19 Eylül 2012

Dikine giden Stoper!


Futbol gelişiyor, değişiyor ve günden güne saha içerisinde olabilecek bütün ihtimalleri bilme yarışı hız kazanıyor. Hamleler güçlendikçe farklılık yaratma hissi daha özel planları devreye sokuyor. 4-2-3-1, 4-3-3 ya da 4-4-2’nin hemen her hamlesi önlem alınamayacak olsa da bilinebilir durumda. Teknik adamlar kafa yoruyor, ne yalan söyleyeyim ben de teknik direktör olsam neyi denerdim gibi sayısız düşünceleri gezdiriyorum kafamda.

Son dönemde büyük bir keyifle takip ettiğim Spielverlagerung sitesi yeni bir taktiksel ayrıntı ve oyuncu tipinden bahsediyor ya da ben ilk bu ayrıtıya sıklıkla burada rastlıyorum. Nedir bu derseniz oyun kurucu stoperin bir üst aşaması olan dikine giden stoper! Eylem açısından yeni değil aslında ama bu özelliği taşıması, buna göre eğitim imkanlarının açılması açısından "yeni".

En güzel örneği tartışmasız Lucio. Lakin Brezilyalı oyuncunun bu içgüdüsel çıkışları sıklıkla teknik direktörler tarafından yasaklarla engellenir, önüne geçilmeye çalışılır ve toplamda kural dışı hareket olarak yorumlanırdı. Orta çizgiyi geçmenin yasaklandığı adamdı Lucio.. Burada ise durum tam tersi. En güzel örneği Thomas Vermaalen.. Artık teknik adamların bu çıkışları maç içerisinde bilinçli olarak planlayıp rakibe küçük şoklar yaşatarak üstünlük kurmayı hedefliyorlar. Lucio’nun zamansız ve zaman zaman da tehlikeli olan çıkışlarına kısaca bir düzen getirildiği düşünülüyor. Bu çıkışları maç içerisine sıklıkla yapan stoperleri de son dönemin modası olan oyun kurucu stoperin bir ileri aşaması olarak kategorizelendiriliyor.

Stoperler bu çıkışlarında topu üçüncü bölgeye taşımasının yanı sıra topa sahip olduğu bölgede Mehmet Demirkol’un son dönem demeçlerinde ve yazılarında sıklıkla bahsettiği “oynama noktasını” ya da " pas opsiyonlarını" fazlalaştırıyor. İlerideki dengeyi her açıdan bozan bu dikine gidişleri gerçekleştiren stoperi artık kimi takımlar oyun kurucu stoperin yanına yerleştiriyor. Almanya’da Badstuber’in dikine ve ileriye pasları önemlidir ama Hummels’in dikine çıkışları daha da önemlidir. İspanya’da Ramos’un oyunu açması güzeldir ama Pique’nin çıkışları etkili ve denge bozucudur. Sıklıkla ileriye doğru hız almış stoperin kolay adam geçebildiğini görürsünüz zira bu beklenmedik durum karşısında ani hamle yapıldığında savunma dengesi alt üst olur.
Bu ileride daha çok kullanıldığı vakit günden güne uzayan stoper boyunda bir kısalma olması düşünülüyor. Her uzun stoperin yanına bir kısa ve hareketli olanı eklenebilir.

İçeriye hangi koşullarda dalıyoruz?

Bu özellikle son dönemin modası olan 4-2-3-1 ya da 4-1-4-1 gibi tek forvetli sistemleri benimseyen takımlara karşı uygulandığında başarı sağlıyor. Bir forvet savunmasına karşılık dörtlü savunmada ileriye çıkış olduğunda üç defans oyuncusu, üçlü savunmada da iki oyuncu başına üşüştüğünde adam fazlalığına her daim ulaşıyorsunuz. Diğer türlü bir stoperiniz "boşta" kalıyor. Mesele size karşı tek forvetle oynayan sistemler karşısında bu boşta olan oyuncuyu değerlendirmektir bir başka açıdan..

İlk defa bu terime Spielverlagerung sitesinin Ajax-Az maçı değerlendirmesinde rastlamıştım. Burada her iki takım da 4-3-3 dizilimi ile sahada olsa dahi savunma pozisyonunda 4-2-3-1 ve 4-1-4-1'e geçiyor. İşte bu da yine dikine giden stoperi yolundan alıkoymuyor.. Ajax her ne kadar buna en uygun stoperini satmış ola da kadrosunda bu oyunculardan bulundurmaya özen gösteriyor ve muhtemelen bu akımın çıkış noktası olmayı bir süre daha sürdürecektir..

Farkı nedir?

Özellikle bu ileri çıkışlar, beklerin aksine kenarlarda değil kombinasyona daha fazla ihtiyacınız olduğu merkezde sizi adam fazlalığına ulaştırıp pas opsiyonunun artırılmasını sağlıyor. Top ikinci ve üçüncü bölgelere taşınıyor. Savunmanın dengesini bozuyor.


Stoperin dikine doğru çıkmadan önceki hazırlığı..


Orta sahaya giderek; Adam fazlalığına, pas opsiyonunun arttırılmasına, rakip savunmanın dengesinin bozulmasına yol açan bu hamle stoperin doğru zamanlamasıyla başarılı hücumlar gerçekleştirilmesinde önemli paya sahip olabiliyor.


*Bu tarz stoperlerin dikine oynamayan, önce topa sahip olmayı düşünen garantici takımlarda, ikinci bölgede yatay geçişleri sıklıkla tekrarlayan futbol anlayışlarına sahip kulüplerde daha faydalı olduğu görülmüştür.

*İleri çıkma koşulu ise topa yüzde yüz sahip olup takımın yerleşimini almış olması, yoksa olası bir top kaybı sonrası yenilen kontrada golü yedirebilir bu çıkışlar.

*Burada temelde yine dörtlü defans oynuyorsunuz. Barça’da olduğu gibi dörtlü defansdan birisini orta sahaya kaydırma bambaşka bir durumun ifadesi, karıştırılmamalıdır.

*Bu oyuncuların tarifini yapmak gerekirse ortalama stopere göre kısa boylu ve hızlı olmasının yanı sıra teknik becerisi yüksek olmalı ve bire bir de etkili olması gerekiyor.

*İki örnek var, ikisi de Hollanda okulu mezunu. Ajax’tan daha geçenlerde Tottenham’a transfer olan Vertonghen ve yine Ajax’ta Arsenal’e geçmiş olan Thomas Vermaalen. Zira bu hamle dahi diğer pek çok taktiksel hamlede olduğu gibi zamanın Total Futbol'unun ufak ayrıntısının bugüne taşınmasıdır.

* Bir üst aşaması artık kalecinin de dörtlü defansın içerisine girip pas yapması olacak sanırım.

8 yorum:

Celal Abbas dedi ki...

Milli takımımız Portekizzle yaptığı bir resmi maçda (2008 avrupa şampiyonası olabilir) pepe topu alıp dikine gidip verkaça girip golü atmıştı. Böyle bir gol yemişliğimiz var milli takımımızın.

Celal Abbas dedi ki...

Bence futbol en büyük aşamayı futbolcu kendini bir mühendis bir eğitimci gibi geliştiridiğinde yada geliştirme öğrenme isteğinde olduğunda aşama kaydedecek. Ben futbolun bir satranç oyunu gibi olduğuna inanırım. Sahada her zaman bir fırsat vardır. Bu fırsatı farkedip iyi kullanan futbolcular fark yaratırlar. Teknik Direktörler maç oynandığı esnada maça o kadarda büyük etki edemiyor. oyunu iyi okuyan maç içinde boşlukları , rakibin diziliş yada pozisyon hatalarını çok iyi değerlendirecek oyunu iyi okuyan futbolcular yetişmesi lazım. buda ancak kendini egitme geliştirme isteği olan futbolcularla mümkün. Hiç profesyonel futbolcu tanımadığım için yanılıyor olabilirim ama futbolcular çok para kazanıyorlar ve antrenmanlarda hocalarının kendilerine anlattıkları bilgiler dışında kendileri özel kafa yormalarla yada bişiler okuyarak yada analizler yaparak kendilerini geliştirme istekleri hiç yok bence.

Mesela Borges sen gidip internet sitelerini okuyorsun yeni birşeyler öğrenmeye çalışıyorsun. birşeyler öğrenme amacı ile yazında bahsettiğin siteye girip bişiler okuyorsun bişiler öğrenmek için. Bir bilgisayar mühendisi yada bir doktor kendini geliştirmek için yada yeni çıkan şeyleri ,tedavi yöntemlerini öğrenmek için literatür okuyorlar. Futbolcularda ben böyle şeyleri yaptıklarına ufacıkda olsa inanmıyorum. Sadece maç öncesi analizleri dinliyorlar o kadar. benim düşüncem bu. Gerçi daha teknik direktörlerimiz işin farkında değilki futbolcularımız olsun.

Mesela çok merak ediyorum kaç tane teknik direktör Messinin Sahte 9 Oyunundan haberdardır yada incelemiştir. bence haberdar olmayan çok futbolcu ve Teknik direktör vardır. Bilmelimi peki? Ben neden Sen Neden Futbola kafa yoruyorsun bunun bir nedeni bir motivasyonu var. Eğer o motivasyon yoksa iyi para kazanıyorsa şuanki yaptıkları kendine ve çalıştığı kulübede yetiyorsa bir sonraki aşamaya neden geçsinki. Bir Sonraki aşamaya geçirtecek Talep yok. Talep olmadığı iççin o motivasyon oluşmuyor ve Bilmesinede gerek kalmıyor.

goandgun dedi ki...

Sitenin ortaya koyduğu yerinde bir tespit de sistenin almanca olması kendi adıma biraz hayal kırıklığı oldu:( Ama anlayabildiğim kadarıyla Zonal Marketing'in tarzına benziyor...Keşke ingilizce opsiyonu filan olaydı da okuyaydık ...

Cartalete dedi ki...

Ne zamandır benim de üzerinde durduğum bir konu. Artık adama bağlı alan markajı o kadar gelişti ki; kilit açmak için stoper desteği elzem oluyor.

Estonya maçında da hatırlanırsa; Ömer Toprak'ın orta sahaya kadar topla çıkışı Estonya'nın adam paylaşımında sorun yaratmış ve Emre'ye bir delik açılmıştı.

Borges dedi ki...

Cartalete: Kilit noktası da burası. Unutmuşum, hatırlattın iyi oldu.

Misal Bundesligada bu sezon ilginç bir şekilde orta sahada adam adama markaj veriliyor. Tam da burada stoperin dikine gidişi hem kolaylaşıyor hem de bütün dengeleri bozuyor.

Muratonovic dedi ki...

Bir yıldır bekliyorum stoper orjinli Zokora Trabzonspor'da zayıf takımlara karşı stopere çekilip böyle bir rol üstelenemez mi diye ? Videoton maçında Giray sakatlandığında o kadar ümitlenmiştim ki acaba diyerek...

Dünya futbolunda yeni varyasyonlar tartışılıp denenirken, neden bizim hocalarımızın aklından bile geçmiyor ?

4 dedi ki...

galatasarayin kayserispor deplasmaninda yaptigi bir mac aklima geldi.Neill bunu cok iyi yapmisti ve bircok pozisyonumsu yaratmisti.Neill zaten o teknik seviyesi ve top surme yetenegi ile Barcelonada oynayabilirdi.Guzel adamdi Neill.Iyi bir galatasaray takiminda cok daha iyi is yapardi.

EsseGessE dedi ki...

Biz servet çetin ileri çıktığında gözünü kapatıp ölümüne yardırıyor sanıyorduk meğer taktikselmiş.:D şaka bir tarafa servet örneği yerinde olurdu eğer Galatasaray o anlarda rakip sahaya yerleşmiş ve parsellemiş olsaydı.
Man Utd maçında Dany'nin başlardaki topla çıkma denemeleri de bir an için aklıma geldi ama o da tam olarak değil zira Dany o anlarda baskı altındayken kaptığı topla çıkmaya çalıştı ve kaptırdı doğal olarak. Ama Dany'nin oyun kurucu stoper alternatifi olarak alındığını düşünürsek bu özelliğini de geliştirmesi muhtemel. Bunu görünce de "stoperlerin boyu kısalacak" öngörüsüne de katılmamak elde değil