24 Mart 2010

Magath-Nerlinger Atismasi.!



Birisi Bayern'in yeni Hoeness'i, digeri de bildiginiz üzere Felix Magath. Bu aksam birbirleriyle DFB kupasinda karsilacaklar ama öncesinde bir tartisma yasanildi. Atismaya gelmeden önce..

Frankfurt-Schalke maci sonrasi cakma Frankfurtlu olarak iyice delirdim ben. Simdi skor sudur: Frankfurt 1 Schalke 4. Daha düzgün bir ifadeyle Schalke Frankfurt'u evinde dört gol atarak yenmistir. Peki macin icerigi sizce nasildir ? Ben anlatayim size..

Schalke, tek bir atak bile gelistiremeden sag kenardan kullandigi iki duran top organizasyonu sonrasi golleri buldu ve durduk yere 2-0 öne gecti. Frankfurt sonrasinda bastiran, oynayan ve golü de bulan bir ekipti. 2-1. Akabinde yine bu yüklenme asamasinda seksen dakikadan sonra yedigi iki kontra atak nedeniyle de iki gol daha gördü.. Durum budur. Dortmund macina bakin farkli bir sey görmeyeceksiniz diger maclara bakin keza yine Schalke'nin oynayarak yendigi tek mac göremeyeceksiniz.. Lakin inanilmaz bir duran top organizasyonu ve mücadele söz konusu ve bu ekstrem mücadele dolayisla kendisinin oynayamadigi maclarin genelinde rakip takim da cok fazla oynuyor desek dogru olmaz..

Bir mac degil de tüm sezonun böyle gectigini gördügünüz zaman sasiriyorsunuz. Macin icerisine ne Schalke oynuyor ne de rakip takim.. Cunku yirmili yaslarda ve hatta daha daha genc henüz okula giden bebelerin de icerisinde oldugu takim deli gibi basiyor.. Bu basma esnasinda kurtulmanizi ve temponun yükselmesini faullerle engelliyor.. Öyle sistemli bir faul yapilmasi söz konusu ki bu baskidan cikabilmeniz mümkün degil.. Nerlinger de bunlari göz önünde bulundurarak Magath'in Schalke'sine elestiri getiriyor..

"Schalke takiminin iki önemli özelligi var" diyor Bayern Sportif direktörü Nerlinger.. Birincisi duran top organizasyonlarinda inanilmaz tehlikeli bir takim ikincisi de yaptiklari taktik faullerle oyunun ritmini sürekli düsürmeleri/belirlemeleri..

Gayet de zeki bir adam olan Magath'in cevabi gecikmiyor:

"Sanirim bir uzman konusuyor burada.."

Uzman dedigi Nerlinger'in oynadigi 5 yil boyunca yaptigi 364 faul kendi zamaninin rekorudur.

Nerlinger Magath'in stratejisini futbolu daha ileriye götürmeyecek olan bir politika, bir felsefe oldugunun altinin cizerek ayni zamanda basarili olma adina böyle bir haklari da oldugunu da belirtiyor.

Magath ise takimlar arasindaki ekonomik ucurumu göz önüne alip söyle devam ediyor:

"Biz 70-80 milyon euro harcayip taktiksel olarak iyi bir sekilde yetistirilmis futbolculari alip yolumuza maalasef devam edemiyoruz ve bunun yerine cok da kucuk bütceler ile oyuncular alip bunlari kendimiz yetistirmek durumunda kaliyoruz. Elbette bu oyuncular Ribery-Robben seviyesinde degil ama yine de onlarla ayni sinifin icerisinde yarisa devam etmek durumundayiz."

Isin özeti sürekli faul yaparak, oyunu cirkinlestirerek bir basari saglamanin futbola getirdigi yarar-zarar konusu pek tabi tartisilabilir ve fakat bir takimin her sezon basi yüzlerce milyon euro harcama lüksünün oldugu yerde digerleri bunlarin onda birini bile bulamaz iken ayni yarisa ortak olmanin adaletsizligi isin bir baska tarafi.

Bu tartismayi Türkiye Süper Ligi icerigiyle biraz uyustugu icin buraya tasidim.

Magath'in takimi bu sekilde basarili olabilir, diger anadolu kluplerinin büyükler karsisinda basari saglayabildigi gibi. Lakin bunun futbola verdigi zarar da gözardi edilecek gibi degil. Gollerin su gibi aktigi, herkesin futbol oynamaya calistigi ama cok da kalite olarak adlandirilmayan Hollanda Liginin bugüne kadar icerisinden cikardigi dünya yildizlarini say say bitiremeyiz sanirim. Mücadelenin temelini olusturdugu Magath futbolunun bir benzeri olan Türkiye Süper liginin de cikardigi yildizlari sayamayacagimiz gibi..

Nerlinger haksiz degildi. Schalke bugüne kadar yaptigi 569 faul ile Bundesliga takimlari arasinda en cok faul yapan takim olup ilk sirayi aliyor.. Bayern ise 399 faul ile 17.sirada..

7 yorum:

delorean dedi ki...

Schalke'nin bu başarısında Magath'ın çok büyük payı var tartışılmaz ama doğrusu ben de birçok maçını izledim Schalke'nin ve futbol namına hiçbir şey oynamıyorlar,kadroları zaten yetersiz.Ama her maçı bir şekilde tek farklı kazanmayı başarıyorlar.Geçen seneki H.Berlin'e benziyorlar biraz.Sonlarının öyle olacağını sanmıyorum tabi Magath faktörü var burada.

joeyknish dedi ki...

Nerlinger ile Magath arasındaki tartışmanın hammaddesi olan Magath’ın oyun felsefesinin bizim Süper ligle biraz uyuşuyor gibi olduğu görüşü de temelden tartışılacak bir kavram gibi geldi bana..

Süper Lig’in Magath’ın felsefesine benzediği yorumuyla bir kere sayın Magath’ ayıp etmiş oluruz sanki…

Magath’ın oyuna yaklaşımı kendisinin bilinçli bir tercihi….Futbolu ileri götürür, geri getirir, suya götürüp susuz getirir o ayrı mesele.. Ancak Magath kendine bir yol çizmiş ve hak bildiği bu yolda yalnız kalsa da gidecek o belli..

Bizim futbolumuzun bu halde olması ise belli bir tercihin, bir yol haritasının sonucu değil gibi sanki..…İlla bir şeye benzeteceksek bizim Türk futbolunun hali pür melalini, valla ben benzete benzete demokrasi anlayışımıza benzetebilirim..Bizim futbol cemiyetimizin aktörleri için futbol ‘’amaç değil araçtır’’…O bakımdan yani…

Başkanı ‘’Yemişim Avrupa’yı, bana takımı ligde üç sene üst üste şampiyon yapacak hoca lazım’’ diyen; hakemi maçtan önce kafası yarılan yardımcısına pansuman yaptırıp maçı oynatan; futbolcusu ilk golü yedikten sonra oyun disiplininden kopan, iki pası doğru dürüst yapamazken en ufak hatasında hakemin etrafını yılbaşında İstiklal'e yalnız başına çıkma gafletinde bulunmuş turist hatunları fordlayan abazanlar gibi saran; hocası takımdan kovulmasının 40'ı çıkmadan diğer takıma giden,; basını senelerdir gün aşırı Henry'i Fenere, Ronaldinho'yu G.Saray'a transfer etmeden duramayan, televizyoncusu yıllardır en çok izlenen programa yorumcu diye çıkarttığı hakemle saatler boyu bir ofsaytı, bir taçı, bir korneri Uğur'a defalarca ileri geri oynattıran ya da kahve masası formatında üç tane birbirinin dediğini dinlememeye anlamamaya yeminli adam + bir yorumculardan çok konuşan program sahibi+ yancı kadrosunda bir de hakem eskisi istihdamlayıp tartışa tartışa geceyi sabah eden yine de bir sonuca varamayan bir ortamda… -

Hollanda gibi-futbol oynamaya çalışmak yerine -Türkiye gibi- futbolun amaç değil araç olduğu, başkanından taraftarına, yorumcusundan hakemine herkesin sadece kendi hırslarını tatmin etmek için ırzına geçip bir kenara attığı sonra da ''Ulan bu bizimki de bi boka benzemiyor, bir şu Avrupalılarınkilere bak bi de bizimkine'' deyip aşağıladığı bir yosma haline getirdiğimiz güzel bir hanımefendiye, kafası otomobil camına sıkıştırılmış İffet’e de benzetebiliriz futbolumuzu..

