26 Nisan 2009
Kahnlasma Egilimi: Manuel Neuer.!
Schalke macinin uzatmalarinin dahi son saniyesinde Hamit Altintop cok güzel bir sut cikarir, Neuer ayni güzellikte kurtarir ki bu macin son aksiyonudur, korner dahi kullanilmaz, mac biter.. Akabinde kurtardigi sut sonrasi Neuer birden sampiyon olmuscasina sahanin cevresinde kosar ve korner direginin yanina kosup resimdeki kahnvari hareketi gerceklestirir. Ben buna hicbir sekilde sasirmadim, alman basini "Kahncilik" oynuyor Neuer gibi yaklasiyor ki dogrudur.. Hafta ortasi röportaji vardi ve Neuer'e sorulan suydu:
"Halil, Bordon'un kaptanligi kendi istegiyle birakmasinin ardindan Schalke takiminda sizin kaptan olmaniz gerektigini söyledi, siz ne düsünüyorsunuz ?
Neuer ise "olabilir, buna takim karar vermelidir"
gibi zirvaladiktan sonra Kahn gibi ben de kaleciden kaptan olunmasinin cok da kötü olmadigini gösterebiirim, Schalke'nin Kahn'i olurum gibi seyler söyledi. Bunu yapabilecegini göstermekten de kacinmadi.. Hatirlarsaniz burada da islenilen 4 dakikalik Schalke sampiyonlugu sonrasi Bayern, Patrick Anderson'un frikigi ile sampiyon olurken Kahn da benzer bir sevinc yasamisti tek farki birisi Sampiyonlugun digeri de galibiyetin sevinci olmasidir... O 4 dakikalik Sampiyonluk sevinci ve ardindan gelen trajediyi yasayan Schalke tribünlerinde o zaman 15 yasinda olan Neuer de vardi ve mac sonrasi biraz da bundan dolayi öyle yaptim diye aciklama yapiyordu ama toplamda bir Kahnlasma egilimi söz konusu..
Van Bommel, Toni Kroos henüz kiralanmamis iken bir hata yaptigi vakit biz onu hemen Kahn'in yanina oturtup yaptigi hatanin cezasinin cekmesini bu sekilde sagliyoruz diye belirtirken kaleci olsun olmasin böyle bir karakterin takim ici disiplin,düzen ve motivasyon acisindan ne gibi öneme sahip oldugunu gösteriyordu.. Kaleciden de kaptan olur gererkirse lakin mesele o karaktere sahip olmaktir.
Neuer ise Kahnlasma egiliminin bir baska ciktisini Bayern macinin frikigi esnasinda sanirim barajda istedigi gibi durmamis olacak ki frikik sonrasi Kuranyi'yi dövmeye kalkisarak gösterdi. Alman Spikeri Neuer'in bu müdahalesi sonrasi kirmizi kart tehlikesine dahi isaret etti.. Kuranyi biraz karsilik vermeye cüret etseydi ikisi de kirmizi kart görebilirdi. Görüntülerden de anlasilir ki Neuer'in tepkisi abartiliydi.
Bir özentilik durumu var ve cok da kötü degil ama bu karakter meselesidir özünde.. Özenerek olacak sey degil .. Kahn, böyle bir karakterin meyvesini yemistir, hicbir zaman yetinmemis, takimi ayaga kaldirmis ve cesitli basarilari da kazanmistir ve fakat bunun tersi durumlar da gerceklesmis. Oyuncuyu isirmalar, dövmeler saha icerisinde, kendi oyuncularina karsi inanilmaz sert tepkiler ve daha cok sey.. Cesitli cezalar, onlar bunlar.. bedelini de ödemistir. Özenerek olunmaz bu is.. ya böyle bir karaktere sahipsindir ya da degil gibi..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
23 yorum:
ne anlatmışssın gerçekten hiç bir şey anlaşılmıyor. cümleler çok düşük olmuş bazı yerlerde...
