16 Aralık 2010

Uçurtmam Tellere Takıldı.!



Bulamayanlarınız varmış, ayağınıza getiririz efendim..

18 yorum:

aramis dedi ki...

gayet guzelmis, tesekkur ederiz..

Volkan dedi ki...

Uzun zamandır bu blogu takip etmekteyim. Çok kez tatmin olmuşumdur postlardan ama bu video başka. Epey iyi geldi, tüyleri diken diken etti, gözleri doldurdu.
Forumlarda, bloglarda yerli yersiz kullanılan, ezber teşekkür etme şekli "emeğine sağlık"ı sonuna kadar hakediyorsun.

mamo chello dedi ki...

emegine saglik yazacaktim ve volkan isimli kullaniciyla ayni cümleyi ve aciklamayi kullanacaktim..cok tesekkürler..EMEGINE SAGLIK!

Unknown dedi ki...

Borges senin bu özgüvenine hayranım. hiç bir zaman yılma kardeş!

tuncaycanpolat dedi ki...

Bu videoda hayatın ne kadar acımasız olduğunu görüyoruz.Değer hakkeden insanlara küfür edilirken küfür edilmesi gereken insanların nasıl değerli olduğunu görüyoruz 15 yaşımda aldığım haftalıkla kasetçiye girip Ahmet Kaya'nın 4 albümünü almıştım sonra Ahmet Kaya dinlediğim için lisede bende bölücü ilan edilmiştim halbuki ordaki herkesten daha vatan severdim .Bir arada çoğu kişi müziğini sevip kendisine küfür ederdi .Ahmet Kaya'nın evinin önünde biriken ve onu isteyen kişiler kim bilirki günü geldiğinde "saçlarına yıldız düşmüş koparma anne "dediğinde gözleri dolacak hayat işte .Paylaşımın için teşekkürler.

Mehmet Çelik dedi ki...

Twitter'da biri link vermisti ordan indirdim izledim. Güzel olmus. Yapanların ellerine saglık.
Rasim Ozan Ahmet Kaya'nın katilleri diye o gecedeki birkac isme verdi veriştirdi epey.Iyi de yaptı ama eksik yaptı. Ama nedense Reha Muhtar soytarısının adını zikretmedi hic. İki kez mail attım neden Muhtarı atlıyorsun diye ama cevap gelmedi. Rasim Ozan'a daha önce iki kez mail yazmıstım ikisine de uzu uzun yanıt vermisti oysa.
Neyse bu vesileyle, Muhtarın yanına Rasim Ozan'ı da koymus olduk...
Sevgiler, saygılar kardesim...

Mehmet Çeik

Borges dedi ki...

Öncelikle burada benim emeğim yok, aslen emeği olan burada bu güzel belgeseli gerçekleştiren insanlardır.

Mehmet Çelik: Ben bir dönem hepsini takip ettim. Sözlükte silinmeseydi entrsini de yazmıştım. Linç edenler teker teker garip biçimde özür dilemişti. Hepsi de ne hikmetse Ahmet Kaya hayranıydı..

Reha Muhtar ise bir yazısında 'memleketim' şarkısını ortamı yumuşatmak için söylediğini belirtmişti ama garip gelmişti bana. Sanırım ona inananlar olmuş..

Bana ortamı yumuşatmak için öyle bir şarkının tam da o zamanda söylenilmesi çok 'inandırıcı' gelmedi.

Çokca söylenildiği gibi o gece masasının içerisindekiler hariç iki insan vardı yanında: Mehmet Aslantuğ ve Savaş Ay. Gerisi yalan, gerisi cinayete ortaktır. Konuştukça batarlar.. Adam olmadıkları için adam gibi özür de dileyemezler.. İlginç gelecek ama en 'adam' gibi özürü Serdar Ortaç dilemiştir, bunlar hepsi Serdar Ortaç dahi olamamışgillerdir nazarımda.

csyasoo dedi ki...

Vimeo'dan bloğa koymak için izin yok.
Yutup linki için teşekkürler. Arıyordum iyi oldu.

Ahmet Kaya'nın neyi savunduğunun, neye özlem duyduğunun, neyin hayalini kurduğunun hikayesi..
Konserlerinde yüzlerce kez bahsetmesine rağmen şerefsiz medya'nın linç kültürüne kurban giden bir adamın hayatı.
Bir Türkiye sevdalısının,
Bir demokratın,
Bir sanatçının, hatta ötesinin...

İzleyin, izlettirin.

Chameleon577 dedi ki...

Borges, şimdi daha yeni bitirdim izlemeyi ve inan gözlerim dolu yazıyorum bu yorumu. Csyasoo' nun da dediği gibi izleyip izlettirmek gerek.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Su goruntuleri ne zaman izlesem, o ne idugu belirsiz kadinin ciglik atarcasina soyledigi sozler gelip saplaniyor beynime:

"Kürt diye bir sey yok!"

Su memlekette yasayan her insan bugun kendisine zamaninda "Kürt diye bir sey yok!" dedirtenlerin bunu neden dedirttigini dusunse ve de ayni insanlarin bugun baska seyler dedirtmeye ugrastigini idrak etse, yarin cok guzel bir memlekete uyaniriz.

Yuregine saglik borges, haberim bile yoktu bu calismadan, sag olasin.

(Bu arada hayret, daha sana bunu yakistiramayan kimse gelmemis.)

Borges dedi ki...

shelbyl: Kimsenin kendisini sallamayacaginin farkinda olarak bosa zahmete girmiyor-)

Unknown dedi ki...

@shelbyl ve Borges
inan bu ulkede kurtlere yapilanlari gordukce ben daha cok kurt halikini kendime yakin buluyorum, benim kurtlukle alakam yoj, dedelerim babalari Makedonya gocmeni, dedelerim trakyali, anliycagin bizede sopar, cingene, muhacir, uj bej diyorlar..

Kurt diye bir sey yok diye bagirmanin nasil bir psikoloji oldugunu dusundukce dehsete dusuyorum, bu nasil bir irkcilik, fasistliktir inanamiyorum.

Orada Ahmet kaya sahneden indikten sonra milleti costurmaya sahneye cikan, milliyetci duygularini o guzel uilkesinin halkina gosteren, 10. yil marsini avaz avaz soyleyen serdar ortac bozuntusu "asker kacagi"!!!

Unknown dedi ki...

Hani beyaz turk, siyah turk tanimlamasi var ya ben o tanimlamada hayata bakis acisi, vizyon, dusunce, fikir bakimindan dogudaki bir cok insani o filozof turkten daha beyaz goruyorum..

senin en marjinal gazetecin bile o gun bu odul toreninde yasanan rezaleti hala kamu oyuna rezalet olarak gosteremiyor!

En marjinal gaztecin belkide skandal olan "kurt diye bir sey yokun" psikilojik travma sebeplerini arastirmiyor..

O kadina gidipte Kurt diye bir sey yoksa Turk diye bir sey var mi diye sorulamiyor..

Levent dedi ki...

Ben on yedi yaşındayım, belki de on yaşından beri Ahmet Kaya dinlerim. Annem ve babam sağolsunlar arabalarından Ahmet Kaya CD'si eksik olmaz.

Buradaki çoğu kişi benden büyük, bilmiyorum sizin zamanınızda nasıldı ama ben hala lise eğitimini devam ettiren bir öğrenci olarak söyleyebilirim ki, şu son beş, altı yılda tarih derslerinde nerede, nasıl yanlış yapılmış gibi şeylerin bırakın derin analizlerini, devlet tarafından hazırlanan ve uygun görülen ders kitaplarında sadece yapılan fetihler anlatılıyor. Hocaların genel zihniyeti ve havası, "Şurada böyle soktuk, burada böyle geçirdik" şeklinde. Bunları şuraya bağlayacağım, o yaşlarda bu tür şeyleri öğrenmeye başlayan beyinler ister istemez yıkanır. Belki yıkanmak tabiri uygun değil ama tembelleşir diyelim. Sorgulamaktan, araştırmaktan, bulmaya çalışmaktan kaçar. Bu da ilköğretim okullarının, liselerin tarih hocalarından aldıkları gazla küçük ülkücülerin toplaştığı mekanlar olmasına yol açabilir pekala. Tabii, bunlar da büyüyüp Ahmet Kaya'ya sırf Kürt kökenli olduğu için küfreden tiplere evrilirler.

