9 Mayıs 2012

İki farklı Rapor!



Hemen herkesin okuduğu haberi aynen buraya aktarıyorum;

"TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, İbrahim Akın, Ahmet Çelebi, Ümit Karan, Serdar Kulbilge, Cengiz Demirel, Yavuz Ağırgöl ve Mehmet Şen'e müsabaka sonucunu etkilemekten hak mahrumiyeti cezası verdi."

Kimdir Serdar Kulbilge? Bir dönem Fenerbahçe forması da giymiş, hepimizin tanıdığı kaleci. Peki neden ceza aldı? Müsabaka sonucunu etkilemekten. Gençlerbirliği formasını giyiyordu bu sene.

Şimdi size Mehmet Ali Aydınlar'ın Fenerbahçe'ye güvenemeyip Şampiyonlar Ligi'ne göndermekten men ettiği 15.08.2011 tarihli Etik Kurulu Raporu'na bakalım.

"07.03.2011 tarihli Gençlerbirliği-Fenerbahçe( 2-4)müsabakasının değerlendirilmesi

"Sonuç itibariyle, bu müsabaka ilgili olarak, şike hususunda;
Dosyadaki bilgi ve belgelerle sınırlı olarak yapılan incelemeyle;

- Aziz Yıldırım'ın şike yaptığı;

- Serdar Kulbilge'nin şike yaptığı;

- Murat Öztürk'ün şike yaptığı;

- Cengiz Demirel'in şike yaptığı:

- İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun şike yaptığı;

- Doğan Ercan'ın şike yaptığı;

- Tamer Yelkovan'ın şike yaptığı;

- Mehmet Şen'in şike yaptığı;

- Tuğrul Çağrı Üzer’in şike yaptığı;

- Murat Öztürk'ün şike yaptığı;

- Zafer Önder İpek'in şike yaptığı;

- Cengiz Demirel'in şike yaptığı; ..."

diye gidiyor.



Bu rapora göre eylem gerçekleştirilmedi. Rapor neden düzenlenildi, bir bilgim yok. Lakin Demirören fedarasyonunun en son hazırladığı rapor sonucu İbrahim Akın ile beraber Serdar Kulbilge ceza alırken bunların dışında kalanlardan bazıları temizleniyor.

Serdar Kulbilge maçı nasıl etkiliyor?

Serdar Kulbilge yanlışı kurumlardan bağımsız herhangi bir Fenerbahçeli'nin değil Fenerbahçe yöneticisinin talimatı sonucu etkiliyor. Peki Etik kurul hangi gerekçe ile kurumun yöneticisini kurumdan ayırıyor? Ya da Demirören'in hazırlattığıyine en son raporun Fenerbahçe-İBB maçına ilişkin değerlendirmedesinde "İlhan Yüksel Ekşioğlu hakkında şike yaptığı veya şike teşebbüsünde bulunduğu" sonucu çıkmasına rağmen bu Fenerbaçe'yi nasıl etkilemiyor?

"Sanırım en son rapordaki şu ayrıntı nedeniyle olması gerekir.

-İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi olması nedeniyle şike faaliyetinin Fenerbahçe Spor Kulübü'ne izafe edilmesinin uygun olacağı, ancak bu eylemden Fenerbahçe Spor Kulübü'nün diğer yöneticilerinin haberdar olduğuna ilişkin bir kanıta rastlanmadığı; özellikle İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun TFF Etik Kurulu'na vermiş olduğu sözlü beyanında Kulüp adına yapacağı işlemlerle ilgili olarak Yönetim Kurulu toplantılarında karar alındığı ve görevlendirme ya da yetkilendirme yapıldığını bildirmesi karşısında dosya içeriğinde I.Yüksel Ekşioğlu'nun bu maçta yetkilendirdiğine ya da görevlendirildiğine dair bir belge ya da karara da rastlanmadığı;"

Yani diyor ki; Bir şike görevlendirmesi olsa bunu Fenerbahçe yönetimi yetkilendirir. Böyle bir yetkilendirme olmadığı için kulubün as başkanı şike yapsa dahi kulübü bağlamaz.?!

Birinci rapor burada Taraf gazetesi tarafından bu şekilde yayınlanmış. Buyrun okuyun..

Eskişehir-Fenerbahçe maçının sonucu da "Aziz Yıldırım şike yapmış".. Ankaragücü maçının sonucu keza yine aynı şekilde. Diğerlerinde teşvik primi vermiş. Lakin ikinci raporda ise Aziz Yıldırım birden suçsuz bulunuyor.

Fenerbahçe gibi bir kulupte bir İlhan Ekşioğlu ya da herhangi bir yönetim kurulu üyesinin Aziz Yıldırım'dan habersiz tüm bunları gerçekleştirebilmesi mümkün müdür gerçekten?

İki farklı fedarasyon ve iki farklı Etik Kurulu Raporu söz konusu. İki Fedarasyon da eylemleri bakımından benzeşse de raporları farklılaşıyor. Birincisinin ne çıkacağı muammaydı ve fakat ikincisi daha çok varolan raporun istenilen kıvama oturtulmasıdır. Bu raporun geçerliliğini sorgulayabilirsiniz, yanlış bilgiler sonucu oluşturulduğunu iddia edip doğrularını masaya yatırarak daha başka sonuç da çıkarabilirsiniz. Lakin bu raporun farklılaştırılmadığını, her iki rapora uygun bir şekilde doğru cezaların verilmediği sonucunu değiştiremezsiniz.

Kişilerin ya da oluşturulan bu ortam sonucu toplumun algısı ve medya yönlendirmesi bir kenarda dursun. Emenike üzerinden onca goy goy yapıldı ama her iki raporda da temiz çıktı. Bunun gibi birden fazla çarpıtma olduğu kadar çok net "şike yapıldı" yargısı da verilmiş olduğu gerçeği söz konusu.

Medyada bu süreç içerisinde yalan yanlış pek çok bilgi ortaya saçıldı. Lakin tüm bu kaos içerisinde medyanın saptırdığı, saçmaladığı herhangi bir yalan, yanlış "bilgi" üzerinden gidip tüm bunların hepsine birden "böyle bir şey olmadı" damgası vurmak çok da doğru değil. Olayı çarpıtmaktır.

Bugün vargücüyle Fenerbahçe'ye ceza kesmek istemeyen bir Fedarasyonun dahi çıkarabildiği en temiz raporunun ayrıntısını bir aşağıdaki postta duruyor.

ayrıca.. İkinci raporun en önemli özelliği Aziz Yıldırım'ın şike yaptığı kısımların değiştirilmiş olmasıdır. Bunun da yüksek ihtimalle nedeni "kişiler kurumları bağlamaz" absürdlüğünün uygulanabilmesi adına yapılması zorunlu olmasıdır. Diğer türlü Aziz Yıldırım'ın ilk raporda olduğu gibi suçlu bulunması üzerine "kişiler kurumları bağlamaz" cümlesini kurarsanız eğer Etiyopya'da "bakın böyle şeyler de oluyor" başlıklı habere meze olursunuz. Fenerbahçe "Başkanı" ile " as başkanı" arasındaki farkı gördük, sağolun, varolun..

10 yorum:

Mehmet Reşit dedi ki...

"Eylemin teşebbüste kalması halinde kulüpler ceza almayacak" denildikten sonra hâlâ oturup bir şeyleri tartışmak, havaya üflemek gibi.

Hafta sonu Galatasaray şampiyon olur, TFF mümkün en hızlı şekilde ligi tescil edip UEFA'ya Avrupa'ya gidecekler listesini verir, UEFA kabul eder, ardından da ikinci raporun gerekçelendirmeleri açıklanır muhtemelen.

Yazık ki, bunlar 10 ay önce de yapılabilir, normalde oturup 90 dakika bir maç izlemeyi beceremeyen insanlar bile gerilimden birer patlamaya hazır bomba haline getirilmeyebilirdi.

cengo dedi ki...

Taraf, Mehmet Baransu, ROK, Erman Toroğlu, Fatih Altaylı bir de borges seviyoruz sizi aman yok olmayın

Celal Abbas dedi ki...

1990 larda Malatyaspor şike yüzünden küme düştü. Şike Belgeleriyle ispatlandı. Sonra ne oldu. O zamanki TFF Başkanı Şenes Erzik şike kararı veren Etik kurulu değiştirip yeni bir etik kurul oluşturdu. Yeni etik kurul şike yok dedi ve Malatyaspora biraz tazminat verip küme düşürdüler. Şikede yapanların yanına kaldı.

Tanıdık geldimi.

Tarih tekerrürden ibarettir.

Haksızlığa uğradığına inanan bir kesim var. Haksızlık yapıldığına inanan bir kesim var. Futbolun sırf parası için alınan bu kararlar başka bir şeyi tetiklediğinin farkında değiller.

Artık Kaos Katsayısı dahada yükselmiştir. En ufak birşeylerde sebebsiz yere çok sert tepkiler şiddet olacaktır.

Bakalım Kelebek etkisi nerelere götürecek bizi. Bu etkilerin sonuçlarını yorumlayanlar bugünlerdeki olaylarla nasıl bağlayacaklar.

Toplumun Zihinlerdeki bilinçaltındaki haksızlığa uğradık düşüncesinin kelebek etkisini sosyologlar içinde bir tez konusu bence.

Celal Abbas dedi ki...

Süreçlerin doğru şekilde yönetilmesi ,sürecin doğru işlemesi gerekiyorki insanlar yapılan araştırmalara yargılamalara ,sürecin doğru işlediğine kanaat getirsin. ancak süreç yönetimine güvensizlik oldumu beyinlerdeki adaletsizlik düşüncesini gideremezsiniz.

haaa şuda var. Kİm takar 70 milyonu ,kim takar adaleti. Doğru diyosun. Para Para para.

Berkay Tetik dedi ki...

Ben bir Fenerbahçe taraftarı olarak bu duruma karşıyım. Şöyle ki; En ufak bir para ödenmişse veya anlaşılmışsa anında bunu yapanların kulüple ilişkisi kesilsin ve küme düşelim.

Ama mali olarak en ufak bir açık yokken bunların yapılması garipsenecek bir durum. Herkesin dışarıya çıkarılıp birtek Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın çıkarılmaması ise trajikomik.

Bu adamlar şikeyi öpücükle mi yaptı? Şike yapıldı denilen maçlarda neden ecel terleri döktük. Şike yapan takım neden önce 3 gol yiyerek peşine 4 gol atıp maçı kazansın? (3-1'den 3-5) Yine şike yapan takım 1 oyuncuya nasıl bağlı kalsın. İ. Akın'ın geçen sene 30 maçta 8 golü var. Biz bu adama gol atmasın diye para vermişiz. Gören biri Messi sanar bu adamı.

Evet böyle bir savunma yok biliyorum. Yani bu tarz bir savunma yapılmaz. Ama akıl var mantık var yahu. Kim şike yaptığı maçta 90+5'te gol atar? Kimin şike yaptığı maçta durum 2-1'ken rakibinin topu direkten döner? Bilerek kafayla direğe atmış sanırım :)

Gel gelelim burada üstüne suç atılan herkes program program gezip konuşuyor. Fakat Aziz Yıldırım'a bu hak verilmiyor. Köşe yazarları arkasından atıp tutuyor. Ama Aziz Yıldırım dışarıdayken hiçbirinin sesi çıkmıyordu. Aziz Yıldırım içeri girdi hepsi aslan kesildi.

Biri çıkar canlı yayında cacık yapar, biri çıkar ağzını bantlar falan. Bizde bunlara spor yorumcusu deriz :)

Şike Soruşturmasında aktif gazetecilerin hepsi(hepsi demesekte çoğu) hükümet yancısı olarak bilinen gazeteciler. Bu bile soruşturmanın ne olduğunu anlamamızı sağlıyor aslında. Onu geçtim Fenerbahçe Düşmanlığı ile gözü dönmüş adamların Fenerbahçe hakkında yazması beni oldukça üzüyor.

Telegol birilerinin favori programı iken hocalarına laf söylediler diye yerin dibine sokuldu. Canlı yayınla bağlandı falan. Ama Aziz Yıldırım'a bu hak verilmedi. O susturuldu. Her şey söyleniyor hakkında. Çete kurmak, şike yapmak, teşvik vermek vs. Ama bu adam kendini savunamıyor. Aylarca içeride yattıktan sonra ilk duruşmada Hakim Aziz Yıldırım uzun konuştu diye; "15 dakika içinde savunmanı bitirmezsen 3 ay sonraya atacağım duruşmayı" diyebiliyor. Ama Aziz Yıldırım içeride aylarca kalınca en ufak bir sorun olmuyor.

Gel gelelim yok o şike yapmış sahaya yansımamış, yok o parasını vermiş ama adam almamış falan bu tarz şeyler olmaz. Varsa düşürün. Yoksa susun. 3 Temmuz süreci tarihinin belkide en iyi takımını kurmuş Fenerbahçe'yi parçalamaya yetmedi. Gemiyi terkedenler oldu belki ama Gemi hala yoluna emin adımlarla ilerliyor.

felix mourinho dedi ki...

"ibrahim akın şike yaptı" cümlesi iki raporun da belki de ortak tek cümlesi. bak 2 rapor. 2.rapor gibi, "amaaaaan tertemiz herkes" gibi bir sonuca varan bir raporda bile "şike yapmak" eylemini gerçekleştiren tek adam "ibrahim akın"

savunma argümanına bakıyoruz; "şike yapsak, hücum oyuncusuyla mı yapılır, savunma oyuncusuyla mı yapılır. hücum oyuncusu ne yapacak 5 tane mi atacak, fırsat bulup atamayacak mı" şeklinde savunuldu, ibrahim akın ile alakamız yok mevzuuna getirildi.

aynı adamlara serdar kulbilge ne ayak hacı diye sorsak ne diyecekler ? biz serdar'ı kovduk, kovduğumuz adam mı şike yapacak, diyecekler ? 1.raporda şike yapan, 2.raporda da daha sonra aslında şikeye teşebbüs ettiği ortaya çıkan adam, neden millet teşebbüste 1 senede kalırken, 2 sene ceza aldı ?

playmaker dedi ki...

Ben de Fenerbahçe taraftarıyım...

Olayın en başından beri emin olduğum ve sürekli söylediğim şey:
- futbolcu ile "bireysel" şike yapıyorsan/arıyorsan, ayarlayacağın adam ancak ve ancak kaleci olabilir.
- hakemlerin bu süreç içerisinde yer almaması bu soruşturmanın en büyük garabetidir.

Çok merak ettiğim iki nokta da:
- geçen sene FB'nin zorla 1 fark galibiyetle tamamlayabildiği Anadolu takımları ile olan maçları TS nasıl çok rahat kazandığı
- Örnek İstanbul'da 90+4'de Santos'un golüyle kazandığımız maçta hakem Hüseyin Göçek'in daha 30. saniyede atladığı penaltı, vermediği sayısız faul/kart gibi bilinçli hakem tercihlerinin nasıl tesadüf ettiği (!)
Bu iki noktayı kendime geçen onca zamandır anlatamadım.

Eğer şike yaptığımız kesinse ve düşürülmüyorsak -ki yönetimin böyle bir söylemi/talebi oldu- bu eyyamda rolü olan hiçkimse adam değildir.

Furkan dedi ki...

ben de fenerbahçe taraftarıyım. (bunun ne anlamı varsa!?)

geçen sezon her maçta tribünden yahut tv başından kıçımızdan ter aktı, hem bizim hem topçuların. sahaya bakarak şike anlaşılır mı anlaşılmaz mı, inanın bilmiyorum. yaşım 18 hiç böyle birşeye denk gelmedim çünkü. bu yüzden şike var mı yok mu diye düşündüğümde hiç bir zaman saha içinden argümanlar üretmemeye dikkat ediyorum.

ancak mantıklı düşününce sahada topçunun terlemesi, 90+4 lerde zorla atılan goller felan şike olmadığını kanıtlamaya etkili şeyler gibi gelmiyor. çünkü illa karşı takımı komple satın almışsın almamışsın önemli değil. 1 oyuncu da olsa, hücum da olsa kaleci de olsa o oyuncuyla aranda ilişki bulunmasın arkadaşım. yöneticimisin sen, bu işlerde benden titiz olman lazım. ne yani şimdi, şike ile adı sadece 1 oyuncuyla anıldı diye şikeden saymayacakmıyız onu?

sonra ben hiç bi fenerli arkadaşımda görmedim ki şekip mosturoğluna küfretsin, hepsi sanki olaydan memnun gibiler. nasıl bir beyin nasıl bir aşkmış arkadaş?

aziz yıldırım suçludur, eğer şekip yahut diğer yöneticiler suçlu ise. olaya müdahil olmasa bile orda başkan olarak şike ile adı anıldığında istifa etmeliydi, olaya fenerbahçeyi bulaştırmak istemiyorsa.

asıl yoğunlaşılması gereken şunlar:
neden fenerbahçe yöneticileri (nihat özdemir) zırt bırt 58. madde değişsin geyiği yaptı durdu?
neden sonra birden değişmesin dedi?
neden cas bizim onur davamızken geri çektik?
neden şuan aziz yıldırımın saçma sapan mektubundan başka hiçbir yetkili fenerli çıkıp bu sene cl ye katılamamanın, şekip mosturoğlunun hesabını sormuyor?
neden etik kurulu raporları birbirinden farklı?
hadi diyelim çok güzel savunma yaptık, suçlamaları düşürdük, neden 2 yöneticimiz suçlu (sivas yöneticisi olup fenerbahçeye yakın olanları saymıyorum)?
neden 2 yöneticimiz suçluyken küme düşmüyoruz?
anlaşmayı yapan, 3 sene men olunan futbolcu nasıl oluyor da sahaya şike yansıtmıyo beyler?
anlaşma sağlamadıysa, para akışı yoksa bu durum ne?

bu sorular kafamı tırmalıyor, gece uyutmuyor. ancak bunlardan daha can alıcı olanı, neden hiç bir fenerbahçeli arkadaşım benim kadar şüphe duymuyor?

takım taraftarlık diye öleceğiz anasını satayım, para para diye onurunu yok sayan yöneticileri suçlarken para dahi kazanmadığımız halde kuru kuruya neden bu takım elbiseli gerzeklere saygı duyuyoruz?

Furkan dedi ki...

soruların sonu gelmez gelmeyecek. ortalıkta bi temizlik olsun isteniyorsa, bu aynı kanı taşıdığın kardeşini arkadaşını kollamaktan gelecek. anne gibi yorum yapmak istemiyorum, hatta biraz karmaşayı da severim, 2 goy goy olur. ancak şu durumda kimse kimseden emin olamaz. hepiniz mi hukukçusunuz? hepiniz mi iddianameyi okudunuz :) savunmalara katıldınız :) ona buna küfretmeyi bırakmak, dışarda ne olursa olsun bi süreliğine sahadakiyle kendimizi tatmin etmeye çalışmak en doğrusudur. yoksa 1 kupadan çok şeyler kaybederiz

ayhaneren dedi ki...

Ben bir Galatasaray taraftariyim. Burda takimlarini savunan Fenerbahce taraftarlari gibi takimimi seviyorum. FB'li arkadaslari anliyorum ama biz maclari seyrederken cok heyecanlanmistik diyerek savunma olmaz. Hani Emenikenin para sayma goruntuleri diye savunma olmaz. Oynamayan oyuncuya para gonderirmiyiz diye savunma olmaz. Gaziantep macindaki hakemin yaptigi hatalar dike yapilmadiginin kaniti degildir ki zaten tapelerden Federasyon baskaninin o hatalari gorup be soyledegi ortadadir. Diger takimlarin trabzona az oynamasi subjektiftir ki bir cok insan obur turlu dusunuyor. Trabzonun tesvik primi gonderme ihtimali FB'nin sucunuazaltmaz. I.Akinin kac macta kac gol attigi kendisine gonderilen parayla ilgisizdir. Telegolde ne konusuldugu, fatih terimin ne dedigi, agza takilan bantlar, melonun rierayi dovmesi, necatinin transferi Fenerbahceli uoneticilerin sike yapmasiyla hic ama hoc alakali drgildir.