Hikayesi uzun, 11Freunde dahi 5 bölümde ancak anlatabilmis. Olabildigince kisa bir sekilde özet geceyim ben size desem de inanmayin ve sonuna kadar lütfen okuyun.
22 Haziran 2009. Ganali futbolcu Tagoe normal kosullarda Hoffenheim ile sözlesme imzaliyor bu tarihte ama Bundesligada onu biz ancak 20.haftada görebiliyoruz. Geride kalan süre icerisinde yasanilanlari ögrendiginiz zaman biraz sasiracaksiniz..
O zamanlar Valencia,Inter gibi taliplilerin oldugu yerden Hoffenheim bir sekilde Tagoe'ye sözlesme imzalatiyor. Aslinda üc yil önce Mainz ugrasiyor onu almak icin ama cok para isteyen klubü karsisinda sansi olmuyor ve Tagoe Suudi Arabistana Al-Ittifaq Dammam klubune yolculuk ediyor. Bu Avrupaya gecmeden önce Keita gibi ara yol oluyor onun icin.. Gecen sezon basinda Inter-Valencia gibi rakiplerini ekarte edilmesinde menajeri Djuro Ivanisevic'in payi büyük oluyor. Prince, birilerine güvenip yola cikiyor bir sekilde..
Tagoe sessiz, sakin bir karaktere sahip. Menajerini takip ediyor ve Hoffenheim projesinde payi cok büyük olan sevgili Jan Schindelmeiser yine büyük bir is basarip yetenegi bu kucuk köye bagliyor.
Yeni bir hayata basladim diyen Tagoe'nun trajik hikayesi bundan sonra basliyor.
Almanyada futbolcular lisans alabilmesi icin iki asamali SIKI bir saglik kontrolünden gecerler. Icerisinde her türlü kontrol yapilir ve burada yapilacak kucuk bir hatanin cezasi cok agir olur.
Tagoe milli maclar nedeniyle hizli bir sekilde bu testleri yapip Sudan maci icin Afrikaya geciyor. Arkasindan tatilini yapip Hoffenheim'a geri döndügünde antrenmanlarda zorluk cekiyor, alisamiyor ve tamamlayamiyor idmanlari.. Bu gücsüzlügün nedenleri arasinda Arabistanda sicaktan dolayi aksam saat on sularinda tek antrenman yapmasinin da etkisi oluyor elbette ama baska bir sey de olabilir mi ?
Hoffenheim Getafe karsisinda hazirlik macina cikiyor. Milli takim teknik direktörü Rajevac de Hoffenheim teknik direktörü ile beraber maci izleyenler arasinda. Tagoe, kötü bir performans ortaya koyuyor ve genelde yorgun bir görüntü veriyor izleyenlere. Rajevac da Hoffenheim teknik direktörüne "Benim oyuncum böyle degildi, kötü bir gününde ve biraz yorgun gibi sanki" diye dert yaniyor..
Rangick biraz saskin..
Hoffenheim da her futbolcunun yilda bir kez gecmesi gereken testler icin oyuncusunu Heidelberg'e gönderiyor. Tagoe ayrintili bir sekilde burasini anlatiyor. Oturarak ve bisiklet sürerek yüzünde maske ile nefes alip verisinden ölcülen kimi testleri önce maskesiz ve sonrasinda özür dileyerek maskeli bir sekilde yaptiklarini söylüyor. Tüm bunlari gerceklestirdikten sonra doktor sonucu acikliyor..
"Kalbi dogustan hatali, futbol oynayamaz".
Bir anda tüm umutlarin yikildigi zamandir bu Tagoe icin.. Cok degil iki hafta önce sözlesme imzalar iken yeni bir yasamin ilk günü derken o gün yasam her yönüyle karanlik olmus onun icin.. O an bulundugu yerde olmasinin, saginin, solunun ve her seyin nedeni olan futbolu elinden üstelik üc dakika icerisinde alivermisler, yikilmis ve bombos bir sekilde Hoffeheim'a döner.
Sonucu almasindan iki saat sonra almanca ögretmeni Chuks Madukanya ona telefon acar. Ona Hoffenheim doktorunun yanina gelmesini söyler ve orada bekleyen Jan Schindelmeiser da vardir.
Iki saat icerisinde sözlesmesi tek tarafli fesh edilir.
Sadece bir iki saat icerisinde issiz, futbolsuz, klupsuz ortada birakilir.
Ne bir ikinci kontrol, ne bir "Ne oldu ya" durumu, hicbir sey yasanmaz. Hoffenheim sonucta bir projedir ve burada yapilacak yanlis transfer hamlesi bu projenin cökmesi demektir Jan Schindelmeiser icin.. Her yerde söylesiler, kitaplar yazmalar filan hepsi bu biraz da ekonomik basari icin. Öyle ya ikiye aldilar bese cikardilar Eduardo'lari, Ibisevic'leri filan.. Mesele budur, ortadaki mal ve malin degeri olmadigi zaman cok degil iki saat icerisinde düsünülen sözlesmenin feshidir.
Futbolun sirketlesmesinin geldigi nokta budur biraz da.
Sonrasinda gelen elestiriler icin Schindelmeiser cevabi oldukca önemlidir:
"O an sirket icin acil bir karar almam gerekiyordu"
Tagoe, Hoffenheim doktoru Dr. Pieter Beks'e gider ve ondan yardim ister. Henüz bu kötü haberi kimseye söyleyememistir. Caresizlik icerisinde kendi capinda bir seyler yapmaya calisir. Oda arkadasi Vorsah antrenmana giderken ona dahi bu kötü sonucu dillendirememis ve her seferinde antrenmana gitmemek icin bir bahane uydurmak zorunda kalmistir.