Emre: Anlamadigin cümle nedir ? Arsenal maci sonrasi detayli anlatabilirim, cümle düsüklügü kadar algisal zorluk da olabilir ama alt tarafi Kahn'in benzer hareketlerinin yapildiginin söylendigi bir postta nedir yahu anlasilmayan, resimler bile anlatiyor cok seyi.. Su Adsiz arkadassin anlasilan.. e hadi bakalim ugrascaz demek ki.)
yok ben ilk defa yorum yapıorum sana
adsız falan değilim
Ben de bazen anlamıyorum ama bunun sebebi karmaşıklık değil,çok fazla isim var bir,bu adamların bazen yarısını hiç tanımıyor oluyorum iki,inatla okuyorum üç.bıraksana kadın bilmediğin adamları diyebilirsiniz elbet:)
Y;)))
Bazen senin bloguna göz gezdiriyorum, akabinde bir de kendi bloguma bakip ikisi arasinda bir bag kurmayacalisiyorum, neden y. burada ve daha da önemlisi bu yazilari okuyor diyorum.. henüz bir cevap bulabilmis degilim ve sanirim sen de yardimci olamayacaksin bu konuda bana ;)
ne bileyim çoğu insana batmış gibi gözükse de neuer'in hareketleri bana öyle gelmedi. takımı ateşlemek için gibi gelir hep kalecilerin dellenmesi. gerçi o baraj olayında iyice coştu adam. gerçi maç neredeyse bayern-neuer arasında geçti. yani ben bile televizyon karşısında delirdim, arada bağırdım:D
son olarak da anlatım bozukluğu vb. hataları bloglarda aramak, bunu insanlara söylemek son derece garip geliyor bana. bu bir dergi, gazete ya da akademik çalışma değil. insanlar "yaz ve çık" yapıyor.
Futbol Muhalifi: Ben elestirileri olagan karsiliyorum sadece adsiz yorumlari cok fazla sallamiyorum zira baska yerlerden de rahatsiz insanlar mevcut ve bir sekilde rahatsizlik vermek icin kasiyorlar:)
Ne zaman ki sürekli gördügüm yorum sahipleri bir elestiri getirir o zaman.. gecenlerde benzer nitelikte elestiri mailleri aldim, hepsini dikkate aliyorum, daha iyi olmaya veya daha az okurken insanlara rahatsizlik vermeye calisiyorum.. öyle olmasi gerekmese de bu böyledir bende. Velakin adsizlarin ise niyeti bellidir derim, ciddiye almam.)
bence Neuer'i hafta arasindaki "seni kaptan görmek istiyorlar" söylemi de biraz hareketlendirdi gibi.. bu benim fikrim elbette.. Kuranyi yerinde olsaydim mac filan dinlemez dalmistim ben o anda ona.. Sakin adammis Kuranyi:)
Mr.BORGES,benim bloğuma baktığınızda hayat aşktan ibaretmiş gibi görünse de,ağacın diğer dallarını unutmamak lazım.
;)
Sevgili y., burada da aski, tutkuyu kesinlikle bulabilirsiniz.. Böyle bir ask olmasa böyle bir alem -futbloglari- yaratilabilir miydi ? Bence tartismasiz yüce bir askin meyveleridir futbloglar.. Bunun disinda takdir ediyorum ben hem blogunuzu ve ayni zamanda su posta olan ilginizi..
borges adı ile yazdığınız için beklentiler yüksek olabilir.
mesela bana "ve fakat " çok sempatik geliyor.
neuer e
ya olduğun gibi görün.ya göründüğü gibi ol diyebiliriz.
karga hüdhüd kuşu gibi yürüyeceğim derken kendi yürüyüşünü unuturmuş.
Atif: biraz bloga göz attiginiz vakit aslinda bazi seyler anlasilabilir. Ben konusur gibi yazarak ancak bir seyler üretebiliyorum, diger türlüsü ancak haftada bir ya da iki yazi yazabildigim zaman mümkündür.. Günde en az üc post atan ve bir kac mac izleyen insanlarin bazi güzellestirme eylemlerinden mahrum kalmak durumunda olacaginin unutulmamasi gerekir.. Extensor'un ortaya cikardigi "ve fakat" efsanelesecek yakinda, cekiniyorum bu kalibi kullanmaktan artik ;)
borges, van bommel hakkında ne düşünüyorsun? bayern'de oynayacak kalitede oyuncu olduğuna inanmıyorum ben, bazen cepheden derinlemesine iyi toplar oynayabilse de hücumu bizim cisse'den hallice. attığı çoğu pas iftira resmen, rakiple uğraşmaktan da bıkmıyor, çirkef. iyi bi lider olabilir, taktiksel birikimine de saygı duyarım, ama o kadar da "kaliteli" bir ortasaha olduğuna inanmıyorum...
delgado: Van Bommel bence "fena" da degildir. Cirkef ve hirsi mevcut. Eskiden muhtesem sutlar cikarirdi aslinda burada o biraz köreldi. hücüm orta seviyede ama mücadele gücü cok yüksek.. Bazen takimin genel durumuna göre bu tipte futbolcu eksikligi doguyor.. Iyi bir Lider degildir, elde kalanin en iyisidir aslinda.. Bayernde son sezonudur..
@borges
üst üste okuyunca anlaşılıyor hangi post'u çok hızlı yazdığın, hangisinde es verdiğin... hızlı yazdığında hata gibi gözüken şeyler, bilinçli yazdığında bir tarza dönüşüyor ama emre'nin dışardan baktığı bir gözde haklılık payı var bu sefer:) sürekli okumayan biri için bu sefer fazla devrilmiş cümleler... yani bir domino sırası gibi toplamda güzellik oluşturacak şekilde değil de, mikado'nun çöpleri gibi rastgele...
derim naçizane:)
neuer'e gelince, o kadar sırıttı o kadar sakil durdu ki o karşı tribüne koşuşu, yani içinden gelerek değil, planlı, isteyerek, olmaya çalışarak... olmadı ama... çünkü ne demişti ursula abla mülksüzler de:
devrim yapamazsınız, devrim olabilirsiniz ancak!
Dogrudur, daha iyi olmak gerek, daha anlasilir olmak gerek sevgili Varol ;)
yok daha anlaşılır olmaya gerek falan yok, bu tarzını koruman gerek sadece, burada o tarzdan kopmalar olmuş, bazen cümlelerin birleştirilmesi gerekmez, ve fakat ile biter, burada kendiliğinden birleşmemiş...
anlamışsındır sanırım ne demek istediğimi, inan bu kadar anlaşılır olmaya gerek yok, bazen anlamadan daha güzel her şey (proust değil, kafam girsin proust'a:)
senin liderlik meselesine -haklı olarak- çok fazla önem vermen sebebiyle sana sormak daha doğru:
bu yıl yaşadığımız en temel saha içi arıza "hakan şükür"süzlük değil midir?
bunu için elimizde pek çok argüman var bence.sonuçta geçen yıla bu yıl arası yönetim daha kötüye gitmedi zaten kötülerdi,oyuncu kalitesi çok geriye düşmedi bilakis bir nebze arttı,ve teknik direktör kalitesi de azaldı denemez,iyi bir temeli orta seviye bir şekilde yöneten bir kalli sonrası vasat üstü bir skibbe ve çok kötü bir bülent korkmaz ile idare bazında çok değişim yok bence.ekonomideki "ceteris paribus" mantığı ile diğer unsurlar sabitken değişken tek şey saha içi lidersizlik ve ortamdaki en temel sıkıntının hakan sonrası 25 başlı olan takım olduğunu görüyorum.futbolcu olarak 3-4 yıldır zaten çok bir şey yoktu hakan da ama fm tabiri ile "influence"ı 20 üzerinden 25lik adamdır kral.onun yokluğu takımın mental olarak yıkımını getirdi,olsaydı bu kadar kağıt helva yumuşaklığında olmazdık sanki...
Finrod: problemin büyügü yönetimin tavir ve davranislarinda, aldigi kararlarda yatiyor.. Yönetim ici celiskinin takima olan yansimasi, celisik tutumlarin sürekli olarak sergilenmesi..
Hakan Sükür bir yil daha kalsaydi su gün diyebiliyoruz ki takim ici birlik-beraberlik cok daha iyi bir seviyede olurdu..
Yorumları okurken 17 yorum bekledim.
Yahu dedim. Neden hiç kimse Hakan Şükür'süzlükten bahsetmemiş.
Derken...
Evet, yine o eskiye özlem...
Yine o eskiye özlem...
Bülent gidince Hakan gelsincilik...
Yine yeni yeniden.
Ayıp olacak ama çoğu insan bilmez zaten.
Neyzan Tevfik'in bir dörtlüğü var şöyle başlıyor.
Türk millite gariptir,
Her bir lafı kaldırmaz...
....................
....................
Büyüksün Neyzen Tevfik.
extensor: Bülent gitsin hakan gelsin diye bir yorum yok ki burada. Birisi teknik adam, digeri oyuncu bazinda konu oluyor. Su an takim ici gruplasma teknik adamalarin basini yiyor, oyunculari da keza.. Lincoln'e saydiriyorlar, diger bir lider cikiyor baska bir sey.. Bu takim ici birligi saglamasi icin belki de Bülent getirildi, biz kendi kendimize de oynariz babilinden.. Ama olmadi, yara büyük.. Sükür, iyi veya kötü Lincoln ve digerlerini de iceri kapsayacak sekilde birligi sagliyordu, bu birligin bir sonucudur son saniyede gecen sene o golün gelmesi ve Sampiyonluk.. Ya bunlari saglayacak magathvari bir hoca ya da lider bir oyuncu daha cok konu budur.. Son dörtlügü de anlamis degilim konuyla nasil bir ilgisi oldugunun..
Evet onu iyice açıklamak gerek aslında...
Hakan Şükür ÖNCELİKLE kendisi için takımı topluyordu bir arada... Bunu iyi anlamamız gerek.
Şimdi mesela tv başından nasıl bozuyorsa. O zamanda öyle topluyordu.
Şimdi bu işi tv başından kendisi için nasıl yapıyorsa onuda o zaman kendisi için öyle yapıyordu.
Geçen yılki şampiyonluğu ele alalım.
Servet, M.Topal, Emre Güngör inanılmaz yürekten oynamışlar harika performanslar sergilemişler ve şampiyon olmuşuz değil mi...
Peki ne demişiz sonra?
Hasan Şaş değnekleriyle deplasmana geldi, ruh inanç kıl tüy.
Servet neden kırgındı şampiyonluk kutlamalarında?
Sadece kupa töreninde onu unuttular diye mi?
Hayır bir gün sonra bile gazeteler, taraftar Hasan Şaş'ın değneklerini yazar konuşurken Servet unutulmuştu.
Hasan her zaman ki gibi taraftara oynuyordu halbuki.
2002'den beri futbol oynamıyor ki Hasan.
Tamam, hakikatten Hakan Şükür kalsa Galatasaray daha uyumlu olabilirdi özellikle bu son düzlükte.
Ama Hakan Şükür, Hasan Şaş, Bülent Korkmaz bir kanserdir.
Galatasaray'ı istedikleri gibi kullanırlar.
Ama öyle ama böyle.
İşlerine nasıl geliyorsa...
Mesela değneklere geri dönelim.
Hah o değnekler...
Nerede?
Sene başından beri yine sakat Hasan Şaş.
Ve Skibbe döneminde sıkıntıdan 90 kilo olunca, şişmişte iyice...
Skibbe gitmiş, Bülent gelmiş... ne olduysa iyileşmiş Hasan Şaş.
Sonra gazetelere haber salmışlar Lincoln vs.
Neden? Çünkü kendi iyilikleri için Lincoln gitmeli.
Diyorum ya bunların Galatasaraylılıkları kendileri için.
Hakan Ünsal'dan Şükür'den hepsinden biliyoruz.
Fatih Terim'in Volkan'ın tekmesini tek maça indirtmesinden biliyoruz.
Bunlar bu mantaliteyle profesyonalleşmişler.
Yada afedersiniz işin o...su olmuşlar.
Ve böyle Hasan kendine yer bulsun diye onu bunu yer.
Sonra olur 90 kilo.
Sonra o değneği ne yaparız biz?
Hakan Şükür özlemi budur. Borç batağında ki bir adamın tefeciden borç almasıdır.
Neyzen'in 4'lüğüyle de şöyle alakalı.
Hakan Sivasspor'a uğur getirdim der kızarız.
Ama aslında çok başka şeylerde yaparda aldırmayız.
kahn olunmaz, doğulur:)
Yorum Gönder