12 Şubat 2008

Sin Palabras




"Ben kimseye hangi irktan oldugunu sormam; insan olmasi yeterli, daha beter ne olacak" ( The Man That Corrupted Hadleyburg, Mark Twain )



Daha beteri yok, insaniz iste.. Bir seyleri düzeltmeye cabaliyoruz, zira carpiklik, hasar söz konusu. Bu hasarli, carpik curpuk sistem tarafindan bicimlendiriliyoruz. Kusurluyuz.. Su halimizle kusursuz bir toplum yaratma ugrasimiz var ama nafile.

Asik oluyoruz.. Ancak ve ancak özünü kavrayamadigimiz, ucundan biraz taniyip geri kalanini bizim uydurdugumuz kimliklere.. Askin bir zamani var, zira o kusur ne kadar daha saklanilabilir ki ? Nereye kadar.. Her seyin bir sonu var.. Bu sizin kendinizi nereye kadar kandirabileceginiz ve muhattabinizin özüne ulasma süresi ile ilintilidir.. Kusurludur cünkü o. Bu yüzden evlilik ya da kusurlari saklayamayacaginiz ölcüde rahat birakilmislik hali biraz öldürür aski, kimileri sonrandan yeseren yeni kusurlu kimliklere kendi defolarina karsilik görür ve "ok" der, devam eder, en kötüsü de ali$ir.. Aslinda bastan bu sekilde kabul etseydik, her seyi oldugu gibi algilamaya yönelik bir yasam sürseydik, belki cok baska olurdu cok sey.. Hala ve inatla Simulakrlar dünyasinda yasiyoruz.. öyle bir sey ki, tasarladigimiz, hayalini kurdugumuzun karsiligi yok bu dünyada. O sekilde inandirilmis, hayalini dahi kurabiliyoruz asli olmayan sahtenin sahtesine ya da Baudrillard deyimiyle Simulakr..

Dostunuz da aksamlari evine gittigi sürece iyidir.. Sizinle kendi kusurlarini saklayabilecek ölcüde uzak kaldigi sürece dosttur, arkadastir.. Kolay degil her seyden önce. Ben 10 yil, 24 saat bir adam, bir kadinla yasadim dostlugu,, kendimden, yanimdakinden,karsimdakinden igrendim sonunda. bir daha dünyaya gelsem kimseye karsi bu denli ciplak kalmamaya yemin ettim. Gerek yok.. Cafelerde bulusup arada sirada beraber sabahlamak varken ne gerek var böyle icini acmaya, röntgenini cektirmeye.. Ben degilim ki sorumlusu ? neyim varsa benden izinsiz insa ettiler bedenime. Engelleyemiyorsun bilsen de.. Sey gibi bu.. Misal batil inancim yok, bir dine dahi inanamiyoruz, birak batilini filan.. Velakin uyurken iki elimi iki bacagimin arasina koyamiyorum, fakir kalirim korkusu nedeniyle.. Babaanne alti yasina kadar isledi bunu bana.. Bilsem de olmayacagimi, en kötüsü fakirlikten dahi korkmasam da yapamiyorum.. böyle bir sey bu. Derinlemesine analiz ettiginiz vakit neden diye kimseye kizamiyorsunuz en ala kaziklari yeseniz ve hatta cikaramasaniz da icinizden.. Sizin ya da onun sucu degil ama bu bir seyi degistiriyor mu? farkinda olsaniz dahi otomatige baglanmis pisliklerinizi temizleyebiliyor musunuz ? Cokca zaman evet kötü, bencil, egoistce ama bu sekilde düsünüyorum ben diye kendinizi kandirmiyor musunuz ? hayir kandirmiyorsunuz ,gercek bu. Asilmasi uzunca bir zaman sürer, üzerinize kimin nasil isledigini bilmediginiz insansizliklarinizdan.. Oysa gercegi oldugu gibi en basindan kabul edebilseydik, bizlere abuk subuk masallar ve masal kahramanlari yerine gercek ve pek de kahraman olmayan insanlari tanitsaydilar, daha az yikim olurdu yasamimizda muhtemelen.. Bu yüzden maskelere, yalanlara, dolanlara, bir baska türlü kendimizi göstermeye zorunlu kilinmisiz.. Burada Maske aslinda bizim taktigimiz degil, toplum tarafindan bize takilan, zorunlu olarak üzerimize gecirmek durumunda kaldigimiz kimlikler.. Sonra yalan, Sonra kazik atti.. Sonra "gercek"..


Bir sekilde kesisiveriyor öteki ile yolunuz.. Ben bir sey yapmiyorum, bir kelimemden, giyimimden, kiyafetimden kendisine benim icin kimlik biciyor varolan kimliklerinden.. Sandiginda bana uygun düseni yok, olmasi da mümkün degil. Izledigi filmler, taniyabildigi kadari ile kefesine attigi insanciklardan derledigi torbasinda malasef benimle uyusani yok, sizinle uyusani da yok, öyle kimlikler, insanciklar, karakterler bu dünyada yok her seyden önce.. Big Brother ya da 1984 geyigine girmiyorum ama bakin cevrenize, size sunulan yasamlara, kimliklere.. Ne kadar gercek ? baska türlü görüyor beni ve tanimliyor. hayal kirikligi kacinilmaz ve yalan..

Buraya kadar gelmis iken..

insanoglu cok seyi bilmiyor, bu cok iyi iste.. Yalan, iki insanin yan yana dolasabilmesinin, bir araya gelebilmesinin, ortak zeminde bulusabilmesinin en önemli sebebi.. digerine dokunabilmenin tek yolu. Borges'in öteki adli hikayesindeki gibi..

Borges, bir gün köprüdeki bir bankta gencligi ile karsilasir.. Kendisinin 35 yasindaki hali ile.. Eh, hos bes muhabbet ederler, uzunca bir süre beraber vakit gecirildikten sonra gecen zamanin özeti akilda kalan haliyle su sekildedir:

"..birbirimizi o kadar iyi taniyorduk ki birbirimize hicbir sekilde yalan söyleyemiyorduk ve konusma hic ilerlemiyordu.."


insaniz iste.. Yetinmiyoruz, Mesele neye sahip oldugumuz, hangi yasam kosullarinda su bedeni itekledigimiz degil, bir baskasina göre hangi konumdayiz.. Cevre, konumlandirma.. Cok önemli.

Cocuklarina iyi bir gelecek vermek adina ebeveynler cabalar, durur.. Iyi bir gelecek nedir her seyden önce ? bir cocuk eger ki dogru bir sekilde iletisim saglandigi vakit her seyden mutlu olabilme becerisine kavusabilir, digeri luks arabasinda alkole bogulup intihardan bahsederken.. Neye sahip oldugunuzun hicbir önemi yoktur özünde. Ama güvenemezsiniz.. Cevreye karsi yenik düsersiniz. bu yüzden cevreye soyle bir bakar, ona göre en iyisini verme cabasina girer insanoglu.. Olmasi gereken kendi varolan yasam kosullari ile barisik bir sekilde cocuk yetistirmektir. Zira algisaldir aslinda her sey. Kit kanaat gecinirken cocugunuza Audi R8 almak oldukca yorucudur bir ölcüde de imkansiz. velakin onun bu arabaya ihtiyaci olmadigini anlatmak cok daha kolaydir. Kisa ve zahmetsizce bu ve benzeri onbinlerce sorundan kendinizi kurtarabilirsiniz.. Cevreye yenik dusmeyin, cabalayin, iletisimi sonsuz kilin, önemli olan o elinizdeki veletlere varolanla yetinmesini ogretebilmek.. Budur büyük miras..

Su an hayal ettigim veya olmasini istedigim hemen herseyin oldugu takdirde dahi mutlu olamayacagimi biliyorum. Her seye alisacagimi.. Bir baska acidan herhangi bir seyin yoklugunun acisini cekmeden varligindan keyf alamayacagimi.. Bugün bilmem kac menülü yemeklerden tiksinme noktasina gelir iken ögrencilik zamani cm basinda yemeksiz bilmem kac vakit gecirdikten sonra yapilan menemenden alinan tadi, keyfi, hazzi düsünüyorum.. Üc yil önce özlemledigim, ah su olsa dedigim ne varsa sahip olmama ragmen bugün sahip olamadigim, coktan yitirdigim basta safligimi, asik olma becerimi, inancimi, sorgulamadan yasama kabiliyetimi ariyorum.. Aptalca bir oyun bu yasam baska bir sey degil..

Beynimin her tarafina yayilmis cam parcaciklari var, düsündükce, aciyorum, düsündükce..

Ve evet., Futbol bir kacis, futbol tutkuyu doguracak ölcüde bagimlilik yarattigi icin birilerinin üzerine el attigi, baska baska sekilde kullanima yol acildigi bir oyun. Ve ben, tüm bunlarin disinda kafamda cöreklenmis 75 milyon sorunu dusunup evime gelmektense, Galatasaray'in lincolnü neden oynatti veya oynatmadiyi dert etmek istiyorum.. Bilincli bir secim bu, baska bir sey degil. Yarin Galatasaray maci var, simdiden mutlu oluyorum, daha ne diyeyim ? Dünyayi kurtarmaktan vazgeceli uzunca zaman oluyo ki kendisi batakliga sapli kalmis bir adamin bir baskasini kurtarma cabasinin ironiden baska bir anlama tekabül etmesi yeterince ironik midir ki ?


....

bir süre yokum,

iyi bakin kendinize..

3 yorum:

allworldfree dedi ki...

insanların bir cok maskeden olusmustur ibaresini bircok insandan duydum ama insanlar sunu gozden kacırıyor. biz en masum halimizle dogduk ve adlandırdıgınız maskeleri takan diger insanlar; babaanneler,anne-baba ve ozellikle muhafazakar dunyada kacamıyorsun yapmacılıktan. bunu farkeden insanlarda sunu gordum. saf insana gidis yolu var ama su an ki dunyada o kadar zor ki; bunun yarattıgı korku adım attıramıyor benlige. ve belkide bu yuzden senin bahsettigin yalan varsa devam vardır iki kiside. ne actıysan kendini o kadar yalansın o kisiye.

Borges dedi ki...

Insanin kendisinden yola cikip tümevarmiyoruz. Tümdengeliyoruz. Elimizdeki nesneye yeni, orijinal bir yapit olarak bakmiyoruz, kaliplastirilmis insan siluetleri ile üzerine gidiyoruz. Yalani biz doguruyoruz. yalan soylenmez, söyletilir. Bir cok maskeden olusuyoruz belki ama bu daha cok imkansizliktan dogan zaruret. Baska türlü anlatamiyoruz ki ? Karsidaki ifadenin kaliplarindan ona bölünüp maskelestirerek yakinlasiyoruz.. Baska sansimiz mi var ki ?

Yalan, o coktan kafasinda yarattigi insan ile uyumlu bir iliski olmasi icin kacinilmaz bir eylemdir.. ve bu sosyal yasamin olmazsa olmazidir. Sahici benliklere, bir baska yerde kopyasi ya da benzeri olmayan insanlara henüz hazir degiliz..

allworldfree dedi ki...

İnsanlar doganın kendileri icin varoldugunu dusundukleri andan itibaren ona hukmetmeye basladılar. Magaradan cıkanlar farklı bir hayata basladı ki; film burda baslıyor. Bir hayvan gibi yasayan insancıklar benliklerinin ne kadar guclu oldugunu farkettiler. Beyinlerini kulladıkca da hukmetmeye basladılar hayata. Ve iste maskeler girdi hayata. Dusunebiliyormusun bir erkek pandanın kisilik degistirip uremek icin dislere yaklastıgını..
İste bizi farklılastıran sistem bunları yapma zorunlulugu getiriyor. Senin diger yazılarında
farkettigim; Almanya gibi sisteme mukemmel entegre olmus toplumda en buyuk sorunlardan birisi. Ama su hep beni dusunduruyor. Alman soguklugumu yoksa anadolu sıcaklıgımı daha yapmacık?