Artık ne kadar Türk'üm bilemiyorum ama ben Tokatlıyım. Ben istiyorum ki Türkiye'de herkes kardeşçe yaşasın. Bugün insanlar "Kürt" diyemiyorlar, çekiniyorlar, bu çok net. Dedikleri zaman da sadece küfürlerinin içinde geçiyor. Bu 10 yıl önce de böyleymiş işte, belgeselde görüyoruz. Ahmet Kaya, "Kürtçe şarkı yapmak istiyorum" dediğinde o arkadan gelen ses ciddi anlamda ürpertici. Türkiye'nin böyle şeylerin yaşandığı bir ülke olmasına çok üzülüyorum.

shelbyl'ın dediği şeye bakarsak, bu zihniyet nasıl ve neden yaratıldı, şimdi ne tür bir zihniyet yaratılmak isteniyor bir düşünülse farklı olabilir her şey ama burada karşımıza o bahsettiğim tembel beyin sorunsalı çıkıyor. İnsanlar sadece tarih derslerinden buna alışmadılar, yıllardır uyutuluyorlar ve artık istenen kıvama gelindi, ne versen yiyorlar.

Her neyse, ben Ahmet Kaya dinlemeye devam edeceğim ve belki de Türkiye'deki en sanatçı adamın ben daha altı yaşımdayken ölmüş olmasına; benim altı yaşımı bırakın, daha kendi ömrünün kırk üçüncü yılında ölmüş olmasına çok üzülüyorum. Keşke yaşasaydı da, Türk, Kürt farketmeksizin halkın sesi olmaya devam etseydi. İnsanlar onu anlayamadılar ama belki bir gün anlarlardı. Bir umut, belki yakında anlarlar. Kör ölür badem gözlü olurmuş.

Levent dedi ki...

@asvalttaicenler

Abi bırak o gecenin rezaletliğinden ve iğrençliğinden dem vurmayı; türlü iftiralarla süslü manşetler atarak Ahmet Kaya'ya linç kampanyası başlatan da yine medyaydı.

kutay dedi ki...

o "kürt diye bir şey yok" diyen kadını "atın bu adamı dışarı" diye bağran adamı, "size laf söylüyor beyler" diyen kadını tanıyan var mı? kim bunlar necidir?
***
izlemek nasip olmamıstı, sağolasın hocam, bir de yukarıda en adam gibi özürü serdar ortaç dilemiştir yazmışsın, nasıl diledi?

Borges dedi ki...

kutay: Ahmet Kaya'nın eşine mektup yazdı, her yerde gençliğin verdiği heyecanla çok büyük "yanlış" yaptığını dile getirip özür diledi her yerde tepki gördü, çatal bıcaç fırlatıldı

Yani bugün bedelini ödemiş midir bilemeyiz Ahmet Kaya diğer tarafta ölüme gitmiş iken ama en azından özrünü 'yanlış yaptım' diyerek net bir şekilde dilemiştir.

Aslında bu konuda Savaş Ay'ın çok güzel bir yorumu da mevcut 'keşke olmasaydı belgeseli'nin içerisinde ki yutup da bulabilrsin..

cigid dedi ki...

Serdar Ortaç'tan o kadar tiksiniyorum ki- sadece o rezillikteki rolünden kaynaklı değil maalesef- gidip Turkcell hattımı iptal ettireceğim.Şu Pascallı reklam iyice ayar ediyor beni.