30 Ağustos 2010

Sonuç.!



Uğur da şurada bir şeyler yazmış. Onu da okuyun. Herkesin bir derdi varmış ya da bu konu tartışılmayı bekliyormuş.. Sabahlara kadar profesyonel ruh amatör iş diye tartışabilirsiniz. Beni hiçbir şekilde bunlar ilgilendirmiyor. Kemikleşmiş yılların medyasını değiştirmek gibi bir uçuk fantezilerim de yok ama yazılan her satır mutaka bir etki yaratıyordur bu çok başka. Ben bu tartışmayı olabilecek en klişe geyikler ile köşe yazan arkadaşa cevap vermek için de başlatmadım. BirGün gazetesi yazar mısın diye gelmeden önce buraya hayvani boyutta bir yazı döşeyecektim ama ilişkilerimin yeni başladığı kuruma yönlendirilme ihtimali olduğundan erteledim ve o gün 'evet yazarım ben' dediğim zaman bunu da teklifi ileten arkadaşa not düştüm. İleride bu tartışmayı yapacağım ve lütfen üzerinize alınmayın zira mesele bizzat benim arkadaşıma aynı işi yaptırıp ücretlendirir iken bana daha ağırını 'teklif' edip karşılığında ismimi duyurmasıyla yetinmemi bekleyen gazetelerin web sitesinden uluslararası dergilerin web sitelerine, haber portallarına kadar olan kurumlara yöneliktir.

Dahası şu tartışma ile beraber beni arayan, hakkı yenen onca insanı da tanıdık. Ben bu işin içerisinde yıllarını vermiş ve kimileri o spor dalının ismini zikrettiğiniz vakit akla gelen ilk isim olmasına rağmen yaşadıklarını dinlediğim zaman 'Yuh' dedim.. Tuttum hepsini içeren bir yazı yazdım ama özel bilgiler ifşa edildiğinden dolayı da tek tek sordum.. Kime sorsam 'beni çıkar abi' dedi. İsmini zikretmeden imlediklerim dahi telefon açıp 'beni çıkar' dedi. Bir aşağıda gubidik kalan bir yazı çıktı sonunda..

Neden ?

Çünkü sayıca çok olmalarına rağmen topu topu beş tane kurum vardır hayatlarının bundan sonrasının geçimini sağlayacak olan.. Bugün orada çalışmıyor olsa da yarın orada çalışabilir olma ihtimali bir hayli fazla. Çoluğu var çocuğu var ve onların istekleri.. Yine de şunu sormak gerekir: Eli kalem tutan bu insanlar kendi emeklerinin sömürüsünü dile getirip bunun üzerinde durmazsa peki kim duracak ? Kimden bunu bekliyorsunuz ? Risk olsa dahi..

Nihayetinde bir kıyas yapmak gerekirse Alman spor kanalının spor programına gidip kalabalığın arasında alkış tuttuğum için bana ödenilen 'katılım' payını ülkemde benzer spor programının 'düzenli' yorumcusuna dahi ödenmiyor ihtiyac duyulmazsa..

Bundan sonra tüm bu tartışmaların sonunda anlamanız gereken şunlardır:

Bloga yazılan her yazıyı sonuna kadar kullanın. Sormayın bile.. Onu orada o şekilde bulundurmanız bana ekstra bir iş yaptırmıyor. İsmimi bile yazmayanları gördüm lakin sesimi çıkarmadım. Sadece bir kez başka bir bloga yazdığım yazının arkasından ismimi geçirmediği için değil yazdığım başka bir blogun adını anmadığı için(ekşibeşiktaş'a yazılan Hilbert Analizi) üzerinde durdum. Bunun dışında buraya yazılmış olanın telifi melifi beni ilgilendirmiyor. Söylüyorum da alın,çalın çırpın lakin..

Bana gelip hiç tanımadığım bir insan benden düzenli bir şekilde çalıştığı gazetenin web sitesine, haber portallarına, dergiye ya da onun web sitesine ekstra emek sarfedip bir iş çıkarmamı istiyorsa ve bunun ardından 'ismin duyulur hem' diye bitirip onlar için yapacağım işe en ufak bir karşılık ödemeden benim bunu kabul etmemi bekliyorlarsa hayatları boyunca işitmediği küfürler o güzel insanları bekliyordur hemen hatırlatayım.

Blog yazan her insanın aynı tavrı sergilemesi karşısında bu emek sömürücü kesimin buradan ekmek yemesini engellerdik belki ama örgütlenmenin en 'kaka' gösterildiği bu toplumda maalasef uçuk bir hayal. Bugün hoşunuza giden (benim gitti) ileride canınızı acıtacaktır ve onların bu can atıcı tavrını biraz da bizim kendi emeğimize bizzat kendimizin verdiği değerin çok fazla olmaması oluşturuyor.

Ama odun kırın ama üç cümle çeviri yapın. Bir emeğin varsa karşılığı olsun. Üç kuruş ya da bazen 'bizim verecek gücümüz yok' ve fakat olsun bir değeri.

"Benim" tartışmam burada bitti. Sizin bu emek sömürüsünün dışında medya eleştirileri başka yerde devam edebilir ki hak verirseniz aynı şeylerin tekrarına gerek yok.