta skibbe futboluna yakın oynanan bir maçta 15 yıl sonra ona atıfta bulunurlar.bu kariyer konusunda da rakamlara kazanılan kupalara çok önem veriyoruz.taraftar ile futbol arasındaki ilişki kazanılan kupa değil oynanan oyunun seyredilmesidir.yani 34 maçın 30 unda kötü bir oyun ve kazanılan şampiyonluk taraftara ne verebilir.kupayı takım kazanır.taraftar ya güzel oyun izler yada kötü bir oyun.skibbe sanırım futbolsever! taraftara hitap eden bir teknik adam.bir taraftarın 'bırak güzel oyunu bana kupa kazandır' demesi bana saçma ve anlamsız geliyor.taraftar kupa kazanmaz! skibbe kariyerinde birşey de elde edemeyebilir.ama gönüllerde çok şey elde edeceği kesin.yunanistan avrupa şampiyonu oldu.istatistikler unutulur.bu kariyer saplantısından marka düşkünlüğünden vazgeçmek lazım.skibbeye burun kıvıranların çoğu sadece markasız(kariyersiz!) olmasından kaynaklanıyor.skibbeye sempati duyulmasının bir nedenide karekterinin çok düzgün olmasıdır.olayın özeti şudur aslında.geçen sene bir futbolsever valencia-sevilla maçı yerine galatasaray-gençlerbirliği maçını izlemeyi tercih eder.bu sene bir fener-galatasaray maçından kim ne keyif almıştır.eğer skibbe ve benzeri hocalar gelmezse yakın zamanda bir futbolsever fener-galatasaray maçı yerine stoke city-fulham maçını izlemeyi tercih edecektir.sonra türk futbolundan bahsedeceğiz birde. türk futbolu diye birşey var mı?bu sene hangi türk takımını izlemeyi bekler taraftar.ama geçen sene galatasarayı izlemek ayrıcalıktı.futbolda da çevre-merkez ilişkisi her zaman vardır.çevre ülkeler merkezi izler(5büyük lig).sömürülen -sömüren ilişkisi.ama geçen sene skibbe buna bir darbe vurdu.galiba bundan dolayıda skibbeyi aforoz etmiş olabilirler:) rijkaard devrim yapacaksa nasıl yapacak?eğer bir futbolsever sevilla -valencia maçı yerine galatasaray-eskişehir maçını izlemeyi tercih ediyorsa rijkaard devrim yapmış demektir.şu anda böyle birşey yok.

Atilla Çelik dedi ki...

Skibbe'yi sevmeyeni Japon öfke tanrısı Aragami çarpar valla. :)

http://kayipzamaninpesinde.blogspot.com/2010/01/michael-skibbe-jon-cryer.html