Menajerleri Heidelberg'deki kötü sonucu aldiklari doktorlara gitmisler ve fakat bir sey anlamamis anlatilanlardan. Sonunda Gladbach'da farkli bir doktora ikinci testi yaptirmaya karar vermisler zira Hoffenheim tarafi hicbir sekilde sözlesmeyi gecerli saymiyor. Is mahkemeye gidiyor zira Gladbach'daki Dr. Manfred Neuss ufak tefek problemlerin oldugunu ve fakat asla ve asla dogustan gelen bir kalp hatasina rastlamadigini söylüyor.
Hoffenheim puan mücadelesi verip maclari oynar iken Tagoe dört doktor daha gezmek durumunda kaliyor ve hepsinde sonuc ayni: Tagoe'nun dogustan gelen bir kalp hatasi yok ve futbol oynamasinda herhangi bir sakinca yoktur.. Bu ara zamanda kendisine özel hoca tutup fazla da zorlamadan formda kalma cabasi icerisindedir.
Mahkemeyi kazaniyor Tagoe ve sözlesmesi gereken para kendisine Hoffenheim tarafindan ödeniyor. Lakin henüz futbol oynayacak seviyede bir kesinlik kazanmis degil. Sadece sözlesmenin fesihini gerektiren bir durumun olmadigi aciklanmistir. Bundan sonrasi da biraz giciklasma oluyor. Hoffenheim'in önerdikleri doktorlari reddediyor zira güvensizlik bir yana hangi doktor kesin karari verebilir sorusu gündeme geliyor.
Alman Fedarasyon sonunda ise el atiyor. ve onun belirledigi Saarland kligininde Prof. Dr. Michael Böhm tarafindan kontrolden gectikten sonra nihai karari burasi verecektir. Sonuc itibari ile karar aciklaniyor: Tagoe'nun futbol oynamasinda bir sakinca yoktur.. Sadece bunun yazili bir sekilde aciklanmasi dahi iki ay sürüyor ve ligin 20.haftasina ancak yetisebiliyor Prince Tagoe.. Üstelik 31.haftasinda benim Frankfurt'umun erken bir sekilde puan rekoru kirmasini engelliyor attigi iki gol ile..
Ve fakat o günler ? O annesine bile olan durumu aciklayamadan gecirdigi zamanlar ? Bitmis, tükenmis,umutsuz, futbolsuz, klupsuz ve gelecegi olmadan yasanilan o zamanlar ? Tagoe, sezon basindan bu yana forma giyebilmis olsaydi Gana icin Dünya Kupasi dahi biraz baska olmaz miydi ki ?
Bana göre onun kalbi dogustan hatali, buraya uygun degil zira..
kendisine yanlis teshis koyan doktora dahi kizmiyor yine Tagoe.. Her insan hata yapabilir diye gecistiriyor, kalbi dogustan hatali olmasa böyle bir tepki mi gösterir insan ? Toplam sekiz kez kontrolden gecmek zorunda kalmistir hatali bir teshis sonrasi..
Hoffenheim basarisiz bir sezonu geride birakir iken Bayern Münih sampiyon oluyor. Hoffenheim'in tavri bu olur iken bir de Hoeness'in futbolcularina nasil sahip ciktigina bakin.. Sakatlanan oyuncusuna sözlesme önermesinden Deisler icin verilen mücadeleye ve Deisler'i kendi evinde agirlayan Hoeness'in Dieter Hamann'in pesinden hastaneye kosturusunu ve sabaha kadar basinda nasil nöbet bekledigini..
Hak eden hak ettigini aliyor genelde derim ben..
6 yorum:
İşin enteresan yanı o kadar olaya rağmen O formayı giymesi bence..
Bence kulüp binası önüne heykeli dikilmesi gerekir. Ayrıca çok iyi bir araştırma, tebrik ederim yazı için.
Surrealist Adam: Benim arastirmam degil. Konuyu biliyorduk iyi kötü de 11freunde iyi toparlamis, diger kaynaklar da öyle. Biz cevirdik daha cok..
Gene de emek var, o bile başlı başına övgüye değer. Bildiğim kadarıyla Almanya'da yaşıyorsunuz. Türkiye'de bloglar arasında en iyilerden birisiniz. Kendinizi okuyucularınıza daha iyi tanıtmak adına Türkiye'de bir televizyon programına katılmayı düşünüyor musunuz? Mesela Ntvspor'da yayınlanan Yenilsen de Yensen'de çok iyi bir program.
Surrealist Adam: Tskler. Tanitmak ? "Yeterince" taniniyorum ben. Yani bana yetiyor. O program cok güzel, tr de olsaydim orada olmustum ben de. Öncesinde Ich bahsetmisti böyle bir programdan ama buradayiz iste..
En güzel insani yaptigi is tanitir. Daha fazla taninmak istiyorsam cok daha kaliteli isler yapmaliyim ama dedigim gibi bugün olan bana yetiyor ,sorun bugünün yarin olmamasi, vakit, zaman.. tek derdim bu benim. Zaman versinler, bunu ömrümün sonuna kadar yapayim, baska da bir sey istemiyorum.
Yazıya kendimi o kadar kaptırmışım ki bitirdiğimde bunun neresi uzunmuş dedim. Sonra tekrar yukarı çıkıp bakınca uzun olduğunu farkedebildim. Esasında yazı uzunmuş, kısaymış farketmez böyle kaliteli bloglar artsın daha çok yazılsın, daha çok okuyalım..
Teşekkürler emekleriniz için
Yorum Gönder