Demokrasi anlayışımız ya da İffet… İnşallah istikbali benzemez, ne diyeyim…

Borges dedi ki...

joeyknish: Bu etkileyici ve güzel yorumunuz temelde Magath'in kosullar dolayisla basariya giden yolda mübah saydigi yöntemin Türk Futbolundaki yansimasidir.

Bizim icin önemli olan sonuclar ve onun getirdigi basari. Bu acidan bakildigi zaman taslar yerine oturuyor.

Adamin derdi futbolu yorumlamak degil kavga-gürültüyle kendisini seyredilir kilmak, ise de yariyor. Sonuc izleniyor ama futbol icin degil.

Adamin derdi özünde futbol oynamak degil, kira-döke, oynatmama felsefesine dayali bir güzel sonuc almak. Sonucu aliyor cokca zaman futbolsuz bir sekilde.

Adamin derdi oyun olarak futbol degil ilgi ceken spor olan futbolun getirileridir.

Her sey sonuc odakli oldugu zaman degisen bir sey olmuyor.

Magath elindeki bu siradan futbolculardan kurulu kadro ile Sampiyonluga ancak bu sekilde ulasabilir ki basaridir ama icerisinde güzel futbol yoktur hatta yer yer anti-futbol bile diyebiliriz... Anadolu kluplerinin de sansi sadece bu sekilde bir felsefe belirleyerek mi sonuca ulasmaktir ?

Ali Ece dedi ki...

Çok anlamlı ve analitik bir paralel kurmuşsun kardeşim, ufuk açan cinsten bir karşılaştırma

Borges dedi ki...

Ali Ece: Genelde kararsiz kaliyorum bu tartismanin icerisinde. Diger kluplere göre hamle yapma sansi cok ama cok olan misal Schalke gibi 140 milyon euro borcu olan ya da Üc büyükler gibi transfer yapma sansi olmayan anadolu kluplerinin bayern ile üc büyükler ile ayni sinifin icerisinde yarismasi ne kadar adildir veya bu dengesizlik sonrasi basari adina futboldan uzaklasmalari ne kadar yanlistir bilemiyorum..

Ama su kesin ki futbolun kendisinin sevildigi bir yerde anti-futbol her seye ragmen ortaya cikmayacaktir. Zira herkes takdir almak, basarili olmak icin savasiyor ve elbette sonuctan ziyade icerige dogru ,futbola bir bakis atildiginda insanlar belki basaridan "iyi futbol oynamayi" da cikaracaklardir..

joeyknish dedi ki...

Öncelikle yorumum hakkındaki müspet düşünceniz için teşekkür ederek geride kalmasına rağmen Nerlinger-Magath tartışmasının bizim ligin futbol anlayışına paralel mi bağlandığı yoksa kısa devre mi yaptığı görüşünden öte; amacım Nerlinger’in bu açıklamaları yapmasının arka planında Bayern –Magath arasındaki karanlık mazinin olup olamayacağını size sormak…

Şahsi kanaatim, Nerlinger’in olayı ‘’iyi ile kötü’nün’’ mücadelesi platformuna taşıyarak zamanında Bush’un yaptığı gibi ‘’Onlar şer ekseni…Ya bizdensiniz ya onlardan’’ şeklinde kendi lehlerine bir kamuoyu yaratma çabası olarak görüyorum..

Bu çabanın arkasında da muhtemel bir sezon sonu başarısızlığında (geçen seneyle beraber eder 2 sezon) eleştiri oklarının en azından bir kısmını karşı tarafa çevirmek suretiyle hedef şaşırtmayı amaçladığı kanatindeyim…

Ama eğer Magath sezon sonunda bu futbolla şampiyon olacaksa; burada kaplumbağayı değil tavşanı suçlamamız gerekmez mi diye sorsam!…

Sizin de daha iyi bildiğiniz gibi Nerlinger’in başına geldiği Bayern; geçen sene Klinsmanlı dönemde başarısız olmuş Bayern’dir.

Bu Bayern, .Klinsman’ın’’ Bir önceki sene UEFA finalini görememiş kadroyla benden Şampiyonlar Ligi’nde başarı beklendi. En büyük hatam bu çarpık duruma ses çıkarmadan görevi kabul etmemdi..’’ dediği Bayern’dir..

Bu Bayern geçen sezonun hayal kırıklığını unutturmak için önce kendi evladını yiyen; ardından yerine daha isimli ve kariyerli bir hoca getiren ve de ardı ardına yapılan transfer bombardımanı sonrası Lahm’ın sizin blogunuzdan okuduğumuz eleştirileriyle yüzleşmek zorunda kalan Bayern’dir..

Bu Bayern (iki şampiyonluğa rağmen gönderdiği Magath’ın) bu sezon da şampiyon olması halinde farklı takımlarda ardı ardına iki şampiyonluk alarak son 6 sezonda 4 şampiyonluk almış bir teknik adamı zamanında kovmuş olacak olma ihtimali beliren bir Bayerndir..

Eğer bir kaplumbağa son 4 yarışın 2’sini kazanırken, rakibi tavşan bu 4 yarışın sadece 1’inden galip ayrılıyorsa; tavşanın şapkadan çıkıp o şapkayı önüne koyması lazım gelir kanaatindeyim…

Zannımca Nerlinger’in derdi ‘’iyi futbol’’ değil, ‘’iyi futbol ‘’ jargonunu kendisine siper edip Magath’ın Bundesliga’nın son 6 senesine vurmuş olacağı muhtemel damganın kendilerinde yaratacağı hasarı asgariye indirme çabasıdır…

Galeano baba gibi ‘’birazcık daha iyi futbol’’ için avuç açmayı kendine dert etmeyenlerdenim.. Ama Nerlinger gibi ‘’Valla kendim için bir şey istiyorsam namerdim, tek isteğim futbolun iyiliği’’ şeklinde takiyye yaptığına inandığım bir adam karşısında Kaplummagath’ın yanında saf tutmayı bir borç bilirim…

Borges dedi ki...

joeyknish: Bayern Müniih ne kadar haklidir ?

Cokca zaman yanlis yönlendirme dogru cikarimlar üzerinden gider, en tehlikelisi de budur. Yani; En güzel yalan nasil ki dogrularla olusturuluyorsa burasi da belki biraz böyledir.

Nerlinger-Magath tartismasi mac sonrasi Hoeness-Magath olarak iyice alevlendi. Blogda vakitsizlikten yer vermedim ama tribünde hoeness stadin zemininden dolayi cildirmis durumdaydi, bilincli olarak böyle kötü bir zemini schalke sundu diye veryansin etti.

Simdi bu tartismada kim ne kadar haklidir ?

Nerlinger'i bosverin, hoeness zekasidir hepsi. Hem dogru yerden yakalar, dogru sonuclar alir ama genel tabloyu cizemedikleri icin hakli görünür.

Magath kovuldu. Basarili bir dönemin arkasindan kovuldu ama cok buyuk bir soru isareti var. Hoeness der ki Magath basarili olur lakin uzun sürecte oyuncular tarafindan gönderilmeye mahkum bir hocadir. Kendileri de oyunculari dinleyerek magath'i göndermislerdir. Schalke'de oyuncular yildizlastiktan sonra iki yil sonra ayni sürecin isleyecegini düsünüyor. Misal Rehhagel ya da Heynckes kovulmalarinin pismanligini yasar iken Hoeness-Beckenbauer ayni seyi Magath icin bugün bile söylemiyorlar.. Hele ki Magath sonrasi Hitzfeld gelip duble yapip iki kupayi ile onu unutturduktan sonra..

Toplamda ise hem Bayern hem Magath haklidir. Sonuc itibari ile daha önceden de söyledim: Magath kosullari kendisi yaratip futbolu baska türlü oynayip bir sekilde kazaniyor. Iceriginin ne kadar futbol oldugu su maliyet ile olusturulan kadroda sorulmasi en son gereken sorudur.

Ne zaman ki Magath Bayern gibi harcama yapip böyle iceriksiz bir futbol oynatir o zaman tartisirim ve fakat 18 yasindaki -matip-schimidt- ya da Edu gibi siradan oyuncularla bu böyle basari yakaliyorsa öyle veya böyle elestirilmesi degil tebrik edilmesi gerekir..

Yine de ekonomik dengesizligin futbolu vurmasi talihsizliktir diyorum..