14 Eylül 2012

Podolski & Cazorla

Arsenal'ı gıcırları..


Podolski ve Cazorla'nın bir asist bir gol atıp takıma ilk galibiyeti kazandırdığı Liverpool maçını izledim. İlginç ayrıntı şudur ki ben Podolski'yi ilk defa geriye bu kadar çok yardım yaparken izledim.

Premier ile Bundesliga arasında fark çok fazla. Aslında benzeşen sadece saha dışı koşullarının muazzamlığı. Taraftarlar statlara geliyor, zemin futbol oynamaya hep müsait ve toplamda benzer şekilde futbol buralarda hep güzel ortama sahip. Saha içerisine bakarsanız fark çok fazla. Bu ayrıntıyı ileride çok daha geniş bir şekilde ele almak gerekiyor.

Premier Lig'in en önemli farkı ise temposu. Topun ayaktan çıkış süresi. Buna bir başka ligin topçusunun ayak uydurması kolay değil. O tempolu oyunun içeriği nedir bu yine tartışma konusu. Top bir oraya, bir buraya giderken içerisinde barındırdığı "akıl" ya da taşıdığı "bilinç" kısmının miktarının ne kadar olduğunu masaya yatırmak gerekir.

İçeriği ne olursa olsun Bundesligadan giden oyuncuların büyük bir kısmı ilk dönemde tempoya ayak uyduramama sorunu yaşıyor. Dzeko'nun ilk maçlarını hatırlayın ya da diğerlerinin.. İşte benim anlamadığım Bundesliga maçları içerisinde topun olmadığı kısımda olmayan Podolski burada doksan dakika üstelik beke yardım edecek şekilde mücadele etti. İnanılmazdı aslında.. Altı ay sonra bu olsa anlardım belki ama ilk maçlarında böylesine mücadele edip hiç yapmadığı işlere soyunması..

Tam da Podolski'nin bu açıdan uyum sorunu yaşamaması ilginç geldi.

Buradaki tanımı şudur Podolski'nin; Doksan dakika onu sahada bile göremezsiniz ama öyle yerde öyle bir şekilde topla buluşur ki ismi tabelada hep olur. Şut tekniği muazzam, saha içi kendi yeteneğine göre konumlanışı çok güzel ve toplamda gole en yakın adam olmuştur her zaman. Ya asist ya gol'dür onun açılımı ama asla mücadele değil. Kenar oyuncusu olarak onu oynatmak çok büyük bir riskti aslında.. Lakin adam ikinci maçında bekine en çok yardım eden oyuncu olmasını geçtim maçta birden fazla kendi yarı sahasından başlayan deparlarla tozu dumana kattı..

Wenger'in bir sihri var, bu kesin..

Hiç yorum yok: