29 Kasım 2013

PUSU


Ahmet Şık gazeteci. Kelimenin gerçek anlamıyla. Savaş muhabirliği de yaptı memleketi yakından ilgilendiren araştırmalar da. Ahmet Şık ve Nedim Şener’in Ergenekon davası içerisine dahil edilip soruşturmaya uğraması ve nihayetinde sahte delillerle içeri atılması AKP hükümetinin bu davadaki samimiyetsizliğini kanıtlayan en önemli gösterge oldu. Pek çokları AKP'nin yaptığı en önemli stratejik hata olduğunu da söyledi.

 Ergenekon AKP iktidarı öncesinde de  konu olmuş, 96'larda Can Dündar'ın hem kitap yazıp belgesel  üzerine belgesel çektiği geçmişi olan bir davaydı. ilk etapta AKP karşıtlarının dahi merakla üzerine eğilip zaman zaman niyet konusunda kararsız olan hatrı sayılır bir kitle vardı. Lakin ne zaman ki Ahmet Şık-Nedim Şener bu davaya dahil edilip içeri atıldı işte o zaman insanlar  iktidarın muhalifleri sindirmek amacıyla davayı aracı ettiğine kanaat getirdi.

Peki Ahmet Şık neden içeri alındı?

İmam’ın Ordusu’nu yazıyordu.  Kısaca polis teşkilatını Cemaat’in nasıl ele geçirdiğini “belgeleriyle “ ortaya koyacaktı. Mahkeme süresince kanıtlanmış olan abuk subuk bildiri virüs yoluyla bilgisayarlara sızdırıldığı için. Aslında daha çok polis teşkılatının cemaat yapılanmasını afişe edeceği için..

Tutuklanma sürecini ayrıntılarıyla anlattığı Pusu kitabının 377 ile 416.sayfaları arasında fişleme belgeleri bulunuyor. Yüzlerce polisi Cemaat'in nasıl takibe alıp fişleme yaptığını gösteriyor. İçerisinde de tüm bu operasyonu ayrıntılarıyla anlatıyor. Ben size kitabın son sayfalarında yer alan fişlemelerden iki örnek göstereyim. Her polisin ismi, cismi, rütbesi ve elbette fişleyenlerin üçlük beşlik gibi kendi rütbelendirmeleri mevcut.


Pusu kitabının sonunda yaklaşık 40 sayfadan oluşan  bu belgeleri Şamil Tayyar da aslında onayladı.



Bakın dün Şamil Tayyar'ın Taraf'ın 2004 MGK Gülen Operasyonu manşeti sonrası bir anlık hezeyanla attığı tweet...



Hanefi Avcı zamanında Eskişehir Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunması bir yana 80 öncesi ve sonrası Devrimci Yolcu'lara işkence ettiği bilinen eski ülkücüdür. Sadece Cemaat'i hedef aldığı için oldukça garip bir şekilde  "Devrimci Karargah" davasından tutuklandı. Ergenokon'a dahil edildi. Öyle ki Ahmet Şık'ın 23 Temuz 2011'de içeride tutuklu bulunduğu sırada vefat eden arkadaşı Şaban Dayanan'a işkence eden Hanefi Avcı ve Ahmet Şık aynı davadan içeri atıldı.

 Avcı'nın iddiaları gündeme dahi gelmedi. 

Hülasa emniyet içerisinde Cemaat'e karşı olan gruplar türlü alicengiz oyunlarıyla nasıl yerlerinden edilip teşkilatın yeniden dizayn edildiğini Ahmet Şık ve Hanefi Avcı anlattı.

 Şamil Tayyar da onayı verdi.


Hiç yorum yok: