20 Ocak 2008

Seni Sectim Pikacu.! #3



Levent Tüzemen'in bugünkü yazisindan..

"Dünya kulübü Real Madrid'in yönetimi, geçen sezon şampiyon olmadan önce İtalyan hoca Fabio Capello ile yollarını sezon sonu ayıracağını açıklamıştı. Şampiyonluk sonrası Capello gitti, Alman Schuster, Real'in başına getirildi.
Bayern Münih Kulübü'nden 10 Ocak'ta yapılan açıklamada sezon sonu ünlü teknik adam Ottmar Hiztfeld'le yolların ayrılacağı ve takımın başına Alman Milli Takımı'nı dünya üçüncüsü yapan Jürgen Klinsmann'ın getirileceği açıklandı. Ve Klinsmann ile 2 yıllık sözleşme imzalandı. Klinsman 1 Temmuz 2008'de işbaşı yapacak. Bayern belki Almanya şampiyonu olacak, belki de UEFA Kupası'nı kazanacak. Sonuç ne olursa olsun, Hitzfeld gidecek, Klinsmann gelecek...
Geçen sezon küme düşmekten zor kurtulan Hamburg'u bu sezon zirveye oynatan Huub Stevens'ın gelecek yıl PSV Eindhoven'ın başına geçeceği daha şimdiden resmen açıklandı.
Bu üç örneği neden verdim? Türkiye'de böyle bir karar alınır mı? Bence kesinlikle alınmaz. Çünkü Türkiye'de kulüpler haftalık veya aylık yaşıyor. Hocanın bilgisi, becerisi, vizyonu göz önünde tutulmuyor. Saha içi sonuçlar Türk antrenörlerin kaderi oluyor. Bu durum Türkiye ile Avrupa futbolu arasında profesyonel düşünme konusunda ne kadar büyük farklılıklar olduğunu da gözler önüne seriyor.
Bayern'in başına geçecek olan Klinsmann şimdi mevcut takımı mercek altına alacak. Oynatacağı sisteme ayak uyduracak oyuncuların kalmasını isteyecek. Belki bazı futbolcuların satılması konusunda yönetime rapor verecek. Hatta alınması gereken oyuncuların listesini sunacak. "


Hayir cok yanlis bir yazi degil ama ayrintilari unutmus. Ben insanlarin Avrupada dahi o kadar da profesyonel düsündüklerini sanmiyorum. Hic bir takim sezon sonu gönderecegi hoca ile yoluna sezonunun sonuna kadar devam etmek istemez. Ya karar kesinlesmemistir ya da istedigi antrenör henüz sözlesmesi geregi mevcut takiminin basindadir. Liverpool da onca is cevirdi arkasindan Benitez'in ve acik ve mert bir sekilde aciklayamadilar Hocaya olan güvensizliklerini.. Tüzemen'in verdigi üc örnegi inceleyelim:

Hamburg sezon sonuna kadar devam ediyor zira antrenöründen memnun olmama gibi bir durum söz konusu degil. Boyle oldugu vakit yeni hoca bulunduktan cok kisa bir süre sonra mevcut hocanin görevine o gün son verirler. Nedir durum ? Huub Stevens zorunluluktan dolayi degil kendi istegi ile takimdan ayriliyor. Karisi Eindoven hastanesinde yatiyor, agir hasta. Gidecek.. Önemli kriter: Basarili bir hoca.. Iyi niyetinden de kimsenin suphesi yok. Buna ragmen ben Hamburg takiminin sezon ici sorun yasayacagini dusunuyorum. hic kimse seneye basinda olmayacak bir adamin otoritesinde sorun yasayamayacagini soyleyemez. Bayern Munih de ayni sekilde. Hocasi ile kimsenin sorunu yok. Hitzfeld isteseydi on yil kalirdi o takimin basinda. zaten zar zor bin bir caba ile bir yil uzattilar, yüksek ihtimal televozyon yorumculuguna geri dönecek. ayrintisi: Kendi istegi ile ayrilacagini acikladi ve elbette yerine birisinin bulunmasi gayet olagan.. Kimsenin kizdigi ya da tuhaf buldugu gibi bir sorun yok. Real Madrid ise son ana kadar aciklamadi. Haberler cikiyordu ama Capello gelmeden önce de Schuster'in ismi gündemdeydi. Hatta Capello olmasaydi belki cok önceleri Schuster gelecekti.

Profesyonellikle alakasi yok efendim, bir takim ne olursa olsun teknik adamin otoritesini boslamak istemez. Sadece herhangi bir umudu kalmamis ise ancak o zaman isim aciklanir vesaire..

Avrupada aslinda ordan baktigimizda görüdügümüz gibi degil belki de.

Hiç yorum yok: