26 Şubat 2010

Aykut Kocaman'in Sportif Direktörlügü,!



Sportif direktör Aykut Kocaman diyorlar.. Yani bu su demek: Bayern'in Hoeness'i, Bremen'in Klaus Allofs'u, Dortmund'un Michael Zorc'u, Frankfurt'un ayni zamanda baskani da olan Bruchhagen'i, Leverkusen'un Rudi Voller'i gibi bir sey.. Böyle bir sey bu ülkede her seyden önce mümkün müdür ki ?

Aykut Kocaman misal Daum'u kovabilir, Yilmaz Vural'i alabilir mi Aziz Yildirim'a ragmen.. ? Her seyden öte Christoph Daum hakli olarak Aykut Kocaman'i takar mi Aziz Yildirim var iken.. Keza Aziz Yildirim'in istemedigi ama Aykut Kocaman'in istedigi bir futbolcunun sözlesmesini uzatabilir mi ? Bir klup baskani nasil ki teknik direktöre takimi kurmasi icin görev alani sunabiliyorsa sportif direktöre de ayni sekilde klubün yönetimi futbolu yönetmesi icin herkesten bagimsiz belirli bir alan birakabilir mi ? Soru Aykut Kocaman'in yeterliliginden ziyade böyle kosullarin ülke icerisinde gerceklesebilme ihtimalidir. Böyle bir kültüre sahip degiliz ve bana göre sorun daha cok budur.

Sportif direktör ya da Genel menajer'in varliginin nedenini masaya yatirabiliriz. Neden böyle bir görev adamina ihtiyac duyuluyor ?

Klubü yöneten para babalarin bu isin ehli olmamasi nedeniyle isbilene ihtiyac duymasidir. Aslinda cok yerde bu görevlerin bir kismini teknik adamlar yapar lakin alti ay sonra gönderilebilme ihtimali olan bir teknik adamin uzun vadede planlar gerceklestiremeyecegi gerceginden hareket ederek böyle bir mevkiye ihtiyac duyarlar ki son derece dogru bir yaklasimdir.. Keza 25 tane futbolcunun türlü türlü sorunlarinin yani sira her gün gerceklestirilen idmanlar, taktik ve daha baska calismalar nedeniyle bir teknik adamin diger konulara ayiracak her seyden öte zamani da yoktur.. 2 yilda bir degisme olasiligi olan yönetimlerden secilen gizli sportif direktörlerin de projeleri uzun ömürlü olamaz.. Bu acidan bir anlamda da yönetimlerin de üzerinde futbola uzun vadeli bir patron gerekliligi doguyor..

Bakin birakin Fenerbahce'yi bana göre Galatasarayin son iki yilda yasadigi basarisizliklarin temelinde sportif direktörün olmamasi ya da bu görevi yapan insanlarin birden fazla kisi olmasindan tutun da teknik direktörlüge kadar uzanan yanlis anlasilmis bir futbol patronluguna taslanilmasi yatar.Göreve getirdikleri teknik direktörlere yaklasimlarinin anlamsizliginda kaybedilmistir pek cok puan ya da tur..

Bu sistemin Avrupada gelismesi ayni zamanda yeni teknik adamlarin dogumuna yol acmistir. Ve yine Galatasarayin kendisine sectigi "genc" teknik adamlarin olmazsa olmaz bir sportif direktöre ihtiyaci olup bunun klup icerisinde karsiligi olmamasindan dolayi yasanilan kaos nedeniyle de sorun yasamistir cokca zaman..

Skibbe ve Rijkaard gibi öncesinde Barcelona ve Leverkusen deneyimleri icerisinde sadece takim calistirmakla tecrübe kazanmis isimlere iki farli yaklasim sergilemistir. Skibbe'ye dünyanin her klubünde kesinlikle teknik adamin belirleyecegi calisma arkadaslarini dahi görevden alma sacmaligina kadar giden dar bir aci ile yaklasir iken Rijkaard'a ise muhtemelen bütün kapilari sonuna kadar sorgulamadan aciyorlar. Feldkamp ise tam anlamiyla söze dökülmüs bir sekilde futbolun patronu olmasi icin göreve getirir iken birakin futbolu, en basit teknik adamin bile kabullenemeyecegi sekilde oyunculara karisip onlarin dahi patronu olamamasina neden olmuslardir zira bu bölgede bir kaos hüküm sürüyor.. Ortada bir Futbol Akli, futbolun yönetimi sorunu vardir. Gerets'i Polat neye dayanarak ve hangi zaman diliminde göndermesi gerektigini bilebilmesine imkan var midir ? Neden Adnan Polat ya da Aziz Yildirim bu gibi haklari kendisinde görecek bir sisteme sahip ? Abramovic'in bakin sadece yildiz oyuncu konusunda dahi takima müdahale etmesi Chelsea'nin o dönem basarisizliginin bire bir nedeni olarak gösterilmistir.

Bu ülkede baskanlarin gücü bu sekilde oldugu vakit sportif direktör'ün layikiyla isini yapmasi mucizedir. Ne Aykut Kocaman'in yetersizligi ne de Daum'un onu takmamasi.. Daum takmaz ama bundan sonra bizzat gidip anlasmayi Aykut Kocaman yaparsa o teknik adam Aykut'u patronu bilir, olmasi gerektigi gibi.. Lakin Daum sonrasi secilecek olan teknik adami Aziz Yildirim secip basa getirirse degisen yine bir sey olmaz, süs niyetine Aykut Kocaman orada durur. Daum konusunda biraz gec kalindi, ülkenin yapisini cok iyi bilen Daum icin sportif direktör diye bir sey yoktur, patron da Aziz Yildirim'dir. Patron'un Aziz Yildirim oldugu yerde de sportif direktör incinik mincinik islerle ancak ugrasir.. Keza oyuncular da kimin patron oldugunu cok iyi biliyor bu ülkede..

Kültür meselesidir bu.. Bakin Franz Beckenbauer Bayern Münih'in baskani iken Hoeness'i kovma yetkisi dahi yoktu keza bugün baskan olan Uli Hoeness'in elestirme hakki vardir ama teknik adami, sportif direktörü kovamaz ve yine bizzat kendisinin basa getirdigi yeni sportif direktör Nerlinger'i klup baskani olmus Hoeness kovamaz. Bunun icin kongreye gidip cogunlugun oyunu almak durumunda. Hoeness, baskan oldugu zaman ilk tepki su oldu: Artik Van Gaal'i istese de kovamaz..Böyle bir sey bizim ülkemizde mümkün mü yahu ? Baskanlarin dahi kovamayacak düzeyde bir yetkisi olmasi hali hazirda bu insanlarin varlik sebebiyle ilintilidir. Zira uzun vadeli planlar yapip uygulamaya gecirmesi gereken tonla projesi olan adami misal ülkede iki yilda bir degisme olasiligi olan yönetimlerin icerisinde dahil edemezsiniz..

Beckenbauer Bayern Münih'in baskaniydi ve cildiriyordu yer yer.. Ribery'e, Robben'e, ona buna.. Hoeness "cok konusma Franz" diyebiliyordu.. burada böyle bilincli bir görev dagiliminin gerceklesmesi mucizeyle es degerdir. Haliyle parasi olan yöneticilerin futbolu ne kadar bilip bilmedigine ya da para babalarinin getirdigi teknik adamlarin aldigi kararlarin ne kadar uygun olup olmadigina bakacak her sey.. Lakin her teknik direktör de Fatih Terim, Derwall,Feldkamp olamaz.. Bunun Skibbe'si var, hatta Rijkaard'i var.. Wolfsburg ayni hatayi Armin Veh konusunda yapti, sonucu gördü. Simdi teknik adam önemsiz, takimin basinda sportif direktör olarak Dieter Hoeness geldi, Schalkeyi yendiler gecen hafta ve hafta ici de Villarreal'i dörtlediler.. Teknik taktikten dahi daha önemli olabiliyor ki biz surada isledik bu sportif direktör ayrintisinin ne kadar önemli oldugunu..

Bayern örneginde baskanin isminin cok fazla duyulmasi daha cok Franz Beckenbauer'in bu isi bilir olmasiyla alakalidir ve yine de baskan olmasina ragmen gücü cok fazla yoktu futbol konusunda.. Simdi bunca zaman Bundesligayla ilgilenirim ve fakat bana sorsaniz Werder Bremen'in baskani kimdir, bilmem. Orada futbolcularin sözlesmesinden oyuncularin transferine kadar her seyin sorumlulugu sportif direktör Allofs'a aittir. Frankfurt takiminda istisna baskanin ayni zamanda sportif direktör olmasidir keza Leverkusen dediginiz vakit Voller gelir.. Baskanlari cok fazla göremezsiniz.. Futbol konusunda güc, sportif direktörün elindedir.. Teknik direktör, futbolla ilgili pek cok konuda sadece takimi calistirmak ve maca hazirlamakla yükümlü bir görev adamidir, sportif direktöre ait olmasi gereken büyük planin sadece önemli ve degistirilebilir bir parcasidir . O klubün futbol projesinden sorumlu kisisi Sportif direktörüdür. Teknik adami kovar, misal Aurellio ile anlasilip anlasilmayacagi konusunda son karar baskanin degil Sportif direktöründür, altyapi konusunda plan-proje isine girisir, uzak ülkelere futbolcu bulmasi icin okullar acar, insanlari yollar..

Ünal Karaman'in yardimci teknik direktörlüge gecisinden sonra ülkemizde biricik olan sportif direktör Aykut Kocaman'in yeterliliginin masaya yatirilmasindan önce görevini layikiyla yapabilecegi kosullarin varligi tartismaya acilmalidir.

9 yorum:

Bolat dedi ki...

tam da bu kültürel altyapi yetersizliginden dolayi aykut kocaman sportif direktörlügünün desteklenmeye ve zaman ihtiyaci vardir...

aziz yildirim'in kendisi en az üc yil gerekiyor bu sistemin oturmasi icin aykut demis... ben onun agzindan medyada okuduklarimin yalancisiyim...

fakat su anda maalesef simdiden aykut kocaman sorgulanmakta ve bu adam süs gibi demekte, yetersiz demekte, ne ise yariyor demekte, istifa etmelidir demekte filan...

halbuki bu yukarda gayet düzgün bir sekilde özetlenmis kültürel farkliliktan dolayi bu türlü bir yapisal degisimin oturmasinin zamana ihtiyaci vardir...

zamanda maalesef ülkemizde ancak sampiyonluk geldiginde elde edilmekte... sayet fenerbahce sampiyon olamazsa ben bu iyi niyetli atilmis yapisal dönüsüm hamlesinin sekteye ugrayacagini ve bir daha geriye dönülmeyecek sekilde bozulabilecegini düsünüyorum... ama olur da sampiyon olursa her sene biraz daha yetkisi ve etkisi genisleyen aykut kocaman ile saniyorum ülke futbolunun sportif direktör kavrami üzerindeki bakisi da degismeye baslar...

Ortega dedi ki...

Aykut Kocaman gibi camianın sevdiği bir ismi sportif direktörlüğe getirmek ne yazık ki Aziz Yıldırım'ın göz boyama taktiğidir. Yazıda belirtildiği üzere, madem ki Aykut Kocaman Fenerbahçe'de sportif direktördür o zaman Daum'un ondan tırsması gerekir. Tırsması derken Real'deki Jorge Valdonado meselesi gibi olacak. Nasıl ki takım kötüye gitme işaretleri verdiğinde Valdonado gidip tesisleri adeta basıyor ve başta teknik ekip olmak üzere tüm takıma "kendinize gelin" mesajı verebiliyorsa, bunu Aykut Kocaman da yapmalı. Sadece iyi günlerde değil, kötü zamanlarda da piyasa çıkmalı, sorumluluğunun gerektirdiği şekilde davranmalı.

Şu an görünen şey, Aykut Kocaman'ın tabir-i caizse o mevkiide idareten durduğudur. Yani ne Daum'un Aykut Kocaman'a aslında bağlı olma durumu var, ne de Aziz Yıldırım'ın takımla ilgili direkt muhattabı Aykut Kocaman'dır.

Çok sevdiğim Aykut Kocaman'ın Daum ve Aziz Yıldırım ikilisi yiyecek diye ilk günden beri duyduğum endişeyi belirtiyorum. Umarım korktuğum başıma gelmez.

Dejan dedi ki...

Elbette ki durum bundan ibaret. Aykut'un göz boyamak için getirildiği kesin. Benim fikrim şu anki yetkileriyle sadece scout ekibinin başı durumunda. Diğer elemanlardan biri de Marcel Daum zaten...

Borges dedi ki...

Bolat-Ortega: Sorun Aziz Yildirimin'in ne kadar samimi olduguna dayaniyor. Bunu ben bilemem ya da yargilayamam ama Aziz Yildirim bir devrim yapmak istiyorsa bu basa sportif direktör atamakla degil ona kendisinin dahi karisamayacagi yetkileri vermekle oluyor. BIr gün Aziz Yildirim-Aykut kocaman kavgasi görür ve Kocaman'in istegi gerceklesirse iste o zamanki suskunlugunla Aziz yildirim ancak devrim yapmis olur.. o zamana kadar Ortega haklidir lakin bir ihtimal de Bolat'in dedigi gibi bu sistemi yerlestirecektir ve devrim yapmis olacaktir Aziz Yildirim.. bilinmez

Ben sadece ülke kosullarinda böyle bir mevkinin gercek anlamda varolmabilmesine pek imkan vermiyorum.. Ama bir yerden de baslayacaktir kesinlikle.. Alttan byle bir bilinclenme yok belki üstlerin "bilincli" hamleleriyle.. Zaman gösterecektir.

Daum haklidir burada. Onu ise alan, her yerde söz sahibi olan adami takacaktir.. fakat Daum sonrasi ne nedir görülecektir kesinlikle.. elbette o zamana kadar Ayku Kocaman bu takimin basinda bu sekilde kalirsa..

UyAha dedi ki...

Aziz Yıldırım'ın olduğu yerde değil Aykut Kocaman Can Bartu'yu sportif direktör yapsan yine patronluk yapamaz. sorgulanması gereken Aykut Kocaman'ın bunu bile bile neden o görevi kabul ettiğidir.

Trabzonspor özelinde ise Şenol hocanın olduğu yerde sportif direktörlük yapacak bir zat-ı muhterem yok Trabzonspor bünyesinde.

Great White dedi ki...

Bu da bir şey mi!

Bizdeki sportif direktör Ünal Karaman maç günlerinde eşofmanını giyip aynı zamanda Şenol Hoca' nın yardımcılığını da yapıyor..

O nasıl "kovacak" Şenol Hoca' yı?

Ortega dedi ki...

Aykut Kocaman'a görevinin gerektirdiklerini yapma imkanı tam anlamıyla sağlanırsa, dediğiniz gibi bu ülkede bir devrim yapılmış olur. Aziz Yıldırım'ın bütün ipleri elinde tutma sevdası nedeniyle (bunu eleştirmek için yazmıyorum, kulüp başkanıdır, kendinde böyle bir hakkı görebilir elbette) bu olasılığın gerçekleşeceğini sanmıyorum. Umarım yanılan ben olurum.

varol döken dedi ki...

aziz yıldırım'ı da kendi verdiği 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü bağlıyor...

deveye sormuşlar boynun neden eğri?

şimdi sayalım mı milyonlarca eğrilik nedeni...

Osman dedi ki...

Borges,
"kültür farki" tespitin bu konudaki tek gecerli sonuctur. Baskan Türk kültüründe her seye hakim olan, her yetkiye sahip olan kisidir, aksi halde onun "baskanligi" ne ise yarar ki? O yüzden sportif direktör filan gelmez, hele gele spor kulüplerimizin tek ciddiye alinan bransi futbol oldugu sürece.

Bak, sana bir örnek; Türkiye'deki sirketlerin ve bilimum belediyelerin sitelerine gir, hepsinde ilk verilen link, büyük harflerle yazilmis "BASKAN"a yönelndirir seni. Hatta kücük kücük ilcelerin belediye sitelerinin bannerlerinde Atatürk'ün yanina o kentin Belediye Baskani konumlandirilir bazen.

Simdi, baskanlik algisi böyle olan bir toplumda, Almanya modeli bir sportif direktörlük sadece lafta kalir, uygulamasi bambaska olur. Bizim demokrasi anlayisimizin batidaki demokrasi anlayisindan azcik farkli oldugu gibi ;)