26 Şubat 2011

Leeds United - Galatasaray 2-2



Bence burada Hagi'yi bir daha izlemek gerekir. Muhteşem iki hareketi var asistin dışında. Aynı zamanda "genç " Kewell da gözlerden kaçmamalıdır. Keza Hakan Şükür'ün o golü.. Emre dün neyse bugün de o..

Biz çok çabuk unutuyoruz ve dahası yeni kuşağın bugünlerden haberi hiç yok.. oLsun bi zahmet.!

10 yorum:

Sahip dedi ki...

bu video bu fon müziğini koyan apaçiyi s...

Osman dedi ki...

unutulmaz mactir bu. tiklim tiklim dolu bir göz odadayiz. tüm kasabanin erkekleri toplanmisiz, mekan, frankonya'da bir kücük kasabada türk "kültür" dernegi diye geciyor. ilk mac öncesi yasanan olaylardan dolayi gecen 2 haftadaki sinir harbi, öyle heyecanliyiz ki... hakan'in o müthis golü, onlarca erkegin ayni anda orgazm yasamasina sebep olmustu ayni anda. o macta fenerlisi, bjk'lisi, galatasaraylisi yoktu.
müthis bir tek yumruk olma olayi yasanmisti.

o macta ayrica taffarel'in üstün performansini unutmamak gerek. acayip 2-3 kurtarisi vardi ki, bugünkü kalecilerimiz olsaydi, turu verebilirdik.

cok iyi ve sakin kaleciler ile ancak büyük kupalar, büyük maclar kazanilir. bu macta taffarel bunu ispatlamistir.

aykan dedi ki...

nedir bu türk futbolunun kornerlerden çektiği?

Sinan Yılmaz dedi ki...

Maç başında Arif'e %100'lük, sonrasında o müthiş dripling 0'a inmesi. Sonunda da topukla pası 3 aslında. Gol ve asisti dışında

Erdal dedi ki...

Türk futbolu o yıllarda olduğu gibi, şimdilerde de duran toplara engel olamıyormuş. Bu hadisede, futbolumuzun temelini hala Galatasaray 2000' takımının oluşturduğunun bir kanıtıdır.

Ayrıca Emre'ye maçta kırmızı kart gördüğü için sinirlenerek tepkisini gösteren Fatih Terim, maç sonunda "Kırmızı kart gördüğü için bunu yapmadım, bu yaşta uefa finali oynayamayacağı için yaptım" demiştir. Bu davranışın final öncesi takıma olan güveni arttırdığını hep düşünmüşümdür. Yoksa finalde Emre'nin yerine oynayacak oyuncu hep Emre'nin altında psikolojik olarak ezilerek oynayacaktı.

Flying Dutchman dedi ki...

Sahip olaya nokta koymuş....aynen katılıyorum....

floridian dedi ki...

herkese kiziyorum yine bugun, ama hagi'ye bir sey diyemiyorum. o sarp'lara, cana-neil ya da sabri-serkan sacmaliklarina... hicbirine kizamiyorum.

bu adam benim gibi bircok genci ortaokul-lise'de basi dik gezdirdi... uefa seruveninde her e$le$mede, aliriz ya bunlari asagi diye dusunmemizi sagladi.

ama iste tek uzuntum iki tane ufak yegenimi her hafta "dayi gene kazanamadik" dediklerinde teselli etmek.

biz fenerbahce degiliz. tesis-stad degil, basari istiyoruz... adnanlar sunu anlasa ve gitse artik. keske.

QuaresmA dedi ki...

Bir daha böyle takım gelmez.

Arda, Emre, Hamit, Gökhan Gönül, Servet, Nuri'nin falan aynı takıma toplandığını düşünün. Yanlarında da efsanevi ama başarıya aç, kariyerinin sonunda yabancılar. Yanlarında yine başarıya aç, adı sanı duyulmamış sürpriz görev adamları. Müthiş bir takımdı o zamanın Galatasaray'ı.

QuaresmA dedi ki...

O değil, penaltı pozisyonu kırmızı kartmış da aynı zamanda. Eyyamcı Lubos :)

can dedi ki...

hayatımda izlediğim en acayip maçlardan biridir bu. istanbul'daki olaylar yüzünden atmosfer felaketti. bir sürü gergin derbiler, şampiyonu belirleyen maçlar izledim ama en gergin en tuhaf atmosferi bu maçta hissettim. 15 yaşındaydım o zaman, tüylerim diken diken olmuştu tv karşısında babamla maçın ilk düdüğü çaldığında.

leeds united antipatik takımdır benim gözümde. çok çok sevdiğim sheffield wednesday'in sheffield united'dan sonraki en büyük rakibidir, tarih boyunca kadrosunda pek çok çirkef ayak kırmaya oynayan futbolcu barındırmıştır (lee bowyer 2000 kadrosundan örnek) ve tribünlerinde de ırkçılık epey yaygındı bir dönem (kaptanları lucas radebe'ye rağmen). bence şahane bir futbol filmi olan the damned united'da da bahsettiğim çirkefliğe tanık olabilir izlememiş olanlar. ama tüm bu antipatiye rağmen özel takımdır leeds, bizim önümüze ısıtıp ısıtıp konulan "2000 ruhu" muhabbeti onlar için de geçerlidir sanırım, kadroları muhteşemdi. galatasaray gibi bu yıldan sonraki birkaç yıl da söz ettirdiler kendilerinden, sonrası serbest düşüş.

yaklaşık 2 sene önce 1 haftalık bir londra tatiline gitmiştim. 2 gününü leeds'e ayırmıştım. otobüsten inip bavullarla otele bile yerleşmeden ufak salaş bir fish&chips'e oturmuştum çok açtım. fish&chips epey başarısızdı, inanılmaz yağlıydı. herneyse, mekana bakan benim yaşlarımda bir genç vardı. yedikten sonra ayrılırken dayanamayıp biraz da çekinerek bu maçı, olayları sormuştum. futboldan ziyade rugby izleyicisi olduğunu ama futbolu da takip ettiğini belirtmişti ve "o dönem yaşananlar tam trajedi, bizimkiler size saygısızlık ettiler, sizinkiler bizimkileri bıçakladılar" demişti. elland road'a nasıl gidileceğini sormuştum, şehrin biraz dışında olduğunu ama vakti olursa eşlik edebileceğini söylemişti. şimdiki leeds united'dan ve galatasaray'dan konuşmuştuk. harry kewell'ın gs'ye gelmesine 1-2 ay vardı.

leeds tam bir öğrenci şehri bu arada, genç nüfus, ucuz hayat ve tatlı insanlarla. nargile, doğu motifleri, dubstep ve striptiz'i bir potada eriten bir mekana girmiştim ki hayatımda girdiğim en saçma mekandı galiba.